CUMHURİYET 11 Birincrkânnn 1938 TARiHDE BOyUK DENİZ Tefrika No. 30 MUHAREBELERi Nakleden: ABlDtN DAVER ( Şehir ve Memleket Haberlerij Siyasî Millî Tasarruf ve Tramvay ve Tünel Nakil vasıtaları Iktısad haftası müzakereleri için yeni bir yol Bu münasebetle Üniver» Satm alma işi yılbaşına kadar halledilecek sitede konferanslar Tramvay ve Tünel şirketlerini temsiverilecek Millî Tasarruf ve iktısad haftasi yann başlıyacaktır. Bu sene Tasarruf haftası, Büyük Ölünün hâtırasına hürmeten sade bir şekilde geçecektir. Bilhassa her sene yapılan vitrin müsabakası, kuru ve yaş yemiş müsabakası, havadan hediye atmak kısımlarınm bu sene programdan çıkarılrnası muvafık görülmüştür. Hafta zarfmda mekteblerde Tasarruf ve Yerli Mallar mevzuu üzerinde güzel yazı müsabakası yapılacakbT. Geçen seneki vitrin müsabakasında madalya ve diploma kazananlara bu madalya ve diplomalar Halkevlerinde tevzi edilecektir. len Ankarada Nafıa Vekâletile bu iki şirketin vaktinden evvel imtiyazmın hükumete devri hakkmda temaslara girişen ve istedikleri fahiş fiat karşısmda müzakerelerin akim kalması üzerine şehrimize dönen şirket müdürlerinden Dö Bassi ve hukuk müşaviri Klaren dün akşam Belçikaya hareket etmişlerdir. Şirket, Nafıa Vekâletine evvelce Elektrik Sirketinin satın almma müzakerelerinde şirketi temsil etmiş olan Spesiyal'in riyaseti altında bir heyetin tam salâhiyetle, aym yirmismde Ankarada bulunacağmı bildirmiştir. Bu heyet azalan ayın 18 inde şehrimize gelecek, Tramvay ve Tünel şjrketlerinin aym on dokuzunda imtiyaz devri için yapacakları fevkalâde toplantılarda bulunduktan sonra o akşam Ankaraya hareket edecektir. §u cihet de anlaşılmaktadır ki Nafıa Vekâletile son defa müzakereye girişmiş olan heyet kâfi salâhiyete sahib bulunmuyordu. Hatta bu heyetin sadece bir ilk temas yapmak üzere memleketimize gelmiş oldugu da anlaşılmıştır. Nafıa Vekâleti yıl başmda her iki şirketin de devlet elinde bulunmasım temin edecektir. Bizanslılar Arablar Arab mücahidleri yalın kılıc düşman gemisînin güvertesine atladılar! Sanki bir kaplan sürüsii, bir file hücum etmiş gibi idi. Birinci hücuma mukavemct eden bir dromon, ikinci, üçüncü bir hücum karşısında, dayanamıyordu. Nihayet, birer, ikişer hattan çıktılar, daha doğrusu çıkarıldılar. Bizans kütlesi, çözülmeğe, dağılmağa, yıkılmağa başlamıştı. Artık, muharebe, muhtelif tabiye nizamlarile yapılan bir deniz mücadelesi halinden çıkmış, parça parça, bir bir, gemi gemiye bir boğuş }eklini almışh; sol cenahın en açıktaki gemisi beş, altı, on Arab gemisi tarafından sanlmışb. Arablar, nihayet bu gemiye rampa oldular, çengellerini taktılar, Arab mücahidleri, yalm kılıc düşman gemisinin güvertesine atladılar. Simdi Bizans teknesinin üstünde blıc kılıca, kargı kargıya, gürz gürze, göfüs göğüse bir döğüş başladı. Arablar, görülmemiş bir kahramanhkla harbediyorlardı. O kadar çeviktiler ki zırhh Bizans askerleri bunlarla başa çıkamıyordu. Çok geçmeden bütün Rum muharibleri kıhcdan geçirildi ve dromon Arablann eline düştü. Sol cenahtaki vaziyet aynen sag cenahta da tekerrür ediyordu. Dromon'larla harbedebilecek kudrette olmıyan narin ve seri târit'ler, Bizans donanmasmın arkasına geçerek nakliye gemilerine hücum etmişlerdi. Arablar, bu ağır gemileri ateş kayıkları ile tutuşturdular. Akşam olurken, Akdenizin yıldızh berrak seması altmda ve koyu mavi suları üstünde, birçok Bizans gemisi yanıyordu. Binlerce alevin binlerce aksi, sulann ve dalgalann üstünde kızıl hayaletler halinde oynaşıp duruyordu. Her tarafta Arab gemilerî, Rum dromon'lannı birer birer sarıp kanlı mücadelelerden sonra imha etmişlerdi. Bizans Imparatoru da muhaıebe esnasında bizzat cesaretle harbettise de, Arablar kahramanlıkta çok daha baskrn çıktılar. Zafer, müslüman donanmasına. nasib oldu. Arablar, sonunda İmparatorun sancak gemisine rampa ederek icine girdiler, tmparator esir olmak üzere idi. Bu hali gören bir Bizans gemisi Imparatoru kurtarmak için Amiral gemisinin yardımına koştu. İmparatorun bu gemiye atlayıp kaçabilmesi için, kendi gemisindeki askerler nevmidane boğuşmuşlar, tek nefere varmcaya kadar Arab kılıcları altmda can vermişlerdi. Neticede, Bizans donanması müthiş bir mağlubryete uğradı. 20,000 hıristiyan maktul düştü. Kurtulabilen mahdud miktarda gemi perişan bir halde kaçtı. Fakat Arablar da ağır zayiata uğramışlardı. Donanma, îstanbula gitmekten vazgeçti. împarator da vergi vermeği kabul ettigi için bir sulh muahedesi yapıldı. Fakat çok geçmeden Bizanslılar, bir Arab gemisine hücum ettiklerinden, Arablar, bunu vesile ittihaz ederek tekrar Rumlara harb ilân ettiler. Bu defa Bizansın §imalî Afrikadaki eyaletlerinden henüz ele geçiremediklerine tecavüz ettiler. Rumlann mukavemeti karşısmda, bu memleketlerde taş taş üstüne bırakmadılar. V« 80,000 den fazla esir aldılar. Ertesi sene Arablar, kuvvetli bir donanma ile Skilya adasma taarruz ederek Siraküza'yı yağma ve tahrib ettiler. Sonra dönüp Anadolu kıyılannı takiben Ege denizini geçtiler ve kı?ı tzmir limanında geçirdiler. Donanma, Hicretin 52 nci ve Milâdın 672 nci senesinde 1 ] îzmirden kalktı, gene Çanakkale boğazmı kolayca geçip İstanbul civanna geldi. Bu defa donanmaya meşhur Arab kumandanı Avf oğlu Süfyan kumanda ediyordu. Bir Arab ordusu da karadan İstanbul önüne gelmişti. Arablar, îstanbulu karadan ve denizden muhasara ettiler, fakat surlar çok metın ve müstahkemdi. Roma usulü üzere tahkim edilmiş olan bu kalın duvarlar karşısmda Arab mancınıkları âciz kaldı. Bu esnada Bizans donanması, Halicde yatıyor, arasıra çıkarak münferid Arab gemilerine hücum edip tekrar içeri kaçıyordu. Bu vaziyet nisandan itibaren altı ay devam etti. Nihayet Arablar, îstanbulu bırakıp, Marmara kıyılarındaki Bizans şehirlerine hücum ve tahrib ettiler. Bu arada, o zamanki ismi Sizikus Cyzicus olan Kapıdağı yarımadasım ele geçirerek kendilerine üs yaptılar. Arab donanması, Karadenizden îstanbula yardım gelmemesi için Boğazda kuvvetli müfrezeler bırakmıştı. Bunlar Boğazı tarassud ediyorlardı. Ertesi sene baharında, Arablar, karadan ve denizden tekrar îs1] Elimdeki Garb mehazlarından blrinde bu hareketın 673 senesinde vuku bulduğu yazılıdır. Almanya Avrupa harici yerlerini de istedi ugün bütün dünya siyaseti iki tarafa ayrılmış altı büyük devlet arasındaki mübarezenin tesiri altında bulunuyor. Diğer devletler ve hareketler ikinci plânda kalmaktadır. Altı muazzam devletten Almanya ile îtalya Avrupa politikasında Berlin Roma mihveri ve umum dünya politikasında aralarına Asya kıt'asmın büyük devleti Japonyayı da alarak Berlin Roma Tokyo mihveri namı altında birleşmiş bulunuyorlar. Diğer üç büyük devletten îragütere ile Fransa coğrafî mevkileri ve millî emniyet işleri birbirine bağlı bulunmasmdan Avrupa politikasında Londra Paris mihveri ve dünya politikasında ve para işlerinde demokrasi cephesi namı altında birleşmiş bulunuyorlar. Fakat her zümrenin azaJan arasında tam ve mutlak surette bir işbirliği yoktur. Her aza; kendisinin hayatî meselelerinde serbestii hareket sahibidir. Ancak son raddede birbirinin arkasını korumaktadırlaj. Şöyle ki îtalya; kendisi için hayat meselesi «aydıfı Akdenizde Almanyayı beklemeksizin îngiltere ile anlaşmış olduğu gibi şimdi de Fransa ile silâha sanlacak derecede münazMya girişmiş bulu nuyor. Almanya da orta ve şwkî Avrupada serbest kalmağı kendisine hayatî bir mesele saydığından Îtalya ile Voğazboğaza gelmekte olan Fransa ile ebedî dostluk ve sulh anlaşması imzaladı. Gene îtalya; şu sırada îngiltareyi her suretle korumağa çalıştığı ve hatta Londrada ağır deniz silâhlarını tahdid içia akdedilmiş yeni bahrî muahedeyi sırf înt gilterenin hatırı için tanıdığı halde Al •* manya îftgiltereye bu defa da müstemleke meselesinde meydan okumakta bir an tereddüd etmemiştir. Şimdi bütün Al •* manya matbuatı îngiltereye Avusturya. ve Çekoslovakya meseleleri îngilterenin mütereddid vaziyetinden bir Avrupa harbine sebeb olabilecek bir şekil aldığı zamanlarda olduğu gibi bütün şiddet ve sarahatile hücum etmektedir. Hitler hükumen'nin ve partisinin res i mî neşir vasıtası olan gazete Almanyanın neler istediğini ve niçin istediğini gayet açık olarak beyan etti. Almanya Avus turyayı ve Südet havalisini aldığı gibi Avrupanın haricindeki iki milyon kilo * metre murabbaı tutan eski topraklarmı da bilâkaydü şart jnutlaka ele alacağmı da ehemmiyetle kaydetti. Bu toprakların iadesî yirmi milyon kilometre murabbaı ve beş yüz milyon nüfusu olan îngiliz cihan imparatorluğunun sevkulceyş, politika ve iktısad noktalarından anahtarlarını teslim etmeğe mua dil olacağı mütaleasını Almanyanın asla tanımıyacağını ve çünkü bu topraklarm ne kendisinin, ne de sekenesinin rıza ve muvafakati olmaksızın gasbedildiğini ve ahalisine sorulmaksızın ahndığı gibi gene sorulmaksızın iadesi zarurî bulunduğunu yazdı. Malumdur ki Almanyanın altmış milyax altın sarfederek imar etmiş olduğu müstemlekelerin aslan payını yani dörtte üçünü îngiliz împaratorluğu almıştı. Bunun için birdenbire bu kadar topraklann iadesi İngilizlere çok ağır gelecektir. îngiliz parlamentosunda Almanya Avrupanın ortasma yerleşerek bu kıt'ayı altüst ettiği gibi şimdi de Afrikaya yerleı şerek bu kıt'ayı da volkana çevireceğinden bahisle tedehhüş gösterilmiş olmasmat da Almanya asla ehemmiyet »ermemektedir. Almanya eski müstemlekelerini tama • men ve bilâistisna istiyor. Bir kısmmın İngiltere ve Fransanm elinde kalarak Belçika ve Portekiz gibi küçük devletle* rin büyük müstemlekelerinden taviz ya « pılmasma da razı değildir. Lâkin îngiltere Fransa Amerika zümresi; Alman « yanm Avrupa haricî yerlerinin iadesi meselesine hayatî ehemmiyet verdiklerinden buna kolay kolay razı olacak değildirler, 'ünkü şimdiye kadar Almanya ile îtalyanm aldığı yerler iç deniz mailelerinde yahud Akdeniz ve Kızıl denizde olduğu gibi iç denizlerin sahillerindedir. Lâkin bir defa Almanya, eski müstemlekelerini :amamen alacak olursa Berlin Roma mihveri büyük denizlere çıkmış olacaktır. Kameron ve cenubu garbî müstemlekelerile Atlas Okyanusuna ve eski şarkî Afrika Alman müstemlekesi (şimdiki adı Tanganika'dır) ile Hind Okyanusuna ve Yenigine ile civanndaki adalarla Büyük Okyanusa hâkim olup Japonya ile birlikte Amerika büyük devletini ve îngiliz cihan imparatorluğunu ve Fransa nm müstemleke imparatorluğunu fena halde tebdid edecektir. Bunun için mu azzam bir yeni cihan meselesi karşısmda mlunuyoruz. Beyoğlundan gelen otomobillerin yolu değistirildi Vali ve Belediye Reisi Lutfi Kırdar şehri alâkadar eden işler arasında bunların en mühimlerinden biri olan seyrisefer vaziyetile de meşgu! olmaktadır. Bilhassa Beyoğlundan Karaköye inen bütün nakil vasıtaları tek bir yol takib etmek mecburiyetinde bulunduklarından bu saha üzerinde yayalar çok müşkülât çekmektedir. Her ne kadar imar plânına göre Atatürk köprüsünün iki tarafında Un kapanmdan Şehzadebaşına ve Azabkapıdan Meyit yokuşu tarikile Îngiliz sefareti binasmm bulunduğu noktaya kadar geniş yollar açılacak ve köpriinün inşaatı bittikten sonra bir kısım nakil vasıtaları bu tarafa taksim edilecek ise de bu iş bir az daha zamana tevakkuf etmektedir. Bu ciheti nazarı dikkate alan Lutfi Kırdar şimdiden tetbirler alınmasma lüzum görmüştür. Beyoğlu cihetinden gelen nakil vasıtalarmdan yalnız tramvay lann Şişhane yokuşundan Karaköye nv meleri ve diğer bütün nakil vasıtalarmın Meyit yokuşundan inerek Perşembepaza nnı takib etmek suretile Karaköye çık maları muvafık görülmüştür. Belediye Fen Heyeti Meyit yokusunun parke ve Azabkapıdan Karaköye kadar olan kısmm da asfalt olarak yapılması için projeleri hazırlamağa başlamışbr. Sür'atle fiIiyata geçilecek ve karar tatbik oluna caktır. tanbul önüne geldiler. Muhasara aylarca devam etti; fakat, bir sene evvelkinden daha iyi netice alamadılar. Kış gelince, gene Kapıdağı yanmadasma çekildiler. Arab kumandanı, şehrin açlıktan teslim olmasma intizara karar verdi; fakat bu karar yanlrçb. Çünkü bir şehrin açlıktan teslim olması için, muhasaranm sıkı olması ve şehre kuş uçurulmaması lâzımdı. Halbuki Arablar, yazın yaptıklan sıkı muhasarayı kışm gevşetiyor, hatta karadan büsbütün kaldmyorlardı. Arab ordusu, Kapıdağı yarımadasına çekilince, Bizanslılar, şehre Trakyadan her türlü erÜniversite îknsad Fakültesile Millî zak nakil ve iddihar ediyorlardı. Tasarruf ve îktısad Cemiyeti tarafından Bu tarihlerde, îstanbulda împarator Üniversite konferans salonunda bir topDördüncü Kostantin hükümrandı. Kos Ianh tertib edilmiştir. Cuma günü yapıtantin Pogonat denilen (Pogonat sakallı lacak olan bu toplantıyı ProfesÖr ömer demektir) bu hükümdar, şehrîn müdafa Celâl Sarç açacak, müteakıben Profeası için yüksek bir gayret gösteriyordu. sör Nöyvark Türkiyede satış hareketleri Arablarm muvaffakiyetsizliği karşısmda etrafında bir konferans verecektir. BilâBizanslılann gayreti ve cesareti artıyor hare talebeden Hasan, Seyfi ve doçent du. Bu esnada, Suriye ve 5imalî Afri Muhlis Ete söz söyliyeceklerdir. Yüksek Iktısad ve Ticaret Mektebinde kada da, müslümanlarla hıristiyanlar arasmda harb devam ediyordu. 676 sene de hafta zarfında bir toplantı yapılacaksi de, vaziyette büyük değişiklik olmadan tır. geçti. Fakat Arablann muvaffakiyetsizliğine sebeb olan en mühim harb vasıtası «Fen Gregeois Grejua ateşi» idi. Harb tarihlerine «nan bahip> , «Rum ateşj» diye geçen bu ateş, zamanımızda son derece tekemmül eden topçuluğun atası addolunabilir. Bizanslılar buna «igron pir» derlerdi. «igron» mayi, «pir» ateş demektir. Garb eserleri, bu ateşin Surîyede Heliopolis, (Baalebek) şehrinde doğmuş Callinicus (Kaliniküs) isminde bir Rum mimar tarafından keşfedildiğini iddia ederler. Bu mimar, nv'hasara esnasında, împaratora müracaat ederek Arablan perişan edecek bir icadı olduğunu söylemiştir. Oman, «Harb san'atı» adlı çserinde bu ateş hakkmda şu izahatı veriyor: «Bu, yan mayi halinde bir madde idi. Kükürt, zift, erimis güherçile ile petrolden mürekkebdi. Bütün bu maddelerin hepsi bir arada kaynatılıyor ve ne olduklan iyi bilinmiyen diğer bazı maddelerden de az miktar kanştırılıyordu. Grejua ateşi, gemilere ahldığı zaman, tahtalara yapışıyor ve öyle çabuk ve şiddetli yanıyordu ki söndürmek mümkün olmuyordu. Bu ateşi, ancak üzerine sirke, şarab dökmek veya kum atmak suretile söndürmek mümkün olduğu söyleniyordu.» împarator Kostantin Pogonat, bu yeni keşfin kıymetini pek çabuk takdir etti ve bu yakıcı maddeyi düşman gemilerine atmak üzere dromon'lanna tuncdan namhlar koydurdu. Bir tüb, bir boru şeklinde olan bu iptidaî vasıtalara sifon diyenler de vardır. Fakat bu sifonların nasıl işlediği pek anlaşılamamaktadır. Diğer bir muharrir, Uzak Şarkta barutun icad edilmiş olduğu ve Grejua ateşinin de bu borular veya sifonlardan barut vasıtasile atıldığı fikrindedir. Hulâsa, Rum ateşini atmağa yarıyan aletler, iptidaî toplardı. Grejua ateşini düşmana savurmak için, bu borulardan başka vasrtalar da bulunmuştu. Bu madde toprak testilere veya kavanozlara doldurularak ya elle yahud da sapan ve mancınıkla atılıyordu. Bu da, şimdiki kumbara ve el bombalarının ceddidir. Atılan okların ucuna, Grejua ateşi ile doldurulmuş paçavralar bağlanır, yahud kargılara böyle paçavralar sarılrp düşmana fırlatılırdı. Mehmed $ükrü Bey, kitabında, Grejua ateşi hakkında uzun uzadıya malumat vermektedir. Merhum, «bu maddenin yakıldığı zaman, gayet kesif bir dumanla patlamak nev'inden şiddetli bir sada husule getirdiğini, müteakıben semaya doğru alevden ibaret amudî bir ateş sütununun fırlayarak etrafına müthiş atesler saçtığmı ve tesadüf ettiği eşyayi yakıp mahvederek gene o şiddet ve kuvvetle aşağı indiğini, üzerine su döküldükçe şiddet ve harareti bir kat daha arttığmı» yazryor. Bu ateş, önceleri şimdiki hava fişeklerinin yanışma benzer bir şekilde yanardı. Sonraları daha ıslah edilerek güherçile, kömür tozu, neft ve nitrat dö potas'tan yapılmağa başlanmıştır. (Arkasr Deniz Banka aid yeni tesisat İstanbul Limanı için yeni proje hazırlandı MÜTEFERRİK Deniz Ticaret müdürü Deniz Ticaret müdürü Müfid Necdet Deniz. dün Ankaradan şehrimize dön müştür. Müfid Necdet Deniz, Ankarada tktısad Vekâletine Deniz Ticaret müdürlüğünün bütçe projesini ver Deniz Bank, istanbul limanında vücumiştir. de getirilecek büyük tesisata aid projeler üzerinde meşgul olmaktadır. Aldığımız Tayyare piyangosu malumata göre, bu büyük tesisatın viicude Tayyare Piyangosunun kânunuevvel keşidesi bugün öğleden sonra Beyoğ getirilmesine mart ayında başlanacaktır. lunda Asrî sinemada çekilmeğe başla İstanbul limanında vücude getirilecek tenacaktır. Keşideye yarın da devam olu sisatın ilk kısmı Halicde kurulacak tersane, Kuruçeşme kömür depolan ve Ganacaktır. lata nhtımmm Kabataşa kadar uzatılaSıhhat nizamnamesi rak üzerinde büyük tahmil ve tahliye tetş kanunu mucibince neşri icab etfiği sisatı vücude getirilmesi teşkil etmektedir. halde bir hayli geçikmiş olan sıhhat ni Bütün bu işlere aid etüdler yapılmış ve zamnamesinin artık gelecek hafta inti mütehassıs ecnebi heeytler tarafından maşar edeceği haber almmıştır. hallinde yapılan tetkiklere göre projeleri hazırlanmışbr. Bu üç işin de haricIznik gölünde muntazam den getirilmesi zarurî olan malzemesinin îngiltereden verilecek krediden istifade eyolcu nakliyatı dilerek almması takanür etmiştir. 5imdi Bursa, (Hususî) • Vilâyetin tarihî bu mübayaat üzerinde temaslara başlanve turistik bir kazası olan İzniği, îstanbumak üzeredir. Malzeme yakın bir zamanla daha salim vasıtalarla bağlamayı d'ıida şehrimize gelmeğe başlryacaktır. şünen hükumet geçen seneler zarfmda îznik gölünde bir motör işletmiye karar verBiletleri iki defa miş ve bu motörü göle indirmişti. Motör, kullanıyormuş İzıvikten her gün niuntazaman yolcu ve Kadıköyde 126 numaralı evde oturan eşya nakliyan yapmakta; Bursa Orhan Serkis oğlu Berç, dün, Denizbanka aid gazi Yalova şosesine bağlı ve göl kena kullanılmış biletleri ikinci defa olarak rında bulunan Mamure köyü iskelesine kullanmakta iken suç üstünde yakala yanaşmaktadır. Muntazam servisler ha narak Adliyeye teslim edilmiştir. linde devam eden bu nakliyat, îznik ve havalisindeki köylülerin iktısadî vaziyetlerme ve hareketlerine müspet bir şekilde müessir olmuştur. Şüphesiz, îzniğe gitmek isteyen seyyahlar için de bu vasıta büyük bir kolaylık teşkil etmekte, eskisi gibi Bursaya gelip, buradan Yenieşhir şosesile îzniğe gitmek zahmeti ortadan kalkmış bulunmaktadır. Motör, Iznik ile Mamure köyü arasındaki mesafeyi (Keramet ve Boyacı) köylerine dahi uğramak suretile iki buçuk üç saat zarfmda almaktadır. Bir yolcudan da 25 kuruş ücret ahnmaktadır. ŞEHtR 1$LER! Balta limanında bir köprü yapılacak Bebek îstinye asfalt yolu üzerine tesadüf eden Balta limanında, on metre genişliğinde bir asfalt köprü yapılma sına karar verilmişti. Köprüye aid projeler hazırlanmıştır. înşaat bugünlerde münakasaya konarak ihale edilecek ve yakında amelivata başlanacaktır. Dolmabahçe • Gümüşsuyu yolu DolmabaHçe ile Gümüşsuyu arasında mozaik' parke olarak yapılmakta olan yol, müteahhidin taş tedarik edememesi yüzünden vaktinde ikmal olunarhamıştır. Bu yola aid evrak Belediye Daimî Encümenine verilmistir. Her geçen gün için müteahhidden elli hra zarar isten mektedir. Otobüs taKkikatî hakkında verilen karar tzmir turistik yollarî için teklifler îzmir (Hususî) İzmir Turistik yolları inşaatma talib olmak üzere büyük bir Kalb sektesinden öldü irketi temsil eden üç îngiliz mühendisi, Şehremininde Uzun\iısuf mahallesmşehrimize gelmiş ve bu mevzu üzerinde ba de oturan 85 yaşında Hatun isminde bir zı tetkikler yapmışlardır. Bir Türk şirke kadm, Vezir caddesinden geçerken kalb ti de ayni işe talib olma'ktadır. Mümessil sektesinden ölmüstür. ler tekliflerini dogrudan doğruya Nafıa Vekâletine yapacaklardır. Ankaradan verilen malumata göre Devlet Şurası umumî heyeti, otobüs işindeki tahkikatı dolayısile mülkiye dairesinin verdiği lüzumu muhakeme kararını müttefikan tasdik etmiştir. Otobüs tahkikatı işinden dolayı muha kemesine karar verilenler arasında eski Belediye reisi Muhiddin Üstündağla muavini Ekrem, fen heyeti müdürlerinden bazılarile polis altmcı şube mü Çocuğa çarpan tramvay dürü ve Belediye varidat müdürü bu Vatman Rıza, idaresindeki 33 nu lunmaktadır. maralı tramvayla Söğüdlüçeşme caddesinden Üsküdara doğru giderken kar Bursada iki gazete sahibi şısına çıkan Kadıköyünde Kırtasiyeci arasındaki dava sokağında 48 numaralı evde oturan Ömerin beş yaşındaki çocuğu Ziyaya çarBursa, (Hususî) Burada çıkan Aparak başından yaralanmasına sebebi çık Ses gazetesi Sahibi ve Neşriyat Müyet vermistir. Yaralı çocuk, ilk müda dürü Hakkı Soykan, sabık Bursa Sesleri vatı vapüdıktan sonra evine teslim e gazetesi sahibi Sedad Ataman aleyhine, dilmıştir. mahkeme huzurunda madde isnadı suretile hakaret davası açmıştır. Asliye Ceza Bir kadın yandı Mahkemesindeki ilk duruşmaya gelemiBeşiktaşta Bakkalbilâl sokağında bir kulübede oturan 35 yaşında Mustafa yerek Ankarada bulunduğu anlaşılan Sekızı Sıdıka, dün soba vakarken her na dad Atamanm zorla getirtilmesine karar sılsa ateş üzerine düsmüş ve elbiseleri verilmiş ve muhakeme talik olunmuştur. alevlenmiştir. Vücudünün muhtelif yerMantarla zehirlenme leri yanan Sıdıka, Haseki hastanesine kaldırılmıştır. îzmir, (Hususî) Ceşmenin Alaçatı nahiyesinde Tokoğlu mahallesinde Cemal oğlu Seviş ve Hasan ile Mehmed oğlu Behzad, kırlardan topladıklan mantarı pişirip yemişler ve zehirlenmişlerdir. Üçü de tedavi altına alınmıslardır. ( Susurlukta sevindirilen yavrular J fzmirde tütün satışı îzmir, (Hususî) Şimdiye kadar satılan 22 milyon kilo tütünün 10 milyon kilosu Amerikan kumpanyaları tarafından, bu mikdann dört milyonu da Di Amerikan kumpanyasına satılmıştır. Maamafih, bir mikdar stok da bu meyanda «rimiştir. Fiatlarda vaziyet, evvelce de bildirdiğim gibi, müstahsilin hiç de nef'ine değildir. En Büyük Kaybımız Ebedî Şefin ölümü dolayısile memleket münevverlerinin en kıymetli yazıları. Katil muhtar! îzmir (Hususî) Torbalıya tabi Demirciköyü muhtan Yunus, lâalettayin bir kavga neticesinde ayni köyden tütün rençberi Şükrüye kızmış ve bir kavga neticesinde, köy bekçisinin mavzerini kaparak Susurluk (Hususî) Kazamız Çocuk Esirgeme Kurumu, bu sene iyi zavallı Şükrüyü öldürmüştür. bir faaliyet göstererek 50 kadar fakir yavruyu giydirmiştir, Gönderdiğim Katil Muhtar Adliyeye resim giydirilen ^avrularla, Kuruaa iS&elerjni gostermektedi» Çıktı. Fiatı 75 kuruştur. Muharrem Feyzi TOGAY,