1» Şubat 1930 CUMHURİYET Tramvay ve Tünel sirketleri Hayvan ıslah tecrüfaeisnj Yenidünyanm yenilikleri Son zamanlarda Amerikada yapılan icadlarm bir kısmı yeni şeyler, bir kısmı da başka fikirlerin işlenmiş şekilleridir Amerikalılann fikir adamı olmaktan ziyade, Avrupadan glen fikirler üzerinde işlemek hususunda muvaffakiyet göster dikleri ötedenberi söylenir. Bu iddia pek doğru değildir. Doğru bile olsa, Avrupalılann fıkirleri üzerinde çalışıp onları tatbikat sahasında kıymetlendıren Ameri kalılar, medeniyete ve insanlığa hizmet, sanayii ve ticareti cihazlandırma bakıırundan, belki fıkrin asıl sahiblerinden daha değerli bir vazife yapmıj sayılabilirler. Son zamanlarda, Amerikada birçok mühim ihtıralar vücude getirılmıştir. Bunlardan bir kısmı yepyeni şeyler, bir kısmı da, başka taraflardan alınan fikirlerin işlenmiş şekilleridir. Amerikanın teknik ve malî şeraiti, ilim ve fen adamlarmm daha rahat çalışarak daha güzel ncticeler al Tialarına müsaid olduğundan, mütemadi sarsıntılar geçiren Avrupanm, ihtiralan tekemmül ettirmek ve tatbikat sahasına koymak hususunda uğradığı müşkülâta orada tesadüf edılmez. Yeni dünyanm yenihkler diyan olmasındaki mühim amil lerden biri, hatta başlıcası budur. Son senelerin icadlarmdan birkaç tanesıne şöyle bir göz atalım. Atomların bombardımanı fikri Avru pada fılitrelenmiştir. Profesör Flanck, atomlar üzerindeki tetkikatile, ismini ilk işittirenlerden biridir. Buna rağmen, bugün elân teslihat uğrunda milyonlar sarfetmekle meşgul bulunan Avrupa, kendi bünyesinden çıkan bu fikri Amerikahlar kadar işliyememiş, atomlann bombardımanı için alet yaratamamıştır. Bu mak sadla icad edilmiş bazı aletler yok değildir. Lâkın, bunlar, Amerikalılann, Cornell Universitesinde yaptıklan yeni atom «topu» nun yanında hıç mesabesindedır. Atomlan bombardımana mahsus olan bu yeni alette, son derece yüksek tevettürlıi mevceler kullanılarak, saniyede binlerce kilometre sür'atle atom bombardı manı yapılıyor. Aletin mucidi profesör Lloyd P . Smith, bu ihtiraını, tam üç sene çahştıktan sonra tekemmül ettirebilmiştir. Top, sekiz kadem uzunluğunda ve takriben 10 santimetre kutrunda bir tübden ibaret olup elektrik cereyanile işler. Elektrik cereyanı, saniyede 10 milyon sadmelik tevet türlü, mütenavib müspet ve menfi enerji tevlid eden bir cereyandır. Altı yedi bin dolara mal olmuş, âlimlerin beklediği ne ticeyi de tamamen temin etmiştir. * * * Son seneler zarfında, bütün dünyada, cam sanayii şayanı dikkat bir inkişaf gösteriyor. Kmlmıyan cam, kıl inceliğindeki camdan elyafla yapılan sun'î ipek kumaşlar, hep bu inkişafm eserleridir. Bu arada, Amerikalılann, daha şayanı dikkat bir icadını sayabiliriz. Bu, Polaroid adı verilen camdır. Sanayide şimdiden bir tatbik sahası bulan Polaroidin, çok bü yük bir istikbale namzed olduğuna şüphe yoktur. Farzedelim ki trendesiniz. Kompartimanınızın penceresinden, güneş, gözünüze giriyor. Güneşin, bu şerait dahilinde girmesi, nekadar rahatsızlık verir, malum dur. Fakat Polaroid, artık bu rahatsızlığı ortadan kaldırmıştır. Elinizi uzatıp pen cerenin kenarındaki bir düğmeyi kımıldatıyorsunuz, güneş, cama bir perde çekil Devir ve teslim yann neticelenmiş olacaktır Tramvay ve Tünel şirketlerinin bu ayın başında başlıyan devir ve tesellüm işleri, yann neticelenmiş olacaktır. Bu s.uretle, heyet, devamh ve sür'atli bir çalıjma neticesinde işlerini mukarrer tarihten bir hafta evvel sona erdirmiş olacaktır. Tramvay ve Tünel servisleri, martın birinci günü resmen hükumet namına iş letilecektir. Bu münasebetle yapılacak merasimde bizzat Nafıa Vekili Ali Çetinkayanın bulunması kuvvetli ihtimal dahılindcdır. Almanyada atları nasıl terbiye ediyorlar? Viyana atlı polisleri, iki buçuk ay içinde en huysuz atları bile mülâyim hale getirmektedirler Adanada ağac bayramı yapılıyor Dikilecek fidanlar tamamen ihzar edildi Adana, (Hususî) Her yıl olduğu g;bi bu sene de şubatın 20 nci günü yapılınası takarrür eden ağac bayramı için hazırhklara başlanmıştır. O gün dikilecek ağaclann fidanlan da şimdiden ihzar edılmiş vaziyettedir. *•» '< Geçenlerde îzmirden buraya ve Mersine 63 vagon Akala pamuğu tohumu getirilmrşti. Halbuki Ziraat Vekâletinin müsaadesine mütevakkıf olan bu çiğid getirme işi mevzuata aylyrı olduğundan çiğidlerin mahrecine iadesi ve alâkadar hrmalann da mahkemeye sevki takarrür : etmiştir. * * * Adana Belediye intihabmm iptal edildiğine dair Şurayi Devlet kararı, Dahiliye Vekâleti tarafından Vilâyete teblığ oIunduğundan Belediye Meclisi ve Rei»i Doktor Yusuf Ziya Özfcakanın temsü salâhiyetleri resmen nez'edilmiş ve Dahiliye Vekâletinin tensibile Belediye Reis tekilliğine Mezbaha Müdürü Ved*d GfüçHi getirilmiştir. * * * Ankara Hukuk Mektebi Devletler Hukuku Profesörü Etem Menemencioğlu, Halkevinde seçkin bir dinleyici önüode çok istifadeli bir korrferans v«rmiftH. Konferan«m mevzuu «Cumıhuriyettc tandaş» idi. Bu konferaruı Ankaradan g*lecek diğer profesörlerin verecekkri konferanslar takib edecektir. Adanamız hm vesile ile kıymetli bir külrür ziyafetinden istifade etmij olacaktır. Etem Menemen' cioğlunun konferansmdan sonra şair Kâmıran Bozkır da, çok alkışlanan şiirlerinden birkaçmı okumu? ve dinleyenlere yüksek bir heyecan açjlamıştır. Toplantj, seçme müzik parçalannm tatlı âh«nk4eri arasında sona erdı. * * * Hataydaki tetkıklerini bitiren Izmir meb'usu Rahmi Köken şehrimize de uğramış ve burada fazla kalmıyarak Kozana hareket etmiştir. Kozandan Mersine de geçecek olan Rahmi Köken, bir tetluk 5eyahati yapmaktadır. * * * Bundan bir müddet önce, şeforimiz înhisarlar idaresi muıhasebe memurlarından Mustafa ve Hayrinin sahte fiç tanzim ederek 385 lirayı kasadan çektikleri anlaşıldığmdan bunlann mevkufen muhakemeleri devam etmekte idi. Son oiisede iddia makamı, suçluların beşer »ene hapis cezasına çarptınlmalarını ktemiş olduğundan, bir karar verilmek üzere muhakeme başka bir gâne bırakılch. * * • i Vilâyetimizin Bahçe kazau merkesinde oturan Mehmed Alkıin, kaçatçılıkla iştigal ettiğini haber alan înhuaf mvmvrlan geçen gün bu adamın eymde araftırma yapmışlar ve filhakia mAt 94.50C varak kaçak sigara kâgıdı buima^krekff. Memurlanmızm aynca araştırmalariU de 453.281 varak kaçak sigara daha bulunmuş ve alâkadarlar rak mahkemeye sevkedilmiştir. 3 nialarda, uslu durmağa alrçtmlan dfaün haşan atlarıdir. Atlamalar, bk çift at jranyana getirilmek suretile ortaya koaulan manialar üzerindedir. Ahşbnlan adar, hayli uslu durmak suretile, atlamalan kolaylaştırmışlardır. «Alman poliıi günîi» vesilesile Berlin spor sarayında yapılan müsabakalarda, bu atlann başlıbaşına gösterdikleri hünerler de alkışlanmifbr. Serbest kaldığı için. Hayır Mösyö Levy, bunuo içmi değil. Kocası sağken de serbestti. Srk srk| yalruzbaşma «eyahat ediyordu, ma vaziyeti daha iyiydi. Şimdi bazı lüksle; rinden aynlmağa mecbur oldu. Fakat ] bütün ciddiyetile böyle söylüyor. Demek erkeğinden çok nefret edij yormuş. O da değil. Bilâkis, aşksız, fakat] büyük bir takdirle kocasına bağlıydı. O halde madam? Kadın gülümsedi. Kaşlannı ve omuıj lannı kaldırarak: Bılmem? dedi, kadın psikolojisi. Etrafın hayreti içinde ilâve etti: Böyle kadınlar var. Ben okudum. j Sevdiklerinin ölümünü istiyen kadmlarj var. Nevzad Selmayı düşünerek ta=d;k et| ti: Evet, var. Levy bir kayıd koydu: Patolojik, dedi. Kadın tasdik etti: Süphesiz, normal bir his degll bu. | Sustular. Kadın bu sükutu kırmak içinj Nevzada sordu: (Arlcasi rar) İlk yapılacak işler Tramvay idaresi, ilk iş olarak, bir milyon lıra sarfıle halen bozuk ve tehlikeli görülen şebekeyi tamir edecektir. Bundan sonra seyrü seferin tedricî bir surette tanzimine başlanacaktır. Halen çalışmakta olan on kadar otomatık kapıh büyük arabaların işlemesinde hiçbir fennî mahzur görülmemiştir. Bu çeşid arabalardan depolarda mevcud dığer on tanesinın de montajı yapılarak akşam seferlerine ilâve edılmesı üzerinde tetkikler yapılmaktadır. miş gibi derhal ortadan kayboluyor. Ancak, işin içinde peri masallarındaki inanılmaz hâdiseleri anlatan şayanı hayret bir nokta var. Düğmeyi yerinden oynatmanızla güneş çekilmiş, fakat cam şeffaflığını muhafaza etmiştir. Dışarıyı görmekte devam ediyorsunuz, hatta eskisinden daha parlak olarak. Trende değilsiniz de otomobildesiniz ve direksiyon sizin elinizde. Vakit gece! yoJ karanlık. Karşıdan bir otomobil üzerinize doğru geliyor. Fenerlerini yakmış, gözünüzü alacak çekilde size tevcih et mi?. Hemen camın kenarındaki düğmeyi kımıldatryorsunuz, karşıdan gelen otomobilin aydınlığı kayboluyor. Yahud, önünüzdeki cam esasen Polaroid cam olduğu için, düğmenin tavassutuna bile lüzum kalmıyor. Her iki otomobil, fenerleri yanık olduğu halde ve yollarını mükemmelen aydmlatarak, biribirinin yanından geçip gidiyorlar. Polaroid camın tatbik sahası hiçbir suretle mahdud değildir. Lâmbalar, ampuller, gözlükler, dürbünler, hulâsa cama ve göze müteallik her alet ve her vasıta Polaroid camla teçhiz edilebilir. Polaroid camın en büyük meziyeti, ışığın göz ka maştırıcı şiddetini izale etmesine rağmen, meselâ dumanlı gözlük camlannda olduğu gibi, kesafetini azaltmamasıdır. Hatta, nesimî havanm içinde mevcud arızalann da ortadan kalkması sayesinde, zıyanm kesafeti azalmak şöyle dursun artıyor. Bu işin erbabı olanların iddiasına bakı Iırsa, Polaroid cam, bize dünyayı, göründüğü gibi, olduğu gibi gösterecek yegâne vasıtadır. Söz, ışık bahsi etrafında cereyan ederken, ışığı, hpkı yurd içinden geçen bir su gibi, münhanilerden dolaştıran, Du Pont fabrikasınm yeni sentetık borusunu da zikredelim. Borunun adı Lucittir. Boru, doğru da olsa, kıvrıntılı da olsa, bir ucundan giren ışık, öbür ucundan, hiçbir manie tesadüf etmemiş gibi çıkıyor. Ilk nazarda hiçbir mana ifade etmez gibi görünen Lucit borusunun tatbik sahası da son derece hududsuzdur. Meselâ, tıbda, Lucit borusundan azamî surette istifade edılebilecektir. Bir ucunda bir elektrik ampulü bulunan Lucit borusunun, hararetten müteessir olmaz bir madde ile yapıldığı da nazarı itibara alınırsa, hasta vücudlerin bazı kısımlarını muayene hususunda nasıl paha biçilmez hizmetler ifa edeceğini tafsile hacet yoktur. Sıcak suda yumusayan Lucit, plâstik Şrmdilık falza araba çalıştırılmasına imkân görülmemektedir. Yedikule ile Kadıköyünde, Belçikalılara aid gaz şirketlerinin satınalma müzakereleri de, son safhaya gelmiştir. Bu iki «Alman Polis günü > münasebetile Berlinde yapılan şirket alındıktan sonra Dolmabahçedeki atlama müsabakalanndan bir görünüş Franesızlara aid gaz şirkerinin de satın At neslinin ıslahına yeryüzünün pek yediği seyi, kendisini sevkeden elin verdialınması hususunda teşebbüsata girişileçok yerinde ehemmiyet verilir. Motörlü ğini «hissederek», onunla hoş geçinmeği cektir. vasıtalann eski zamanlara nisbetle hayli gözetiyor. Bu da bir müddet böyle devam artmasına rağmen, hazarda ve seferde e ettikten sonra, sıra ata binmeğe geliyor. Bir kaçakçı yakalandı hemmiyetini kaybetmiyen ata karşı, de Süvari, artık zorluğa uğramıyor ve üçünDün, Diyarbakır trenile şehrimize vamh bir alâka beslenmektedir. Bunlar cü deneme safhası bir zaman sürünce, *.tgelen yolcular arasında Mecid isminde ; bir sinin vaziyeti şüpheli görülmüş, dan azamî istifade bakımından gözönün la süvarisi, artık ayn ayn birer varlık olmuhafaza teşkılâtı memurları tarafın de tutulan bir cihet de, kolay kolay uy maktan çıkıyor, «kül» halinde hareket dan üzerinde ve bavulunda araştırma sallaşmıyanlan binicisine alıştırmaktır. haline geçiyorlar. En serkeş at, zamanla, yapılmıştır. Mecidin palto astan altın Serkeş atlara karşı sert hareket ediierek süvarisinin fısılü halinde bir söyleda ve bavul mukavvasının iç tarafında bu suretle yola getirmeğe uğraşmak usu yişle verdiği kumandayı bile anlamaktakülliyetli ipekli kumaş bulunmuştur. lünden gittikçe vazgeçiliyor. Çünkü, hoy dır; çok defa da yapması istenılen şeyi Mecid, Adliyeye verilmiş, eşya musa ratça hareket etmenin aksi tesir husule anlaması için küçük bir işaret yetmektedere ed lerek takibata başlanmış'tır. getirdiği kanaati hasıl olmuştur ve yumu dir. şak davranarak, tatlılıkla bu neticeye Tecrübeleri yapacak olan süvarilere, cerrahıde de, ayni derecede büyük hiz varmak tercih ediliyor. evvelâ nasıl hareket edeceklerıne dair metler ifade edecektir. Lucit reflektörleriBu arada bılhassa ehemmiyet verilen dersler, konferanslar verilerek, tatbik enın alelâde reflektörlere nazaran 10 misli bir husus da, atla süvarisi arasında «rudilecek usul öğretiliyor. Bu arada «haydaha kuvvetli olduğu da ayrıca tecrübe e hî» denilebilecek bir anlaşma teminidir. van muhabbeti» nin birinci plânda yer dilmiştir. Meselâ, Mişiganda büyük bir Denemeler, bu usulün daha yerinde oltutması, severek, acıyarak terbiye etmek yol üzerinde yapılan tecrübe esnasında, duğu kanaatini edindırmiştır. icab ettiğinin unutulmaması barizleştiri böyle bir reflektöriin, yolu takriben bir Viyana atlı polisi, bu yolda yaptığı liyor. Ayni şeyler, seyislere, nalbandlara buçuk kilometre mesafeye kadar aydın tecrübelerle iki buçuk ay içerisinde en öğretildiği gibi, atın sıhhatini muhafaza lattığı, hatta sisi delerek geçtiği görülmüş huysuz atlann bile mülâyim bir hale geleiçin kendisine nasıl bakılması lâzım gel tür. bıleceklerini misallerle tespit ederek, tec diğini gerek nazarî, gerek amelî olmak Gene Amerikan icadı ve gene Du rübeleri eski mütehassıslar önünde tekrar üzere öğretmek de unutulmuyor. Diğer Pont fabrikası mamulâtından, diğer bir lamıştır. Eski mütehassıslar da, yeni usu taraftan haricden gelen ve atlarından plâstik madde daha var ki, onun adını da lün, hem de bu kadar kısa bir müddet serkeslıkleri dolayısile istifade edemedik1940 ta işiteceğiz. Şimdiden Nilon diye içerisinde bu neticeyi vermesini hayretle lerinden şikâyetçi olanlara da, pazar anılan bu madde bir nevi sun'î ipektir. karşılaşmışlar ve alâkadarlara karşı tak günleri gözleri önünde tecrübe yapılarak Fakat, şimdiye kadar malum olan sun'î dirlerini esirgememışjerdir. Vinaya polı uysallaştırmanın çaresı bildınliyor. Tec ipekten hem daha ucuz, hem daha baş sinin Pramergasse'daki binicilik mektebi rübelerin, müracaat edenlerin getirdikleri kadır. Nilonun külliyetli miktarda imali ne getirilen ve üzerlerine eğer vurulmak, kendi atları üzerinde de yapılmaıı kabiliçin kurulmakta olan fabrika 8 milyon do binmek şöyle dursun, hatta yanlarına dir. Müracaatçilerin çoğu, bu hususta lara mal olacak. yaklaşmak imkânı bulunamıyan atlar bi bilgisi kıt olan köylülerdır. Bılgisizlıkle Nılon, ipekle hiç münasebeti olmıyan le, iki buçuk ay içerisinde aslında da uslu yanlış muamelede bulunmak, hayvanlarkömür, su ve hava gibi üç unsurla yapıla atlardan farksız bir görünüşle, süvarile dan lâyıkile istifade edememeğe sebeb olcak. Dıyorlar ki, yeni sun'î ipek, halis rinin bütün istediklerini yapmışlardır. duktan başka, yavaş yavaş neslin bozulipekten de, şimdi mevcud olan sun'isin Serkeş atlara, çok güçlükle, şiddetli masını da mucib olacağından, ıslah yoden de yumuşak, ve kıvrak olacakmış. çifte atmalannı hesaba katarak eğer vu lunda gösterilen gayretin şümullü alâka Orümcekağı kadar incesinden en hanku rulduktan sonra, bunlann uzun bir yular uyandırması için çahşılıyor. lâde kadın çorablan yapılacak, biraz da la idare edilmesine başlanıyor. Yuların Polis Binicilik mektebinde yetiştirilen ha kalınmdan, yırtılmaz veya demir katı ucunu elinde sımsıkı tutan süvari, attan lığında eşya imal olunabilecek. Yani, 1015 metre uzakta olmak üzere, yerde atlann nekadar işe yaradıklarım umuma Nilon, en ince, en zarif ve en nazik kadm duruyor. Bu suretle idareye, at kendi göstermek için, muhtelif vesilelerden fayçamaşırlarında da, raket ve tenis iplerin sine yabancı bir elden gelen kuvvetin dalanılmaktadır. Polisler arasında yapıde de, balıkağmda da kullanıamağa elve sevkine alışmcıya kadar devam olunarak, lan spor müsabakalarında, böyle uysal rişli bir maddedir. ondan sonra ata çifte yemeden yaklaşı yetiştirilen atlar da müsabaka sahasında Amerika icadları, insanlann, tabiati labiliyor. Müteakıb safhada, ata yemeği yer tutmaktadır. Son zamanlarda Viyatakhd ederken, tabiatten daha iyi işler ni süvarinin kendi elile yedirmek tecrübe nada olduğu gibi Berlinde yapılan mü sinin sırasıdır. Ota karşı hemen daima sabakalarda da, polisler tam teçhizatlı yapabileceklerini gösteriyor. zâfı olan at, çok da anlayışlıdır; istahla olmak üzere mania atlamışlardır; bu maH. BlLGtÇ Kocası evvelki sene bir tütün işinde yüz bin liradan fazla kazandı. O bir... nasıl söylerler?... düşeştir, Nevzad Bey... Parlak bir partiydi. Nevzad bu bahse fazla alâka göstermedi. Kadının vapura girdiği andanberi ayakta durduğunu, hiç oturmadığını düşünerek: Belli, dedi, içinde büyük bir sıkınü var. Levy kendi söylediklerile alâkası olmıyan bu sözden birşey anlamamış gibi Nevzadın yüzüne baktı. Sonra onun, başını kitabına doğru iğip kaldırdığmı görünce müsaade istiyerek ayrıldı. Yalnız kalan Nevzad öğleye kadar yerinden hiç kımıldamadı ve kitabmı okumağa devam etti. Fakat bazı anlarda okuduğunu hiç anlamıyor, aklı Selmaya aid parça parça hayallerin davetine koşuyordu. Bu seyahatin bir iyiliği de onu Şeriften kurtarmasıydı. Selma meselesine başka birinin karışması hoş birşey değildi. Halim tecrübesi, kadm işlerinde en yakm dostlann bile ne büyük bir tehlike feşkil ettiklerini Nevzada bir kere daha ve en acı şeklile öğretmişti. Öğle yemeğinde, birinci mevki salonunda yirmi kişidfn fazla yoktu. Nevzadı Madam Leviski'le ayni masaya oturttular. Kadın gülümsiyerek Nevzadın selâmına mukabele etti. Musevi tacirler uzakta başka bir sofrada kalmışlardı. Vapur tenha olduğu için her masada birer, ikiser kişi vardı. Nevzad kadına kendini tamtmak ve onunla konuşmak için hiç bir teşebbüste bulunmak niyetinde değildi. Yeni bir maceraya hiç gönlü yoktu. Fakat, Selma kadar güzel olmamakla beraber, Lehli kadın, serbest bir kalbi uzun zaman isgal edecek hususiyetlere sahibdi: Bütün hareketlerinde eski bir terbiyeden gelme, itiyad halinde bir ahenk ve ölçü vardı. Bakışlarma kadar vücudünün bütün dı<s belirtileri derunî bir disipline kolayca itaat eJiyordu. Alnı dar ve gözleri küçük olmakla beraber tabiî plâtin renkli saçları ve mat pembe tenile ince uzun elleri hususî bir tarzda güzeldi. Chianti içiyor ve çok ağır yemek yiyordu. Yemeğin sonunda Levy onlann masalarına geldi, oturdu ve kadma dönerek, fransızca: Müsaade ediniz, madam, dedi, sîze Nevzad Beyi takdim edeyim. Dört şün onunla karşı karşıya, sabah akşam, beraber yemek yiyeceksiniz, tanışmanız iyi olurdu. Nevzad ayağa kalkrı ve kadının elini öptü. Yemek salonundan hep beraber çıktılar ve saîonda, dört kişi bir arada oturdular. Levy'nin arkadaşı da Nevzadı ve kadını biraz tanıyordu. Madam Le\iski Venedik yolile Milano'ya gideceğini söyledi. Maksadı yalnız orada Scala'nın musikisini dinlemekmiş ve İstanbulda çok canı sıhhyormuş. «Felâketten sonra» onu musikiden başka hiç birşey teselli edeTniyecekmiş. Nevzada bakarak: Biliyor musunuz? dedi, ben kocamın ölümü fikrine kendimi alıştıramıyorum. Buna hâlâ inanmıyorum. Her dakika bir köşeden çıkıverecek gibi geliyor. Babamm ölümünde bu kadar olmadı. îhtiyardı o, çok ihtiyardı. Son günlerinde de h^stalıktan çok çekmişti. Ölüm ona süblim bir istirahat gibi yakıştı. Fakat Mösyö Leviski... Bir an gözleri daldı, sonra birden kendini toplıyarak bahsi şahsî çerçevesinden cıkarmak istedi: Kocasım kaybeden bir tanıdığım var ki, inaniT mısınız, bu ölÜTnün kendisini mes'ud ettiğini söylüyor. Levy tefsir etti: L SELMA ve GOLGESİ Tefrika : 51 ı**ı'***^^^tf» Yazan : Server Bedi Nevzad düşündü, yan gözle kadına baktı ve hatırlar gibi oldu: Gözüm ısırıyor, dedi. Madam Levisky. Bir Polonezdir. Kocasile bir otomobil kazası geçirdiler. Adam öldü. Gazeteler yazdı. Tarabya yolunda. Arabayı kocası idare ediyordu. NeAzad tekrar kadına baktı ve mırıldandı: Bilmiyorum. Şimdi bu kadının yüzündeki hüznün bir seyahat değil, bütün bir hayat yalnızhğından ge'diğini anlıyordu. Musevi tekrar Nevzada iğilerek : Çok zengindir, dedi. Fakat nasıl oluyordu da kocası ölen bir kadının üstünde böyle neş'eli bir spor manto vardı? « Nevzad sordu: Kaza ne zaman oldu? Geçen sene, yazm. Demek ki matem müddeti geçmişti. Levy devam ediyordu: Yolculuk uzun mu, Nevzad Bey? Arkasına döndü. Musevi tüccarlardan biriydi. Nevzadın resmî tebessümünden cesaret alarak hemen karşısındaki koltağa oturdu. Nevzad türkçe cevab verdi: Venediğe. A. Levy fransızca sormağa devam etti: Voyage de repos? Voyage d'agrernent? Voyage de plaisir. Nevzad gene türkçe cevab verdi: Bir iş için. Levy, Nsvzadın yüzünde ilk tebessümün devam etmediğini görünce sustu. • o tarafına baktı ve deminki yalnız kaSl dınla selâmlaştı. Nevzad soracaktı, fakat kadın yakında olduğu için cesaret edemedi. Mu=evi, Nevzada iğilerek, türkçe: Bu kadını tanır mısınız? dedi. Hayır. Kocasile Tokatliyana her akşam elirdi, hiç görmediniz mi?