12 Ikincikânun 1939 SON DENEMELER Çek • Macar hâdise] eri İki Macar gazetesi idarehanesine hücum edilerek muharrirler tehdid edildi Budapeşte 11 (a.a.) Macar Telgraf Ajansının Pozsoen'den bildirdiğine göre takıiben 30 kişilik bir Slovak grupu salı akşamı Esti Ujsag ismindeki Macar gazetesinin idarehanesini istilâ ebmiştir. Mütecavizler kapıda bir nöbetçi bıraka rak tahrir odalarına girmişler ve muharrirleri tabanca ile tehdid ettikten sonra möbleleri ,yazı makinelerini ve telefon aletlerini kırmışlardır. Ayni zamanda Pozsonide bir Macar gazetesinin çıkmasına müsaade edilmiyeceğini söylemişlerdir. Zarar ve ziyan miktarı 30 bin kron tahmin edilmektedir. Esti Ujsag gazetesinin çarşamba günkü nüsyasında bu ta arruza aid neşretmek istediği haberler sansür tarafından tamamile çıkarılmıştır. Macar kıt'alarının Çek kıt'alarını harb harici bırakıncıya kadar takib edecekle rini ilâve etmiştir. Netice olarak mümessil Macar hükumetinin ÇekoSlovakyadan hududlarda intizamı temin etmesini, Macaristana maddî ve manevî teminat vermesini ve hâdise mes'ullerini bulmasım istediğini aksi takdirde Viyana hakem kararlannda derpiş edilen müzakerelere devam ede miyeceğini bildirmiştir. Dışım kendisini cesur, atılgan, korkusuz gösterir; Yeni lâyiha encümende kalabalığın içinde kahramanlıklarindan bahseder Yazan; AHMED AĞAOĞLU son şeklini aldı Ankara 1 1 (Telefonla) Riyaseticumhur dairesi teşkilât kanununda bazı değişiklıkler yapan lâyiha Meclis encü menlerinde son şeklini aldı. Başlıca hü kümlerini bildiriyorum: Lâyiha, Riyaseticumhur dairesinin umumî kâtiblik, başyaverlik, hususî kalem müdürlüğü, yazı işleri müdürlüğü, daire müdürlüğü ve baştabiblikten teşekkül et tiğini kaydetmektedir. Gene bu lâyiha ile 9 haziran 1936 tarih ve 3031 sayılı ka nunun birinci maddesi şöyle değiştırilmektedir: A Hususî kalem müdürlüğü bir müdürle dört kâtibden mürekkebdir. Bu kalem, Reisicumhurun mahrem ve hususî muhaberelerini temin ve ifa eder. Müdür, bu kalemin âmiridir. Resmî ve hususî mahiyeti haiz emirlerini yerine getirir. B Yazı işleri müdürlüğü bir müdürle dört kâtibden mürekkebdir. Müdür, bu kalemin âmiridir. Bu kalem, Reisicumhurun Büyük Millet Meclisi ve hükumet dairelerile olan resmî münasebatını ve diğer yazı işlerini temin ve Riyaseticum hura gelen ve giden evrakın kayıd ve dosyalarını tanzim eder. Reisicumhur dairesi memurlarının sicil işlerini görür. Ayni lâyihada Riyaseticumhur dairesi memurlarnın tayin ve terfilerine dair hükümler vardır. Lâyihada başyaver ve yaverlere rüteblerinin maaşmdan başka yaver tahsisatı ve baştabibe de kadrodaki maaşından başka ihtısas tahsisatı namile ve şu cetvel mucibince muayyen birer ücret verileceği kayıdlıdır. Başyaver tahsisatı 200, yaverler 50, baştabib 400 iira. Riyaseti Cumhur dairesi teskilâtı Ben neyim? 7 Fazla egoizm benim dışımı korkak yapmıştır. Vakıâ o kendisini cesur, atılgan, korkmaz gösterir. Kalabalık içinde atıp tutar, kahramanlıklarindan bahseder. Hatta yeri gelince filen de korkmaz gibi gözükür. Tahkire tahammül etmez, izzeti nefsi için kendisini tehlikelere atar gibi tavır alır. Fakat hakikatte bütün bunlar nümayişten başka bir şey de ğildir. O bütün bunları arkasın da kendisini tutacak, faik bir kuvvet bulunduğuna emin olduğu zamanlar yapar. Hatta bu kuvveti arkasında hissettiği müddetçe, küstah, herkesın üzerine atılan tahammülsuz birisi olur. O zamanlar benim dışımm nekadar zebunküş olduğunu görmelisiniz! Zayıflara, düşkünlere karşı asla merhamet göstermez. Tersine olarak onları ezmekten, sıkmaktan, par çalamaktan vahşi bir zevk alır! Bu hususta hatta dünkü dostlarına, hatta yakın akrabasına bile merhamet etmez. Bunların üzerine çıkar, ezer, çiğner ve göğsüne vurarak: «İşte ben! İşte ben!» diye bağırır. Ah! O geceleri benim yatağımda olmahsmız ki benim çektiklerimi anlıyabilesiniz! Şefkatli, merhametli, âlicenab ve fakat halk arasında kendini gösterecek kadar kuvvetli olmıyan içim tenhalıkta fırsat bulur ve dışımın üzerine atılarak: «Yahu! Sende insanlıktan eser kalmadı mı? Bugün o zavallıyı bu kadar sıkıştırarak ezerken onun vaktile sana yaptığı iyilikleri nasıl unuttun? Nasıl unuttun ki sen onun tam dokuz sene arkadaşı, dostu idin, onunla beraber yatıp kalkmıştın, çalışmıştın. Onun bir çok nimetlerini gör müştün! Bari hiç olmazsa onun hakkında savurduğun ithamlarda bir zerre hakikat olsa! Sen de biliyorsun ki hepsi yalan ve uydurmadır! Ben onları senin ağzından dinlerken yerin dibine girmek istiyordum!» Fakat dışım aldırmıyor ve müstehziyane bir tavırla: «Sen gene istediğin gibi hareket et! Sen öyle bir noktada donmuş kalmış bir varlıksın ki hayatta değişikliğin ne olduğunu, hayata uymanm nekadar lâzim olduğunu, ve bu yolda dost, akraba, hakikat filân aranılamıyacağını anlı yamazsın! Ben azizim, senin gibi ölmek değil, yaşamak isterim. Ben «dinamizm» taraftarıyım! Pek kızmış olan içim yeniden atılıyor: « Sen yaşıyorsun zannediyorsun, değil mi? Hayır aldanıyorsun! Benliklerini feda edenler hakikî yaşamak ne olduğunu bilmiyenlerdir. Senin yaşaman bir ağacın, bir ineğin, bir kırlangıcm yaşaması kabilinden birşeydir. Başka şey değildir. Aîdanma!» Dışım gene müstehzi bir tavırla: «Budala! İşte, kafasına soktuğu ve bir türlü kurtulamadığı hezeyanlar!» diyerek ce vab veriyor. Ve böylece ta sabaha kadar münakaşa devam ediyor ve neticede ben uyumamış oluyorum. Fakat bir gün geldi dışımm arkasındaki kuvvetler ona kızdıîar, cekildiler. Ah! İHEM B NALINA MIHINA İspanyol nezlesi spanya meselesi, İngilterenin bütün hüsnü niyetine rağmen, halledilemiyor ve edileceğe de benzemiyor. Çünkü, bu iç harb, yavaş yavaş soysuzlaşarak şimdiye kadar misli görülmemiş, garib bir harb şeklini almıstır. İspanyada, millî bir mücadele yok; eski din ve mezheb kavgaları gibi bu asrın din ve mezhebi demek olan ideoloji kavgaları var. Sağlarla sollar boğuşuyorlar. Fakat, mücadele, sadece ideolojik de değildir; yeni bir tabirle Geopolitique (Coğrafîsiyasî) dir; sevkulceyşidir. Çünkü, İspanyanın yarınki Avrupa harbinde coğrafî vaziyeti itibarile fevkalâde bir sevkulceyşî ehemmiyeti vardır. Sonra, îspanyol toprakları, şehirleri ve halkı, bir tecrübe tahtası olmuştur. Herkes yeni yaptığı silâhları orada tecrübe ediyor. Franko'cuların da, hükumetçilerin de tarafında İspanyollardan çok fazla ecnebi tayyareciler çalışıyor. Bunların bombaIadıkları şehirlerde dikili ağacları olmadığı için, hiç acımadan basıyorlar bomba D n Başvekil itizarda balundu Hudud hâdisesinin akisleri Budapeşte 1 1 (a.a.) İyi haber aian mahfiller ÇekoSlovakyanın Budapeşte sefirinin Munkacs'da cereyan eden vahım hâdise hakkında Macar Hariciye Nazırı mümessili nezdinde teşebbüste bulundu ğunu bildirmektedirler. Mümessil, Çekler tarafından muntazam kıt'alara yapılan tecavüzden ÇekoSlovak hükumetinin hududda oturan halkı daimî «urette endişeBir yaralı daha öldü ye düşürmek maksadile hareket ettiği anBudapeşte I 1 (a.a.) Çeklerin hülaşıldığını söylemiştir. Mumaileyh silâhla yeni bir taarruz vuku bulduğu ve Çek cumuna uğramış olanlarm sekizincisi de kıt'alarının tahdid edilen hattı tecavüz e dün Munkacs'da ölmüştür. Kendisine derek Macar arazisine girdiği takdirde dum dum kurşunu isabet etmişti. lllllllllllllılllllımı : Varşova 11 (a.a.) Pragdan Pat ajansına bıidiriliyor: 9 ikincikânunda Ukraynalılardan SevIius'daki Polonya konsoloshanesinin camlarmı kırmalarile vukubulan hâdise neticesinde Polonya hükumetinin Prag ve Chust hükumetleri nezdinde hâdiseyi protesto etmesi üzerine Rütenya Başvekili Volosin, bizzat Polonya konsoloshanesine giderek teessüflerini bildirmiştir. Di ğer cihetten ÇekoSlovakya Hariciye Nazın Pragdaki Polonya sefaretine de rin teessürlerini bildirmiş ve hâdise fail lerinin şiddetle cezalandınlacaklan hak kında teminat vermiştir. Rumen Yugoslav müzakereleri İki devletin reisleri arasmdaki mülâkata çok ehemmiyet veriliyor Belgrad 11 (Hususî) Kral Naibi Prens Pol'un Arad'da Kral Karol'la karşılaşarak görüşmesine fevkalâde si yasî ehemmiyet veriliyor. Aym on dokuzunda Yugoslavyada yapılacak diplo matik görüçmelerden önce iki devlet reisinin mülâkatı çok büyük ehemmiyeti haizdir. Söylendiğine göre, Italya Hariciye Nazırından baska, Leh Hariciye Nazırı Bek, Mareşal Göring ve Macar Hariciye Nazın da Yugoslavyaya geleceklerdir. Avrupanın istikbali bu görüşmede takarrür ettirileceği bile ileri sü rülmektedir. Kolumbiyada vahim hâdiseler Polis on bin kişiye hücum ederek 11 kışıyı oldurdu Kont Ciano'nun ziyareti Belgrad 1 1 (a.a.) Stoyadinoviç tarafından davet ediimiş olan Kont Ciano, bu ayın 19 unda Yugoslavyaya gelecek ve 3 gün kalacaktır. Kont, ilk iki gün zarfında Macar hududu yakınında Belje Miri ormanlar:nda avlanacaktır. Mumaileyh 22 ikincikânunda Belgrada gelerek «İtalyan kitabı» sergısinin küşad resmini icra edecektir. Kont, bundan Alman Yahudileri hakkında sonra Naibi hükumet Prens Pol tarafıntahkikat dan kabul edilecektir. Kontun bu ziyaLondra 1 1 (a.a.) Times gazetesi reti esnasında Avrupanm siyasî ufku ve Berlinden istıhbar ediyor: bılhassa Tuna havzasındakı vazıyet geRublee'nin ziyaretinin hedefi, evvelâ nis mikyasta tetkik edilecektir. Alman hükumetine Schacht'ın mülteci Rumen Macar mü^ahereleri lerin naklıne müteallik olarak gecen ay Bükreş 1 1 (a.a.) Rador ajansı Londrava göndermiş olduğu projenin bildiriyor: Romanya hiikumetile Ro «şimdıki seklile kabule şayan olmayıp manyadakı Macar ekallıyetının mümes ancak müzakerat için bir esas telâkki sili arasındaki miizakereler bu ekalliye edılmekte» olduğunu bildirmektedir. tin millî rönesans cephesi çerçevesine Times gazetesi, Rublee'nin Almanithali hakkında bir prensip anla^masile yadaki Yahudilerin şimdiki vaziyet'eri neticelenmistir. Müzakerelere devam hakkında tahkikat icrasına memur olduedilmektedir. ğu şayiayı tekzib etmektedir. Bogota, 1 I (a.a.) lisinin tecdidi için yapılan intiSaS. vahim bir hâdiseye sebebiyet vermişMr. Paytahtın 100 kilometre şimali şarU'Inde kâin Gadcheta sehrinde nümayiş yapmakta olan muhafazakârlar teşküâtınj mensub 10 bin kişi polis kuvvetlerinin küoımtma maruz kalmışlardır. Polis kuvvetleri almış oldukları emirler hilâfina olarak scl cenah unsurlarının tarafını iltizam etmişlerdir. 11 kişi ölmüş ve 30 kişi de ağır surette yaralanmıştır. Hükumtt, muhafazakârlar mukabelei bilmisi'de bulunmağa hazırlanmakta olduklannr'ctn dolayı, şiddetli tedbirler almağa karar vermiştir. Bu hâdise Kolombiyar.m siyasî vaziyeri üzerinde mes'um bir tesir hasıl etmiştir. Zira Reisicumhur Edvard Santos'un önümüzdeki intihabatta mi'oerallerle muhafazakârlann uzlaşmaları esasıııa nıüstenid millî vahdeti iltizam et'.iğ! s rada bu fırkalar arasında kuvvetli bir niza m°vcud olduğunu göstermektedir. Hâkimler arasında nakil ve tayinler Me'\ı:an MecYeni kadro alâkadarlara tebliğ olundu Ankara 11 (Telefonla) Hâkimler arasında yeniden bazı nakil ve tayinler yapılmış ve bu hususta alâkadarlara tebligat yapılmıştır. Aynen bildiriyo rum: Kırklareli ceza hâkimliğine Rize hâkimi Tahsin, Bursa hâkimliğine Kırk lareli hâkimi Bürhaneddin, Muğla hâkimliğine Gümüşane reisi Necmeddin, Gümüşane reisliğine Çorum müddeiu mumisi Abidin, Samsun müddeiumumi liğine Kayseri müddeiumumisi Senai, Şarköy hâkimliğine Bursa sulih hâkimi Hâdi, Nevsehir reisliğine üçüncü sınıf adliye müfettişi Saib, Ankara sulh hâ kimliğine Bulanık hâkimi Cevdet, An kara sulh hâkimliğine Yozgad azası Abdülbari, Bursa müddeiumumi mua vinliğine Susığırlık sulh hâkimi Hüsnü, Sıvas azalığına Tarsus eski ceza hâkımi Naim, Susığırlık sulh hâkimliğine eski Savur müddeiumumisi Rıza, Tavas ceza hâkimliğine Yalova hâkimi Fazıl, Geyve ceza hâkimliğine Çorum sulh hâkimi Sami, İzrnir asliye azalığına Salihli hukuk hâkimi Rifat, Bayburd hukuk hâ kimliğine Daday hukuk hâkimi Ih^an, Foca hâkimliğine Karaburun hâkimi Hilmi, Afyon azalığına Erzincan azası Necati, Yalova hâkimliğine Geyve ceza hâkimi Fikret, İzmir icra memurluğuna Tortum müddeiumumisi Ziya, Rize muavinliğine Terme müddeiumumisi Cev det, Trabzon müddeıumumî muavınlığine Saideli müddeiumumisi Cevdet, Bılecik sulh hâkimliğine Malkara müddeiumumisi Güner, Tarsus sorgu hâkimliğine Bor sorgu hâkimi Fehmi tayin edilmistir. O zaman gelip onu seyretmeliydi! O cesur ve kahraman gözüken dışımm o mutad atılganlıkları nerede? Bir köşeye çekilmiş, büzülmüş, sinmiş ağzını bıçak kesmiyor! Şimdi de o kendisi başkalarının taınlarma, istihkarlarına, tazyiklerine hedef olmuştur. Dünkü dostlar yanına bile uğramıyor. Onu görenler görmemekten geliyorlar, kendisinden selâmı bile esirgiyorlar. Bazıları iğri iğri baktıktan sonra kahkahalar atıyorlar. Umumiyetle ondan mikrobdan kaçar gibi kaçıyorlar. Hele bir gün otuz senelik yâr aşinası olan bir güzel sözlü, güzel başlı, güzel ağızh, güzel endamlı birisi yanmdan geçerek kendisini tanımadığını görünce içinden ateş tuttu, yandı. Fakat gene ses çıkarmadı. Çünkü eski kuvvetleri gene kazanmağa, uğradığı bütün tahkir ve tazyiklerin intikamını almağa karar vermişti ve biliyordu ki bunun yegâne çaresi susmak, sinmek, gölge haline gelmek ve herşeye sonuna kadar sabır ve tahammül etmekti! Ve hakikaten dışım çileyi muvaffakiyetle çekti ve geçirdi, yeniden eski kuvvetini buldu. Bu kere o artık coşup taşıyordu. Nerede bir zayıf, bir düşkün bulursa üzerine atılıp merhametsiz çiğniyordu ve eski acılann öcünü ahyordu. Fakat geceleri içimle arasındaki mücadelelerine devam ediyordu. Bir gün dışımm bir hareketinden fazla müteessir olan içim kendisinin vaktile yani düşkünlük zamanlarında zebunküş birisine karşı söyledıği sözleri birer birer tekrarladı ve ilâve etti: O zamanki umumî halin ve bu sözler senin pek korkak olduğunda zerre kadar şüphe bırakmıyor. İzzeti nefis sahibi bir adam bu kadar yalvarmaz, bükülmez, iğilmez. Demek ki sen hem korkak ve hem de izzeti nefsin ne olduğunu bilmiyen birisisin! Öyle olsa bile ne lâzım gelir? Seni susturmak! Sana meydan vermemek! Senin gibiler çok olursa içtimaî cemiyet rolünü oynıyan vefa, bağlılık, inan gibi amiller de kalkar ve ortada yalnız senin gibi kara kuvvet ve onun çıkarabildiği emrivakiler hâkim olur. Sen cemiyet ve cemaat düşmanısın. Sen tardolun malısm. Kim edecek, kim? Görüyorsun, senden kuvvetliyim. Beni uzun bir mazi yetiştirmiştir. Mektebde asırlarca süren değnek ve falaka, ailede kuvveti temsil eden erkeğin haklı haksız hakimiyeti, çocuklarda «öcü terbiyesi», ve idarede de tahakküm ve istibdad usulü benim ecdadımdır. Sen kimsin? Nereden geliyorsun? İçim derin bir ah çekti ve dedi ki: Evet, şimdilik öyle. Fakat bütün bunlar ikimizi de içinde taşıyan şahsiyetin iradesine bağhdır. İstediği gün seni koparıp atar. yi , İspanyada harbeden İtalyan lejyonerlerden 10,000 kişi geri alınmıştır amma, İtalyanın, bu işte de, İngiltereyi atlattığı anlaşılmıştır. Çünkü geri alınanlar yaralı ve hastalardır; yerlerine eskisinden daha fazla sağlam ve taze kuvvet gittiği, son. Franko taarruzlarında meydana çıkmıştır. İtalyan hava kuvvetleri de, Balear adalarından Mayorka adasına yerleşrnişlerdir. Italyanların buradan çıkmağa asla niyetleri yoktur. Bir Fransız İtalyan harbinde, Fransanın cenubundaki Marsilya, Tulun, Port Venders gibi limanlar!a şimalî Afrikadaki Tunus, Cezayir, Fas limanlan arasındaki Fransız muvasala hatlarını kesmek için, Mayorka adasındaki hava üssü, İtalyanın hava, deniz ve denizaltı kuvvetlerine fevkalâde yardım edecektir. Onun içindir ki Çemberlayn, eğer İtalyanların tatlı dil ve güleryüzle İspanyadan ve Balear adalarmdan çıkıp gideceğini zannediyorsa, sevkulceyşten birşey anlamıyor ve askerî mütehassıslarını da dinlemiyor, demektir. îngilterenin bütün gayretlerine rağmen, İspanya meselesinin halledilemeyişinin ve İtalyamn îspanya işlerine müdahalede ısrar edi§inin hakikî sebebini, İspanyanmcoğrafi. siyasî ,ve sevkulceyşî vaziyetinin çok mühim ve kıymetli olmasında aramak lâzım gelir. Umumî Harbin son senesinde çıkan ve harbden sonra da birkaç yıl bütün Avrupayı kasıp kavurarak her memlekette binlerce insanın ölümüne sebeb olan grip hastalığına, «İspanyol nezlesi» adını takmışlardı. Napolyon, kendi başına belâlar getirdiği için, zamanındaki İspanya meselesine «îspanyol kanseri» dermiş. Şimdi biz de Avrupanın burnunda, sürünüp giden bu müzmin meseleye «İspanyol nezlesi» diyebiliriz. Bu nezlenin 1918 de olduğu gibi îspanyadan sirayet yolile Avrupada, gene Azrail gibi, dolaşması tehlikesi, devam etmektedir. Baksanıza bizim kibar serserilerden biri de bu İspanyol nezlesine tutuldu. Gripin bütün dünyada çoklaştığı şu sıralarda, İspanyol nezlesinin, bu defa mikroblu değil; fakat kanlı bir belâ halinde Avrupayı ve dünyayı «armamasını Allahtan dilemekten baska yapacak birşey yoktur. da ilk yazıları 5, 7, 9, 11 ve 14 eylul 1936, 8 ikmcikânun 1939 tarihli nüshalanmızda rım. cıkmıstır. İşte istemiyor, atmıyor! Fakat kendisinin de yaşıyabilmesi için seni atmalıdır. Zaten bunu anlarmştır. Etrafa bakın. Yapılan herşey o hedefe doğrudur. Senin ömrün azalmıştır. In[*J Ustad Ahmed Ağaoğlunun bu mevzu şallah yok olursun ve ben de rahat ede Ahmed AĞAOĞLU Roma konuşmaları IBaşmakaleden devam] Millet Meclisinde Atatürk mozolesi Çemberlayn'in şemsiyesi Roma 1 1 (a.a.) Havas Ajaisının muhabiri bildiriyor: Çemberlayn'in Mü nih'e giderken yanında taşıdığı şemsiye Stresa civarmda kâin Gigvesa'da yakında açılacak olan şemsiye sergisinde teşhir edümiyecektir. Şemsiyesini sergiye göndermeğe davet edilen Başvekil demiştir ki: «• Şemsiyemin alâka uyandırabile ceğini zannetmiyorum. Bu itibarla sergi nizde yer almak şerefine lâyık değildir.» Bununla beraber Çemberlayn'in bu cevabı Gigvesa sergisinde teşhir edilecektir. tngilterede yeni sistem bir torpito Londra 11 (a.a.) Mılot Mühendis Hubert Scott Paine, dün Southampton limanmda icad ettiği torpitonun tecrübelerini yapmıştır. Gemi beheri 1000 beygir kuvvetinde üç motörle müceh hezdir. 8 saniyede 10 mildan 40 mile geçebilmektedir. Hareket ve faaliyet sahası takriben 1000 mildir. Silâhları 21 pusluk iki torpil kovanı ve müteharrik taretler üzerinde üç hafif toptan iba rettir. Bunlardan bir tanesi muhrib ve denizaltı gemilerinin kaburgalarım delebilecek kuvvette mermiler atmaktadır. Söylendiğine göre, İsveç ve Holanda bu tipte birkaç torpito ısmarlamışlardır. İngiliz amirallık makamı bu tecrübe leri dikkatle takib etmektedir. Fe*.hi Okvar ve Resad Hazırlanan raporların tetkiki bitiyor Mimaroğlu and içtiler Ankara, 11 ( a . a ) B. M. MMisi bugün Faik Oztrakın riyaselinde topUnmıştır. Celsenın açılmasını n*ıütedk:b Bolu meb'usluğuna secilen Fethi Gkyu.r ile İzmir meb'usluğuna secilen Reşad Mimaroğlunun intihab mazb?>ta!arı okunmuş ve her ikisi de and içmişlerdir. Bundan sonra ruznameye geçılerek devlete aid vazifelerın birleştirilmesi hakk.ndaki kanunun ikinci müzakeresi yapıîaraV kabul edilmiş, ordudan çıkarı'acak 12 yaşmdan yukarı hayvanların köylü ve yetiştiriciye satılması hakkındaki kanunun birinci müzakeresi yapılmıştır. Meclisin gene bugünkü toplantısında b'rinci müzakereleri yapılan maddeler arasında Türkiye Almanya arasındaki ticarî mübadelelere aid anlaşma ile ticarî mübacM.e ve Ankara 11 (Telefonla) Ebedî Şef Atatürk için yapılacak mozole hak kında mütehassıs encümen raporlarının tetkiki bitmiş gibidir. Meclis Parti Grupundan ayrılan 15 kişilik komisyon muhtelif raporlarda teklif edilen bu yerleri bizzat görmüştür. Raporların hulâsası mahallen yapılan tetkiklerin neticesile birlikte Parti Grupunun önümüzdeki toplantısında görüşülecektir. Bulgarîstanı ziyaret eden îngiliz ve Alman ricali Sofya 11 (Hususî) Son zamanda bir çok İngiliz ve Alman diplomatlan Bulgaristanı ziyaret etmiştir. Son iki gün denberi Avam Kamarası azasından de Korsi Sofyaya gelmiştir. Bulgar meb'usan meclisi reisi Muşanof ve diğer devlet adamlarile görüşen tngiliz diplomatı üç gün Sofyada kalacaktm» tngilterenin Ankara elçiliği Ankara 11 (a.a.) îngiltere hükumeti tarafından Ankara büyük elçiligine tayini istimzaç ediimiş olan Sir Hughe Montgomery Knatchbull Hıigessen, K. C. M. G.'nın tayinine hükumetimizce agreman verilmis.tifc ^ * VARŞOVA 11 Reisicumhur, ye Nazırı Beck'i kabul etmiştir. * PARİS 11 15 kânunusanide Pariste başlaması mukarrer bulunan Fransız Alman ticaret müzakereleri Berlinde ce reyan edecektir. Zannedildiğine göre bu miizakereler esnasında bilhassa Fransa ile Südet mem leketleri arasındaki ticarî mübadeleler meselesi mevzuu bahsolacaktır. * MEKSİKO 11 Meksika hükumeti muhtelif milliyetten 10000 muhaceret talebi almıstır. Bu taleblerin reddedileceği zannedilmektedir. * ROMA 11 Yeni Japon sefiri Tochio, İtalya Kralı ve Habeşistan İmparatoruna itimadnamesini takdim etmiştir. * LONDRA 11 Öğrenildiğine göre şimdi Auckland'a doğru gitmekte olan Rlmutaka vapurundaki yangın söndürülmüştür. * VARŞOVA 11 Maten gazetesinin bu aym omı tarihli nüshası, şarkî küçük Polonya hakkında yanhş neşriyatı ihtiva etmekte olduğundan dolayı musadere edılmiştir. c KISA HABERLER J Kuvvetle söylendiğine göre Atatürk anıdkabrinin şimdi muhafız kıtaatı karargâhının bulunduğu sırtta inşası düşünül mektedir. Bu sırtlar eski ve yeni şehir den olduğu kadar, Haydarpaşa ve Adana istikametinden gelen trenlerden de Ankaraya yaklaşmca görülmektedir. Ayni zamanda şehre yakın ve merkezî vazitediyata müteallik protokolun Türkive yette bulunmaktadır. Finlandiya ticaret anlaşmasına bağlı lisPrens Pol Belgradda tedeki pozisyonlarda tadilât yapıiması hakkındaki kanun lâyihalan da bulunBelgrad 11 (a.a.) Kral Naibi makta idi. B. M. Meclisi cuma günü Prens Pol, Romanyaclan bugün buraya k>plan*eaktiN gelmişrh1. hafaza edebilmektedir. İşte Mister Nevil Çemberlayn'in Romada dahi müdafaasından geri durmıyacağı büyük ideal. Büyük devletler sulhu korumağa azmetseler bunun neticesinde elbette sılâhlanmaların insana hergün harb hayatı yaşatan şiddeti kırılarak nihayet silâhları ve onlarin çok ağır yüklerini azaltmaya doğru gitmenin imkânı bulunacaktır. Berlin Roma mihveri, öyle iddia olunduğu gibi, mutlaka harbe götürecek bir dinamizm içinde mi yürüyüp gidiyor? Buna inanmak gücdür. Sulhun paha biçilmez bir nimet olduğunu takdir etmiyecek devlet adamı tasavvur olunamasa gerektir. Onun için biz bütün bedbin tasavvurlara, şayialara ve iddialara rağmen sulha çok kıymet veren ve onun için çalışmaktan usanmıyan Mister Nevil Çemberlayn'le beraberiz. Sulh, ona kıymet veren iyi niyetli devlet adamlarının himmetlerile muhafaza olunabilir. Zaten herkes sulha kıymet vermekle beraber silâhlanmamağa ehemmiyetle devamdan geri duran büyük küçük hiçbir millet yoktur. Dünya dünya olalı sulha tutmanın ve icabında millî hukuku korumanm bundan başka çaresi bulunamamıştır da onun için. Bu şartlar içinde Roma konuşmalanndan hayırlı neticeler çıkmasını bekliyor ve bunu temenni ediyoruz. YUNUS NADI