19 Haziran 1939 CUMHURİY ET Pariste bayram Tarihî Eyfel kulesi elli yaşına giriyor Mühendis Eyfelin ebedî abidesi olan bu eserin inşaatında tam 6,5 milyon altın frank harcanmıştır Mısır Hariciye Nazırı Yalovada İLİMKÖSESİ İHTİRALAR KESiFLER Parmak yarası Ilim tarihinde yer alan bıkâyeler var. Bunlardan biri Nobel ismindeki İsveçli kknyagerin bir gün kesilen parmağına sürmüş olduğu kolodyondan ilham alarak dinamiti keşfetmesidir. Nobel mükâfatı diye her sene ilim ve edebiyat adamlarına verilen mükâfatlar işte bu Nobei'ın bıraktığı büyük servetin getirdiği kârdan verilir. Herkesin partnağı kesilir, herkes de kolodyon kullanır, ama, kolodyona kimse bu gözle bakmamışü. O sıralarda Nevyork'lu Hyatt ismindeki bir genc de kesilen pannağını ayni ilâcla kapamağa çalışmış ve mühim bir keşifte bulunmuştur. Bir demircinin oğlu olan Hyatt ük tahsilini bitirdikten sonra mürettıblik yapmağa karar vermişti. Geceleri ve pazar günleri bilârdo bilesi yaparak kazancını arunyordu. Bir gün Hyatt gazetelerde (Bilârdo bilesi için fildişi yerine geçe cek bir madde bulana 10,000 dolar mükâfat verilecek) diye bir ilân görmüştü. Bir taraftan Afrikada filler azalırken diğer taraftan bilârdo oyunu taammüm ediyordu. Kuluçka tavuktan ciciv kolay çtkarılır, ama, fil de kolay yetiştirilemez ya. Bilârdoculann kullandıkları bilenin her hususta ayni bir bile yapmak imkânsız gbrünüyordu. 1863 senesinde bir gün mürettibhanede çalışan Hyatt pannağını kesince ilâc dolabındaki kolodyon şişesine koşmuş, fakat devrilmiş olan şişenin içinde birşey kalmadığım gb'rmüştür. Ancak dökülen mayi dolab rafmda sulb haline geçmişti. Hyatt bu cismin sert ve elâ&tik olduğunu anlaymca 10,000 dolar mükâfat yolunun açıldığına hükmetaişti. Kolodyon denilen mayi pamuk barutunu eter ve ispirtoda eriterek elde edilir. Ilim adamlannm pireksilin veya nitrosellüjoz adım verdikleri pamuk barutu ise pamuğu azot (nitrik) asidle muamele ederek elde edilir. Hyatt kolodyonu fildişi tozile karıştırarak bile yapmak istedi. Bilelerin istediği gibi olmamak şöyîe dursun, ayni zamanda kolay patlayan şeyler olduğu görüldü. Bir salonda oyunculardan biri yanmakta olan sigarasmı bileye kazara dokundurmuş, bile de tutuşmuştu. En büyük müşkül eritilmiş pamuk barutunun bir kalıba dökülememesinde görülüyordu. Muhallel tebahhur edince kalan cisim buruşuk yüzlü, acayib şekü'i birşey oluyordu. Kâfurunun bu iş için kullanılabileceğini duyan Hyatt kâfuru ile pamuk barutunu karıştırıp mahlutu sıcak bir presede sıkışhrdı. Preseyi açtığı zaman iki sulb cismin birbirinde eriyerek berrak, som ve mütecanis bir cismin meydana gelmiş olduğunu gördü, bu mahluta selloloid adım verdi. Bu suretle mesele en basit şekilde halledilmiş oldu. Selluloz dediğimiz kâğıd hamuru solfırik asıd muvacehesinde azot asidile muamele edıliyor. Azotlaştırma fiılini uzatıp pamuk barutu yapılacağı yerde yan yolda bırakılarak münhal nitroselluz veya pırokslin elde edilir. Bu da kâfuru ile karıştırılarak sıcak preselerde istenilen şekilde sıkıştırılır. Bugün kullanılan usul Hyatt kardeşlerin 1872 de kurdukları fabrıkalarında kullandıkları usulün aynidir. Çıkan plastik maddenin ihtira berah alınmadığmdan dolayı bugün ayni usulle yapılan cisimlere türlü türlü isimler verilmektedir. Mahlutun içine bir miktar anilin boyası koymakla istenilen renk verilebilir. Şeffafiyetini izale etmek ve yanma kabiliyetini azaltmak için mahlutun içine bir miktar tutya, alüminyom, mağnezyum gibi madenlerden birinin klorlan konur. İşte piyasada gördüğünüz fildişi taklidleri böyle yapıhr. Bu keşif de bir