7 Nisan 1939 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

7 Nisan 1939 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET Nisan 1939 ŞEHRİN İÇİNDEN Umumî müdürün dünkü tetkikleri Çocuğu gözünden sakat bırakan kim? Dünkü mufrakemede birkaç şahid dinlenildi Baston unutuluyor Musanın Nili yarıp, (Fir'avun) un , dalgalar arasında boğulmasma sebeb olan meşhur asası, bu şeyh bozuntulamun esrarlı ve tılsımlı bastonu yanında; bir süpürge sapı kadar manasız kalırdı. Baston, sırasmda bir müdafaa silâhı idi: Her kovuğunda birkaç köpek ailesinin nöbet beklediği karanlık sokaklardan ancak, onun yardımma güvenilerek geçilirdi. Bazı bastonlar ise, hakikî birer silâhtılar: Hususî tertibatla içerlerine yerleştirilen kurşunlar, tehlike anmda dü§ manı ebediyen susturacak bir belâgati haizdiler. Kasımpaşada Zincirlikuyuda olan bir göze taş atma vak'asına aid muhakemeye, îstanbul Ağırceza mahkemesinde dün devam edilmiş, üç şahid dinlenilmiştir. Bu davada, Mebruke adlı bir kız, suçlu yerindedir. Mebrukenin, Özer adlı çocuğun gözüne lâstikten sapanla taş attığı ve çoYazan: SALAHADD1N GÜNGÖR Beden Terbiyesi Umumî Müdürü General Cemil Taner dün şehrimizde muh cuğun gözünden sakat kalmasma sebeb aston taşıyanlarm en kalabahk Bu baston tabancaların toprağa temas telif işler üzerinde meşgul olmuştur. U olduğu, davanın mevzuudur. Bu işte, önyerlerde bile nasıl parmakla sa eden kısmı, hatırı sayılır bir süngüye kı mumî Müdür, dün öğleden evvel Halk ce Mebrukenin küçük kardeşi Müminenın yılacak kadar azaldığına, bil lıflık ederdi. O kılıfr tersine çevirince, Partisine gelerek Vali ve Belediye Re taşı attığı kaydile şikâyette bulunulmuş, mem siz de dikkat ediyor musunuz?.. panl parıl yanan bir süngü meydana çı isile üç saat kadar devam eden bir gö sonra şikâyet, doğrudan doğruya MebBu gidişle çok geçmeden bastonu da kardı. «Kafasında baston paralamak» ta rüşme yapmıştır. Bu konuşma neticesin ruke aleyhinde ileriye sürülmüştür. tekrar moda olduğu zaman yeşillenmek biri, bu gündüz külâhlı, gece silâhlı bas de Dolmabahçe stadı işi esaslı bir şekle Dünkü celsede dinlenen şahidlerden eüzere tarihin çukuruna gömeceğiz gali tonlar çıkmadan evvelki devre aid olsa bağlanmıştır. be Saffet, şöyle demiştir: ba! İtiraf etmeli ki, baston dediğimiz şey, gerektir. Çünkü bunlar, kafada paralan Özerin annesi Şükriye, bir gün çoVali ve Belediye Reisi bu konuşmalar insana yürümesini şaşırtan bir belâlı sopa maz, belki kafayı patlatırdı. Kolayca boy hakkında, bir muharririmize şunları söy cuğu elinden tutmuş getirdi, Macidenin idi. Kolunda gezdirsen, bir yere takılır, ölçüşebileceğimiz birine raslayınca he lemiştir: kızı tarafından gözüne taş atıldığmı söydüşer, elinde sürüklesen, bir aralığa girip men kesip atardık: « Beden Terbiyesi Umumî Müdü ledi. Baktım, çocuğun gözünün etrafı kıp sıkışırdı. Havada sallayacak olsan, acele Ada...m, sen de... Bir bastonluk rü General Cemil Tanerle, lstanbulun kırmızıydı. Ben de, tedavi ettirmelerini ci bir yolcunun kaftasına matrak gibi in canı var! spor işleri için uzunboylu görüştük. Is tavsiye ettim. mek tehlikesi vardı. îhtilâstan maznun olarak TevkifaneBastonuna güvenenler, yumruğuna gü tanbula seçilecek spor direktörü için hede bulunan Seyfi, şahid yerine getirilince, Masaya oturduğumuz zaman, kendi venenler kadar, kendilerini kuvvetli his nüz kimse üzerinde bir karar veremedık. mizden evvel, onun istirahatini diişün sederlerdi. Sokak ortalarında, akıllı uslu Bu, oldukça mühim bir meseledir. îstan vak'ayı şöyle anlatmıştır: Bir gün yoldan geçiyordum. Bir mek mecburiyetinde idik. Ikide bir, mu adamların sopa sopaya geldikleri çok bul mıntakası spor direktör vekili olarak çocuk, «aman gözüm» diye yere kapanvazenesini temin edemez, yere yuvarlanır, görülürdü. Türlü şekillerde baston vardı. Fethi Tahsinin bu işe gelmesi ihtimali dı. Onu kaldırdık. Ahali koşuştu. Bu aratoz toprak içinde kalırdı. Bunlar da zamanında modaya tâbidiler. vardır. Zaman olurdu ki; o mu bizi taşıyor, Bazan uclan yuvarlaklaşır, arada bir toDolmabahçede yapılacak şehir stadı lık pencerede elinde lâstik bulunan bir kız biz mi onu taşıyoruz farkedemezdik. puz başlı, kaz başlı ve öküz başlılıları için esaslı görüşme ve kararlar yarınki gördüm amma, bu, Mebruke miydi, şimHele iki bastonlu arkadaş, kolkola yürür peyda olurdu. (ecillei rical) in ve damad toplantıda verilecektir. Stad işi içia bir di hatırlamıyorum. Evvelce buna benzetken, onu neremize yerleştireceğimizi bir beylerin bastonlan, (Bambo), Hind ka komite teşkil edilmiştir. Bu komiteye eski miştim, amma şimdi aradan zaman geçti. Şahid Halime de, şunları söyledi: türlü kestiremezdik. Hasılı, refakati ta mışı, (afoanoz) ve (tik) gibi pahalı ağac spor idarecilerinden Ali Sami, Taib Ser Vak'ayı bana Mümineyle Mebruhammül edilir şey değildi. Fakt, bir za lardan yapılır ve sapları ekseriya altın ve vet, Fethi Tahsin, ve Bürhan Felek sekenin anası Macide anlatırken, «mutfakçilmişlerdir. Beden Terbiyesi Umumî manlar, nekadar da rağbette idi ya... Ce lâakal gümüşle işlenirdi. Müdürlüğü namma da mimar Şinasi Re ta yemek pişiriyordum, benim büyük kız, binde beş parası olmıyan züppelerin bile küçük kızin elinden sapan taşmı almış, elinde bir baston bulunurdu. Şöyle bir Yirmind asır insanlannın yavaş yavaş şid ve Ankara stadı müdürü Kerim ko lâstikle taş atmış, taş komşu çocuğu Özekanto hatırlarım: baston ve şemsiye taşımak sevdasından mitenin yann saat onda yapacağı toplanrin gözüne rasgelmiş. Ben de şimdi telâş Elinde baston, farig olmalan, galiba, biraz da hafızala tıda bulunacaklardır. Verilecek kat'î karardan sonra iş derhal münakasaya ko içerisindeyim. Her gün çocuğun evine giSeire, pantalon... nnı kaybetmelerinden ileri geliyor. derek pansıman yapıyorum. Doktordan Ceblnde beş paralar Unutkan adamın eline düşmüş bir narak ihale edilecektir.» da reçete aldım. îlâc parasını kendim veYok, laka lak lak.. bastonu düşünün: Zavallının ancak üç Umumî müdür bugün gazetererek ilâcı götüreceğim» dedi. Sonra da Tonbak, tonbak!.. be? günlük ömrü vardır!.. Vapur, tram ciler ve kulüb reislerile Mebruke bana «elimden bir kazadır çıkBaston, genclerde şıklık, yaşlılarda da vay, otobüs, tren gibi nakil vasıtalannda konuşacak tı, Özerin gözünü tedavi ettiriyoruz» deolgunluk alâmeti idi. Bastonlu bir adam, unutulan şemsiye ve bastonlann her biri, Beden Terbiyesi Umumî Müdürü dün diğini hatırlıyorum. hele kerliferli birisi ise, sırasmda, eli to şaheser birer dalgınlık hikâyesinin kahra alâkadarlarla yaptığı toplantıdan sonra Mebruke ve avukatı, bilhassa bu şahinuzlu bir cengâver gibi sözünü yürütür, manlan değil midir?.. Artık belli ki üze 6tadları gezmiştir. Bu akşam beşte kulüb din ifadesine itirazda bulunmuşlar ve rimizdeki ağırlıklan birer birer atmak .îdtırmı saydırırdı. reisleri ve gazetecilerle mıntaka merke • Mebrukenin vak'a zamanında vak'a yekaranndayız. Kararın tatbikatına, şemsirinde olmadığmı ispat yollu müdafaa şazinde bir konuşma yapacaktır. Manavdan yemiş mi almacak, hemen hidleri göstermişlerdir. Mahkeme, bu şabastonun ucile azametli bir işaret çakılır ye, baston ve lâstikten başladık. Ceketle Kulüb reislerini davet pantalona, sıra gelmeğe şunun şurasmda hidlerin getirildikleri takdirde dinlenilmedı: îstanbul Bölgesi başkanhğından: çok birşey kalmadı! Şunlardan elli tane ayır... Konağa Teşkilâtımıza bağlı olan ve olmıyan lerine karar vererek, muhakemenin devaSalâhaddin GÜNGÖR şehrimizdeki bütün kulüb başkanlarınm mını 1 hazirana bırakmıştır. gönder! Bir kira arabasına mi ihtiyac hasıl olBeden Terbiyesi Gene] Direktörü sayın edeceğini zannediyoruz. Çünkü bu pehlidu, gene ayni eda ile, kamış bastonu, araGeneral Cemil Taneıle tanışmak ve gö vanlar Tayyare cemiyeti menfaatine güDarüşşafaka mezunları bacfriln burnuna sokarcasına seslenilirdi: rüşmek üzere 7/4/1939 cuma günü saat reşmek arzusundadırlar. kongresi 17 de Cumhuriyet Halk Partisi merkez Hiş! Baksana... Nişantaşına kaç Darüşşafaka Mezunları kurumündan: Güreş şampiyonası kuruş istersin?.. Kurumumuzun senelık kongre toplantı binasındaki bölge merkezine gelmeleri îstanbul Güreş Ajanlığından: Her yiğitin bir yoğurt yişiti olduğu gi smda ekseriyet hasıl olmadıj^mdan 8/4/939 tebliğ olunur. 1 îstanbul bölgesi GrekoRomen cumartesl saat 15 te Emlnönü Halkevinde bi, herkesin de kendine mahsus bir baston tekrar toplanılacaktır. Mezun arkadaşların Kulüblerin müracaatleri güreş birinciliklerine 14 mayıs 939 tarisallayışı vardı. Genclerden bazılan onu gelmeleri rica olunur. hinde başlanacaktır. kabul edildi çelikçomak, gibi, havaya atıp tutar, orta2 Müsabakalara her kulübden her Millî kümeye dahil olan Şişli Halkevinde konferans dört kulübü Beden Terbiyesiîstanbulun sıklette iki güreşçi kabul edilecektir. yaşlılar, ekseriya kollannda gezdirir, ihtiUmumî Bu akşam saat 21 de, Şişli Halkevinde yarlar ise, sadece kaldırım taşları üstünde 3 Sıkletlerde bir kilo tolerans varMüdürlüğüne müşterek bir müracaatle sürüklerlerdi. Baston, üfürükçü ve afson profesör Dr. Muzaffer Esad Güçhan ta bazı dileklerde bulunmuşlardı. Beden dır. cuların eline düştüğü zaman, gaibden ha rafmdan (İhtiyarlık ve ihtiyarlama) Terbiyesi Umumî Müdürü alâkadar ku4 Müsabaka yeri sonra bildirile mevzulu bir konferans ve müteakiben de ber verme kudretini haizdi. O zaman, bir konser verilecektir. Herkes gelebi üblere gönderdiği bir tebliğle deplâsman cektir. hüviyetini, şeklini, hatta adını değiştirir, 5 Güresçilerin ona göre hazırlanyapacak kulüblerin idareci ile beraber 16 lir. öpüp başa konulacak bir mukaddes emamaları tebliğ olunur. kişilik kafilelerinin makul bir hudud danet olurdu: Asa!.. Profesyonel güreşlerin teş hilinde daha fazla oyuncu ile seyahate Artık belli ki, üzerimizdeki ağırlıkları birer General Cemil Tahir bu birer atıyoruz, kararın tatbikına lâstik, gün de kulüb reisleri ve gazetecilerle görüşecek baston ve şemsiyeden başladık... Diş Doktoru diyor ki: « îyi bLr diş macununda, diş etlerine muzır tesirlerı olmıyan antiseptik bir madde bulunmalı, asıl dişleri temizleyici madde, mineleri sıyırmıyacak şekilde hazırlanmış olmalı, içinde hamız olmadıktan başka ağızdaki hamızlan da temizlemek üzere kalevî maddeler ihtiva etmeli ve nihayet koku ve lezzeti nefis olmahdır.> Iste RADYOLiN budur! Sabah, öğle ve akşam her yemekten sonra günde 3 defa RADYOLİN KULLANINIZ M. M. Vekâletinden: Millî Müdafaa Vekâleti Tercüme Şubesine iki mütercim alınacaktır. Bunların almanca, fransızca ve ingilizce lisanlarına esaslı olarak vakıf olmalan ve ayni zamanda türkçeden bu dillere tercüme yapabilmeleri şarttır. Verilecek ücret 165210 liradır. İmtihan neticesinde iki dil bilenler tercih edilecektir. Memurin kanununa göre memur olmak evsaf ve şeraitmi haiz bulunan taliblerin evvelemirde hal tercümelerile ve referanslarile müracaatleri ilân olunur. c 928 » ( 2195 ) Nezle Baş Diş Nevralji ve blitUn ağrılarına karsı 1 NEOKALMİNA Samsun Belediyesinden: 130 lira aylık ücretli bir inşaat fen memuru alınacaktır. Isteklilerin bulunduğu yerlere aid bonservis, diploma vesair evraklarile boy fotoğraflı istida ile Belediyemize müracaatleri. (2211) AMELİYATSIZ MENELERI KURUD KANI.AĞRIYI DERHAL KESER Kayseride Kor Komutanlığmdan: 1 Merkezi Kayseride olmak ve askerî binalar inşa işlerinde çalışmak üzere bir yüksek mimar veya bir inşaat fen memuru alınacaktır. Aylık ücreti yüksek mimar için 250 ve fen memuru için 150 liradır. Civar garnizonlara memuriyetle gönderilirse kanuna uygun olarak harcirah verilir. 2 Isteklilerin 1 temmuz 938 tarih ve 161 sayılı ordu emirnamesile neşredilmiş olan 551 sayılı talimatta yazılı şartları haiz olmalan lâzımdır. Bu talimat askerlik şubelerinde görülebilir. 3 Bu vazifeye istekli olanlar her cins vesikalarınm, daplomalannm ve bonservislerinin musaddak suretlerini fotoğraflı dilekçelerine bağlıyarak bu ilânı yapan komisyon veya bulundukları mahallin askerlik şube başkanları vasıtasile Kayseride Askerî Satmalma Komisyonu Başkanlığma göndermelidirler. 4 İsteklilerin en geç 1 mayıs 939 gününe kadar müracaatle bu tekemmül etmiş evraklarını göndermiş bulunmaları. « 933 » ( 2267 ) çıkmalanna müsaade etmiştir. lacak maçlar Deplâsman paralarının hiç değilse üç, îstanbul Güreş Ajanlığından: İstanbul Okulları Spor Bölgesi Genel 9 Nisan 1939 pazar günü Taksimde dört gün evvel veri'mesi hakkında yapılan Sekreterliğinden: 8/IV1939 cumartesi yapılacak futbol yapılacağı ilân edilen profesyonel güreş teklif de kabul edilmiştir. maçları: lerin ajanhğımız tarafından idare edile Meydan okuyan pehlivanlar Kabataş ILsesi Ticaret llsesi, Işık tfsesiceği bazı gazetelerde görülmüştür. Bu Babaeskili İbrâhim, Yarımdünya Sü Şişli Terakki lLsesi, Yüce Ülkü Darüşşafaka lisesi. profesyonel güreşlerle ajanhğımızın hiçbir eyman ve Molla Mehmed pehlivanlar 8/IV/1939 cumartesi günü yapılacak volâkası bulunmamaktadır. dün matbaamıza gelerek, Tekirdağlı Hü leybol maçları: Kabataş voleybol sahalarmda: Boğaziçi seyinle maç yapmak istedikleri halde şimÇocuğu refaha kavuşturmak lstiyorlisesi Vefa lLsesi, İstiklâl lisesi Yüce Ülsanız Çocuk Esirgemc kurumuna yılda diye kadar yaptıkları müracaatlerin red kü lisesi, Darüşşafaka lisesi Ticaret lisebir üra verip üye olunuz! dedildiğini ve bu hafta yapılacak müsa si, Pertevniyal lisesi Galatasaray lisesi. Çocuk milletin en kıymetli hazinesi bakalar münasebetile ayni talebi tekrar Taksim stadmda yapılacak maçlarda dudir. huliye (tribün, antre) 10, balkon 25 kuraşettiklerini söylemişlerdir. tur. Okul maçlarında davetiye verilmiye Çocuk Esîrgeme Kurumu Genel Merkezî Tekirdağlı Hüseynin bu talebi kabul cektir. Sahi, bak onu soracaktım: bırakmıyorsun ki... Nasıl oldu, hırsız yakalandı mı?.. Ne gezer?. Anlatsana, nasıl oldu?. Herkes bir türlü söylüyor. Muhtar, geçen akşam başlarından geçeni kısaca anlattı. Gene kadm, kaşlarını kaldırmış: Olur şey değil, diyordu. Gündü zün, daha el ayak çekilmeden nasıl olur?. İnanılacak gibi değil!... Mutlaka, hanm bekçisi de onlarla ortak olacak!... Hiç zannetmem. Adamcağız, zaten alığm biri... Otekiler de o kadar kurnaz, gözleri o kadar pek heriflerdi ki... Celile, uzun uzun ona baktı; belli belirsiz gülümsedi. Muhtar, bunu da gözden kaçırmadı: Neye öyle tuhaf tuhaf yüzüme bakıyorsun?. Diye sordu. Hiç... Nasıl diyeyim, eger senin yerinde başkası olsaydı, ben de seni bu kadar yakmdan tanımasaydım, müşteri diye oraya gitmişsiniz, elbirliğile kuyumcu dükkâmnı soymuşsunuz, derdim. Öyle olmadığma göre, işin içinde mutlaka başka birşey var. Hiçbir şey yok, ne olacak!.. Fakat herkes senin gibi düşünüyor. Herkes birşeyden kuşkulanıyor. Onun için, dün gecedenberi neler çektiğimi biimezsin!. Polisten tut da her önüne gelen bunu soruyor. Utanmasalar, dediğin gibi, benden bile şüphelenecekler!... Onlar konuşurken birkaç kee telefon edenler oldu. Muhtar açıyor, hepsine cevablar veriyordu. Şimdi de kapı vuruldu. Odacı girdi: Bir dosya emretmişsiniz. îkinci muavin Nebil Bey onu getirdi. Muhtar: Gördün mü işte?... Demek ister gibi, gene kadının yüzüne bakü. Sonra odacıya: Getirsin! Dedi. Celile, hiç aldırmryordu. Odacı çıktıktan sonra, o da Muhatrın yanıbaşmdaki koltuktan kalktı. Karşıdaki kanapeye geçti. Muhtar: Doğru değil ki, diye soyleniyordu. Şimdi, kocanın yanında, bakalım, gene ne yalan uyduracaksın?... Daha, o sözünü bitirmeden içeriye Nebil girdi: Orta yaşlı, sinsi bakışlı, sin kilâtla alâkası yok Mektebliler arasında yapı Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizma, nevralji, kirıklık ve bütün ağrılannızı derhal keser. • I • • icabında günde 3 kaşe alınabilir. si yürüyüşlü bir adam... Karısını görün deki dosyayı karıştınyordu. Muhtar da ce biraz duraladı, sonra görmemiş gibi sanki birşey yapmış olmak için ona çatdavrandı. Elindeki dosyayı masanın üs ü: tüne koydu. Anlatmaya başlayacaktı. Sizinle biraz ciddî konuşmak icab Celile, oturduğu yerden seslendi: ediyor, Nebil Bey!... dedi. Bugün işi Nebil!... Biliyorsun ya, babam niz varmış; öğleden sonra gidcceksini* hasta... Oğleden sonra, oraya gideceğim. Onun için dursun. Fakat... Sen beraber gelmezsen, adamcağız bir Emrederseniz gitmem. hoş oluyor. Gene işim var, diyeceksin, Hayır, bugün kalsın. Yarm bana, gelmek istemiyeceksin. Onun için, ilkönŞark Şirketi ile yaptığımız son mukavece Muhtar Beyefendiye geldim, rica etleyi getiriniz. Geçen gün, birkaç hesab götim. Sana izin verecek. Öğleyin, yemeğe çıktığın zaman buluşur, beraber gideriz. züme ilişti. Bir türlü anlayamad:m. Bunları baştan aşağıya birer birer gözden geKocası, hiç sesini çıkarmadı. Gene çirelim. Sonra... Hepsi bu kadar da dekadm, ayağa kalkmıştı: ğil... Şimdiye kadar size söylemek Ute Ben de kaçayım, artık... On ikiye miyordum. Fakat artık iş çığırından çktı. doğru telefon ederim. Sen işlerini ona göKolay kolay örtbas edilebilecek gibi dere tut!... Sonra, elini Muhtara uzattı. Teşek ğil. Hergün ya telefonla, yahud da mekkür etti. O da ayağa kalktı. Celileyi oda tublarla birçok şikâyet geliyor. Birçok pükapısma kadar götürdü. Gene kadm çı rüzlü işler duyuyorum. karken, kıvrak bir gülüşle: Nebil, gülümsedi. Bunların hiçbirine aldırmıyormuş gibi sesi bile titremiyordu: Bize, hiç teşrif ettiğiniz yok, diyordu. Göreceğimiz geldi. Bir akşam, Hepsi, dedi, ya rakib şirketlerin, mutlaka bekleriz. yahud da bana karş: iltifatmızı çekemiMuhtar, yerine geçti, oturdu. Nebil, yen birkaç kişinin ortaya attığı yalanlar... ne kadar pişkin olursa olsun, kar.sile iki Şark Şirketinin müdürile pek sık sini burada başbaşa görünce, gene az çok görüşüyormuşsunuz. sıkılmıştı. Bunu belli etmemek için elin(Arhast var) Tefrifa No. 17 •• • • • • •, K E M A L , • • • • • ,» DUNYA BOYLEDİR İŞTE... R A G I B •«•^•••••••» Ben övle kocalardan değilim!. tein!. Buraya Belma Hanımefendinin meCelile güldii: ziyetlerini dinlemeğe gelmedim, ben!. Hepsi de böyle söyler. Hepiniz Sana böyle melek gibi görünür de gene böyle zannedersiniz. Nebile de şorsan, kendi bildiğini yapmaktan geriye kalmaz. o zavallı bile: «Ben senin bildiğin koca Bunu da unutma!. Heh zaten dediğin gilardan değilim!.» diye öğünür, durur. bi olsaydı, senden ynlmaya kalkmazdı, Bırak, şimdi kendi kocanı... Beni sen de onu bırakmazdın!. de ona benzetemezsin, sanırım. BelmaMuhtar, sesini çıkarmadı. Önündeki nın bir başkasma varmak için benden bo kâğıdları karıştırmaya başladı. şanmak istemesi, baştanbaşa uydurma!.. Celile, artık açıktan açığa eğleniyorAyrıldıktan sonra, elbet o da evlenecek du: tir. Fakat şimdilik ortada hiç birşey yok. Görüyorum ki, bugünlerde işleriniz Canım, Belma da melek değil ya!. pek çok!.. Bize artık çıkıp gitmek düşüSen yapmadığını bırakmıyorsun. O da, yor. evde başına bir çatkı bağlayıp gece gün Neden böyle «öylüyorsun?. Her düz senin yolunu mu beklesin!. Elbet dakika birbirimizin bonuna mı sarılacagönlünü eğlendirecek birisini bulmuştur!. ğız?. Belma, hiç de öyle senin sandığın Şu kanapelerin ağzı, dili olsa da gibi bir kadm değildir. Herkesle konuşur, söylese!... Bir zamanlar: «Aman, bir geher yerde eğlenir, fakat hiçbir zaman, len olursa!..» diye çırpman bendim!. hiç kimsenin yanında kendini küçük dü Şakayı bırak, Celile!... Bugün, çok sıkılıyomm. Geçen gün başımıza geşürmez. Aman, aman... Allah mubarek et lenleri düsün bir kere!...

Bu sayıdan diğer sayfalar: