2 îlrincikânun 1939 CUMHURÎY^ FAYDAU BU.GÎLER { Mağara çocuğu Bu hikâye, zamanunızdan çok evvele aiddir. Yirmi bcj bin sene, belki daha fazla.. Memleketimiz, trpkı bu günkü manzarasını tajnnıyorclu. Dağlan, ovalan ucu bucagı gelmiyen or manlar, saymakla tükenmryen batak 11 k 1 a r örtiiyordu. Kayalar daha yüksek ve daha sivri idi. Bunlarm ara sından şurada burada intizamsız birçok sular akıyordu. Hiçbir yer<ta mavi göke doğru kat kat binalar yükselmi yordu. Bugün uzaktan beyaz birer jcrid hissini veren yollardan eser yoktu. Köy, kasaba, jchir namma da birjey mevcud değildi. Baştanbaşa boş bir tabiat ve hududsuz bir sema.. Ilkmaden: Bakır Şimdiye kadar yapılan tahminle rin aksine olarak bizim Tarih Kuru mu tarafından vü cude getirüen ve mekteblerde oku nan umumî tarihı mizde ce yazılı olduğu veçhile insanlar tarafından ilk devirlerde topraktan çıkanlarak işlenen maden demir değil, bakırdır. Türklerin ecdadı Etilerin komşusu Mezopotamya civannda sakin Kalde'lilerın memleketinde yapılan tetkikler neticesi orada 4 bin sene evvel vü cude getirilmiş birçok bakır eşya meydana çıkanlmıştır. Bundan sonra kalay ve çinko keşfedilmiş, kalavla bakır karıştmlarak bronz elde edilmiştir. MCMLCkCTLCRlC ÇOCUKLAR. jmeraklı Yanardağ lâvları Yanardağlardan ttrlıyan lâvlann yal ruz çıktıkları za man sıcak olduklan n ı ve bir müddet sonra soğudukları m zannetmeymiz Birçok yanardağla r m maîısulü lâvlar üzerinde usulâ dairesinde işaretler konularak yapılan tetkikler neticesi bu lâvlann sekiz, on sene yüksek hararetlerini muhafaza ettıkleri anlaşılmıştır. Meselâ İtalyadakl Etna yanardağmdan çıkan lâ^lann hararetinin yedi sene sonra dahi 20 derece olduğu görülmüştür. Çabuk büyüyen hayvanlar Pıliçler yumurtadan çıktıktan sonra aradan dokuz gün geçer geçmez ilk günkü ağırlıklarm iki mislini bulurlar. Fakat ördek yavrulan onlardan da' çabuk büyürler. Doğuşlanndan alü g sonra ilk günkü ağırlıklannm iki ın line vâsıl olurlar. Fakat bu hususta ı kor kıran güvercınlerdir. Bu hayvanL yumurtadan çıktıklannm üzerinde kırk sekiz saat geçer geçmez, doğuşla rındaki ağırlıklannın iki mislini bul muş olurlar. dili Böceklerin hayatlarını tetkikle şöh ret bulımış âlimle rin anlar üzerinde vaptıkları incele melerin vâsıl ol Avrupada yağan ilk kar üstünde eğlenen küçükler dukları neticeye gö re, bu çalışkan bal amelesüv.n kendi aralarında anlaşma lannı temin eden bir dilleri mevcud dur. Çiçeklerden bal toplamıya çıkıp da tekrar kovana döndükleri vakit birbir lerine başlanndan geçen maceralan anlatırlar Fakat bu dil, bizimki gibi bir konuşma lisanı değildir. Dilsizlerinki gibi bir isaret lısanıdır. Anlar da ayaklannın muhtelif şekildeki hareketlerile masma ragmen sivri taşlar üzerinde çvpfikir teavi etmektedirler. Bugün Menderes vadisi, Aydın ovası lak ayaklarla yürümüş olduklan için acıdediğimiz yerlerde ecdadımız toprak alt mış olan ayaklarını da suya sokarak sıziçıktı. Kreho'yu görür görmez nazarları lanndaki kayalar içerisinde tabiatin aç larını dindirmek istiyorlardı. Erkekler, delikanlılar ve çocuklar da parladı. Erkek çocuk: tıgı oyuklan genişleterek vücude getironlann aıkalarından sökün ettiler ve tıp Tenere, dedi, ben balık tutmaya dikleri mağaralarda oturuyorlardı. Tarihten evvelki bu devirde bir sabah kı ihtiyarlar, kadınlar gîbi güneşin yu gideceğim, sen de gelir tnisin? Menderes vadisinin arkasından güneş varlak ve kızıl çehresi önünde hürmet Balık tutmaya gideceksin amma, kırmızı yiizünü göstermeğe başlamıştı. kârane birer reverans yaptılar. hani taşlann ve ağlann!.. Hepsi, garib bir şekilde yekdiğerlerine Fakat sıkı bir sonbahar sisi onu daha Ben, artık balık tutmak için taça fazla uzaklarda gösteriyor ve ışıklannın benziyorlardı. Ayni adaleler, ayni sert ve ağlara muhtac değilitn. Düa ak$am keskinliğini azaltryordu. Maamafih bu siyah saçlar, ayni kara ve koyu gözler, ileriki düzlüğün arkasmda tıpkı bir keçi kadar aydmlık maçaraların kapılarının ayni kuvvetli dişler ve çeneler.. yavrusu gibi kayadan kayaya sıçnyarak 16 Erzrum kız orta okul 422 Nezıhe 1 Gaz:anteb kunduracı çarşısın açıldığı dağ kenarlannı nurlandırtnağa Elbiselerinin <ie yekdiğerlerininkinden akan küçük bir ırmak keşfettim.. Orada Erenyol. kâfi gelmişti. Her akşam aile reislerinın farkı yoktu. Zaten elbise denemezdi. dehsetli balık var.. Kum gibi kaynıyor.. da 46 No. da Ali. 17 Erenköy îstasyon caddesi 31 2 Gelibolu Namık Kemal okulu bu kapılann önünde yakıp bırakhkları a Kısa bir fistan tarzında yalnız bellerıle Delikanh bu sözleri söylerken kolunu 72 Sevim Yüngül. No. da îsmail Gencay. teşlerin alevleri azalmış, herbirinin altm dizkapaklarının arasını örten bir parça uazatarak nehrin bulunduğu yeri göster18 Karagümrük Dervişali mahal 3 Gemlik bakkal Ali Burç. da hadsiz hesabsız korlar toplanmıştı. dan ibaretti. mek istiyordu. lesmde İsmet Karlıova. 4 Kayseri lısesi 27 İzzeddın Öğsüer Gece digerleri uyurken nöbet beklemiş oEllerinin, ayaklannın, kollarınm ve 5 Istanbul Sular idaresi Terkos Öyleydi de, dün akşam niçin o balan insanlar, göke doğru yükselmekte o bacaklarının, velhasıl bütün vücudlerinin fabrikası atölyesinde Aziz Atık. hklardan getirmedin? lan mavi odun dumanlarının arasından sertleşmiş derileri güneşin fazla yakıcı 6 Mersin posta kutusu 71 Kadri. Çok geçti. Buradan epeyce uzak7 Adana orta okul 777 Turan. geçerek uykuya yatmak için mağaraya hararetinden ve soğuğun iğneleyici tesirIddiaya girişmiş!.. ça bir yer.. Hava, addmakıllı kararmış, 8 Trakya Saray Şahin Gıray. giriyorlardı. lerinden mütehassis olmalanna imkân bı Ne o. küçük, elin kolun sarılı. Bakurdlar ulumaya başlamıslardı. Bilirsin 9 Sen Benua Fransız mektebinde Birden ince ve çigli bir dala konmuş rakmıyordu. Hele tabanlarının altları a ki geceleyin kurdlar tehlikelidir. Ne ise, şına bir kaza mı geldi? Ferıha Günay. olan küçük bir kuşun cıvıltısı işitildi. Bu deta nasır bağlamıştı. Sivri taşların ve şimdi onu bırakalım.. Sen benimle bera Hayır, idd aya giriştik! 10 Gemlik tahsildar Mustafa ğlou Ne iddiası? na, ta uzaklardan, yabani bir öküzün bö dıkenli nebatların rahatsızhklanndan ber gelirsen, bilmem yorulmıyacak mı Hasan Baykal. kat'iyyen müteessir olmuyordu. Fakat bu Kardeşimle pencereden en çok kim ğürtüsü tnukabele eıti. 11 Uşak ikinci topçu taburu beşinci sm.. Çünkü şimdi yola çıkarsak güneş kabahklarına ragmen süslenmek hissin sarkacak diye.. îddiayı kazandım.. Kabile erkânı artık tamamen uyan tam tepemizin üstüne gelinciye kadar yü batarya Alaşeh rli Mustafa Panldar. den âri kalamamışlardı. Kadınlar, bo 12 44 üncü ilk kul 228 Şükran. mışlardı. Mağaralardan ihtiyarlar, en rümemiz icab edecek! Yeni sene.. yunlarına delikli ve boyalı taşlardan ger13 Kuzguncuk Nakkaş caddesinde önde ve güneşin doğduğu tarafa yüzle Yorulmam. Çünkü seninle birlikte Mektebliler arasında: danlıklar, bellerine nebatat saplarından 7 No. da Melıha rini dönerek, bu hayat membaına karşı olacağım.. Sonra bahklar da nekadar ho Yenı sene için küçük kardeşine ne örülmüş kemerler takmışlardı. 14 Mersin orta okul Mehmed Bener hürmetle iğilerek çıkıyorlar, dudakları şuma gider farkmdasm!. 15 Mudanya Çavuş mahallesinde hedıye verdm? Erkekler ise daha ağır gerdanlıklarile nm arasında manası pek de anlaşılmıyan Delikanh ketnerinden çrkardığı kuru ömerbev Cami sokak 15 numarada İh Düşündüm, taşmdım, «îş Kumba müphem birer dua mırıldanıyorlardı. iftihar ediyor gibiydiler. Onlann boyun bir et parçasını göstererek: rası» ndan daha münas bini bulamadım. san.u ı ı ııııı Biraz yürüdükten sonra ya büyük bir ta larında öldürdükleri vahşi hayvanlarm Orada, kayalarm üstünde yemek şın, yahud da devriltniş bir ağacm üstü büyük dişleri sıra sıra asılmıştı. Bunlar de yeriz! dedi, sonra da ilâve etti: ne oturuyorlar, bir zamanlar hiç yorul nekadar fazla olursa o kadar merd ve ce Müsaade edersen kargımı, baltamı madan üzerlerinde dolaşhklan uzak o sur sayılıyorlardı. alayım.. Onları dün akşam babam adamMağaraların önündeki tabiî taraçada akıllı bilemişti. Ne olur olmaz, seni ve valara, dağlara bakıyorlardı. Aradan pek uzun zaman gecmeden günlük umumî faaliyet başlamıştı bile.. kendimi müdafaa etmek lâzım gelirse onkadınlar da göründüler. Gülerek oyna Taş yontucular, boyayıcılar, bir takım lann büyük faydaları dokunur. şarak ellerinde deri kırbalan nehirden iptidaî silâhlar yapıcılar basit tezgâhla*** doldurmaya koyuldular. Binlerce sene rının başlanna oturarak çahşmaya ko îkisi kolkola güle oynıya yola çıktı. denberi kabile efradı tarafından yavaş yulmuşlardı. Kuş ve hayvan avlamaya Bazan sert taşlı, dikenli otlu tabiî yol cıkacaklar da seferlerine hazırlanıyorlaryavas vücude getirilmis bir keci yolu oldı. Yan taraftaki kayanın üzenne çizil lardan geçiyorlar, bazan da gecekı rutullllllllllllllMIIIIIIIHIIIIIIlllilllllltlllfllınnilliltlllllllllllilllllllllllilllllll miş bir yaban öküzü resminin önünde ta betin ve sabahki sisin yumuşattıgı ayaklimler yapıyorlar, okları, kargılan ve larının altmda çökme temayülü gösteren mızraklarile bu cansız hayali tehdid eder toprakların üstlerinden geçiyorlardı. Düz ?ibi bir vaziyet alıyorlar, sonra hep bir kısımlan fundaların kırmızı ve pembe çıve dizleri likte bütün kuvvetlerile silâhlarını tas:n çekleri örtmüştü. Ayaklan bunların arasmdaki yüksekçe çahlann dzerine saphyorlardı. Grupun şefi arada sert dallarına çarparak zedeleniyordu. sırada su sözü tekrar ediyordu: Çayır kuşları, çocukların önünden telâş Bugün inşallah buraya vurduğu lı kanad çırpıntılarile korkarak kaçıyormuz darbeler kadar yabani öküz tepeli lar, ince fidanların üstünde güç muva yecegiz! zenesini bulmus kargalar bu iki yolcuya Talim bitince, vadilerin arasında bir gözlerini hayretle açarak bakıyorlardı. den sanki koca dağ tarafından yutulmuş Kreho, büyük bir zevk ve neş'e icinde gibi gözden kayboldular. Simdi mağara fırlatheı çakıltasını evvelce gösterdiği ların kapılarının önünde küçük çocuklar bir hedefe tatn olarak isabet ettirememisbağırmaya, kosustnaya ve düçjüsmeğe ti. Tenere gevrek kahkahalar hrlatarak başlamıslardı. Içlerinde on üç on dört arkadasile alay ediyordu. Kreho, T e yaslannda kadar bir tanesi hepsine ta nere'vi bir kat daha memnun etmek icin hakküm ediyor, adeta onlar üzerinde bü büvük kusların ucu^annı ve çıkardıkları yük bir adammış tesirini gösteriyordu. acib sesleri taklid ediyor, bu seslerle, kü1 Kreho ansızın çocuklarm yanından '•ük ki7'n güli «leri, boş ve sakin arazide uzaklaşarak en dibdeki mağaranın kapı derin akisler husule getiriyordu. sının önüne gıtti: Arkası gelecek defa Tenere gel, Tenere! Diye bağırdı. Çok gecmeden mağara Ilkkânun bulmacasında hedıye kadan kara gözlü, siyah saçlı, yanık tenli zananlarm isımleri perşembe günkü si ı Tnıza basılacaktır. Küçük Haluk Çağdaş on iki yaslannda kadar bir kız çocuğu Bilmeceyi Çözenler fSOYUNLAR Hazır cevablık Oyuncular bir masanın başına toplanırlar. Her oyuncuya bir kâğıdla iki küçük pusla Verılır. Herkes puslalar dan birine istediği bir suali, diğerine de lâalettayin bir ismi cıns yazar. Batün sualler bir şapka veya sepet içerisme atılıp karıştırılır, oyuncular oradan görmeden birer pusla çekerler. Sonra bütün isimler şspkaya veya sepete atıl* Gene oyuncular görmeden birer isım. puslası çekerler. . y Şimdi mesele eldekı suale, eldeki ismi de kullanmak şartıle münasib bir cevab verebilmektedir. Önünüzdeki kâ ğıda bu cevabı yazmanız lâzımdır. Fakat ekseriya isimle sual arasında hiç bir münasebet bulunmaz. Marifet, böyle bir münasebet .cad edebilmektedir. Bir misal zikredelim: «Sporu sever misiniz?>, İsim de cispanak». Bu mahir bir oyuncu şu cevabı verebilir: Evet, sporu severim, fakat sade ispanak ye mekle spor yapılamaz, onun için vücudüme iyi bakar, yiyeceğime, içeceğime dikkat ederim!» Cevablann arkası imzalanarak oyun şefine verilir. Oyun şefı de onları oyunculara rasgele tevzi eder. Herkes sıra ile elindeki kâğıdı okur. Umumî heyet, verilen cevabın muvafık ve araya sıkıştınlan isimle iyi münasebeti olup ol madığını tayin eder. Cevabı en güzel olarak kabul edilen ovunu kazanmış sayılır. Eğer evvelce böyle b r şey karaıu laştınlmışsa kendisine muayyen olan hedive verilir. r Fıkralar YAZISIZ HIKAYE 2 ncikânun bulmacası J • • • • • • • • • • • • • • • • •• • • • • Çocuk portreleri > = ı ;i l lf II 1 2 ı2 Yukarıda görduğünüz dokuz zarı dokuz boş göze o suretle yerleştırınız ki, soldan sağa ve yukarıdan aşağıya her sıranın yekunu yanlarındaki rakamlar olsun. Yalnız dikkat edeceğıniz nokta ayni sayıyı gösteren zarlarm bir sırada bulunmamalarını temın etmektir. Boş hanelere zarlarm sayılarını ışaret ettikten sonra o kısmı kesip ikincikâ nun sonuna kadar «Cumhuriyet Gazetesi Çocuk Sahifesi» adresme gönderin'Z, Bu bilmeceyi doğru çözenlerden birin cıye beş lira, ikinciye iki lira, üçüncüve münasib bir hedıye verilecek ve dığeı yüz kışiye güzel mükâfatlar dağıtıla • caktır. Cevabların zamanında gönderilmesi lâzımdır. Geç kalanlar müsabakaya giremezler.