I 4 İkincikânun 1939 CUMHURtYET Hâdiseler arasında Adam kıtlığı Bir Tiirlc Dastam:3 Almanyadan hîcret edecek Yahudiler Genc erkek ve kadın işçilerden mürekkeb 150 bin Yahudinin ilk partide hicreti derpiş ediliyor Londra 3 (Hususî) îngiltere Bankası Umura Müdürü Montegu Norman yarın Berline gidecektir. îngiltere Bankası müdürü, geçenlerde Londra'yı ziyaret eden Rayişbank Müdürü Dr. Şaht'ın torununun vaftiz merasiminde hazır bulunacaktır. Bu münasebetle iki banka müdürii arasmda Alman haricî ticaretile Almanyadaki Yahudilerin muhacereti meseleleri hakkında müzakereler cereyan edecektir. Almanya hükumeti Almanyada kalacak olup birkaç scne içinde tedricen uzaklaştırılacak olan Yahudilere karşı yapılacak muameleler hakkında bazı te minat vermeği derpiş eylemektedir. Bu teklifleri şimdiki şekillerile kabul etmeğe fmkân yoktur. Ve bircok noktalan halledilmeğe muhtacdır. Yahudi işçilerinin muhacereti pren sipi, Almanyanm makbul teminat ver mesi şartile kabul edilebilecektir. Çünk ı Almanyanın in?anî mülâhazalarla hareket eden hükumetten kısa ve uzun bi> mühletin sonunda yeni malî fedakârlıklar taleb etmek Kkrile büyük bir Yahudi kütlesini memlekette alıkovmak iste mesinden korkulmaktadır. Mühim meselelerden biri de işin malî cephesldu Imçiliz mahfillerinde Saht'm teklifinde olduğu gibi Almanya bu plânın tatbik esnasında ticarî bir esas üzerinden kendisine bir menfaat temin etmek yoluna «apm^ması lâzımgeldiği söylenmekte dir. Bu mahfilleTcle hâsıl olan kanaate qöre, Almanya elinde bulunan ecnebi c dövizlerinden bir miktarını bu iş« tahsi etmelidir. Halbnki simdiki plânla bu hususta ihtiyar edilecek masraflan diğer devletlerin deruhde etmesi istenilmekte4ir. Muhaceret isile alâkadar olan milletlerin, mi'kabilinoV bir menfaat temin etmeksizin fazla A ' ^ a n ihracatmı ödemek icin mühim Tr>!Vtarda döviz vermeeelecektir. skilerin bir «kahtı rical» «*• zü vardı. Az farkla «adam kıtlığı» demektir. İbret gazetesinde Namık Kemalden tkdam gazetesinde Ahmed Cevdete kadar, eski devirde yüzlerce muharrir, bu kahtı ricale dair yüzlerce makale yaz dı. Namık Kemal, içinde yaşadığı devrin adam yetiştirmemesinden ve hakkile yetişen adamları da benimsememesinden şikâyet ederdi. Bu şikâ yet, elli seneden fazla, her gazete muharririnin sık sık yapıştığı baş mevzulardan biri olmağa devam etti. Hemen hemen her felâketin, hezi metin, her geri tepmenin bir tek baş sebebi vardı: Kahtı rical. Bu görüş, zamanımızda epey tekâmül etmif olacak. Adam kıtlığından şikâyetimiz azdır. Fakat ortahkta adam bolluğu olmadığını da hep bili yoruz. Şikâyetimizin azalması, belki de, adam kıtlığının müstakil bir mesele olmadığını anlamamızdan ileri geliyor; farkediyoruz ki adam kıtlığı, ağac kıtlığı gibi yalnız toprağın, zira at »artlannın, ormanlann ıslahına bağlı işlerden değil. Adam kıtlığı, herşeyin kıtlığı demektir: Para kıtlığı, mekteb kıtlığı, muhit kıtlığı, ilim ve san'at kıtlığı, şehir kıtlığı, nüfus kıtlığı, teşkilât kıtlığı ilâh... Namık Kemalden Ahmed Cevdete kadar yiiz bin defa kahtı rical çığlığı basma mızdan faydalı bir netice alamadığımızı anlamışız. Toplansa belki yüz cild kitabı doldurabilecek olan bütün o şikâyetler birkaç kelimeye sığar: «Adam kıt. Adam yetiştirelim ve bilhassa yetişenleri de koruyalım.» Eski idare neden bu kadar sade bir hakikati anlamıyordu? Çünkü eski idare memleketi değil, kendisini müdafaa ediyor ve «adam» değil, «işine gelen adam» anyordu. İşine gelen a dam, hiç itiraz etmiyen adam demekti; bütün kötü kombinezonlara giren adam demekti; muhalefete karşı sahte nikbin mizacını muhafaza eden adam demekti. Vatandaş ahlâkı sıfın tüketmiş adam da, şüphesiz kültürsüzler ve ehliyetsizler arasmda tü reyordu. Fakat bu kadar sade bir hakikati anlamaktan ibaret bir şuur da adam kıtlığını bolluğa çevirmek için kâfi bir şart değildir. Adamı yalnız mekteb değil bütün memleket yetiştirir: Ev, sokak, mekteb, toprak, atölye, devlet kapısı, asker ocağı, her yer adam tarlasıdır. Her ana, her baba, her hoca, her usta, her âmir, her çavuş, emri altındaki adamın yetişmesinden mes'uldür; her vatandaş emri altm daki adamın mürebbisidir. Bu kadar geniş bir tesir ve terbiye mekanizmasını iyi çevirebilmek için, adam seçmek ve kullanmak işinde büyük millî prensipler lâzımdır: Temiz adama, ehliyetli adama, kültürlü adama, şah siyetli adama kıymet vermek. Janrı Dağında Yazan: AĞAOĞLU AHMED ve inleme nidasile dolduruyordu. Kam sustu. Bu, bir hicran ve ayrılık ateşile yaYolumuza devam ediyorduk. Dereler tepeler geçtik, ovalar ve dağlar açtık. nan kalblerin suzişi idi. Bu, vuslat ve kaYedikardeş Tann sularında yıkandık. vuşma aşkile kıvranan yüreklerin aleviydi. Dinledim: Neyler diyordular ki: Nihayet bir dağm dibine geldik. «Ey Sutt ağ, nurdan ince taht Kam, dağı göstererek: îşte yerle gö'kü birleştiren Tanrı üzerinde oturan tanrı! Kendini göster, sımanı bu bağrı yanık âşıklarından gizle dağı! dedi. Dağa baktım. Başı göke dayanıyor me, hicranla yananlara bir söz söyle. Merhamet et, yol göster! Sen ki budunudu! nu esirgerdin, neden bizi unuttun? Neden Dağın yüksekliğine hayran oldum. bizi âvare bıraktınî» Bak ne hale geldik? Kam dağın ta tepesini göstererek deBağrımız yanık, kendimiz avare! Artık di ki: Tam orada tanrının huzuruna çı merhamet eyle, kendini göster!» Birdenbire Orhun baş Kamı ortaya kacağız! Beni bir korku aldı, içim titredi; bu atıldı. Neyler durdular, sesler kesildi. Kamın önünde yürüyen Kuturukcutlar kadar yükseklığe nasıl varacağız? ellerinde kımıs dolu kovalar (Hologos) Kam güldü: Göğsünden kamışını aid; ve birşeyler çalmağa başladı. Ağaclarda ve kutlu defler (Tungur) taşıyorîar ki kuşlar dinlediler. Etrafımıza geyikler dı. Kamm âyin yapacağı belliydi. Üzeve marallar toplandılar. Hep o sesi din rindeki beyaz at derisinden yapılı kafliyorlar! Bana da birşeyler oluyor! Kal tanın arkasına güneş (Kyunte) şeklinde ve etrafı KondeyKihen denilen boru* bim duruyor, gözüm kapanıyor. îşte bir kuş beni kanatları üzerine alı larla altmiş bir demir parçası sarkıyordu. yor ve havaya kaldırıyor. O yükseldikçe El şeklindeki (Holo) lar boğazmdan kuiçime tatlı bir uyku siniyor. Ömrümde şağına doğru geliyor ve omuzlarına tenegörmediğim bir saadet ve rahat duyuyor keden iki apulet (Bugurgime) bağlanmıştı. Kollarına ve diğer boş yerlere indum. Bu hal nekadar devam etti: Bilmem. san, bahk, leylek ve keklik şekillerinde Fakat birdenbire düdüğün sesi kesildi, bir çok çıngıraklar asılı idi. Kuturukcutlar kımıs dolu Hologoslan gözlerim açıldı. Kendimi tanrı dağının tedoğu tarafına kodular ve Kamın eline pesinde Kam önde, ben arkadan yürür gördüm. Dağm tepesi geniş ve uzun bir kutlu bir Tungur uzattılar. Etrafı derin bir sükut kaplamıştı. Fa meydandı. Binlerce insanlar toplan kat birdenbire bir kartalın acıklı bağırışile mışlardı. Dikkat ettim: Hep Kamlar ve Kamlara koşulmuş benim gibi tann âşık bir su kuşunun inlemesi işitildi. Lâkin bu ancak bir an sürdü. Sonra gene sükut ları idi! Her ilin Kamları başlannda Kamlar başladı. Bu aralık meş'alelerin ışıklan Kamı olmak üzere ayn bir saf teşkil e «önmeğe başlamıştı. Ortalığı karanhk aldiyorlardı. îşte san renkli tuğun altında makta idi. Tam bu sırada yumuşak, okÇungariya Kamlan, işte kırmızı renkli şayıcı bir nağme işitildi. Kam âyine baştuğun yanında Kırgız Kamlan. Ötede lıyordu, Sol elile defi havaya attı, sağ gök renkli Orhun Kamlan. Daha ötede elile tuttu ve yavaş yavaş yaklaşan bir yeşil renkli Kaşkariya Kamlan, onların fırtınanın gürültülerini haber veren fersol taraflarında renkli Kobi Kamlan, yadlar koparmağa başladı. Gürültü gitsağ taraflarında da pembe renkli Altay tikçe arttı ve bazan uçuşan karga sürüleKamlan! Ve işte bizim kara renkli Ka rini bazan da kartal bağırtılannı andırıyor, Ayni zamanda üzerinde vurulan rakurum Kamları! paraçlan, ziller bin Biz derhal bu sonunculara kanştık ve defler demir türlü sadalar çıkarıyorlar. Niha benim rehberim olan Kamlar Kamı başa yet bu artık bir fırtına değil, dinliyenlerin geçti. Güneş batmak üzere idi. Kamların taşı şuurlarını boğan bir sesler şelâlesi şeklini dıklan ve geyik, beyaz at veya kaplan de alıyor. Kam kendisi bile kendinden rilerinden yapılma elbiseleri üzerine dö geçmiş, raksa başlamış ve durmaksızın külen darmadağınık saçları, ta ayakları atılıp düşüyor, iğiliyor, bükülüyor, kıvrana kadar sarkan binbir madenî parçalar, nıyor, düzeliyor, yeniden gene hoplu ellerindeki defler ve deflere takılmış çm yor, defi atıp tutuyor! Nihayet gaşy hagıraklar ve ziller tanrı dağındaki bu top line geldi ve def dizi üzerine düştü. Derhal herşey sustu, yeniden bir mezarlık lantıya garib bir manzara veriyordu. sükutu başladı. îşte o zaman bir Kam Biraz sonra güneş battı ve karanhk ağır ve kalın bir sesle bu duayı okumağa çokmeğe başladı. Bu geceyi burada du koyuldu: alarla geçirecektik. Meş'aleler yakıldı ve Kürenin kudretli öküzü, çöl atı! Ba saflarm önündeki açık yere dikildi. ğır! Kişne! Birdenbire bir ses: Herşeyin üstüne çıkmiş insan! «Ateş verdim aydınlık olsun, dirilik Her nesneden vergiler almış insan! verdim şenlik olsun!» dedi! Herkesten kudretli, becerikli insan! Bu ses nereden geldi? O sözleri kim Çöl atı, gel öğret! söyledi) Biletnedim! Kürenin sihirkâr gözü konuş! Fakat derhal bütün Kamlar göğüsleKudretli (sahib) buyurtu ver. rindeki düdükleri çıkardılar ve çalmağa Sen de ey sol tarafta elinde değnek koyuldular. tutan sahib! Ben o zamana kadar böyle bir ahenk Sizlere söylüyoruz! dinlememiştim, işitmemiştim! Yüzlerce Yanlışlık edersek, yolumuzu şaşırırdüdüklerden çıkan bu feryad ve nale sessak! leri birbirine kanşarak bütün fezayı ta Karadenizin yeni ihtarı karşısında [Başmakaleden devam] manlarla teçhiz etmek azmindedir. Elde" ki vasıtalara göre yapılacak işler büyüktür. Onları tahakkuk ettirmek için çarele" rini, tedbirlerini bulmak lâzımdır. Ve nihayet bu çare ve tedbirlerin ilk maddî ve müspet şekilleri bulunmuş olduğunu da biliyoruz. Bu şartlar içinde şu limanı ya" palım, bu limanı yapalım derken nihayet işte Karadenizin azgın dalgalarından yeni bir ihtar almış bulunuyoruz. Bu ihtar bize çabuk karar verm^k ve çabuk hareket etmek lüzumunu, facia karışık büyük gürültülerle anlatmışnr. Hakikaten Karadeniz limanlannıyapmakta artık daha ziyade gecikemeyiz, ve gecikmemeliyiz. Bu belâlı denizin bütün cenub kıyıları boyunca uzanan memlekethnizin sahillerinde başı sıkılan gemilere melce olabilecek bellibaşlı tek tabiî liman Sinobdur. Onun haricinde Karadenizde fırtınaya tutulan gemilerin yegâne selâ" met çaresi, eğer imkânını bulurlarsa, denize açılabilmelerinden ibarettir. Eğer buna selâmet çaresi demek caizse. .Çünkil açığa can atacak gemiler bu denizin en" ginlerinde bazan kendilerinden büyük ölii ve diri dalgalara göğüs gereceklerdir. Fırtınaya tutulan gemilerin iki felâketi vardır: Kara ve büyük dalga. Eğer dalgalar ufaktefek gemileri yutamazlarsa onlan karaya sürerler ve kayalara çarparak paramparça ederler. Nekadar büyük olursa olsun herhangi geminin sıklet m e r kezinde patlıyacak o gemi kadar büyük bir dalga onu yıkar ve yutar. Karadenizde can ve mal selâmeti için limanlara ihtiyacımız var. Ayni zamanda bu limanlar kendi hinterlandlarınm iktısadî faaliyetleri için de gayet emin bir giriş çıkış, alışveriş yerleri olacaktır. Hususile Türk şimendiferleri Erzincana kadar uzamış olduktan sonra artık Samsunda bir liman yapılması en kat'î zaruret olmuş olduğunu anlamamazlık edemeyiz. Trabzonu daha uzun müddet limansız bırakamayız. Hele büyük izabe fınnlarile bize modern medeniyetin karargâhhğını yapacak Karabük tesisatından sonra Ankara Filyos hattının Karadeniz mün" tehalarında, kömür havzamızın ihtiyaclarına da cevab verecek limanı biran evvel vücude getirmek hususunda daha ziyade vakit kaybetmemekliğimiz icab ettiğini son kasırga olanca şiddet ve fecaatile bize ih" tar eylemiştir. Bu liman nerede yapılacak?.. Bu bahiste fikirlerin ve arzuların çok mütehalif olmasına rağmen biz, devletçe elbette en doğru yerin şimdiye kadar tayin ve tespit edilmiş olacağını tahmin ediyoruz. Zonguldaklılar limanm, mevcudun ıslahı suretile Zonguldakta yapılmasını istiyorlar. Ereğlililer limanm kendi memleketlerinde yapılması için birçok deliller ve mucib sebebler sayıp döküyorlar. Yalnız işin icabmı düşünen bitaraf devlet mahfillerinde şimdiye kadar Çatalağzı birinci mevkii muhafaza ediyordu. Nihayet liman nere" de yapılacaksa kestirip atmalı ve hiç vakit kaybetmeden işe başlanmak esbabı da tacil olunmahdır. Son fırtınanın ihtarından ortaya yeni hakikatler de çıkmiş bulunduğunu ilâve edelim: Eğer büyük liman Çatalağzında yapılacaksa Zonguldak ve Ereğli limanları kendi ihtiyaclan mikyasmda kâfi bi" rer mendirekle behemehal ıslah olunmahlardır. Ve bizce hatta bu zarurî iş büvük limandan ayn olarak ondan daha ev" vel bile yapılabilir, ve yapılmalıdır da. împaratorluğun asırlarca sürmüş ihmalile elimize harab ve perişan geçen memleketi biz yeni rejimimizde bir iki nesil fasılasız devam edecek mesaimizle bütün eksiklerinde ikmale mecburuz. Son fırtınanın uğultularında işte bu hakikati de bir daha duymuş olduk. Mülteciler komitesi Berline gidiyor Londra 3 (a.a.) Mülteciler Ofisi Müdürü George Rublee, ikinci müdür Robert Pell, Maliye eksperlerinden Joseph Lotton ve henüz tayin edilmemiş. olan Ingiliz hazinesinin bir mümessili, büyük bir ihtimalle, gelecek hafta başında Berline giderek Doktor Şaht v? Göring ile Dr. Şaht'ın Londrayı ziyareti csrtasmda vermiş oldufu plân mucibince Yahudi muhacereti meselesini tetkik edeceklerdir. Bu plânda evvelâ nispeten genc olan kadın ve erkek bütün Yahudi işçilerin muhacereti derpiş edilmektedir. Bunların miktan 150,000 kişi kadardır. Almanya fîlhakika bir «aktif» mahiyette olan ve kendilerine ağır bir Karac tahmil edilen kapitülasyonlardan ziyade servetleri mahdud olan ve devlet için bir yük teşkil eden Yahudilerden kurtulmak ayni zamanda Alman işçilerinin işsiz kalmasına mârri olmak istemektedir. İngiltere mukabil İngilterede yeni bir siyasî grup tedbirler alıyor Almanyanın yeni talebleri Londrada iyi karşılanmadı Londra 3 (a.a.) Almanyanın tah telbahir filosuna malikiyet hususunda în giltereye muadil bir vaziyet elde etmek kararına mukabele olmak üzere Ingiliz Amirallik dairesinin: 1. 5001,000 ton hacminde, tahtel bahirlere ve tayyarelere karşı endaht yapabilecek 7 >usluk dörder topla müsellân ufak gemiler, 2. Önümüzdeki aylar zarfında tezgâhlara konulacak 30 kadar tahtelbahir dafii müdafaa gemileri inşasını derpiş ehnekte olduğu, iyi malumat almakta olan mehafilde beyan edilmektedir. Kabinenin siyasetine muhalif olanlar bir fırka kuruyorlar Londra 3 (a.a.) Yakında Çember layn hükumetinin takib etmekte oldu ğu haricî siyasetle İngilterenin teslihatının kifayetsizliği kendilerini endişeye düşürmekte olan bütün fırkalara mensub şahsiyetleri bir araya toplıyan yen ; bir siyasî grup teşkil edeceği haber ahnmıştır. Eden'in, bu yeni grupla bir alâkası yoktur. Bu grupun teşekkülü haberi, hükumet mehafilinde bir guna endişe tevlid etmemiştir. Çünkü bu grup. an cak ikinci plândan muhafazakâr ve liberal meb'usları bir araya toplıyacak ve amele fırkasından hiç kimse, fırkaBu ufak gemiler, ticaret yollarmı hi nın «her türlü halkçılar cephesi teşekkülüne karşı> olan vetosu sebebile bu maye ve tekbaşına cevelânlar yapan tah grupa dahil olmıyacaktır. Eski idare, otoritesinin düşmanı telbahirlerle harbedecekler, daha ağır Grupa girecekler meyanında Chur olmasından korktuğu için, şahsiyetli tondaki takriben 1500 ilâ 2000 ton torchill'in yeğeni Duncan Sandys ile Ran adama düşmandı. Kalıp adam istipito muhribleri ise ayni tipte gemilers dolph Churchıll, muhafazakâr meb'us yor, memur tipi yetiştiriyordu. Bukarşı harbetmek üzere harb filolanndı lardan Harold Mac Millan, Vernon Bart nun için Namık Kemalden Ahmed çalışacaklardır. lett ve sair bir takım zevatın bulunduğu Cevdete kadar bütün Babıali yokuşu, Bundan başka halihazırda modern bir söylenmektedir. elli seneden fazla boşuna haykırdı ve şekle sokulmakta olan birçok eski torp'Grupun teşekkül etmek için parla adam kıtlığının, herşeyin kıtlığı deto muhribleri de tabtelbahirlere ve tay mentonun tatili zamanını intihab et mek olduğunu Babıali hükurretlerine yarelere karşı harbedebilmeleri için hu mesi manidardır. Filvaki, böyle muarız anlatamadı. Artık Osmanh İmpara uzaklara, ta semaya kadar bir yalvarma gruplar, ancak bu zamanda kendilerine torlueunun niçin yıkıldığmı aramayr susî surette teslih edileceklerdir. Amirallik dairesinin şubat ayında ve taraftar bulabilirler. Çünkü başka za nız. Ondan alabileceğimiz ders şu Amerikada gîzli bir konfeya mart ayı nihayetindeki bütçe tahm! manlarda ekseriyetin her hangi bir rük dur: Adam kıtlığı, ömür kıtlığı derans toplanıyor natmm bu projeler hakkında tasrihafta nünün yeni teşekküle girmesine mâni mektir. Nevyork 3 (a.a.) NewYork Times olacak kuvvetli teşekküllerin mukaveb"lunması muhtemeldir. PEYAMİ SAFA gazetesi, dün Perou hükumeti aleyhine metine maruz kalirlar. açmış olduğu hücumlara devam etmekRomanya,' Roma selâmını tedir. Ankara 3 (a.a.) B. M. Meclisi dün. kabul etti Bu gazetenin Lima'ya göndermiş olFikret Sılayın başkanlığında toplana duğu hususî muhabıri VVhite, Şiliden Bükreş 3 (a.a.) Romavari selâm, rak mübadele ve teffiz işlerinin kat'î göndermiş olduğu bir kabloda Lima hükumet erkânmın üniformalarile ayni tasfiyesi ve intacı hakkmdaki kanuna hükumetini memleket dahilinde «faşizzamanda Kral sarayınm protokoluna ek kanun lâyihasile B. M. Meclisi memin tahrikâtmdan daha mütecavizane thal edilmiştir. murlannm teşkilâtma aid kanun lâyiolan» nazilerin tahrikâtma müsamaha Romavari selâmla üniforma millî tehasmın ikinci müzakerelerini yaparak etmekle olmakla itham eylemektedir. ceddüd fırkasma da ithal edilecektir. tasvib etmiştir. White, Birleşik Amerikanın birçok Yeni fırkaya girenler Meclis, Kırşehir, Yozgad ve Keskin diplomatlarile Cenubî Amerika Dev Bükreş 3 (a.a.) Millî teceddüd cepmmtakalannda yer sarsmtısmdan yıkıVarşova 3 (a.a.) Pat Ajansından: etleri Cumhur Reisleri arasında 4 ikinlan ve harab olan binalann insaat ve hesine kaydolunmak için yapılan ta cikânunda Lima'da akdedilecek olan tamiratmda kullanılmak üzere Kızılay ebler akm etmektedir. Yeni fırka aza Gazeteler, Moskovadan istihbar ediyor. konferans hakkında izahat ve tasrihatta tarafmdan sevkolunacak inşaat malze sının miktarı simdiden iki milyonu geç Dahiliye Komiseri Beria, Moskova me bulunmaktadır. mesinin Devlet Demiryollarmda parasız miştir. Yeni fırkaya girenler arasmda murinile eyaletler memurlarına Sovyet NewYork Times muhabirine göre, nakledlmesine aid kanun lâvihasının Romanyanın Polonyadaki büvük elçisi Rusyada mukim Almanlarm bir listesini yen; konferans gayet gizli olarak ak da birinci müzakeresini yapmıştır. Franasseviçi ileRomanvamn Polonya üç gün zarfında hazırlamalarını emret " dedilecek ve bilhassa cenubî Amerika Gene dünkü toplantıda ruznamede daki eski orta elçisi Visoianu bulun miştir. nın totaliter memleketler tarafmdan bulunan maddelerden adlî evrakm maktadır. Bunlar, yalnız Almanyada hakları sa muhtemel istilâsma müteallik bütün Posta, Telgraf ve Telefon idaresi vasıtaFilistinde yeni çarpışmalar kit olmuş komünist Almanlar olmayıp haberler tetkik olunacaktır. sile tebliğine dair kanun lâyihası Damütehassıs ve teknisyen Almanlar da lis" Tabiiyetimize geçen hiliye Encümeninin talebi üzerine mez Kudüs 3 (a.a.) Dün ve bugün Sateye ithal edilecektir. milletdaşlarımız mario mıntakasmda yapılan askerî hakur encümene tevdi edilmiştir. Bunların adedi bin kadar tahmin olun~ lstikraz yapacak belediyeler rekât ve polis araştırmaları neticesin maktadır. Almanlar, 1 şubattan evvel Ankara 3 (Hususî) Romanya, de tanuımış tedhişçilerden dört kişi tevBulgaristan ve Yugoslavyadan hicret ve Ankara 3 (Hususî) Lüleburgaz, Sovyet Rusyadan çıkarılacaklardır. kif edilmiştir. Itica suretile yurdumuza gelen 2474 milGümüşhacı köy, Sandıkh, Karabiga, DeMoskovadaki Alman sefaretine, sefa letdaşımızın Türk vatandalşığına alınma" Dün, geceyarısı askerî kıt'alar müselnizli, Malkara ve Görele belediyeleri su, lâh bir çeteye taarruz ederek çeteyi rethanede istihdam edilmekte olaa bütün sı Bakanlar heyetince kabul olunmuştur. elektrik ve imar ilşeri için Belediyeler Nablus civarında işgal ettiği kasabayı Ruslara yol verilerek yerlerine Alman 4868 milletdaşımızın da vatandaşlığımıBankasından istikraz akdine teşebbüs et :erketmeğe icbar etmişlerdir. yadan getirilecek Almanlar ikame edil za alınması hakkmdaki kararname proje" lîişlerdir. Bu belediyelerin istikraz istekDiğer bir devriye komşu kasaba ci mesi lüzumunun bildirilmiş olduğu riva si Bakanlar heyetinin tasvibine arzolun " eri İç Bakanlıkça tetkik olunmaktadır. varında asilere taarruz etmiştir. yet edilmektedir. muştur. (Yarın bitecek) Habeş rasları arasında ihtilâf Londra 3 (Hususî) Kudüsteki Habeş kolonisi azası arasmda ciddî ih tilâflar zuhur etmiştir. Habeş ruhanileri Italya lehine propagandalara başlamış lardır. Bazı Habeş papazları, Necaşi ye sadık kalan Habes asılzadelerini tehdid ettiklerinden üçcr ay hapse mahkum edilmişlerdir. Ingiliz kumandanının emrile, Kudüs teki Habeş kiliseleri askerî muhafaza altına alınmıştır. Büviik M^l^t Merlisinde Rusyada bulunan YUNUS NADt Almanlarm vaziyeti Sovyet hükumeti bunları hudud haricîne çıkarıyor Sıtma mücadelesi Bir sene zarfında mühim neticeler alındı Ankara 3 (a.a.) Sıtma mücadeLondra 3 (Hususî) Berlinden billesinin son bir aylık faaliyeti hakkında dirildiğine göre, muharrir Nikiş ile 18 arkadaşı tevkif edilmiştir. Mevkuflann ajansımız şu malumatı elde etmiştir. Umum sıtma mücadele mmtakalanngayrimeşru «Hürriyet» pirtisile alâkada: oldukları ve Hitlere karşı bir suikasd ter da son ay zarfında 42,043 kişi muayene tib ettikleri haber verilmektedir. Mev •ve 62,896 kişi tedavi edilmiştir. Sarfe kufların muhakemesine yakında başlana dilen kinin miktan 990,241 gramdır. 9864 metre kanal açılmış, 25,003 metre caktır. uzunluğunda kanal temizlenmistir. AçıUşakta mahsul vaziyeti lan kanalların 4875 metresi Konyada, Uşak 2 (a.a.) Havalar yağmurlu, 1486 metresi Eskişehirde, 1088 metresi kapah, fakat hararet derecesi mart ay Kocaelinde, 910 metresi Manisada ve ları gibidir. Ekin vazij'eti gayet iyidir. üstarafı Kayseri ve Samsundadır. Ay Şeker fabrikası bu sene pancar mıntarıca 360 tnetrelik yeni ark açılmış ve kasmı çok genişletmiş, Çivriş, Sandıkh, 53,173 metrelik ark temizlenmistir. DolDınar kazalarım da muhiti içine almıştır. Bu sene pancar fiatlan da otuz pa durulan çukur 1829 metre mikâbıdır. radan kırk paraya kadar çıkarılmıştır. Kurutulan bataklıklar 80,130 metre Çiftçi bu arttırmadan çok memnundur. murabbamı bulmuştur. Bunun 80 bini Ekim fazla olacak ve fabrika geçen se Kays«ride, 130 metre murabbaı da Bursa mıntakasındadır. nenin iki misli çalışacaktır. Hitlere suikasd mi tertib edilmiş? ıt