23 Haziran 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

23 Haziran 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

23 Haziran 1939 CUMHURÎYET Japon estampları Yazan: ZEYNEL AKKOÇ Eski zamanda Japonyada estampa pek ehemmiyet verilmiyordu. Büyük ressam «Kakemoni» dinî efsaneleri, Bu danın hayatını ve bir kısım samurayların (asil kahramanların) zaferlerini mevzu olarak ele alıyor ve eserlerini asilzadeler muhitinde beğendi riyordu. San'atm inkisaf ettiği Tokuge\va devrınde estamp san'at sahasında hâlâ ikinci derecede bir mevki sahibi idi. Halk tarafından çok aranılmasına rağmen ucuza satıldığı için bir türlü kıymet peyda edemiyordu. Ancak Japonya ecnebilere açıldıktan sonra garb sanatkâr ve san'at amatörleri estampa lâyık olduğu kıymeti verdiler ve adeta âşık olarak her devre aid estampları aramağa baş ladılar ve bundan sonra estampm tarihî kıymeti anlaşıldı. Japonlar da bunun üzerine büyük ve hususî bir san'at marifetini haiz olan eserlere daha fazla ehemmiyet verdiler ve estampları mıllî resım sayarak onun inkişafına bü yük gayret gösterdiler. Bundan sonra 1850 senesinde estamp san'atı ile uğraşan san'atkârlar şöhretle beraber zafer de kazandılar. Bir garb münekkidinin dediği gibi Japon estampları hayal ile hakıkat arasında ze\kle yaratılmış hatlar ve renklerdir. Japon estampları günlük hayatın yolu üzerjgde şairlerin aşkile yürüyen hayalin sevkettiği gözlerin zevkidırler, ve bunlar kadlnlara, çıçeklere, kuşlara, bulutfara, yıldızlara ve kahramanlara söylenen ulvî şarkılardır... Tabiatteki güzelliğin hoş sihrinden zevk alan insan, dağlann, nehirlerin, ayın, çiçeklerin ve sairenin sahibi olur ve hayatta neşe kazanmak ıçın yalnız bakmaktan ve h;ssetmekten başka birşeye ihtıyacı yoktur. Luvr müzesinden çalınan tablo KADIN VE MODA Tahta üzerine işlenen bu eserler, Avrupablar Watteau'nun şaheseri tarafından takdir edildikten sonra nasıl çalındı ve kıymeti nedir ? büyük kıymet kazandılar Pariste Louvre müzesinde, geçen pazar günü gayet cür'etkârane bir hırsızlık vak'ası olmuş, Watteau'nun meşhur L'Indifferent (Lâkayd) tablosu çalm mıştır. 20 santimetre genişliğinde, 25 santi metre yüksekliğinde ufak bir tablo olan L'Indifferent ismini, temsil ettiği tek şahıstan almıştır. Tablo, fevkalâde güzel giyinmiş bir delikanhyı tasvir eder. Delikanlı, belli belirsiz tersim edilmiş olan bir peyzaj ortasmda, kollarmı uzataıış, dans eder vaziyettedir. Fakat hakikatte, yaptığı hareket bundan ibaret değildir. Tablonun yukarı kısmında, çerçevenın göl gesi altında kalmış bir diabolo vardır ki, ipi, delıkanlının elindedir. Bu tablo, Watteau'nun, kendini en fazla verdiği eserlerinden biridir. Bu eser, fantezi incelıği, harekette canlılık ve hakikate mutabakat, renk zenginliği, en küçük teferruata kadar her noktada göze çarpan son derece zarafet itibanle, ufaklığına rağmen, üstadın şaheserleri meyanına dahil bulunmakta, ve sadece bu şaheserlerin en mükemmellerinden değil, dehasını en canlı surette gösterenlerden biri sayılmaktadır. L'Indifferent acaba nasıl çalındı? Bu cihet