1 Mayıs 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7

1 Mayıs 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1 Mavıs 1939 CUMHVKrkET Varşovada mühim bir toplantı SAĞLIK NOTLARI Yaz için Ingiliz modaları Pat dir: 1 Polonya hükumetine bu kabil hiçbir muhtıra verilmemiştir. 2 Polonya İngiltere itilâfı, Po lonyanın Dantzig'e ve Leh koridorundan geçecek otomobil yoluna müteallik olan Alman mutalebatı muvacehesindeki va ziyeti malum olduğu bir anda akdedil miştir. 3 Leh hududlarının 25 sene müddetle garanti edilmesine müteallik olan diğer Alman tekliflerine gelince, Polonya hükumeti Rayştag'ın açılmasından evvel Alman hükumetinden kat'î hiçbir teklif almış değildir. tBa$taraf\ 1 tncı sahitede] ajansı şu cihetleri tasrih etmekte Mühim bir toplantı Varşova 30 (a.a.) Dün akşam Riyaseticumhur şatosunda Reisicumhur Ignace Mosciki ile Mareşal Edouard Smigly ve Beck, bir görüşme yapmışlardır. İyi malumat almakta olan mehafile nazaran bu görüşme, Hitler'in nutkunun tetkikma ve önümüzdeki hafta bidayetinde Almanya mutalebatına Lehistan tarafından verilecek olan cevabın ihzarına hasredilmiştir. Bundan başka Beck'in 2 mayısta bir nutuk söyliyeceği ve bu nutkun Polonyanın Almanyaya vereceği cevabı ihtiva edeceği haber verilmektedir. Tren güzergâhlarındaki evlerin yüzü kömürden kapkara olduğuna göre, maden amelesinin ciğerlerini düşünmek insana korku veriyor... Hekimler hemen hergün söyler dururlar: «Şehirlerın havası tozlarla, duman larla berbad edıliyor.» Onlann bu sözlerini yeller savurur, tozlar, dumanlar gene havada kalır. Tozlu, dumanlı hava, akcığerlerımıze dolar; sağlığımız tehlikeye düşer. Hekim " lerin telâşı neden? İlkönce tozlar, dumanlar havayı ka rartır, günes ışıklarının bıze kadar gelmesıne mâni olurlar. Görünen ışıklan âa bırakmazlar, görünmıyenleri de... Neden durakladınız? Güneşin bizim göremediğimız ışıkları da var: Kırmızı altı, menekşe üstü denilen ışıklar gibi... Bunlardan başka, havada zehırli gazler bulunur. Klor, amonyak gibi kömür tozlan, toz haline gelmiş ufacık taş kırıntıları, her lâhza etrafımızda dolaşır'ar. Onları bol bol teneffüs ederiz. Hava ile beraber teneffüs yollarına giren bu toz lardan ne zarar görüyoruz? Hekimleıden bazıları bu tozların neler yaptığını işçi lerde araştırdılar; netıcede tozlü yer!crde çahşan amelenin büyük bir tehlikeye maruz bulunduğu anlaşıldı. Bir maden işçisi çalışırken bir çok kömür tozu teneffüs eder. Bu keyfiyet arandı, tarandı, hatta bunun bir hastalık yaptığı bile meydana çıktı. Madencilikle uğraşmıyanlar arasında bıle bu hastahğa tutulanlar var, 'hafıf de olsa. Lokomotif, vapur, ve büyük fabrıkaların ateşçilerm de olduğu gibi.. Büyük şehirlerin işlek yollarına bakı nız. Yapıların yüzleri kapkaradır; fabrr kaların, lokomotiflerın püskürdükleri dumanlardan... O kara dumanlar, geçtikleri yerlerin havasını kömür tozlarile doldururlar. Halk farkında olmıyarak bunları teneffüs eder. Kömürcülerden sonra taşçılar. Bun ların hastalıkları daha önemli olur. Onemlerine göre şöyle sıralanabilirler: Taş yontanlar, mermere cilâ verenler, alçıcılar, çimentocular. Arduvaz işliyenlerde de bu türlü an " zalar görülüyor. Cenubî Amerikada altm çıkaıanların da bu çeşid derdi vardır. Umranlı şehirlerin halkı arasında bu toz hastalığına tutulanlar oluyor. Bir de nebatî tozlar var. Testere talaşı, pamuk tozlan gibi. Bu ötekiler kadar önemli değilse de bunlar da ciğerlere giriyoflar. Unuttum sanmayınız. Unutulur mu hiç: Sokak tozlan. Kasırgalaşarak yük