2 İkincikânun 1939 CUMHURİYET tktısadî hareketler Büyük davalar PENCERESiNDEN Gene kalabilmenin sırrı... epimizin endişemiz, vakitsiz ihtiyarlamaktır. Kadmlar arasmda, birçoklarını tanırım ki, sık sık münasebet düşürerek sorarlar: \ Gene kalmak için ne yapmalı yım?.. Fakat acaba, vakitsiz ihtiyarlamak di • ye birşey var mıdır?. Bana sorarsanız, insanın kocamasında birinci amil, yaş değil baştır. Gencliği; arkada bırakılan yılların hamulesinden ziyade beyin hücrelerinin ıstırab yükü altında kımıldanamaz hale gelişi yere seriyor. Kafaları derin uykuda olan insanlann daha geç ihtiyarlaması bundandır. Gene kalmak için ne yapmalı yım?.. Buna verilebilecek bir cevab hatırlıyorum. Hem birşey ifade etmez, hem çok şey ifade eder: «İhtiyarlığı üzeri mize kondurmamak şartile uzun müddet, hatta belki de ölünciye kadar gene kalabiliriz!» Eski bir iddiaya göre, ihtiyarl:k kabul edildiği zaman gelirmis. O halde bu davetsiz misafiri, ne yapıp yapıp reddetmenin çaresine bakmalıyız. Y a z a n : 5. B. Kırkından sonra! Yazan: SELİM S1RRI TARCAN Kırkından sonra saz çalınmaz! derler, bu belki kulak terbiyesinin küçiık yaşta başlaması lâzım geldiğine işarettir. Fa kat cimnastik için tahdid olunmuş bir yaş yoktur. O tıpkı yıkanmak gibi her yaşta yapılması elzem olan bir vazifedir. Yalnız her nekadar yaşı kırkı aşmış olanlarm kemikleri, adaleleri gene salâbetini mu hafaza elmekte ise de, yirmi beşinde delikanhların yaptıkları spor ekzersizlerini aynen tatbik etmeleri caiz değildir. Çünkü bcşer makinesi yirmi beşle kırk arasmda hayli tadilâta uğramıştır, diğer uzuvların hepsi de adale ve kemik gibi kuvvetini olduğu gibi muhafaza etmiş değildir. Bilhassa kalb ve ciğerlerin vaziyeti daima gözönünde bulundurulma hdır. Sporu suiistimal eden, müsabakalarda kendini fazla yoran delikanlılar ekseri yetle kalblerinden sakatlanırlar. însan yirmi yaşında iken yaptığı bir sürat yarışından, bir boks maçmdan ve yahud bir futbol müsabakasmdan sonra tatlı bir yorgunluk duyar. Halbuki ayni mücadele sporlarına kırkmda girerse so. lugunun kesildiğini hisseder ki bu cigerlerin olduğu kadar kalbin yorulmakta olduğuna alâmettir. Binaenaleyh kırkından sonra spordan vazgeçmek değil, fazla yorucu, nefesi kesici şiddetli ve sürekli idmanlardan vazgeçmek lâzımdır. Bazan müstesnaları birer misal gibi gösterirler: Finlandiyalı filân, Belçikalı falan sporcu kırk beş yaşında olduğu halde gene sürat yarışlarında birinciler sırasında görülüyor veya filân pehlivan yaşı elliye gidiyor amma yirmi beş yaşında delikanlılara meydan okuyor! Zavahire aldanmayınız, o babayiğitlerin çoğu kalbden ölürler. Kırkmdan sonra fazla cehd sarfını istilzam eden hernevi faaliyetten tevekki etmelidir. Hayvan merakhlan atların yaşlanınca nasıl süratlerine nakise geldiğini pek iyi bilirler. Yarış beygirleri vücudlerinin teşekkülü kemal mertebesini bulduktan biraz sqnra hipodromlardan çekilirler. Bu atlar daha birkaç seneler mukavemet yarışlarına girebılirler, fakat artık sürat müsabakalarına iştirak ettirilmezler. însanlar da öyledir. Yaşı otuzu geçtikten sonra sürat kabiliyeti tedenni eder. Kalb ne inada, ne şakaya gelmiyen bir adaledir. Pariste (Seine) nehrinde kik yarışlan olur. Bunlar meyanmda bir de tekaüd ler turnuvası yapılır. Bu yarışa yaşları otuz beşle elli arasmda eski kürek sporculan iştirak eder. Bu bir an'anedir. Fakat tababet bakımından elli yaşında bir adamın kayık yanşına girmesi bile bile hayatma kasdetmesi demektir. O halde kırkından sonra ne gibi ek zersizler yapmalıdır ki vücud ve bilhassa kan damarları daha birçok seneler elâstikiyet kudretini kaybetmesinler. Hergün sabahları on beş dakikalık oda cimnastiklerini yapmalı. Evvelâ pi jama üzerinden vücudü güzelce uğmah, sonra kollan, bacakları, gövdeyi işletmeli! Temiz derin nefesler alarak ciğerleri temiz hava ile yıkamah! Mutedil derecede sudan vücudü geçirmeli veya kolonya ile ıslatılmış yumuşak bir hamam kesesile friksiyon yapmalı! Kırkından sonra maç veya müsabaka yapmamak şartile aşağıdaki sporlar yapılabilir: Tenis, golf, mutedil kürek ve yüzme, kılıc talimi, at gezintileri, yürüyüş. Yalnız bu tavsiye ettiğim sporlar esasen vücudünde hiçbir arıza olmryan ve uzviyetin salâbetini uzun seneler muhafaza etmek istiyenler içindir. Herhangi bir sebeble semen peyda etmiş, fazla yağlanmış olanlar veya vücudlerinde uzvî bir rahats'ızlık bulunanlar kendüerini bir tabibe muayene ettirmeden hiçbir spor yapmamalıdırlar. Dün, bugün Dün, giren yeni yılm mahmurluğu içinde idik; günün pazar oluşu bize yeni yılm eskisinden büyük farkmı gös termedi. Bugün, 1939 senesinin ilk iş günüdür. Bütün dünyada hayırlı olması temennisile ilk işler bugün yapılacak; bu işlerin iyi veya fena başlangıc veya neticelerinden uğur yahud şeamet manaları çıkanlacak. Sonra, bütün bunlar unutularak artık yeniliği kalmıyacak olan günlerin mutad didişmesı devam edip gidecek.. Türk milletinin en büyük evlâdını ve insanlığın ender yetiştirebileceği yüce bir kıymeti kaybederek mateme garkolduğu 1938 yılının bizim için hayırlı olduğunu söyliyemeyiz. Fakat, Cumhuriyet devri " nin yıldan yıla daha büyük bir inkişaf gösteren iktısadî, smaî kalkınma hareketi geçen yıl da yeni zamlarla devam etmiş ve 939 senesine daha büyük ümidler" le girmemizi temin eden muvaffakiyetlere ulaşılmıştır. Şimdilik, elimizde, yalnız on aylık kısmı bulunan 1938 senesi haricî ticaret istatistiklerinin bir yıl evvelki ayni müd detile bir mukayesesini yaparsak şöyle bir neticeye vasıl oluruz: İhracatımız bir yıl evvelin on ayma nazaran 7,5, ithalâtımız ise 37 milyon lira fazladır. Şu ra" kamlar, bize her nekadar geçen yıl ihracatımızda bir inkişaf olduğunu gösteriyorsa da ithalâtmızın daha büyük bir sür'atle çoğalmış bulunduğunu meydana çıkarıyor. İlk bakışta, endişe verici gibi görünen bu vaziyet, hakikatte böyle değildir. Filhakika 938 senesinin ikinci a" yından itibaren her ay ithalât fazlasile ilerliyen ticaret muvazenemiz eylulden sonra bu şekilden çıkmıştır. Birinciteşrinde ithalâtımız 15,2, ihracatımız ise 21,3 milyon liradır. Geçen senenin gidişile bir mukayese yaparak 938 senesinin ihracat yekunununun 135140 milyon raddesin" de, ithalâtının ise 150 milyona yakm olacağı şeklinde bir zan hasıl olursa da son iki ayın ihracat itibarile çok hareketli geçmiş olması, ithalâtm ise hafiflemiş bu lunması, sene sonunda gene bir miktar ihracat fazlasile bu yılın geçen seneden çok yüksek bir ticaret muvazenesi yeku nile kapanmış olacağı kanaati kuvvetlenmektedir. Mısır ve Itaiya Habeşistanın fethinden çok zaman evvel, İtalyanın İngiltereden, Kızıldeniz hakimiyetini almak istediği görülüyordu. 1925 ve 1926 senelerinde, başlıca devletler İbnüssüudu Necid ve Hicaz Krah olarak kabul ettikleri sırada, Mussolini, o zaman Yemende hüküm süren îmam Yahya ile bir muahede akdetaıiş, ona askerî heyetler yollamış ve Babülmendebin Aden ve Cibuti gibi muhafız limanlarmdan biri olan Şeyhsaidi bilfiil işgal etmişti. Habeş harbi, İbnüssüudun, 1934 senesinde îmam Yahyayı yenerek, bu deniz üssünün Romanın elinden gitmesi üzerine kararlaştınldı. Itaiya, Arab sahilinde yerleşemeyince, Afrika sahilinde vaziyetini takviye etmiş ve Ingiltereye karşı, Kızıldenizdeki bu ikinci partiyi de kazanmıştı. Fakat, Kızıldenizden bahsedmce, akIa derhal Süveyş kanalı ve Babülmendeb gelir. Bu iki yoldan hiçbirisi îtalyan nüfuzu altına girmiş değildir. Uçüncü parti, bunların etrafında cereyan etmek üzere başlıyor. Süveyş hakkındaki talebler ve Cibuti'ye dair olan müddealar, partinin başlangıcını teşkil ediyor. Birçok müşahidler, îtalyan metalibi nin sadece Fransız ve îngiliz menafiini alâkadar ettiği fikrindedirler. Lâkin, dördüncü bir memleket daha bu taleb lerle yakından alâkadardır ki o da Mı sırdır. Mısınn bu işle olan alâkası bir çok noktalardandır. Evvelâ, orada, ihtiyatla, saburane, fakat sistemli bir şekilde millî bir siyaset inkişaf halindedir. Saniyen, Süveyş kanalı, Mısır menafiini yakından alâkadar etmektedir. Ve nihayet, İtalyanın bazı istekleri Niİ€ de şamildir. Kahire, bu vaziyet karşısmda sakit kalmadı. Mısınn en meşru haklannı bile hesaba katmıyan îtalyan isteklerine karşı protestoda bulunmak için kanal ve Nil üzerindeki haklarım öne sürdü. Süveyş, İtalyayı Adisababa'ya götüren yoldur. Fransanm ve İngilterenin imparatorluk yolu olan Süveyş, ayni za manda İtalyanın da imparatorluk yolu oldu. Roma mehafili, Süveyşin, günün birinde îtalyan münakalâtına karşı ka panması ihtimalile titriyor. Bunun tahakkuk ettiğini farzedelim. Müşkülâtla kurulan bütün faşist otarşisı binası, bir iskambil dizisi gibi yıkılacaktır. Zira, Eritre Habeşistan Somalı grupu, gene faşist itnparatorluğunun ekonomik projelerinde, mütemmim mahsul verici toprak olmak itibarile, Trab lustan da fazla bir mevki işgal etmektedir. îtalya, oradan maden çıkarmak, o topraklarda sanayie mahsus nebat ziraati yapmak, mevaşi yetiştirmesi işini tevsi etmek kararındadır. Şarkî Afrika, İtalyanın, iktısadî istiklâlini tesis noktai nazarından muhtac olduğu esaslı unsur ve Almanyanın, Avrupa cenubu şarkisinde sahib olmağa çahştığı iaşe sahasına benzer bir sahadır. hakkukuna kadar, tarifede tenzilât yaptırmak gibi şeylerdir. Fakat, bu nazariyelerin, Mısır bakı mından, ne dereceye kadar tatbiki kabil olabileceğini tetkik edersek, görürüz ki, evvelâ, kanalı beynelmilel hale getir mek tamamen imkânsızdır. Kanal, Ferdinand de Lesseps tarafından tesis edi Ien şirketin unvanile anlaşıldığı üzere Universal'in otuz sene sonra da Mısınn malı olacaktır. 1858 senesinde, Lesseps, şirketin 400,000 hissesini ihrac ettiği zaman, bütün memleketlere müracaat etmiş, Fransaya 208,000, Hidive 170.000 hisse satmıştı. Bu hisselerden Hidive aid olanlan, bilâhare îngiltere satm aldı. îtalyanlann hissesi, sadece 2719 tanedir. Beyoğlu Halkevinde 2 nci kitab sergisî açıldı Geçen senekine nazaran büyük bir inkişaf gösteren sergide beş yüz eser teşhir edilmektedir Sonra her vücud kırkında bir değildir. Bazısı doğum yaşı kırk olduğu halde, fiziyolojik yaşı ellidir. Bazan da bunun aksine olarak yaşı kırkı bulduğu halde veridlerinin yaşı otuz beştir. Fakat böyle herkes için ayrı program yapmak güç tür. Bu umumî mahiyette fennin kabul ettiği bir prensiptir. Vücud işlemek için halkedilmiş bir makinedir. Onun en büyük düşmanı atalettir. Bilinmesi lâzım olan hangi hareketleri yapmalı? Ne şe kilde yapmalı ve nekadar zaman yap malı? Bu hususta herkes azçok kendisi1938 Türkiye menşeli malların bey ~ nin hekimi olmalı. Vücudü daima isletnelmilel piyasalarda daha çok tanılıp tumeli, fakat yormadan işletmeli. Hareket yediğimiz yemekler gibi bir gıdadır. O tulduğu, yeni pazarlar kazandığı bir yıl olmuştur. îngiltere ve Almanyanın, Türgıdayı lüzumu kadar yolile almalı! kiyeye, 938 senesi içinde açtığı kredilerin Selim Sırrt TARCAN iktısadî itibarımızın tesiri ilk plânda gel" mektedir. Çok alış yapan büyük piyasalar kadar ahşı az oUa da adedce çok piyasalarda mallarımiza müşteri bulmak si" yaseti geçen sene daha iyi neticeler ver miştir. Geçen yıl, smaî varlığımız, daha zenginleşip, daha kökleşmiştir. Birinci beş yıllık programın ikmal edilip açılan fab" rikalar birbirini takib ederken, iki numarah üç yıllık maden programı bu yılda tatbik edilmeğe başlandı ve 3 numaralı dört yıllık büyük bir programın esasları hazırlandı. Beyoğlu Halkevinde açılan 2 nci kitab sergisinden bir görüaüş Beyoğlu Halkevindeki ikinci kitab [ Bu sergide teşhir edilen eserler tamasergisi, dün saat 16 da açılmıştır. mile Bayan Nerimana aiddir. Paris deBu sene teşhir edilen eserlerin miktarı, korasyon mektebinden mezun olan kıy " 500 olup, 200 den lazla muharririn adı metli san'atkâr, memleketimizde büyük nı taşımaktad:r. bir boşluğu doldurmaktadır. Eserlerin 1 7 si Atatürke aiddir. 90 ı Yüze yakın eser orijinal bir görüşün içtimaî, iktısadî ve hukukidir, 120si edebî mahsulüdür. Bunların hepsi, kübik ve hikâye ve roman eserleridir. 40 ı da muh klâ^'ktir. telif neşriyata aiddir. 75 eser, tercümedir. Okçuluk hakkında konferans 120 sini de vilâyetlerden, Halkevlerinden Dün Beyoğlu Halkevinin temsil saloVekâletlerden, C. H. P . Genel Sekre nunda Macaristandan gelen doktor Baterildiğinden gönderılen eserler teşkil et kos «Okçuluk ve okçuluğun tarihi» hak" mektedir. kında bir konferans vermiştir. Okçulu 24 vilâyetten başka, bütün Vekâletler, ğun en iyi bir spor olduğunu söyliven Üniversite, İnhisarlar İdaresi, Ticaret ve doktor, okçuluk sahasında Türklerin Sanayi Odası, Ziraat Bankası ve Sümer vüksek kabiliyetlerine temas etmiş, okçuBank da bir çok kitablar göndermişler luğun kısa bir tarihini vaomıştır. dir. îzmirde münakasaya Bu seneki sergide geçen seneye nazaran büyük inkşaif vardır. Birinci sergide konulan yollar toplanan eserltr 936937 senelerine aid Eski İzmir Valisi Fazlı Güleç, mü oîduğu halde ikinci sergi tamamen 938 nakasaya konulan yollann bedellerinin senesinde çıkan eserlerden mürekkebdir hususî kanunla tamamen temin edildiğini, ve rakam itibarile geçen senekine faiktir. bunlara aid inşaatın Nafıa Vekâletinin muvafakatile münakasaya konulduğunu, Beyoğlu Halkevinde, kitab sergisin tediyede hiçbir müşkülât olmıyacağı için den başka, bir de dekorasyon sergisi açıl" yardıma da lüzum bulunmadığını söyle miştır. miştir. Dekorasyon sergisi Romanım ideali, Süveyş kanahnın, îtalya için dahilî bir yol haline gelmesidir. İngilizler ve Holandahlar, Hmdistana ve Avustralyava gitmek içjn Kap yolundan, yani, asıl yollarını ancak onda bir nispetinde uzatan bir tarikten istifade 938 yılı böylece, gelecek yıllarm yeni edecek vaziyettedirler. Fransızlar, Hinhamlelerinin hazırlandığı yıl oldu. Bunun diçiniye, ayni yoldan gidebiliyorlar. için 1939 a daha emniyetle ve yeni bir Yalnız îtalya, yeni imparatorluk arazi dafii gibi görünmektedir. azimle giriyoruz. sine ulasabilmek için Cebelüttarıktan veîngiliz îtalyan anlaşması, bu meseF.G. ya Kap'tan <k>laşmak keyfiyetini düşü lelerde, her iki memleketin mütekabıl vanemez. ziyetlerini tasrih ve tespit etmişti. Tana gölü meselesi de o meyanda halledilmiş 1938 şubatında, Roma matbuatı, înYakalanan kumarcılar giltere ile bir anlaşma yapmanın, ancak bulunuyordu. İtalya, bu hususta, gerek Evvelki gece polis ikinci şube memurları yılbaşı dolayısile şans denemek is İtalyayı kanalm müdafaasına iştirak et İngiltereye gerek Mısıra kat'î teminat tiyen birçok kumarbazlar yakalanmıştır. tirmekle kabil olacağın: söylüyordu. Bu verdiği halde, bugün bunun hilâfına ha* Topkapıda Kâmilin kahvesinde is istek, resmen nazan itibara alınmadı. în reket etmesi garib değil midir? Neşriyati,an ualueıcniştik. Ondan dakambille kumar oynıyan Bahçivan Ze giliz îtalyan anlaşması mer'iyete gır ki. Süleyman, Cemil ve Süleyman adm dikten sonra, Roma matbuatı ayni yolu ha mühimmi, İtalyan teknisyenlerinin, da dört kişi suç üstünde yakalanmış ele aldı. M. Çemberlayn'in yakmda Ro Nil nehrinden elektrik enerjisi membaı lardır. maya vaki olacak ziyareti esnasında, Du olarak; Akdenizden Habeşistanm göbe* İstiklâl oaddes nde İfakat apartı çe'nin bu meseleyi mevzuu bahsetmesi ğine kadar götüren bir yol olarak ve nihavet, Trablus çöllerini, bir kanal vasımanında oturan sabıkalı kumarbazlar ihtimali söyleniyor. En mutedil faşist muharrirler bile, bu tasüe suiamağı imkân dahiline koyan bir dan Ferhundenin dairesine evvelki gegün, meseleyi, münhasıran iktısadî saha hazine olarak istifade etmek üzere yapce anî olarak bir baskın yapılmış ve anî yapılan bu baskın neticesinde Fer da tetkik etmektedirleı. Bunların yazı tık'arı pratik araştırmalardır. Bunlar, hayal değil. ciddî projelerclir hunde. Ayşe, Kâzım, Ayşe, Niyazi ad larından çıkanlan neticeye göre, harb den evvel Süveyş kanahndan geçen ge ve hedefi, Trablusla Habe«istanı, Mısırlarındaki şahıslar suç üstünde yakalanmilerin yüzde ancak biri İtalyan bandı la Sudan arasma sıkıstıracak olan bir mışlardır. Yapılan araştırma neticesinrah olduğu halde, 1936 danberi, İtalyan Rorna irpnaratorlu^u sistetni kurmakf'r. de kumar oynanan odada iki deste isbayrağının, kanalda, beşte bir nispetinde kambil ve 62 fiş bulunmuştur. görülmesi, İtalyayı İngiltereden, sonra ve Macar san'atkârlarının * Osmanbeyde Suna kahvesinde, Almanyadan, Holandadan ve Fransa verece^i konser Bekir, Nuri, Veli ve Celâleddin adında dan evvel ikinci dereceye getirmektedir. dört kişi poker oynarlarken yakalan Bmaenaleyh, bu vaziyet, îtalyanın, kaŞehrımizde misafir bulunan Macar mışlardır. san'atkârları piyanist Jean Ban ve Mernal şirketi idare meclisinde mühim bir * JTaksimde Cumhuriyet caddesinde mevki almasını icab ettirmektedir. ni Van Höfler yarın akşam saat 20,30 da ki Mehmedin kahvesmde iskambille Romanın, Süveyş kanalı hakkında ta Fransız tiyatrosunda, hasilâtı fakir çokumar oynıyan Sadık, Muhiddin, Ce kib ettiği siyaset, orada İtalyan nüfuzu cuklara aid olmak üzere bir konser vemil ve îhsan adlarında dört kişi yaka nu hâkim kılmağa intizaren, her fırsatta, receklerdir. Konserden sonra Jean Ban, «bugünlanmıştır. kanalı, beynelmilelleştirmeğe çahşmak, fa* Sirkecide Demirkapı civannda kı şist gayelerinin tahakkukunu kolaylaştır kü Macar millî musikisi> hakkında bir lıç çekmek suretile kumar oynıyan mak için, İtalyanın, şirket idare meclisi konferans verecektir. San'atkârlar, şehrimızde verecekleri Mehmed, Fahri, Hüseyin ve îsmail a ne girmesini istemek; kanalı, beynelmilel dında dört kişi polis tarafından yaka ticarete normal ve bedava bir yol olarak konserden sonra Ankaraya gideceklerlanmıştır. açmağa uğraşmak; ve bütün bunların ta dir. Deniz ticaret filomuzun yeni gem'leri gelmeğe balşadığı bu yıl içinde İngiltereye ikinci bir partinin siparişinde mutabık kalındı. Romalılar, Süveyş statüsünün tadilinden bahsederken, hâlâ kendi ülkesinde hükümran ve hakimiyetine sahib bir devlet tarafından verilmiş imtiyazı işleten hususî bir şirketin mevzuu bahsolduğunda tecahül gösteriyorlar. Süveyş geçidi, lAçildı tan yeri, ben sem'idan arar gezerim, herhangi bir ecnebi memleketten transit Ağardt rigi siyahım civan arar gezerım!» olarak geçmek keyfiyetile kıyas edilebiDiyebilmek cesaretini gösteren kocalir. Bunu unutmamak lâzımdır. mış genclerimizin gitgide azalması, doğÎtalya, 29 teşrinievvel 1888 tarihli itirusu keyfimizi kaçırıyor. Taşı sıksa sulâfın ablukayı meneden hükümleri sa yunu çıkaran, sakalı göbeğinde, nur yüzyesinde, Habeş harbi esnasında, ordu lü delikanlılarımızı artık göremez olduk. larmı, fasılasız iaşe ve teslih edebilmiş Maddî hazine ile manevî hazine detır. mek olan genclikten, ayni kelime içinde îtalya, başka ne istiyor? cinaslı bir oyun vücude getirerek kal' îtalya, şarkî Afrikasının inkişafile da minden: ha hayatî bir mahiyet alacak olan bu deHengâmı heremde tutalım gene bulunmı niz yolunun hakimiyetine sahib olmak însan o zaman neyleyeyim gene bulunnr emelindedir. Demek oluyor ki, Mısırın Feryadını salıveren şaire bile hak hem arazisini, hem ck roenafiini tehdid mek için sebeb göremiyorum. etmektedir. însan gene olmadığı devirlerde ı Kahire çok iyi biliyor ki îtalyanın, Süveyş kanalı şirketi idare meclisine gir «dünden bugün daha gencim!» diy mesi ve tarifelerin tenzili, Roma için bi kendi kendine telkin yapabilmelidır. rer hedef değil, birer merhaledir. Asıl Yaşh bir îngiliz tanırım ki, ayağında hedef, itirafma cesaret edilmiyen hedef, golf pantalon, göğüs bağır açık, bu sert kanalm, îtalya için dahilî bir yol haline kânun aylannda, dehkanlı arkadaslari tf le, hergün tenis oynar. İçinde buz tabaifrağıdır. kaları yüzerken denize girenlerin, Ulu *** dağda kayağa, Karadeniz açıklanndâ îtalyanm Nil nehri üzerindeki emel balığa çıkanların çoğu neden hep onlarleri, daha az vâzıh olmakla beraber, Mı dan ibaret olsun? sır için hiç şüphesiz ayni derecede tehdiGeçen gün baktım: Köprüdeki Bo di ihtiva etmektedir. İddia şu: Nil, Mısırı ğaziçi vapur iskelesinden, yirmi otuz l besliyen hâzinedir. Muayyen mevsimler dar Alman çıktı. Seyyah olaca de taşar, kabarır; onsuz, kurakhktan ya Yarıdan fazlası yaslı baslı, faka nıp kavrujacak olan toprakları mümbit de, ne gürbüz şeylerdi. Kadmla bir hale getirir. Halbuki, bu besleyici su aylarmda imişler gibi, incecik vün ca lar, Mısınn kendi yağmurlanle değil, ketler giymişlerdi. Erkeklerden dörtte Habeşistanm yağmurlarile hasıl olduğu üçünün sırtında paltosu yoktu. na göre, Mavi nehre dökülüp Mısıra ve Bu saatte nereden geliyoıîar? diye Sudana akar, Tana gölündc de ihtiyat merak ettim. Yuşâ tepesine çıkmı^lar. olarak birikir, bekler. Dönüyorlarmış. O gün hava dehsetü soDemek oluyor ki, Mısır topraklannı, ğuktu. Gözleri yaşartan sert, kuru bir şayanı hayret bir intizamla sulayıp bes rüzgâr esiyordu. liyen, îtalyan yağmurlarıdır. Roma, HaBize, kül kedisi gibi, soba başını arabeşistanın verdiği üçte iki nispetindeki Niî tan bugünlerde, onları püfür püfür Bosuyuna mukabil birşey istemek hakkına ğaz tepelerine sürükliyen hangi sebebdi? sahib değil midir? Hiç şüphe yok, ebedî genclikleri... Biz, bir nesil' evvelkiler, gene kalabilîşte, bu esasa dayanan istekler arasmmek mucizesini gösterememekte haklı da, bellibaşlı bir tanesi, Nilin, Tunaya benzer beynelmilel bir nehir haline gel idik. Fakat, hiçbir mazeret, inkişafına bu diği ve tıpkı onun gibi, beynelmilel ka kadar dikkat edilen ve bunca sahabetlenunlara ve anlaşmalara tâbi bulunması re, himayelere mazhar olan bugünkü gencliği, ebedî genclik sırrına ererr.emek icab ettigi iddiasıdır. Roma, taleblerini hep beynelmilel sa iddiasında haklı gösteremez. Ebedî genclik, her milletten ziyade hada ileri sürmek suretile, kendi menafiiTürk gencliğinin vasfı olmalıdır! nin değil, dünya camiası menafiinin mü S.G. 16 çocuklu bir baba Rizeli Osman isminde bir şahıs Vi lâvete müracaatle çok çocuklulara ve rümekte olan ikramiyeden Lstemiştir. Osmanm halen iki karısı vardır. Bu :ki kadmdan birinden 9, diğerinden 7 olmak üzere 16 çocuğu vardır. Kendisi Yenikövde oturmaktadır. 1939 Togo albümünden Profesb'r!. Doktor. öksürürken arkam ağn yor. O halde öksürme, a birader!..