CUMHURIYET D UYDUNUZMU Kavnkta balık Sıze, tam manasile Çin işi bir balık takdim edeceğim. Adı Anabes Seandes. Kendisi Çinde yaşıyor. Hususiyeti, hem denizde yüzmesi, hem karada gezmesi. Çınlilerin bu hayvanı yiyip yemediklerini bilmiyorum ama, süs olarak kullanıyor larmış. Kavanoza ko yup camın üstünden temaşa etmeğe lüzum yok. Konsolun üstiine koyun oturuyor; kanapenin arkalığın 30 Mayıs 1939 greko romen güreş birinciliklerinin nihaî Atletlerimizin Mısırda yaptığı müsa Maçın ilk golünü oyun başladıktan beş karşılaşmaları «19 mayıs» stadmda olbakalar hakkında kafile reisi Âdil Giray dakika sonra sağaçık Bromme sıkı bir dukça kalabalık bir halk huzurunda yabu seyahatten büyük memnuniyetle bah şütle yapmıştır. İkinci golü ikinci devre pılmıştır. iki gündenberi, büyük bir intizamla setmekte ve Türk sporcularına karşı bu nin başında soliç Wels'in bir kafa vurukardeş memlekette gösterilen büyük sev şile yapılmıştır. Maçta 40,000 kişi bu yapılmakta olan müsabakalar ancak bugi ve alâkayı teşekkürle yadetmektedir. lunmuştur. Müsabakayı Belçikalı bir ha gün saat 18 de nihayetlenmiştir. Kilolarında derece alan güreşçiler şunÂdil Giray, bu münasebetle şunlan söy kem idare etaiştir. lardır: lemektedir: İntikam maçı 56 kiloda: 1. Hüseyin (millî takım), « Mısırda yaptığıtnız müsabaka'ıaİngiltere ile Romanya millî takımları ve oütün mide ve barsak rahatsızlıklarına karşı da hele irisi en mükemmel yastık ka rın sessiz sadasız geçmiş olması, kazanı 4 kânunuevvelde Londrada ikinci defa 2. Şefik (İzmir), 3. Halil (Bursa). 61 kiloda: 1. Kenan (millî takım), dar zınetlı duruyormuş. lan büyük muvaffakiyetüı kıymetini dü karşılaşacaktır. 2. Niyazi (Kocaeli), 3. Rikâbi (SamHulâsa, mutfaktan başka her yere ya şürmüş değildir. Mevsim başında, ciddî Romanya millî takımı kânunuevvel sokışan, tavadan gayri her yerde rahat e bir müsabakaya götürdüğümüz atletler, nunda İrlanda millî lakımile İrlandada sun). 66 kiloda: 1.Yaşar (millî takım), 2. Balkanların en kuvvetli atletleri arasında bir maç yapacaktır. den bir balık. İzzet (İstanbul), 3. Bekir (İzmir). En garib tarafı da düz duvara tırman en çetin şartlar içinde cidden iftihara detngiliz kulüblerinin hisseleri 72 kiloda: 1. Celâl (millî takım), 2. ması imiş. Hele ağac tepesi, baş mesiresi ğer müsabakalar yaptılar. Hiçbir suretle kullanınız. Faik (İstanbul), 3. İhsan (Çorum). ne düşen para alışık olmadığımız bir sıcak altında değıl Mide için her yemekten sonra 1 2 tath kaşığı yanm bardak su içinde ve imiş diyorlar. 79 kiloda: 1. Adnan (millî takım), müshil için ber sabah veya gece yatarken aç karnına 1 2 çorba kaşığı İngiliz İmparatorluk stadı olan WembEvet, bu balık başka balık. Öyle baş müsabaka yapmak, yürümek, hatta otur2. Vahid (Ankara), 3. Hüseyin (Eski yanm bardak su içinde köpürterek içmelidir. HASAN MEYVA ÖZÜ ka balık ki, kavağa çıkması bile fevkalâ mak bile tahammül edeceğimiz bir iş de ley sahasında yapılan Kral kupası ma Avrupa ye biihassa tngiliz meyva tuzlanndan daha yüksek olduğu kat'iğildi. Hertürlü müşkülâtı yenmek sure çında 105,000 seyirci bulunmuştur. Bu <<ehir). delik değil. 87 kiloda: 1. Mustafa (millî takım), yetle sabittir. Buna rağrnen Avrupa meyva özlerinden bes nisli daha ucuzaur. maçta 97,000 Türk lirası hasılat olmuştile girdikleri her müsabakada yüksek HASAN MEYVA ÖZÜ yalnız bir türlü olup şekersizcY ve çok köpörür Süslü disler muvaffakiyetler gösteren atletlerimiz, bu tur. Fınalı oynıyan Woluerhampton ile 2. Mehmed Ali (Çorum), 3. Aziz (AnPortsmouth takımı bu hasılattan kırk iki kara). Siyam dişçileri Av zaferlerini biraz da gösterdikleri disipline Ağırda: 1. Mehmed Coban (millî şer bin lira almışlardir. rupayı da, Amerika medyundurlar. Her iki takım dömifinal maçlarında on takım), 2. Ahmed (İstanbul), 3. HaÖyle zannediyorum ki ufak bir kafile yı da geçtiler. Eski Şekerli, limonlu ve meyvalı olup HASAN meyva özünün evsafına maliktir. san (Çorum). üçer bin lıra almışlardir. dünya ve yeni dün ile yaptığımız Mısır seyahatinde muhitte Şampanya gibi lezzetli olup mide rahatsızlıklarına şifahdır. Yalnız dömifinal ve finalde 55 bin Takım halinde yaDilan tasnifte: 1. ya, hâlâ diş çekmek çok iyi tesirler bıraktık. îstanbul, 2. Çorum, 3. Ankara ve IzMüsabakalardan evvel eğlence ve gez lira kazanan bu takımlar finale kalabil mırdir. ten ve bildiğimiz umek için beş maç daha yapmışlardı ki bu sullerle takma diş mek için yapılan programı, müsabakalarEn teknik güreşçi mükâfatını millî tamaçların hasılatı da yirmişer bin lira tutyapmaktan öteye ge dan sonra tatbik etmek istememiz, hüs maktadır. kımdan Küçük Hüseyin almıştır. çemezlerken, Siyam nüsuretle karşılanmıştır. Müsabakalardan Müsabakaların sonunda derece alanROMATİZMA Futbol cemiyeti beş haziranda senelik lılar, tabiatin verdiği beyaz diş yerine renk sonra ehramları, müzeleri, bendleri, hay kongresini yapacak ve kulüblerin hissesi lara merasimle madalya ve mükâfatları • vanat bahçesini dolaştık. Mısırlılann bize LUMBAGO verilmistir. lisini koyacak kadar ileri gitmişler. gösterdikleri büyük misafirperverlikten bu toplantıdan sonra verilecektir. • Bütün dişleri söküp, yerine alâimi seS I Y A T iK dolayı burada alenen teşekkürü bir vazi Ankaradaki Güneş kulübü de Eli bıçaklılar manm her rengini taşıyan sun'î dişler yerfe bilirim. Galatada Beyazıd sokağında kahveci satıldı ve bütün leştirmek, Siyamda artık harcıâlem olmuş. Raifle Denizbank amelesinden Hikmet Kahiredeki iki Yunan kulübü bize ayağrılara Beden Terbiyesi Umumî Müdürlüğü Hele siyah diş, çakıl taşı kadar mebbir mesele yüzünden kavgaya tutuşmuşkarşı zul. Lâkin, en mühimmi, bazı diş doktor rı ayrı ziyafet verdi. Çok samimî geçen Ankaradaki Güneş kulübü binasını satırt lardır. Bir arahk bıçaklannı da çeken bu toplantılarda Türk Yunan dostluğu almıştır. larınm yeni tatbik etmeğe başladığı süslü iki kavgacıdan Raif. Hikmeti başmdan nun büyük tezahürlerine şahid olduk. Teşkilâtın bazı idarî kısımları ayba ve kolundan, Hikmet de Raifi bacağındişlerdir. Müsabakalardan sonra Mısır spor teş şından itibaren yeni binaya tasınacaktır. dan varalamıstır. Ağızda mevcud dişlere, yıldız, salib, kilâtını yüksek himayesine alan Prens daire şekilleri kazıyorlar; bu şekillerin çuAbbas Halim iki yüz kişilik mükellef zikurlarına renkli alçı dolduruyorlar. Hariyafette bize çok iltifat ettiler. Tahir Pakulâde güzel bir manzara teşkil ediyor şa, Ali Riyazi Bey gibi bütün idareciler mus. ve gazetecilere de burada teşekkür etmek Gözle görmeden hüküm verilmesi müş bir borcdur. ,, ,,, ,,,. merhemi ile masaj yapınız. kül bir iş. Maamafih, bu «harikulâde güMısır sefirimizin yakından alâkası, zel» manzara hakkında fikir edinmek için Mısır Türklerinden Bürhan Beyin mihyukarıdaki resme de baksanız olur. mandarlığı hep şükranla bahsedilecek tath harıralardır. Mısır seyahatinin atletlerimiz için her tngiliz hükümdarlari hususta istifadeli geçtiğini kaydetmek lâBanff «Alberta» 29 (a.a.) îngil1 Ankara Kayaş yolunun 7 + 500 12 '+ 500 üncü kilometreleri zımdır.» Amerika sulatere Kral ve Kraliçesi, LakeLouise'e gitarasındakı şosanın esaslı bir surette tamir ettirilmesi 12/6/939 pazartesi îngilizler, Avrupada yaptık rında batan ve 26 günü saat 15 te Vilâyet Daimî Encümeninde ihalesi yapılmak üzere kapah mek üzere otomobille Banffdan hareket zarf usulile eksiltmiye konulmuştur. tayfanın ölümile ları maçlardan şikâyet etmişlerdir. Orada kendilerinden 10 da2 Keşıf bedeli « 15,739 > lira « 20 » kuruştur. neticelenin tahtelediyorlar kika evvel Banff dan hareket etmiş olan 3 Muvakkat teminatı 1180 lira 44 kuruştur. bahir kazası haktrene bineceklerdir. Kral ve Kraliçe, 4 İsteklilerin teklif mektublarile Ticaret Odası vesikası. teminat îngiliz millî takımı Avrupada yaptığı mektub veya makbuzile ihale tarihinden en az 8 gün evvel Vilâyet mabundan sonra Vancouver'e doğru seya maçların sonuncusunu Bükreşte Roman kında Avrupaya kamına müracaatle alacaklan ehliyet vesikalarile birlikte yukanda adı Belinogramla ilk hatlerine devam etmektedirler. ya millî takımile oynadı. İtalya ile 2 2 geçen günde saat 14 e kadar Vilâyet Daimî Encümeni Reisliğine vermeleri. berabere kalan, Belgradda Yugoslavlara gelen bu resim, 5 Bu işe aid keşif, şartname Vilâyet Nafıa Müdürlüğünden 79 kuruş Italyan millî takımiDin 2 1 mağlub olan İngilizler, Romanya mağruk denizaltı mukabilinde alınabilir. « 1938 > ( 3622 ) gemisinden bir millî takımını da 2 0 yendiler. yapcağı maçlar İtalyada ve Yugoslavyada haketn ve tayfanın çıkarılRoma 29 (a.a.) İtalya millî takıoyunculardan şikâyet eden ingilizler, Ro dığını göstermekmı kısa bir müddet zarfmda üç karşılaş manyada yaptıklan maçta hakemin mü tedir. ma yapacaktır. Bunlardan biri, îngiliz temadiyen oyunu durdurmağa mecbur lere karşı kazandığı galibiyetten sonra bü kaldığını, hemen hemen düdüğü hiç ağyük bir ehemmiyet verilen Yugoslavya zından çıkarmadığını söylemektedirler. Romanyalı oyuncular, namütenahi faya karşı yapılacak maçtır. vül yapmışlardır. Rumen merkez muhaBu maçlar şunlardır: cimi Sawton ile sağaçık Bromme her hü1 temmuzda Belgrad'da. Yugoslavcumda İngilizlerin bellerine sarılmak suya İtalya; 4 temmuzda Budapeşte'de, retile yere düşürmüşlerdir. ingilizler, futnevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. Macaristan îtalya; 11 temmuzda Bük bolu böyle oynamadıklarını ve bu şekilde İcabında günde 3 kaşe alınabilir. reş'te, Romanya italya. bir oyun bilmediklerini söylemektedirler. Umumî tasnifte İstanbul Kardeş memleket gencliği, Türk sporcularını birinci oldu Ankara 29 (a.a.) 1939 Türkiye izaz etmek için ellerinden geleni yaptılar IM Mısırda sporcularımıza gösterilen büyük alâka Türkiye güreş şampiyonası İŞTİHASIZLIK HAZIMSIZLIKŞİŞKİNLİK BULANTI GAZ • SANCI MiDE BOZUKLUGU BARSAK ATALETİ İNKIBAZ SIKINTI SiNiR HASAN MEYVA ÖZÜ Hasan gazoz özü 30 " 50 S 80 kr. SIRT GÖĞÜS KALÇAARKA BEL Batan Denizaltı gemisi SİLKO SANCILARI DAiMî ve ÇABUK GEÇiRiR Ankara Valiliğinden: NEVROZİN B a ş , Diş, N e z l e , Grip, . . * • « «• • , %• •». • « sıl bir neş'e içinde gelecek, biletini ala vapurlardan birine binmiş, çoktan Ada miydi?.. cak; şuradan, gözlerinin önünden geçip ya gitmiş, Muhtarın hazırlattığı odaya Ööf... Bu ne bitmez, tükenmez yol!.. vapura girecekti. Suad Namık bunu bek çıkmış, soyunmuş, dökünmüş, onu bekBunlar ne sünepe, ne pısırık vapurlar!.. liyordu. İşte o zaman, genc kizın yolu liyordu. Suad Namık, bunu daha önce Hele şu yolcular?.. Vapur adalara ya• •••••KEMAL R A G I B •^^••«••••• nu kesecek: düşünebilmiş olsaydı, şirketten çıkar çık naştıkça hepsi kınta kırıta, korka korka Dur bir dakika, beni dinle, diye maz, doğru buraya gelir, bütün vapurla iskeleye adım atıyor. Hele şu, yolun üsNasıl olmuş da bu kadar aldanmıştı, de birdenbire kan çıkıyor; belli belirsiz cekti. Senden bir hesab sormaya hakkım rı beklerdi. Hem kim bilir, belki Muh tünde durup konuşanlar, iskele memurlaona bu kadar inanmıştı?.. Kendı kendıne gülümserken ikisi de başını önüne iğiyoryok, onu biliyorum. Öyle ya, senin için tar da şimdiye kadar gitmiş, çoktan bu rmı, çımacılan, lâfa tutanlar... Kaptan en çok bunun için kızıyordu. du. Olmuşu olacağı, hepsi bu kadardı. ben neyim ki?.. Ne değerim var?.. Fa luşmuşlardı. da neden sanki bunları bekliyor?.. Ya1 Onun kadar iyi görünen bir kadının Şu birkaç ay içinde bir sinemaya gitmekat şunu söyle yalnız, neden yaptın bunu Vapur kalkmak üzere idi. İskelenin her gün gidip gelenler, bu yolculuğa naiçyüzii nasıl olur da bu kadar kötü ola mişler, bir pastacıda oturmamıslardı. bana?.. Mademki böyle idi, aylardanbe birisi alınmış, parmaklıklı kapılar, yarı sıl dayanıyorlar, sıkıntıdan nasıl çatlamıbilirdi?.. Mademki öyle idi, ne diye oDemek ki, Muhtarın dedikîeri yalan ri, niçin... yarıya kapanmıştı. Koştu. Bılet aldı. yorlar?.. nunla eğlenmiştı?.. Boşuna yere onu üdeğildi. Bu kız, onun toyluğile alay etArtık, sonunu nasıl getirecek, en so Vapura en son binen yolcu kendisi oldu. Genc doktor, artık bunların hepsine mide düşürmüş, aylardanberi savsakla miş, onunla hiç olmazsa bu kadarcık olnunda ne diyecek, bunu şimdiden pek iyi Salonları, kamaraları bir daha dolaş kızıyordu. Herkese öfkeleniyor, hepsinin mıştı. Yalnız bunu soracaktı işte: sun eğlenmek istemişti. bilmiyordu. Ne olursa olsun, bir kere so tı. Sonra baştaki güverteye çıktı. Vapur, bir suçunu, bir eksiğini bulup çıkarıyor Neden yaptın bunu bana?.. Birdenbire titredi. İçinde, susturulmaz racaktı. Köprüden kalktıktan sonra, Ada iskelesi du. Diyecekti. bir çarpıntı duydu. Hemen odasına koşVapurun kalkmasına beş dakika kal ne yanaşıncıya kadar, bir buçuk «aat kıvŞu Ada iskelesine ayağını basabilse... Aralarındaki arkadaşlığa, şöylece bir tu. Arkasındaki beyaz gömleği fırlath. rana kıvrana, orada gezindi. Rüzgâr ol Belki hemen orada, iskeleye çıkar çıkdı. Muallâ, görünürde yoktu. gönül eğlendirmek bile denilemezdi. Zaten, çalışma saati bitmek üzere idi. dukça sertti. Yavaş yavaş akşam serin maz genc kızla karşı karşıya gelecekti. Gönlünü eğlendirecek bir genc kız, SuGeriye kalan ufak tefek bir iki işi de ar Belki, daha Önce gelmiştir. liği çöküyordu. Güvertede bir arahk on Öyle ya, Muallâ ondan önce Adaya gelDiye düşündü. Vapura girdi. Salonad Namıktan ne alırdı, ondan ne anlar kadaşlarına bıraktı, onlara rica etti. Sondan başka hiç kimse kalmamıştı. Bu yal mişse, Muhtarı karşılamak için, belki isdı?.. Zengin değildi. Kadınları güldür ra şapkasım başına geçirdi. Hastaneden ları, güverteleri dolaştı. Bulamadı. Muhnızlığın içinde, artık kendi kendine, hem keleye kadar da inmiş olabilirdi. menin, eğlendirmenin yolunu bilen, on çıktı. Köprüye Hştu. Ada iskelesine gel tar da daha gelmemiş olacaktı. Onu da de yüksek sesle konuşuyordu. H e p : Vapura herkesten sonra binen Suad, di. Vapuru sordu. Yirmi beş dakika son göremedi. ların hoşuna giden bir erkek değildi. Muallâ, neden yaptın bunu bana, daha iskele uzatılmadan, herkesten önce O arahk zil çalınmaya başladı. KöpOnları birbirine bağlıyan, ancak tatlı ra kalkacakmış, öyle söylediler. Biraz obirkaç söz, candan bir bakıştı. İkisinin de ralarda dolaştı. Sonra yolculann, vapur rübaşından doğru, tek tük bir iki yolcu, niçin?.. diye inliyordu. Suçum ne idi be atladı. Oradaki polis memuru bile ona sevgiden anladığı, bundan öteye gecmi beklerken oturdukları yerlere girdi. Ba bilet almak için koşuşuyordu. Vapur da nim?.. Parasızhğım, değil mi?.. Şirket dik dik baktı: Böyle kelli felli adamlar bile yayordu. Arada bir, gözlerini birbirinin gö k^.dı. Kendisi de bir yana çekildi. Bek şimdi, birkaç dakikaya kadar kalkıp gi te çalışma, dedim de ondan mı?.. Nasıl oldu da bunun için kendi kendini lekele parsa, kendini bilmiyenlere biz nasıl söz zünde unutacak olsalar bile, sanki suç lemeye başladı. Şimdi işte, Mua'llânın decekti. Muallâ, belki de bundan önce kalkan din?.. Bana da kendine de yazık değil geçireceğiz?.. üstünde yakalanmış gibi, ikisinin yüzüne gölgesi uzaktan görünecek, kim bilir na Tefrika No. 65 DUNYA BOYLEDİR İŞTE... Demek ister gibi başını salladı. Genc doktor, elindeki mukavva parçasmı, kapıda bekliyen biletçilerden birinin eline tutuşturdu. Koştu. Kahvelerin önünde, iki sıra bekleşen insanlara şöyle bakındı. Muallâyı göremedi. Sonra, kendisi de o kalabalığın arasına kanştı. Vapurdan çıkanları bekledi, hepsini bir daha gözden geçirdi. Yolcular çıktı. Bekleşenler de, üçer beşer dağılmaya başlamıştı. Görünürde ne Muallâ vardı, ne de Muhtar. Sabahleyin, onun telefonda konuştuğunu dinlerken, bu gece buluşacakları otelin adını da, telefon numarasmı da işitmiş, hâlâ unutmamıştı. Su satan küçük bir dükkâna girdi. Oteli sordu. Gösterdiler. Bu gece artık, bundan sonra İstanbula dönülmezdi. Nasıl olsa burada kalacaktı. Kendisi de 0 otele gitti. Bir oda tuttu. Lâf arasında, sanki Muhtarın içli dışlı bir arkadaşı imiş gibi, yahud da hepsi burada buluşacaklarmış gibi: Bu akşam buraya Muhtar Bey de gelecek, dedi. Kendisine bir oda hazırlıyacaktınız. Sabahleyin telefonla söyledi. Otelci hemen anladı. Büsbütün yüzü güldü: (Arkasi var)