8 Mart 1939 CUMHURtYET Sofya istasyonunda çekilen bir resmin nacerası MISIR MEKTUBLARI Ahiren Avrupadan avdet eden bir dostumuzun başından Sofya ile Türkiye arasında, Sofya istasyonunda çekilen bir resimden dolayı şaşılacak, adeta inanılmıyacak kadar şaşılacak maceralar geçKahire, 4 mart miştir. Hikâye edelim de okuyucularımız Mısır ve İran ve onunla beraber bütün da şaşsınlar: Arab memleketlerini ve şark âlemini işgal Avrupadan refikasile birlikte dönmekeden izdivac için gelen İran Veliahdı te olan dostumuz Sofya istasyonunda dündenberi Mısırdadır. Kaç gündür gatrenden inerek yemiş satıcısmdan üç beş İsmet İnonü evvelki Jtünkü tetkiklerinden sonra yata gitmek zeteler onu adım adun takib ettiler. Bağportakal almış ve bunlan vagonun penceüzere Silivriden cmotöre binerken dadda, Şamda, Beyrutta büyük taklar resinden refikasma verdikten sonra, kendi kurulduğunu, Irakın, Suriyenin, Lübnayanındaki fotoğraf makinesile, hatıra olanın Veliahdı kendi hududlarında karşıh rak oıada, elinde portakallarla tren penyarak kendi otomobillerile bir hududdan ceresindeki eşinin resmıni almak hevesine diğer hududa nasıl götürdüklerini, halkın düşmüş ve bir poz çekmiştir. ne büyük teazhürat yaptığını gösteren haBu dostumuz Filibe istasyonuna geldiberler, gazetelerin bütün sahifelerini işgal ği zaman vagon restoranda çay içerlerken ediyor. Her tarafta, geçtiği yolların bir üç dört Bulgar polisinin ziyaretile karşıçok yerlerinde taklar kurulmuş, kurbanlar I laşmıştır. Daha evvel vagona uğrıyan pokesilmiş, hulâsa, üç Arab memleketi baş| lisler dostumuzun kompartimanını açtıratanbaşa harekete gelmiştir. rak fotoğraf makinesini almış bulunuMısır, Şahinşahzadeyi karşılamak üzeyorlar ve vagon restoranda dostumuza bu re yola çıkardığı heyetlerin bir ucunu, ta Hakikaten de öyle olmuş. Madamcafotoğraf makinesile Sofya istasyonundaki Irak İran hududuna kadar gönderdi. Yazan: SALAHADD1N GÜNGÖR aldığı resmin filmini çıkarıp kendilerine ğızın gerdanlığı, hiç bir hırsızın suikasdiDiğer bir kısım, El Mahrusa yatile Beyne uğramadan, çöp tenekesindeki müzahIçeride İsmet înönü var: Silivri hüku yüreklerimizin içinde burkuldu. vermesini istiyorlardı. ruta gitti. Diğer bir kısmı, onu İskenderirafatm oportasmda pineklemiş durmuş. met konağının daracık bir odasına kapanAtatürkü, henüz kaybettiğimiz günleNe hakla, ninn? Dostumuz, Sofya isİran Veliahdi Prens Şahpur ye açıklarında karşıladı. Nihayet bir kısım mı§, karşısına getirilenleri, mesleğine âşık, rin elemini, yeniden bütün acılığile tattık. tasyonunda çektiği resmin refikasına aid şünmiyecek, eğlenecek, merasim yapacak, Öyle ki, kendi bile, çöpçü tenekeyi alıp mütehassıs bir hekim dikkatile inceden in Hele, merdıvenleri tırmanıp, güverteye ailevî bir resim olduğunu ve onu veremi heyetler İskenderiyede yata giderek merasim seyredecek, şu ölümlü dünyada çöparabasına boşalttıktan ve arabasını çeceye muayeneden geçiriyor. Her türlü çıkınca, göğsümüze sanki bir yumruk tı yeceğini cevaben bildirmiş ve bütün mü <rfıoş geldin» merasimini yaptılar. Diğer vaktini hoş geçirecektir. Bütün bu