selen, bulutlaşarak her yana yayılan tozlar... Teneffüs edenlerin akciğerlerine neler götürür bunlar. Düşününüz onu siz.. *** İnsan tabiî olarak nefes almasını bilirse, bu tozların akciğerlere pek o kadar zararı dokunmaz. Dikkat etmışler, Sileks taşocaklarmda beygirler Sileks tozlarmdan müteessir olmuyorlar; çünkü burunlarından soluyorlar. Orada çahşan insanlar ise ağızlarından soluyorlar. Akciğerlere giren tabiî yol burnumuzun xçidir. Burnumuzun içinde ise tozlan tutacak tuzaklar kurulmuştur. Burnumuzun içindeki ince zar, o zarın çıkardığı sümük ve ince kıllar giren tozlan içeriye bırakmaz... Ağızlarından soluyanlar, korun ma yolundan sapmış olurlar. Bedenimizde, dışarıdan içeriye girenleri karşılıyan başka şeyler de var. Kan" daki ak kürecikler. Dışarıdan birşeyi bedene girmek için saldırdı mı, bunlar hemen saldıranın üzerine altılırlar ve onlan yutarlar. Saldıran tozlar çok olursa başa çıkamazlar. Aksiğerler tozlarla dolar. Ondan sonra neler olur? Giren şeyler zehirli maddelerdense tabiî oldukça tehlikelidir. Ufacık bir kurşun parçası, bir cıva parçası, bir arsenik, kireç parçaları dokundukları yeri yakar. Bunların kimyevî tesirlerini bir yana bırakalım, yalnız yabancı bir cisim gibi tesirlerini düşünelim: Keskin, girintili, çı ~ kıntılı biçimile kurşun parçası, ciğerde dokunduğu yeri gıcıklar, orada yeni bir nesic, Iifî bir örgü belirmeğe başlar. Bu yeni örgü ciğerin asıl nescini sarar ve sıkar. Sıkı fıkı teneffüs hâdısesınin olup bittıği a?ıl ciğer nescinin genişlemesi azalır. O fahada dışarıdaki havanm oksijenile kandakı asıd karbonık arasında bir alışverış oluyordu; sahanm daralmasile bu alış veriş de uygun olmaz. Bundan dolayı gövdenın fızıyolojik değeri de düşer. Bü" tün uzuvlar zorla işler. Güç azalır, içeriden, dışarıdan gelen şeylere karşı gövdenin mukavemeti azalır. Hastahklar bedene girmek için kolayca yol bulur. Tozların bir başka türlü dokunmuş biçımi de vardır. Akciğcrin herhangi bir noktasına birçok bezler birden birikirse ağır gelir, bunlan oradan atmağa u^ra sır, onları, ya lenfa boruları sürükler, ya balgamlar dışarı atar. Bunlar gider ama, yerlerinde bir boşluk kalır. Oralarda ciğerin hayatiyeti, mukavemeti azalmıştır. Pusuda bekliyen mikroblar oralara saldırırlar. Akciğerleri böyle zedelenmiş olanlarda akciğer iltihabı, kronik bronşitler ve bunlara benzer senfeksiyonlar kolayca yerleşir. Veretn, o da böy'.e mi? Akciğerler için nekadar zararlı olursa olsun bu katı parçacıklar yalnız baş;na verem yapa maz. Bir zamanlar taş yontanların, madencilerin verem olduklarını söylerlerdi. Bir kere şunu unutmamalı; onla.ıp ciğerleri verem olmağa başkalarmdan daha elverişlidir. Taşlarla, kömüı tozlarile zedelenmiş akciğerlerın verem mikrobları nın saldıruına dayanması va sa.dırış! yenmesi seyrek ele geçen bir zâfer sayılır. *** Araya bir hastalık girmezse bu tozlu ve kirlı ciğerler nasıl anlaşılır? Hastadır demek için bir madencinin kara kara tükürmesi yetişmez. Bu, dolan tozladan nefes borusunu kurtarmak için bir ihtardır. « Gir temiz hava okyanusuna, kurtul bu pislikten!» Eğer öksürük varsa, eğer nefes tutuluyorsa o zaman kuşkulan hastalık var mı? diye... Gözetle ve önle. Tozlar ciğerlere girer, yerleşir, aradan hayli zaman geçer de birşey olmaz. Yavaş yavaş solumada biçimsizlik başlar. Soluk kesik kesiktir. Daha ileriledikçe tozların ciğerlerde yaptığı bozukluk du yulur. Teneffüs bozukluğuna karşı gelmek için yürek kendisini zorlar, yorulur ve sonra bozulur. Havanm tozlarile kirlenen akciğerlerin işlemesi güçleşir, sağlık mukavemeti az olur. Büyük şehirlerin havasını temizlemelidir. Büyük şehirlerde otur mak zoru olmıyanların köylere gitmelerini isıteyenler haklı görünür. Köylerde, temiz hava içinde, ağaclâr arasında yaşamalıyız. Koca Sadı ne iyi görmüş ve ne güzel söylemış: Yeşil ağaclann yaprağı, akıllı kişinin gözünde bir defterdır, Tanrı bilgisinden..« Mussolini ile Hitler'in nutıtkfarı arasında bir mukayese Beyaz organdiden kloş etekli bir gece elbisesi. Uzerindeki tezyinat pembe kordelâdandır. Korsaj kısmı siyah satendendir. Arka ve omuzlar tamamen dekoltedir. Yaz böcekleri Yaz, hiç şüphesiz ho§ mevsimdir ama, onun da tadını kaçıran bazı münasebetsiz hayvanlar vardır. Malum ya, martın üçüncü haftasından itibaren bütün haşereler meydana çıkarlar. Hususile yazlık ikametgâhlarımızda bunlar, kendılerile lây.kı veçhile mücadele edilmiyecek olur sa, pek müz'ic vaziyetler ihdas edebilirler. Onun için sık sık antiseptik maddelerden birini tulumbaya doldurarak her ta" rafa sıkmalı, eğer köşk ahşab ve fare de mevcudsa icab eden yerlere fare zehirleri koymalı, fakat bunların çocuklar ve ehlî hayvanlar için bir tehlike teşkil eylememe Varşova 30 (a.a.) Hitler'in Irad Lâciverd alpaktan bolerolu bir gündüz elbisesi. İçinde etmiş olduğu nutkun haricdeki tesirlerini dantel bir kombinezon vardır. Yaka o kombinezonun hususî büyük bir alâka ile takib etmektt o'an şekilde yapılmış üst kısmının dışarı çıkmasile vücude gelmiştir. Polonya gazeteleri, İtalyan efkâr: umumiyesinin biraz ihtiyatlı davranmakta olduğunu gösteren Italya haberlerini kaydetmektedirler. Gazeta Polska'nın Roma mu^ablri, Hitler'in nutkile Mussolini'nin nutku arasmdaki benzeyiş noktalarile ayrılış ncktalarını göstermeğe çalışmaktadır. Benzeyiş noktalan, şunlardır: Her iki nutuk Biz, kadınlar erkekler nazarında daRuzvelt'in beyannamesine verilmiş o!an ima birer sinirli addediliriz. Buna kızmamenfi bir cevabdır ve her ikisi de muhyınız. Çünkü sinirliler ekseriya fazla telif tabirlerle Roma Berlin mıhveri.Tİn hassas olanlardır. Fakat bazan hayatta tesanüdüne işaret etmektedir. kadınlardan çok daha sinirli erkeklere de Fakat iki ayrılış noktası vardır: tesadüf olunmaktadır. 1 Mussolini'nin nutku, İtalyanın Sinirlilik insana ya cihanın gidişinde muslihane temayüllerinden nişan vermekumumî bir buhran hasıl olması yahud da tedir, halbuki Hitler'in nutkuna İngiltere kendi hususî işlerinde bozukluklar, aksive Polonya ile serbestçe akdedilm.ş olan likler vücude gelmesi yüzünden basar. itilâfların feshi hâkim olmuştur. Bundan mümkün mertebe korunmak için 2 Mussolini, İngilterenin Italyan maddî ve manevî olmak üzere iki kısım r .b'<j;r. ... menafii muhitinde Yunanistana garanti çareler mevcuddur. ' bahşedilmesi suretindeki harekete karşı bir Maddî çarelerin başında su tedavisi aksülâmelde bulunmamaktadır. Bilâkis gelir. Hayatın kaynaklarından biri olan îtalya, bizzat kendisi bu memlekete pasuyun asabı yatıştırmak hususunda bir ranti vermeğe şitab etmiştir. Hıtler ise, çok faydaları vardır. Sinirlerinizin mu İngilterenin diplomatik hareketine ik muvazenesi bozulduğu zaman hemen banahedeyi feshetmekle mukabele eylem;şyoya koşarak duşun aîtına girmek ve datır. yanabileceğiniz derecede sıcak suy'u en Sinirlenmemek çareleri Asabınızı teskin etmek için ittihaz edeceğiniz maddî ve manevî başlıca teduirler ine dikkat eylemelidir. Sineklere karşı en .yi çare onları herhangi bir vasıta ile merhametsizce imhaya gayret etmek, içeriye sineklikler koymak, pencerelere teller mıhlamaktır. Hatta bu suretle, sivrisinek, kelebek ve sair uçucu böceklerin de sizi rahatsız etmemelerini temin edebilirsiniz. Hamamböceklerine ve karıncalara karşı kömür tozile karıştırılmış zeytinyağı marr lutu bulundurmak faydahdır. Sümüklüböcekler ise sulb haline konmuş alkol komprimelerile imha edilirler. Arılar ve eşekanlarını heyecanh hareketlerle kovmaya çalışırsanız muhakkak sizi sokarlar. Yanınızdan kendiliklerinden çekilip gitmelerini temin edecek şekilde bareket ederseniz, yani onlara dışarıya çıkmalan için bir mahrec tedarik ederseniz kat'iyyen fenalıkları dokunmaz. Küçük yılanlar ve kertenkelelerden kat'iyyen korkmayınız. Başlarma basarak öldürü" nüz. Büyük yılanları ancak bir sopa ile başına vurarak imha etmek kabil olabilir. Allah saklasın, bir yılan tarafından sokulacak olursanız hemen doktor çağırıp serum yaptırmah ve doktor gelinciye kaHar da yarayı büyütüp kanatmalıdır. Ağzımzda hiçbir çizik ve yarık bulunma" dığına eminseniz zehiri emmek de iyi bir usuldür. Çocuklarda muhakkak ve bü yüklerde ise yüzde ellı ölüme sebebiyet vermeleri ihtimali olduğundan bu tedbirleri kat'iyyen ihmal etmemelidir. Kunduralarımız fc Lüstrin kunduralara kat'iyyen fırça Hİrmeyinız ve sürdürmeyıniz. Onları ısîak bir bezle siliniz ve kurulayıp üzerleri" ne beyaz krem sürdükten sonra yünlü bir bezle parlatınız. jt Çamurlu kunduraların kirliliklerini bir tahta parçasile çıkannız. Bu hususta kat'iyyen bıçak ve demir kullanmayınız. Yiizlenni kesersiniz. "jkr Ayağınızdan çıkarır çıkarmaz on" an hemen kalıba koyunuz. Kahbınız /ok=a i:eri<ine kâğıd tıkın! •^T Gerek sıhhat gerekse ekonomi noka~mdan hergün ayni kundurayı giyme senizden itibaren belkemiğinizin üzerine dört beş dakika kadar akar bırakmak mükemmel bir devadır. Eğer bundan sonra umumî bir soğuk duş alabilirsenız daha büyük bir istifade ederseniz ama, herkes bunu yapamaz. Şayed evinizde duş yoksa bu ameliyeyi bir boru veya bir süngerle temin etmeğe çalışmız. Tenebbüh halindeki sinirliliğe bu tavsiyemizin tatbikı müessir olacağı gibi halsizlik ve ümidsizlik şeklindeki sinirliliğe karşı da mutlaka soğuk su duşu tatbik etmek gerektir. Soğuk su duşu yaptıktan sonra kurulanmamalı, el ayasile vücud üzerinde masaj yaparak suyu gidermeli, hemen yatağa girip istirahat etmeli, bu sırada geniş nefesler alıp vermeli ve zihnen de kendine «bu duş bana iyi gele cek!» diye telkin yapmahdır. Uykusuzluğa karşı da en iyi çare soğuk su ile uğmaktır. Bir kese veya bir tuvalet eldivenini soğuk suya batırarak bu iş mükemmel yapılabilir. Kurulandıktan sonra hemen yatmalıdır. Yatakta ar kaüstü başını ve ayaklarını yere değdirip belini yükselterek bir müddet durmak ve dinlene dinlene bu hareketi birkaç kere tekrar etmek uyku getirme çarelerinden biridir. Fazla kaçırmamak suretile şekerli ve yağlı maddeler yemek de uykusuzluğa karşı bir devadır. Korkmayınız sinirli zamanlarınızda şeker ve yağ sizi şişmanlatmaz. Yalnız her övünde hafif yemek, mideyi ziyade doldurmamak, ikindi kahvaltısını kat'iyyen ihmal etmemek lâzımdır. Bir de sofrada keder ve heyecan verici mevzulara temas etmemek gerektir. Böyle vaziyetler hazımsızhk, binnetice de uykusuzluk verir. Sinirlenmemek için ahnacak manevî tedbirlerin de maddî çareler kadar ve mek gerektir. Daima değiştirmelidir. •^ Kunduralarımzı yatak odası ve mutfak gibi yerlerde temizlemeyiniz. Mikroblar, tozlar yiyeceğin, içeceğin içi" ne karışır, çarşafların, yatakların üstüne konar. Onlann tuvaletini kabine, balkon, pencere yanı gıbı yerlerde yapmanız muvafık olur. Leh gazetelerinin neşriyatı belki onlardan daha büyük tesirleri tnevcuddur. Esnemek, sükunet, neş'e ve gülmek bunların başhcalandır. Sinirlenmeğe yüztuttuğunuz zaman sanki uykunuz gelnıiş gibi esnemeği da vete çalışmak bazan onu pek kolaylıkla getirebilir. Gülünc piyeslere, filimlere gitmek, eğlenceli kitablar okumanın da neş'e ve kahkahayı celbedeceğini aynca söylemeğe lüzum yoktur, zannederim. Açıkhava gezintileri de çok iyi bir netice verir. Fakat en iyisi bunları yaparken zihninizdeki bütün düşünce ve endişelerden kurtulmaya çalışmak, istikbale aid «ya şöyle olursa.. Ya böyle olursa..» tarzında şüpheli projeler kurmaktan çekinmek lâzımdır. Bugününüz hos geçti ya, onu en büyük saadet saymahdır. Hayatta ertesi gününden kim emindir. Hiç kimse.. O halde gamı ferdayı anmaya lüzum var mı? Varşova 30 (a.a.) Bütün Polonya matbuatının Hitler'in nutkile Polonya tarafından reddedilmiş olan Alman mutalebatı ve Almanya tarafından Alman Leh itilâfının feshedilmesi karşır.mdaki hattı hareketinde ittifak vardır, yaln / :fade itibarile ufaktefek bazı farklar meş hud olmaktadır. Bütün gazeteler, Alman idHnlar.nin esassız olduğunu yazmakta ve Po'onyanın, Leh miîletinin şeref ve hayıvet 'e mütenasib yeni esaslara istinad ede~ek ıvi komşuluk münasebetleri tesisini avu etmekle beraber, menfaatinin hiçbir veçhile ihlâl edilmesini kabul etmi>'>re5'ni yazmaktadır. Romanya, hiçbir tazvlk önünde serfüru etmiyecek ve sükünet'ni muhafaza edecektir. Sosyalist Ludovvy, vaziyette bir değişiklik olmadığı, bütün dünyamn müteyakkız bulunduğu, Almanyanm da^ a zıyade münferid bir vaziyete geleceğı mütaleasını serde'mektedir. Yeni şapkalar Polonya müzakereye girmeğe hazırdır * Varşova 30 (a.a.) «Privat Presse» akşam nüshalarında Hitler'in nutku hak kında yarıresmî mahiyette bir makale neşretmektedir. Makalede ezcümle şöyle denilmekte" dir: «Polonya ademi tecavüz paktının feshedildiğini öğrenmiştir ve Alman Leh münasebetlerinin yeniden tanzimi için müzakereye girişmeğe hazırdır. Yalnız nok" tai nazarınm değişmiyeceğini karşı tarafa ihtar eder. Bununla beraber Polonya ile Almanya arasında emniyetin sarsılmasını intac eden halihazırdaki vaziyetin iki memleket arasında yapılacak müzkereler için müsaid bir hava teşkil ettiğinden şüphe etmekteyiz.» Dr. Rusçuklu Hakkı Amerikadaki Sırp ve Hırvatlar bir toplantı yapacaklar Belgrad. 30 (a.a.) Amerikada bulunan en mühim Sırp, Hırvat ve Solven teşekkülleri 7 mayısta Pittsburg'da büyük bir millî Yugoslav mitingi tertib edeceklerdir. Mit:ngde müşterak vatana ve onun hürriyet ve istiklâline karşı Yugoslavlarm sarsılmaz hisleri izhar edile. cektir. Bu teşekküller, Amerikada bulunan bütün Yugoslavlara hitaben bir beyanname neşredecekler ve Yugoslav vatanının daha iyi bir istikbale kavuşmasına uğraşacaklarını bildireceklerdir. Bu miting Amerikadaki Sırp, Hırvat ve Sloven teşekküllerinin uzun senelerdenberi ilk defa olarak tertib ettikleri bir , toplantı olacaktır. Lehistanda bir milyon asker silâh altında Parisin kibar kısmının toplantı yerlerinden olan yarış mahallinin birinde görülen bu şapka kadife üzerine yapılan çok mahirane tezyinatla vücude getirilmiştir. Cidden çok kibar durmaktadır. Varşova 30 (Hususî) Resmen bildirildiğine göre, Lehistan hükumeti ihti yatlardan altı yüz bin askeri silâh altına almıştır. Muntazam kuvvetlerle birlikte halen silâh altında bulunan askerin îayısı bir milyondur

Bu sayıdan diğer sayfalar: