8 Evlul 1938 CUMHURÎYET SON H A Q E HâdiseSer arasında Uyku ve kitab irleşik Amerika radyo istasyonlarından birinde, oksayıcı bir sesle güzel masallar söyliyen bir kadın, her gece beş milyon çocuğu uyutuyormuş. Bundan bahseden meşhur bir Fransız muharriri şöyle diyor: «Eğer bu kadının söylediği masallar cidden güzel olsaydı çocuklar uyumazlar, gözlerini dört açarlardı; eğer sesi cidden okşayıcı olsaydı, çocuklar yorulmazlar: biraz daha, biraz daha! diye bağırırlardı.» Güzel masallar dinliyerek uyuyan çocuklar var mıdır, bilmiyorum; fakat güzel kitablar okuyarak uyuyan büyükler olduğunu biliyorum. Bundünya şaheserlerinin sahifeleri üstünde esnemeğe başlarlar ve ekseriya, ellerinde bir kitabla uykuya daldıkları zaman, parmaklarının arasından bir Balzac veya bir Hamsun sessizce kayarak yatağın kenarından yere teker meker yuvarlanır, çarpııp kalır. Doktorlara sorarsanız, şaheserleri uyku ilâcı yerinde kullananlann bu usulü hiç de fena değildir; onları kimyevî bir sürü ilâcların zehirlerinden kurtarır. Efiâtun'dan Bergson'a veya Yunus Emreden Abdülhak Hâmide kadar binlerce müellif ve binlerce şair, doktorlar tarafından bu koca bebeklere ninni söylemeğe memur edilmişlerdir. Fakat muharrirlere sorarsanız, şaheserlerle uyumağa alışmanın büyük zararları vardır. Kitablar, bilhassa güzel kitablar, bunları okuyarak esniyenleri yalnız yatakta değil, ayakta da uyutmaya başlar. Çünkü yatakta şaheser okuyarak uyuyanlar hayatta da gaflet uykusuna dalarlar. lyi kitabların vazifesi uyanık şuurları uyutmak değil, uykulu zekâları uyandırmaktır. Şaheserleri yelpaze gibi sallıyarak şuurunun lâmbalarını söndüren insanların düşünceleri yalnız yatakta değil, ayakta da karanIıkta kalır. Hatta fena kitabların bile uyku ilâcı yerinde kullanılmasına yol vermiyelim. Bunlarm sulfato gibi sürümlerini artırmış oluruz. Kitabla uyuyan gafletle uyanır. Bu, uyenmak değil, tabiî uykudan daha beter, sonsuz bir karanlığa dalmaktır. DÜŞÜNCELER Türkkuşu kampında İnönünde Türkkuşu talebeleri tarafından bugün yüksek uçuşlar yapılacak înönü 7 (Sureti mahsusada giden arkadaşımızdan) Hava kurumu başkanı Fuad Bulca ile İstanbuldan hareket edn heyet ve gazeteciler akşam saat beşte Inönünc geldikleri zaman kampı bir bayram havası içinde buldular. Muhtelif modellerde on beş plânör İnönünün .tarihî tepeleri üstünde dolaşıyor, kampın önünde sıralanan genc plânörcülerimizi takdirle seyredenler arasında meb'uslardan Hamdi, Fuad, Şükrü Koçak, Nakiye, Mahmud Nedim, Muzaffer Kıhc, Cevdet Kerim, Süreyya, emekli generallerden Âşir ve Talât, BiUcik v« Eskişehir valileri, Hava kurumu îstanbul şubesi başkanı îsmail Hakkı, tayyare alay komutanlarmdan Celâl Yahya, Razi, Muzaffer, İhsan, birçok subaylar, Türkkuşu başkanı yarbay Osman Nuri, Bozöyük ve înönünden gelen heyetler vardı. Burada bulunanlar şu anda ordunun hava kadrosunda yarının mühim bir yedek kudretini yetiştiren bu müesseseden büyük bir gurur duymaktadırlar. Akşam yemeğinde motörlü ve motörsüz talim uçakları arasında yüzlerinden sıhhat ve neşe fışkıran yüzlerce genc plânörcü koşuşuyordu. Geçen yıl înönünü ziyaret etmiş