CUMHURİYET 2 Birinciteşrin 1933 ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Tarihî roman : 55 Teodosya, pervasız, fakat coşkun bir talâkatle Türklere aşkını anlatıyor ve bu aşkm tatmin olunması şartile Edirneyi harbsiz Türklere teslim ettireceğini söy lüyordu. Abdurrahmanla arkadaşlan bu pek sefil şartı bir çırpıda reddetmek istedikleri halde büyük bir kaleyi kan dökmeden ele geçirmek gibi bir kazancın cazibesinden kendilerini kurtaramadıklanndan gerekli gördükleri bu işi yapamıyorlar, ıstırablı bir hayret içinde o şartın lekesinden kurtulmak çareleri araştırryor lardı. Abdurrahman, hayli ter döktükten sonra bir kaçamak yolu buldu: Benim anam, dedi, babama gönül vermişti. Fakat onunla evlenmeği Aydos kalesini teslim etmeden ileri sürmcmişti. Siz de ilkin Edirneyi veriniz, sonra dilediğiniz adamın yüreğini alınız. Gayrimübadil bonoMaskeli bir düşman, bedbaht Edirne kumanlarmın tasfiyesinde gödanının hulyalarını inkisara uğratmştı Mektebler büyük müsarülen bir haksızlık merelere hazırlanıyor Şimdi garib bir müzakere başlamıştı. için «karşılamak, uzlaşmak» sözünü dile Dün, Boyacıköyünde Refik Hıfzı almayınız. Türklerin üzerine yürüyeceğinizi söyleyiniz, bir iki alay askerle ve benim seçeceğ'm zabitlerle yola çıkınız, burada kalanlara hissettirmeden müzakerenizi yapınız, muahedenizi imzalayınız. Ben, izniniz olursa kalede kalayım. Siz den haber gelir gelmez, gizlice, kapılan açtırayım, siz de yanınızda Türkler oldufiu halde bir geceyansı geliniz, saraymıza giriniz. Bu suretle isyan vukuuna imkân kalmaz, tahtmız sarsılmaz, hayatınız tehlikeye düşmez. Onun maksadı, basit bir düzenle prensi kündeden atanaktı ve kalenin idaresini eline alıp ve «mühür kimde ise Süleyman odur» deyip Türklerle kendi hesabına uyuşmaktı. Prensi, ne şekilde uyuşursa uyuşsun, bir daha kaleye sokmamayı ve kale muhasarası iş'.erinde henüz tecrübesiz görünen Türkleri üzerek, oyalıyarak maksadına inkiyad ettirmeği tasarlıyor du. Garib olan nokta ne prensin, ne de Dimitri îştova'nın şehirde yirmi Türk bulunduğumı henüz bi'memeleriydi. Teodosya bu hakikati babasma söylememişti ve prens, kendi sarayında geceleyin, vaziyet hakkmda kızile görüşüp plânlar hazırlıyan cambazlan yalnız askerî vazifeler almaya hazır güçlü kuvvetli bir küçük bölük olarak telâkki ediyordu. Teodos ya, bir harb vukuunda onların «prens» uğrunda can vermekten çekinmiyeceklerini temin etmekle beraber Türkleri ya kından tannnanın verdiği salâhiyete isti nad ederek böyle bir plân teklif ettiklerini haber verdiğınden zavallı Edirne hâkimi de o mevzu üzerine Dimitri İşto van'la müzakereye girişmişti. Asilzade damad, plânm kimler tarafından ve ne vasıta ile telkin olunduğunun farkında değildi, Türklerîe uyuşmak düşüncesini doğrudan doğruya kaynatasının ileri sürdüçünü samyordu. Cumhuriyetin 15 inci yıldönümüne tesadüf eden haftada ilkmekteblerde, bütün derslerin mihveri, Cumhuriyet ve inkılâb mevzuları olacaktır. Ortemekteblerle liselerde, muallim mekteblerile san'at ve teknik okullannda 24 birinciteşrin pazartesı gününden itibaren 27 birinciteşrin perşembe gününe kadar öğleden sonraları ders gösterilmiyecek, talebeye Cumhuriyet ve Atatürk mevzulan üzerinde konferanslar verilecektir. Bu konferanslarda Atatürkün hayatı, İstiklâl mücadelesile Cumhuriyetin tees süsünde ve Türk inkılâbının bütün safhalarında Büyük Önderliği tebarüz ettirilecektir. Konferanslar, mektebin muallimleri tarafından verilecektir. îstilklâ mücadele sine aid konferanslann bizzat İstiklâl mücadelesine iştirak etmiş bir zat tarafından verilmesi tercih olunacaktır. Ortamekteblerle san'at ve teknik mek tebleri talebesi tarafından 15 inci yıldö nümü münasebetile müsamereler verile cektir. ^ Büyükaslan imzasile aldığımız mektubda deniliyor ki: «Gayrimübadilim. Uzun seneler(İpnberi hakkunız olan paraya kavuşmak emelile yaşadık. Babamm 22/10/929 tarihli ve 252 numaratı gayrimübadiller mazbetasile 388,850 lira ve gene 13/5/930 tarih ve 435 numaralı mazbata ile 544,355 lira istihkakı vardı. Yekun olarak kıymeti 933,205 lira tutan bu mazbataları bana devretti. Bilâhare malum olan tasfiye kanunu çıktı. Lâyihada şöyle bir kayıd vardı: «Fiat farkından istifade maksa dile hareket eden bazı sarraflar ve iş adamlan ihtiyac sahibi gaj^rimübadillerin ellerindeki istihkak mazbatalarmı yüzde iki, üç ve hatta yüzde bir derecesinde düşkün fiatlarla satın almak suretile uhdelerine geçirmiş olduklan için yüzde on nisbetindeki tediyeden bunların da istifade ettirilmesi muhik görülmiyerek lâyihada, bu gibiler İçin yüzde beş tediye nisbeti kabul edilmiştir.» Kanunun birinci maddesinin sonunda da bu cihet için deniliyor ki: tGayrimübadillerden istihkak mazbatalarım devren almış olanlara Hazine tahvilile yapılacak tediye nisbeti yüzde beştir.» Halbuki kanunun tatbikatma dair talimatname, bu gibi istihkak mazbatalarmın oğul veya kıza devrini meskut geçerek bunlara da sarraf veya mürabahacı iş adam ları gibi yüzde 5 verilmesini tensib etmektedir. Bundaki haksızlık sarihtir. Meselâ, bu hesaba gore benim, babamdan devir aldığım 900 küsur bin lira kıymetindeki mazbata mukabilinde alacağım para 10,000 liradan ibarettir. Baba oğul arasındaki gavet tabiî muameleleri de mürabahacılar işine karıştırarak zaten devede kulak mesabesine inmiş olan bir hakkı bir daha yarıya indirmek dogru mudur?> Bizce değildir ve bunun içindir ki taîimatnamenin hükmünü isabetli bulmuyoruz ve alâkadar makamlara soruyoruz: Yazan: M. TURHAN TAN Cumhuriyetimizin yıldönümü için.,. Slz ne dersiniz? Son vaziyetin piyasadaki akisleri Hararetli iş ve muamele muhakkak çörülüyor Siyasî icmal Çekoslovakyanın atisi mumî Harbden sonra Avrupanın mukadderatını dörtler konferansı yani îngiltere, Fransa, İtalya ve Amerikanın dahil bulunduğu heyet tayin ve idare etmişti. Şimdi de gene dörtler konferansı usulüne son çare olarak müracaat edilip Südet meselesinden dolayı yeni bir umumî harbin çıkmasına son dakikada meydan verilmedi. Bir farkla ki bu defaki dörtler heyetinde Amerikanm yerine Almanya bulunuyor. Teodosya, bir değil, yirmi ve belki yüz yirmi Türk yüreginde yer almak istiyordu. Fakat bu bayağı iştihayı açıga vur maktan o dakikada çekindi, Türkler a rasına karışır karışmaz meramına göre hareket edebileceğini düşünerek uysal davrandı: / Buna da, dedi, peki amma beni nasıl temin edeceksiniz?.. Türk, sözündcn dönmez prenses. lnanınm ve inanıyonım. O halde babama yapılacak muameleyi kararlajtıralım. Babanız, dilediği yere gitmekte, dilediği adamları beraber götürmekte, iıazinesini de yanma almakta serbesttir. Bu da iyi. Şimdi bu şartlara uygun şekilde bjr plân hazırlıyahm. Plân hızla ve kısaca tertib olundu, vakit geçirilmeden de Teodosya vasıtasile Prens Andirya'ya tebliğ edildi. Abdurrahman bu plânını Edirne prensinin Türkleri istıkbale çıkması, ileri yürüdüğü haber verilen Türk ordusu kumandanile görüjüp anlaşması esasına ıstınad ettır mişti. Onun prensese söylediklerine göre böyle bir hareket Türkleri memnun edeoeğinden Edirnenm bir takun şartlaria A*»H:rva'ya bırakılması bile mümkündü. Şayed bu imkân tahakkuk etmezse, Türklerin gene şefkatli ve merhametli davıanacaklanna, kendilerini karşılıyan prensi incitmiyerek serbest bırakacaklanna şüphe yoktu. Abdurrahman, Edirne dışında yap:!acak müzakerelerde prens lehine tavassutta bulunmak için de söz veriyordu. Teodosya, Türklerle müzakerenin §ehirde yapılmayıp kale dışında yapılma sına neden lüzum görüldüğünü sorunca Abdurrahman şu cevabı vermi|ti: Kalenin onüne kadar gelen Türkler, Vire usulünce yapılacak bir anlaşmada o kadar cömerd davranmazlar, kaleden hazine çıkarılmasma ve hele prensin yerinde kalmasma rıza göstertnezler. Kaleden uzakta müzakereye girişilirse hayli şey, hatta tahtütac bile kazanılmak muhtemeldir! ( * ) . Ve prensesin tereddüdlerini gidermek îçîn ilâve etti: Türklerin Edirne önüne gelmeleri şehirde tabiatile heyecan uyandırır. Fazla heyecandan şuursuzluk vücude gelir. Şuursuzluktan ise hatıra gelmez işler yüz gösterir. Bunlara sed çekmek, üç beş akılsızm Türklerle harbe girişmeği istiyerek babanızı müşkül bir vaziyete düşürmelerinin de önünü almak için tnüzakereyi uzakta yapmak iyi olur. Abdurrahman bu sözlerinde samimî idi. Kendisi ve arkadaşlan, Türk ordusunun Edirneyi muhasarası sırasmda içeriden bir hamle yapmak vazifesile oraya gelmiş bulunuyorlardı. Hüviyetlerinin anlaşılması yüzünden bu vazifeyi yapmak güçleşmişti. O halde prensesin Türkler hakk'nda beslediği temayüllerden istifade ederek şehri Türklere verdirmek elbette şerefli bir hareket olacaktı. A.bdurrahman hep bu gayeyi gözederek konuşu yordu, nasıl bir sebeble olursa olsun Türklere hizmet edecek olan Teodosya ile babasını da gerçekten korumak ve kayırmak istiyordu. Fakat Dimitri îştovan, o tnahud da mad, şehri Türklere bağışlamak şerefini nefsine tahsis etrnek, bu hizmeti mukabilmde kabil olursa Edirne tahtını Türk tnahmisi sıfatile ele geçirmek is tec 3 'jnden Abdürrahmanm plânını tuhaf bir şekilde tadil ettirdi. O, kızile görüştükten sonra kendısini çağırıp fikir soran Prens Andirya'ya şöyle bir teklifte bulunmuştu: Ordunuzun zabitleri içinde Türklerle ölesiye ve öldüresiye çarpışmak istiyenler çoktur. Siz, düşman askerlerini karşılamaya, onlarm kumandanile uyuşmaya karar verdiginizi açıga koyar koynaz bu zabitler isyan bayrağını kaldırırar, hükumet idaresini ele alırlar. Onun Avrupa üzerinden harb ihtimalinin uzaklaşmıs olması, bütün dünya piyasalannda oldueu gibi, memleketimiz iktısadî âleminde de büyük bir memnuniyetle karsılanmışhr. Esasen tehlike karçısında Bu usul bir defaya mahsus tatbik edilfazla müteessir olmamış bulunan piyasamiş olmuyor. Ileride Avrupa sulhunu mızda dahi dünya pazarlarında çrörülen tehdid edecek herhangi büyük meselede anî inkişafa uyRunluk görülmektedir. dörtler konferansmın i?e vazıyed edeceği Alâkadar mehafilde harb tehlikesinin anlaşılıyor. Meselâ Lehistanın zengin bir bu kadar yakınlasıp atlatılmıs olmasından kömür havzası ve sanayi merkezi bulunan sonra beynelmilel piyasalarda son yıüar Teşen'in (eski Avusturya Silezyasının) da görülmemiş hararetli işler ve muamele buradaki halk ekseriyetinin Lehli olmasıler olacağı muhakkak görülmektedir. Son na dayanarak Lehistana ilhakını istediği zamanlardaki durgunluk da bu harareti ve Macaristanın da cenubî Slovakyada maden serveti meşhur olan yerlerini bu temin edecektir. rada bir milyona yakm Macann yaşadıHarb ihtimalinin ortadan kalkması üğını ileri sürerek taleb ettiği ve bu devletzerine yüzde ona kadar yükselmiş olan ler; beklendiği veçhile Çekoslovakya hü nakliyat sigortaları harb rizikolan, bir kumetile anlaşamadıklan takdirde dörtler denbire yüzde 0,25 e düşmüştür. konferansmın tekrar toplanıp bu meseleJaponya, Çin ve îspanya gibi harbde leri de halleylemesi için Münih anlaşmabulunan memleketler için ötedenberi mev sına ahkâm konulmuştur. cud harb rizikolan devam etmektedir. Umumî Harbden sonraki dörtler kon Katil sebzeci Maksud, 12 sene ağır hapse mahkum oldu Karreı Erveheyi «linden alan h«mşerisi sebzeci Saidi bir buçuk ay evvel Tarlabaşmda tabanca ile öldüren seyyar sebzeci Arnavud Maksudun muhakemesi, dün Ağırcezada sona ermiş ve karar tefhim edilmiştir. Verilen karara göre Maksudun suçu, şahidlerin ifadeleri ve sair delâille sa bit olduğundan suçlu 18 sene ağır hapis cezasına mahkum olmuştur. Fakat, suçta tahrik görüldüğü için cezanın üçte birinin tenziline karar verilmiş, ve neticede Maksud, 12 sene ağır hapse ve Saidin veresesîne bin lira tazminat vermege mahkum edilmiştir. îşte bu sebeble plân bir parça tadil olundu, Dimitri Iştovan'ın kalede kalması ve prensin harbe gidiyormuş gibi davranarak Türkleri karşılamaya gitanesi kararlajtı, Edirne hâkiminin böyle bir tadile rıza göstennesi, damadının mülâhazasını doğru buîmaktan ziyade ihtiyatlı davranmak kaygusundan ileri gelmişti. O, bir dost gibi yanlarına gitmeğe ister istemez karar verdiği Türklerle uyuşamadığı takdirde biı yolunu bulup geriye kaçmayı ve kaleye kapanıp hayatını, yahud tahtını pahalı satmaya çalışmayı tasarhyordu, cambaz takımmdan o sirada istifade etmeği de ayrıca düşünüyordu. Ne damadından, ne kızından ihanet göreceğini ummuyordu. Bundan ötürii her ikisinin düşüncelerini mezcederek bu yeni plânı kurdu, Dimitri îştovan'ı yerine vekil bırakarak hemen o gün Türkleri karşılamaya çıktı. Fakat cambazlan yanma almadı, onlann gönüllü kaydolunarak kale muhafızlan arasına katılmalannı damadına etnretmekle iktifa etti. Türklerle müzakerede cambazlarm yardımmı lüzumsuz ve o yiğit adamlarm kalede kalmalannı ise gerekli buluyordu. Dimitri îştovan, yirmi oyuncunun muhafız askerler arasına sokulması için verilen emrin sırrını ne anladı, ne araştırdı.O, kendi sefil düşüncelerine göre tedbirler almak için kaynatasının şehirden bir ayak evvel uzaklaşmasını temine uğraşıyordu. Teodosya da, sevgililerile beraber kal mayı ihtiraslannı hoşnud eden bir vakıa olarak telâkki ettJğinden şikâyete lüzum görmedi ve bu suretle Abdurrahmanın plânı birkaç esaslı noktadan hırpalanmış oldu. Bu vaziyette teessüf etmek, teessür duymak elbette Türklere düşmezdi. Onlar saiiıimî davranmışlar ve prense yar dım eöneği gene samimî olarak kararlaştırmışlardı. Kendilerinin şehirde bırakılması yüzünden çıkacak zarardan mes'ul tutulmalarına imkân yoktu. îşte tarihlerde Sazlıdere savaşı diye mukayved olan çarpışma bu karışık ve çapraşık hareketlerden doğdu. Frenk tarihçileri ve meselâ Hammer, Edirne hâkiminin Türklerle karşılaştığını hikâye ederken: «O, cesur hareket etti, Türkle rin karşısına çıkmaktan çekinmedi» der ( * * ) . Halbuki adamcağızın harb etmek bir lâhza olsun zihninden gecmemişti ve zavallı kumandan harbe gidiyorum, muhakkak muzaffer olacağım, gibi sözler savura savura Edirne halkma veda etmiş bulunmasına rağmen yukarıda hi kâye olunduğu üzere Türklerden merhamet dilenme^e çidıyordu. Fakat maskeli bir düşman, Edirne hâkimini degil, onun şahsında Edirne tahtını ve bu tahtın biricik varisi olan Teodosya'yı yıkmak istiyen bir adam, bedbaht kumandanın hulyalarını inkisara uğrattı, Edirneden çıkan askerleri de felâkete sürükledi. feransı bu dört büyük devletin malına mülküne taalluk etmiyen meselelerde diledikleri gibi hareket etmişlerdi. Hatta aralarında daha kuvvetli ve cesur olanları yani Îngiltere ile Fransa; diger iki şeriki kenarda bırakmışlardı. Şimdiki dörtler konferansında da Südet meselesinde gö ötedenberi devam edip gelen süt der rüldüğü veçhile en kuvvetli ve en cesur dinin halledilmek üzere olduğu anlaşıl azalan diğerlerine istediklerini kabul et maktadır. Bu hususta geniş ve ciddî ted tireceklerdir. birler alınmak üzeredir. Binaenaleyh Teşen'le cenubî Slovak Ziraat Vekâleti, sütlerin sağımından yanın mukadderatının artık taayyün eylesatışına kadar geçecek ameliyeyi fennî diğine ve bu yerlerin Lehistanla Macarisbir kontrol alhnda bulundurmak, daha tanın eline geçeceğine şimdiden hükmoludoğrusu bunu devlet murakabesi altında nabilir. Çekoslovakya siyasî noktadan yapmak üzere şu tedbirlere müracaat ka tamamile budanmış ve kırpılmıştır. Ma rannı vermiştir: ahaza eski kalın mustatil çok incelmiş ola Süt meselesi Ziraat Vekâleti, fennî kontrol tedbirleri aldı ADÜYEDE Beraet eden başmuallim Talebesi Recebin başma cetvelle vurarak ölümüne sebebiyet verdiği iddiasile Ağırcezaya verilen Samatya 52 nci mekteb Başmuallimi Pertevin muhakemesi, dün sona ermiş ve suçu sabit görülemediği için beraetine karar venl miştir. Kıymetli bir ziraat mütehassısımız 1 Şehirde fennî vasıfları haiz ol mıyan tek ahır bulunmıyacaktır. 2 Buralarda sütler, dikkat ve itina ile sağıldıktan sonra kapalı ve temiz kaplar içinde «süt toplama ve dağıtma yer leri» adı verilebilecek olan» hususî surette inşa edilmiş pastarizasyon mahallerine toplanacak, sonra satışa sevkedilecektir. Bu tedbirlerin en yakın bir zamanda kııvveden fiile çıkarılabilmesi için tahsisat temini imkânları araştırıhyor. Bu tedbirlere aykın hareket edenler agır ve şiddetli cezalarla tecziye edileceklerdir. rak kalmış oluyor. Fakat iktısadî noktadan Çekoslovak ya parçalanmış ve kendi başına yaşıya mıyaCak bir hale gelmiştir. 1930 senesinde yapilan tahrire göre 14,729,536 mi fusundan 5,101,^14 kişi münhasıran zi raat ve 5,146,937 kişi de sanayi ve maadinle meşguldü. Südet havalisile Teşen'in ve cenubî Slovakyanın ayrılmasile sanayi ve maadinle iştigal eden nüfus bir milyona inecektir. Megallanes Kapopino davası Bir buçuk, iki sene kadar evvel Ça nakkalede bir musademe neticesinde İspanyol bandıralı Megallanes vapuru, ttalyan bandıralı Kapopino vapurunu batırmıştı. Musademeyi müteakıb limanımıza gelen Megallanes vapuruna hükumetı miz tarafmdan ihtivatî haciz konarak vapur, Halice çekilmişti. Bir müddettenberi asliye ikinci ticaret mahkemesinde devam etmekte olan bu musademeye aid muhakemenin dünkü celsesinde batan vapur vekilleri, hamulesinin kıymetinin takdirini istemişlerdir. Bunun için insaatı bahriye müteahhidlerinden Hayri, tüccardan Suad Kara Osman ve Denizyollarmdan Sa deddinden mürekkeb bir hevet tetkikat yapmaktadır. muhakemeye gelecek cumartesi günü devam olunacaktır. KÜÎTÜR tSLERi Müfett?slerin dünkü içtimaı Dün, şehrimizdeki ilk tedrisat mü fettişleri, Maarif müdürlüğünde bir toplantı yapmı?lar ve önümüzdeki ders yılı için, teftiş bakımmdan. icab eden hazırlıklar üzerinde görüşmüslerdir. Eski Izmir mebusu olup on beş yılı mütecaviz bir za mandanberi Amerikada bulunan ziraatçilerimizden Bay îhsan Okan, ahiren memleketimize gelerek Ziraat Ve kâletimizde Ziraat Müşavirliği vazi fesini deruhde eylemiştir. Bay Îhsan îhsan Okcm Okan, memleketimizde dahi meb'us olmazdan önce gene ziraatle meşguldü. Mesleğinin âşıkı bir vatandaştır. Amerikada dahi gene kendi mesleğinde çalışmış ve ezcümle bir çiftlik kurarak bilhassa sütçülükle ve tavukçulukla işApre kooperatifi tigal etmiş, bu sayede kendisine iyi bir Kadın çorablannın kalitelerinin yükmevki teminine muvaffak olmuştur. seltilmesi için teşekkül edecek olan Ziraatin hemen her şubesinde geniş apre kooperatifi için müessisler, Sanayi malumat ve bilhassa bazı z:raî endüstri Birliğinde bugün ilk toplantıyı yapa subelerinde mütehassıs olan eski arka caklardır. daşımızın tekrar memleketimizde çalışNikâh evde yapılmıyacak mağa gelişi bizim için kıymetli bir kaNikâh merasiminin evlerde yapılması zancdır. Hâdiseyi memnuniyetle kay mahzurlu görülerek alâkadarlarca me dederek kendisine memlekete iyilik getirecek muvaffakivetler dileriz. nedilmiştir. Ziraatle iştigal edenler, eski miktarda kalacaklardır. Banka ve ticaret ve nakil işlerile uğraşan umumî nüfusun üçüncü kısmı da pek değişmiyecektir. Fakat sa Nurullah Sumer, tngiltereden nayi ve maadin mıntakalarının ayrılma dönüyor sile Çekoslovakyanın iktısadî muvazenesi Uzun müddettenberi îngilterede bu altiist olacaktır. Şöyle ki zürra mahsulü lunan Sumer Bank Umum müdürü Nu nü satacak sanayi merkezleri ve büyük rullah Sumer, hafta içinde şehrimize şehirler bulamıyacaktır. dönecektir. Nurullah Sumerin îngilterePrag ve Brün (yani Brno) şehirlerindeki temaslan Sümer Bankm muhtelif deki bankalar ve ticarethaneler sermaye firmalarla olan bağlatılan ve 3 numa ve işlerini tahsis ettikleri membal.ardan ralı sanayi programmın tatbikatile alâ mahrum kalacaklardır. Demiryollar bile kadardır. Umum müdür, bu seyahatin parçalanacaktır. Meselâ Çekoslovakya » de sadece temaslarda bulunmuş ve bazı nın iki büyük beldesi Pragla Brün ara » esaslar tesbit etmiştir. Anlaşmalarm bi sındaki demiryolu yani memleketin iktılâhare yapılacağı tabiidir. sadî ve askerî belkemiği olan hattın bir MUTEFERRÎK kısmı Almanyada kalacaktır. Memleketin bütün linyit ve maden o cakları hudud haricinde kalacağından Çek mıntakasmda hâlâ mevcud bulunan mahdud sanayi müesseseleri de ham madde menabiinden tamamile ayrılmış olacaktır. Hansi noktadan bakılırsa bakılsm Çekoslovakyanın siyaseten müstakil olarak kalan yerleri iktısadî hayat ve is tiklâlini tamamile kaybetmiş olacaktır. ^ Edremidde güzel bir kaplıca yapıldı J Muharrem Feyzi TOGAY Yüksek Tedrîsat müdürü tki gündenberi şehrimizde bulunan Yüksek Tedrisat Umum müdürü Cevad, dün Üniversiteye giderek Rektör Cemil Bilselle görüşmüş. Üniversiteye aid insaat işleri etrafında izahat almıştır. Kunduracı bıçagile... Sıraselvilerde Altıniğne apartımanmda oturan 10 yaşlarında Torkum, ayni sokakta oturan 12 yaşlarmda İdrisi kundura bıçagile kolundan yaralamıştır. İdris tedavi altma alınmış, Torkom da yakalanmıştır, Tabanca ile 0301nun neticesi Evvelki gece Taksimde Sıraselvilerde bir yaralama hâdisesi olmuş, Jozef adında 15 yaşlarmda bir çocuk kovboy luk oyunu oynarken arkadaşı 16 yaş larında Harikoyu tabanca ile sol gö zünden yaralamıştır. Sinemaya fazla düşkün olan bu iki çocuk, 0 geceki oyunlarının hakikaten biraz daha uygun olmasını istediklerinden Jozef babasınm tabancasmı da yanma almıştır. Fakat oyunun en heye canlı bir zamanmda Jozefin elindeki hakikî tabanca kazaen ateş almış ve kur sun Harikonun sol gözüne isabet etmi tir. lArkast var) Ağır surette yaralanan Hariko, Bey(•) Vire, harbsiz teslim olmak manasıoğlu hastanesine kaldırılmıştır. Jozef de nadır. yakalanmıştır. i**) Cild: 1, S: 145. Sehrimizden giden Çekler Şehrimizde bulunan Çekoslovak te baasından askerlik sinninde olanlar Çekoslovak hükumetinin daveti üzerine dün ayrılmışlar, memleketlerine gitmişlerdir. Giden Çeklerin sayısı 50 kadardır. Bunlardan bir kısmı Musevidir. C u m h uriyet Derman kaphcasının haricden görünüşü Edremid (Hususî) Geçen sene temeli atılan Derman kaplıcası merasimle açılmıştır. Bu kaplıca, on köyün iştirakile vücude getirilen bir birlik tarafmdan yapılmıştır. Eskiden, alelâcaib bir havuzdan ibaret olan bu kaplıca, şimdi, her türlü konforu havi asrî bir şifa yurdu haline gelmiştır. Derman kaplıcası şehire üç kilometre mesafede bulunmaktadır. Kaplıca büyük bir rağbet görmektedlr. Abone şeraitt: Ntishası 5 kuruştar. Türkiye Harie için için 1400 Kr. 2700 Kr. Senelik 750 » 1450 » Altı aylık 400 » 800 > Üç aylık 150 » Yokhır Bir aylık m