tesadüf eseridir. Fakat bu tesadüfte gören göz kuvvetli. Kulenin inşaat safhalan 1888 teşrinisanisinde 1888 teşrinievvelinde 1888 mayısında 1888 eylulünde Eyfel kulesmin küşad merasimi yapı sayılmakla kalmaz; ayni zamanda pısilalı, hazıranın yirmi üçünde tam elli se kolojik bir şaheser olmak üzere de anıne oluyor. Bu vesıle ile Pariste bır yan lır. Yükseklıklere tırmanan kuleler, ödan tes'ıd merasimi içın hazırlıklar ya tedenberi bütün bmalar arasmda bir pılırken, bir yandan da kulenin tarih hususiyeti haizdır. Meselâ genişliğine üç çesi yazı ıle, resimle anlatılıyor. Bugün yüz adım uzunluğundaki bır bina, insan yeryüzünde meşhur olan kuleyi inşa e üzerinde dar, ince, uzun yükselen bir den Fransız mühendis Güstav Eyfel; kulenin tesirini bırakamaz. Kule aşağı1889 Parıs dunya sergisi ıçın demırden smda, gözler gökyüzüne doğru kaldırılkule yükseltmeği teklıf ettiğı zaman da dı mı, muıayyen ölçüler bu bakımdan demeşhurdu; kendisi büyük bır mühendis ğerlerıni kaybederler. Yukanya doğru ve modern demir konstrüksiyonu üstadı çıkan her metre, aslmdan birkaç derece olmak üzere tanmmıştı. Eyfelin yap daha uzunmuş tesirini dener. Genişliğimayı teklif ettiği kule, o zamana kadar ne. bir binanm bakanlar üzerinde ayni malum olan bütün yüksek binalardan tesiri bırakması, imkânsızdır. İşte bil bir misli daha yüksek olacaktı. Sonradan hassa bu sebebledir ki, Eyfel kulesi, sa<ben, bu kuleyi yapmakla demirden in de bir şekilde yapılmış demirden bir ısşaatın temin ettiği geniş ölçüde imkân kelet görünüşile bütün bir şehrin sembolüdür; hem de Parıs gibi eski ve ananevî tebarüzlerıle de beliren bir şehrin sembolü! Eyfel kulesinin temel taşı atıldıktan, açılış merasıminin yapılmasma kadar, aradan otuz ay geçmiştir. Yeryüzünün en yüksek binası, otuz aylık müddet içerisinde ve sekiz buçuk milyon kilsgram çelikle dökülmüş demir malzeme tahsis olunarak yükselmiştir. Kuleye, mühendis Eyfelin bizzat garanti ettiği altı buçuk milyon altın frank harcanmıştır. 9 eylul 1887, 10 mayıs 1888, 14 teşrınıevvel 1888, 26 kânunuevvel 1888, 31 mart 1889 tanhleri, Eyfel kulesinin başlıca inşaat merhalelerini gösterir. Kulenin inşasında 250 işçi çalışmıştır. Parçala nn perçmleştirümesi için, boyuna çekiç işlemiş, bir milyondan fazla çivi çakıl mıştır. Madenî kule yükselirken kurulan ahşab iskelelerin iptidaî şekılde tutturulmasına rağmen bütün bu inşaat esnasında işçilerden yalnız bir kişi düş müş. kaza neticesinde ölmüştür. Halbuki, sonradan Amerikada yapılan «bulutlan tırmalayıcı> binalar inşasının, hâlâ kat başına bir işçinin canma mal olduğu hesablanmaktadır. Kulesinin inşasını tekmılleymce, en tepede, başma silindir şapka yerleştirerek ve sağ elini parmaklığa dayayıp fotoğrafçılara resmini çektiren mühendis Güstav Eyfel, bu en yüksek yerde bir meteoroloji istasyonu kurmuştur; ilmî tetkikat için yer ayırmış ve bu arada düşen cisimlerin havaya mu kavemetıni araştırmıştır. Kulenin tepeBugünkü Eyfel sinde kendisi içın döşettiği küçücük bir ları bütün dünyanın gözü önüne getir odada oturmağı, Parıs damlanna gökmek istedim> diyen mühendis Eyfel, yüzünden bakmağı pek seven, bu en böyle bir kule yapmak tasavvurunu or yüksek «çatı arası> nda bulunmaktan taya atmca, düşmanca hareketlerle kar çok hoşlanırdı. Düşündüğünü başarmaşıİaştı, muvaffakiyetsizliğe uğnyacağı smdan şüphe edenlerle, garezle düşünna, kule inşası projesinin akim kalaca cesi aleyhinde bulunanlan eserile ilzam ğına, bu işin sökmiyeceğine dair propa eden büyük mühendisin ismini taşıyan gandalarla uğraştı ve düşündüğü şeyi Eyfel kulesi, tek başma Parise bir işayerine getirdi; bu suretle de kendisine rettir; sinemalarda filimlerin çoğunda bir zafer abidesi dikti; şöhretini ebedi mevzu, Parise intikal eder etmez, he leştirdi. Bu abide, ayni zamanda mü men Eyfel kulesinin göründüğünü ha tırlatmak da, bunun böyle olduğunu ishendislik için bir abide teşkil etti. pata yeter. Eyfel kulesi, sadece teknik bir şaheser Abdülfettah Yahya Paşa Yalovada Cumhur Reisimizin köşftüne giriyor Cumhur Reisimiz ve Bayan İnönü tarafından Abdülfettah Yahya Paşaya verilen • öğle yemeğinden bir inttba.'. Asrî Hocanın muhakemesi devam ediyor Tekrar mahkum olan hırsız Bursa (Hususî) Geçenlerde Bursa hapisanesinde bir vak'a olmuş ve hırsızlıktan mahkum Ahmed Özçakıcı isminde biri, mahkumlardan Paşalarlı Osmanı öldürmeye teşebbüs maksadile bıçaklamış, bir gardiyana da vazife esnasında hakarette bulunmuştu. Ağırcezada muhakeme edılen bu mahkum 11 sene bir ay ağır hapse mahkum olmuştur. Ekselâns Abdülfettah Yahya'mn Pendikte istikbalinden..* Prf. SAL1H MURAT Bursa (Hususi) On beşe yakın üfürükçülük, büyücülük, muskacılık ve ademi iktidara çare bulmak gibi suçlar dan maznun olarak tevkif ve muhakeme edilmekte olan Asrî Hoca namile maruf Ahmed Hilminin asliye cezada duruşmasına devam olunmaktadır. Son celsede yeni evlendiği halde ademi iktidara müptelâ olduğundan dolayı Asrî HocaIzmitte kamyon altında bir ya büyü yaptıran Mudanya köylerın çocuk öldü den Pehlivan oğlu Mehmed şahid ola îzmit (Hususî) Şehrimizde feci bir rak dinlenmıştir. Mehmed, nasıl evlendığini, ademi iktidarma nasıl muttalı ve kamyon kazası olmuş, 6 yaşmda Mustafa vâkıf olduğunu, hocaya ne suretle mü oğlu Muammer Yavuz isminde bir çocuk racaat ettığini, hocanın kendisini oku ezilerek ölmüştür. yup üfledikten ve büyüledikten sonra Kâğıd fabrikası müteahhidlerinden kendisinde hiçbir salâh eseri göremed1 mühendis Vahide aid olan ve Sapanca ğini mufassalan anlatan Mehmedı, sa ya su borusu götüren şoför İsmailin idamiin salonunu dolduran erkek ve ka resindeki kamyon, şehrin Adapazarı şodından rrürekkeb bir kalabalık zor zap sesi mevkiinden geçerken küçük Mu tedebildikleri handelerle dinlemişler ammer kamyonun altında kalmış ve badir. Muhakeme talik olunmuştur. şmdan ezilerek öhnüştür. Vak'a mahalline Müddeiumumî muaBacağından yaraladı vinlerinden Bedri ve hükumet tabibi Şoför Isanın kullandığı 1794 numaraîı Hikmet giderek tahkikata başlamışlar, otomobıl, Beyoğlunda İstiklâl caddesinden geçerken Hakkı adlı birine çarpmış, şofdr tevkif edilerek cürmü meşhud Hakkı sol bacağından yaralanmıştır. mahkemesine verilmiştir. Almanyanm Rumanyaya vereceği kredi Londra (Hususî) Deyli Telgraf gazetesinin Bükreş muhabirinden alman bir habere göre, meşhur tayyare fabrikası Yünkers mümessillerinin bir Al man grupu namına Rumanya hükunıeti mümessıllerile müzakereye başladığı bildirilmektedir. Rumanya hükumeti, ALmanyadan, ağır ve hafıf bombardıman ve avcı tayyareleri mübayaa edecektır. Bu maksad uğruna sarfedilmek üzere altı senede ödenmek şartıle Almanya hükumeti, Rumanyaya yüz milyon mark kredi verecektir. Tekerlek kopunca... Şoför Ekremin sürdüğü 3814 numaraîı kamyon, odun yüklü olarak Pangaltıdan geçerken, sağ arka tekerleğı kopmuş, fırlamıştır. Kamyon yol üstünde kaldığmdan, münakalât yanm saat kadar durmuştur. Tarlabaşmda oturan Koçoya aid 899 numaraîı hususî otomobıl de Harbıyede yeni açılan kanalizasyon çukuruna dü;müş, münakalât bir müddet inkitaa uğramıştır. Abdjilfettah Yahya Paşa Pendikte, halkın alktşlarına mukabele ederek kendisini Ankaraya götürecek olan trene gidiyor