henüz anlaşılamamıştır. Pazar günü saat 16 sulannda, tablonun yerinde bulunmadığı birdenbire görülmüş ve müzedeki ziyaretçilerin üstleri aranmışsa da, hiçbir şey bulunamamıştır. Hırsız, o sırada, çoktan çıkıp gitmiş bulunuyordu. L'Indifferent tablosunun, hiç kimse farkına varmadan bu kadar kolayca çaluıabilmesinin sebebi, tablonun, muvakkaten yerlerinden kaldmlıp başka tarafa asılmış bulunan eserler arasında bulun masıdır. Tablo, duvara çakılı iki çiviye, ol dukça sağlam bir telle asılı bulunuyordu. Bu telin kesildiği ve tablonun, yerinden o suretle kaldırıldığı anlaşılmıştır. Hırsızın, bu tablodan başka, gene Watteau'nun şaheserlerinden olan «La haceri semavi: ANTERU5 Bunun sür'ati saniyede 29 kilometre, ağırlığı bir milyar tondur, mahrekinde inhiraf olursa dünya üzerine düşeceği tahmin ediliyor Ismi gizli tutulan fen adamına göre: «Anteros, dünya mahrekine gayet yakın geçmektedir. Bu haceri semavi, güneşi iki senede devrettiğine göre, gelecek sene tekrar dünyamıztn yanından geçecektir» Dünyayı tehdid eden İ Anteros'un arza düşmesine aid temsilî resim Yeryüzündeki siyasî hâdiselerden baş alıp da semavî vukuatla meşgul olamıyan beşeriyetın, arzî felâketleri solda sıfır bırakan büyük bir tehlıke ile karşılaşması Çiçekli emprımeden zarif bir ihtımali olduğunu, gene bazı hey'etşinasilkbahar tuvaleti lar söylemeğe başladılar. İsmi şimdilık gizli tutulan bir Fransız hey'etşınası, önümüzdekı kış mevs'mınde, dünyanın, bir Asteroıdle çarpışma tehlikesi geçıreceğini söylüyor ve diyor kı: « Anteros imındeki hacerisemavî bizi tehdid ediyor. Güneşın etrafında, küreiarzla ve öteki seyyarelerle berabe;, en ufağı bir buçuk kilometre kutrunda taş parçalar dönmektedir. Bunların en büyükleri sekiz yüz kilometreye yakın kuturdadır. İtalyan hey'etşinası Piazzı, 1801 de bunlardan bir tanesini keşfetmiş, onu takiben bin üç yüzden fazla Asteroıd keşfedilmiştir. Bu taşların en son keşfedilenleri Adonis ile Anteros'tur. Bunlar, sıra ile dünyanın mahrekine gayet yakın geçiyorlar. Günün birinde, küreiarzla çatışmaları ihtımali kuvvetlıdir. Anteros, güneşi, iki senede devrettiğine göre, gelecek sene tekrar düııItalya İspanvadan dönen İtalyan yamızın yanından gçecek demektir. gönüllüleri Napoli sokaklarmda : Bir Asıl mesele, Anteros'un, dünyamıza, zabit, kendisine çiçek veren bir çocuğu kucakhyor. işitilmemiş derecede yakınlaşmasıdır. Subat nihayetinde, bu Asteroid'le küreiarz arasmdakı mesafe ancak ıkı mılyon kılometreden ibaret kalacaktır. Şimdıye kadar, hiçbir seyyare yeryüzüne bu derece yakiaşmamıştır. Yaklaşan da olduysa, küremize düşmüştür. Bıze en yakın mesafede bulunan seyyare Merihtir. Azamî yaklaştığı zaman altmış mılyon kilometrede kalmıştır kı, bu bıle korku uyandırmıştır. Keza, küremize diışmesi ihtımali bulunan Amor Asteroıdi de, hep on beş milyon kilometre mesafeyı muhafaza eder. Anterosun kutru iki kilometredir, sıkleti bir milyar tondur. Mahrekinde bir buçuk derecelık bir inhiraf vukua geldiği takdirde, arzımıza düşeceği muhakkaktır. Böyle bir hâdisenin ne gibi neticeler doğuracağını tahmin edebilmek ic;n, eski tarıhlerdeki semavî hâdiseleri mütalea etmek lâzımdır. Yeryüzüne düşen en muazzam hacerisemavının Avustralya olduğu söylenır. Bundan 12,000 sene evvel arza düşmüş, arzla iltisak etmiş ve sukutu neticesinde etrafa serpilen parçalarla da, şimdi mevcud adalan vücude getirmiştir. Bu sukut, Eflâtun'un bahsettiği Atlantid kıt'asını bu hacerisemavinin mahvettiği zannı vardır. Avrupa ile Amerika arasında koskoca bir kıt'a olan Atlantid, yüksek bir m«deniyetin beşiği idi. Asor ve Kanarya adalarının, Atlantidin yüksek tepeleri olduğu rivayeti vardır. Siberya mamutlarının da, bu facia esnasında buzlar altında kaldıkları tahmin ediliyor. Bu mamutlardan bazılan, buz altında o kadar muhafaza edılmişlerdir ki, etleri bile yenilebilmiştir. Bu hayvanların karnında, henüz hazmedılmemış gıda maddeleri bulunması da gösteriyor ki, ağır bir felâket neticesinde ölmüşlerdir. Anteros'a gelince, bu hacerisemavi nin, şayed düşerse, yapacağı zarar meAziî kalacak, yalnız, düştüğü yerde bir zelzele ve yahud, sukut noktası etrafında şıddetli bir su baskmı olacaktır. Sür'ati saniyede 29 kilometre, yani azdır. Gerçi, Anteros'uH küremize düşmesine elli binde bir ihtimal mevcuddur. Bununla beraber, başta devlet ricali olmak üzere, bütün ınsanların teleskopları bulunsaydı ve akşamlan bu teleskopları gökvüzüne tevcıh etselerdı, tepemızde, bir şikârin etrafında dolaşan yırtıcı kuşlar gibi dönen binlerce hacerisemavîden bir tanesinin, bütün bir kıt'avı içindeki milletlerle bera ber Okyanusların dibine götürmesi yahud dünyayı atese vermesi daima mümkün ıken, bırkac kilometreden ibaret hududları değıstırmek için kan dökmeğe kalkışan bir tek devlet reisi kalmazdı. Nihayetsiz fezalardan gelen hikmet dersini etrafa yaymak lâzımdır. Bir Japon estatnpı tamplar yalnız kitablarda resim olarak kalmamış ve hususî bir san'at şubesi haline girmiştir. Estamplar Japon san'atının canlı bir ifadesi olmaktan başka bu milletin ruhunu, tarihini, âdetlerini ve bütün hislerini tamamile aksettirmeğe muvaffak olmuştur. Estamplar hakkında bir makalede etraflı malumat vermek imkân haricindedir; Çünkü bu san'at eserleri Japonların resim ve ressamlığı demektir. İlk boyalı estamplar siyahla basıldıktan sonra boyaları aynca elle yapılıyordu. Sonra baskı tarzı yavaş yavaş inkışaf edince her boya için aynca bir tahta kalıb hazırlamağa başlandı. İlk tlefa bu kalıh% lar 1 742 senesinde ressam Masanaleu tatafıpdân tfcrlib jedilmjgu; l Bu,, jre*amı« estamp san'atkârları üzerinde tesiri çok büyüktür ve bu tesir bir buçuk asırdan fazla devam etmiştir. Japon estamplarında boyalar tam ve müstakildir. Yarım tonlar ve pasajlar yoktur. On sekızıncı asırda estamp yapan maruf san'atkârlar arasında Konnsoi hususî geyşeler ve stilize edılmiş hayvanlar serisile meşhurdur. Son asırda Utamaro, Estamp san'atı başka san'atîarla bera Kokusai, ve saire kuvvetli ressamlar fevber Mıladdan 9001000 sene sonra Ja kalâde kıymetli eserler meydana çıkar ponyaya Çınden gelmıştir. Fakat Japon dıkları için bu devir estamp san'atının allar bu san'atın bütün ruh ve tarzını çabu tın devri sayılabilir. O zamandanberi sancak deaiştirerek ona yerli marifet ve in atkârlar realızmi bırakarak, zengin ve şacelıkler vermişlerdir. Hakikî Japon es irane hısler ve analitik araştırmalarla meşVatteau'ntuı çalınan eseri: Lâkayd tampları Ondordüncü asırda doğmuştur. gul olmaktadırlar. Ayni zamanda eserleİlk defa sıyah mürekkeble Budanın re rıne berraklık ve sadelık ifadesi vermeğe Finette» isimli tabloyu da çalmağa te şebbüs ettiği, duvarda her iki tablonun sımleri basılmış ve ondan sonra da Onbe de çalısıyorlar. şinci asırda Toza'nm san'at mektebleri ' Zeynel AKKOÇ arkasına tesadüf eden kısımda, beyazınuı bir çızgi bulunmasile tahmin edilmiştir. bu baskı usulünden bir hayli istifade et Güzel san'atlar dairesi, keyfiyetı pa mıslerdir. Onaltıncı asırda nesredilen u Adadaki su depolarının inşaçı zartesi günü saat bire kadar ihbar etmecuz halk kitablarının resimleri estamp usugeri kaldı lıle yapılmıştır. Mevzular arasmda Bu Adada yapılmakta olan su depolarının miş, ancak o saatte polis müdiriyetine tedanın efsaneleri, millî âdetler ve kahra civarındaki bazı arsalann istimlâki icab lefonla vaziyeti bıldirmesi üzerine tahkimanlann zaferlerini çizilmiş görüyoruz. etmekte olduğundan mezkur depoların kata başlanmıştır. Onyedinci asrın sonuna doğru Ukiyoye inşası bir buçukav tehir edecektir. İlk iş olarak bütün dünyaya telgraflar ressamları istamp baskı usulünün tekniğinı îzmir Ziraat mektebi talebe yağdırılmış, tablonun fotoğrafı her taraileri götürürken onu eski an'anevî akadefa gönderilmiş, Viyanadaki beynelmilel leri Bursada mik tarzından kurtararak, estamp desenzabıta vak'adan haberdar edilmiştir. TabBursa (Hususî) İzmir Ziraat mek lo Fransa hududları haricine çıkarılmış lerine kuvvetli ifade ve oldukça hareket tebi talebeleri, müdürleri Hüseyin Avni vermişlerdir. Ayni zamanda bu ressamlar olsa bile, kopyeleri zaten malum bulunTunaboylu ile birlikte tetkik seyahatine estampları boyalı basmağa da muvaffak çıkarak şehrimize gelmişlerdir. Burada duğundan, ele geçtiği takdirde hakikiliği olarak çeşidlerini bir hayli zenginleştir ki ziraî müesseseleri gezen talebeler, hakkında iştibahe mahal kalmıyacaktır. mişlerdir. O zamandanberi bu estamplar bılâhare Karacabey harasma gitmişlerTablo hırsızmın hüviyeti hakkında bovalı olarak basılmaktadır. Gitstide es dir. dört ihtimal akla gelmektedir. Bu hırsız ya bir kolleksiyoncudur ki, bu tabloya sahib olup, arada sırada, gizli gizli temaşa etmek arzusunu yenememiş ve L'İndifferent'i çalmıştır. Yahud, zengin bir kolleksiyoncu hesabma çahşan profesyonel bir hırsızdır. Yahud, adam boyu asılmış, ufak tabloları çalmanın daha kolay olduğunu düşünerek, bu tablonun küçüklüğünü de aynca nazan itibara alan ve kolayca elden çıkaracağını ümid eden keza profesyonel bir hırsızdır. Sonuncu ihtimal hepsinden fenadır. Zira bu ihtimale göre tabloyu alıp götüren hırsızın korkudan, bu şaheseri imha etmesi tehlikesi vardır. Tablonun nasıl çalındığma gelince, mahallinde yapılan tetkikata göre, hırsız, tablonun karşısında durup ona vücudıle siper olduktan sonra, bir kıskaçla teli kesmiş, tabloyu yerinden kaldırıp bir evrak çantasma gizlemiş ve rahat rahat çekilip gitmiştir. Watteau'nun bu şaheserinin çalınması, bundan yirmi sekiz sene evvel gene Fransa «Hava müdafaası» haftasmda Parıste gorülen manzaraiardan. Louvre müzesinden çalınan Leonardo da Vinci'nin «Joconde» diye meşhur, Mo Ateş VP alevden müteessir olmıyan elbiseler tecrübe ediliyor. Resmî daireden tabanca çalmış Turgudlu (Hususî muhabirimizden) Şehrimizde, sabıkalılardan Findos Mehmed, resmî bir dairenin kasasına kilid uydurmak suretıle beheri yetmiş dört lıra değerinde otuz sekiz resmî tabanca ile bir uzun silâhı takriben iki aydan beri muhtelıf vakitlerde muhtelif eşhasa satmış ve bu defa cürmü meydana çıkınca yakayı ele vermiştir. ( Tokat ovasında sulama faaliyeti J f Hava hücumundan korunmak için J İngiltere Yukarıda resmini gördüğünüz gaz maskesi takmış bisikletli adam Londra sokaklarmda canavar ı düdüğü öttürerek dolaşacak ve halkı zehirli gaz hücumundan haberdar edecektir. nalisa Gioconoda tablosunu hatırlatmaktadır. Bu şaheser, 1911 senesinde, tıpkı Watteau'nun L'İndifferent'i gibi birdenbire ortadan kaybolmuş, hırsız buluna mamıştı. Bütün dünyanın alâkadar ol duğu ve heyecanla takib ettiği o sirkat vak'asınm faili, bir müddet sonra bulundu. Bu bir İtalyan genciydi. Tabloyu, sırf vatanperverlik saikasile çaldığı, maksadı bir İtalyan ressamın şaheseri olan Jocond'ı, ana yurdu olan îtalyaya iade etmek olduğunu söylemişti. Joconde gerçı bu suretle tekrar Fransaya avdet etmiş, fakat o zamana kadar birçok kopyeleri yapıldığı için, Louvre müzesine iade edilen tablonun, hakikî Joconde olup olmadığı süpheli kalmıştı. Bugün ayni süphe ve tereddüd devam etmekte, Joconde tablosunun aslı Fransada bulunmadığı, müzeye iade edilen nüshanın sahte olduğu iddiası zaman zaman ortaya atılmaktadır. Son çalınan Watteau yedi milyon frank kıymetindeydi. Merasimde bulunanlardan bir grup Tokad (Hususî) Tokadm, en mühim ovalarından birisi olan Kazova nın da sulanması işinde Nafıa Vekâleti 1,556,000 lira gibi büyük bir masraf ihtiyar etmiştir. Bu masrafla ovanm yüz yirmi bin dönümlük büyük bir kısmının sulanması, ortasından geçen, Tozanlı cayının kaldırılmasile temin edilmiş olacaktır. Bu mühim işin temel atma merasimi, Gömenek köprüsünde yapılmıştır. Merasime, İstiklâl marşile baslanmış; marşı müteakıb, vali Salâhaddin Örer, belediye reisi Remzi Topçam, türkçe öğretmeni Fikret Altınel, Feyzi Sözen ve Samsun Su îşleri müdürü Sabri Talay tarafından birer nutuk söylenmis. ve Cumhuriyet idaresinin, yurd imarında düşünce, hassasiyet ve programma temas edi lerek, Kazova ve buna benzer sulama islerile memleketin verim kabıüyetinin coğaltılmasile müstahsillerin refahı cihetine gidildiği tebarüz ettrilmiştir. Toplanan binlerce köylü, Cumhuriyet hükumetinin bu alâkasını minnet ve sükranla karsılamış ve tahassüslerinin alâkadar makama ulaştırılmasını validen rica etmişlerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: