26 Ikincikânun 1939 SON H A Ribbentrop Varşovada Yakında Italya Hariciye Nazırı Kont Ciano da Miralay Bek'le görüşecek Varşova 25 (a.a.) Almanya Hariciye Nazırı von Ribbentrop, iki gün sürecek olan resmî bir ziyarette bulunmak üzere bugün öğleden sonra buraya gel miştir. İkamet programına göre nazır, meçhul asker abidesine bir çelenk koyacak, Reisicumhur tarafından kabul edilerek şerefine bir öğle yemeği verilecek, Hariciye Nazırı Beck, misafirin şerefine bir akşam yemeği tertip edecek ve Almanya sefa retinde bir ziyafet verilecektir. Von Ribbentrop'un maiyeti, 11 kişiden mürekkebdir. !ine yapılan ziyareti iade etmekte oldu gunu kaydettikten sonra 26 kânunusani 1934 te akdolunan Alman Polonya anlaşmasının ehemmiyeti üzerinde durarak bu anlaşma sayesinde Versay muahedesinin Avnıpa üzerine çökerttiği teneffüs edilmez havanın bertaraf edildiğini ilâve eylemektedir. Cumhur Reisimizle Celâl Bayar arasında Ankara 25 (a.a.) Sabık Başvekil İzmir meb'usu Celâl Bayar, Reisicumhur Ismet İnönüne aşağıdaki arizayı takdim etmiştir: Türkiye Reisicumhur unun uüksek huzuılanna Türkiye B. Millet Meclisi intihabının yenilenmesine Parti divanınca karar verilmiştir. Partimizin intihaba yeni ve taze bir kuvvetle çıkmasını maksada ve esasa daha uygun ve faydalı mülâhaza ettım. Bu imkânı zatı devletlerine vermiş olmak için Başvekâletten istifamı arz ve takdim ediyorum. Yüksek teveccühlerinin devamını sonsuz hürmet ve tazimlerimle istirham ederim. İzmir meb'usu C. Bauar Reisicumhur Ismet Inönü, şu cevabla mukabelede bulunmuşlardır: Celâl Bayar Izmir meb'usu B. M. Meclisi intihabının yenilenmesi ihtimali üzerine vuku bulan istifanız kabul olunmuştur. îktidar mevkiinde geçen hizmet zamanınızı takdirlc yadederek size ve arkadaşlarınıza halis teşekkürlcrimi ifade etmek isterim. Siyasî tarihimizin çetin bir devresini yüksek meziyetlerinizle iyi idare etmenizi, milletimiz daima teşekkÜT ve takdir duygularile hatırlıyacaktır. Hükumetin teşkiline îstanbul meb'usu doktor Refik Saydam memur edilmiştir. Reisicumhur Ismet Inönü Meseleler Falih Rıfkının ihtidası Yazan ; PEYAM1 SAFA hücum eden makaleler de neşrettiniz! Hatta bugün Hüseyin Cahıdın de, onun gibi düşünenlerın de bir ağızdan tenkıd ettikleri çetrefil türkçeli tnekteb kitablarını yazanlardan biri de siz değil misi niz? Simdi bütün o ıddıaların bir tecrübe olduğunu sövlemek istiyorsunuz. Geçende «Akşam» gazetesinin de sorduğu gibi «çocukların kafası tecrübe tahtası mı dır?» Bundan başka, o tarihte, bu tecrübenin muvaffak olamıyacağını iddia etmıs olanlara karşı, muvaffak olacağına inanmış olanların bugünkü vaziyetleri, lisan bahsinde yüksek sesle konuşmak mıdır? Yoksa, oldukça zor bir itirafm boş kalan verini telâfi edecek kibar bir sükut mu? Falih Rıfkı Atay, son yazısında, bana karşı vaktile çetrefil türkçeyi müdafaa etmiş olduğunu hiç hatırlamamazlıktan gelerek 1935 tarihli bir yazısında şu üç kaideyi ortaya koymuş olduğunu vazıyor ve böylece, dört senedenberi fikirlerinde bir değişiklik o'madığını söylemek isti yor. Uç kaide su: 1. Yeni kelımelerimizi Uğuz sesine (?) göre ölçeceğiz. 2. Hiç olmazsa 50 yıllık dil evriminin bizi nereye doğru götürmekte olduğunu düşüneceğız. 