CUMHURİVET 4 Temmuz 1939 Çahucak git... \ Ölümle biten hâdise Mevkuf aşçı, Adliyede hesab veriyor RADYO Sinema merkezinde yeni dedikodular Stokovski Parise niçin geldi? Ah, madam yetmiş yaşında olmak ne kadar isterdim! Doğduğu günün yıldönümünde aç kalan artist Holivud'dan yazıhyor: Greta Garbo yeni filmi Ninoşka'yı rejisör Ernest Lubitsch'in idaresi altır.da çevirmeğe başladı. Bu kordelâ, şimdilik îsveçli yıldızın bu ana kadar oynadığı facialara pek benzemiyor. Adeta bir komediyi andırıyor. Görüyorum, yüzünüzde küçük bir tebessüm belirdi. Bu, alelâde bir haber, diyorsunuz, dedikodu ile ne alâkası var.. Biraz sabredin, işin dedikodulu tarafı da mevcud.. Greta stüdyoda faalryete başlar başlamaz, bir senedenberi sevişmekte olduğu rivayeti ortada dönüp dolaşan maruf orkestra şefi buradan hareket edip doğruca Parise gitti. Ora dan gelen haberlere nazaran üstad orada gizli bir şekilde ıkamet etmekte ve kimse ile görüsmemektedir. Acaba, bu seyahat Greta ile aralarında bir anlaşamamazhk başgösterdiği için mi yapıldı, yoksa, artist uzun müddet yeni filmile meşgul olacağı için bestekâr onu sık sık görmekten ümidi kestiği cihetle bir müddet gönlür.ü gezerek olsun avutmaya mı karar verdi? Orası belli değil! Johnny Weissmuller yakın havaliden birinde, Brent Wood mmtakasında yeni bir ev yaptırarak oraya taşındı. Haber aldığıraa göre hemen mahallenin çocuklan evin etrafında Tarzan taklidi oyunlar oynamaya başlamışlar.. Hatta içlerinden ikisi yüksek ağaclardan birinin üzerinde bir vahşi kulübesi bile inşa etmişler, oraya çıkıp: Ho, hoo, hooo! Diye bağırıyorlarmış. Geçen gün ar tist evinin bahçe kapısından dışarı çıkar çıkmaz, ciddî giyınmiş, orta yaşlı bir kadm yanına yaklaşmış: Affedersiniz, demiş, biraz gelip Eddie'ye kolayca ağaca çıkmak usulünü öğretir misiniz? Clara Bow'un tekrar beyaz perdede görünmeğe başlıyacağına daır ortaya b« rivayet çıktı. Fakat ben buna kat'iyyen inanmıyorum. Çünkü Clara bugün tam bir ev kadını olmuştur. Kocası ve oğlile birlikte gayet mes'ud bir, aile hayatı yaşıyor, Buodan başjca kadıncağız o kadar şişmanladı ki sormaym.. 95 demiyeyim ama, muhakkak 90 kilo gelir.. Bu şeküde gülünc rollerden başkasma çıkabilir mi? Ekseri filimlerde Meksikalı şahsiyet lerini temsil eden Leo Carillo'nun 92 yaşında bir amcası vardır. Geçen gün stüdyoda yeğenini ziyarete gelmiş. O da partöneri Virginia Bruce'i amcasile tanıştırmış. Adam genc kadını çok beğenmi^: Ah, madam, demiş, güzellıŞin'z karşısında şu anda yetmiş yaşmda olmayı nekadar isterdim. 1 Stüdyoların birinde.. Yere bir kâpıd parçası düşmüş.. Gelin kıyafetinde bir genc kadm bu kâğıd parçasını alıyor. Fakat küçük yazıları iyice seçemeyince oturuyor, çantasmdan bir gözlük çıkarıyor.. İki üç satın güçbelâ okuyor. Sonra etrafma bakıyor, yabancı kimse bulunmadığını görünce gözlüğünün camlarmı hohluyor, mendilile siliyor, kâğıdı tekrar okumağa koyuluyor. Bu genc kadın Betts Davis'tir. Baki Süha = ^/ Gözün alabildiğine uzanan altın saıısı mak için çareler arıyordum. Biraz iyilebuğday tarlalarınm yanısıra ilerliyoruz. şip ayağa kalkabilsem. Bayram Ağayı Çatalcada olan ve ölümle biten bir Maretliye altı saat çeken Sümbüllü kö bulacak, başımdan geçenleri birer birer yünün yolu çekilir derd değil... Mevsim anlattıracaktım. Tapucu dost her iki sa hâdisenin muhakemesine, dün öğleden yaz, güneş tahammül edilmiyecek dere atte bir hrç şaşmadan odama geliyor, sonra Ağırceza mahkemesinde başlandı. kendi elile kinin yutlurup çay içiriyor, on Dava mevzuu, mevkuf aşçı Hüseyin cede kızgın, riizgâr sıcak esiyor. Senelik mezuniyetini Sümbüllü köyün beş günlük eski gazete ve mecmuaları Uçarın bjr gece arkadaşı Arif Çavuşu de geçiren Tapu memuru Nizamedd.n okumam için yatağın yanına bırakıyordu. tek tabanca kurşunile öldürdüğü iddiasıBeye misafirîiğe gidiyoruz. Bir kır betc Ev sahiblerinin hepsi de kabahat işlemiş dır. Davanın mahkemeye sevk şeklin? çisile uslu bir at gönderen bu şakacı ar gibi yüzüme utana utana bakıyorlardı. göre, Arifle Hüseynin bir borc yüzünden araları açılmış, otuz mart perşembe gekadaşın davetine icabet etmek içime bü Sanki beni hasta yapan onlardı! yük bir ferahlık veriyor. Fakat yolîar... Sümbüllünün güzel havası ve suyu ba cesi ikisi bir bakkal dükkânında oturup İnsanda takat bırakmıyor ki. Kâh bir ku na şifa vermiyordu. Hastahğımm üçüncü şarab içmişlerdir. Sonra Arifin evinde ru derenin içinden, kâh bir sarp dağ yo günü evde bir telâş hissetmeğe başladım. kahve içileceği sırada, yandaki evlerden lundan ilerliyoruz. Yollar ıssız. Ancak Nizameddin Bey bir aralık odama gelip Hüseynin, «Ben seni vururum ha!» diye bağırdığı duyulmuş, bu tehdidi müteakıJr. üç dört kilometrede bir, yaşlı ve bedbin hal hatır sorduktan sonra: öküzlerin çektiği bir kağnıya, yalınayak Kuzum Cahidciğim hamdolsun da bir el silâh sesi işitilmiştir. Hüseyin yollara düşen köylü kadmlarına, süslü biraz düzeldin. Biz bugün Kevseı köyü Uçar, lâmbayı söndürmüş, odadan ve bir ata kurulmuş uçar rahvan kaza mer ne düğüne gideceğiz. Akşam döneriz, sa evden çıkmış, kendi evine gitmiştir. kezine doğru yol alan köy ağasına tesa na bir hizmetçi kız bırakacağım, ne isterDün mahkemede isticvab edilirken: düf ediyoruz. sen emret, dedi. Ben, dedi, onu vurmuş değıüm. Bir aralık kır bekçisi Bayram Efeye Aman Nizamcığım neye telâş ctîi O, kendi elinde patlıyan silâhla vurulkorka korka, artık canım sıkıldı, köye yorsun, benim birşeyciğim kalmadı. Ya muştur. Bu, bir kaza mahiyetindedir. kaç saat sonra varacağız, dedim. rın ayağa kalkarım, siz keyfinize bakın, Ilk sözümü Çatalca Müddeiumumisi O sanki duymamış gibi beni eğhndir dedim. yanlış anlamıştır. «Eveb> dedim ama, mek maksadile hafiften başlıyarak perde Yarım saat sonra dostumun karısı, kız bu cevabı «Ben vurdum» manasma verperde yükselen bir sesle türkü söylemcye kardeşi, yengesi, iki küçük oğlu atlara medim. Bu cevab, Müddeiumuminin başladı. binip Kevsere yollandılar. Ev suyu çe sorduğu başka bir sualin cevabı idi. ZapKaleden ltaleye şahin uçurdum, kilmiş değirmen gibi sessiz sadasız kal ta yanlış geçirdiler. Sonraki ifadel?rim Ah ile vah ile ömrü geçirdim... nrntı. Bana bakacak olan hizmetçi kız de bunun böyle olduğunu gösterir. O geHep ayni ton üzerine söylenen bu gügörünürde yoktu. Yatağın içinde bir sağa ce eve gitmeden bakkal dükkânında Arif zel halk türkihü içime büyük hüzün döbir sola dönüp uyumağa çahştım, gazete Çavuşun tabancasmı doldurduğunu bana küyor, herşeyin basitten, sadeden, tekten okudum, not defterime baktım. Bir türlü köy muhtarı Hamza söylemişti. Orada ve yalmzdan doğduğuna inanıyorum. vakît geçmiyordu. içerek dönerken, yolda Arif, kendi eviRuhuma sıkıntılı bir marazilik, daha doğne girmemiz, birer okkalı kahve içmeBir aralık odamın kapısı vuruldu. Yaşrusu sevimli bir hüzün hâkim olmağa başmaklı bir köy kızı ağır ağır içeri girdi. miz hususunda ısrar etti, girdik; soyundu, lıyor. Bütün sevdıklerimden uzakta ta tabancasını mindere koydu, kahve takıbiatle karşı karşıya kalmış olman;n ver Yalnız gb'zlerini ve yüzünün bir kısmını mını getirdi, mangala cezveyi sürdü. diği garib hislerle başbaşa bulunuyorum. görüyordum. Emsalsiz derecede güzel Derken «Tut şu lâmbayı da şu tabanAltımdaki uslu hayvan o kadar rahat ve gözleri ve etinc dolgun vücudü bir anda cayı düzelteyim, sıkışmış» diye mindero kadar müsterih yürüyor ki benim için yataktan doğrulmama sebeb oldu. Ağır deki silâhı eline aldı. Benden dükkân ve garib bir sesle: bu kadar zahmete katlanmasına acıyor, Kevser köyüne düğüne gittüer. Ben anahtannı istedi, onunla kurcaladı, şarüzerinden inmek, biraz yaya yürümek isjuru çıkardı. Bu aralık silâh pathyarak, size bakacağım. Birşey ister misiniz? tiyorum. Dedi. Teşekkür ederek bir bardak su yere serildi. tkimiz de sarhoştuk. Ben Kaza merkezindeki memurların hayali sinema şeridi gibi kafamdan gelip g*çi vermesini rica ettim. Bastığı yeri oynata sarhoşlukla fazla düşünemedim, evime yor. Müstantik beyin tavla oynayış:, cak kadar sıhhatli yürüyen bu iri yapıh giderek yattım.» Malmüdürünün gazetesine dalması, Ma köy kızınm karşısında yatakta miskin misOkunan raporda, sol memeden giren arif memurunun siyasetten bahsedişi, îcra kin yatmaktan bir an utandım. Verdiği ve sağ omuz içerisinde kalan merminin, memurunun küçük kızına bakkaldan şe suyu başucuma koyduktan sonra oturma silâh ölenin kendi elinde iken isabet etker alması... Suda ağr ağır inhilâl eden sını rica ettim. Sıkıla sıkıla dizçöktü. Da miş olması imkânsız değilse de güç olmaddelcr gibi kafamda ağır ağır eriy;p ima önüne bakıyor, elile yaşmağınm ucile duğu, alelâde silâhla oynamakla bu şesönüyor. Bir kış gecesini düşüniiyorum. oynuyordu. Görüşmek için mevzu bul kilde bir isabetse müsteb'ad bulunduğu Bir ocak başında, yanan kütüklerin çıtır makta müşkülât çekiyordum. Havadan, yazılıyordu. tılarmı dinliye dmiiye kendimden geç sudan bahsetmek de olmazdı. Bir aralık Mahkeme, tahkikat yapanlardan biradını jordum, Biraz oynak bir tavırla gümek istiyorum. kaçmı dinliyerek, muhakemenin devalümsiyerek: Nihayet Sümbi'Ilü köyü görünüyor. mını başka şahidlerin çağnlmasına bırak Naciye, dedi. Daldığım rüyadan uyanıyorum. Vücu tı. Muhakkak konuşmak arzusundayd'. dümde müthiş bir ürperme ve üşünne başlıyor, alnım yanıyor, sıtmaya tutuluyo Sehirden ve şehirlilerden bahsetmemi istedi. «Pek uzakta oturuyorsun, ben de rum... hastayım, scsimi duyamazsın. Biraz daha Bilmcm kaç saat sonra Sümbüllüde yaklaş.» dedim... Vücudüm bu esnada Nizameddin Beyin toprak damh evinde, üşiimekle yanmak arası garib titremeler tertemiz yataklar içindeyim. Aman ya geç;riyordu. Hastaydrm! *** rabbi dünya varmış! Tapucu dostum, li (Bıı akşamki programJ Türklye Radyodifüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU '^31 OZI ' » H £81 'nı 6S9t T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw. T. A. P. 31,70 m 9465 Kcs. 20 Kw. 12,30 Program, 12,35 Türk müziği 1 Kürdilihicazkâr peşrevi 2 Artaki Kürdilihicazkâr şarkı Cismin gibi. 3 Kürdilihicazkâr şarkı Çılgınca sevip. 4 Kemençe taksimi. 5 Faize Şetaraban şarkı Badei vuslat içilsin. 6 Şemseddin Zlya Şetaraban şarkı Ey gonca açıl zevkini sür. 7 Saz semalsi. 13,00 Memleket 'saac ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 13.1514 Müzik (Karışık program Pl.) 19,00 Program, 19,05 Muzik (Szymanowski Varyasyonlu Tema Pl.) 19,15 Türk muzigl (Karışık program) 19,45 Türk müziği (Halk türküleri ve oyun havaları). 20.00 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji haberleri. 20,15 Türk müziği (Klâsik program). Ankara radyosu iüme heyeti. 20.55 Konuşma (Türk kuşunun 4000 kilometrelik memleket turnesine çıkan tayyarecilerimizin ihtisasları) 21,25 Neş'eli plâklar R. 21,30 Orkestra programmın takdimi 21,45 Müzik (Radyo Orkestrası Şef: Hasan Ferid Alnar) 22,30 Müzik (Opera aryaları Pl.) 23.C0 Son ajans haberleri, zlraat, esham; tahvilât, kambiyo nukud borsası (fiat) 23,20 Müzik (Cazband Pl.) 23,5524 Yarınki program. Operalar ve operetler 21,05 22,05 22,05 22,35 ParLs (P. T. T.): Figaro*mm lzdivacı. Luxemburg: Lakm6. Mılâno: Prancesca de Rlminl, Prag: Fidelio (2 nci perde). Greta Garbo'nun 10 gün evvel evinin bahçesinde alınmış bir resmi ve büyük pasta yaptırmış, mükemmel yemekler hazırlatmış, ahbablarını o akşam için davet etmişti. Saat dokuza geldiği halde Melvyn ortada görünmeyince misafirler sofraya oturup mükemmel karınlarını doyurdular. Nihayet geceyarısı oldu. Davetliler birer birer kalkıp gitmeğe başladılar. O sırada zavallı artist yorgünargın evine döndü. Fakat ne sofrada, ne de mutfakta yiyecek bir lokma bula madı. Ayrı ayrı iki filmin muhtelif sahnelerini çevirmek için on altı saat çalıştıktan sonra kendi yuvasında aç kalması hazin değil mi? Büyük konterler 20,05 Viyana: Brückner 2 nci senfonisl. 21,05 Bukreş: Haydn'in eserlerinden nıürekkeb konser. 21,15 Londra (Regional): Bizet ve sair bestekârlarm eserleri. 21,15 Prag: Dvorak'ın 5 inci senfonlsi. 21,20 Doyçlanzender: Çaykovski, Dvorak ve Sıbelius'un eserleri. 21,20 Hamburg: Mozarfın ]upiter senfonisi 21,50 Stokholm: Weber, Vivaldi, Delius ve Smetana'nm eserieri. 24,05 Prag: Çek musiklsi. Oda murikileri 16,30 17.25 19.30 22.05 23,05 23,20 23,40 23,40 Hamburg: Brahms, Reger, Knapp ve sair bestekârların eserleri. Varşova: Haydn ve. sair bestekarların eserleri. Bohmen: Mozart'ın bir trio'su. Varşova: Schumann, Şopen ve sair bestekarların eserleri. Roma: R&spighi, Dvorak'ın eserlerl. Leipzig: Muhtelif bestekârların eserleri. Kopenhag: Haydn ve Mozart'ın eserleri. Viyana: Smetana'nm bir kuvartet parçası. • Ir fikB s a t o r B a •^T Fransız muharrirlerinden Pierre Wolfun «Hakikati arayan adam» isminde bir senaryo hazırlamakta olduğunu evvelce yazmıştık. Bu kordelânın başrolünü Raimu'nun oynaması kararlaştırılmıştır. Eserin bir de ingilizce versionunun yapılması muhtemeldir. O takdirde ingilizce versionda başrolü tanmmış îngiliz karakter artisti Charles Laughton temsil edecektir. •fa İngilterenin gerek sinemada gerekse sahnede en meşhur ve en komik kadın artisti Gracie Fieldes geçen gün ağ'r surette hastalanmış ve Londra civarında Chelsa kadm hastanesine kaldırılmıştır. Bu rahatsızlık dolayısile şimdiye kadar hiçbir artiste yapılmamış olan nıerasim Gracie Fieldes için icra •edilmiştir. Matbuatta san'atkârın sıhhî vaziyeti hakkmda günü gününe rapor neşredildiği gibi muhtelif kiliselerde de iadei afiyeti için dua»lar okunmuştur. Halk da ayrıca meydanlarda içtima ederek temennilerde bulunmuştur. Nihayet Gracie kendisine yapılan kan nakli neticesi iyileşmeğe yüztutmuş ve bu haberi duyan bütün Ingiltcre halkının yüzü gülmüstür. •fa «Mucizeler» filminde başrolü oynıyacak olan Henry Hull mezkur kordelâda muhtelif makiyajlarla ayrı ayrı beş şahsiyet halinde görünecektir. M. G. M. stüdyosunun müteveffa Lon Chaney'e aid locasını işgal eden Henry Hull orada oturmayı cidden hak etmiş demektir. Solistlerin konserleri Prag: Şopen'in eserleri. Viyana: Liszt'in eserleri. Kolonya: Viyolonsel ve piyano konseri. 22,05 Kopenhag: Piyano konserl. 18,20 19,20 19,35 #** Ekmek imaliyesi C YENI ESERLER Hayat ) Ücretlerin tezyidine lüzum olmadığı anlaşıldı I monata bardağile başımda bekliyor. Misafirperver karısı: Bizim köyün havası pek güzcldir. Bir iki gün içinde düzelirsiniz, dıye beni tesejliye çalışıyordu. Düşürtmeğe başladım: Yolda acaba ne fenalıklar geçirmiştim? Bayram Ağa beni buraya ne halde getirdi? Üitümü başıını soyup yatağa nasıl yatırdılar? Nbbet esnasında acaba sayıkladım mı? Sayıkladımsa ağzımdan kötii lâflar çıktı mı? Hiçbirine cevab vermeğe muktedir bulunmadığım bu sualler, düşündükçe çoğalıyor, sevgili dostumun evinden kaç Hava kararmıştı. Naciye küskün küskün beni kazadan Sümbüllüye getiren uslu atı hazırladı. Köyde kalmama imkân yoktu. Son derece mahcubdum... Ata bindiğim zaman hastalık namma hiçbir şey hissetmiyordum. Sıhhatim tam ma nasile düzelmişti. Yüzümde tatlı bir hararet vardı. Kazanın yolunu bilmiyor dum. Hava da kararmıştı. Içimde nedametle karışık garib bir korku hissedıyor dum. Yola düzüldiim. Naciye arkamdan korkak ve ağlıyan bir sesle bağınyordu: Çabucak git çabucak, seni kimseler gormesm! Baki SÜHA Toroslarda kurulan talebe kampı J İstanbul ekmekçileri Belediyeye müracaatle Beledıye iktısad istişare heyetinin ekmek imaliye ücreti olarak çuval başına tayin ettiği 156 kuruşun az olduğunu, amele ücretinin arttığmı bildirerek imaliye ücretinin tezyidini istemişlerdi. İstişare heyeti geçen cuma günü bazı mütehassısların da iştirakile yaptığı top lantıda ekmekçilerin taleblerini dinlemiş, kendilerinden bazı malumat almıştır. İstişare heyeti yaptığı son tetkikler neticesinde yaz mevsimi dolayısile amele nin öteye beriye dağıldığı, bu yüzden fırıncıların amele ücretini bir miktar daha artırdıkları neticesine varmış, bunun ekmek başına iki paradan fazla tesir yap Geçen gün Melvyn Douglas'ın doğ madığını, halbuki mevcud formüle göre duğu günün yıldönümü idi. Karısı ^üzel masraf on para artmadıkça ücretlere zam yapılamıyacağını tespit etmiş ve şimdilik imaliye ücretinin tezyidine lüzum olmadı ğı kararını vermiştir. 193940 mevsiminde göreceğimiz filimlerden Bu kıymetli mecmuanın beşinci sayısı çıktı. Bu nüshanın kapağmda Goyanın üç renkli meşhur bir tablosu ve içeriye ilâve edilen dört sahifede baştan başa Goya'nın diğer tablolarile, Almanya ve İtîayanm büyümesini gösteren sekiz harita, tayyareciliğe aid bir resim, bir kroki vardır. En mühim makaleleri; Psikoloji ve roman: Profesör Şekib Tunc; Hasan Âli Yücel ve Neşriyat kongresi, İsveç ve Macarlann dört vatan şiiri: Mehmed Emin Yurdakul; ressam Goya ve san'ati: Kâzım Sevinc; muharrir olmak san'ati: tki meşhur İngiliz muharriri; Şahsiyet nedir?. Ord. Profesör Noodwerth. Ömer Hayyam ve rübaileri: Erküır; Bir tarih bürcü yıkıldı: Kemal Edib; Muvaffak olmak san'ati: Wiggam; Esrarengiz kâinat: Sir James Zeaks. Şiirler: Edib Apel, Ebed Yalnız, Kemal Edib, Faik Baysal. Büyük sözler; Almanya İtalya nasıl doğdu? Tayyareler... Bu saymın sahifeleri çoğalarak 40 a baliğ olması ve renkli tablolarma rağmen fiatı gene on kuruştur. Bütün okuyuculanmıza tavsiye ederiz. Alâkası yokmuş Ali Rıza Gebzeli imzasile gönderilen şu mektubu aldık: <Sayın gazetenizin 29/6/939 tarilıli nüshasında (bir kaçakçı şebekesi hakkmdaki tahkikat) serlevhalı bir yazıda benim ismim geçmektedir; meseleyi berveçhi zir tavzih ederim: 1 Kaçakçılık ile hiçbir alâkam yoktur. Ve mağazamda da hiçbir suretle araştırma yapılmamıştır. 2 Fıram, Antranik ve Hüsnü Halatla müştereken kaçak mal siirümü de yapmadım ki bu noktada bir de ihtilâfım olsun. 3 Yalnız Ara Arşerden faturalı ve kilosu 3 kuruşa, Fıramla müşterek bir miktar hurda çamurluk almıştım. Bu malın da gümrükten çıkarken yanlış tarife tatbik edildiği iddia olunduğundan malları gümrüğe teslim ettim. Ve Ara Arşere verdiğim parayı geri ald;m.> Trablusgarb Umumî Valisi ve kumandanı Emekli General Neş'et Akkınının bir erkek torunu dünyaya gelmiştir. Kendilerini ve babası Faruk Sokolluyu candan tebrik eder, yavrulan Muhiddin Akkma uzun ömürler dileriz. ERTUĞRUL SADİ TEK ŞENYOL . ÇINARDİBİ AİLE BAHÇESÎNDE bu gece MALIN GÖZÜ Vodvil 3 perde Okuyucu Aysel EGE TİYATROSU Nuri Gencdur ve arkadaşları (4) temmuz salı günü akşamı Üsküdar Fıstıkağacı Beyleroğlu bahçesinde ANALARIN GÜNAHI. Murad Şamil varyetesi Bartında AZİM KİTABEVİ Ahmed Kemal Aliş Cumhuriyet gazetesinin ve bütün mecmua, gazetelerin, kırtasiye, tuhafiye, Türk Hava Kurumu pivangosunun tevzi yeridir. c DOCUM Kampm kurulduğu Toroslardan bir manzara Adana (Hususî) Toroslann en gü direktörlüğü bu maksadı yerine getir zel bir yeri olan Bürücek yaylasmda bu mek üzere, okul talebelerinden zekâ ve yaz mevsımi için kujrulacağmı bıldirdi istidadlan müspet ve fakat yoksul hallı ğim talebe ve öğretmen kampının bü olanlardan seçtiği çocuklan burada kulün hazırlıkları tamamlanmış ve ılk ka racağı bir kampta beslemek, onların befile olarak 50 yoksul talebe, Kültür dı denî neşvünemalarını temin edici vasıta rektörlüğünün temin ettiği yol masraf ve meşgaleler vücude getirmek, ayni zalarile Bürüceğe gitmiştir. Kampa kabul manda da bazı derslerden zayıf olanlara leri takanrür eden 10 talebe de bunların kendilermi sıkmıyacak bir vaziyette arkasından iltihak edecektir. ders göstermek gibi mevzulan üzerine Bürücek kampı bu yıl ihdas edilmiş almıştır. Meccanî musiki dersi tir. Kampın kurulduğu saha ve bınalar, Doktor Remzi Gönençin bu yüksek teBeyoğlu Halkevinden: Sıhhat ve İçtımaî Muavenet Vekâletı berruunu takdir ve şükranla karşılar Keman, piyano, viyola, viyolonsel çamütehassıslarmdan doktur Remzi Gö ken, Kızılayla Seyhan Kültür direktörlan amatörlerin Evimizdeki toplu çalışnençin malı ıken mumaileyh tarafından lüğünü de, memleket gencliğinin iyi şe malara iştirak etmek üzere 10 temmuz Kızılay cemiyetine teberru olunmuş ve Kızılay cemiyeti de burayı kamp kurul kilde inkişafma hizmet edecek olan bu 1939 pazartesi gününe kadar Evimizin ması maksadile Seyhan Kültür dırek kamp işini ihdas ve idame ettiğinden do Tepebaşmdaki merkez binasma müracaJ at eylemelerini rica ederiz. törlüğü emrine tahsis etmişti. Kültür layı minnetle anarız. Jeannette Mac Donald «Kalbimi al göttir! > kordelâsının bir sahnesinde. Capaloglu Çiftesaraylar Sinema ve Bahçesinde IÇKISİZ SAZ: BU AKŞAM UNİR NUREDDİN ve arkadaşları Sinemada : Her program iki büyük filim gösterilmektedir. Kapısı: Cumhnriyet Matbaası karşısında j ^ ^ ^ ^ ^ ^ ^ H İstanbul halkının arzusu üzerine kıymetli san'atkâr