6 Ikiııcikânun 1939 CUMHUBİYET Ruzvelt'in nutku Amerika Cumhur Reisi Demokrasiyi müdafaa etti (Bastarafı 1 inci sahlfede) Ruzvelt, §u suretle devam etrnektedir: Tccavüzü ve silâhlanma yarışını durdurmak ve ticareti yeniden ihya etmek çarelerıni diğer milletlerle beraberce araştırmak için yapmış olduğumuz tarihî teklifi muhafaza ediyoruz. Fakat dünya o kadar küçülmüş ve silâhlar o kadar taarruza elverisli ve seri bir şekle girmiştir ki hiçbir millet, diğer bir millet veya devlet ihtilâflannı müzakere masasmda halletmekten imtina ettikçe, sulhu temin etmeğe asla muktedir olamaz. Bir hükumet dişine tırnağına kadar silâhlanır ve bir kuvvet siyaseti takibine koyulursa, tedafüî silâhlar, yegâne emniyet çarc«i haline gelir.» Ruzvelt, yeni muharebelerin taarruza geçmeden evvel müdafaaya hazırlanmanm lüzumunu öğretmiş olduğımu, çiinkü «taarruzun evvelce olduğundan daha geniş bir şümulü ve daha sür'atli olduğunu» beyan etmiş ve demiştir ki: «Şunu öğrendik ki taarruz, askeri mu hasemata girişilmeden çok zaman evvel propaganda, para sayesinde yapılan nüfuz, hüsnüniyet sahıbi insanlar arasmdaki rabıtalan gevşetmek, batıl akidelere kuvvet vermek v« nifaka tejvik eylemek şeklinde başlamaktadır. Cenabıhakka inanan, muahedelerin kudsiyetine ve diğer milletlerle olan münasebatta hüsniiniyete riayet eden demokrasilerin nerede olursa olsun hukukun ihlâline karşı lâkayd davranmak muhatarasma maruz kalamıyacaklarını öğren • dik. Bu demokrasiler, kardeş olan milIetlere karşı yapılan ve otomatik surette hepimizin aleyhine müteveccüı bulunan taarruz hareketlerini filî bir protesto ile karşılamaktam hâli kalmazlar. Taarruz hareketlerine mâni olmak için silâhla müdahalede bulunmaktan istinkâf etmemiz, guya ortada bir guna taarruz yokmuş gibi hareket etmemiz kab etmek te olduğu manasvnı tazammun etmez.» Ruzvelt, mutaarnz üzerinde yapılacak harbden gayri birçok tazyik vasıtalan mevcud olduğuna işaret ederek demiştir meksizin tahşid kamplan teşkil olunmaksızın, söz ve matbuat hürriyetleri ile Hukuku beşer beyannamesindeki sair hürriyetler kayvd altına alınmaksızm görülmüştür.» Ruzvelt, diktatorlük taraftarlanna şu suretle cevab vermiştir: ki: « Yapabilecegimiz en ufak hareket, mutaaarnza yardım edecek veya ona kuvvet verecek her türlü hareketin veya heç türlü hareketten istinkâfm önüne geçmektir.» Ruzvelt, bitaraflık kanunu ahkâmınm gayrimüsavi ve gayriâdilâne bir surette cereyan edemiyeceğıni beyan etmiş ve şöyle demiştir: « Bu kanun ahkâmı, mutaarnza hakikî bir yardımda bulunmak ve bu yardımı taarruza uğramış olan taraftan esirgemek gibi bir netice de verebilir. Muhafazai hayat grizesi, bize bu hale meydan vermemiz lüzumunu ihtar etmelidir.» Amerika Reisicümhuru, bundan sonra kendisinin umumî müdafaa siyasetini tarif etmiştir: «Evvelâ esaslı sevkulceyşî noktalara karşı yapılacak nagihanî taarruzlan defetmeğe ve mukavemeti idame ve nihaî zaferi teshil eylemeğe kâfi müsellâh kuv vetlere ve müdafaa tertibatma malik bulunmalıyız. Saniyen sür'atle inkişaf ettirilebilecek v« düşman taarruzlan ile kırılmak tehlike«i olmaksızm büHin ihtiyaclara tekabül edebilecek tedafüî teşkilâta sahib olmamız icab eder.» Reisicumhur, sözlerine şu suretle devam etmiştir: « Bütün bu işler, diktatorlük salâ hiyetleri olmaksızm, cebrî sâya veya ser rravenin ta7viki usulüne müracaat edil Ankara 5 (Telefonla) Devlet cnemurları maaşlarının tevhid ve teadülüne dair olan kanunun bazı maddelerini değiştiren lâyiha Meclis Bütçe Encümenin" « Diktatorlük , Amerikan milletinin de görüşülmüştü. Yalnız encümen, bu hiçbir zaman ödeyemiyeceği bir bahaya lâyiha hakkındaki mazbatasını hazırla mal olmaktadır. Diktatorlük, ruhî kıy madan önce gene devlete bağlı dairelermetlere, hoşumuza giden şeyi söylemekde ücretli olarak çalışanlar hakkında bir ten ibaret olan mukaddes hakka, vicdan barem yapılıp yapılmıyacağını hükumet hürriyetine, sermayenin müsaderesine, ten sormağa karar vermiş ve kat'î kararıçocuklanmızın serbest ve liyakatli insan nı buna talık etmişti. efradı gibi yetismiyerek bir makineyc eHükumetin, Meclise son verdiği bir sir edilmiş dama taşları gibi yetişmelerikanun lâyihasile devletten hak temin e" ne şahid olmamıza mal olmaktadır.» den veya sermayesinin yarısından fazlası Ruzvelt, ecrbest yaşamamn bir takım devlete aid olan banka ve müesseseler fedakârhklar ihtiyarına değeri olduğuna memurlarının maaş ve ücretlerile hizmet ehemmiyetle işaret eylemek suretile sözgiriş ve terfi usulleri hakkında hükümler lerine nihayet vermiştir. tespit edılmiştir. Bu müesseseler memur Nutuk nasıl dinlendi ? larının bareminin de devlet memurlarma Vaşington, 5 (a.a.) Ruzvelt, mebmütenazır bir şekilde tanzim edileceği ve Boğulan denizcilerin cenazeleri usların ve tribünleri doldurmuş olan halher iki kanun lâyihasının ayni zamanda merasimle kaldırıldı km şiddetli alkışlarile karşılanmıştır. Ereğli (Hususî) Limanımızda gözden geçirileceğı anlaşılıyor. Kordiplomatik hemen hemen tama batan Millet vapurunun boğulan tayfaDiğer taraftan öğrenildığine göre, bu men hazır idi ve Alman maslahatgüzarı lannm cenaze merasimi çok hazin bir şe kabil bankalardaki memurluklara ve geHans Thomsen, nazan dikkati celbedi kilde yapılmıştır. ne Veklâetlerdeki ücretli memurluklara yordu. Mumaileyh, Reisicumhur, demok Tabutları üzerine Türk bayraklan ör alınacaklar hakkmd şimdiden bazı ted ~ rasi prensiplerin* imanmı ifade ettiği ve tülmüş, Musalla tnevkünde namazlan birlerin tatbikına tevessül edilmiştir. Bu diktatörlüklerin nekayisini ortaya attığı sr kılmdıktan sonra önde Halkevi ban suretle muhtelif müesseselerde devlet hizrada put gibi durmuş ve çehresinde hisdosu olduğu halde bütün memurlar, mu metinde bulunan memurlar arasmda gesiyatmı gösterir hiçbir alâmet belirmeallimler, limanda bulunan gemilerin mü rek ücret, gerek terfi, gerek muhtelif hak" miştir. rettebatı, mektebler, Halkevi, Kızılay, lar bakımından muvazene temin edilmiş Nutuk ve bilhassa «bitarafbk kanunu» Türk Hava ve Esirgeme kurumlan, va olacakür. nun yeniden gözden geçirilmesini tavsiye pur acentalan ve bütün teşekküller haMaliye memurlart nasıl tayin ve hükumctin mesarifi şimdiki nispet ve zır bulunmuştur. edilecek? mikyas dahilinde ihtiyara devam edeceTabutlann iki taraflannda jandarma Maliye Vekâleti de bundan sonra ğini beyan eden fıkralan alkışiarla kar ve polis müfrezeleri mevki almışlardı. yapacağı memur tayinlerine s.amil olmak şılanmıştır. Cenaze merasimine birçok çelenkler gönüzere bir karar almıştır. Buna göre, 20 Demdkrasinin müdafaasına müteallik derilmiştir. Merasim pek hazin olmuş, 25 lira maaşlı veya 60 75 lira ücretli bütün Ereğli büyük bir yeis ve elem ıçinolan fıkra, müttefikan alkışlanmıştır. münhal memurluklara açıktan veya di Nutuk, 40 dakika devam etmiş ve so de cenaze merasimine iştirak etmiştir. ğer dairelerden, yahud mülhakattaki Karaya oturan gemilerin nu, yeniden alkışlarla, horra rridalarile ve Maliye teşkilâtından alınacaklar lise kurtardmasına çalışdıyor Amerikan halkının an'anevî tasvib nişamezunu olacaklar ve müsabakaya tâbi nesi olan relıklarla karşılanmıştır. Tahlisiye idaresinin halen kaza ma tutulacaklardır. Biri ?ubabn on beşinde, Italyada heyecan hallinde bulunan Hora tahlisiye gemisi diğeri eylulün on beşinde olmak üzere Roma, 5 (a.a.) Havas ajansı mu ne yardun için evvelki akşam da Aleın her yıl iki imtihan açılacaktır. Bir imtihabirinden: Ruzvelt'in nutku, Amerikan dar tahlisiye gemisi gönderilmiştir. handa muvaffak olanlar tayin edilmeTahlisiye ameliyesine en kolaylıkla dikçe müteakıb imtihanda kazananlann siyasetinin diktatörlüklere karşı gitgide gayrimüsaid bir şekil alan bir istikamerte kurtulması ihtimali olan gemilerden baş tayinleri yapılmıyacaktır. Bu suretle dailerlemesinden endişe etmekte olan bura lanmıştır. Oturan gemiler arasında ko ha önce kazanmış olanlann mükteseb daki siyasî mehafilde derin bir heyecan laylıkla kurtulması kabil olan gemiler haklan mahfuz tutulacaktır. tevlid etmiştir. Bu mehafil, bu nutkun e bulunmakla beraber kurtulması günlere Ücretli memurluklardan, maaşlı mesasen çok fena olan ltalyan • Amerikan mütevakkıf gemiler de vardır. murluklara geçmek istiyenler de gene rr.ünasebatı üzerinde icra edeceği tesirlerDün akjam geç vakte kadar Deniz müsabaka imtihanına tâbi rutülacaklarden endişe etme'ktedirleT. banka herhangi bir geminin kurtulduğudır. ^ ^ ^ na veya kurtarıldığına dair bir haber gelmemiştir. Fakat bunlann kurtarma ame Suriye komiseri tayyare ile liyesi geciktiği takdirde Istanbulda mahhareket etti sus derecede bir kömür buhranı husule Marignane 5 (a.a.) Gabriel Puaux getirmesi ihtimali de mevcuddur. Bu hutayyare ile Şama hareket etmiştir. Mususu gözönünde tutan Denizbank teş.kilâmaileyhin bmmiş olduğu tayyare, M a r (Bastarafı 1 inci sahlfede) tı, gemilerin bir an evvel kurtarılması silya tarikile Tunus, Kahire ve Şam aramal edilmiş olan yolun güzergâhını göa hususunu temin için çalışmaktadır. sında icrasına başlanılan yeni servisin küLimammıza gelen vapurlar teren bir harita neşredilmişrrr. Fazla olaDenizbankm Ege vapuru Karadeniz şad resmini icra etmiştir. rak Dantzig'in Almanyaya ilhakı, PoBir suikasd lonya tarafından işgal edilmiş olan Ciez deki şiddetli fırhnalar dolayısile iki gün Varşova 5 (a.a.) Pat ajansının bilsyn Silezyasuıdaki Almanlarım mukad rötarla dün akşam saat 17 de limammıza gelmiştir. dırdığine göre, Oslo mmtakasında bir deratı v« Ukrayna meseleleri de tetkik eGüneysu vapuru da iki günlük bir ge polis devriyesine karşı yeni suikasd yadilecektir. Bek, fazla oîarak Führer'den hukikî tasavvurları n< olduğu hakkında cikmeden sonra cumartesi günü limam pılmıştır. Poremba'da devriye koluna karşı bir bomba atılmıştır. Bomba patizahat isteyecek ve icabında bazı teminat mıza gelecektir. lamışsa da kimse yaralanmamıştır. MüTelefon hatları alacak, veya verecektir. Almanya ile Potecaviz tevkif edilmiştir. lcnya arasındaki müstalcbel münasebat Fırtına neticesinde şehirler arası telebuna bağlıdır. Beynelmilel vaziyet de bu fonlan tamamen inkıtaa uğramıştı. Ev açmaktadır. Fırtına teîleri bozduğundan mükâlemeye mevzu teşkil edecektir. velki günden itibaren kısmen başlıyan münakalât ve İstanbulla da muhabere Bek'in Ciyano ile yaphğı mülâkat telefon muhaversi bazı yerlerde dün ak yapılamıyor. şam geç vakte kadar temin edilememiş Zonguldak köylerinde soğuktan 20 Varşova, 5 (a.a.) Pat ajansmın tir. istihbanna nazaran, Romada ltalyan Ha kişi öldü Boluda riciye Nazırı ile Polonya büyük elçisi aZonguldak 5 (Hususî) Birkaç günBolu 5 (a.a.) Kar dindi. Soğuk denberi devam eden soğuklardan Zonrasında yapılan mülâkat neticesinde Italya Hariciye Nazınnm Varşova seyahati şiddetlidir. Köy ve kazalar arasında mü gudak köylerinde yirmi kişi ölmüştür. için şubatın ikinci yansı tespit olunmuş nakalât yapılmıyor. Dündenberi kırk a Şimdiki halde soğuklar biraz kırılmış, mele Hükumetle çarsı arasındaki yolu fırtına kısmen durmuştur. tur. dini bılmeden çarpışan Ahmed, bir aralık kendini sahilde bulmuştur. Ahmed ilk tedavisi yapıldıktan sonra kendisıne nasıl kurtulduğunu soranlara: « Hiçbir şeyden haberim yok.. Nasıl sahile kadar geldığ:mi bilemiyo rum.. Beni Cenabıhak kurtardı.» demiştir. Gayet kuvvetli bir yüzücü olan ateşçi Sabri San da uzun müddet dalgalarla ve ölümle mücadele ettikten sonra perişan bir vaziyette kendini sa"hilde bulmuştur. Batan Millet vapurunun İstanbul acentası, felâketzede gemicilerin bedbaht ailelerinin feryad ve fıganlarile dolmaktadır. Bu zavalhlann, anneleri, babalan, karılan, çocuklan ve kardeşleri ağla maktan kızarmış gözlerile harab ve bitkin bir halde, oğullarından, kocalarm dan, babalanndan ve kardeşlerinden mütemadiyen bir haber olup olmadığını soruşturmaktadırlar. Millet vapurunun Vekiller Heyeti dün bedbaht tayfaları İnönünün riyasetin(Bastarafı 1 inci sahifede) Fakat dalgalarla uzun müddet ken de iki toplantı yaptı (Baştaraft 1 inci sahifede) Tevkifanede yeni bir i cinayet daha işlendi Kürd Yusuf isminde bir mevkuf, eline geçirdiği bir aletle dört kişiyi birden yaraladı (Bastarafı 1 inci sahifede) Daha arası soğumadan, İstanbu! t e v kifhanesinde bu sefer de birkaç kişinin yaralanmasile neticelenen yeni bir hâdise olmuştur. Evvelki gece saat 21,15 te mevkuflardan Kürt Yusufla Rizeli Salih oğlu Rifat, Hüseyin oğlu Mustafa, Abdullah oğlu Hasan ve Hırant oğlu Kirkor arasında kavga çıkmış, bu sırada Kürt Yusuf, yukarıda isimleri geçenleri yaralamıştır. Gardiyanlar, jandarmaları çağırmış, gelen jandarmalar Yusufu yakalamış, d r ğerlerini de hapisane kısmına götürmüş lerdir. Keyfiyet nöbetçi müddeiumumiliğine haber verilince, müddeiumumilikçe der hal hâdise yerine gidilerek tahkikata el konulmuştur. Bu işle meşgul muavin, alâ kadarlann ifadesini almakla meşguldür. daki karşılıkh iğbirarı büyütmüş, düşmanlığı şiddetlendirmiş ve işte bu sefer de Kütr Yusuf, işi üç Lazla bunların adanu saydığı bir Ermeniyi yaralamağa vardırmıştır. Yaralama suçu, Yusufun eline ge" çirdiği bir aletle işlenmiştir. Diğer taraftan, Bekiri öldüren Dursuı muhakemesinde «tevkifhanede her nasıU sa eline geçirdiği mangal ayağını bıçak* şekline getirmiş olmak» hususunda soru J lan suale karşı: " f « ben, 8 10 ay evvel tevkifhane de bulunan ve sonra beraet ederek çıkıp ı giden çamarşıcı Mustafadan aldığım bıçağı, uzun zamandanberi muhtelif yerler ı de gizliyordum. O sırda yanımdaydı. Bı bıçakla karşı koydum. Bekirde de bıçak • vardı» demiş ve aynca şahid ve mevkuflardan Hasan, İhsan, Rifat, öldürülen Bekirde de bıçak bulunduğunu ileri sürmüşlerdi. Gerek bu ifadeler, gerek yakm zamanlardaki ufak tefek te olsa yaralamalar gözönünde tutulmuş, tevkifhane de bir arama yapılmak istenilmiştir. Mevkuflardan bir kısmı, bu aramaya mâni ol .] mağa kalkışmışlardır. Aramaya devam olunması ve her köşe, bucağın iyice aranması hususunda tedbir alınmıştır. Mevkuflardan bir kısmınm aramaya mâni olmağa kalkıştıkları sırada da bazı yaralnıp berelenmeler olduğu şayiası dolaşmaktaysa da, bunun ne dereceye kadar vakıaya tugun olduğu henüz belli değil" dir. Arama neticesi de henüz meçhuldür. Tahcninlere nazaran, son hâdiseler dolayısile tevkifhanenin dahilî inzıbatı bakımmdan idarî bazı tahkikat ve tetkikat yapılacak ve bunu da icab eden ıslarfehn yerine getirilmesi takib edecektir. Tanzim edilecek barem lâyihan Hâdisenin sebebi Oğrenilenlere göre, bu kavga ve yaralama hâdiselerinin asıl saiki, mevkuflardan Lazlarla Kürtler arasına giren hu ~ sumettir. Lâzlar, Kürtlerin tevkifhaneye eroın sokduklarını ihbar edip bunlan yakalatınca, Kürtler La'zlara düşman ke silmiş, iki tarafın da araları açıldıkça açılmıştır. Birkaç gün evvel vukua gelen cinayette öldürülen Bekir, Kürt Dursun, Lazdır. Esasen bu davanın muhakeme " sinde, şahidlerin dinlenilmesi ve yüzleş tirilmesi safhasında da, aradaki bu husumete delâlet edebilecek bazı sözler geç miştir. Aslında sadece bir eroin meselesinin ihbanndan hasıl olmuş gibi görünen husumetin bu suretle teşmili, birkaç gün evvelki cinayeti müteakıb, taraflar arasın " Daladye'nin Afrika seyahati (Bastarafı 1 inci sahifedt) tarafından şiddetle alhşlanmıştır. Başve* kil, buna muvafakat etmiş ve Reisicumhur Lebrun'ün «Tunusun Daladye'yi r.oş kun tezahüratla karşılamasından dolayı memnuniyot beyan eden» mcsajım okumuştur, . ,. ReisicumhuT mesajmda şöyle demektedir: «Fransa, bu tezahürlerde bütün halkm Fransa vatanmın sinesinde kalmak hususunda sarsılmaz azminin yeni ve esasen izharına lüzum olmryan bir delilini görmektedir.» d«n dolayı hayret göstermektedir. Berliner Tageblatt gazetesi, «Eski oyun» başlığı altmda yazdığı bir makalede ezcümle diyor ki: Alman Leh münasebatı «1936 eylulünde, Negüs garb devletlerinin arkasmdan bir kere daha Cenevrenin müz«keTe salonuna sokulmağa muvaffak olduğu vakit, Faşist îtalya aleyhinde yapılan bu daimî taforikâtın zecrî tedbirler komedyasınm «*n haddi olduğu anlaşılıyordu. Bütün bunlara rağmen hâlâ Cenevreliler müstehzi bir eda ile Mussolini'nin dostu Hitler'le beraber çöle gidemiyeceğini söyiüyordu. Bu vaziyet Halk, «Yaşasın Fransa, yaşasın Da karşısmda derhal Berlin • Roma mihveî": ladye, yaşasm Lebrun» diye alkışlamış ri kurulmuştu. tır. Bugün ayni oyun, bu sefer tersine ola*Daladye, Bizerte'e gitmeden evvel rak, gene oynanmak isteniyor. Harekefe; Sfax, Eldjem ve Sousse'a gidecektir. noktası olan Akdeniz meselesi ele almı Cibutiye gönderilen Senegal'li askerler Marsilya, 5 (a.a.) Senegalli tirendazlardan mürekkeb yeni bir tabur, yann Atthos vapurile Cibuti'ye gidecektir. Alman gazetelerînîn Daladye'nin seyahatine verdikleri mdna Berlin, 5 (a.a.) Alman gazetelcri, Pariste çıkan Oeuvre ile Londrada çıkan Evening Standard gazetelerinin RoTunusta yırtılan ltalyan bayrağı ma • Berlin mihverinin sağlamlığım şüphe ile karşılayan yazılarile meşgul olParis 5 (a.a.) 31 ikincikânunda maktadır. Tunusta halk tarafından ltalyan bayra Alman matbuatı, bu düşüncenin boş gının yırtılması suretindeki hâdise dota luğunu göstermek için Hitler'in jnlbaşı yısile mezkur şehirdeki İtalyan müesse mesajını ve Hitler ile Mussolini arasında seleri erkânı, konsoloshaneye bir protesteati olunan telgrafları tebarüz ettirmek toname tevdi etmişlerdir. te ve samimî bir siyaset mefhumunu balKonsoloshane bunu Romaya bildir talamak yolunda yapılan bu teşebbüsler mek vadinde bulunmuştur. dü. Galiba ilk anlarda tereddüd etmiş ve nitekim daveti Nevzada söylememişti. Bir çok âşıkları detektif haline sokan şüpheyi gizlemeden hakîkatle temas etmek mümkün olmadığını, Nevzad, her kadın meselesinde gayet iyi bilirdi. Fakat bu defa, hepsinden daha kuvvetli bir sevginin verdiği ümidlerden de kendini kurtaramıyordu. Şüphe'si nispetinde kuvvetli bir itimad ve ümid ihtiyacı. Bir bakıma sevildiğinden hiç şüphesi yoktu. Selmanın hayatında Nevzadı ta^dıktan sonra, baska hiçbir erkek olmad:ğı muhakkaktı. Selmayı daha büyük süphelerin kemirdiğini de biliyordu. Onun Halime karşı zâfı Nevzada karşı daha kuvvetli olabilmek için meşru haddi aşmıyan bir sevgi tabiyesi de olabilirdi. Halim îstanbula gelmeden evvel onu Selmaya tanıtmağa razı olan Nevzad her şeyi soğukkanlılıkla anlamağa karar vermişti. Yalıya gitmeği bir gün geciktirmesi de Selmayı şaşırtmak içindi. Ertesi gün gitti. Selma onu gözlerinde fırtmalarla k a r şıladı. Bir gün evvel niçin gelmediğini sormadı. Büyük bir öfke alâmetiydi bu. îlk dakikalar bir krizi haber veren uzun bir sükutla geçti. Nevzad Selmanın nasıl boşalacağım bilirdi. Bekliyordu. Kadın, küskün ve yorgun, divana uzanacak ve susacakh. Dargınbk onu yorar ve çenesini kilidler. Sonra ağlayacakrı. Kısa birkaç hıçkınk peşrevinden sonra da inr sanlardan nefretini anlatacaktı. Fakat hiç böyle olmadı. Selmanın gözlerindeki fır*a galiba istihzaya benzer şim«eklerden sonra yağmurla değil, parlak bir neş'e güneşile nihayet bulmuştu. Birdenbire Nevzadm çenesini iki parmağı arasına alan kadın, erini acıtacak kadar sıkarak: Dün niçin gelmedin, ömrüm? diye sordu. Nevzad yalan söyledi: Müfettişler geldi, Selma, Şirkette çok sıkıştık. Selma birdenbire ona arkasım döndü ve pencereye gitti. Perdeyi biraz yukan kaldırarak dışarıya bakü. Sustu. Sonra mınldandı: Üzülme yavrum. Nevzad bir koltuğa uzandı ve sigara yaktı. Aralarmda mücadelenin bu nev'i veniydi. İki tarafın da «cann isterse...» demeğe hazır olduğu hiç vaki değildi. {Arkası var) yor ve Almanya ile Fransa arasmda irn zalanan deklarasyon ile Berlin • Rom mihverinin telif edilemiyeceği söylcniyon Evening Standard ve Oeuvre gazetele Alman İtalyan aniaşmasımm zâfını Almanyanın arbk mihver siyasetinde; bezdiğini gösteren beyanatı beyhude araı tınp duruyorlar. Bu yazılann bedhahhğı o kadar barizdir ki, bunlar ciddî biı münakaşaya kat'iyyen değmez. L unuttum. Şimdi hatırıma geldi. Evet, fakat Selma bilir. Şirkette işim çok olursa ona ertesi gün giderim. Yann gideceğim. T e f r i k a : 17 ,•••••••••••*+ Yazan : Server Bedi 0*JL. Bak, ben bunu tamamile unut Onu da getir İstanbula. Zaten se tum. Her ne ise. Artık bu şakaya niha Şerifin gözünde bütün kâinat bir inektir. dedi. İnek gibi nefes alır, inek gi nin böyle bir tatile niyetin vardı. yet verelim. Ben Selmayı bir daha göre İlkbahardan evvel izin isteyemem. mem. bi sever ve inek gibi doğrurur. Üst tarafı Ona bir kere daha git. Baska bir gayritabiidir, anomalidir, isteridir, tabir müdiri umumî Avrupaya gidecek. iki ay ben vekâlet edeceğim. şey istemiyorum. Milyonda bir de olsa mi yok... Salihin burnu kınldı demek. son süpheyi de ezmek isterim. Sence Salma tabiî bir kadın mr Vaziyetim çok iyidir. Müdiri Halim stçradı: dır? Hah, şöyle! dedi, hakikati söyle. Tabiî amma alelâde degiî. Göre umumî dönünce izin alabilirim. O zaman da ben Selma ile evlen îşte şimdi benim tanıdığım Nevzad olceksin diyorum sana. Tecrübe et. T e c miş olacağım. maSa başladın. Geçen defa söylediklerinibeden üstün, tecrübeden emin imtihan Halim gene arkadaşınm yüzüne h a y ne akıl erdiremiyordum. Elbette... Bu var mıdır? şüphe elzem, Nevzad, elzem! retle baktı: Fakat Nevzad, bu tecrübe bana O kadar fazlasma gitme! Benim Sahi mi söylüyorsun? dedi. azab veriyor. ki şüpheden ziyade merak. Hiçbir nok Nicin hayret ediyorsun? Elbette Sana azıb veren şey fena düşüncetanın karanlıkta kalmamasını istiyorum. lerindir Hakh ba?ı arzular da duyabi ciddî söylüyorum. Neyse... Yalnız kelime farkı... Halim kendini geriye çekerek Nevzalirsin. Mazursun. Fakat hüsnüniyetle haPekâlâ... Ona «on defa gideceğim ve da biraz daha uzaktan baktı: reket et, bana hak vereceksin. Peki, dostum, dedi, neden beni sana daha zengin bir müşahede ile döne Bu tecrübenin uzun süreceğini zanzahmete sokuvorsun? Anlamıyorum, an cepimi ümid ediyorum. netmiv^rum. İki arkadaş, kadehlerini kaldırdılar ve Benim hatırım için biraz daha kat lamıyorum. Bu halin Selma kadar esrarengiz. İkiniz söz birliği ettiniz de ba birbirlerine eski dostluklarını tazeleyen lan. sabit gözlerle baktılar. Fakat ben on sün sonra Ankara na bir oyun mu oynuyorsunuz? pı 3 Halim birdenbire hatırlıyarak: ya dö"meğe m ~burum. Hakikat şuydu: Nevzad Selmayı ta Hem sen bugün Selmaya gidecek îzin iste, î<îtanbulda kal bir iki ay. değil miydin? diye sordu, ben tamamile n'dığı gündenberi ondan şüphe ediyordu. Ferihavı r SELMA ve GÖLGESİ Bütün gayreti onun iki kocasını da intihara sürükleyen muammayı çözmekti. Bu kadının meş'um bir tip olabileceğini kabul etmiyor değildi ve onu gözleri kapalı, baygıncasma sevdiği yalandı. Gerçi Selma, o gün, Salimle kansmın önünde Halimi odadan dışarıya çağırdığı zaman büyük bir şüohe ve öfke nöbeti geçirmişti. Çünkü Selmamn uzun zamandanberi Halimi görmek istemekte garib bir ısran vardı. O insandan kaçan Selma, Nevzaddan başka hiç kimsenin yüzünü görmeğe tahammülu olmadığını söyliyen kadın, şürlerini sevdiği Halimi tanımak için maharetli bir manevra çevirmiş, nihayet onu yalıya getirtmişri. Nevzad, Selmanın buna muvaffak olmak için kullandiğı tabiyeyi pek iyi biliyor, fakat sonuna k?dar anlamamış görünmek istiyordu. O gün Selma Halimi dışarıya çağınnca, Nevzad arkadaşına karşı da bu masumiyet rolünü yapmağa karar verdi. Ancak onu Selma ile temasa teşvik etmek suretile kadının maksadını anlayabileceğini düşünüyordu. Nitekim bu sayede Halimden Selmanın gizli davetini öğrenebildi. Yoksa en eski dostluklann bile bazan bir kadın cazibesinin uçurumunda bin parça olabileceğini bilmez değildi. Halimin bu daveti saklaması mümkün