12 Eylul 1938 CUMHURtYET SON Fransada görülen dahilî ihtilâfa aldanmamalı» Alber Saro'nun ihtar dolu bir nutku Fransız Nazırı «Caniyane niyetler besliyenler dikkat etmelidir, tehlike anında Fransa derhal müttehid bir kütle haline gelecektir» diyor pati gösterdıklerini kaydetmiş ve sözlerine şövle devam etmiştir : < Sulh için, devamh bir sulh içindir ki, demokrasiler bu anda teşebbüslerini ve gayretlerini birlestirmiş bu lunuyorlar. Harb ölülerinin kanlarile boyanmış bu topraklardan ebedî sulh içinde şimdi banşmış bulunan müttefik ve dost milyonlarca Ölünün dirilere doğru yükselen niyazlarını duymuvor musunuz? Bu ölüler bize yeni bir harbin medeniyet için sonsuz bir uçurum olduğunu ihtar ediyorlar. Sonra bu ölüler bize. harbm kat'ivyen mukadder bir şey olmadığını ve tehli kenin ta yamacına kadar ivi nivet sahibi insan ve milletlerin bu harbin önüne geçmeğe çalışmalan icab ettiğini ihtar edivorlar. Fransa. iyi nivet besliven insanların arasında bulunmakla iftihar eder. Yirmi senelik bir sulh, memleketimize şu harabelerden kalkınmak imkânını vermiştir. Bu yirmi sene bilhassa Fransava eski muanzlarına karşı kalbinden her türlü kin ve düşmanlığı serbestçe silmek imkânını bahşetmiştir. Bugün dahi dünyanın azim endişele rini izale etmek için harbe kurban gitmiş olan şu topraklarda alenen divo rum ki, büyük Fransa, insanî Fransa şu kahramanlarm kabirleri üzerinden merd, kuvvetli, emin ve asla hiyanet Fransa elini uzatmağa haztrdtr etmemiş olan elini uzatmaga amadedir. Dahiliye Nazırı müteakıben Ameri Fakat o el hiçbir zaman da titreme kanın da Fransızlara müessir bir sem mistir.> tltll HIII1HHI ıııtıı I»IIM« • ••' ' Türkiye • İtalya ticaret itilâfı Müzakerelere bu hafta içinde şehrimizde Bir mukayese Mâdise!er arasında Otel Termal ve Çelik Palas Yazan: AU KÂMl AKYÜZ bodur fidanlar sizi kâh Hindistanın, kâh Afrikanın esrarlı köşelerinde yaşatır. Fa kat siz oralarda buradaki zemini bula mrrsınız. Zemin burada gayet yeşi gombalarya çimile binbin yaprağı ve ga zel çimile doşenmiştir. îki numara saç makinesile kırpılmış gibi dümdüz duran bu lekesiz yeşil zemin üstünde begonyalar, betonyalar, renkli ipek çiçekleri... İri çiçekli saray patlan ve bunların çeşidleri, ateş çiçeği ve robelyalar; mavi Seyaz mine çiç.kleri tabiatin sinesinde saklı bütün canlı renkleri kıyasıya ifşa etmektedir. Imralı mahkumJarına dair eçen gün, (dmralı tecrübesi» başhklı bir yazım üzerine, münevver okuyucularımız dan biri, bana gönderdiği mektubda, hangî euçluları ve ne nisbette mazur gördüğümü anlamak ihtiyacile soruyor: «Dört be; çocuklu, kırk lira aylıklı bir veznedar tasavvur buyurunuz: Bir çocuğu veremdir, tedaviye muhtacdır. Diğerleri mektebe gidiyorlar. Tahsil masrafları vardır. Aylığından başka geliri olmıyan bu adam, namusludur, dürüsttür; maaşile ancak ölmiyecek kadar geçinebiliyor. Farzediniz ki bu arada kansı da ağır bir hastahğa yakalanmıştır. Ay sonudur, ilâc para51 bile yoktur. Bu vaziyet karşısmda, muhafazası kendisine tevdi edilmiş olan ka«adan gizlice elli lira alıyor. Belki de ilk maaşile bunu kapatmak niyetindedir. Fakat, burada zimmeti : ne para geçirme suçu yoktur mu diyeceğiz?» (Baştaraft 1 inci sahifcde) ak hiçbir şey yoktur. Eğer yarın teh iye ve vazife saati çalacak olursa Frana haricden gelen her tehlike anında >lduğu gibi derhal müttehid bir kütle talinde toplanacaktır. Hakikî olmaktan iyade zâhirî olan ve alâkadarlann prolagandasile izam edilen dahilî ihtilâflan nıza haricden bakıp aldanmamah ve nücrimane ümidler beslemenin fayda;ız olduğunu anlamahdır. Sulh terazi 3ine memleketimiz otoritesinin bütün ığırlığile basabilmesi için bu dahilî ttifakın her zamandan ziyade dünyava lân edilmesi ve zarların atılması bek enmeden teyid olunması lâzımdır. Daha şimdiden selâmeti umumiye nanma bütün Fransızların vatanın ken iilerinden beklediği maddî ve manevî !edakârlıklarda bulunmaları lâzımdır. hükumet reisinin etrafında her zamanian daha sıkı bir şekilde toplanmalıyız. Transız milleti bu diplomatik fırtınanın .çinde takdıre şayan bir şekilde sinir .erine hâkim bulunuyor. Birkaç hafta ;wel İngiltere Hariciye Nazırı Fransız îngiliz tesanüdünü teyid et mişti. Bu beyanat, iki milletin sulhun sükunetle tesısi için rejimleri ne olursa Dİsun bütün devletlerle teşriki mesai etmeğe hazır bulunduğu manasını ta zammun etmektedir.> Ekspres ve konvansyonel hep teahhurla geliyorlar Sabahlan saat 7,25 te Sirkeciye gelmeleri iktıza eden Avrupa ekspreîile konvansiyonel trenleri son günlerde, Sirkeciye büvük rötarlarla gelmektedirler. Dün sabah ekspres Sirkeciye ancak saat 9,16 da gelebilmiştir. Bu suretle tren bir saat 41 dakikalık rötar yapmıştır. Espres evvelki sabah da bir saat 15 dakik^lık rötar yapmıştı. Öğrendiğimize göre ekspres ve kon vansiyonelin teahhuru Alman ve Çekoslovakya hududları arasında olmaktadır. Avrupada sivasî havanın çok karışık olması ve bilhassa bu karışıklığın merkezi sıkletini Almanya ve Çekoslovakyanın teşkil etmesi bu iki memleketi yalnız si yasî nümayişlere ve askerî hazırlıklara değil, hududlarında sıkı takyidata da sevketmiştir. Bu cümleden olarak gerek Çekoslovakyadan Almanyaya, gerekse Almanyadan Çekoslovakyaya doğru geçen trenler ve yolcuları şimdiye kadar görülmemis bir sıkılıkla kontrol edilmektedir. Bu kontrol saatlerce sürdüğünden trenler de geç kalmaktadır. ltalya ile akdedeceğimiz yeni ticare Şirin Yalova ile yeşil Bursayı mukaanlaşmasının İstanbulda mÜ7ck . 'n yese edecek değilim. Jan Jak r^uso'yu yapacak olan heyetimiz bu gün Ankaratekzib etmek isteseydım sözüme bu mukadan şehrimize gelecektir. yese ile başlardım. Bernarden dö Sen Heyetimiz Türkofis reisi Bürhan Sa Pıyer'e, tabiatseveılıkte emsalsiz bir örnek nus, ofısin ltalya masası müşaviri Zey olan o koca filozof, Emil ismindeki meşbekoğlu, ofis raportörlerinden Fazıl ve hur terbiye kitabına başlarken, tabiatin Merkez Bankası namına Afiften mürek elinden her şeyin iyi bir halde çıktığın kebdir. Heyet riyasetini şehrimizde bulu ve her şeyin insanların elinde bozulduğunan Hariciye genel sekreteri Numan Me nu söyler. nemencıoğlu yapacaktır. Bu iddianın haklı ve haksız tarafları İtalyan ticaret heyeti de çarşamba gü vardır: Haklı tarafma misal Bursa, haknü şehrimize gelecek, müzakerelerin ilk te sız tarafına misal de Yalovadır. Bursa tabiî haüle güzeldır. Yalova ise tabiate maslan perşembe günü olacaktu. yardımcı olan san'at ve emeğin ilâve ettiği güzdliklerle daha güzeldir. Ben Bursa Çekirge yolunun Avrupadan getirilmiş, bir incisi gibi duran Çelikpalasla Yalovanın yeşil bir tac halinde başına giydiği ılıcalar mıntakasının iri pırlantası oIan otel Termal arasında bir mukayese yapmak ıstiyorum. Çek hâdiselerinin seyrüsefere tesiri Cenevre yolunda Şartsrc teslim! Hariciye Vekilimiz Sofya Frankocular, harbe nihave Belgradda mülâkat yet vermek için bu şartı gene tekrarladılar larda bulundu Sofya 11 (a.a.) Cenevreye git mckte olan Türkiye Hariciye Vckili Rüştü Aras, dün, saat 14 te Sofyadan geçmiş ve istasyonda, Başvekil Köse îyanof bulunmadığmdan, onun namına Protokol şefi ve Hususî Kalem müdürile Bulgaristanın Ankara elçisi Krîstof, Hariciye Siyaset îşleri müdürü ve Yu nanistan, Yugoslavya ve Romanya el çileri tarafından selâmlanmıştır. j Trenin yarım saatlik tevakkufu esnasmda doktor Aras, kendisini selâmlamaga gelen zevatla görüşmüş ve yoluna devam etmiştir. Bilba 11 (a.a.) Frankocu matbuat, Ispanyol ihtilâfma tavassud ihtimalleri meselesini tekrar mevzuu bahs etmeğe başlamıştır. Mülhem olarak yazıld:ğı belli olan bu makalelerde herhangi bir tavassutun kat'iyyen kabul edilemiyeceği tasrih olunmaktadır. Gazeteler diyor ki: « Düşman, bilâ kayd ve şart teslim olmalıdır, harbi kazanmış bulunuyoruz. Binaenaleyh, yapılan fedakârlıklar ve dökülen kan göz önünde tutulursa, Barselonda müzakerelerde bulunmak sure tile bu zaferi kıymetten düşürmek bir cinayet olur. Frankonun son sözü şudur: Belgrad 11 (a.a.) Doktor Aras, Düşmanm bilâkaydüşart teslim olması dün akşam, Belgraddan geçmiş ve istas harbe sür'atle nihayet vermenin yegâne yonda Hariciye Nezareti mümessillerile çaresidir. » Yunanistan ve Romanya elçileri tarafın Frankiatler yeni mevziler aldılar dan selâmlanmıştır. Burgos 11 (a.a.) Frankocular dün Aras, îstasyonda kendisile görü Kaballos dağlarında ele geçirdikleri mevşen gazetecilere, Balkanların bugünü zilere karşı düşmanm yaptığı şiddetli muve istikbali nikbinlikle derpiş ettiklerini kabil hücumları püskürtmüşlerdir. Düşsöylemiştir. man, kanlı bir mağlubiyete uğramıştır. Bir tereddüdün izahı IBaşmakaleden detam) ler artık Dominion hükumetleri tarafın dan Krala takdim edilmekte ve oralarda yalnız Kralı temsil etmektedirler. Modern îngiliz Commonwealth'ini, müsterek bir hanedanın şahsında birleşen hür ve müstakil devletler federasyonuna benzetebiliriz. Avrupanın garb sahillerine yanaşmış bir seyyah gemisini andıran İngütere, bu muazzam imparatorluğun sadece bir parçasıdır. Eğer Dominion'lar üzerinde manevî bir tesiri varsa bunu daha ziyade tarihe ve an'aneye borcludur. 1774 te Amerikanın müstemleke zincirini kopararak atması îngiltere için büyük bir ders teşkil etti. Beyaz insanların ahalisini teşkil ettiği kolonileri kuvvet ve zorbalıkla muhafaza etmenin mümkün olamıyacağını anladı ve onlara karşı kemalini Yirminci asırda bulan son derece mahir. adeta dâhiyane, liberal bir siyaset takib etti. Bugün, Commonwealth birbirine maddî manevî kardeşlik bağlarile merbut bir ülkeler birliğidir. îngiltere, o ülkelerin babasıdır. Fakat öyle bir baba ki çocuklarını kırmamak, gücendirmemek, onları kendinden soğutmamak için daima dikkat sarfeder, bütün kalbile onların üzerine titrer. Çünkü, İngilterenin hayatı ve istikbali bu imparatorluğun vahdetine bağl'.dır. Onun dağılması veya zayıflaması îngilterenin sarsılması demektir. Avrupada muvazene bozulsun, îngiltere şüphesiz istemez. Fakat bir Avrupa meselesi Kanadayı, Cenubî Afrikayı, Avustralyayaı ve Yeni Zelandayı ne dereceye kadar alakadar edebilir? O düşünmeğe mecburdur. Ancak împaratorluğun hayatî menfaatleri veya şerefi mevzuu bahsolacagı zamandır ki îngiliz hükumeti, bütün Dominion'ların kendisine hak vereceklerine emin olarak, göğsünü gere gere ortaya atılmağa cesaret edecektir. Frankocular, ileri yürüyüşlerme de vam ederek bu daglarda yeniden mühim Marsilya 11 (a.a.) Son günler zar mevziler ele geçirmişlerdir. İleri yürü fında olduğu gibi bu sabah da Marsilya yüş devam etmektedir. limanında normal bir şekilde çalışılmış Bulgaristanda »u baskım 100 tır. Hiçbir hâdise kaydedilmemiştir. Marsilya limarnnda vaziyet normal Japonlar dün şiddetli bir taarruza geçtiler Tokyo 11 (a.a.) Anhuei eyalethvn merkezinde bir şehir olan Liuan'dan alman malumata göre bugün saat 13 te Japonlar şiddetli bir taarruza geçmiş lerdir. Japon piyade kıt'aları topçuların himavesinde olarak Liuan'm garbinde kâin Fuşen tepesine 800 metrelik bir mesafede bulunan Şih nehrinin garb sahilini takîben ilerlemektedirler. Tokvo 11 (a.a.) Gazetelerde çıkan bir habere göre. iki seyyar Japon kıt'ası, 9 evlulde Houan evletinde ŞenffsufL1 ve Taiksng'ı isgal ettikten sonra Fu ku'yu Şuk aku'ya bağlıyan hatta kadar ilerliverek Pekin şimendiferlerinin cenub kısmını kesmeğe teşebbüs etmiş tir. milyon leva zarar yaptı Sofya (Hususî) Ayın sekizinci ve dokuzuncu geceleri Bulgaristanın (Mançesteri) namile anılan Gabrova şehrini iki kere su bastı. Şchrin ortasın dan geçen Yantra nehrile Sinkevitsa deresi yağan şiddetli yağmurlardan taşmış ve civardaki bütün fabrika ve çiftlikîer su altında kalmıştır. Pek çok hayvan ölmüş, mezruat tamamile mahvolmuştur. Utro gazetesi zararın 100 milyon leva olduğunu yazıyor. Bunları gördükten sonra camekânlarda ve serlerde yetıştirilenleri de görmek isterseniz bir yamaca tırmanır ve biraz yorulursunuz; fakat merakınızı tatmin Elcevab: Vardır. Fakat bu suç, edecek binbir çeşid çiçek ve nebat örnekmefruz bir metresine hediye almak, lerıle gözünüz doyar. Ben görmedığım yahud bir gece Beyoğlunda sabahlave isimlerini bilmediğim bu örneklere de mak için zimmetine para geçiren gegöz gezdirdikten sonra orada iş başında ne böyle evli bir veznedarın suçun Çelikpalasta odanızm balkonuna otur bulduğum bahçıvan Pandeli'nin topraklı dan çok farklıdır, tkisini de ayni haduğunuz vakit yeşil Bursanın sanki bü lini sıkıp kendisini tebrik ettim. pisane koğuşuna yatırmak, ikisine de tün yeşillikleri gözünüzün önüne ve göz Çelikpalasın şahane antresi, kat kat ayni mahkumiyet damgasını vurmak alabildiğine serilir, gider. Orada tabiatle ç;kılan asma bahçeleri, önde boylu bove ikisini de işinden çıkarmak, ceza karşıkarşıyasınız. Aranızda insan eli kayuna uzanan yeşil yamacı ve bu yamacm müddetleri ne olursa olsun, adalet nşmış dar bir asfalt yoldan başka bir şey üstüne çiçekten büyük harflerle yazılmış kasdile adaletsizliğe düşmek değil miyoktur. Ta uzaklarda makine ve elektirk (Çel'koalas) ismi ihtişamile ruhu doldudir? Hiç şüphe yok, okuyucumuzun devrinin mehabetini gösteren merinos fabrur. Otel Termalin ise pencereden farkbahsettiği veznedar, benim hovarda rikası gözünüze çarpmasa, nazarınız yesız mütevazi kübik bir kapısı vardır ki şil bir denizin enginlerine dalar, kayboveznedarımdan çok daha mazurdur pek uzun boyla iseniz sizi biraz eğılmeğe ur. ve böyleleri için bir jürinin suçları mecbur eder. Besbelli modern mimari Şimdi bütün bu yeşillikleri derleyip kapıya lüzumundan fazla irtifa vermeyi ekerrür etmemek şartile beraet kaoplaymız. Bu derlemeden vücude gele binanın hesabına ziyan sayıyor. Fakat bir ran vermesi arzu edilmez bir şey decek yığınlar ve tepelerle Yalovada otel kere kapıyı geçtikten sonra salonlarının ilcîir. Termalin etrafını sannız. Onun balko büyüklüğü, tarasasının uzunluğu ve geTürkiyede jüri usulü olmadığına nundan bakarken karşılaşacağınız müte nişliği Çelikpalasta olduğu gibi gözünüzü öre, ayni suçu işliyen iki veznedakâsif yeşillik de budur. Fakat yalnız bu doyurur. Servis her ikisinde muntazam rın ceza şeklini birbirinden ayıracak değildir. O zümrüd yığınlarının etekle dır. Avrupa otellerinin konforuna alışmış bir sisteme ihtiyac vardı. Eğer îminde san'at elinin işlediği oyalar ve her en müşkülpesend bir yolcu bunların hiç ralı usulü, mazeretli suçlulan mazearafa serpilmiş sarı, al, pembe, mor, lâ birinde yadırgamaz. Otel Termalin aetsizlerden ayırıyorsa ki ben böyle civerd canlı elmaslar gözünüzü çeker ve sansörle inilen bodrum katmdakı sıra iliyoruımr bu ihtiyacı karşılıyabilebunları yakından görmek hevesine gale banyoları genişliği, aydınlığı, temizliği ve ektir. Eğer ayırmıyorsa ki buna ihbe edemezsiniz. bilhassa tazyikli su masajı yapan duşlu imal vermiyorum okuyucumuzun Şimdi otelin devetüyü renğinde kalın sıhhî tesisatile idealdir. Fakat Çelikpaazdığı mektubun sonundaki büyük halılarla döşenmiş koridorlarından geçi asm şahsınıza mahsus duşlu ve kabineli ndişesine iştirak ederim: «Neden bir or, merdivenlerinden iniyorsunuz. Gö odaları konfor itibarile, başka tâbir bu ünüze çarpan bol bir mermer beyazlığı amıyorum, idealın de fevkindedir diye cilo tütünle beş kilo tuz kaçırdığm dan dolayı bir köylü Akçeabadın küf e temizliği arasından bahçeye çıkıyorsu ceğim. Böyle banyolu, kabineli odaları <okan mahzen gibi hapisanesinde innuz. İspanyadan, îtalyadan, Japonyaya lan oteller Avrupanın büyük şehirlerinlerken, kendisine yüz vermediği için iadar muhtelıf iklimlerin nebatatındaki de bile bir istisna teşkil eder. Çelikpalasmetresini şişliyen bir kabadayı İmraenevvüü keskin renkler ve müstesna a istediğiniz vakit kimseye hesab vermelıda keyif sürsün?» rneklerle gösteren bu bahçe yakından den orada banyonuzu alabilirsiniz. Otel Doğru. Fakat Imralınm bahtiyar örülüp incelenmeye değer: Yollann Termalde tedavi banyosu saat on sekize mahkumları arasında böyle bir kabaki tarafına mazı ve ligoranyalarla duvar kadardır. Fakat bulunduğunuz kattaki ekli verilmiş, sıra sıra top akasyalar di dî su banyosundan istediğiniz vakit üc dayı olduğunu bilmiyoruz ve olabileicilmiştir. Parkların iç taraflar^nda ise retsiz olarak istifade edebilirsiniz. 150 ceğine de asla ihtimal vermiyoruz. üyük muhtelif yaban ağaclan, çeşid çe dasından 12 sinin de hususî kabinesi Çünkü Adliye Vekâletinin maksadk Imralıyı «keyif sürülen» bir mesire id büyük Avrupa çamlan, ters salkım vardır. yeri değil, «çalışılan» bir ıslah yeri sara ağaclar, su başlarında ters sofra ve Çelikpalasın kat kat bahçesindeki haop dolyalar, beyaz ve yeşil yapraklı vuzlu kaskadı ince şırıltı ve mırıltısile ku haline koymaktır. Nihayet bu adanın çaralar, alaçamlı çınarlar görürsünüz. ağınızı okşar, uykunuzu getirir. Otel mahkumları nitbi olarak bahtiyarSonra aralannda büyük sazlar, ve beyaz Termalin ise bütün civarı kuytu ağaclıklar dırlar. Dışandaki serbest insanlara göüsküllü paşa tüyleri, kamaropsa fidan rasından yılan gibi kıvrılarak kaybolan re vaziyetleri, hürriyetlerinden tecrid an ve palmiyelerin envaı.... derelerinin çağıltısı ve çağhyanlarının şa dilmiş sürgünlerin vaziyetinden farkBir tarafta bakarsımz kamelyalara ıltısile doludur. sızdır. armaşık ve Japon gülleri sanlmış, ötede Otel Termalde yemek yerken Rumen PEYAMt SAFA gene kamelyalar sarmaşık ve boru çiçek kızlarındın mürekkeb bir orkestra takımı erine bürünmüştür. Sonra gayet büyük güzel havalarile musiki zevkinizi okşar. eşil siyah yapraklı kanalar. Çiçeklerinin Çelikpalasta bu vazife radyolu bir graeşid çeşid renkleri ilmin, san'atm müda mofonun cansız plâklarına gördürülmekhalesile tabiatin istisnalar vücude getir edir. Fakat Bursanın taze tereyağile mekteki cimriliğine muvaffakiyetle nasıl pişen yemekleri bu eksikliği size unuttualebe çalındığını gösteriyor. Bakıyorsu rur. Yemekler her iki otelde de itinalı uz bir nevi çiçeğin turuncu sarı, kırmı ve servis aynidir. Kaplıcalarımızın bu iki îstanbullular, yazla sonbahar arasın zı, pembe ve bej renğinde muhtelif cinsle şaheseri ecnebilere karşı yüzümüzü ağaracak bir mükemmeliyettedir. Türk topdaki son güzel tatil günlerinden birini dai var. O ortancalar! Pembe, kırmızı, rağmdan daha böyle ne feyizli eserler ha hoş geçirmek için dün mesire yerlerine, mavi cinslerile o koca ortancalar ve şu mevsimde o renk renk, çeşid çeşid, yedi fışkıracak, bilir miyiz? kırlara, plâjlara akın etmişlerdir. AU KÂMl AKYÜZ eren gülleri.. Hele o pek büyük yapraklı ! Vapur ve trenler, halkı serin yerlere taşımakla bitirememiştir. Havalar serinliyor I Dün kırlar ve plâjlar gene halkia dolu idi ^ j j Nafıa Vekili dün şehrimize geldi {Baştarafi 1 tnct sahifede) Nilüfer çayında bir facia Metaksas Atinaya döndü Atina 11 (a.a.) Başvekil Metaksas, Kammena'da geçirdiği tatilden sonra bugün Atinaya dönmüştür. Selânik fuarı açıldı Atina 11 (a.a.) Selânik enternasyonal fuan bugün açılmıştır. Bulgaristan, Arnavudluk, Romanya, Türkiye, Yu goslavya, Almanya, îtalya ve Polonya birer paviyonla fuarda temsil ediliyor lar. Bursa 1 1 (Telefonla) Mudanyanın Barhan köyünden bir kaç arkadaş, Nilüfer çayında balık avladıktan sonra içlerinden Fazlı isminde biri tekrar balık kapmak üzere suya girmiş, fakat ağac Bugün ortada bir harb tehlikesi var. köklerinin arasına sıkışarak boğulmuş îngiltere, bütün haşmetile Almanyanın tur. karşısına dikilirse sulhu kuvvetlendirmek Oslo grup devletleri mümkündür. Evet, fakat bu hareketle nazırlarının içtimaı bir taraftan sulh kuvvet bulurken; diğer Cenevre 11 (a.a.) Isveç Hariciye taraftan Dominion'ların //ome'den soğuNazırının daveti üzerine, Oslo grupu dev maları ve yavaş yavaş ondan uzaklaşmaletleri Belçika, Lüksenburg, Hollanda, yı düsünnveleri de kabildir. îşte îngiltere bundan çekiniyor. KuvDanimarka, Norveç, îsveç ve FellândiyaNafıa Vekili bugün de tetkiklerine vetinden kaybederek sulh içinde boca devam edecektir. Bu meyanda Tram bu gün öğleden sonra bir toplanh yaparak Miletler Cemiyetinin bu içtima devresin lamaktansa, harb tehlikesi karşısmda ay şirketinin vaziyeti ve satın alınmade mezkur grupun ittihaz edeceği hattı ha haşmetle yaşamayı tercih ediyor. ;ı işinin de tetkik mevzuu olacağı anlareketi tetkik etmişlerdir. ıılmaktadır. NADIR NADl •ünden Mühendis mektebinin tevsii, dersane şeklme sokulacak eski yatak • ane kısmile tadilât yapılacak olan ıansiyon binası ve bu seneki mezun arla yeni kaydolunacak talebeler hakkmda izahat alan Ali Çetinkaya öğleye o§ru buradan ayrılmıştır. Nafıa Vekilimiz öğleden sonra saat 4 te Yıldızdaki Nafıa Teknik okulunu iyaret etmiş, burada yapılan bina tad'lâtını gözden geçirmiş ve izahat al mıştır. Ali Çetinkaya dün bilhas?a Bebek ^stinye yolunun imtidadmı teşkil ede:ek ve Bebekten itibaren yolun açılmaile Dolmabahçeden Taksime çıkacak oan yol üzerinde tetkikat yapmıştır. Bu polun Nafıanm İstanbul Belediyesine yapacağı yardımlarla inşa edilmesi hakkında Vekiller Heyeti karar vermiş buunmaktadır. Florya plâjına, ağustosun sıcak günle* rindeki kadar olmamakla beraber gene [Bastarafı 1 inci sahtfede\ oldukça rağbet vardı. Adalara giden vakumandana buket verdi. Şehir namına da purlann hiç de tenha olmadığı görülü Atatürk heykeline çelenk kondu. yordu. Müteakıben Ordu meb'usu Bursalı Hava vaziyeti Muhiddin Baha, halka hitaben oparlörle, nutuk söyledi. Nutuktan sonra büyük bir Yeşilköy meteoroloji istasyonundan algeçidresmi yapıldı. Hükumet önünde vali dığımız malumata nazaran dün yurdda Şefik Soyerler kumandan General Ekrem hava, Doğu Anadolu ile Karadenizin şarşehrimizde bulunan meb'uslar, hükumet ve kmda bulutlu ve yağışlı, diğer bölgelerde teşekküller erkânı hazır bulunuyorlardı. açık geçmiş, rüzgârlar, Egenin cenub kısGeçidresmi bir saat kadar sürdü. Kağnı mında garbdan orta kuvvette ve diğer bölile cepane taşıyan ve kucaklarında çocuk gelerde şimalden esmiştir. lan bulunan kadınlar çok alkışlanarak halîstanbulda hava açık ve sakin geçmiş,ka millî mücadele günlerini hatırlattılar. tir. Saat 14 te hava tazyikı 759,6 mili Bilâhare alay, şehidliğe gitti. Nutuklar metre, suhunet en yüksek güneşte 58,4, söylendi, çelenkler kondu. Askerî karargölgede 26,8, en az 16,5 santigraddı. gâha gidilerek halkın orduya karşı olan minnet ve şükranları bildirildi. Şehir baştan başa bayraklarla donan Musolini Triyesteye gidiyor Roma 11 (a.a.) Musolini, bu samış ve elektriklerle süslenmiştir. Halk en büyük bayramı yaşamaktadır. Gece mü bah otomobille Romada.ı ayrılmıştır. Muteaddid fener alayları yapıldı. Belediye solininin Rokka Dellâ Kaminateye giüitarafından Çelikpalasta ordu erkânına bir ği, orada hafta sonuna kadar kalacağ: ve ziyafet verildi. Askerlerimize de helva dağıtıldı. Halkevi tarafından bir garden önümüzdeki pazara da doğrudan doğjya Tiryesteye gideceği söylenmektedir. parti tertib edildi. Yeşil Bursanın kurtuluş günü Dün tür. Boğaza büyük bir akın görülmüş i