CUMHURfarET *Danzig ihtilâfı [Baştaraiı 1 inci sahifede] Yirmi Alman tayyaresi de serbest şehir üzerinde uçuşlar yaptıktan sonra şarki Prusyaya dönmüştür. hâd safhaya nezdinde dikleri takdirde, bundan zarurî olarak doğacak feci hâdiselerin mes'uliyetini üzerlerine almış olacaklardır. 1939 martındanberi Almanya, milliyet prensipile milletlerin kendi mukadderat lanna serbestçe sahib olmaları prensipini ileri sürmek hakkını kaybetmişlerdir. Almanlar Danzig hakkında bir hak ileri sürerlerse, Polonyanın hayatî menfaatlerinden başka, kendilerine verecek bir tek kelime cevabımız vardır: Prag.» Ordre gazetesinde Pertinax yazıyor: «Nisanda îngiliz ve Fransız hükumetleri Polonyaya yaptıklan vaidde Alman harekâtmın kendi hayatî menfaatlerine zarar verip vermediğini ve herhangi bir müzakereye başlandığı takdirde de, neyi verip neyi muhafaza edeceğini takdir hususunun yalnız Polonyaya aid olacağını bildirmişlerdir. Bu taahhüdümüzü yerine getirelim.» Hemen hemen müttehid olarak, bütün gazeteler barışm demokrasilerin azimli kalmalarına ve Hitler'in buna kani bu lunmasma bağlı olduğunu yazıyorlar. Jour gazetesi diyor ki: «Kendilerini kaybetmeleri ve ihtirasa kapılmaları müstesna olmak üzere, mihver memleketleri artık azim ve kararımızdan şüphe edemezler.»Populaire gazetesinde Blum yazıyor: «Daladye'nin nutkunu takib eden Halifaks'm nutku Alman milletine tamamen malum bulunuyorsa, bu nutuk banş kefesine kat'î ve nihaî olacağına inanmak istediğimiz bir ağırlık ilâve edecektir. Zira bugüna kadar hiçbir zaman diktatörler bütün tehdid veya tecavüze maruz memleketlerin muhakkak surette silâhla mukavemet edeceklerini hesaba katmamışlar dır.» Blum, yazısmı şu suretle bitiriyor: «Lord Halifaks'm nutkunun Alman efkârı umumiyesinde yayılması üç taraflı anlaşmanm akdini tesri etmesini ve Amerika bitaraflık kanunu tadilâtının iki mecliste çabuk kabul edilmesini temenni ederim.» giriyor mesai ile tekamül ettirilen Polonya ordusunun kıymetini Fransa takdir eder. Fransa Polonya ordusunun hak ve medeniyet davasma nasıl bir kuvvet getirdiğini pekâlâ bilir.» Hatayda af İİ30 edİIİVOr Askerlik ve yeni teşkilât kanunlarmm metinleri IBaştarafı ı inci sahifede] sonuna kadar askerlik şubelerine müracaat ederek tevsik edecek olan yoklama kaçağı ve bakayasınm cezalan ve bedeli nakdî verip de vaktinde talim için gelmemiş olanların fazla hizmetleri de affedilecektir. Teşkil edilmekte olan Hatay vilâyeti nin merkezi Antakya olacaktır. îskenderun, Kırıkhan, Reyhaniyc ve Yayladağı Hatay vilâyetinin kazalannı teşkil ede cektir. Bedirge, Karsu, Süveydiye, Babtorun, Hızırbey, Şeyhköy ve Harbiye nahiyeleri merkez kazaya, Beylân, Arsuz nahiyeleri îskendenma, Hamam nahiyesi Reyhaniyeye, Bezge nahiyesi merkezi Ordu olan Yayladağı kazasma, Aktepe nahiyesi de Kınkhana tâbi olacaktır. Hataym anavatana iltihakı dolayısile hazırlanmış olan kanun lâyihalarınm metinle rini bildiriyorum: Lâyiharun muvakkat birinci maddesi, şu şekildedir: Hatay hususî muhasebe teşkilâtı kuruluncaya kadar hususî idare muamelâtı aşağıki şekilde cereyan eder: A Varidat maliyece tahakkuk ettirilerek tahsil ve ayrı bir hesaba kaydolunacaktır. B Sarfiyat vilâyet idare heyeti tarafından tanzim ve usulen tasdik olunacak bütçeye göre hazinece yapılacaktır. Muvakkat ikinci madde Türk Fransız anlaşmasındaki tekaüdlere dair hükmün tatbik şeklini tespit etmektedir. Muvakkat ikinci madde şöyledir: Hatay vilâyetinin teşekkülü dolayısile hiyar hakkını Suriye ve Lübnan lehine istimal etmiyen ve Hatayda ikamet eden mütekaid, eytam ve eramil hakkında tatbik edilecek esaslar, bunların mülkiyet haklan hususî bir kanunla aynca tespit edilinciye kadar halen almakta olduklan istihkaklarının aynen tediyesine devam olunur. Hatay vilâyetinde adlî kanunların tatbik şekline ve ilâmların infazına dair kanun lâyihasındaki hükümler arasında onuncu maddede Hatay Millet Meclisi nin teşekkülüne kadar işlenmiş olan suç lardan dolayı maznun veya mahkum olanIann afları da vardır. Meclise verilmiş olan bu kanunlann sür'atle tetkiki için teşekkül eden muvakkat encümen, bugünden itibaren çalışma lanna başladı. Muvakkat encümene şu meb'uslar seçilmiştir: Doktor Fatma (Edirne), Fakihe (îstanbul), Mebrure (Afyon), Arif (Ankara), General Ahmed Yazgan (Urfa), Rifat (Zonguldak), Münir (Antalya), doktor Galib (Bursa), Fatin (Bursa), Reşad Nuri (Çanakkale), Rüsuhi (Çanakkale), doktor Akif (Çankırı), Şakir (Çorum), Emin Aslan (Denizli), İbrahim Tali (Diyarbakır), Fethi (Elâzığ), Salih (Erzincan), Emin Sazak (Eskişehir), Ahmed (Anteb), Nazmi (îzmir), îbrahim Alâeddin (İstanbul), General Muhiddin (Kars), Şerefeddin (Kars), Muharrem Celâl (Kastamonu), Rıza (Kastamonu), îbrahim Diblan (Kocaeli), Salâh Yargı (Kocaeli), Mahmud Nedim (Malatya), Nasuhi (Malatya), General Seyfi (Mardin), Hasan Menemencioğlu (Mardin), Fuad (Rize), Abdurrahman Naci (Sıvas), Galib Pekel (Tokad), Mithat Yenel (Tunceli), Nazım (Tokad). 2 Temmuz 1939 Elçiler Londraya çağrıldı yannamenin, İngiltere ile Fransa tarafından Lehistana karşı deruhde edilen garanti taahhüdleri hakkında bazı mehafilde izhar edilen tereddüd ve şüpheleri izaleye matuf olduğu temin edilmektedir. Londra 1 (Hususî) îngilterenin Paris büyük elçisi Sir Erik Fibs bugün tayyare ile Londraya muvasalat ederek Hariciye Nazırı Lord Halifaks'la mühim bir miilâkata bulunmuştur. Elçi, bilâhare Leh sefaretine giderek, Leh elçisile gö riişmüştür. İngilterenin Bükreş vc Berlin büyük elçileri de vaziyet hakkında izahat ver mek üzere acele Londraya davet edilmişkrdir. . • Lord Halifaks, beynelmilel vaziyetin karışıklığı dolayısile hafta tatili yapmıyacak ve Londrada kalacaktır. Leh elçisi, Daladye'nin Hitler Danzig'e gitmiyor Paris 1 (a.a.) Başvekil ve Harbiye Nazırı Daladye, bugün İngiltere büyük elçisile Fransanın Varşova büyük elçisini kabul ederek görüşmüştür. Jngiliz ordusuna verilen emir Londra 1 (a.a.) Harbiye Nezaretinin yaz sonunda muhtemel bir harekete hazır olmaları lüzumunu kara ordusu mensublarına tebliğ ettiğine dair çıkan haberler salâhiyettar mehafilce uydurma olarak tavsif edilmektedir. Malum olduğu üzere bundan daha iki ay evvel Harbiye Nezaretinin bir emirnamesi mucibince, kara ordusu askerleri ve ihtiyatlar senelik talimler haricinde muhtelif talim ve terbiyeye tâbi tutulmuşlardır. Binaenaleyh İngiliz ordusu iki ay evvelisine aid kararlarla yazm melhuz herhangi bir tehlikeye karşı koyacak vazjyette esasen bulunacaklardır. Berlin I (a.a.) «Havas» Hitler'in temmuzun 20 sile nihayeti arasmda Dan zig'e gideceği hakkında Berlinde dönen şajialar teyid edilmemektedir. Salâhiyettar mahfiller, halen buna inanmak için hiç bir sebeb mevcud olmadığını, zira Hit ler'in herhangi bir seyahate böyle uzun müddet evvel kar vermesi mutad olmadığını bildirmektedirler. Bu mahfiller, Göring'in seyahati hakkında da ayni ihtirazî kayıdlan dermeyan ediyorlar. Fransız kabinesi, Cumhur Reisinin riyasetinde toplandı Paris 1 (a.a.) Bugün Reisicumhurun riyaseti altında toplanan kabine içtimaında Haricye Nazırı Bone, haricî vaziyeti izah etmiş ve bilhassa Danzig ve Moskova müzakereleri hakkında tafsilât vermiştir. Bone, Polonyanın Paris büyük elçisile Pariste bulunmakta olan Fransanın Varşova büyük elçisinden aldığı malumatı da bildirmiştir. Kabine toplantısından sonra anlaşıldığına göre, Danzig vaziyeti bugün daha büyük bir teyakkuzu icab ettirmeklc beraber bazı propagandaların yaydığı ha berlere rağmen, Danzig'de hemen mühim hâdiseler olacağını teyid eder mahiyette Pariste malumat yoktur. Esasen Fransız ve İngiliz hükumetlerinin vaziyeti, Polonyaya karşı girişilen taahüdlerden ve Daladye ile Lord Halifaks'ın son nutuklaruıdan da tebarüz edeceği gibi, hiçbir şüpheye mahal bırakmıyacak derecede sarih ve aşikârdır. Bone, müsaid bir cereyan takib eden Moskova müzakerelerine devam husu sunda Paris ve Londra hükumetlerinin Moskovadaki mümessillerine yeni talimat gönderdiğini kabine arkadaşlanna anlatmıştır. tngiliz gazetelerinin mütaleası Çemberlayn bugün nutuk söyliyecek Londra 1 (a.a.) Y a r ı n akşam Çem berlayn İngiliz milletine hitaben radyo ile bir mesaj söyliyecektir. îngiliz Başvekilinin bu söyliyeceği nutka büyük bir ehemmiyet verilmektedir. Çemberlayn hafta tatilini de Londra civarında, dostlarının nezdinde geçirecektir. Danzig'te Alman hazırlıkları Gdynia 1 (a.a.) Polonya membaından bildirildiğine göre Almanyadan kalkan birkaç vapur, Danzig limanına gelerek karaya harb malzemesi ve bilhassa tayyare dafii topları çıkarmışlardır. Bu toplar, Danzig arazisinin sahillerine ve şehrin civar s'.rtlarına yerleştirilecektir. Almanyadan gelen gönüllü kıt'asına Danzig «Heimwachr» i ünvanı verilecektir. Danzig statüsüne mugayir olarak ser best şehrin gittikce açık bir şekilde askerileştirilmesinden Polonya makamları ha Nihayet Bone, haricî siyaset sahasında berdar edilmiştir. günün meselelerini ve bilhassa FransızAlman gönüllü teşkilâtı Türk, Fransız Suriye münasebetlerinden Varşova 1 (a.a.) Polonya gazetebrftoseylemiştir. leri, Danzig âyanı tarafından ittihaz ediKabine toplantısından sonra Bone, len tedbirlere ve bilhassa gönüllü kıt'alan Polonyanın Paris büyük elçisini kabul etvücude getirmek için tevessül ettiği teda* miş ve günün hâdiseleri ve Varşova hü rikâta dair şu tafsilâtı vermektedir: kumetile Paris ve Londra arasında yapıl«Geçen gece, vapurlarla Danzig'e makta olan malî müzakereler hakkında büyük kamyonlar getirilmiş ve bunlar sivil görüşmüştür. halka yasak edilen Bishofsberg'e sevko Kabine yeni tedbirler aldı Iunmuştur. Paris 1 (a.a.) Bu sabah toplanan Diğer taraftan gönüllü kıt'alarına aid nazırlar meclisinde Daladye, daima vaat sürüleri Danzig'den geçmektedir. Dan him mahıyetini muhafaza etmekte olan uzig topraklarında barakalar kurulmaktamumî vaziyet hakkında arkadaşlanna dır. Gönüllü kıt'alan bilhassa şarkî Prusmalumat vermiş, Fransanın icrâatını takyadan gelen 19 ilâ 23 yaşındaki genclerviyeye ve karanndaki azim hakkında den teşkil olunmaktadır. mevcud bazı tereddüdleri dağıtmağa maFranst zgazetelerinin tefsirler tuf tedbirleri izah eylemiştir. Paris 1 (a.a.) Journal ve Our gibi Nazırlar meclisi alınan tedbirleri itti müteaddid gazeteler Danzig'in temmuz fakla tasvib etmiştir. zarfında büyük tezahürlere şahid olacaDaladye, millî müdafaa için imza edi ğını ve Hitler'in de Danzig'e giderek bir len taahhüdlerin tasvib edilmesini istemiş nutuk söyliyeceğini bildiriyorlar. ve bu anlaşmalar da tasvib edilmiştir. Jour gazetesi yazıyor: Müteakıben Bone dış vaziyeti anlat «Görülüyor ki, Berlin, efkârı umumi mış, ezcümle İngiliz Fransız Sovyet yenın ve bilhassa İngiliz efkârı umumiyemüzakerelerinin müsaid istihalesi ve halen sinin Nüremberg kongresinden evvel Dan müzakere edilmekte olan metin hakkında zig'in resmen ilhakile Propaganda Nezamalumat vermiştir. retinin gayretleri sayesinde ihdas edilen Londrada neşredilen beyanname filî bir vaziyetin temhirine pek de muhaLondra 1 (Hususî) Bugün neşre lefet etmiyeceklerini hesab etmektedir.» Figaro gazetesinde Dormesson yazı dilen bir beyanname, Almanya tarafın dan Danzig'de herhangi bir askerî hare yor: Danzig senatörleri üzerlerindeki müthiş ket teşebbüsü yapıldığı takdirde Ingiltere ile Fransanın derhal bütün kuvvetlerile mes'uliyeti takdir etmek mecburiyetinde•Lehistana yardım edeceklerini sarih bir dirler. Emirlere veya kör ihtiraslara itaat şekilde beyan etmektedir. Mezkur be ederek tamir kabul etmez bir karar ver Belçika harb tedbirleri aldı Brüksel 1 (a.a.) Hariciye bütçe sinin âyan meclisinde müzakeresi esnasında Başvekil Pierlot, mühim bir nutuk söylemiştir. Hatib, Belçikanın haricî siyasetinin iktısadî hürriyetten ayrılması mümkün ol mıyan istiklâl ve azmi ve haricî siyaset hürriyetine istinad ettiğini kaydetmiştir. Leh Çek hududunda tahşidat Başvekil bu hususta sınaî ve ziraî faaLondra 1 (Hususî) Varşovadan liyetin kuvvetli bir müdafaa teşkilâtı kaaîınan haberlere göre, Almanlar Leh dar mühim olduğunu söylemiştir. Çeko Slovak hududunda iki fırka tahşid Pierlot, muhtelif istihbarat ve propa etmişlerdir. ganda servisleri ihdas edildiğini bildirmiştir. Kosova muharebesinin 550 nNetice olarak Başvekil, harb zuhur etci yıldönümü tiği takdirde memleketin iaşesini temin için Berlin 1 (a.a.) <Börsen Zeitung» bütün tedbirlerin alınacağını söylemiştir. gazetesi, Sırb milleti üzerindeki Türk Fransız Leh dostluğu tahakkümünün başlangıcı olan Kosova muharebesinin 550 nci yıldönümü mü Paris Dün öğleden sonra Sorbonne'da «Polonya dostları» cemiyetinin 20 nci nasebetile yazdığı bir makalede diyor ki: «Londranın müzaheretile Türkiyenin yıldönümü münasebetile büyük merasim Balkan devletlerini garb devletlerinin yaphmıştır. tehlikeli harekât sahasına sürükleme&e General Görecki söylediği nutukta de çahştığı bu anlarda, Kosova muharfbpmiştir ki: sinin hatırası Yugoslavya için bir ihtar «Tarihe kaydolunan ve iki memleketin olmalıdır.> yenilmez kuvvetlerine istinad eden Po Bulgar Başvekilinin Berlin lonya Fransa dostluğu bugün bütün seyahati dünyanın baktığı şeref ve hürriyetin mu Sofya 1 (a.a.) Bulgar ajansı bildi hafızı olmuştur. Fransa ve Polonyanın rıyor: sulh istediğini herkes bilir. Fakat gene Başvekil Köse İvanof, 5 temmuzdsn herkes bilir ki, Polonya ve Fransa kendi 7 temmuza kadar resmen Berlini ziyaret hürriyet ve şereflerine karşı yapılacak her edecektir Başvekile bu ziyaretinde, hariciye genel sekreterliği vazifesini gö türlü tecavüzü tenkil edeceklerdir.» ren siyasî işleri deiresi resi Alfino, elGeneral Weygand da söz alarak Poçilik başkâtibi Şişmanov ve hususî kalonya ordusunu medih ve sena eylemiş ve lem direktörü Peev refakat edecektir demiştir ki: Aynca Başvekille beraber Bulgar ga « Her karışı eski şerefleri hatırlatan zetecilerinden mürekkeb bir grup da bir toprak üzerinde uzun seneler süren Berline gitmektedir. kedinin bu gürültüyü yaptığına hükmetti. Fakat, bu ihtimal, pek akla yakm değildi. Esasen, işittiği gürült'i, muntazam fasılalı, tok bir gürültü idi. Gabriel, pat... pat... pat... diye işitilen bu sesi, zihninde, birşeye benzetmeye çalışıyor, bulamıyordu. Biraz daha dinledi. Bu sefer, ayak sesine benzetti. Laboratuarda yürüyen bir adam vardı. Acaba rasadhaneya hırsız mı girmişti? Genc kızın tereddüdünü izale etmesi için tek bir çare vardı. Kapıyı açıp içeri girmek. Gabriel, ilk iş olarak koridcrdaki elektriği söndürdü. Sonra, laboratuar kapısının altındaki aralıktan dışanya ışık sızıp sızmadığına baktı. Hiçbir ışık yoktu. Odada aydınlık yanmadığı anlaşılıyordu. Şimdi, koridoru kaphyan zifiri karanhkta, laboratuardan akseden ses, kulağa daha kuvvetli, daha esrarengiz, daha büyümüş olarak çarpıyordu. Gabriel, bu muamma karşısında daha fazla kalmak istemedi. Ne olacaksa bir an evvel olmalıydı. El yordamile kapının tokmağını aradı, buldu ve yavaş yavaş çevirdi. Sonra, durdu; nefes nefese Londra 1 (a.a.) İngiliz matbuatı vaziyetin bütün vahametini anlamakta ve fakat bütün İngiliz efkârı umumiyesinin Daladye ve Halifaks'm nutuklarını müttehiden müsaid bir surette karşılamış olmasrnın İngiliz milletinin vaziyetin icab ettireceği her türlü icraatı evvelden karar laştırdığına delil olduğunu kaydeylemektedir. Times gazetesinin siyasî muhabiri, Almanyanın Danzig'i içeriden zapta çalışacağmı bildirerek bu suretle vaziyette hasıl olacak vahameti kaydeylemekte ve İngiliz hükumetinin buna nasıl karşı koyacağını izah etmektedir. Muharrir, son dakikalarda Londraya bu projenin muhtemel tatbikına aid sarih malumat gelmiş olduğunu bildiriyor ve Danzig civarına turist maskesi altında yal nız birçok kıtaat değil, büyük mikyasta silâh ve mühimmat geldiği hakkında Varşovadan alman malumatı da teyid ettikten sonra diyor ki: Alman hükumetinin kullanacağı usul ne olursa olsun, Danzig'i Almanyaya ilhak veya muahedeleri nakz için yapıla cak herhangi bir tesebbüs derhal daha vahim bir vaziyet ihdas edecektir. Fransız ve îngiliz hükumetleri hattı hareketlerini sarih bir surette bildirmişlerdir. Bu hususta şüphe mevcud olamaz. Her ikisi de Polonyaya karşı olan taahhüdlerini tamamen ifa edeceklerdir. Paris ve Londra vaziyetin inkişafını en büvük bir dikkatle akib eylemektedır. İki hükumet daha dün ikşam da istişare halinde idiler ve yapı acak hareketin icab ettiği anda müştereken yapılmasına amade bulunmaktadırlar. Hatay halkının askerlik işleri : Madde I Hatay halkından 332 ve daha evvelki doğumlular ihtiyata geçirilir. 333, 334 ve 335 doğumluların yoklamaları ve askerlik muameleleri 1 kânunusani 940 ta başlar. Madde 2 Halen jandarma ve polis hizmetlerinde bulunan 333 ve daha onraki doğumluların hizmetleri muvazzaflıklarından sayılır. Madde 3 332 ve daha evvelki doğumlulardan ihtiyat subayı yetişme şartarmı haiz olanlar arzu ettikleri takdirde 1076 sayılı kanunun hükmüne tâbi tutuurlar. Madde 4 Türk ordusunda muvazzaf veya yedek subay olarak hizmet etmiş olanlar, ihtiyat subayı olarak kaydedilirler. Madde 5 Evvelce Türk tabiiyetinde bulunanlar, bu kayıdlara tâbi değil dirler. Ancak 1940 yılı sonuna kadar Hataya gittiklerini tevsik eden yoklama kaçağı ve bakayasınm cezalan ve bedeli nakdî verip de talim için gelmemiş olanların fazla hizmetleri affolunur. Bu lâyiha kanunlaştığı tarihten muteber olacaktır. Hatayda vilâyet teşkili: Hatay vilâyeti kurulmasına dair kanun lâyihasının esasları şunlardır: Madde I Türkiye Cumhuriyetile Fransa Cumhuriyeti arasında 23 haziran 939 tarihinde akdedlien anlaşmanın birınci maddesinde gösterilen hudud tashihi neticesinde Türkiye millî hudud dahiline giren Hatay arazisi Türkiyeye ilhak edilmiştir. Madde 2 îsimleri bu kanuna bağlı 1 numaralı cedvelde yazılı kazalarla vilâyet merkezine ve bu kazalara bağlı nahiyeleri ihtiva etmek ve merkezi Antakya olmak üzere Hatay vilâyeti kurulmuştur. Vilâyetin idarî taksimat sınırlan lcra Vekilleri Heyetince tespit olunur. Madde 3 İkinci madde mucibince kurulan vilâyet memurlan derece, aded ve maaşları bu kanuna bağlı iki numaralı cedvelde gösterilmiştir. Ve bu cedvelde ki kadrolar, aid olduklan vekâletlerin ve mülhak bütçeli dairelerin kadrolarına eklenmiştır. Madde 4 Bu kanuna bağlı 3 nu maralı cedvelde gösterilen müstahdemlerle nakil vasıtalan kadrolan aid olduklan Vekâletlerle mülhak bütçeli dairelerin 1939 malî yılı kadrolanna ilâve olun muştur. Tayfur Sökmen geliyor îskenderun, 1 (Hususî) Hatayda Devlet Reisliği vazifesini ifa etmiş olan Tayfur Sökmen, bugün Antakyadan hareketle Iskenderuna geldi. Tayfur Sökmen Antakyada hararetli tezahuratla teşyi edilmiştir. Antalya meb'usu olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi azasından bulunan Tayfur Sökmen, Hataydaki vazifesini muvaffakiyetle ifa ve ikmal etmiş olduğundan Ankaraya gitmek üzere yann îskenderundan ayrılacaktır. Tayfur Sökmene bugün îskenderunda büyük bir istikbal merasimi yapıldı. Yarın sabah saat 9 da Toros ekspresile hareketi srrasında da ayni şekilde teşyi edilecektir. Tayfur Sökmen, pazartesi sabahı Ankarada olacak, ve o günkü Büyük Millet Meclisi içtimama iştirak edecektir. Hatay Meclisi Reisi Abdurrahman Mele'k de Tayfur Sökmene refakat etmektedir. ikna kabiliyetini sarfederek sordu: Şimdi söyleyin bakayım Mösyö Raks, ne oldu da siz bu hale girdiniz? Raks bardağı elinden bıraktı. Çenesinden sızan damlalan elinin tersile sildi. Yüzü hafifçe pembeleşti ve bir günah itiraf eder gibi, sıkılarak cevab verdi: Gabriel, dinleyin beni... Ben korkak herifin biriyim. Gabriel, onun, kendi kendini bu ithamını reddetti: Yok canım! Ama yaptmız! Fakat Raks, itirafa artık karar vermişti. Devam etti: Öyle, öyle... Ben kendimi bilmez miyim? Ben, ezeldenberi kendi gölgemden korkanm. Çocukken, loşça bir yerde yalnız kalsam, korkudan titr^meye başlardım... Büyüdüm gittim, korkak kaldım. Siz koridordan geçtiğiniz zaman, ben burada, karanhkta, talim etmekle meşguldüm... Kendimi karanlığa abştırmaya çalışıyordum... Çünkü... Çünkü? Rak^ sesini biraz yükselterek: Çünkü, dedi, ölmeden evvel, hiç değilse bir defacık, cesur olmaya azmettim. var) 'YA7.AN: MAURİCt KI/AMET KOPUYOR. DEKOBRA CEVIRENHAMDİ VAROOLU 39 Eldivenlerînin düğmelerini ilikledi, sal;na salma sokak kapısma doğru yürüdü. Profesörün odasının önünden geçerken, birdenbire, garib bir gürültü nazarı dikkatini celbetti. Kapıya yaklaştı, nefesini tutarak dinledi. Hafif ve muntazam bir sesti bu. Gabriel'in benzi attı. Odadan gelen ses, hakikatten ziyade hayale benziyordu. Rasadhanede, o saatte hiç kimse bulunmadığı için, bomboş olması lâzım gelen laboratuardaki bu ses, ancak hayal eseri olabilirdi. Genc kız, ilk anda ürküp sararmakla beraber cesaretini kaybetmemişti, durdu, biraz daha dinledi ve vaziyeti muhakeme etmeye çahştı. Önce, laboratuarda kapal: kalmış bir Parise saat kaçta tren var Didye? diye soruyordu. Dokuzu otuz dört geçe, madmazel. Âlâ. Didye, şu jambon tabağmı verir misin? XIV Karanhkta ayak sesi Rasadhane bekçisınin kızı Gabriel, sokağa çıkmaya hazırlanıyordu. Giyinmiş, süslenmişti. Tüyleri hafıfçe dökülmüş bir tilki kürkü omuzlarmı örtüyordu. Yeni iskarpinlerini gıcırdatarak koridorda yürüdü. Mizzi'de görüp taklid ettiği şuh bir kol hareketüe bilek saatıne bir göz attı: Vay! dedi, saat 23 ü 25 geçiyor. Beni korkuttunuz da ondan, Gabbekledi. Hiçbir hareket, hiçbir ses yoktu. Kapıyı itti. İçeriye baktı. riel... *** Kabahat bende değil Mösyo Laboratuann karanhğı ortasında, bir Raks! Karanhkta, kendi kendinize ne digölge gidip geliyordu. ye dolaşıp duruyorsunuz? Sizi hırsız zanGabriel, bağırmamak için kendini zor nettim. zaptetti. Nekadar cesur olsa, kapısını ken Hırsız zannettiğmiz halde kapıyı di elile açtığı zifiri karanlık bir odada, açtınız ha? Bravo! Çok cesursunuz vallamahiyetini bilmediği bir insan gölgesinin hi! dolaşması, korkudan yüreğini ağzına geRaks, hıçkırığını bir türlü durduramıtirmişti. yordu. Nihayet, bitab, bir iskemleye yiNefesini güç halle tutarak, bütün ce ğılıp kaldı. Öyle halsiz, öyle biçare gosaretini topladı, elektrik düğmesini çevir rünüyordu ki, Gabriel, haline acıdı, koşdi. Odayı, çiy bir aydınlık kapladı. Gab ru, bir bardak su doldurup getirdi. Barriel, gördüğü manzara karşısında irkildi dağı Raks'a uzatarak: ve hayretle bağırdı: Mösyö Raks, dedi, buyurun, için. A ! Mösyö Raks, siz misiniz? Bu Ama, nefes almadan için; hıçkınğa birada ne yapıyorsunuz kuzum? Ben sizi rebirdir. gitti zannediyerdum. Teşekkür ederim, Gabriel. Raks, bir eli göğsünde, kalbinin üstün Birşey değil. Fakat, içerken, sol de; ötekini, tavandan dökülen çiy aydın kolunuzu da ileri doğru uzatacaksınız. lığa siper etmiş, vücudü Jddetli bir hıçRaks, bardağı aldı. Sol kolunu ileri kırıkla sarsıla sarsıla cevab verdi: uzatarak, nefes almadan suyu içmeğe Evet... Gitmiştim ama... gene gel çahştı. Eli titriyordu. Dişleri, bardağın dim! kenarmı takırdatıyordu. Benziniz sapsarı Mösyö Raks, ne Gabriel, biçare Raks'ın bu haline, bir oldunuz? ana gibi şefkat ve merhamet dolu nazarlarla bakıyordu. Sesini tatlılaştırdı; bütün Genc adam acı acı gülümsedi: