12 tkincikânun 1939 Akrabalık Mcşhur raımar J«rar Dümentiyen'in biricik kızı olan Kristiyan babasınm ser •etinden başka bir vasıta ile ortaya çıkmayı düşünüyordu. Edebiyat Fakültesindea diplomaliydi, yirmi yaşma basmıştı, müziğe, b'yatroya, ilmî keşifl«re çok alâka gösteriyordu. Muganniye, sinema artisri, tayyareci olarak şöhret bulmasma babasının ismi mânidi; genc b z buna bayağı escf ediyordu. Jerar Diimentiyen duldu ve kızma bayıhyordu. îşi icabı otoriter ve sognk olduğu halde, Kristiyan'la tatlı sohbetlere dalmaktan, ona güzel hikâyeler, fıkralar anlatmaktan büyiik bir zevk duyardı. Bir akşam, başbaşa ycmek yerlerken: Sana tuhaf bir şey anlatayım tızrm, dedi. Bizimle beraber ayni ismi taşıyan birisi var. Adı Oktav Diimentiyen. Bana yazdığı bir mekrubda yirmi beş yaşmda olduğunu, Lyon'da doğdugunu, hiç akrabası olmadığını, aramızda bir akrabalık tahmm ettiğini bildiriyor. Halbuki hata ediyor. Bizim aileden «enien ve beiKİen başka kimse yok. Bunu gencliğimde yaphğım araştırmalara istinaden söylüyorum. Bu delikanh, aynca, ticaret ile mesgul olduğunu, benden maddî yardımda bulunmak istemedigim, yalnız kendisinc bir miilâkat lutfetmemi yazıyor. Tabiî istediğile kalacak. Mademki müspet olarak ber*den bir şey istemiyor, onunla görüşüp ne yapacağım? Sükut etmek daha iyidir. Hem bir red cevabile olsun, tanımadık kimselerle münasebete girismek dogru değildir. Fakat, çocukça bir tecessüsle riarekete gelen Kristiyan, gülerek bağırdı: Mösyö Oktav'ı görmek benî eglendirir babaağım. Çağınn onu buraya. Siz hiç rahatsız olmazsmız, onu ben kabul eden'm. Herhalde bize anlatacak şeyleri vardır. Biliyor musımuz babacığim, onu bir roman kahramanı gibi tasavvur ediyorum. E,h... Sonra ne olacak? Sonra mı? Hiç... Bir romani bitirdikten sonra gibi... Ona ailemizin şeceresini gösteririm ve aramızda hiçbir akrabalık olmadığını söylerim. Peki, eglence bımun neresinde f Neyse, mademki bu kadar istiyorsun, olsun. Yann sabah onu kabul edelim. * * * Oktav Dümentiyen, salon adamı olmadığı acemî ve mahcub hareketlerînden belli olan, alelâde giyinmiş iri yar: bir d°likanlıydı. Yüzü oldukça sevimliydi, orta derecede zeki görünüyordu. Hususî hir kabiliyeti olup olmadığını birdenbire ke l "rnek mümkün değildi. Salona girdiği zaman, Jerar Diimentiyen kızına, bu adamla tanışmanın lü7nm|5uz ve eŞlencesiz olduğunu soyliyen bir TÖZ ısareti yapti. Konu'sma uziın sünnedi. Muhatablannın reddi karşısında Oktav, zannettigi akrabalığm hiçbir maddî vesikaya dayanmadigim itiraf etti. Öylevse mülâkati uzatmakta ne mana vardı? Jerar Dümentiyen artık konuşacak bir şey kalmadıgını hatırlatmak için ayaga kalktı. Kristiyan ise, babasınm kaba hareketini biraz örtmek îçin, daha kibar davrandı ve yerinden kımıldamadı. Fakat Oktav, seîâm verip çıkacagma, tekrar söze başlıyarak şu itirazda bulundu: Evlenmek Gzereyîm. Evlenecegim kızm anası, babası cok iddialıdırlar. Ken L6on Frapie'den dimi onlara takdim ettiğim zaman, sizinle bir akrabalığım olup olmadığını o kadar âşikâr bir memnuniyetle sordular ki menfi cevab veremedim. Nikâh günü de tayin edilmiş bulunuyor. Jerar Dünmentiyen, tekrar yerine oturdu ve biraz müstehziyane: Bu tuJıaf, dedi. Beni diiğüne davet etmeğe mi geldiniz? Oktav'm müşkül vaziyetini gören Kristiyan dedi ki: Anlattığmıza gore, müstakbeî kayinpederiniz ve kayinvalideniz, kızmak için son derece garib tabiatli kimseler olmalılar. Nişanlınızm size karşı hissiyab herhalde bizimle akraba olmamanız keyfiyetile değişmez. Onlara yanıldığınızı samimiyetle, açıkça söyliyemez misiniz? Oktav'm teessürü artmışh. Evlenmemizin başlangıcında böyle nahoş bir hâdisenin istikbalimizi tehlikeye koyacagından korkuyorum. Jerar Dümentiyen tekrar ayaga kalktı. Sadede gelelim... Benden ne umuyordunuz? Bend«n ne istemegi düşünüyordunuz? Nikâh günü kilisede kısa bir müddet görünmenizi isterdim. Maamafih oraya kadar zahmet etmenize de lüzum yoktur, seyahatte olduğunuzu haber vermeği ve bir dem«t çiçek göndermeği tabiî sizin tarafınızdan düşündüm. Bunu yapmadan cvvel sizi haberdar etmek, müsaadenizi almak istedim. Oktav, acınacak bir vaziyetteydi. Yalvarıyordu. Kristiyan gülümsem«ğe çalışıyordu. Jerar Dümentiyen: Kızım siz« cevab verir, diyerek birdenbire salondan çıktı. Kristiyan, nikâh gÜTiünü not ettiğini söylemekle iktifa etti. * * * Ertesi gün, Kristiyan, babasile başbaşa ikcn, mevzuu bir gün evvelki hâdiseye intikal ettirerek: Dinle, beni, baba, dedi. Evlenecek genclerin önünde bütün bir istikbal var. Bazan en ehemmiyetsiz görünen bir şey bu istikbal üzerinde umulmadık vahim tesirler yapabilir. Onlann saadet şansını tasdik etmek, bu şan«ı çoğaltmak kadar güzel bir fiil var mı? Bir demet çiçek göndermek fena olmaz, bunu memnuniyetle yapabiliriz. Fakat düğünde benim bir kuzin olarak bulunmam daha âlicenab, daha insanî bir hareket olmaz mı ? Biraz durduktan sonra, Kristiyan müdafaasına devam etmege mecbur oldu. zira hareketsiz duran babası, bir iş teklifi karşısında imiş gibi susuyordu. Dündenberi düşündüm. Kendi imkânlanmla ortaya çıkmağı ötedenberi düşünür dururum. Bu delikanlıya bu küçük hizmette bulunmak izzeti nefsimi okşayan bir hareket olacaktır. Ba^: kimselerle alâkadar olmak, bazı felâketlere iştirak etmek bütün insanlar arasmdaki akrabahğı tanımak demek değil midir? Binaenaleyh, Oktav'm düğününde bir kuzin olarak bulunmak ve delikanlıyı sevindirmek için müsaadenizi rica edeceğim. Müsaade var, değil mi babacıgim? Bu sözleri söylerken Kristiyan babasına sokuluyordu. Fakat Mösyö Jerar Dümentiyen geri çekildi: Olmaz. Sonra, daha şiddetle ilâve etti: Ben de seninle beraber gelectğim. Çeviren: İstanbul Milli Sanayi Birlığinden: Nizamnamemizin 12 nci maddesine göre 27/1 ^939 cuma günu saat 15 te Birlik merkezinde âdiyen yapılacak heyeti umumiye toplantısma sayın azanın teşriflerini dileriz. 1 Senelik m«sai raponı. 2 Senelik h u a b raponı. 3 Nizamnamenin bazı ahkâmında 3512 aayılı kanuna göre yapılacak tadllât. Sanayi Birliğinin umumî heyet toplantısı RADYO Loretta Young'un şikâyeferi Artist, sinemadaki muvaffakiyetlerine rağmen hayatmda daimî bir boşluk olduğunu söylüyor Holivud'dan yazıl'yor: Annabella ve Tyron« Power ile birlikte «Süveyş kanalı» filmini çevirdikten sonra Kaliforniya sahillerinden birinde ki villâsmda istirahatc çekilen Loretta Young'u ziyaret etmek istedim. Uzun bir otomobil yolculuğundan sonra güzel bir bahçeden içeri girdim. Genc artist bpkı bir mektebli kız gibi giyinmiş, kanapelerden birinin üstünde kitab okuyordu. Siyah ipekli bir elbi&e, kol kapaklarında ve yakasmda beyaz pike parçalar onu bir kat daha güzelleştirmişti. Kum ral saçlan esen hafif rüzgâra tâbi olarak hür ve scrbest arkaya doğru uçuşuyor lardı. Mis Young, dedim, son zaman larda galiba çok yoruldunuz? Hafifçe güldii: Evet, d«di, «Süveyş kanalı» fıl minde deruhde €ttiğim rol çok ağırdı. Dünyaca meşhur şahsiyetleri temsil et mek muhakkak ki çok müşkül bir mesele.. Hele o jahsiyet bir kraliçe olursa.. Onun için ben beyaz perdede hakikî hüviyetime daha yakın şahsiyetleri yaşat mayı tercih ederim.. Bu şekilde insan şöhret ve kabiliyetini pek az tehlikeye koymuş olur. Fakat sin«madan başka bir mevzua dair konuşsak daha iyi ol maz mı? Demek sinemadan bu kadar bıktınız! Zarif başını salladı: Hayır, diye c«vab verdi, bıkma dım amma, on iki sene çalışmak da az şey değil.. Artistliğe tam on üç yaşında başladım. Fakat size açıkça bir itirafta bulunayım mı? Bir kadın için sade bir meslekte muvaffak olmak kifayet etmi yor, bu iş hayatmı doldurmuyor. §imdiye kadar yalnız meslegimi düşünerek ve ömrümü ona vakfederek yaşadım. Heyhat.. Son zamanlarda mevcudiyetimde derin bir boşluk duyuyorum. Loretta, gözleri tatlı hayallere dala rak ilâve etti: Aşk, izdivaç, yuva.. Bunları boş mefhumlar sanmayınız. Bir kadın, kendi seçtiği bir arkadaşla teşkil ettiği yuvadan ziyade hiçbir yerde mes'ud olamaz. Bütün dünya halkının kendisini takdir etmekte olduğunu bilmesine rağmen!. Er, geç bu iftihar ve öğünmenin nekadar boş olduğunu görecektir. Eğer uğrunda fedakârhk edecek bir kimse si yoksa.. Bu haleti ruhiye birçok filim yıldızlannm maddî ve manevî hiçbir ihti yaclan olmadığı hald« evlenmek husu aksamki program j •Türklye Radyodlfüzyon Postaları DALGA UZUNLUĞU 1639 m. 183 Kcs. 120 Kw. T. A. Q. 19,74 m. 15195 Kcs. 20 Kw T. A. P. 31.70 m. 9465 Kcs. 20 Kw. 12^0 müzik (bir vlrtüozun plâkları) 13 .saat, ajans haberleri ve Meteor Ankara 13,10 Türk müziğl (Pl) 13,40 müzik (uvertürler Pl) 18,30 müzik (dans plâkları) 18,55 konuşma (zira a t saati) 19,15 saat, ajans haberleri, meteoroloji ve ziraat borsası (flat) 19,25 Türk müziğl: İncesaz faslı: Hüseynl 20 temsil (bir komedi: Büyük söz söylememeli) 20,30 Türk müziği: Muhtelif şarkılar 21 konuşma 21,15 saat, esham, tahvüât, kambiyo nukud borsası (fiat) 21,30 Türk müziği: Yenl şarkılardan seçilmiş parçalar 22 müzik (küçük orkestra) 23 müzik (opera parçaları Pl) 23,20 müzlfc (cazband Pl) 23,45 son ajans haberlerl ve yarınkl program. BARTINDA Azim Ritabevi, İbrahim Cemal • Ahmed Remal Cumhuriyet Gazetesinin ve bütün mekteb kitablan. kırtasive. gazete ve mecmualann tevzi yeridir. DOROTHY LAMOUR ORIVIANLAR PERİSİ, TURA ÇIPLAK YILDIZ... Bu isim, yeni büyük bir filmi, TURA... Ormanlar Perisi filmini bitiren DOROTHY LAMOUR'a Holivudda verilen isimdir. DOROTHY LAMOUR, ayni zamanda dünyanm en güzel kadmı unvanını da taşımaktadır. Uzunboylu, esmer, bir dişi kaplan gibi yeşil gözlü, en saf mermer üzerinde kalemle işlenmiş derecede mevrun vücude ve göstermekte tereddüd et mediği emsalsiz bacaklara malik olan DOROTHY LAMOUR, hayata bir atölyede model olarak atılmıştır. 0nun misli bulunmıyan güzelliği, meşhur bir sahne vazımın nazarı dikkatini celbetmiş ve sinemada figüran rollerinde kullanmaya karar vermiştir. Bir sene sonra KAPLAN KIZ filmini, sonra 0URAGAN ve daha sonra yakmda Bu Akşam vahşi ve tabiat filimlerinm büyük yıl dızma san'at kudretini geniş mikyasta meydana çıkarmak imkânını bahşeden TURA filmini çevirmiştir. DOROTHY LAMOUR'un şehir tu valet ve elbiselerile göründüğü çok nadirdir. Rolleri, onun, hemen hemen daima, Polinezya adalan kadmlarınm kullandıklan ve yalnız tnahrem yerlerini kapayan ve güzelliğinden hiçbir şey gizlemiyen bir örtü ile oynamasını fcab ettirmektedir. Bu, ormanlar kenannda yaşıyan ve bazan, TURA'nm heyecanlı mevzuunda olduğu gibi, seyyah ve kâşifleri ya aşk veya ölüme kavuşturan aşk ve ihtiras faciaları yaratan vahşi kızların elbise sidir. Sahnelerini tabiatin en güzel tablo ları ve cenub denizlerinin en sıcak peyzajları teşkil eden bu kuvvetli eser kadar muvaffakiyet unsurlarını bir filim çok nadir olarak göstermiştir. Keza, vahşi, fakat aşka bigânç olmı yan bir kızın güzelliğine meclub ve onun tahtı tesirinde kalan iki beyaz kâ şifin sergüzeştleri, mevzuun hailevî, heyecanlı vak'aları, mümessillerinin em salsiz kudreti san'atkâraneleri, SARAY sinemasmm bu akşam göstereceği ORMANLAR PERİSİ... TURA'yı, her sı nıf halk için yapılan ve herkesi alâkadar edecek ve sinema tarihinde unuhılmaz bir hatıra bırakan filimlerden biri yapmaktadır. Operalar ve »enfonik konserler Kolonya: Dvorak ve Çaykovski'nin eserleri. 22,05 Brüksel I: Güzel Helen. 22,05 Hilversum I: Orkestra konserL 22,35 Paris (Radio): Louise. 24,10 Varşova: Polonya musiklsi. 21,15 Oda musikileri ve solistler 19,25 Kolonya: Trlo konseri. 20,20 Brüksel I: Piyano konserL 22,20 Prag: Beş kisilik heyet tarafın dan konser. 23,35 Leipzig: Viyolonselle sonaöar. 24,45 Hilversum I I : Keman konserL Hafif konserler ve operetler Berlin: Karışık musikl. Hilversum I I : Hafif musikL Beromünster: Badyo orkestrası. Paris (Radlo): Orkestra konserL Prag: Çek musiklsi. Beromünster: Balalayka orkestrasx. 23,35 Lille: Radyo orkestrası. 23,35 Bütüfrı Alman istasyonlari: Halk musikisi ve salre. 24,15 Budapeşte: Çingene orkestrası. 19,05 19,15 20,45 21,10 22,15 22,50 Loretta Young sundaki arzu ve tehalüklerinin stbebbi pek güzel izah etmektedir. Bu, fikirleri yürütürken hiç şüphesiz genc aktris, vaktile h<nüz yirminci ba harını idrak etmek üzere iken yaptığı izdivacı, Grand Withers ile evlenmesini düşünüyordu. Bu, çocukça bir heves ve aldanış neticesi olmuştu. Nitekim, bir sene sonra iki artist, huylarmm yekdiğerine uymadığını görerek birbirlerinden aynlmak mecburiyetinde kalrnışjardı. O zamandan itibaren bütün faaliyetini mesleğine hasretti ve onunla teselli bul du. Güzel san'atkâr, zihnimden geçen leri keşfetmekte jçecikmetnişti: Lâkin, dedi, bu söyledikkrim benim şahsıma tatbik olunamaz. Benim uğrunda fedakârhklar yapmakta oldu ğum annem ve kız kardeşlerim var.. Onlarla çok mes'udane yaşıyorum. Sırf evlenmek gayesile evlenmek istemiyorum. Şayed bir gün beğendiğim ve kendime münasib gördüğüm birine tesadüf edersem.. înşallah tesadüf edersiniz.. Bu defa, bilhassa inkisan hayale uğrama manızı tetnenni ederim!. Bana bahçesini ve evini gezdirdi. Sonra da çay ikram etti. Yaptığım iş yorgunluğuma değmişti. Kendisine sonsuz teşekkürlerîe veda ettim. Dans masikileri 21,15 Berlin: Dans havalan. 23,45 Prag I I : Dans orkestrası. 24,55 Hilversum I: Dans havaları. NOBETÇİ ECZANELER Bu gece sehrimizin muhtelif semtlerlndekl nöbetçl eczaneler şunlardır: İstanbul ciheti: Eminönünde (Mehmed Kâzım), Küçükpazarda (Hikmet), Kumkapıda (Belkls), Alemdarda (Arif Neşet), Fatihte (Vitali), Eyübde (Arif Beşer), Bakırköyde (Mer kez) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: İstiklâl caddesinde (Kanzuk), Yenişe • * hirde (Baronakyan). Bostanbaşında (İti nıadî. İstiklâl tsadesinde (Takslm), Kurtuluşta (Necdet), Hasköyde (Barbut). Kasımpaşada (Vasıf), Beşiktaşta (Nail Nihad Tlpi) eczaneîerl. Kadıköyde (Kadıköy), Üsküdarda (İttihad), 8arıyerde (Nuri), Büyükadada (Şinasi Rıza) eczaneleri. ÖLÜM ölüm Memba suları bayüerinden, ve Çamlıca Gazoz sahibi Şeref Memişoğlu dün gece birdenbire ölmüştür. Cenazesi 13/1/939 cuma günü saat 12 de Alayköşkü caddesindeki Adlî Tıb dairesinden kaldırılarak Sultanahmed camiinde namazı kılınıp Edirnekapı şehidliğindeki ebedî metfenine tevdi oluna caktır. Allahtan rahmet dileriz. FERAH Şehzadebaşı Telefon : 21359 Sinemada Müstesna ve büyük filimlere Harb 3000 sinema meraklısı dQn sinemanın önünde yer bulmak için sıra befelijordu. Zira ı 20 nci asnn sinema harikası PAMUK PRENSES ve 7 C Ü C E ile ROBENSON ( MALA) FERAH sinemanın bu haKaki şeref progrannm teşkil ediyoı Bu filim sureti kat'iyede 17 ikinci» kânun salı günü akşamı ( dahil ) gösterilecek ve kat'iyyen temdid olunmıyacağı gibi Istanbulda başka bir sinemada da gösterilmiyecektir. Hergün sabahları 11 den itibaren devamlı seanslar, geceleri Buvare 8 30 da izdihama karışmamak ve rahat seyretmek istiyeulere II matinesini tavsiye ederiz i Yarın akşam T A K S İ İYİ Sineması KADIN HIRSIZI ANN1E DUCAUX ve Jules Berry Cür'etkâr ve igtalkâr erkeklerin aldatıcı vaidl«rine ve sun'i kasidlerine karşı kadınları ikraz eden büyük ve hakıkl bir macera romani Uzun zamandanberi beklenen en büyük Fransız filmi Bir musiki galası Meşhur Polonjalı viyolonist Bay HUBERMAN şehrimizden geçerken bir konser verecektir. Elyevm Atinada büyük muvaffakiyetler kazanmakta olan ve bütün Atina matbuatımn yazdıkları sitayişkâr makalelerle halkın büyük bir alâka ile iştirak ettiği bu musiki ve bediî ziyafete tercüman olmaktadırlar. 17 sonkânun salı akşamı Fransız Tiyatrosunda vereceği konserin münte «. hab programı takdirkârlarınm mem nuniyetini mucib olacaktır. HALK OPERETÎ Bu akşam saat 9 da büyük operet ÜÇ YILDIZ Pek yakında senenin en neş'eli opereti (Modern kızlar) Yazan: Mahmud Yesari ERTUĞRUL SADÎ TEK Tiyatrosu TAKStMDE Bu gece (Hissei Şayia) vodvil 3 perde Pek yakında ÎNSAN MABUD Emsalsiz filmini gosterecektir. Baş rollerde : (Günahkâr kızlar) filminin unutulmaz Yıldızı 1RFAN KUDRET ^H Aşkın Göz Yaşları Seanslar : 1,30 4 • 6,45 9 da, Fiatlarda zam yoktur. • ^ • ^ • ^ ^ ^ • H ^ H M Teleffon : 43143 •^•^•^^•^•^^•a Seanslarımız, Üsküdar ve Anadoln yakası ile tekmil Rumeli sahili için resaiti aakliyeye nygundur. Beşiktaş S U A D P A R K Sinemasında • ilâveten : ESLER JIHNAL son dünyra ha^erleri AŞKA TAPAN KADIN Tamamen macera ve sergüzeşt tilmi Ormanlarda fırtına ... Vahşi ormanda aşk .„ Aşk ve ölüm mabudesi SARAY sinemasında Dorothy Lamour' un yarattığı Bu akşam ^ Göstermekte olduğumnz sinemanın dış kapı caralannın takdırılmaması nın sebebi, mahşerl izdihamdan her saatte kırılmakta olmasıdır. Sayın meraklılara saygılanmızla hildiririz. Mecburî bir izatı • " Sakarya sinemasında Muzafferane bir muvaffakiyetle devam ediyor. ilâveten: ZARAH LEANDE^'in bu emsalsiz temsili S K ; F E R A H sinemada PAMUK PRENSES ve 7 C Ü C E MACERA ADAMI Seanslar : Aşka Tapan Kadın 2,30 5,45 Suvare 9 da VICTOR FRANCEN'in şahseri Macera adamı 4,15 ve 7,30 da (TURA) Ormanlar Perisi Temamen renkli ve Fransızca sözlü fifmî başlıyor. Lutfen yerlerin evvelden aldırılması. ilâveten FOKS JURNAL F i a t l a r : Hususî 35, birinci ve balkon 25, Localar 150 kuruştur. Türkçe sözlü Gördüğü büyük rağbet üzerine üi Fransız yıldızı ELViRA MAY, Zenci şantörü B P U 8 TOMAS, SWiNK şantörü MAK BİN, NAŞİD arkadaşları cu akşam TURAN nyatrosunda Caz Krah G R E G O R iKi CEMAL SAHIR bırlikte i P EK L sinemasında daha birkaç gün temdid edilmiştir. Y U Z L U K A D I N Yodvil 3 perde