3. Artık batı kültürünün çerçevesi içinde olduğumuzu unutmıyacağız. Şu üç maddenin hazin sarahatsizliğine mukabil, Falih Rıfkı Atayın çetrefil türkçeyi açıkça müdafaa eden ve onu bir tecrübe olarak değil, ebedî lisan prensipleri olarak ortaya süren yazıları vardır. Bunun örnekleri kendı yazdığı ve geçen seneye kadar okutulan mahud okuma kitablarında pek boldur. Kendi nezareti altında kurulan «Ulus» gazetsinin ikinci sahifesinde bugün hâlâ göze batan o soysuz «yankılar» kelimesi nedir? Acaba Falih Rıfkı Atay, bugün Hüseyin Cahid Yalçınla bir ağızdan istikrar is terken bu «yankılar» ucubesim'n güzel türkçede karar kılmasında da onunla mutabık mıdır? İHEM NALINA MIH1NA Şarka mı, garba mı ? 1 Leh gazetelerinin mütaleast Maarif Vekâletine gelir gelmez, Hasan Ali Yücelin ilk işi, «Kültür Bakanlığı» tabirine arka kapıyı göstermek oldu. Bu kararı alkışlıyan ve türkçede istikrar arayan ilk yazının altında, iddia edildiği gibi, Falih Rıfkı Atay değil, İbr ahim Alâeddın Gövsa ımzası vardı. İbrahim Alâeddin Gövsa, «Bakanlıktan Vekâlete» serlevhasını taşıyan bu yazısında, türkçenin kursağına birer kayış gibi oturan «bakan, acun ilâh...» gibi zibidi kelimelerden şikâyet ediyor, lisanda istikrarın ve itidalin irtica demek olamıyacağını yazıyordu. Diğer muharrirlerimiz ve bu arada Falih Rıfkı Atayımız da bahse kanştılar. Bir de baktık ki vaktile bizim gibi düşünenlere ve doğrudan doğruya bana karşı «bakan, işyar, görü» gibi talihsiz kelimcleri müdafaa eden ayni Falih Rıfkı Atay, şimdi kalkmış, diyor ki: «Ne ölmüş olanı diriltebiliriz; ne de lüzumu olmıyana hayat verebiliriz. Köye kadar giden «müdün> kelimesinden kurtulmak için neden boş yere emek verelim? Yahud herhangi bir lehçedeki herhangi bir meçhul söze revac vermeğe neden çalışalım?» Bek'in temaslart Varşova 25 (a.a.) Alman Hariciye Nazırı Von Ribbentrop'un muvasalatı arifesinde, Polonya Hariciye Nazırı Bek, İtalya ve Japonya büyük elçilerini kabul ederek uzun bir mülâkatta bulun mustur. Varşova 25 (a.a.) Polonya matbuatı Almanya Hariciye Nazırı Von Ribbentrop'un Varşova ziyaretini büyük bir memnuniyetle karşılamaktadır: Gazeteler 1934 anlaşmasmm yıldönümüne tesadüf eden bu ziyaretin mezkur anlaşmayı mülhem olan siyasetin devam edeceğine bir delil addeylemekte ve Polonya milletinin iki memleket arasındaki iyi komşuluk münasebetlerinin muhafa za?ma azmetmiş bulunduğunu ilâve eylemektedir. Alman gazetelerinin neşriyatı Kont Ciano da Varşivaya gidiyor Londra 25 (Hususî) Romadan Berlin 25 (a.a.) Von Ribbentrop'un Varşova seyahatini mevzuu bah bildirildiğine göre, Hariciye Nazırı Kont seden Voelkischer Beobachter, Alman Ciano yakında Almanyadan geçerek Haricive Nazırmm Beck tarafından Ber Varşovaya gidecektir. Şilide şiddetli bir zelzele oldu Zelzele neticesinde iki bin kişi öldü Santiago «Şili» 25 (a.a.) Evvelki gece vuku bulan bir zelzele neticesinde birçok binalar yıkılmıştır. 10 ölü ve 20 yaralı vardır. Santiago Şili 25 (a.a.) Oldukça şiddetli bir zelzelede Victoria ve Curico şehirlerinde birçok ev yıkılmış ve gene birçok kişi ölmüş veya yaralanmıştır. Zelzele Talca'da da hissedilmiştir. Orada da birçok hasar ve ölü vardır. Hapisane binası tamamile yıkılmıştır. Şilide zelzeleye ş Londra 25 (a.a.) Santiago de Şiliden bildirildiğine göre zelzeleden 2000 kisi ölmüştür. Lehistan ve Avrupa işleri Kolonel Bek mühim beyanatta bulundu Varşova 25 (a.a.) Hariciye Nazırı Beck, Daily Telegraph gazetesinin mu habirini kabul etmiştir. Meslekî olan as kerliğin bir devlet adamı sıfatile faalıyeti üzerinde ne derece tesir ettiğini soran muhabire Beck, harb tecrübesinin herkes için kıymetli olduğu cevabını vermiş ve demıştir ki: « Ben şahsan askerî nizamlar üzerine müesses.bir hattı hareket intihab ettim. Herşeyden evvel vaziyeti mütalea etmek, ondan sonra seri bir karar vermek ve bu karan tatbik ederken değiştirme mek lâzımdır.» r M x t ^ Polonya haricî siyasetinin esas pren siplerinin neden ibaret olduğu sualine Beck, şu cevabı vermiştir: « Bu siyasetin esas prensipi, komşularımızla iyi geçinmektir. Bunun için Polonya hükumeti Almanya ve Sovyetler Birliğile münasebetlerine büyük bir e hemmiyet atfetmektedir. Siyasetimizin diğer bir prensipi de Polonyanın Romanya ve Fransa ile akdettiği ittifaklara sadakatle riayet etmektir. Nihayet üçüncü prensipimiz de Polonyayı alâkadar eden bir mesele hakkında karar verilirken Polonyanın mütaleasının alınmamasına mâni olmaktır. Polonyanın bir meseleye karşı gösterdiği alâkanm derecesi ekseri ya bu mesele ile Polonya hududları arasındaki mesafeye göre ölçülür.» Tramvay şirketi satın alınma müzakereleri Ankara 25 (Telefonla) İstanbul Tramvay şirketinin satm alınması hakkında Nafıa Vekâleti mümessillerile şirket murahhaslan arasmda müzakerelere bugün de devam edildi. Şirketin mevcud tesisatı üzerinde yapılmakta olan tetkikler son safhalarına yaklaşmıştır. Son kararların pek yakında alınabileceği tahmin edilmektedir. Hatayda Halkevleri açıldı Antakya 25 (a.a.) Hatayın bellibaşlı merkezleri olan Antakya, İskenderun, Kırıkhan, Reyhaniye, Ordu ve Beylânda Halkevleri açılmıştır. Yeni Hal kevleri derhal faaliyete geçmişlerdir. Antakya Halkevi dokuz kol teşkil etmiştir. İskenderun Halkevi şimdilik altı kol İstikbale aid umumî tahminler ve Po olarak çalışmaktadır. Diğer evler de malonyanın iki büyük komşusu arasmda hallî ihtiyacları karşılıyacak şekilde teşkil muvazeneyi temin imkânları hakkında edümiştir. Mısırda kaçakçılık yapan sa Beck, şöyle demiştir: hil muhafızları yakalandı İskenderiye 25 (a.a.) Polis, geniş bir uyuşturucu maddeler kaçakçı şebe kesini meydana çıkarmıştır. Bu kaçakçı lıkta sahil muhafızları da methaldardır. Sahil muhafızlarından iki subayla 45 asker tevkif olunmuştur. Rayiştag toplanıyor Berlin 25 (a.a.) Rayiştag 30 kânunusani pazartesi günü saat 20 de içtiYahudi meselesi için yeni maa davet edilmiştir. Südet meb'uslan müzakereler ilk defa olarak içtimada hazır buluna Varşova 25 (a.a.) Yahudi istimar caklardır. Ruznamede Hitler'in bir nufkomitesinin bir murahhas heyeti, Londraku vardır. ya hareket etmiştir. Heyet, yahudi muha80 bin kişinin tezahüratı cereti i'inde müşterek bir tarzı hareket taNevyork 25 (a.a.) 80 bin teza kib edilmesi için yahudi ve ecnebi teşekhüratçı bugün akşama doğru sokaklar küllerile temas edecektir. Bu meselede dan geçerek «İspanyaya silâh ambargo bilhassa Polonya yahud^erile Almanyasunu kaldırınız.» diye bağırmışlardır. dan Polonyaya gelen mültecilerin ihti Bunlar Vashington salâhiyetli mahfille yaclan gözönünde tutulacaktır. rine hitaben yazılmış bir istidayı gelip geHeyet, yahudilerin çok miktarda ve çenlere imza ettirmeğe çalışmışlardır. serbestçe Filistine hicret edebilmelerini de Kuvvetli bir polis teşkilâtı nizamı mu istiyecektir. hafaza etmiş ve hiçbir hâdise kaydedil Almanyadaki Yahudi müesseseleri memiştir. Berlin 25 (a.a.) Alman Ajansı Japon tayyarelerinin bildiriyor: Yahudi perakende ticaretinin bombardımanı tasfiyesi ve arileştirilmesi işi bu ayın ba Çungkin 25 (a.a.) Central Nevs a şında hemen hemen ikmal edilmiş bulunujansı bildiriyor: yordu. 1938 ağustosunda yekunu 3750 16 Japon tayyaresi Honanda mühim olarak kaydedilmiş olan yahudi müessebir şehir olan Loyangı bombardıman et sesinden 1200 ü arileşmeye müsaid tanmrrrstir. Şimdive kadar tespit edilen ölü mıştır. Bu müesseselerden yalnız 700 ü adedi 50 dir. Japon tayyareleri, üzerinde bayrak çekili olmasma raŞmen îs halis kan Almanların elindedir. 3050 pevec misyonunun binasına da bomba at rakendeci müessese faaliyetini tatil etmiştir. mıştır. « Ben bedbin değilim. Vazifemiz yapıcı bir mesai için elzem olan sulhu idame etmektir. Polonyanın Sovyetler Birliği ve Almanya arasında muvazeneyi temin etmesi tabiidir. Bu şekilde hareketimiz bu iki komşumuzdan birinin aleyhine müteveccih tecavüzkârane plânlara müstenid her türlü teşriki mesaiden uzak durmak hususundaki umumî kanaatimizin bir netice?îdır.» Ayni Falih Rıfkı Atay, 1935 senesınde «görü» kelimesinin Uğuz desta nından alındığını ve «manzara» yerine yaşıyacağını iddia etmişti; şimdi ölmüş olanı diriltemiyeceğimizi söylüyor. Ayni Falih Rıfkı Atay «memun> kelimesine karşı mahud «işyar» kelimesini müdafaa etmişti; şimdi köye kadar giden «mü dür» kelimesinden kurtulmak için boş yere emek vernvemizin doğru olmadığını yazıyor. «Memur» kelimesi de köye kadar giden sözlerden değil miydi? Ben bunu geçen gün bir fıkramda yazdvm ve \Baştarafi 1 inci snhtfedel başkanlığında teşekkül eden tcra Ve ırruhterem meslekdaşın vereceği cevabı killeri Heyetini gösteren listenin ilişik merakla bekledim. olarak sunulduğunu saygılanmla arzeDoğrusunu söyleyim: Cevab vere derinı. miyeceğini biliyordum. Nitekim, cevab Reisicumhur İSMET İNÖNÜ olmağa çalışan ve cevab olmaktan pek Başvekil: İstanbul meb'usu doktor uzak son yazısında, bu arkadaş, benim fıkramdan tek kelime ile bahsetmiyor; Refik Saydam. Adliye Vekili: Konya meb'usu Fikret yalnız irtica değil, istikrar dediğini ha Sılay. ber vererek îstanbul muharrirlerinin Millî Müdafaa Vekili: Bursa meb'usu kendisini anlamadıklarını ve bu noktada General Naci Tınaz. yalnız Hüseyin Cahidle mutabık kaldıDahiliye Vekili: Tekirdağ meb'usu ğmı yazıyor. Faik Öztrak. Hüseyin Cahid Yalçının ta 1932 Dil Haricive Vekili: îzmir meb'usu Şükrü kurultayındaki sözlerinden en son yazıSafacoğlu. larına kadar lisan bahsinde nasıl düşünMaliye Vekili: Elâzığ meb'usu Fuad düğünü, ne söylediğıni ve ne yazdığını Ağrah. hep biliriz. Hüseyin Cahid için istik Nafıa Vekili: Afyon meb'usu Ali Çe rar itidalden ayrılmaz. Bunu ilk Dil tinkaya. kurultayında nekadar yüksek sesle söyMaarif Vekili: İzmîr meb'usu Hasan lediğini hepimiz hatırlıyoruz. Şu zamaÂli Yücel. neye bakmız ki daha düne kadar makatktısad Vekili: îzmir meb'usu Hüsnü lelerinin üstüne «başbetke» ucubesini Çakır. konduran Falih Rıfkı Atay da, meğer Sıhhat ve İçtimaî Muavenet Vekili: Hüseyin Cahid Yalçm gibi düşünüyorDoktor Hulusi Alataş. muş da bizim hiç mi hiç haberimiz yokGümrük ve İnhisarlar Vekili: İstan muş! bul meb'usu Ali Rana Tarhan. Pek güzel, değerli ve sevgili Falih Ziraat Vekili: Muhlis Erkmen. Rıfkı Atay, yedi senedenberidir bütün o B. M. Meclisi yarın saat 15 te tekrar lisan aykırılıklarına taraftar değildiniz toplanacaktır. de niçin 1932 denberi açılan Dil kurulRefik Saydam Başvekâlette taylarının hiçbirinde ortaya çıkıp tek Ankara, 25 (Telefonla) Başvekil kelime söylemediniz? Hüseyin Cahid doktor Refik Saydam bu akşam saat Yalçına acıkça hak veren bir tek yazınız 19.5 ta Basvekâlete gelerek bir müddet var mıdır? Niçin doğruyu haykıran ve meşgul oldu. yapayalnız kalan bu hocanızı yedi sene, hiç müdafaa etmediniz de bugün onunla Balkan Antantı kopseyi mutabık olduğunuzu yazıyoreunuz? Bi'îtoplantısı kis, siz bu vedi sene icinde Hüseyin Atina 25 (Hususî) Şubatın on al Cahıd gibi ve benım gibi düsünenlerç tıncı per?embe günü Bükreşte toplanacak olan Balkan Antantı devletleri konseyinde Başvekil ve Haricive Nazırt General Metaksasın Yunanistanı temsil ede^pöi tebliğ edilmi^tir. Yugoslavva Basvekili Stovadinoviçin Bükreşte toplanacak Balkan devletleri Haricive Nazırları korferansında Rumen Haricive Nazırile temasa gelerek. Macaristanla Romanva arasırdaki müna^aalı meselelerin halli icin tavassutta Tramvay kumpanyası, bugünlerde, bulunacağı da, bild'ril'vor. büyük bir asabiyet ve heyecan içindedir. ransa ile îtalya arasındaki gerginlik devam edip giderken Fransızların en çok düşündükleri şey, Almanyanın şarka mı, garba mı teveccüh edeceğidir. Avrupanın bugünkü vaziyetınde, Almanyanın sakin ve lâkayd kalacağı kabul edilemez. Hitler, ya aşrkta Sovyet Rusyaya karşı veya garbda Fransa ve îngiltereye karşı birşeyler yapmağa kalkışacaktır. Almanya, 1938 martında Avusturyayı ilhak ettikten ve ayni yılın birinciteşrininde de ÇekoSlovakyanın kolunu kanadını kırdıktan sonra, fevkalâde kuvvetlenmiştir. Alman ordi'ı, bugün, geçen sene bu tarihtekinden en az 10 fırka daha kuvvetlidir. Eski Avusturya ordusu silâh ve teçhizatının, talim ve terbiye sisteminin ayrı olmasına rağmen, sür'atle Almanlaştırılmış ve Viyanada 1 7 nci, Salzburg'da 18 inci kolordular teşkil edilmiştir. Südet ara7:<i işgal edildikten sonra, buradaki gencler, hemen silâh altına davet edildiği gibi, Karlsbad'da bir 46 ncı fırka teşkil edilerek merkezi Nuremberg'de bulunan. 13 üncü Alman kolordusuna bağlanmi|tır. Celâl Bayar kabinesi dün istifasını verdi Bugün Almanyanın muvazzaf ordusu, 18 kolordudur. Bu kolordularda 39 piyade fırkası, 3 dağ tümeni, 4 hafif fırka, 5 7'rhlı tümen olmak üzere 51 fırka ve 1 süvari tugayı vardır. Ordunun mevcudii 1.700.000 kişi tahmin edilmektedir. Bu kuvvetler, beş ordu kumandanlığına taksim edilmiştir. 1935 bahannda ise, mecburî askerlik tekrar kabul edildiği zaman, 36 tümenden mürekkeb 12 kolordu teşkili kararlaşhrılmıştı. 4 sene içinde Almanyanın hazari ordusu, 6 kolordu ve 15 fırka artmıştır. 1938 senesinde bir taraftan hazarî teşkilât büyürken diğer taraftan da ihtiyat ve Landwehr sınıflanna mensub yüz binlerce asker, talim ve terbiye kin silâh altma almmış, aralarında Büyük Harbe iştirak eden muhariblerin de bulunduğu bu askerlerle hususî kıt'alar teşkil edilmiştir. Bu kıt'alar, umumî Ne gezer! Bu, zeki Falih Rıfkı Ata seferberlik yapılınca, 1914 te olduğu giyın yeni polıtika^ıdır. Yoksa, muhterem bi, hatta daha fazla miktarda ihtiyat fır«Yankılar» hâmisi de pek iyi bilir ki kalar ve ko'ordular teşkil edeceklerdir. Kara ordusundaki bu 15 fırkalık artış, Hüseyin Cahid Yalçının istikrardan kasdettiği mana, «yeni kelimelerimizi Uğuz hava ve deniz ordularında da görülmüşsesine göre ölçerek» değişmez hüviyetle tür. Almanya, 1914 te bile bu kadar rini tayin etmek değildir. Hüseyin Cahid kuvvetli değildi. Hitler, elindeki kuvveti Yalçın için de, bir lisanın tekâmül pren bildiği gibi Fransa ile îngilterenin harb=inlerini bilenler için de, Falih Rıfkının den nekadar korktuklarını geçen eylul «Uğuz sesi» tabir ettiği şeyin «ölmüş deki Çekoslovakya tecrübesile de biliyor. olanı diriltmeğe çalışmaktan başka» hiç Fazla olarak îngiliz ve Fransız Başvebir manası yoktur. Hatta bu kadarı bile killeri de her nutuklarmda, harbden neo acayıb Uğuz sesine bir mana ihsan et kadar çekindiklerini söyliyerek onun cemek olur! saretini artırıyorlar. Daha geçen hafta Hayır! Falih Rıfkıya ve her sevdiği Fransız Basvekili, radikal sosyalist parmiz değerli Türk muharririne yakışan tisinin icra komitesinde, «Geçen eylul de şey, bugün, istikrar ve itidal bahsinde Fransayı harbe sokmanın caniyane bir Hüseyin Cahidin de, baskalarının da, be hareket olacağını, çünkü, Fransız kuvnim de senelerdenberi bin kere yazıp vetlerinin göze aldırılacak tehlikenin icab sÖylediğimiz şeyleri yeni ve şahsî bir bu ettirdiği maddî kuvvetten mahrum olduluş gibi ortaya sürmek değil, hakikati söy ğunu» söylemek ihtiyatsızlığında bulunlemektir ve hak'kat de şudur: Belki Fa muştur. Almanya, o vakittenberi geçen lih Rıfkı da istikrar ve itidal taraftarları dört ay içinde, Fransanın, büsbütün kengibi düşünüvor, fak?t bunu bizim kadar di aleyhine dönmüş olan askerî ve sevkulaçık yazımak şöyle d'rsıın, isine elverirse ceysî muvazeneyi düzeltebilecek dpreceonlara, hücum etmeğe kadar varıyordu. de, kuvvetlenmediğini bilmez değildir. Şimdi biz, ancak bu haksi7İ'£ını itiraf Hitler, bu müstesna vaziyetten elbette etmesi şartile, ona, Hüseyin Cahid Yal istifade etmek istiyecek; Alman ordusu, ; nnla beraber tji"T^<»^e başlamak şere yakında geçen eylulde olduğu gibi bir fini çok görmiyebilinV.! manevra yapmak bahanesile toplanacakPEYAMt SAFA tır. Yeni manevra, şarkta mı, garbda mı yapılacaktır? İşte mesele buradadır. Garbda olursa, Hitler İtalyanın emellerini de tervic ederek Fransadan ve belki de İngiltereden yeni fedakârlıklar istiyecektir. Şarkta olursa, Almanyanın emri altında bir Ukrayna yaratmak gayesini güdecektir. Şimdilik Almanya, Lehistanla, îtalya da Yugoslavya ile anlaşarak müşterek yeni manevranın siyasî cephesini kuvvetlendiriyorlar. İki cephede birden 142 » » Şişhanede, harbetmek mecburiyetinde kalmamak için » » Sipahiocağmda, 169 'edbirler ahyorlar. Siyasî ve askerî hazır» » Fatihte, 191 hklar bittikten. Franko ordusu Fransız » » Eminönünde, 193 İspanyol hududunu tamamile tuttuktan » » Parmakkapıda, 195 «onra yapılacağı muhakkak olan hareket » » Nişantaşında, 249 sarka mı, garba mı teveccüh edecek? Bu » » Ortaköyde, 205 ^uale HiHer'le Mussolini'den başka kim» » Bahçekapıda. Arabaları ve gözleri boyayorlar se kat'î ve doğru cevab veremez. Bozulan tramvaylar Tramvay Kumpanyası, memurlarına hiç kimseye malumat vermemelerini emretti! Trakyada ziraî Edirne (Husu4) Ziraat Vekâleti tarafından Trakyaya gönderilen selektörlere köVli'İPr eereken binaları yaptırmış VP m?k;nPİeri krrarak cal^tırmıslardır. Bir mevsimde bir buçuK iki milyon k'lo tohum temizliyen ve i^i makinistle hâlâ cal'«an verler vard"\ Önümüzdeki «ene selektörlerin sayısı 75 i buUcaktır. «M^ro» kalbur makineleri ise 400 ü geçmi«tir. A&arlandirma isi TrskyaTiın en üeri bir h''keti olrmi'tur. Uzunkönrü, Kesan, Ma^kara. Meric. Ipsala, Lülebur»az, GeÜbolu, Babae=ki ve diqer kazaları n mv'tlalc surette f'danlikları vardır. Rımlar 10 dekarla 100 dekar arasındad'r. Heofinin basında 7İraat rpuallimleri ve Fdirne 7 ' ^ a t mekteb ve kursundan r "<"'i,n O 1 a n «Tarımbası» lar bulunmaktadır. Vize, Sarav, E 7 ine, Biga, Bayramiç de ayni tarzda ve ayni hararetle çalışmaktadır. Onun için, dün hareket kısmının bütün memurlarına ve müstahdemlerine her kim olursa olsun, hiç kimseye, hiçbir meseleyp dair kat'iyyen birşey söylememeleri hakkında bir tamim neşretmiştir. Bu «her kim olursa olsun» kaydında acaba, Nafıa Vekâletinin ve îstanbul Belediyesinin tramvay işlerini kontrola memur komiserTramvay kumpanyası, Şişli deposu leri de dahil midir? Bu nokta merak edilâmınne gızlı bir emir vererek .depodaki am""e değer. raba'arı boyayıp boyayıp servise çıkarmaFakat, biz kumpanyanın bu kat'î emri Mnı emretmiştir. Bu boyacılıktan maksad, ne rağmen, bazı şeyler öğrenmeğe mu arabaları umumî tamır görmüş gibi gösvaffak olduk. Onları sırasile yazıyoruz: termek için, göz boyamaktan ibarettir. Bozulan tramvaylar Hakikatte Şişli deposunda umumî rövisDün ve evvelki gün gene bir sürü yon yapmak için dört yer vardır ve umutramvay arabası bozulmuştur. Muhtelif mî tamirler de asgari on beş gün sürer. arızalar gösteren bu 14 arabanın numara Demek ki on beş günde azamî dört araba tamir edilebilir. lan ve bozuldukları yerler şunlardır: Halkın ve Nafıa Vekâletinin istediği 8 numaralı motris Etyemezde, arabaların boyası ve cilâsı değil, ciddî 20 » » Hasekide, surette tamiridir. 30 » » Aksarayda, Diinkü içtima 32 » » Çapada, 91 » » Taksimde, Dün, Tramvay kumpanyasının îstan 107 » » Bahçekapıda, buldaki Umumî müdürü Kindorf, muavi ni Blanşar, müşavirleri Lazyan ve kumpanyanın hususî kasasınm hesabatını tutan Emirziyan, bütün dosyaları toplıya rak, geç vakte kadar meşgul olmuşlardır. Gayet gizli tutulan bu toplantıda, memurin ve müstahdemin ihtiyat ve muavenet sandığındaki altınlar meselesi mevzuu bahsolmı ur. Tünel Şirketinin vergi borcları Tünel şirketinin biri 90,000, diğeri 26 bin liralık iki vergi borcu olduğunu ve tahakkuk ettiği halde, şimdive kadar ödenmiyen bu paraların da istenildiğini haber aldık.