olanlar bütün teşkilâtı birkaç çadırdan ve vasıtaları Uç beş plânörden ibaret olan kampın yerinde tamamile modern bir müessese görmüşler ve kısa zamanda gerek teşkilât gerek tesisat ve gerek talim ve terbiye bakımından elde edilen yüksek dereceler herkesi hayran etmiştir. Inönü kampında yetişip yüksek uçuş derecelerini yani D brövesini kazanmış olan öğretmen Bursalı Ali Yıldızla Selçuk tarafmdan yapılan akrobasi hünerleri büyük bir heyecanla seyredilmiş ve çok alkışlanmıslardır. Gencler Türk Havacılık marşını söyledikten sonra öğretmen Bayan Raciye dedi ki: « Biz bu yolda Büyük Önderimiz Atatürkün irsadile yürüyoruz, onun sözleri bizim rehberimizidir.» Bu nutuk «yaşa Atatürk» avazelerile uzun uzun alkışlanmıştır. Yartn büyük havacılik talimleri vaDilacaktır. Istanbulun kaderi misli artmış, neticede Avrupalı nüfusu, Asyalı nüfusuna muadil ve hatta geçkin bir hale gelmiştir. İlk bakışta bu artışın zenginlik ve refahın tevlid ettiği bir doğum fazlahğından ileri geldiği akla ge lirse de nüfus ilminin mukayeseli tetkiklerine göre nüfusu artıran doğum farkı ma baktığım zaman arkasında Fransız değil, ölüm farkıdır: Yüz yirmi beş yıl bayrağının meşhur üç rengi görülen, yan evvelki doğumlarla bugünkü doğumlar arafında iri harflerle yazılmış Parisîs arasında fark yoktur. Yalnız bugün doanbul levhası okunan ve rahat koltukla ğanlar sağlık korumunun fennî tatbikatı ında kır düşmüş açık başlan görünen sayesinde az ve güç ölmektedirler. Umueyyahlarla dolu bir otokarın îstiklâl cad mî nüfusun bu suretle artması mevcud şedesini yararak Tokatlıyana doğru ilerle hirleri büyüttüğü gibi yeni şehirlere de diğini gördiim. Memleketimizde ilk defa malzeme hazırlamış, hatta bunlar da kâfi larak tesadüf ettiğim bu yeni zaman di gelmiyerek Avrupalıları kendi kıt'ala ıjansır.m verdiği heyecan bana bunların nndan başka kıt'alara taşırtmıştır. O hal•'aristeki bolluk ve güzelliğini hatırlatırdeki Avrupa medeniyeti sağlık sırlannın ien, Istanbulun bunlarla en çok dolu olçözülmesinden doğan müthiş bir nüfus ması lâzım gelen bir şehir olduğunu ve ve kalabalık şehirler medeniyeti olmuş; akın bir istikbalde lâyık olduğu alâkayı eski Asya medeniyetlerinin vücude getirütün dünyada kazanacağını düşünerek, d:ğı nüfus fazlalığının bir zamanlar onlaüyük kaderine kavuşmuş günlerinin hera temin ettiği faikiyeti Avrupa medeniecanını biran için duyar gibi oldum. yeti pek kısa bir müddet içinde AvrupaBüyük ve zarurî kaderlerin kendi tahakkııklan için lâzım olan şuur ve iradeyi er lılara da kazandırmıştır; yalnız bu artış ;eç yaratacaklarına emin olduğum için Asyaya nisbetle çok küçük olan bir sahaslanbulun zamanımızda başlıyan kalkın da tahakkuk ettiği için, fazla nüfusun masını bu kadere doğru uyanışın ilk • a başka kıt'alara gönderilmesine rağmen, dımlan gibi görüyorum. Adedî bir silsile Avrupada kalanı dahi dünyanın en büalinde devam eden bugünkü bayındırlık yük nüfus kesafetim teşkil etmiş ve nihaareketleri ilk hızını aldıktan sonra hen yet Avrupa yerinde duramaz, kaynar bir desî bir silsileye inkılâb edecek ve niha kıt'a haline gelmiştir. Bu mutalara göre yet bütün dünyadan görmeğe başlıyacağı nüfus siyaseti doğum çokluğuna değil, rağbet ve teveccüh reaksiyonlarile büyük sağlık kurumunun temin ettiği ölüm azkaderine kavuşurken ayni zamanda Türk lığma dayanmakta olduğundan bizim arihinin cihanşumül rolünün azamet ve nüfus siyasetimiz de doğurtmaktan ziyade kudretini olgunlaşmış bir timsal halinde yaşatmayı temin etmekle olacaktır. ıfade edecektir. Burada Istanbulun büBu itibarla büyük kalkınmaya doğru r'ük kaderi dediğim zaman bundan yal ilerliyen memleketimizde büyük nüfus nız tek bir şehrin imtiyazlı bir mazhariye yığınlarını dar bir sahada toplıyan şehirte eriştırilmesi gibi gayritabiî bir istek mev lerin en çok muhtac oldukları şey sağlızuubahs değildir. Şehirler memleketle ğın en emin muhitini teşkil eden temizlikjeraber kalkmır, memleketle beraber dü tir. Her köşede işıtilen çekiç darbelerile ;erler. Büyük ve derin tarihî inkılâblar yeniden kurulan îstanbul, infiradî ve r'arattıkları umumî kalkınmalarla yeni şe hususî kısımlarile yenileşir, güzelleşir ve hirler yaratırken uyuklıyan şehirleri utemizlenir bir hale gelirken umumî kısımandırır, kasabaları şehirlere kalbederler. arın tadilâtı geri kalmakta ve bundan uTürk inkılâbı da derinleştikçe bu hakika mumla husus arasında her göze batacak i teyid ediyor. Yukarıda biran îçîn ge bir hale gelen bir tezad hâsıl olmakta irdiğimi söylediğim heyecan, Türkiye dır. nin büyük kaderine doğrulmuş blmaemTürkler hugusî hayatlarında temizlikdan gelen ve tam ifadesini anyan bir ül lerile temayüz ettikleri ve Türk kadını ünün iştiyakından doğmuş olacaktır. çocuklarına temizlik terbiyesini büyük Geçen akşam Galatasaray köşesinden k:vrılırken iri gövdesile dar bir caddeden opladığı kalın bir hava tabakasını vücudüme çarparak yerleri sarsa sarsa yanımdan geçen bir alâmet bütün sokak halını birdenbire şaşırtmıştı. Yabancı bir ntıbaın uyandırdığı bir tecessüsle etrafıŞehirlerin doğma ve büyümelerile medeniyetlerin ruh ve hamleleri arasında daima bir müvazat vardır. Avrupa me deniyeti bir tek Roma veya Atina sitesi yerine birçok •siteler, küçük büyük sayısız şehirler doğurmuştur. Buna karşılık orta zamanın kısık ve kapalı ruhu pek mahdud ve küçük burglarda, kapanmış, bunların da etrafım surlarla kuşatarak açık hava şehirlerini idrak edememiştir. Bugünkü şimalî Amerikanın garabeti Avrupa medeniyetinin doğurduğu emsalsiz şehirleşme imkânlarmm bir harikası olmasındandır. Iktısadî coğrafyacılarm verdiği malumata göre bu memleket âdeta bir şehir hastalığına uğramış, boş kalan hektarlar ca araziye yayılmas; icab eden nüfusunun büyük, bir kısmını şehirleri yutmuştur. Bundan yüz yirmi beş yıl önce bütün nüfusu yirmi beş milyon olan şimalî Amerikanın bugünkü dört beş şehri bu nüfusu içine alacak kadar göklere yükselmiştir. Yüz yirmi beş yıl önceki İngilterenin bütün nüfusu da bugün sadece Londranın içine girmiştir. Fransa ve Almanyanın bugünkü büyük şehirlerile yüz yirmi beş yıl önceki nüfusları arasında aşağı yukan ayni nisbet vardır. biı titizlikle verdiği halde Türk şehirlerinin bu temizlikle mütenasib olmaması ilk bakışta anlaşılmaz bir muamma gibi görünür. Yalnız bu uamma Türkün te mizlik iradesinin, eski rejim terbiyesile, sadece hususilik alanında kalarak içtimaileşmemiş olduğunu gösteren arızî ve muvakkat bir içtimaî terbiye ve içtimaî irade eksikliğinden başka birşey değildir. Bunun için yapılacak şey bu hususiliği umumileştirmek, Türk kadınının temizlik an'anesini cemiyetin umumî an'anesi haline getirmektir. Nitekim Ankara örneği bu meselenin filen halledilmeğe başlanmış olduğunu gösteriyor. Mukayeseli istatistikler yapılacak olursa Ankaradaki ölüm miktarının diğer şehirlerimize nisbetle çok az olduğu meydana çıkacaktır zannediyorum. Dünyanın en enteresan şehirlerinden biri ve belki de birincisi olan îstanbulun gözlerimizin içine bakarak bizden istediği ve beklediği ilk iş de kökten ve umumî bir temizlik, etraflan tufeylî müzahrafatla boğulmuş birbirlerine yakın büyük mimarî eserleri arasındaki haillerin kaldırılarak ferah, temiz ve millî abidelerle süslenmiş meydanlara kalbedilmesi, şehrin tarihî bütün kapılarmın sun'î ormanlara açılması ve Türk kadınının temizlik an'aO haldeki, Avrupa nüfusu son yüz nesinin memleketleşmesidir. yirmi beş yıl içinde, şimalî Amerika da M. ŞEK1B TUNC dahil olduğu halde, vasatî olarak alt: Yalova su şehrimiz turizm başlangıcı! IBasmakaleden devam] Yazan: PROF. M. SEK1B TUNÇ ğini zaten biliyoruz. Bunlara vakit kaybetmeksizin derhal başlamahyız. Geçirilen tecrübeye nazaran bu yeni inşaatta hatalara düşmeksizin otelle kurumu eğer istersek önümüzdeki mevsime yetiştirebiliriz. Bu, fevkalâde bir himmet işidir. Yalovadan çok memnun dönen arkadaşla bu su şehrimizin istikbali üzerinde de konuştuk. Sözlerimiz memleketimizde ergeç kurulacak millî ve beynelmilel turizm faaliyeti üzerine kadar aktı. Ticaretle meşgul bir ekonomici olan arkadaşımız Yalovadan bakarak memleketimizin bağrında taşıdığı bu imkânın kolaylıklarını ve harilkulâde muvaffakiyet sebeblerini de gözden geçirmiş. Diyordu ki: Denizleri, adaları, dağları ve göllerile Yalova etrafında ve daha doğrusu çepeçevre îstanbul hinterlandında bütün dünyayı kendine çekecek öyle tabiat güzellikleri var ki bunlara hiç olmazsa işlettiğimiz ve işletilmesini gözönüne aldığımız madenler kadar ehemmiyet verirsek muhakkak iki üç veya dört beş kat fazla maddî netice alabileceğimizde şüphe yoktur. Düşünün bir kere: Madenler için milyonlar ve milyonlar tahsis ediyoruz. Ticarî muvazenemizde bunların oynıyabileceği rol ne olsa mahduddur. Madenlerimizi ihmal edelim demek istemiyoruz. Turizmle taş atıp kolumuz yorulmadan on milyonlarca lirayı kolaylıkla elde edebileceğimizi düşününce asıl madenin burada olduğunu görmemek, akdir etmemek ve görüp takdir edince ise unun icablarına derhal tevessül etmeği üşünmemek nasıl elde olsun?.. Biz arkadaşımıza bu bahiste şimdi ark burada olmıyan bir ecnebi sefiri dosumuzun bize ikide bir tekrar ettiği kanaıtini söyledik. Bu dostumuz bir parça immet edilmek şartile yalnız îstanbul ve interlandı turizminin Türkiyeye yılda jehemehal 200 milyon Türk liralık döviz emin edebileceğini kat'iyetle, kanaatle e imanla söyler dururdu. Yaînız turizmlen gelecek bu 200 milyonun ne demek lduğunu anlamak için Türkiyemizin ütün haricî ticare^inin bugün bu rakama ılaşmaktan çok uzakta olduğunu göznünde tutmalıyız. Bu büyük işin basit tılsımı şudur: U:uz ve temiz oteller, güzel yollar. Bugün, yiyip içmesi ve yatıp kalkmaı dahil adam başına gündeliği 2 2 bu;uk liradan beş liraya kadar oteller işleerek büyük kârlar temin olunabileceği iyiden iyiye anlaşılmıştır. Artık Türkiyemizde dahi hayat pahasının bunu böylee bir hakikat kıldığında şüphe yoktur. ahalıhk pahalılık diye yırtınıyoruz. İşte ize ucuzluk. Geriye ne kalıyor? Niçin stanbul hinterlandının nirengî noktalaında bu temiz ve ucuz otellerle onlara 5Ötürecek güzel yolları bir iki hamlede rapıvermiyelim? Bizce Celâl Bayar hükumetinin başaracağı ilk büyük işlerden biri de muhakkak budur. Nitekim bizzat Başbakanm bu işe lâyık olduğu büyük ehemmiyeti atfettiğini büyük memnuniyetlerle öğreniyor ve Denizbank Umum müdürü Yusuf Ziya Öniş gibi bir himmet sahibinin bilhassa Yalova kısmının yakm zamanda bir hakikat olacağından emin bulunuyoruz. Plârdı bir himmetle üç beş yılda bütün yakm şark memleketleri halkını muhtelif mevsimlerde îstanbul ve etrafında toplıyabiliriz. Celâl Bayarın bu işi büyük muvaffakiyetle başaracağı bizce şüphesizdir. D otel ile bir kurum (1) vücude getirilece ıiKiMiııımıılınilllHliniHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIUIIIIIIIIIIIlinnmııııııtr! İspanyada Franko Trad Ünyonların ordusu ilerliyor verdiği kararlar Franko'nun mevkii iktidardan çekileceği söyleniyor Salamanka 7 (a.a.) Franko ka rargâhımn tebliği: Valansiya cephesinde kıtaatımız Po najuliana mıntakasında ilerlemektedir. Ebr. cephesinde, kuvvetlerimiz keza ileri yürüyüşlerine devam etmişler ve düşmanın şiddetli mukavemetine rağmen yeni yeni mevziler elde etmişlerdir. Dört yüzden fazla esir aldık ve düşmanın beş tankını tahrib ettik. Estramadure cephesinde, düşmanın bir taarruzunu püskürttük. Hükurnetin silâhlanmayı tesri tedbirleri tasvib olundu Londra 7 (a.a.) Trad Ünyonların müzakerelerinden şimdiye kadar çıkan netice, ekseriyetin hükumet tarafından kararlaştırılan silâhlanmamn çabuklaştınlmasına müzahir olduğu merkezindedir. Konferans, Trad Ünyonların sendikalar işlerile uğraşması ve siyasî icraatı işçi partisine bırakmak tezini tasvib etmiştir. Bugün, Trad Ünyon, işçi partisi ve işçi partisinin parlamento grupu mü messilleri, aralarında bir toplantı yapacaklardır. Hükumetçilerin tebliği PEYAM1 SAFA Barselona 7 (a.a.) Millî Müdafaa Nezaretinin tebliğidir: Ebr cephesinde, düşmanın taarruzu Korbera'nın şimalinde ve Kaballos dağ larında devam etmektedir. Cumhuriyet hava kuvvetleri düşmanın dört tayyaresini düşürmüştür. Valansiya cephesinde, Povia civannda düşmanın bir taarruzunu püskürituk. Düşman hava kuvvetleri Alikant limanmı bombardıman etmiş ve bir îngiliz vapu runu hasara uğratmıştır. Tayfadan bir kişi ölmüştür. Yeni bir hava rökoru Nevyork 7 (a.a.) Tayyareci Meril ve Allen dünya mukavemet rökorunu hafif bir tayyare ile kırmışlardır. Bu tayyareciler havada 106 saat üç dakika ve on saniye kalmışlardır. Ancak bu müddetin hitamında cebrî bir iniş yapmak mecburiyetinde kaldıkiarından hareket noktalarma inememişlerdir. Halbuki nizamname mucibince oraya av det etmeleri lâzımdı. Binaenaleyh, bu rökorun resmen tesçil edilip edilmiye ceği belli değildir. Japonlar Hankov cephesini yardılar [Bastarajı 1 inct sahifede] Japon donanması, Çin balıkçı gemi lerine taarruz etmeğe başladığı bir sene denberi 450 gemi batmış veya musadere edilmiştir. Kadın, çocuk ve erkek olarak ölen balıkçıların adedi de 8400e baliğ olmuştur. Franko, mevkii iktidardan çekiliyor mu? Londra 7 (a.a.) Financial Tay mis'in siyasî muhabirine göre, General Franko'nun yakmda iktidardan çekile rek yerine tavassut taraftarı mutedil bir siyaset adamının geleceğine dair dolaşan şayialar pek de esassız değildir. % Marsilya limanî askerî idare altına alındı Paris 7 (a.a.) Marsilya liman amelesi patronların ve Mesai Nezaretinin son tekliflerini reddettiğinden bu sa bahki resmî gazete, Marsilya limanmın askerî idare altına konulduğu hakkında bir emırname neşretmiştir. Zehirli gazi Japonlar değil Çinliler kullanıyormuş Cenevre 7 (a.a.) Cenevre enter nasyonal konferansların Japon bürosu, bugün neşrettiği bir tebliğde diyor ki: Japon ordulannın boğucu gazler kullanacaklanna dair Hankov Çin hükumetinin sık sık işae ettiği haberler, filiyatta Çin ordusunun tatbik ettiği usulleri giz lemeğe matuftur. Çin generali Yenşişan'ın Şansi'deki Çin ordusuna hitaben verdiği emirleri mübeyyin bir takım vesaik Japonların eline geçmiştir. Bu general, mezkur mıntakada zehirli gazler kullanılmasını Çin ordusuna emretmektedir. Keza 16 ve 17 temmuzda Hişian cîvannda Çin ordulan İperit kullanmak suretile Japon ordusunun ileri hareketine mâni olmağa çalışmıştır. Gene 26 ağustosta Çinliler Şingyang" da bu gazi kullanmışlardır. Meksikadaki petrol sahasına tngiliz tabiiyetine giren Rus prensleri dair karar Meksiko 7 (a.a.) Hükumet tarafından istimlâk edilen ecnebi petrol kumpanyalarının bidayet mahkemesi kararı aleyhindeki müracaatini âli mahkeme reddetmiştir. Bu suretle bidayet mahkemesinin kolîektif huntratlann feshi ve kumpanyalann ameleye mühim tazminat ver mesi hakkındaki kararı kat'ıyet kesbetmis olujor. Londra 7 (a.a.) Rusya İmparator luk hanedanma mensub Romanoflardan üç kişiye İngiliz vatandaslığı sıfatı verilmiştir. Bunlar, Çar Nikolanın kızkardeşi Gran Düşes Ksenya'nın torun lan Prens Aleksandr, Prens Mişel ve Prenses Krenya'dır. Formoz'da şiddetli zelzele Londra 7 (Hususî) Saat 13 te Ja ponyada.Formoz adasmda şiddetli bir zelzele olmuştur. Nevyorkta 396 kişi kazada öldü Japon tayyarelerinin faaliyeti Honkkong 7 (a.a.) Kanton'dan bildirildiğine göre, Japon tayyareleri Kanton Honkov demiryolu üzerinde münakalâta mâni olmak için bu hattı hergün bombardıman etmektedir. Demirvolları idaresi bu hattın en kısa bir müddet içinde tamiri için elde mevcud bütün amelenin kullanılmasını emretmiştir. Nevyork 7 (a.a.) Geçen hafta tatiParis 7 (a.a.) Hariciye Nazırı Bone, linde muhtelif kazalar neticesinde 396 Amerika büyük elçisini ve sonra Yu kişi ölmüştür. Bunlarm üç yüzü otomo nanistan ve Çekoslovakya elçilerini ve bil kazasmdan mütevelliddir. nihayet İngiltere büyük elçisini kabul Şilide kanh hâdiseler etmiş ve kendilerile uzun uzadıya gö5ili Santiagosu 7 (a.a.) Dünkü rüşmüştür. hâdiselerde 59 kişi ölmüştür. Bunlarm Alman doktorlarîna dair 58 i asilerden ve bir sigorta binasına sıbir muhtıra ğınarak teslim olmaktan imtina eden ve Berlin 7 (a.a.) Doktorları, felâket polise karşı silâh kullananlardandır. şeklini alan salgm hastalıklar zama Şili Santigosu 7 (a.a.) Dahiliye nında veya harb vukuu takdirinde muNazırı, bütün Şilide sükunetin mevcud avin hastanelerde hizmet etmeğe davet olduğunu beyan etmiştir. eden bir muhtıra bugünlerde Alman Hükumet, bu gibi isyan vak'alannın kadınları namma Berlindeki alâkadar önüne geçmek için meclisten fevkalâde lara tevdi edilecektir. salâhiyetler istiyecektir. Bir Avusturya lideri öldü Bone'nin siyasî faaliyeti YUNUS NADI (1) Su şehirlerinde tedavi yeri manasına fransızcası kısaca etablıssement olan bu kelimeyi biz de kısaca kurum kelımesüe ifade ediyoruz. Hindistanda feci bir tren kazası ) Mussolini kupası tzmir fuarında İzmir (Hususî) Romadaki at yarışla.rı birinciliklerınde kahraman Türk ekipinin kazanmış olduğu Mussolini kupası, Genelkurmay Başkanlığmın müsaadesile, Fuarda teşhir edilmek üzere şehrimize getirilmiştir. Bu günden itibaren teşhir olunacaktır. Halk, Genelkurmay Başkanlığmın bu lutfunu minnetle karşılamıştır. PARİS BORSASI Paris 7 (Hususî) Paris borsasının bugünkü kapanış fiatları şunlardır: Londra 178,30, Nevyork 36,94 1/2 Berlin 1482, Brüksel 622.62 1/2, Ams terdam 1997.25, Roma 194.45, Cenevre 836.62 1/2, kurşun 14.15, bakır 46 1/2 47 1/2, kalay 191, altın 144,01, gümüş 19 1/4, çinko 13.3.1 1/2. Meksikanın Almanya ile petrol anlaşması Nevyork 7 (a.a.) Times gazetesi, Meksikadan aldığı bir habere istinaden şunu yazıyor: Meksika petrol idaresi Almanya ile iptidaî bir anlaşma yapmıştır. Bu anlaşma mucibince, Meksika petrollerile Alman malları mübadele edilecektir. Şi diye kadar birçok irsalât yapılmı§tır. Londra 7 (a.a.) Niyuz Kroknikl gazetesinin Berlinden aldığı bir habere göre, eski Avusturya kralcıları ikinci reisi ve katolik mektebleri cemiyetinin reisi Baron Lesser, Dachau tecemmü kampında ölmüştür. Baron Lesser, 12 martta tevkif edilmiş ve temmuza kadar Viyanada mevkuf tutulmuştur. Bilâhare oradan mezkur kampa getirümişü'r. C KISA HABERLER * YOZGAD 7 Ziraat mektebince hayvan yetiştirmek hususunda üçüncü derece olarak kabul ve tesbit edilen vilâyetimi; için gönderilen bin sekiz yüz lira tahsisatla bugün ehlî hayvan sergisi açılmıştır. Sergide 36 inek, 19 tay, 11 kısrak teşhir edilmiştir. Bunlardan 18 inek, 17 tay, bir kısrak ikramiye kazanmış ve verilen ikramiyenin yekunu bin yüz yirmi liraya baliğ oLmuştur, Sirkeci ile Kumkapı arasında, yeni bir istasyon Devlet Demiryolları, Avrupa banliyö hattında Sirkeci ile Kumkapı arasında Ahırkapıda yeni bir istasyon tesis etmiştir. Bu istasyon seyrüsefere açılmış ve o civar halkımn büyük bir ihtiyacını temin etmiştir. İngiltere Hindistanda, Madras cıvarında feci bir tren kazası neticesınd 100 yolcu ölmüş, 150 kişi yaralanmıştır. Resmimiz kaza mahallini gösteriyor.