nikâh kip gittikten sonra i§in farkına varmış. bir kısım da rıhtımda bekledi. mahrumiyete alışmış güneş yanığı kırçıl kandı. Şimdi çöpçüyü dava ediyor. Çöp tenakaşalar devamınca bu haklı noktai nave düğün merasimi bitip de gene ŞahinMısır gazetecileri de bu karşılama me şahzade güzel Emireyi koluna takıp Tah nekesine binlerce frankhk gerdanlık sakköylü çehreleri, onun karşısında, nisan Hasta ciğerinden hergün bir parçasını zarında ısrar etmiş olduğu gibi polislerin yağmurunun şifalı sağanağına uğramış kaybederek üzerinde damla damla eridiği haksi7 olarak kompartimana girmek su rasimine iştirak ettiler. Mühim gazeteler, rana döndüğü zaman, fakat ancak o za ıyan kadm tam akıllı olamaz. Evvelâ bu tarlalar gibi, çabucak canlanıyorlar. koltuğu gösterdiler: retile aldıklan fotoğraf makinesini dahi rak hududuna kadar muhabir gönderdi man, Mısır, tekrar hesabın önüne otura ciheti tahkik edip davasma sonra bakmalı. er! muhabirler, Veliahdı adım adım taPash diüerin kilidini çözmek, ağzmı İşte oturduğu köşe... çekip onlann elinden almıştır. Filibe mücak, bir yandan sarfettiği paraları, diğer bıçak açmıyanları bülbül gibi söyletmek; Şiddetli bir ışıktan gözlerim kamaşmış nakaşası böyleükle biterek tren hareket kib ederek onunla birlikte geldiler. İran taraftan borsalardaki kıymetleri ölçecek! Veliahdı da dünyanın en güzel, en zenOtomobillerin aanahtarı Şefin kendisinde olan bir tılsım.. gibi başımı çevirdim. etmiştir. Münakaşa ile birlikte artık hâdiŞimdi, bütün bunları düşünmeğe kim;in, en kibar ve en mükemmel terbiyeli Kazanın resmî şahsiyetlerine bakıyo O derece ağır bir teessür hamulesi al se de bitmiştir, diyeceksiniz.. Hayır! senin vakti yok. Herkes başka şeylerle yaklı canavar gibi •'rensesini alıp Tahrana götürmek üzere nım. îmtihan kapılarında bekleşen mek tında idim ki: Tren geceyansı son Bulgar istasyonu meşgul: Acaba Veliahd ne hediyeler ge vızır vızır oaddelerıktığı bu yolculukta kendisini, daha İran teb çocuklarının heyecanı var hepsinde... Yazık, dedim, bu emsalsiz yatta olan Sivilingrad'a geldiğinde bu defa birirdi? Acaba, mihri muaccel kaç lira ve de dolaştığı, cayır mdudundan itibaren mes'ud hissetti ve Tapucu, koltuğu altında bir sürü def geçireceğim birkaç saati Atatürkün ölürr â kaç fazlasile altı yedi polis memuru trene mihri müeccel kaç lira? Hediyeler hak cayır nice canlara Tadan gazeteciler vasıtasile, Mısıra kenter, kapının aralığından ikide bir başını nü hatırlıyarak kendime zehir edeceğim! gelerek dostumuzu yatağından kaldırmışkında rivayetler çok. Fakat hepsi de riva kıydığı şu meden' disinin, yüksek babasının ve îranın selâmuzatıp içerisini dinliyor. Ziraatçi, koridorFakat, ne oldu, nasıl oldu bilmem. Ma lar ve gene Sofyada çekilen resmin filmiyet. Tahran ve Kahire saraylan bu hu et devrinde, bisik arını gönderdi. da aşağı yukan dolaşıyor. Malmüdürü, nevî kuvvetim bir anda yerine geldi: ni istemişlerdir. Ayni münakaşalar daha susta azamî derecede ketumdurlar. Me let kazasına uğra Hep bu gazetelerin verdikleri maluma rasim ve teşrifatın şiddetle emrettiği bu mak hakikaten inaelindeki kâğıdı, rakamlarla doldurmuş; «O» nu görmüştüm. «O» nu, İsmet İnö şiddetle bir kere de orada başlamış ve budüşünüyor. Hasılı hepsinde gizli bir en nünü... Ve bu telâki, paslı yüreklerimizi rada Bulgar polisleri dostumuzu trenden a göre, Irakta, Suriyede, Lübnanda ketumluğu ihlâl edebilecek hiçbir teces nılacak şey değil. dişe: en küçük mesamelerine kadar yıkayıp te indirmek teşebbüslerine dahi başvurmuş ıalk, Veliahda karşı pek büyük alâka üs kuvveti yoktur. Rivayetlere bakılırsa nsanın, bisikletin de kazası mı olur? di Acaba bizi de çağıracak mı? Ça mizledi. îçine bindiğimiz bu güzel yatı, lardır. Arkadaş,ımızın şiddetli mukabele östermiştir. Bağdadda bütün şehir aya muaccel ve müeccel mihirlerin her biri yeceği geliyor. Meğer oluyormuş, hem ğırırsa ne soracak? artık başka bir gözle görüyorduk: O, bu leri ve cebirden başka bir suretle Bulgar ğa kalkmıj, Şam yerinden oynamış, Bey 100,000 Mısır altını imiş. Fakat bu riva de çapraşık mı çapraşık. Şu faciaya ba Çünkü, biliyor, görüyorlar. Hiçbir lâ gün sahibsiz kalmış başıboş bir deniz kü olisinin isteğini yerine getirmekte mazur ut da bundan geri kalmamağa çalışmış. yetler de yakıştırmaktan, başka birşey de km: eçtiği yollarda saatler ve bazan günler ğildir. Gerek kız ve gerek oğlan taraflan Fransa şehirlerinden birinin kalabalık kaydiye tahammül etmiyen, hiçbir müsa heylânı değildi. olduğu hakkındaki kat'î cevablan üzerine e süren mesafeden gelen köylüler İran bu hususta da azamî derecede ketumdur bir caddesinde, biri yukan, öteki aşagl mahayı ho§ görmiyen bir Şefin karşısın Atatürkün bu emaneti de, onun bütün polisler nihayet Sofya ile muhabere edeŞahinşahzadesini görmek ve selâmlamak ar. Şu dakikada hiç kimse bilemez. doğru giden iki bisikletli karşılaşıyor. dadırlar. emanetleri gibi en «nin Hbekçrnin elmde rek işi takibden vazgeçmişler, böylelikje üzere ynllara dötülmüşl^r. HulSsa. TahEhemmiyetsiz bir tarla îgl üzerinde ko "di. Yeni Türkiye, Atatürk *Türkiyesi, fren bu yüzden yirmi otuz dakika teahBugunun en muhım şahslyetlennden letin musademesinden ne olur? Çarpışır, nuşurken, birdenbire idare mek«nizma * îîmet înönünün şahsm4a en t'ernîzTdeaî nurla y«l»H»^ devainedebilmişjfcv. J, 1 ' rçdan Kahireye kadar bütün yol, büyük biri olan Şeyh Mustafa El Maragî'dir. yuvarlanır, bir parça tozlanır, gene kalişanlı ile meşgul olmuş. sınin akla gelmiyen bir aksaklığını mey lerile, üzerine toz kondurulmadan yaşıÇünkü, on gün sonra şarkın bu mühim niSofya istasyonunda çekilen bir resmin kar gidersiniz. Bu öyle olmamış. YuvarBu alâka, alelâde bir düğün kalabalıdana çıkaran bu yaman tabiyeci, bu kılı yordu. Atatürk ölmemiş, belki İsmet İnö hangi Bulgar sırrmı filim üzerinde tespit âhını kıyacak olan talihli adam odur: lananlardan biri bir daha kalkamamıs. ğı değildir. İranla Mısır arasmdaki bu kırk yaran diplomat, bu hassas ve şefkatli nüne istihale etmişti. Azhar Üniversitesinin Rektörü ve bir etmiş olacağına akıl ermez. ıhriyet bağma, İran, Irak, Suriye, LübSebebi de şu: İki bisikletliden birinin ommillet babası, memlekette derd namına ne Sünnî. Şia dünyasile Sünnî âlemi arasınEğer Bulgaristanın bazı yerlerinde Sonra, onun daha bu sabah Üniversite nan ve Mısır, büyük bir siyasî ehemmiyet zunda asılı av tüfeğinin namlusu, ötekl varsa, hepsini öğrenmek ihtiyacında! gencliğine hitab eden temiz sözlerini ha resim çekmek memnuiyeti konulmuşsa da ilk defa olarak bu kadar mutantan tfediyor. Bu hadisede, bir takım zulüm nin gırtlağına öyle bir saplanış saplanmif Neşterini yaranın en acıyan tarafına do tırladrm: Bulgar hükumetinin bunu hududlarından ekmiş milletler, kuvvetli bir dostluk ve merasim arasında bir Sünnî tarafından ki, ensesinden çıkmasına birşey kalmakundurması da bundan ileri geliyor. «Atatürkün ebedî adını hep bera girecek trenlere astıracağı ilân varakalari esanüd bağının birbirini takib eden dü lyılacak olan bu nikâh, şark âlemindeki mış. Düştüğü yerden kalkamamakta Muhatablan bazan müphem cevablar ber, yüreklerimizden taşan «evgi ve le Bulgaristandan geçecek yabancılann ğümlerini görüyorlar ve bundan istikbal büyük değişikliğin nekadar mühim bir haklı. veriyorlar. O zaman Inönü soruyort hâdise olduğunu göstermeğe ve Tahrantazim hislerile bir daha yâdedelim. ıttılama koymasi lâzımdı. eri için iyi şeyler bekliyorlar. Yolda geGörünmez kaza işte! Kim bilir ne Açık söyle. Ne istersin?. Bulgaristan Türkiye ile dostluk id çen şeyler, daha ziyade bir taraftan siya dan Kahireye kadar bütün bir âlemin neO n u n hatırasına karşı samimî tezahulyalarla ava çıkan bisikletli, dağda baHeyecandan şaşırarak davalarını teşden dolayı bu kadar coşkunluk içinde hüratımızla yeryüzü göklere kadar diasmdadır. Halbuki Bulgar polisi tren î, bir taraftan da millî bir nümayiştir. rih edemiyenlere yardım ediyor: bulunduğunu izaha kâfidir, zannederim. yırda, barut dumanlan ortasmda vurade bilhassa Sofya istasyonunda resim çebir daha çınlasın!» Hatta, bu arada Türkiyenin ve eski Anladım söylediklerini... Şimdi M. Teker cağı avlan çantada keklik diye tahayIdeai bir sevgiyi bu kadar kuvvetle ve ken Türkü takib etmiştir. Filhakika bu Hariciye Vekilimiz Doktor Arasın ismi yül ederken, tüfeğinin tetiğine bir tek debana bildir bakalım. Çare nedir?.. hele bu kadar derin bir samimiyetle İsmet yolcunun bir Türk olduğunu ve çünkü de tekrar zikredilmeğe başladı. Gazetefa dokunmadan cadde ortasında kuru Konuştuğu kimseler üzerinde yumuşak İnönünden başka, kim; şu beş on kelime onun resim çekerken refikasile türkçe ko erde yazıldığına göre bu izdivac fikri en Banka Komerçiyale îtalyanamlu ile insan avlayıp tevkifhaneye bir kadife tesirini bırakan gözleri, haksız nuşmuş bulunduğunu Bulgar polisi bili evvel onun tarafından ileri sürüLmüş, fiknin içine sığdırabilirdi?.. nanın dividand tevziatı kendisi keklik gibi gireceği aklma gelir bir müdahalenin, yersiz bir tahakkümün yordu. Nitekim Filibede ve Sivilingrad'da rin tahakkuku için en çok o çalışmış. Mı«Mılâno'daki Banka Komerçiyale İtal miydi? farkına vardığı zaman, derhal şimşekleBulgar polisleri hep bu Türkü aramışlar ırı Sadâbad paktına bu yoldan bağlamaYatta dolaşıyoruz. Buraya resmî müyana müdiriyeti merkeziyesi 1938 senesi niyor. dır. İnsanın Türke karşı bir hususî husu yı düşünmüş olan Doktor Aras imiş. Şimsaade ile girebılmek şerefini ilk ihraz eden bilânçosunu tetkik etmiş ve yüzde dört Devlet babanın manevî şahsiyetini, ben met diyeceği gelir! Çünkü hareket tarzı diye kadar bir çok defalar gazetelerde nisbetinde dividand tevziirr 27 mart 939 Fen âleminde bügazeteci, hemen de biziz bu şimşeklenen gözlerde, kaç kereler, öo kadar manasız ve mantıksızdır. Meğer ahsedilmiş olduğu halde hiç tekzib edil tarihinde toplanacak olan heyeti umuyük bir yenilik daha İsmet înönü, demokratlığmı, bu işte de nümde açık duran bir kitab yaprağı gibi ki iste bir yanlıslık ola. memiş olmasına bakılırsa bu sözlerde miyeye teklif eylemeği 3 mart 939 tari yaratıldı. Bir Franıspat etti. Gaîetelerin sahiblerinden ve okudum. Acaba komşumuz Bulgar hükumeti bu doğru olan taraf yok değildir. hinde karar altma almıştır.> sız âlimi, şimdilik başmuharrirlerinden, evvel, biz kalem işederek merakımızı *** o arib vaziyeti izah mekanizmasmı gizli Saat altıya geliyordu Şefe, vaktin ge çilerine yatmda yer gösterdi. izale eder mi? Hadise hakikaten merak tuttuğu, tekemmül Sevıncımızden kabımıza sığamıyacak Veliahdm Mısır tarafından karşılanışı cikmekte olduğunu arzettiler. Ancak o olunacak şeydir de onun için böyle bir haldeyiz. Holandada meşhur «PHİLİPS PCJ> •ttirmedikçe efkârıda cidden muhteşem oldu. Mısırın baho zaman saatine bakmak aklına geldi: izahı lüz<umlu görmekten kendimizi meneriyesi, ordusu, tayyareciliği harekete gel radyo istasyonunun yaptığı ikinci <Türk umumiyeye bildirBir ara, Millî Şef tekrar göründü. A Daha erken değil mi? demedik. di. Kahirenin bütün cemiyetleri, kadm Gecesi> neşriyatımn kazandığı büyük memeği kararlaştıryağa kalktık. Muhterem refikasile birlikArzettiler: cemiyetlerine varıncıya kadar hep birer muvaffakiyet üzerine martın 14 üncü diği bir usulle, rüya Yat açıktadır! Motörün yanaşması te önümüzden geçerken hepimizi ayrı ayn arkasmda saklı idi. heyet tertib edip îskenderiyeye gönder salı akşamı saat 21,30 22 arasında ve lanmızı istedigimiz şekilde görmemizî o gönüller fetheden bakışlarile taltif etkaranlıkta güç olur. 28.31 metre kısa dalgalar üzerinde üçün mümkün kılacakmış. Savarona, yolunu aydınlatan sihirli bir diler. Güzel Prensesini evlendiren Mısır, İstemiye istemiye ayağa kalktı ve bü tikten sonra: cü bir Türk Gecesi neşriyatı yapacağı Kâbusun, korkulu rüyanın, mide dol Nasılsınız? diye hatırımızı sordu. mehtabm parça parça şiir kattığı dalgalar bugün kütlesile kendisini aileden sayıyor memnuniyetle haber alınmıştır. tün bir kasaba onunla birlikte ayaklandı. gnınluğundan, sinir bozukluğundan üeri üzerinde, yelkenli bir gemi kadar dahi ve merasime iştirak ediyor. İskenderiyeInönünün derd dinlemekle geçen gim Ve sonra hemen ilâve etti: den itibaren Kahireye kadar, çiçeklerle geldiği malumdur. Bolca hamur işini gürültü yapmadan, adeta kayar gibi iler Yorulmadınız ya... lerinden biri daha sona eriyordu. Dışarıdonanmış olan hususî tren, yolun üstünde mideye indirdiğiniz geceler, uykunuz da müthiş bir alkış fırtınası koptu. Oto Yorulmak mı?.. Onun yanında yorul liyordu. Tıb âleminin değerli hocası Prof. Bay dolaşan tayyarelerin uğultuları arasından ıutlaka korkulu rüyalarla dolu geçer. mobilinin etrafına, bir miknatısın cazibesi mak kimin aklına gelir... Yazılanmızı henüz yanlama, kısmet geçti. Bütün yol, treni selâmlamak üzere Dx. Murad ve Başasistanı Bay Salâhad Halbuki, Fransız âlimmin bulduğu usul ne tutulmuş topluiğneler halinde yapışarak ismet İnönü, salonun köşesinde bir aıa olmadan kendimizi Dolmabahçe önleriniki tarafa dökülmüş olan halk içinden dmle diğer asistanlann ameliyatımda sayesinde, bu derdden kurtulacaksmız. onunla birlikte sürüklenen kalabalığa ansızm durdu. Bir raf üzerinde kitab şek de bulduk. gösterdikleri hazakat ve şefkate derin adeta iki tarafı yararak geçti. baktim: Sade bu tehacüm, bu sevgi dolu li verilmiş cildler gözüne ilişmişti. Bunlar, Savaronada geçen iki saatlik müstesna saygılarımla teşekkür eder, ve Gülhane Rüyalannız hep güzel, neş'eli, hayırlı Kahirede istasyon etrafında alınmış o hastanesinin hemşirelerile bana bir ana manzaralarla dolu olacak. Dahası var. tehacüm, İsmet Inönünün; Atatürkün de o kadar mükemmel surette taklid edilmiş seyahati, ben size bu kınk dökük çizgilerlan fevkalâde tedbirler olmasaydı, Mısı şefkati gösteren Bayan Menekşeye de Bu gece rüyada meselâ Greta Garbo'yu vamı olduğunu ispat etmeğe yeterdi. ti ki, yanlarına vanlsa dahi, sahici kitab le nasıl canlandırabilirim? görmek isriyorsunuz değil mi? Gelsin Otekinin olduğu gibi işte bunun da bü olmadıklan kolayca farkedilemezdi. MilSanki deniz kumaş parçası... Ve biz o rın damadı için halk kütleleri arasından aynca teşekkürü bir vazife bilirm. yol açıp onu, sarayına götürmeğe imkân Hayriye Yazıcı lî Şef sordu: doktorun usu'ü. Gözünüzü kapadınız mı tün bir millet, peşisıra geliyordu. nun üstünde bir ütüyüz. Yürümüyor, kabulunmazdı. İskenderiyede, Kahirede top * * * Bunlar, kitab değil mi? idi, Greta Garbo karşmızda. Gurbetle Şefin refakatinde bulunan Fikret yıyoruz. Koca yatta çıt yok. Makineler sesleri, tayyare motörlerinin uğultusu, Hayır efendim.. Uğradığımız büyük felâketten dolayı bir dostunuz, çoktanberi buluşamadıl;nız giderayak, kulağımıza şu müjdeyi fısıldabile konuşmuyor. Hareket halinde oldu Peki, kütübhane nerede? Ben kii ğumuzu, ancak Bakırköy açıklanna gel kütlelerin göğüslerinden kopan «Yaşa!» Türkiyenin her tarafından gelen telgraf bir sevgiliniz mi var? Gelsin doktarun dı: ve mektublara ayn ayrı cevab vermek sistemi. Başınızı yastığa koyup kendinı Gazeteci arkadaşlardan yatla dön tübhaneyi görmek isterim. diğimiz zaman hissedebildik. Çünkü ya avazeleri birbirine kârıştı. Mısır, merasimi pek sever. Bu düğün imkânını bulamadığımızdan derin te zi uykuya bırakhnız mıydı, o dost, veya Istediği gibi tasarruf edebileceği birkaç tımız, burada yolunu kesmişti. mek istiyen varsa buyursun! şekkürlerimizi bu vasıta ile sunarız. Biraz sonra, Emniyet Müdürü Sad dakikaya sahib olur olmaz, ilk işi «kiİsmet İnönünü, uğurlarken, hepimizin de güzel bir merasim vesilesi olduğu için, o sevgilile burun burunasmız! Ata Atabek Mısır önümüzdeki haftalar içinde kendireddin Aka da, ayni müjdeyi salâhiyetle tab» ı düsünmek olmuştu. içine, anlatılmaz bir hüzün çöktü. *** Maamafih bu usul bana pek yabancı Kendisine derhal kütübhane odasını tekrarladı: Eski padişahların, yakmlığmı bir yakı sini rahat ve mes'ud hissedecektir. Bu bir Civarımızdaki müessif yangın dolayı gelmiyor. Sakın bu, bizim «istihare» degösterdiler. Dört sene zarfında elde edi cı ateşe benzetirler, «Kurbüssultan, âteşi kaç hafta esnasında pamuk fiatları biraz sile saym dost ve müşterilerimizden diğimiz eski aşina olmasm! Yata girebilirsiniz. daha düşmüş, Mısırın kredi fonsiye kâ gördüğümüz samimî alâkaya teşekkür Bu lutufkâr müsaadaden istifadeye len ingilizce ile, Amerikan milletine kendi suzan» derlerdi. ğıdları, bizzat parası, hemen hemen bütün eyler, yangma uğnyan komşularımızın dil ve kendi şivesile mesaj gönderebilmecan atmıyacak içimizde kim vardı?.. Kudret ateşlerini taht ve taclarmdan 23 nisan Çocuk bayramı Savaronaya giriyoruz. Işıktan gölgesi nin, bu muhavereyi dinledikten sonra değil, Atatürk ve înönü gibi millî kay borsadaki kıymetli kâğıdları, bir zaman teessürlerine iştirakimi gazetenizle be Çocuklar! danberi ugradıklan tenezzül yokuşunda yan ederim. le Silivri sahillerine bir sıra pırlanta gibi benim için sır olan tarafı kalmamıştı! Bayranımızın bütün bayramlardan naktan alan büyük şeflerin yanmda bu Yenipostane caddesi No. 43 Yünlü İ üstün olmasmı öğretmenlerinizden Kütübhane nerede? Görmek iste lunmağı da ateşe benzetebiliriz. Yalnız biraz daha ileri gitmiş ve hatta yuvarlandckülen Savaronaya... mak tehlikeleri göstermiş olabilir; bütün pekli kumaş mağazası sahıbi H. Hüseyin istevunz! Fakat onu bu kadar yakınımızda gö rim! bir farkla: Onlann ateşleri yakardı. Bunmahdumu Mehmed Evrim. bunlara karşı Mısır lâkayd kalacak, dü Onun bütün irfanı, bu dört kelimenın lann ateşi ısıtıyor. rünce, Ebedî Şefin ölrnez hatırası, tekrav Bütün Arab âlemini işgal eden seyahat D UYDUNUZMU t Teneke hasa Kasanın büyüğb» olur, küçüğü olur; demiri olur, *;eJiği olur, hatta pek sıkışınca demir gibi sağiam tahtadan yapılmışı da olur, Lâkin tenekenin kasa vazifesi görebileceği kimsenin aklmdan geçmez. Hele bu, üstelik, çöp tenekesi olursa. Kıymetli eşyası olan insanın, bu eşyayı saklıyacak yeri de olur elbette. Parisli Madam Desev, her nedense, mücevheratını saklıyacak bir gizli köşe bularnamış. Çekmeceleri, dolabları, sandıkıarı beğenmemiş; kıymetli gerdanlığını yabancı gözlerden uzak tırtacak kapalı, örtülü bir köşe ele geçirememiş. Nihayet, çöp tenekesınde karar kılmış. Kısacık aklile, «çöp tenekesine mücevherat sakıyacak kadar akılsız bir insan bulunacağmı hiç kimse tahmin edemez» demif olsa gerek. Iran Şahinşahzadesi, Tahrandan Kahireye kadar her yerde büyük tezahüratla karşılandı Trakya köylerinde Inönü ile beraber Millî Şefin konuştuğu kimseler üzerinde kadife tesirini bırakan £?özleri, haksız bir müdahalenin farkına vardığı zaman derhal şimşekleniyor Atmadan vurmuş I Istihare Kolanda'da Türk gecesi ( TEŞEKKÜR