23 Haziran 1939 CUMHURİYET r Büyük davalar Radyo kanunu Aboneler lehine bazı tadilât yapılması duşunuıuyor Vaki olan şikâyetler üzerine radyo kanununda, aboneler lehinde bazı tadilât yapılması için kuvvetli bir cereyan vardır. Herşeyden evvel, on lira olarak tespit edilen abone ücreti, halkın geçim seviyesine nazaran yüksek görülmekte ve hele bu paranın def'aten tahsil edılmesi ve vaktinde veremiyenlerden cezaen yüzde yirmi fazlasile alınması, haklı itirazlan mucib olmaktadır. Diğer taraftan kullanılmıyan eski radyolar için konulan bir takım tahdidat da, güçlükler doğurmaktadır. Eski radyola nnı yenilerile tebdil etmek istiyenlerın bunlan posta idarelerine göndererek mühürletmeleri hakkmdaki mecburiyet, birçok kimseleri, düşündürmektedir. Abone ücreti, bilhassa fakir halk için ağır bir yüktür. Başlıca milli propaganda vasıtamız olan radyonun en uzak köylere kadar girmesi için sarfedilen gayretlerın, abone ücretlerinin yüksekliği yüzünden umulan semereyi vermediği görülmekte dir. Halk radyolarınm 20 25 liraya kadar satılabilmesi için çareler düşünüldüğü bir sırada, abone bfdeli olarak, bir tnakinenin yarı fiatını istemek, radyolann tamiminde gözetilen hedefe aykın telâkki edilmektedir. Haber aldığımıza göre kanunun, tatbikatta güçlükleri mucib olan noktaları etrahnda, etüdlere başlanmak üzeredir. Tiyen Çin buhranının manası Yazan: WELLİNGTON KOO Tiyençin'de mevcud vahim vaziyet Japonlar tarafından ihdas edilmiş olup alacağı şekii gene Japonlann arzusuna bağlıdır. Japonlar, tethişçilikle itham ettikleri dört Çinlinin kendilerine teslimini istiyorlar. Bu, Kulangsu'da ve Amoy'da icad edilenlerin tıpkısı bir bahanedir, hakikî sebeb değildir. Yurdseverlik duygularile hareket eden ve herhalde, Japonlar tarafından yuvalarının yıkılması, babalarınm ve kardeşlerinin öldürülmesi, analanna ve kızkardeşlerine zulmedilmesi neticesinde sabır ve lahammülü tükenen bazı Çinliler, kanunu tatbik etmeği, Çinlilerin can düşmanı olan Japonlarla birlik olduklan için vatan haini telâkki ettikleri diğer Çinlilerden intikam almağı kararlaştırmış olsalar gerektir. Bu hâdiseler Japonlann hoşuna gitmiyebilir, fakat kendilerine fazla bir tasa vermez. Bu gibi işler, Çinin hemen her tarafında, gerek Japon kıtaatınm işgali altmda bulunan mıntakalarda, gerek imtiyazlı ecnebi mıntakalan dahilinde vu kua gelmektedir. Daha geçenlerde, Nankindeki sözde hükumetin miihim bir rüknü NevfAsia otelinde katledilmişti. Bu otel Şanghayın beynelmilel imtiyazlı mıntakasına dahil olup, harbin daha ilk günlerinde, askerî harekât merkezi ittihaz edilmek üzere Japonlar tarafından işgal olunan Hongkew'in en sıkı surette muhafaza altmda bulunan umumî karargâhla rından biriydi. Ecnebi kontrolu altındaki imtiyazlı mıntakalarda ve müesseselerde vukua gelen bu nevi hâdiselerde, ecnebi belediye zabıtasının ihmaline veya alâkasma ihtimal verilemez. Eğer Japonlar, kendilerine alet vazifesi gören Çinlilerin emniyetini, hakikaten korumak arzusunda olsalardı ki bu mevzuubahs değildir kendi işgalleri altında bulunan mıntakalarda, onları filen himaye altma almağa ve imtiyazlı ecnebi mıntakalardan, ecnebi kolonilerinden uzak laştırmağa kolayca muvaffak olurlardı. Esasen, Şanghaydaki beynelmilel koloninin Hongkew gibi bir mahallesi baştanbaşa Japon işgali altında bulunduğu ve bu mahallenin, mmtaka haricindeki Çin kıtaatına taarruz maksadile hareket noktası haline ifrağ edildiği düşünülürse, Tiyençindeki îngiliz imtiyazlı mmtaka sında, münferid birkaç Çinlinin faaliyeti ne ifade eder ki? Japonlar, Şanghay belediye meclisinin protestolanna ve mınta kanın derhal kendi ellerine teslimi talebıne kulak asmadılar. Hongkev/i, Çirin istilâsına memur Japon ordusu için başlıca askerî depo olarak kullanmağa devam ediyorlar. Diğer taraftan, Çin hükumeti, Japonya tarafından, Çinin müdafaa hakkına karşı vaki olan bu aşikâr taarruz hareketlerini ve Japonya ile yabancı devletler arasında teati edilmiş bulunan muahede lerin bu suretle ihlâlini mütemadiyen protesto etmektedir. Fakat, kuvvetlerine güvenen Japonlar muahedeleri ihlâlde ve mıntakayı Şankhay belediye meclisinin kontrolu altına koymamakta ısrar ediyorlar. Japon askerî makamatmın Tiyençinde takib ettikleri hakikî hedef, evvelâ şima'î Çindeki, sonra merkezî ve cenubî Çindeki ecnebi menafiine öldürücü bir darbe vurmak ümidile yabancı imtiyazlı mıntaka ları zaptetmektir. Son hareketleri, Tiyençindeki İngilizlere, bile bile hakaret et mekten ibarettir. Büyük Britanyanın bu suretle alenî bir hakarete maruz kalması, kuvvetli Britanya aslanmın sabrını ve kuvvetini denemek içindir. Eğer İngilizler bu defa boyun eğerlerse, Şankhay ve Ku langsu imtiyazlı mmtakasının işgali yakında bir emrivaki olacaktır. İzaha hacet yoktur ki, Tiyençin, Şanghay ve Hankeu daki Fransız imtiyazlı mıntakalarile d'Rer Çinin Paris büyük elçisi ecnebi imtiyazlı toprakları, ayni akıbete muhakkak surette maruz kalacaklardır. Demek oluyor ki Tiyençin meselesı nin neticeleri şümullü olacaktır. Tokyo hükumeti ve Tiyençindeki mahallî Japon resmî makamatı, maksadlarının,n Japonya tarafından, Uzakşarkta yeni bir nizam tesisi siyaseti takib edildiğini İngilizlere anlatmak ve bu hedefi tahakkuk ettirmek için, îngilizleri kendilerile elbirliği yap mağa mecbur etmek olduğunu söylemiş lerdir. Fakat, filiyat açıkça gösteriyor ki, Japonyanm İngiltereden istediği şey bir anlaşma veya elbirliği değil, tam bir teslimiyettir. Bunun bir hegemonya teşebbüsü olduğu sarahaten görülüyor. Bu şerait dahilinde, Britanya hükumetinin, her türlü tahakküm teşebbüsüne ve her türlü taarruza kuvvetle mukabele edeceği yolunda resmen vaki olan beyanatın hılâfına olarak, Japonlara mutavaat göstereceğine ihtimal veremem. Tiyençindeki Japon faaliyeti, daha başka sebeblere de bağlıdır. Japon askerî makamatı, bir milyon mevcudlu ordularının. Çinlilerin Geriîla tabiyesi neticesinde, Çin topraklarında sıkışıp kalmaası yüzünden, anavatana, yeni zafer haberleri vermek ımkânından mahrum bulundukla rından, Çin hâdisesinin, büyük bir mu vaffakiyet teşkil ettiğine ve yakında ne ticeleneceğine, Japon milletini inandır manın gitgide daha güçleştiğini görüyor lar. Japon milleti arasında, geniş mikyasta taammüm eden bir bezginlik hali va'. Bu vaziyet, Çindeki Japon askerî maka matını düşündürmektedir. Bu sebeble, Japonyadaki prestijlerini muhafaza etmek için, halihazırda Avrupada mühim işlerle meşgul olduğunu bildikleri Büyük Bri tanyaya karşı, kolayca bir zafer kazan m.ak yolunu arayorlar. Saniyen, Japonlar düşünüyorlar ki, garb demokrasileri tarafmdan Çine ya pılan yardımdan dolayı Japonyanın mü temadiyen şikâyet etmiş olması keyfiyeti, Japonyayı Çinlilerin nazarında daha ziyade itibardan düşürmüş, ve bazı Çinli leri, kendilerini istihdam eden Japonlarla elbirliği yapmak hususunda büsbütün tereddüde düşürmüştür. , ,, u , , u ^JV, Binaenaleyh, Japonlar, Japonyanın hiçbir garb devletinden korkmadığmı .Çinlilere göstermek için birşeyler yapmak lüzumuna kanidirler. İşte bundan dolayıd.r ki, bataryalarını, garb devletlerinin Uzakşarkta en kuvvetlisi olan Büyük Britanyaya çeviriyorlar. Japonlann maksadlanndan biri de, Tiyençinde Büyük Britanyaya karşı harekete geçmekle, beynelmilel sahadaki Japon dostlarına, Japonyanın kuvvetine nasıl güvendiğini göstermek ve cesaretine onları hayran bırakmaktır. Japonlar böyle hareket etmenin münasib olduğu mütaleasındadırlar; zira, takib ettiği cebir ve kuvvet siyaseti ve gösterdiği dinamizmden dolayı Avrupadaki dostları tarafından bol miktarda medhü sena edilen Japonya, son zamanlarda, bu muamelenin gevşediğini ve nedret kesbettiğini görmektedir. Fakat hakikatte, Japonlar, Büyük Britanyayı kendi noktai nazarlarına uydurmakla tehdid etmek ve Tiyençindeki im tiyazlı mıntakada ablukayı idame ettir mekle, başka bir blöf yapmaktadırlar. Tokyo'nun, meseleyi, artık tamamen Tiyençindeki askerî makamat elinde g'bi göstermekten maksadı, İngilterenin tazyik tedabiri ittihaz etmesi halinde, Japon hükumetinin işin içinden kolayca sıyrılmasıaı ve yüzgeri ederken zavahiri kurtarmasını temin düşüncesile yapılmış bir harekettir. Bu bakımdan, Tiyençin buhranının neticesi İngilizlerin elindedir. Büyük Britanya halen Japonya ile arasında mevcud güçlükleri yoluna koyabilecek muslihane bir hal çaresini, ancak, metin bir siyaset kullanmakla bulabilir. Şehrin içinden İLİMKÖSESİ Buhar makinesi iHTiRALAR KESiFLER Esnafın derin endişesi! «Düğünsüz, derneksiz halimiz neye varacak?» Zabıtaya, düğün evine girip hediyelik eşyayı musadere etmek hakkını veren hükümler, umumiyetle bütün dükkâncıları telâşlandırdı Düğün yapmağa kalkışanları, cemiyet nizamlarına karşı gelerek, gizli bir suç işlemiş vaziyetine sokan «men'i israfat» kanunu bu kanunun çerçevesi içinde bütün iş hacimlerinin birdenbire daraldığını gören alâkadarları haklı bir telâşa düşürdü. Bu telâş, gitgide yerini derin bir endişeye terkediyor. Otelcisi, kumaşçısı, terzisi, manifaturacısı, kuyumcusu, çalgıcısı, hatta pastacısı, fınncısı, şoförü: Böyle düğünsüz derneksiz bizim halimiz neye varacak? diye arpacı kumrusu gibi düşünceye daldılar. Kendisile görüştüğüm bir otelci şöyle diyordu: Düğün yasağı, en fazla bize dokundu. Salonlan kapatmaktan başka çare miz kalmıyor. Gecelemeğe gelen tektük müşterilerin bırakacağı para ile bu koca otel döner mi?.. Geçende, Çiçekçiler cemiyeti reisile konuşuyordum. Muhatabım, sözü evıre çevire men'i israfat kanununa getirdi ve teessürü, her kelimesinden damla damla dökülen bir sesle bana derdini yandı: Herhangi bir şenliği, çiçekten daha zarif bir vasıta ile kutlulamağa imkân yoktur. Nerede neşe varsa, orada çiçeği arayınız. Halbuki kanun, eşe dosta gönderilecek bir demet çiçeği bile çok görüyor! Hele bu «israf» sözüne aklrm ermedi, gitti. Çiçek hediye etmek, nasıl israftan sayılabilir ki, o çiçeği yetiştiren fakir bir vatandaştır. Bütün sene toprakla ve toprağın türlü kemirici derdleri ve kurtlarile mücadele eder. Eline geçen nedir?.. Bir tarlada, bir kaç yüz büketlik çiçek.. Zavallı adam, bunları her kaça satsa, gene boğazı tokluğuna çahşmış olmaktân kurtulamaz. Şimdi, söyleyiniz bana, israf denilen şey, bu fakir vatandaşm bir avuc karanfilile, dört kök menekşesını satın almaktan ibaret midir? Hiçbir sıhhî ihtiyacları olmadığı halde, hudud aşırı şehirlerde aylarca, yıl larca kalan zenginlerimiz var. Bunlara sefahet yapıyorsunuz, demek aklımıza geliyor mu?. Sonra, asıl mesele: Men'i israfat kanunu, bugünkü ihtiyaclar gözönünde tutularak hazırlanmış bir kanun değildır. Millî müeadele yıllarında, büyük vatan davası mevzuu bahsolurken, herşeyi mizden kısmak zarureti vardı. Düşman, cephede varhğımıza kasdedip dururken, düğün, dernek yapmak, bizim neyimize idi?. ADLÎYEDE Mansurun muhakemesi Kantarcılarda bir sabun fabrikasm da bekçi Şevkiyı başma vurmak suretile sersemlettikten sonra kaynar sabun kazanına fırlatarak öldürmekten suçlu Mansurun muhakemesine İstanbul Ağırceza mahkemesinde dün devam edilmiş, tahkikatı yapanlardan İstanbul Müddeiumumiliği muavini Orhan Köni, şahid olarak dmlenilmişrtir. Orhan Köni, suçlunun Unkapanı karakolunda dayak yediği müdafaasınm ha kikî vaziyete uymadığını, kendisinm hiç bir suretle zorlanmadığım söylemiş, sonra fabrikada ve suçlunun evinde yapılan araştırmayı, fabrikada yapılan keşfi anlatmıştır. Mansur, bu ifadeye bir hayli itirazda bulunmuş, bazı polis memurları da dinlenilerek, muhakeme başka şahid çağırılmasma bırakılmıştır. Para cezası Unkapanında eskiden beraber yaşadığı arabacı Arab Yaşan jilet bıçağile yaralıyan Arab Bahtiyar hâdisesinden bahsetmiş, hâdisenin Adliyeye intıkal ettiğini de yazmıştık. Sultaahmed birinci sulh ceza mahkemesine gönderüen Bahtiyar, Yaşarı adiyen ve hafif surette yaralamaktan on dokuz lira kırk kuruş para cezası ödeyecektir. DENİZ İŞLERl Limanlar için îngiltereden bir heyet davet edildi Aldığımız malumata nazaran, Nafıa Vekâleti, İstanbul limanmm ve memleketin diğer bazı limanlarının vaziyetini tetkik ve limanların yapılacağı yerlen îşte bu düşünce ile ve çok yerinde olatespit etmek üzere İngiltereden müte rak düğünlerde israfı meneden bir kanun hassıs bir heyet celbine karar vermiştir. çıkarıldı. Fakat, vaziyetin o günden buDenizbank forsu kaldırılıyor güne, nekadar değiştiğini de hesaba katDenizbankm eski Seyrisefain forslan mak zaruretindeyiz. Memleketimizde iş yerine kaim olan bir tarihî kara kad : r hacmi artmış ve vatandaşın umumî refah gadan mürekkeb olan forslan 1 temmuz seviyesi yükselmiştir. da vapurların bacalarından kaldmia Kazandığını, çömlek bankasma yatıcaktır. Bunun yerine eski forsun konul ran hisset hastalarına, yahud düğünler ması çok muhtemeldir. Fakat bu hususde, seyranlarda vurpatlasın çal oynasın taki karar henüz verilmemiştir. para yiyen hovardalara, ancak hikâyelerBatıray geliyor de raslıyoruz. Gelen malumata göre, ay sınıfı deriz«Ak akçenin kara gün için» olduğunu altı gemilerinin üçüncüsü olan ve Al artık herkes biliyor. Millî bankalarımız manyada Kil'de inşa edilen Batıray denizaltısmın tecrübeleri muvaffakiyetle daki küçük tasarruf hesablarının yekunu, neticelenmiştir. Batıray bugünlerde limanımıza gelmek üzere yola çıkacaktT. En büyük ihtiralardan birinin (buhar makinesi) olduğu şüphesizdır. Buhar makinesi icad edılmeseydi sanayi inkılâbı meydana gelemezdi. Bu ihtira şerefıni kıme vermeli ? Bu husustaki fikir teakublarını kısaca gözden geçirelim: Magdeburg belediye reisi Otto von Gueriche atmosfer tazyikmı göstermek üzere 1654 senesinde bir piston ve bir silindirle bir tecrübe yapmıştı. Bir ucu pistona bağlı olan bir ipi bir makara üzerinden dolaştırdıktan sonra diğer ucuna bir ağırlık bağlamıştı. Küçük bir el tulumbasile silindir içindeki havayı boşaltınca dışarı Yazan: SALÂHADD1N GÜNGÖR dan piston üzerine tesir eden hava tazyıkı ağırlığı yerden kaldırdı. Bu zatın böyle mütemadiyen kabarmakta olması da bu birçok mühim tecrübeleri vardır. Felenu gösterir. Demek olnuyor ki, başı ezile menk âlimlerinden Huyghens bu fıkcek bir sefahet engereğile karşı karşıya ri bir makineye tatbika kalktı ve barutun değiliz! O halde, insanın kırk yılda bir, patlamasile bir piston altında halâ husule sevdiği bir arkadaşının, yahud bir akraba getirmek üzere çalıştınlan bir makineyi çocuğunun saadetine, çoban armağanı düşündü. Fransız Papin barutu patlatkabilinden küçük bir hediye ile iştirak et makla çalışan makineyi 1667 de ıslah etmesı, neden yasak olsun?. mışse de 1690 da buharm tekâsüfile halâ Avrupanm her yerinde, çiçek istihlâki husulünü düşündü. Bu halde hava tazyini artırmak için türlü tedbirler alınıyor, ta kile çalışan makine prensipini ilk evvel raf taraf çiçek bayramları yapılıyor, çi Papin düşünmüş demektir. İngiliz New çek muharebeleri tertib ediliyor. Yeni çi Comen'in Papin'in bu fikrinden haberi çek cinsleri yetiştirenlere, primler, mükâ olup olmadığı malum değil. Papin'in fatlar veriliyor. Biz, şimdilik bunlardan yaptığı makine modeli pek kaba saba tipvazgeçtik. Sadece, beş on fakir bahçıva ten olup bir makine olmaktân zıyade bir nm maişet vasıtalan ellerinden alınmama lâboratuar cihazı addedilebilir. Fakat «mı ıstıyoruz.» New Comen bu fikri amelî sahaya çıkarDiğer taraftan terziler de, kanunun tat mağa muvaffak olmuş ve buhar makinesi bikından acı acı şikâyet ediyorlar. denilebilecek ilk makineyi keşfetmiştir. O Bir terzi ile görüştüm. Bana dedi ki: devirde Newcomen'in çektiği müşkülâtj Halkımız, yeni elbise yaptırmak bugün kavramak imkânsızdır. Makir.e için, iki fırsattan istifade ederdi: Bayrami mühendisliği yoktu. Demircilik en yüksek lar ve düğünler! Dinî bayramlar, an'ane mertebeye çıkmış idise de diğer şubelerdevî hususıyetlerıni çoktan kaybettiler. Es ki işçilik geri idi. Makine için münasib kiden, her bayramda bir elbise yaptıran malzeme pek mahduddu. Bunlara rağ müşteyilerim, şimdi arka arkaya üç dört men Nevvcomen elindeki mahdud vesait bayramı ayni elbise ile geçiştiriyorlar. Or ve malzeme ile bir makine yapmağa mu tada kala kala bir «düğün» kalmıştı. Sim vaffak oldu. Bu makinede muvaffakiyetdi, o da menedilince, terzinin de meşhur le çahştı (1712). meseldeki «iğnesini başına iliştirip, dükkâBundan 48 sene sonra James Watt nı kapamaktan başka yapacak iş kalmı kondansörü keşfetti. Bu suretle buhar siyor.» lindir içinde tekâsüf edeceği yerde silindir Hediyelik esya satan bir mağaza sahidışındaki ayrı bir kondansürde tekâsüf bi de şunları söyledi: ediyor. Bu suretle mahrukattan tasarruf « Düğünlerle birlikte hediye götüredilmiş oluyor. Watt'ın bu mühim keşfıne mek âdetr de kalktı. Pekâlâ ama biz marağmen Nevvcomen makinesi uzun müdlınrzı kime satacağız? Vakıâ gizliden det kullanıldı. gizli, düeün hediyesi alanlar gene eksik Watt'ın mesaisi buhar makinesini, işletdeğil. Fakat, bir çoğu çekiniyor. Hele me masrafının azlığı; makine inşası bakikanunda bir kayıd var ki, pek firaklı: mından yüksek mertebeye çıkarmışsa da Zabıtaya, düğün evine girip hediyelik eşbuhar makinesinin ihtira şerefi Newcoyayı musadere etmek hakkını veriyor! men'e aiddir. Bu vaziyet karşısmda düğuç hediyesi Thomas Nev/comen'in İngilterede göndermeğe kim cesaret eder?.. Varvihşayır vilâyetindeki Griff kasaba Şoförlerin şikâyeti de ötekilerden aşasında 1712 senesinde kurmuş olduğu siğı kalmıyor: lindir ve pistonlu buhar makinesi bugün Bizim diyorlar, ancak düğünlerde kü manasile ilk makinedir. Evvelen ma bir parça yüzümüz gülerdi! Ortahalli den ocaklanndaki suyu boşaltmak için tukimseler bile, bir düğün yaptıracaklar mı, lumbaları çalıştırmak üzere kullanılmış en az, on beş, yirmi araba tutarlardı. Şımtır. Glasgow Universitesi alât tamircisi odı ise, beş arabadan fazla kiralamak yalan Watt bu makinenin bir modeli üzerinsak.. Hoş, kanun çıktıktan sonra, o beş açahşırken buhar makinesindeki tadi rabayı da kiralayan olmuyor ya... lâtı meydana getirmiştir. Hikâye edıldiDüğünsüz İstanbulun şekercilerinde de ğine göre Watt bir pazar günü parkta surat bir kanş: gezmeğe gitmiş. Parkm bir kapısmdan gi Büyük satışlar, kâmilen durdu, direrken aklma buhar makinesinin ıslahı yorlar, artık nikâhlarda bile kimse şeker gelmiş, öbür kapıdan çıkarken meseleyi dağıtmaz oldu!.. halletmiş. Hele Kapalı Çarşı içinde, gelin eşyası Buhar makinesinin maden ocaklanndasatan dükkân sahıblerının çenelenni bıçak ki tulumbalara tatbikından evvel tulum açmıyor: Ne kira ile tac kaldıranlar, ne cihaz ta balar beygirle çalıştırılıyormuş. Watt makımı hazırhyanlar, hatta ne de gelin elbı kineyi ıslah ettikten sonra makinenin takatini kömür ocaklarının sahiblerine anlatasesi yaptıranlar varmış. bilmek için takat vahidi olarak (beygir Ve hepsinde ayni acıklı sorgu: kuvveti) ni icad etmiştir. Onun koyduğu Bilmem halimiz neye varacak? Dahiliye Vekili Faik Öztrak kanunda takat vahidi dakikada 33,000 (libre tadüât yapılacağını vadettiğine göre, bu kademlik) iştir. Muhtelif beygirler üze pürüzlü mesele ergeç bir yoluna girecek rinde yaptığı tecrübelerin vasatisi buna tir. Alâkadarlar, şimdi gözlerini; mesele müncer olmustur. Bu beygir kuvveti tahrn'n tetkiki kendisine havale edilen Val; rik sistemindeki beygir kuvvetinden 75 te bir kadar büyüktür. Lutfi Kırdara dikmiş; bekliyorlar. Salâhaddin GÜNGÖR Prof. Salih MURAD CEMtYETLERDE Mezarlıkları güzelleştirme işi Mezarlıklan Güzelleştirme cemiyetı adile bir cemiyet kurulmuştur. Cemiyet, hayırsever halkm yardımları sayesinde Karacaahmed mezarlığmın bir kısım yollarını tanzim etmeğe muvaffak ol muş, büyük fırtmada devrilen servılerı kaldırtmış ve mezarlık hududu etrafma duvarlar çektirilmiştir. Cemiyet, Kadıköy ve havalisindeki mezarlıklann da ıslahile meşgul oimaktadır. f Thetis için yapılan hazin merasim J Duvara çarptı Şoför Leonun idaresindeki otomobil, evvelki gece saat 24 te Etyemezden geçerken önüne çıkan çocuğu ezmemek için Abdurrahmana aid evin duvarına çarpmıştır. Duvar yıkılmış, otomobil hasara uğramıştır. f Konya Ereğlisi ortamekteb istiyor j Arkadaş mı? Ahmed isminde biri, Saraçhane başmda Mustafamn fırmmda çalışan arkadaşı Mehmede misafir gitmiş ve bir aralık Mehmedin duvarda asılı ceketmin ce binden 86 lirasmı çalarak savuşmuştur. Biraz sonra Mehmed polise müraeaat ederek vak'ayı anlatmıştır. Yakalanan Ahmed, suçunu itiraf et miş, çaldığı para üzermde bulunarak sahibine iade edılmiştir. DEMİRYOLLARINDA Ekspresin rötarı Avrupa ekspresi, dün de 1,5 saat teahhurla Sirkeciye gelebilmiştir. Buna sebeb. bazı Avrapa memleketleri hu dudlarmda kontrolun uzatılmasıdır. Kıskanclık yüzünden Tramvay biletçisi Mustafa ile Abdullah, kıskanclık yüzünden kavga etmiş lerdir. Mustafa, Abdullahı çakı üe kalçasmdan yaralamıştır. İngiltere Thetis denizaltı gemisinde ölen 98 kişinin aileleri tarafınDoğum ve kadm hastahkları mütehasHalkevlerinde ve Parti binalarında dan hazırlanan buketleri Hebe isimli harb gemisi Liverpool açıklarına götürKonya EreğPsi (Hususî) Kazamız ilkokullarından bu sene yüze yakın sısı doktor Rıza Ünver, Amerıka ve Avtalebe mezun olmustur. Bir ortaokula şiddetle ihtiyac vardır. Bu sene me yapılan evlenme merasiminin men'i is müş ve hazin merasimle facianm vuku bulduçu yere atmıstır. Yukarıki rerupa seyahatinden avdet etmiş, hasta zun olan çocuklardan bir kısmının grup halinde öğretmenlerile birlikte çek rafat kanunu hükümlerine tâbi olmadığı simde Hebe gemisine çiçeklerin yüklendıği görülmektedır. Bir ana getirdiği 1 larını kabule başlamıştır. çelenge uzun uzun ve meyus bakıyor. vilâyetten alâkadarlara bildirilmiştir. tirdikleri fotograflarını gönderiyorum. Halkevlerinde ve Parti binalarında düğün yapılabilecek Seyahatten avdet