21 Eylul 1938 CUMHURİYEÎ Cjumulcuneye gıden bır 1 urk Türk Yunan dostluğunun yeni blr tezahürü Ankarada modern ve konf orlu yeni evler IBatmakaleden devam] kullanılan sermaye teminine ehemmiyet veriyorlar. Hükumetlerin bu yoldaki yardımları hiç de karşılıksız bir fedakârlık değildir. Çünkü: 1: Ucuz ve sıhhî meskenlerde oturmaktan halkın afiyeti, nüfusun sıhhati ve kesafeti kazanıyor. 2 : Şimdi uğurlannda azçok fedakâr lık yapılan yeni inşaat yakın zamanda devlet haznesine vergi verecek irad kaynaklarıdır. 3: Nihayet bu sayede şehirlerin mamuriyeti artarak umumî hayat elbette her cihetle daha şen oluyor. Bu bakımlardan ucuz ve sıhhî mesken" ler inşası Türkiyemizde yalnız Ankaraya mahsus bir iş olmaktan çıkarak bütün Türkiyeye şamil umumî bir meşgale halini alabilmelidir. Ankarada mesken âcil bir ihtiyac olabilir, ve öyledir. Fakat cemiyete ve halka ağır gelmiyen usullerle bütün Türk şehirlerinin ve giderek köylerinin iman memleketimizin umumî bir meselesidir. Avrupada ve Amerikada, bilhassa Umumî Harb sonu senelerinde büyük ölçülerde ileri götürülmekte olan bu işlerde tutulan yollar sıkı tetkik olunarak bunlardan memleketimizde tatbikı mümkün bazı metodlar çıkanlması lâzımdır. Başvekâlete bağlı ve değerli kalifye azası fahrî çalışır büyük bir meclis bu çok ehemmiyetli işte bizim memleketimizde nelerin nasıl yapılabileceğini ortaya koyarsa bizde de meselenin bütün memlekete şamil umumî şeklile halli yollan belirmiş olabilir. Herhalde biz Celâl Bayar hükumetinin Ankarada mesken meselesini halletmek için cesaretle verdiği ilk karan, bütün memlekete şamil bu büyük imar hareke" tine bir mukaddeme sayarak memnun oluyoruz. Ankarada yeniden yapılarak iki mahalleyi dolduracak 450 ev az şey değildir. Zaten bu işlerde mühim olan prensiplerin tayinidir. Tatbikat ne olsa azçok zaman istiyerek peyderpey tahakkuk edip gidccektir. YUNUS NAD1 kafilesine tezahürat yapıldı Yunan hududundan itibaren bütün istasyonlar Türk bayraklarile süslenmişti, Türk misafirler her yerde halkın sürekli alkışları ve «Yaşa» seslerile karşılandı Ingiliz filo kumandanı abideye çelenk koydu Gemiler, bugün saat 14,30 dan 18 e kadar umum tarafından serbestçe ziyaret olunabilecek Taksimde dünkü merasim Cumhuriyet abidesi önünde Ingiliz deniz kıt'asınm selâm resmi Misafir kumandan, çelengi koyduktan sonra... Limanımızda misafir bulunan îngiliz filosu kumandanı, dün sabah saat 15 te Taksim Cumhuriyet abidesine bir çe lenk koymuştur. Merasimde îngiliz filosuna mensub bir bando ile bir bölük silâhendaz bulunmuş, ayrıca Deniz mektebi talebe ve bandosile bir bölük bahriye askerimiz iştirak etmiştir. Taksimdeki merasimi müteakıb kıt'a lar, yanlarında bandolan olduğu halde Beyoğlu ve Tophane yolile dönmüşlerdir. öğleden sonra, îngiliz sefareti bahçesinde filo kumandanile zabitanı şerefine bir gardenparri verilmiştir. Gardenpartp ye îngiliz kolonisi de iştirak etmiştir. Filo kumandanı bugün saat 16 da îstanbul gazetecilerini Devenshire kruva * zöründe kabul edecektir. îngiliz harb gemileri, saat 14,30 dan saat on sekize kadar umum tarafından serbestçe ziyaret olunabilecektir. Rıh tımdan gemilere kadar vesaiti nakliye zîyaretçiler tarafından temin edilecektir. Edirneli seyyahlarla beraber Yunanistana giden futbolcular Gümülcünede futbol sahasına çıkıyorlar, altta: Genc Yunanlı kızlar, Türk misafirleri şerefine tertib edilen geçid resminde Edirne (Hususî) Yunanlı komşu larımızın vaki olan daveti üzerine bir haf * ta evvel Edırneden elli kişılik bir kafilc Gümülcine ve İskeçeye gıtmiş ve biri Gümülcinede, diğeri İskeçede olmak üzere Yunan takımlarile iki maç yaptıktan sonra dönmüştür. Umumî Müfettişlik maliye müşaviri Cjemalin riyascti altında yapılan bu j*eyahat esnâsmda Yunanlı komşulanmızın gösterdikleri yüksek misafirperverlık; karşılama, uğurlama ve ağarlama işlerin" deki görülmedik samimiyet ve dostluk lczahürleri her türlü tahminlerimizın fev kinde idi. Hududdan itibaren iskeçeye kadar bütün istasyonlarda haik, hüku " met ve gendik mümessillerinin çok can dan karşılama ve uğurlamaları ve hele îskeçe ile Gümülcine halkının bu ziyaret münasebetile adeta bayram yapar gibı işlerini güçlerini bırakarak mısafirlenle meşgul olmalan, iki memleket arasındaki dostluk duygulannın halk yığınlannm kalblerini dolduracak kadar içli ve kuv vetli bir hale gelmiş olduğuna en bariz bir delil teşkil etmekte idi. Yunanlı komşularımızın bu ziyaret münasebetile büyük hazırhklar yaptığı ilk bakışta görülüyordu. Bütün isîasyon lar Türk ve Yunan bayraklanle çok cana yakm bir tarzda bezenmişti. Kafilemiz Dedeağacda kalabalık bir heyet tarafm dan karşılanıp bir gece istirahat ettikten sonra pazar günü İskeçeye hareket etti. Yol üzerinde olan Gümülcine istasyonundâ beledıye reisi, Türk kon&olosu, spor kulübleri mümessilleri, Türk islâm cemaati reisi, metropolıd, Türk Genclerbirliği azaları ve çok kalabalık bir halk trenimizi bekliyordu. Heyet ka file reisimiz Cemale bir buket verdi ve oc dakikalık bir tanışma ve görüşmeden sonra îskeçeye hareket edildi. îskeçe istasyonu görülecek şeydi. Hemen hemen bütün şehir halkı ıstasyona dökülmüş bulunuyordu. Şehir bandosu îstiklâl marşımızı çalıyor, kafılemize buketler veriliyor ve istasyonda bulunan lar (Zito, zito) diye haykırarak kafilemizi mütemadiyen selâmlıyorlardı. tstasyondan şehre kadar yolun iki tarafı da halkla doluydu, ve bazıları oto mobillerimize çiçek atarâk, bazılan şapka ve mendillerini sallıyarak tezahüratta bu* Iunuyorlardı. Şehirde birkaç saatlik bir ıstirahatten sonra spor sahasına gidlidi ve Yunan ta kımı ile takımımız arasında bir maç yap'l* dı. Saha hıncahınc doluydu. Maçtan evvel Türk ve Yunan bayrakları şeref di reklerine çekildi, iki memleketin marşları çalındı. Bütün îskeçe kulüblerinin iştirakıle büyük bir geçid resmi yapıldı, bay raklar, kupalar ve nutuklar teati olundu, ve halk takımımızı sık sık alkışlıyarak samimî dostluk ve sevgi hislerini ızhar etti.. Maçtan sonra şehirde ufak ge/.iler yapıldı ve gecesi saat 21,30 da belediye tarafından kafilemize mükellef bır ziyafet verildı. Ziyafette İskeçe belediye reisile kafile reisimiz arasmda dostiuğu ifade eden nutuklar söylendi ve iki taraf bırbirlerile kaynaşarak geç vakte kadar eğlenildi. Pazartesi günü belediye reisi kafilemize şehrin görülecek yerlerini gezdirdi, ve salı sabahı İskeçeden aynlan kafilemiz Gümülcinede de büyük tezahüratla kar şılandı. Ziyaretleri müteakıb Türk Genclerbirliğine gidildi ve kafilemiz o gece Türk Genclerbirliğinin misafiri oldu. Ertes günü saat 16 da Türk ve Yunan takımlan arasında ıkinci maç yapndı. Bu maç münasebetile Yunanlıların millî genclik teşkilâtmdan başka resmi geçide kız izci oymağı da iştirak etti. Valıi umumî vekili takımımıza bir ku~ pa hediye etti. Kafile reisimiz de Yunan takımına bir kupa verdi, karşılıklı nutuk' lar söylendi. Maçta Valii umumî vekili, belediye reisi, generaller, Gümülcine kon* solosumuz ve Gümülcinenin bütün tanın "; mış aıleleri de hazır bulunuyordu. Gecesi ticaret kulübünde kafilemize büyük bir ziyafet daha verildi, burada da nutuklar söylendi, şarkî ve garbî Trakya arasmda her sene atletizm müsabakalan yapılması hususundaki dılekler izhar edildi ve ziyafetten sonra gidilen Türk Genclerbirliğin" de Türk ve Yunan millî oyunlan oyna narak çok neşeli bir gece geçirildi. Ertesi günü Gümülcine konsolosumuz kafilemiz şerefine bir çay ziyaftti verdi ve bundan sonra Gümülcineden hareket edildi. İstasyonda Gümülcine konsolosumuz, refikası, belediye reisi ve bütün halk, hü' kumet ve genclik mümessilleri kafilemizi ayni hararetle uğurladı ve Edirneye gelin" ciye kadar güzergâhtaki bütün kasabalar halkı istasyonlara çıkarak Türk sporcu" larmı çok candan tezahürlerle uğurladı. Nafıa Vekilimiz dün Ege seyahatine çıktı {Baştaratı 1 tnct sahifede) nan hususî vagonla Eskişehire hareket etmiştir. Vekil istasyonda Nafıa Vekâleti ileri gelenleri ve dostlan tarafından teşyi edilmiştir. Ali Çetinkaya, Eskişehirde kendisine mülâki olacak Nafıa Vekâleti Şoseler reisi, Sular Umum Müdürü, Devlet Demiryollan Hareket ve Yol reislerile birlikte lzmire gidecektir. Vekil, dün kendisile görüçeB bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: « îzmir ve Aydın mmtakasındaki su işleri ve diğer hususî arda tetkiklerde bulunmak üzere Eskişehir, Kütahya, Ba lıkesir, Bandırma yolile îzmire gidece ğim. İzmirde iki üç gün kadar kalacak ve bu esnada su tesislerine aid hazır lanmış olan etüdleri ve projeleri tetkik edeceğim. Halihazırda ikmal dilmiş olan etüdler derhal tatbik mevkiine konacaktır. Bu mıntakalarda su tesislerile meşgul olan birkaç ekip vardır. Bunlann yaptığı projelerin hazırlanmış olanlan mevkii münakasaya konmuştur; hazırlanmamış olanlar da süratle ikmal edilerek inşaata başlanacaktır. îzmir ve Aydın mıntakalarında yakın bir zamanda inşalan ta mamlanacak olan geniş su tesisatı bu havalinin büyük bir ihtiyacını karşılamış olacaktır. Şimdiki halde Devlet Demiryollannda yapılmasını istedjğimiz değişiklikler, bu tetkiklerimden sonra kat'î şeklini alacaktır. Ankarada modern tarzda vücude getirilen Ankara istasyonunun küşadı için 29 teşrinievvel Cumhuriyet bayramı gününü kabul ettik, ayni günde Etimes'udda inşa edilen radyo istasyonunun da açılması mukarrerdir. Bu tarihten itibaren Ankara radyosu hazırlanmış olan bir program dahilinde faaliyete geçecektir. I luji£â Ankarada mesken meselesi n,> ,« (Battaraft 1 inci sahifede) çalışılacaktır. Bu saha üzerinde bahçeler arasında evler inşasma toprak vaziyeti müsaid olmadığından evler için ahenkli olduğu kadar bahçe içindeymiş hissini verecek bir şekil bulunmuştur. Evlerin arası yeşıl sahalarla ayrılmış olacaktır. Binalann, aparbman şcklinde olması kuvvetle muhtemeldir. Daireler 2, 3, 4 odalı olacak, odalar mümkün olduğu kadar geniş tutulacak ve şüphesiz bütün konforu haiz olacaktır. înşalann imar plânını ve devlet mahallesinin ahengini bozmamasına dikkat edilecektir. Apar tımanların kaçar daireli olacağı henüz tesbit edilmemiştir. Aavnprojeleri hazırlanmış olan ma hallenin kat'î etüdü yakında yapılacak rır. Diğer taraftan haber aldığımıza göre, Nafıa Vekâleti de, Vekâlet memurlarile Vekâlete bağlı umum müdürlükler ve müesseseler memurları için 500 evlik bir mahalle kurmayı kararlaştırmıştır. Ma hallenin yeri, inşa şekli, ve diğer hususlar henüz kat'î olarak tesbit edilmemiş olmakla beraber, istasyonla Bahçeli Evler kooperatifi mahallesi arasında kurulması muhtemeldir. bunlann istikbalini kalm ve aşılması imkânsız bir mânia ile kapatıyoruz. Biz, sariaikâr Kudreiin bu filimde rol alamıyacağtnı, doktorların buna müsaade etmediklerini ilk defa haber aldığımız zaman, doğrusu bu noktai nazardan memnun olmuştuk. Fakat görüyoruz ki vaziuet gene deği$miştir. Bundan başka, san'at âleminde, Kudret aleuhindeki cereyanın gittikçe kuv üellenmekte olduğunu da gizlememek lâzımdır. Her itilânın bir de inhitatı olması icab elliği tabüdir. Bundan başka bedenen hasta, ıjaşı da bir hauli ilerlemiş Ve ariık bir kb'şede sakin bir hayat geçirmeğe hak kazanmış olan mütekaid namzedi bir sariatkârm yeniden filim çevirmeğe kalkışması doğru değildir. Vaktâ Kudretin çevirdiği her filim muhakkak ki büuük bir muvaffakiuet kazanıyor. Bu, inkâr edilmez. Fakat bu muvaffakiuetin stm, sırf «Kudreb> ismindedir. Halk bittabi bol reklâmlarla şişirilen bir sanaikânn eserine koşacakttr.. Kudretin arlık insafa gelerek filmi çevirmekten vazgeçmesini temenni ederiz. Bu, kendisi için daha hauırlı olacaklır.'» Ahmed Tokman, yazryi olrürken renkten renge giriyor, hiddetli hiddetli ho Yeni hatlarımti Doğu mıntakasında Sıvas Erzurum ve Diyarbakır Cizre hatlanmn inşaatına devam olunmaktadır. Erzurum hattında ray ferşiyab Erzincana 20 kılometre mesafeye kadar ilerl«miştir. Ray ferşiyati teşrinievvelin ilk haftasında tamamlanacaktır. Doğu bölgemizde süratle ilerliyen şimendifer siyasetimizin mühim bir eseri olan bu hattın küşadı 29 teşrinievvelden birkaç gun sonra yapılacaktır. Küşad merasimine sayın Başvekil Celâl Bayarla birlikte gideceğiz. r J Diyarbakır Cizre hattına gelince? Bu hattın 30 kilometrelik kısnnlara ay * nlmak suretile süratle ikmal edilecektir. Aynlan tahsisatla bu yıl içinde hat 100 kilometre daha ilerlemiş olacaktır. İstanbul Tramvay şirketinin satın a hnması etrafında yapılan hazırlıklara devam olunmaktadır. Bu hususta şirketin halihazır vaziyetini tesbit etmekte olan komisyonun raporunu dün tetkik ettim; Tramvay şirketi murahhaslarını teşrini « evvel içinde davet ederek müzakerelere başlıyacağız. Bu müzakerelerin kısa birj zamanda nticeleneceğini ümid ediyorum. Müzakerekri müteakıb Tramvay şirketi de devlete geçmiş olacaktır.» vaş ve telâşsız bir sesle konuştu: Evet, yazıyı ben yazdım. Ve bil'iltızam yazdım. Bu yazı, eğer varsa, Kudretin son tereddüdlerini izale etmek ve onu, doktorunun tavsiyelerini dinleme meğe sevketmek içindir. Bundan başka bu yazı, onu filimde muvaffak olmak için harikulâde bir cehd sarfetmeğe mecbur edecektir. Dahası da var. Bu yazı sana da büyük bir maddî fayda temin edecektir. Çünkü Havadis gazetesinde böyle bir yazı çıktıktan sonra eğer Kudretin daha fazla para istemek gibi bir fıkri varsa, bunu da ileri süremiyecektir. ] Ahmed Tokman, elini rejisörün omzuna koydu: Sen bir dâhisin! Affet, aleyhinde1 kötü şeyler söyledkn. Şimdi bunlan bırakahm da işe gelelim, Evvelâ, Kudreti telefonla evinde arayalım. Bakalım ne âlemde! Ahmed Tokman evvelâ, yere attığ.* Havadis gazetesini alarak itina ile katladı. Ve masanm üzerine koydu. Sonra telefonu açarak santralden Kudretin evini istedi. Bir dakika sonra santral şu cevabî verdi: (Arkası var) Tttristik yollar îzmirdeki turistik yollar inşaatı, îzmir elektrik işlerinin ıslahı buradaki tetkikleri aynca mevzuu bahsolacaktır. îzmirden sonra Aydına geçecek. bu • rada yapılmakta olan büyük Aziziye tünelinin inşaatını tetkik edeceğim. Gezeceğim yerlerde Devlet Demiryollarınm gerek hat kesafeti, gerek idarî personel bakımdan alacağı en mütekâmil ?ekli tesbit ettikten sonra bazı tadilât ve lüzumlu maddeler yapılacaktır. murdanıyordu. Yazıyı bitirince gazeteyi odanın bir köşesine fırlattı: Bundan büyük iftira, bundan büyük alçaklık olamaz. Rejisör, direktörün hiddetli halini sakin ve mütebessim bir tavırla s«yrediyordu. Ahmed Tokman devam etti: Kudret gibi büyük bir san'atkâr için böyle bir yazıyı yazmağa nasıl eli vanyor. Kendisini derhal dava edelim. Bu suretle filim için de iyi bir reklâm yapmış oluruz. Ne dersin? Ahmed Tokmanın yüzü derhal d« ğişmişti: Evet, bu fikrimi senin de fevkalâde bulacağına eminim. Muvafık değil mi? Cevab versene! Bence doğru olmaz. Niçin? Kimbilir, belki de bu al çak adamlar, Kudretin aleyhin.de yazılar yazarak filmi kıymetten düşürmek ve beni mahvetmek gayesini güdüyorlardır. Hangi namussuz yazmış bu yazıyı? Ben! Ahmed Tokman rejisörün yüzüne hayretle ve hiçbir şey söylemeden bakıvordu. Rejisör, lâkayd ve telâşsız bir hareketle cebinden sigara kutusunu çı kararak bir sigara yakb. Sonra gene ya Yugoslav Genel Kurmay baçkanlığına General Simoviç tayin olundu Belgrad (Hususî) Yugoslav hava ordusu kumandaru General Duşan Simovıç genel kurmay başkanhğına ta yin olundu. General Miloyko Yakoviç umum hava kumandanlığına, General Yovan Nanmoviç beşinci ordu umum kumandanlığına tayin olundular. «Büyük s a n ' a t k â r K u d r e t , yeni filmde rol e l m a ğ ı k a b u l etti.» « K u d r e t i y e n i d e n p e r d e d e göreceğiz.» Tam bu sırada içeriye rejisör girdi: Gazeteleri okudunuz mu? Göz gezdiriyorum. Yalnız Kud retin resimlerini ufak basmışlar. Daha büyük koysalardı. Havadis gazetesindeki yazıyı o kudun mu? Ahmed Tokman, masanın üzerindeki gazetelerden birini seçti: Hayır, ne yazmış? Oku, bak! Ahmed Tokmanın gözleri şimdi Havadis gazetesinin satırlan üzerinde dolaşıyordu: «... Güldüremiyen Komik filminde Kudretin rol alması, muhakkak ki filmin en büuük muvaffakiyet esaslarından biri olacakttr. Eüet, manlıkt olarak bu neüceye varıhyor. Fakat bizim noktai nazarttmz büsbütün başkadvr. Yaphğımız büyük filimlerde başlıca rolleri niçin hâlâ iki, üç sanatkâra hasrediuoruz. Bugün elimizde birçok genc elemanlar var ki, bunlar, herhangi bir oesile ile kendilerirn göstermeğe can ahyorlar. Fakat biz. Güldüremiyen Komik Yazan : Murad Sertoğlu Fakat, acaba hakıkati öğrenmesinde o kadar büyük menfaati var mıydı, Garson eğer bu bölmede hiç kimsenin bulunmadığını söylerse, o zaman hayata yeniden doğmuş gibi sevinecekti. Fakat ya var idiyseler? Ya gördükleri, işittikleri hakikatse? Halbuki garsona birşey sormasa ve pastaneden şüphe ile ayrılsa, karısının, Sabahatin kendisine mutlak surette rhanet ettiğine emin olmamak bahtiyarlığile yaşıyacaktı. Fakat acaba yaşıyabilecek miydi? Birşey mi istiyorsunuz? Garsonun sesi Kudreti kendisine getirdi. §u anda nekadar müşkül bir mevkide bulunuyordu. Garsonun ağzından çıkacak tek bir «evet!» veya «hayır!» kelimesi, onun bütün istikbaline, bütün hayatına bir veçhe verecekti. Biraz rahatsızsmız galiba! Konuşan gene garsondu. Bu, karşisinda sapsarı bir yüzle hiçbir şey söylemeden gözlerıni gözlerine diken yorgun tavırlı yaşlı adama biraz da endişe ile bakıyordu. Size biraz su getireyim.. Ancak garsonun uzaklaşmağa kalkışması Kudretin çenelerini hareket ettirebildi: Istemez, lüzum yok. Şimdi garson hiçbir şey söylemeden Kudretin yüzüne bakıyordu. Kudret ufak bir tereddüdden sonra devam etti: Sana birşey sormak istiyorum. Buyurunuz! Az evvel, bu benim oturmakta olduğum bölmeden bir kadınla bir erkek çıktılar mı? Güzel bir kadınla genc bir erkek? Tefrika: 10 IV Ahmed Tokman, muhteşem yazıhan«sinin başmda gazeteleri keyifli keyifli okuyordu: