28 Birincikâmra 1938 so H A O E HfidiseJer arasında Mehmed Akif ihtifali için Ispanyada hükumet kıtalan ricat ediyor Franko ordusunun hazırladığı umumî taarruz hükumetçilerîn bütün tahminlerini altüst etti Barselon 27 (a.a.) Beş Frankist Hava bombardımanları tayyare, bu sabah iki kere liman mıntaValans 27 (a.a.) Bir Frankist dekasını bombardıman ederek 100 kadar niz tayyaresi, öğle zamanı İfach bur bomba atmışlardır. Bombalann büyük nunda bulunan balıkçı kayıklarını bombardıman etmiştir. İki balıkçı ölmüş, bir kısmı rıhtıma düşmüş/tür. beş tanesi yaralanmıştır. Büyük taarruz ilerliyor Beş tayyare Valansiya limanına elli Paris 27 (Hususî) Lerida ve Ba kadar bomba atmışsa da bunların bü languer cephelerinde başlamış olan yük bir kısmı plâja düşmüştür. Franko ordulanmn umumî taarruzu Tremp mıntakannda muvaffakiyetle devam etmektedir. Saragosa 27 (a.a.) Franko'nun sü80 kilometre genişlikteki cephe, 12 vari kuvvetlerı bugün Mekuinza ile Rikilometre derinlikte yarılmıştır. Frankistler bu taarruzu büyük bir dikkatle baroja arasındaki mıntakada kalmış ohazırlamışlar ve cepheye pek çok asker lan düşman kuvvetlerini tardetmiş ve birkaç yüz esir almıştır. Düşman bu teve harb levazimatı yığmışlardır. Ta mizleme harekâtı esnasında ağır zayiaarruz. hükumetçiler tarafmdan evvel ta uğramıştır. Düşman kuvvetleri Tarden haber alınmışsa da Frankoculann ragone üzerine çekilmiştir. hazırlığı tahminleri aşmıştır. Top. taySol cenahta Tremp mıntakasmda yare ve tankların hücumu Frankist kıFranko kuvvetleri bugün 4 kilometre taatm tazyiki üzerine hükumetçiler üerilemişlerdir. garb istikametinde geri çekilmeğe mecSeğre mıntakasmda Franko'cular bur olmuslardır. Barjasblancas'ın oenub ve cenubu garTaarruza iştirak eden ttalyanlar bisinde bir^ok mevki ele geçirmişler Roma 27 (a.a.) İspanyol cephesinde dir. bulunan Telegrafs gazetesi muhabiri Cumhuriyetçilerin vaziyeti nin bildirdiğine göre. Katalonya taarruBarselona 27 (a.a.) Cepheden ge zuna iştirak eden İtalyan kuvvetleri len haberlerde cumhuriyetçilerin dün dört fırkalık bir kolordudan mürekkeb akşam Lerida'nm cenubu garbisinde dir. Bunlardan Littorio fırkası diğer başladıkları mukabil taarruzun muvaflerine faik seri hareket vasıtalarına ma fakiyetle devam ettiği bildirilmektedir. liktir. Hücum fırkası ismi verilen bu Bütün Tremp hattı üzerinde cumhu fırka. hakikatte hemen kâmilen Mala riyetçiler düşmanın bütün taarruzlarmı ga, Bilbao ve Santander'de çarpışan csi kırmaktadır. Mevzilerde mühim bir deyah gömlekliler» den mürekkebdir. ğisiklik olmamıştır. ımHiııınııllıllllllllllllllllllllllllllflllllllllHlllllllininillllınıııııı M Fransada sosyalist Japonyanm Çinde partisinin vaziyeti atılcbsh macera Blum; sosyalizmin tehli Japonyanın sulh teklif edeceği söyleniyor kede olduğunu söylüyor Paris 27 (a.a.) Sosyalist kongresinin haricî siyaset hakkında azasınm ittrfakla kabul edebileceği bir takrir tevdiine muvaffak olamamış bulunmasına rağmen siyasî mehafil, sosyalist fırkası içinde bir tefrika zuhuru ihtimalmi varid görmektedirler. Bu mehafil, Leon Blum ile Pau Faure'un söylemış oldukları nutuklarda verilecek reylerin neticesi ne olursa olsun tam bir disiplinte kongrenin kararına itaat edecekleri noktasında ısrar etmiş olduklanna işaret etmektedirler. Maamafih bu mehafil, Paul Faure'un, ekseriyetin temayülünü temsil etmemekte olmasma binaen, fırkanın genel sekreterliğinden istifa etmesi ihtimalini reddetmemektedirler. Siyasî müşahidler, ilk defa olarak mühim bir ekalliyetin şimdiye kadar Fransız sosyalistlerinin şefi olduğu münakaşa götürmez bir hakikat olan Leon Blumun nüfuzundar yakasını sıyırmış bulunduğunu ve mumaileyhin bundan böyle bu ekalliyetin arzularım hesaba katmak mecburiyetinde kalacağını beyan etmektedirler. Bunun böyle olduğu evvelki gece Blum, bizzat kendisinin «halkçılar cephesi etrafından bir hükumet» lehindeki takririni terkederek Paul Faure'un ekalliyet grupunun Daladye hükumetini takbih ve malî ve ikhsadî siyaseti 1938 nisanındaki ikinci Blum kabinesinin siyasetinden mülhem bir kabinenin teşkilini laleb eden takririni kabul etmesi üzerine açıkça meydana çıkarmıştır. Paris 27 (a.a.) Action Française gazetesi, Prens Konoye"nin son beya natından sonra Uzakşarkta yeni bir vaziyet tebellür edip etmediğ; keyfiyetini suale şayan görmektedir. Bu beyanat, carazi terki ve harb tazminatı istemeksizin> Çine yapılmış bir sulh teklifi mahiyetindedir. Buna mukabil Çinden Mançukoyu tanıması ve komintern aleyhindeki pakta iltihakı taleb edilmektedir. Bu gazete şöyle yazmaktadır: «Beyanatta, daha geçenlerde 1 nu maralı düşman addedilen Çang Kay Şek'e dair bir tek kelime yoktur. Bu sükutu, mareşalın galiblere emri vaki karşısmda eğilmek tasavvurunda bu lunduğunu bildirdiğine mi atfetmeli dir? Bu hususta ciddî haberler alına mamış olduğu için şimdiden bir şey söylenemez. Çin ordularının hali hazırda taarruza geçmelerine imkân olmamak la beraber bir müddet daha mukavemet edecelkerine şüphe yoktur. Sathî bir şekilde olsa bile işgal edilecek ve zapt ve rapt altına alınacak olan mmtaka arın fazla miktarda genişliği belki de Japonları masraflarını kısmağa sevketmiştir. Prens Konoye'nin nisbeten mutedil olan sulh teklifleri de her halde bövle bir mülâhazanın neticesidir.» Amerikanın Çine malî yardımda buunmak hususundaki son karanndan ve İngilterenin de bövle bir tasavvuru olduğundan bahseden Action Française şöyle devam etmektedir: «Japonyanın Çinde yeni bir nizam tesis etmek hususundaki inhina kabul etmez azmile Avrupa devletlerinin ve Amerikanın Cindeki hususî vaziyetlerini nasıl telif etmeli? Taban tabana zıd olan bu noktai nazarların telifi. son derece müskül s,ö rünmektedir. İngiliz ve Amer kan iş adamları, Arta'nm tatminkâr beyana ına raŞmen Cin pivasasimn kat'î su rette kspanmasından korkmakta ve şiddetli» bir sivaset takib edilmeı'ini stemektedirler. Acaba Londra ile Vaington, bu arzuvu tatmin etmek için mi Çinepara veriyorlar? Eçer bövle ise pek geç kalmamı?lardır Bazı övle vaivetler vardır ki. bir kere kavbedildi mi, bir daha ele geçirilmesine ihtimal /oktur.» YAZAN: ehmed Akif de Namık KeRESAD NURf mal gibi, ilk manzumeleOn sene bu! rinden sonra, ruhlarının kemal çağında, manzum birşey söy 1 atbuatta ve efkârı umumiyede lemeğe hazır oldukları zaman yalnız hayli velveleyi mucib olaa vatanı söylemek için ağızlarını açan, randevucu Atina'nın ve diğer sayıları pek az, o kadar az ki yalnız meslektaşlarının muhakemesıne başlandı. kendilerinden ibaret iki vatan şairiDördüncü İstintak dairesi tarafındaa mizden biridir. Bilmiyorum, eserle Geçen sene aldığım bir dost mektubun" ramak lâzımdır. hazırlanan ve mahkemede okunan karinde memleketten başka hiçbir ınev da Anadolu Notlarımın ilk serisi hakkın" * * * raırnamede, Madara Atina'nın 10 senezua yanaşmamış, içinde bundan baş da bir ıkı tenkıd vardı. Günün birınde bu Dostun ikinci tenkidi daha ehemmi" denberi Balo sokağındaki evini, randevu ka bir büyük aşk, bir büyük ıstırab tenkidler üzerinde konuşmak ihtiyacım yetlidir. Hatta bir bakıma vahim de diye yeri haline koyduğu, henüz 21 yaşını ikduymamış üçüncü bir şairimiz daha duyacağımı o zaman tahmin edemediğim biliriz: mal etmemiş bazı gene kızları da evine var mıdır? için mektubu saklamadım. Fakat ehem«Inkılâb Anadolusu süratle ilerliyor, alıştırarak iğfal ettiği yazılı. mıyetli satırlarını manayı pek bozmadan yükseliyor ve güzelleşiyor. Ondan bahseMehmed Akif de Namık Kemal Gazetelerin yazdığına göre, davada gibi, sevgisinde ve azabında hiçbir ezbere de tekrar edebilirim. den muharririn baş rolü bu terakkinin bir ismi geçen kızların sayısı 54 tür. Bunlakadın tesiri, hiçbir ecel ürpermesi, Dost aşağı yukarı şunları söylüyordu: dev parmağile çizilmişe benziyen haşmet rın 18 tanesi 21 yaşını doldurmamışlarferd ruhunun kendi kendisile çekiş«Hatıra yazarken roman metoduna li grafiğindeki zirveleri belirtmektir. Hal" dır. Bir gazete, «Fakat, Atina ve hemmesinden peyda olmuş hiçbir şuur kaçmışsm gibime geliyor. Bildiğime göre buki sen bu grafiğin eskiyi, fenayı, sakat palarının kurbanı olmuş zavallıların ahumması veya insanla varlık arasm röportaj yazılarında açık konuşulur. Şe" ve geriyi gösteren aşağı çizgilerde müte dedi bu rakamın on beş kere fevkinde daki ihtilâftan doğmuş hiçbir felsefî hirler ve insanlar adlarile anılır. Aktüe madiyen gecikmekten hoşlanıyor gibisin. bulunduğuna şüphe yoktur. Nitekim, ilk ve metafizik sıkıntı olmıyan, tek ih ve enteresan daıma bırınci plânda gelir. Bu terakkiyi hızlandırmak için Anado tahkikatı yapmış ve işi meydana çıkar Halbuki sen bütün bu kaidelere yan luyu halkın ve bilhassa gencliğin gözünde mış olan büro tarafından içlerinde birçok tiraslı adamdır. İkisinin de eserinde kadının, ecelin, sınıfın, şuurun, varlı çızmışsın. Cenub Anadolusuna aid oldu daha başka lürlü ışıklarla parlatmak, aile kızı ve kadınlari hatta mekteb taleğın bir san'atkâra çektirdiği kom ğuna ancak bir kaç ismihas ve bazı iklim ruhları daha başka ateşlerle tutuşturmak beleri bulunan 230 kişilik bir listenin hapleks işkencelerinden ve bunun üslu tasvırlerınden anladığımız bir mıntakada lâzım olduğunu anlamıyacak bir insan zırlandığmı ve alâkah makamlara verilda değilsin amma bilmem neden böyle diğini istihbar ettik. Bu isimlerin de deba vuran ince humma çizgilerinden, başı boş dolaşıyorsun. lillerle beraber, mahkemeye verilmesine oluyor.» nüanslarından zerre yoktur. Dağ kaSonra röportaj yazılarında ehemmiyetmuhakkak nazarile bakılmaktadır. EsaDostum biraz daha gayret etse bana dar kitleli, sarp ve yalçın, nehir kadar li olan panoramadır: Memleket ve içtisen, bugün davada ismi geçen kadınlar, akıcı, hava kadar saf bir cevher, bu maî hayatın panoraması. Sen bu panora" bozguncu (defaitiste) diyecekmiş. El ve artık fuhşu san'at yaptıklan anlaşılmış en büyük iki vatan şairinin manzu mayı ve bir şehirde yeni ve meraklı ne o gönül birliğile büyük bir iş başarmağa çave o zaman isimlerinin gizli tutuîmasma melerini bir tabiat sadeliği ve ihtişa labilirse hepsini ihmal ederek üçüncü, lışırken tenkid yapan için hakikaten bun lüzum görülmemiş olanlardır.» diyor. mile doldurur. Bunlar, Türk dağla beşinci, sekizinci plânda köşelere sokulu dan uygun kelime de yoktur. Rakamla>r korkuncdur. Atina on se nnda, sulannda, ovalarında kaybol yorsun: Burada bir kır kahvesi, ötede bir Yalnız hemen söyleyim ki ben tasdi" nedir, bu işe devam ediyor, bir hesaba muş meçhul ve sayısız Türk çığhkla otel odası, daha ileride ıssız bir istasyon. kimle kelimeyi kabulleniyor değilim. göre 54, diğer bir hesaba göre de 230 rının aksi sadalarını toplıyarak ve Sonra da şehrin en az ehemmiyetli ve Bozguncu yalnız harb yahud dahilî anar gene kız, bu kadının evine gidiyorlar. . şi zamanlannda tesadüf edilen bir insan Gene kızların birçoğu da henüz 18 yaşıkoyulaştırarak ebedileştirmiş eserler tipik insanlanndan birkaç çehre... dir. Vatanm dünden bugüne kalan Ben röportaj okurken bir şehrin pano dır. Normal zamanlarda, hele bizim gibi nı doldurmamış, yani reşid olmamışlaren yüksek sesi Namık Kemalse, o ramasmı ve umumî hayatını gözümle ta" tarihinin hiçbir devrine nasib olmamış dır. Bunlar randevucu kadınlar tarafınnunla beraber bugünden yarına ka kib etmeliyim. Karanlık bir zemin üstün mutlak bir emniyet ve muvazene içinde dan para, lüks hayat temini vadile, süslü lacak en yüksek ses de Mehmed A de birkaç bulanık köşe ve çehre beni tat büyük inkılâbını yapmakta devam eden ve parlak hayallerle kandınlmışlardır. bir memlekette tenkide sadece tenkid de" kiftir. Kasidenin sesi Kızıl sultandan mın edem ez.» Filim gibi birşey, fakat hakikat! Şamek lâzımdır. Ve gene müsaadenizle şılacak cihet, bu randevu evinin 10 senehürriyeti, Istiklâl manzumesinin sesi Şimdi ben de dostuma sorayım: Rödüşmandan Izmiri alan büyük kuv portaj olduğunu iddia etmiyen bir yazr ilâve edeyim ki bu bir yazıcı için haktan dir işliyebilmiş olmasıdır. vetler arasındadır. Bu manzumenin nın mutlaka röportaj olmasını istemek ni daha da ehemmiyetli birşey, bir vazifeAtina'nın evi, zararsız ve namuslu bir ahenginde on sekiz sene evvel Ka çin? Bir memleketin mutlaka Amerikan dir. müessese gibi rahat rahat çalışıyor; bir radenizden Akdenize kadar yürüyen turisti usullerine göre gezilmesini, man İnsanları sevmek gibi memleketi sev büyük bcarethane gibi işini genişleterek kağnı gıcırtılarile kanşık bütün kılıc zaralar ve vak'alarm mutlaka ehemmi menin de tek şekli yoktur. Aşk vardır ki şırbeler açıyor; hatta ihracat bile yapıyor; ve mahmuz şakırtıları, obüs yiyen gö yetlerine göre boy sırasma dizilmelerini cezbeye benzer; insana sevdiğini hiçbir 54 yahud 254 kız ve kadını iğfal edi eksiği olmıyan bir ideal mevcud gibi gös" yor; ancak on sene sonra farkına varılığüslerden fırlamış tekbir uğultulan, istemek niçin? bütün iniltiler, çığlıklar, yeminler, Kendim için malihulya yapacak deği" erir. Bu belki aşkın en makbul şeklıdir. yor! Evvelce gazetelerin yazdığına göre, Mehmedciğin anasına son defa lim tabiî. Fakat benden daha kabiliyetli Fakat öylesi de vardır ki karanlıkta nö Atina, kadın tıcareti yaptığından dolayı «anam» diyişini yâdettiren ebedî ve bir muharrir bahsettiğiniz karanlık köşe betçi gibi daima pusuda ve kuşkudadır; değil de; para kaçakçıhğı yaptığı şüphedalar, kelimelerden ziyade, saklı ma bucaklarda da çok karakteristik şeyler en ehemmiyetli gölge ve pıtırdıdan evha sile evi basıldığı zaman, iş meydana çıkmıştı. nanın ve sesin delâletinden gelme bir yakalıyabilir. İnsanın plânsız ve prog ma düşer. Gene aşkın öylesi vardır ki sevdiğinde Randevuculukla maznun kadın, bu destan manzarası halinde var. ramsız derbeder bir dolaşrna esnasında Cdncuiotıv ncrtSaHı..] İHEM N ALINA MIHINA Bir dost tenkidine cevab Blum'ün nutku Paris 27 (a.a.) Leon Blum, sosyalist kongresinde irad etmiş olduğu mıtukta bilhassa Fransanm ve diğer demokrasilerin totaliter devletlerin tehdidlerine maruz bulunduklarını ve binnetice sosyalizmin an'anevî sulhcuyane siyasetini yeniden gözden geçirmek ve îtalyan Alman Japon blokuna karşı koyacak bir teşekkülünü teshil etmesi lâzım olduğuFransız İngiliz Rus Alman bloku nu söylemiştir. Akif bir şark çocuğudur. Hangimiz değiliz? Fakat o bunu hepimizden fazla duydu ve bunun yıkılışına hepimizden fazla yandı. Safahatın bütün iniltilerinde ve isyanlannda, dine aid olanlardan çok fazla ahlâka aid endişeler görüyoruz, Belki de Akif Türk ahlâkının son direği olduğu için dine sarılmıştı. Fakat o bir dinci değil, Fikret gibi ve Fikret ka dar bir ahlâkçıydı. Namık Kemalin siyasî ahlâkını ve hürriyet idealini Mehmed Akifin içtimaî ahlâkı ve fa zilet aşkı tamamlıyordu. Bugün onun hatırasında her türlü ideoloji münakaşalannı teperek olanca samimiyetimizle kutluladığımız hakikat şudur: Mehmed Akif vatan perver ve Mehmed Akif namuslu adamdı. Bu iki duyguyu birbirinden koparılmaz tek bir ahlâk farikası haline sokmak, onun kendisinde de, memleketinde de aradığı en büyük kıymetti. Yazıları içinde bu ideale sadık kalmamış, bu hedeften yan çiz miş tek bir ima, tek bir kalem gafleti görülmez. Mehmed Akifin hatırasına karşı Türk gencliğinin gösterdiği büyük vefalılık, Safahat şairinin, milletinde aradığı faziletin en şaşmaz delillerinden biridir. Arkasında, kendisini her fırsatta anan vatanperver ve namuslu bir genclik bıraktığını gördüğümüz Mehmed Akifi unutmamak, memleket ve fazilet sevgisinin büyük şartlarından biri halinde kalacak ve bundan böyle ucsuz bucaksız nesil leri onun hatırası etrafında toplıyacaktır. bir maden damarına raslaması her zarrian mümkündür. Bir kelime bir karakterîn ifadesi, bir jest karanlık bir marazın alâmeti, bir hal "sizin panoramalarınızın çerçevesine de sığmasına imkân olmıyanbüyük millî varlığın kalbinden bir göriinüş olabilir. Başıboş bir gezinti esnasında hiç ummadığınız rasgele bir insanın ağzından öyle birsey işitebilirsiniz ki bir âlim veya devlet adamından öğrenmenize de imkân yoktur. Aktüalite çok kere fazla birşey ifade etmiyen bir ârazlar mecmuudur. Cevheri daha derinlerde a kusur görmeğe tahammül edemez. Iyi giden tarafîardan ziyade aksıyan ve geri kalan tarafları görmeğe ve bunlardan en" dişe duymağa meyleder. Bu nihayet bir kabiliyet ve istidad meelesidir ve zannediyorum ki saydığım evgi çeişdlerinin hepsi bir memleket için ayrı ayrı lâzımdır; faydalıdır. Ben herhalde bu son kategoriden bir insan olacaım ki aşkın bu tarzını, sakat, geri ve tehikeliye arka çeviren idealist aşka daima üstün tutuyorum. Reşad Nuri GÜNTEKİN faaliyetini 10 uzun sene nasıl saklıyabilmiştir? Hiçbir nriilâhaza, hiçbir şüphe, hiçbir ihtimal zikretmiyorum. Eğer, muhakeme neticesinde, bu kadının Dördüncü lstmtak dairesinin mahkemede oku nan kararnamesinde iddia edildiği gibi, 10 senedir bu sucları işlediği sabit olursa, yapılacak tek şey şudur: İdarî tahkikat yaparak bu işin alâkadar memurlar ve daireler tarafından on senedir neden farkma varılmamış olduğunu meydana çıkarmak, mes'uliyetler ve mes'uller varsa bunları bulup cezaîandırmak. Şair Mehmed Akil için Dün Yüksek öğretmen okulunda toplantı yapıldı ^M Parti Umumî İdare Heyeti bugün toplanıyor Ankara 27 (Telefonla) Münhal bulunan 14 meb'usluğa gösterilecek namzedlerin Parti Genbaşkurulunca tespit edilmekte olduğu haber verilmektedir. Listenin bugünlerde ilân edileceği anlaşılıyor. Dünkü Parti fevkalâde kongresinde veniden teşekkül etmİ5 ve noksan azalıkları tamamlanmış olan Parti umumî idare heyeti, yarın Genel Sekreter Refik Saydamm başkanlığında toplana caktır. :i Kıymetli şairin hayatı bugün de mezarı başında ve Unîversitede gencler tarafından anılacak Bazı esbak meb'uslar Ankara 27 (Telefonla) Şu günler de şehirde bazı esbak meb'uslara tesadüf edilmektedir. Bu meyanda Münir Husrev, esbak Mersin meb'usu Niyazi ve Kozan meb, usu Ali Şadi de sehrimizdedir. İzmirde İzmir 27 (Hususî) Merhum General Kâzımın yerine meb'us seçilmesi icin vilâvete bir tebli& eelmistir. gün mezarı başmda ve Üniversitede, genclik tarafından ihtifal yapılacaktır. Sabahleyin saat onda, FdirnekapıcÜ Şehidlikteki mezarının temel atma me rasimi yapılacaktır. İstiklâl marşı şair nin mezarı iki ay sonra, lâyık olduğı sekilde yapıîmış olacaktır. İstiklâl marşı şairi Akif için dün akşam verilen konferansta bulunanlar Ögleden sonra Beyazıd camiinde Is J Ölümünün ikinci yıldönümü müna man «Azim», Süheylâ Tarokan «Ken tanbul hafızlan tarafından Mevlid okusebetile, İstiklâl marşı şairi Mehmed A dim için», Necmiye Çelikbaş «Asımdan nacaktır. kif için dün, Yüksek Muallim mektebin bir parça», Halil Eıtürk «Birlik» MehSaat altıda Üniversite konferans sa1 de bir toplantı yapılmış ve bu münase med Burul «Bülbül» manzumelerini o lonunda ihtifal yapılacaktır. İhtifale İs betle kıymetli jairm hayatından ve eser kumuşlardır. tiklâl marşile başlanarak, bir dakika sülerinden bahsedilmiştir. Müteakıben profesör Ali Nihad Meh kut edildikten sonra Üniversite ProfesörToplantı saat 20 de arkadaşımız Pe med Akifin edebî hüviyeti hakkında et lerinden Ali Nihad tarafından, Akifin yami Safanm sözlerile açılmış, mütea raflı bir konferans vermiş, bundan sonra edebî kıymeti hakkında bir konferans vekıben şair Mithat Cemal, Akifin hayat toDİanhya nihayet verilmiştir. rilecekhr. ve eserlerinden bahsetmiştir. Şair Akif için bugün yapılacak Bu konferanstan sonra İstiklâl marşıBundan son.a küsüye gelen Yüksek ihtifal nın güf'esi okunacak ve şairin Çanakkale Muallim mektebi talebelerinden Salâ "üyük şair Mehmed Akifin ölümü şehidleri manzumesıle, eserlerinden münhaddin Erol «Çanakkale», İsmet Yurt. nün ikinci yıldönümü münasebe.tile bui tehab parçalar okunacaktır. ZAFA Hatib demiştir ki: « Sosyalist fırkası, yapılacak müMotorin ucuzluyor zakerelerin istisnasız bütün Avrupa meAnkara 27 (a.a.) Haber aldışı selelerinin hallini istihdaf etmesi şartile mıza göre, İktısad Vekâletinin talebi ütotaliter devletlerle müzakerelerde bu zerine memleketimizdeki petrol şirketleri ur"iağa aleyhtar değildir.» ikincikânun 939 dan itibaren motorinin Blum, netice olarak, realistler karşr ift tenekesinin her şehir ve kasabadaki sînda güzlerini kapıyamıyacağını ve millî emniyetin ve ayni zamanda sosyalizmin atış fiatlanndan asgarî 15 kuruş tenzilât hayatınm tehlikede olduğunu memleket fapmağa karar vermiştir. ten aizliyemiyecesini söylemiştir. Fransadaki suiistimal Paris 27 (a.a.) PateNatan sineİzmir 27 (Hususî) îstanbuldan ma şirketi direktörünün tevkifi burada Mersine giden benzin ve gaz yüklü Ema üyük bir heyecan hasıl etmiştir. net motörü Alacati sahillerinde karaya Jour gazetesine göre, çalınan paranm oturmuştur. İnsanca zayiat yoktur. Mo ekunu 400 milyon franka yükselmektetörün kurtarılmasına çahşılmaktadır. dir. Beyşehirdeki kömür madeninin çok zengin olduğu anlaşıldı Konya 27 (Hususî muhabirimizden) Beysehirde bulunan maden kömürün den bir kamyon bugün buraya getirildi. Beyşehirdeki kömür havzasımn altı milyar ton kömürü, ihtiva ettiği yapılan tetkiklerden anlaşılmaktadır. Yapılan sondaj, kömür tabakasmm 17 metre dermliğe kadar indiğini gös termiştir. 17 metreden sonra başka ta bakalara tesadüf edilmiş, biraz daha derinlikte gene kömüre rasgelinmiştir. Kömürün 5961 kaloride olduğu tespit edilmiştir. Bu kömür gayet kolay yanmaktadır. Bir motör karaya oturdu