CUMHDRîkET 25 Nisan 193» DuYDUNUZMu'? Edebiyat ve gırtlak Edebiyat, dünyanm her tarafında buhranlar geçiriyor. Kimi memlekette bu buhran, meselâ Vitalızm isimli ur halinde tezahür ediyor. Kimisinde, ayni izm afetinm cezBerlin (Millî güreş takımımızla Nor miştir. Enstitüde askerî bir disiplin albeli şekıllerıni görüveçe giden arkadaşımızdan) Sakin tmda çalışanlar, bütün hafta oldukça yoruz. Bazı yerlerbaşlayan seyahatin ikinci merhalesi Ber yüklü b.r programı başarmağa mecburde de, kendi yazdıl.n oldu. Devamlı bir yolculuğun iç sıkan durlar. gını kendi okumak mecburiyetinde kaBütün teçhizatile gözleri kamaştıran sarsıntısını gidermek, ayni zamanda lan muharrirler, eli şakağında, düşünüp form üzerinde olan güreşçilerin idman bu müessese devlet reisi Hitler'in spor duruyor. larına lüzumsuz bir ara vermemek için akademisidir. Ilhamm geçirdiği krizden ilham alan Berlinde verilen mola, her bakımdan isGüreş ekipimiz perşembe sabahı Noraçıkgöz bir frenk satıcı, yeni bir usu!tifadeli oldu. veçe hareket edecektir. Avrupa şampiyobulmuş. Beîkı bu sayede, edebiyet âleBerline kadar devam eden üç günlük nası 25 n san salı günü başlayacak ve on ırıinde bir parça hareket olur diyenîer yolculuktan sonra br gün Berlinde ka gün devam edecektir. Alman ekipi de yirmi beş gün devam lıp, yola tekrar devam edilecekti. var. Charlotenburg civarmda bir otele yer eden bir kamptan sonra seçilmiştlr. Bu Bu satıcı, büyük bir bakkaliye mağaleşen güreşçilerimiz iyi bir istirahatten arada Litvanva, Estonya ve İtalya gii Müslüman olan ve Ali Erzen ismini zası. Piyasaya yeni bir çeşid çıkarmış,. sonra Olimpiyad mahallesi olan Re'ch reşçilerile müteaddid maçlar yapmışlaralan Fredrik Jiro Bu çeşid maldan alan her müşteriye bir spor feldin mükemmel güreş salonun dır. îzmir (Hususî) Sehrimizde, senede kitab hediye edeceğini ilân ediyor. Alman ekipin:n kaptanı, Berlin Olimda pek zevkli bir idman yaptılar. Bu kitablarn içinde roman var, hikâBerlin Olimpiyadmda bulunanlarca piyadmda a&ır siklette Almanyayi tem lerdenberi îzmirde yerleşmiş ve ihracat muhitinde tanınmış olan Jiro ailesinin ye var, macera var, var da var... meçhul olmayan bu muazzam eser, bü sil eden meşhur Hornfşer'dir. maruf bir siması Frederik Jiro, islâmiyeti Parisli bakkaliye mağazası sahibi. hem tün azametini. büvük heybetini içinde ömer Besrm bakkallıkta, hem edebiyatta, iki başlı ye olduğu gibi muhafaza etmektedir. Edirnede yapılacak büyük kabul etmiş ve bütün merasimi yapılmışReichspor feld şimdi «Alman Yüksek tır. nılık yapmış. güreş müsabakaları Beden Terbiyesi> enstitüsüne tahsıs eFrederik Jiro, elli yaşlannda bir zatMatbu eserler, matbaanın icad'ndanEdirne, (Hususî) Kırkpmar panadilmiştir. Almanyaya olduğu kadar, bütır. Fransız tabiiyetindedir. Fakat ingi beri, erzakla kucak kucağa, kese kâğıdı tün dünyaya beden terbiyesi ve spor mu yın münasebetile her se^e olduğu gibi şeklinde yaşar, durur. Parisli bakkal ke allimi yetiştiren bu müesesse şayanı bu sene de Edırnenin Sarayiçi mesire lizceye ana dili kadar vâkıftır. Türkçesi, se kâğıdını kitaba tahvil etmiş. Bu, birhayret bir mesai iç.nde işleyen bir ma yerinde 5, 6, 7, mayıs günlerinde yapı çok azdır. yenılık. Bu isteğini bir istida ile Vilâyete bilkinedir. Almanyanın maruf şampiyon lacak olan büyük güreşler için hazırlıkEdebiyat, şimdiye kadar kafaya hi lannı bir araya toplayan bu müessesede lar ilerilemektedir. dirmiş, Vilâyet de kendisini Müftiliğe Çocuk Esirgeme Kurumunun fakir ço göndermiştir. İzmir Müftisi Rahmetullah, tab ederdi. Bundan sonra, mide tarikile bilfiil spor yapmış, derece almış, şöhret sahibi olmuş eski ve yeni şampiyonlar, cuklar menfaatine tertib ettiği bu güreş Frederik Jiro'nun talebindeki ciddiyet ve hazmedilecek. Bu da ikinci yenilik. yeni yetişecek mütehassısların arasında ler için memleket.mizin her tarafından Kitaba bol müşteri temin etmesi de samimiyeti anlayınca, kendısile, bir terher türlü spor faaliyeti yapmaktadırlar. ve Bulgaristandan tanınmış büyük pehcaba! Beden Terbiyesi enstitüsüne devam e livanlar davet edilmiş ve umumî müfet cüman vasıtasile tam iki saat süren bir Beden TerbiTolpfon hastalık mı? denlerin «spora hazırlık, tıbbî mekteb tişliğin teşebbüsü üzerine 1 5 mayıs a hasbıhalde bulunmuş, müteakıben kelimei jimnastikleri, atletizm, futbol, kürek, yesi Umum Müdürlüğü 1 şehadet getirtmiş ve dinî merasimi ta Bir asrî hastalık yüzme, boks, voleybol, basketbol, hend rasında Türkiyenin hiçbir yerinde güreş mamlamışhr. Eski Frederik'in yeni ismi daha keşfedüdi. Te bol, muhtelif yaz oyunlan, Alman jim müsabakalan yapılmamasını alâkadarAli Erzendir. Kendisine mühtediler cetlefon hastalığı. nastiği olan parfiks, paralel, akrobatık lara bildirmiştir. velinde 30 uncu sıra numarasile vesikası İşi ve derdi az o salon jimnastiklerinden imtihan vererek Yapılmakta olan hazırlıklardan bu selanlardan biri bir derece almalan lâzımdır. Yüksek Beden neki Kırkpınar güreşlerinin her yıldan verilmiştir. Ali Erzen, Müftilikten çıkhktan sonra meraka tutulmuş. Terbiyesi enstitüsü A, B, C, namile üç daha parlak olacağı anlaşılmaktadır. grupa aynlmıştır. Sabahleyin uykudan Ayni günlerde Sarayiçinde mal ve hay büyük bir sevincle ticarethanesine gel kalkınca telefonun miş, bir operatör davet ederek sünnet de A Bu grupa devam edenler, mek van alım satımı da yapılacaktır. başına geciyor, ak teblere jimnastik muallimı olarak yeBu güreşlerde başa 180, başaltıya 150, olmuştur. Konuştuğu gazetecilere, din küçük ortaya 100, desteye 50 lira para mevzulan üzerinde, bilhassa ingilizcesinsama kadar, meş tiştirilmektedir. mükâfatı ve iyı derece alacak olanlara den istifade ederek, senelerce tetkikat hur sinema ve tıyatB Grupunu Almanyanın şampiyonro yıldızlarına tele larını teşkil etmektedir. Bu grupa gir da Cumhuriyet Halk Partisi umumî mer yaptığını, islâmiyetin dığer dinlere nis fon ediyor, vaktini mek için bilfiil spor yapmış olmak ve kezinden gönderilen kıymetli 12 saat he petle daha insanî, daha mütekâmil esasdiye edilecektir. bö^le geçiriyormuş. derece elde etmiş bulunmak şarttır. lara sahib bulunduğu neticesine vardığmı Inebolu Ayancık maçı C Grupu ise, bizde tatbikı için uğBu yıldızların işi İnebolu, 24 (Hususî) İnebolu Spor söylemiş, meselâ orucun sıhhî faydalarıba«lanndan askin olduğu malum. Her raşılan spor mükellefiyetı çağindakilere Kuiutıu fuiL>ui uKıııa, A^anciKia Ayan uı, ıııiücyi diıılcııJiııııck, kdiibcrc mukaFakat bizim merakî, telefon bas:na geMemur ve her sınıf halkın spor yap* a k Spor Kulübile yaptığı maçı 5 1 ka vemet eimek, namaz kılmakta kanı reele\en kâtib mi olur, daktilo mu olur, oda ma yeri burasıdır. Buradak: spor mükel zanmıstır. rin zirvelerine kadar naklederek bu surethızmetçisi mi olur, kim olursa olsun ıs lefiyeti, bizde tatbikı düşünülen şekille le ciğeri saglam bulundurmak, oturarak Mektebliler arasında rar edivor, k^ndırıyor, efendisi veya ha taban tabana zıddır. Kumkapı orta mektebinin futbol ta yapılan tebevvülde mesane hastalıklarına Almanyada bir banka memurunu mu kımı Cağaloğlu orta mektebi futbol ta mâni olmak gibi güzel neticelerini uzun nımı olan yı'dızı mutlaka telefona çağirttırıyormuş. Yıld'zın sesi telefonda ak«et ayyen bir zamanda on beş gün izin veri kımmı 5 1 , Voleybol takımı da Heybeli uzadıya anlatmıştır. ti miydi. gelsin iltifat, gelsin tebrik, gelsin liyor. orta mektebi takımmı yenmiştir. Bu memur bu müddet zarfmda yatak poh poh! Prof. Tevfik Âli Çınarın parası olarak günde bizim para ile yirmi Şişli takımı Ankaraya gidiyor Fakat isim vermek, hüviyet bildirmek hastalığı beş kuruş ile (C) grupu kampına gelerek Şişli Kulübü Genclerbirliğinin daveti yok. Kim olduğunu söylemeden bir med muayyen sporları yapmağa mecburdur. üzerine bu hafta Ankaraya giderek iki Orman Mektebi profesörlerinden ve hü sena, bir hayranlığını ifadedir gidiyor. Bulunduğu müessese mezun addedilen maç yapacaktır. Zingal Şırketi Umumî Müdürü Dr. TevTelefon hastası, telefonda konuşup memurun maaşını da vermektedir. Belçika Holanda futbol maçı fik Âli Çınar en tehlıkeli bir zatürrieBu suretle senenin muayyen tarihlebasını ağntmadığı artist, illallah dedirtden mustarib olarak Maçkadaki AmeriAmsterdam, 24 (a.a.) 50,000 i müterinde her Alman spor mükellefiyetini medı<|i yıldız bırakmamış. caviz seyirci kütlesi önünde yapılan Bel kan hastanesine yatırılmıştı. Kendisinin seve seve yapmaktadır. Kendısi, Elvir Popesko'dan Mari Be günden güne iyileşmekte olduğunu mem Yüksek Beden Terbiyesi enstitüsünde çika Holanda futbol maçı, Holandalılanuniyetle haber alıyoruz. Arkadaşımıza le kadar, her artisti, kimini güldürmek, dünyaca tamnmış on iki spor doktoru rın 3 2 galibiyetile neticelenmiştir. âcil şifalar dilerz. kimini tesekküre mecbur bırakmak, ki vardır. Hakemlere tebligat mini iltifat ve takdirlerine minnettar kıl Bu doktorlann, birçok asistanları varmak suretile, her biri üzerinde müsaid dır ki bunların hepsi eski şampiyonlar Beden Terbiyesi İstanbul Bölgesi Futbol 52 numaranın atlattığı kaza Ajanlığmdan: tesir uyandırdığından dolayı iftihar edı dır. Şirketi Hayriyenin 52 numaralı vapuBolgemızde mukayyed lisansiye hakemDoktorlann reisi maruf Dr. Kromel lerin muvazzah adresleri mevcud bulunma ru. Boğaziçinden limana gelirken, pervayormuş. Bana kalırsa bu rivayet sade kendin dir. Yüksek Beden Terbiyesi enstitüsü dığmdan aşağıdaki tebliğin neşri zarurî nesi bir şamandıra zinc:rine takılmış, nü Camer fon Osten idare etmektedir. görülmüstür. bunun üzerine başka bir vapur getirileden menkul! Beden Terbiyesi enstitüsünde iki yüz 1 Uhdelerine maç idaresi tevdi olunan rek, yedeğe alınmış. kurtanlmıştır. Almandan maada, Türk olarak eski uzun hakem ve yan hakemleıinin hiç maz«ret göstermeksizin vazifelerine gelmedikleri Uçurtma yüzünden . . . atlama rekordmeni Tevfik. Portekiz. görülmüstür. Bir batında üç çocuk Kasımpaşada Hacıhüsrev mahallesin Suriye, İsviçre, Amerika, Yunan, Hind 2 Bu gibiler hakkmda ittihaz olunacak Konya, (Hususî muhabirimizden) de oturan on iki yaşında Niyazi ıle ayni li, İran ve Danimarkadan yirmi ecnebi kararların ajanlığımıza iş'ar olunması FutKonyanın Aksinne mahallesinden tenebol Federasyonumuzdan rica edilmis ol mahallede oturan on dört yaşında Fa ders görmektedir. c ruk, uçurtma uçururlarken kavgaya tuKurstan mezun olanlara ver:len bey makla beraber meşru mazeretlerine bina n keci Şükrünün kansı bir batında üç evmaçlara gelemiyecek olanlarm perşembe tusmuşlar, Niyazi jiletle Faruğun yüzü nelmilel bir diploma ile dünyanm her akşamma kadar behemehal bölge merkez lâd doğurmuştur. Çocukların üçü de sıhverinde caliTnak imkânları temin edil bürosuna malumat vermelerl rica olunur. hattedir. nü kecmistir. Âvrupa güreş şampiyonası POJ? îzmirde bir ihtida Maruf tiiccar Jiro, islâm dinini kabul etti Fotoğrafla Atatürk Ebedî Şefin ekserisi hiçbir yerde intişar etmemiş yüzlerce tarihî fotoğrafından mürekkeb büyük albüm. Memleketin her tarafında lâyık olduğu emsalsiz rağbeti gören bu kıymetli eserin mevcudu tükenmek üzeredir. Bugün Norveçte başlıyacak olan müsabakalara girecek güreşçilerimiz, Berlinde bir gün kalarak sıkı bir antrenman yaptılar Büyük satış merkezleri ANKARADA Akba Kitabevi. IZMIRDE <<E8ad>KüçükSalepçihamnda, SAMSUNDA Halk Kütübhanesi KONYADA Mustafa Naci, Yeni Kitabevi. ve İSTANBULDA Bütün büyük kütübhaneler Fotoğrafla Atatürk Birçok vilâyetlerde kalmamıştır. Buralardan vaki olacak talebler doğrudan doğruya matbaamıza yapılmalıdır. CUMHURİYET TABI MÜESSESELERİNDE titiz bir itina ile basılmış olan FOTOĞRAFLA ATATÜRK'ün Fiatı 125 kuruştur. Güzel ambalâj içinde ve başka hiçbir zam istenmeksizin derhal irsal olunur. Yervant'ı soyan bir adam, diye... Şim yaptık diye sevinirken başka türlü yaka Beni yakalarlar. •> Benim için de, kim bilir, neler di ne istiyorsunuz, neye geldiniz, bütün landım: Size tutuldum. bunlan niçin söylüyorsunuz, onu da bil Hemen bir bakışta, ilk görüşte?.. söylerler!.. İlk görüşte... Bizim gibi adamlann başma bir miyorum. Nesine inanayım?.. • •• • KEMAL RAGIB^**^**** Gene mi kuyumcu hikâyesi?.. kaza geleceği zaman da böyle olur, za Demek ki şimdi de buraya bunu Olmasm mı?.. Oraya, beni gör söylemek için geldiniz?.. ten... Nelerden kurtulurlar, nekadar gü Bana bağlanan, beni görmezse ya kimbilir, neler çıkacak, o zaman da neler rültüden arta kalırlar da sonra tatlı bir meğe, benimle tanışmaya gelmediniz, el Bunun için... şayamıyacağını anlayan... Aman, bunlar yapmaya kalkacaksınız?. Sizin gibi bir a bakışın, ince bir gülüşün karşısında ye bet... O zavallının elmaslarına göz koy Ya yakalanırsanız. ya sizi yataağzınızdan o kadar koly çıkıyor ki... Her dam, boşuna yere buraya kadar gelir mi?. niliverirler. Sonra, beni de belki az çok muşsunuz, onun için... Bugüne kadar yalatırsam?.. gün, her yerde söylemeğe pek alışmış ola İnsanın hiç gözü kararmaz mı, ba görmüş geçirmiş, arayerde pek çok da kalanmadığınıza bakılırsa bundan yana Yapmazsımz. caksınız; nasıl da belli... Doğrusu, sizin şı dönmez mi?. Kendini unutup bir kadına kadın tanımış sanırsınız. Yalan değil, bel da pek usta imişsiniz, öyle anlaşılıyor. Ne biliyorsunuz? tuttuğunuz yol, çok eğlencelü. Hem bir bağlanmaz mı?.. ki öyledir. Asıl işte böyleleridir ki günün Arkadaşlarınız da sizin gibi. Yapacağı Yapmazsımz, işte.., sinema objektifinin önünde oynar gibi ka Hiç bilmediği, hiç tanımadığı bir birinde, on altı yaşındaki çocukları bile nız işi, kim bilir ne zamandanberi tasar Nedeh? sayı soydunuz, hem de bir yandan mono kadına mı?.. Hemen görür görmez mi?.. güldürecek toylukla bir kadına bağlanı lamışsınız, enini boyunu ölçmüş, ona gö îçime öyle geliyor. loğ söyler gibi hırsızlığm felsefesini yap Hemen görür görmez... Belki ben, verirler; hem de görür görmez, ne olduk re hazırlanmışsmız. Ustalıkla becerdiıtrz Haniya kaçacaktınız, lstanbuldan tınız; hepimizi eğlendirdiniz. Yervanttan sizi bir görüşte anlayıverecek, bir bak;?ta larını, ne yaplıklarını bilmeden... Onla de... îstediğiniz oldu. Şimdi buraya nebüsbütün gidecektıniz?.. başka hepımıze hoşça vakit geçırttiniz. bütün güzelliklerinizi kavrıyacak bir arın da ayaklarına böyle dolaşır. Olamaz den geldiniz?.. Ne istiyorsunuz, bunu Gidemedim. Şımdi de buraya beni güldürmeğe mi gel dam daha bılmiyorum; daha anlaşılmadı. olmıyabilirim. Fakat siz, en anla mı, inanmıyor musunuz?.. Kaçamadınız mı?.. Bir yolunu diniz?. Benim yüzümü bir kere gördünüz, yışsız insanın gözünü alacak, en duydu Belki olur, masallarda, romanlar Sonra, günün birinde elbet o da ortaya bulamadmız mı?.. Tutulurum, diye mi ikinci görüşte sevgi sayıklamaya başladı suzları uyandıracak bir yaradılıştasınız. • da, sinemalarda... Sizin ağzınızdan çıkın çıkar. korktunuz?.. nız. Üçüncüsünden Allah korusun. Ba Sizi görür görmez bağlandımsa ben, bu ca, hele böyle kapıları, pencereleri zorla Söyledim ya: Sizi görmeğe gel Onu sorarsanız, burada kaldıkça kalım sonu neye varacak?. Bu, belki size benim her önüme çıkan kadına kapılacak yıp da girdiğiniz bir yerde, olsa olsa, indim. yakalanmak korkusu büsbütün artıyor. pek parlak görünen sözlerin arkasından da kadar zavallı olduğumdan değil, siz her sanı güldürür, işte o kadar. Gördünüz işte: Söylesenize ne Hele, dediğiniz gibi, böyle delilikler yapne çıkacak?. önünüze çıkanı kendinize kul edecek bir Neden sanki?.. Neden bana inan söyliyecekseniz... tıkça, bura'arda dolaştıkça... kadınsınız da ondan... Ne gibi?. mıyorsunuz?.. Başıma bir kazadır geldi, diyo Neden gitmedınız öyleyse?.. Ne gibi olacak, belli ki bu da bir Belma, iki elile yüzünü kapadı: Neye inanayım?.. Sözümona bir rum. Kuyumcu dükkânını soyarken ya Bilmem, bir türlü içim istemedi. düzen. Olacak şey değil ya, yanıhp da Sizi buraya girerken görseler, bun görüşte bana bağlandığınıza mı?.. Ne kalanmamak için çok çahştım. Dediği Daha doğrusu... bunları dınleyecek olsam, bir görüşte bağ ları söylerken duysalar... Düşününüz, ne den inanayım?.. Nasıl inanayım?.. Sizi niz gibi, hepsini önceden hazırlamıştık. Daha doğrusu?.. landığımza inanacak olsam, arkasından, olur?.. tanımıyorum. Tanıyorum: Kuyumcu Polislere, bekçilere görünmeden işimizi Sizi bırakıp gidemedım. M Tefrifa No. 33 DUKYA BOYLEDİR İŞTE... Çaldığınız elmaslan ne yaptmız? Neye sordunuz?.. Satmaya kalkarsanız, işte o zaman yakalanırsınız, onun için... Arkadaşlarm payını verdim. îşe yarayanlan kendime ayırdım. Elebaşılan sizsiniz, demek?.. Gene kırmayınız beni... Bende öyle başkalan için çalışacak bir adam hali var mı?.. Haydar, pantalonunun cebinden küçük bir paket çıkardı: İşte... Bunlar mı?.. Hepsinî üstünüzde mi gezdiriyorsunuz?.. Tutulursanız daha fena... Beni bu lcadarcık olsun düşünüyorsunuz, demek?.. Ne büyük müjde!.. Haydar, paketi Belmaya uzattı. Gene kadm, aldı. Açtı. İçi iri iri taşlarla do!ü idi. Bunların hepsini Yervant'in dükkânından mı aldınız?.. Böyle taşlar, orada yoktu, sanırım. Ben hiç görmedım. Çoğu, eskiden bende vardı; başka başka yerlerden toplanmış taşlar... Çok güzel... Başhbaşına bir servet değer. {ArKas\ var)