6 Eylul 1938 CUMHURtYET 3 S ORL.U A B E L E HâdiseSer arasınria ÇOCUK VE TERBtYE: Çamlıca tepesi stanbulun en güzel tepesi Çamlıcadır; fakat bu güzelliği fethetmek için İkinci Mehmedin ordusuna yaraşan ortaçağlı bir asker iradesi lâzımdır: Ayaklarınızın paralanmasına, soluğunuzun kesilmesine, dizkapaklarınıza kötü bir ağrı yapışmasına razı olduktan sonra böyle bir işe girişebilirsiniz. Bu yaz, bir pazar günü, ailevî bir grupla beraber bu tepenin dik, bozuk ve pis yokuşunu, sert rüzgârını yenmeğe teşebbüs ettik, fakat içimizde biraz yaşlı ve biraz hasta olanlar yarıyoldan geriye döndüler. Biraz yaşlılar ve biraz çürükler gibi şair yapılı insanlara da belediyenin ihmali bu güzelliği yasak etmiştir. Arkadaşlarımızdan biri, Çamlıcaya tırmanmak istiyen dostunun nasıl potin paraladığını yazıyor, bu güzel tepeye çıkan yolların bozukluğundan ve çirkinliğinden şikâyet ediyordu. Çamlıcanın etekleri de bir sokak sürtüğü kadının etekleri kadar pistir. Çayırlan üstüne serilip serpilen ve bir kısmı sarhoş bir halkın, gene bu halk tarafından ve gene bu çayırlar üstüne atılan fındık, fıstık, kavun, karpuz kabuklanndan, konserve kutularndan farkı yoktur: Ayni serilip serpilme, ayni dağımkhk, ayni kirlilik manzarası. Anlaşılıyor ki Hâmidin ve Sami Pasazade Sezainin Çamlıcasını unutmuşuz. Bu yükseklik idrakimizi aşıyor mu? İstanbul Belediyesi için Çamlıca tepesi artık bir metafiziktir. Orasmı romantik şairler ve kart filozoflar, topraktan arşıâlâya fırlayış hareketinin en güzel sivrilişi telâkki etsinler. Yokuşunu şiir süslesin ve tepesini felsefe doldursun. Belediyenin o kadar yükseklere çıkmağa niyeti yoktur. Gene de çıkmasa iyi eder. Rüzgârın taaffüne mâni olabileceğini hesablıyarak İstanbulun çöplerini oraya istif etmeği düşünebilir. Orada tabiati bizim bazı alâkalanmızdan daha az rahatsız eden ihmalin devam etmesine razı olalım. Çünkü İstanbulun ifrazatı arasında karpuz kabuklarını ve konserve kutulannı aratan daha berbad şeyler olduğunu bilmez değiliz. Yetim Çamlıcayı unutmağa devam edebiliriz. PEYAMİ SAFA ° Japonlar Hankov'u ihata D etmege uğraşıyorlar Loşan'da ric'at Çin ordusunun mağlub edilerek hattınm kesildiği bildiriliyor Japon firmaları tedricen İngiliz ve FranlBa$taraft 1 Ind sahitedel Alıngan çocuk Yazan: ALt KÂM1 AKYÜZ Gene mektebli bayanlarımızdan veya baylarımızdan alıngan tipi portresini aynada görenler az değildir. Sözlerimi gene mekteblilere hasredişim, hatta onları da kendilerine aynada gösterişim kimsenin alınmasına meydan vermemek için lüzumlu gördüğüm bir ihtiyattır. Yoksa her yaşta alıngan kimseler olduğu, hatta vaktinde önüne geçilmezse, yaş büyüdükçe bunun da arttığı şüphe götürmez. Alınganlar etrafındakilerin sözlerinde, tavırlarında hep kendi şahıslarına müteveccih bir mana, bir saygısızlık tevehhüm eder ve hecnen kırılıp gücenirler. Bu suretle hayatı kendilerine zehir ettikleri gibi etrafmdakilere de ne yapacaklarını, nasıl muamele edeceklerini şaşırtırlar. Alınganlık muhtelıf şekillerde kendini gösterir. Bazı kimselerde haysiyet ve izzetinefis nikabma bürünür. Hakikatte 1 mesele yoksa, bu, kendine fazla ehemmiyet vertnekten ileri gelir: Acaba kendisine hürmette kusur ediliyor mu? Onun başlıca düşüncesi budur. Bakışlarda biraz eksik bir sıcaklık; selâmlarda, baş kesmelerde onun ö'lçüsüne uymıyan iki santimetrelik bir fark kendisine bir üzüntü olur. Buna bir sebeb aramaya kalkışır. Ona karşı ayni tarzda muamele için kararlar verir. Bir derecede ki bazan ortada hiçbir sebeb yokken iki kişinin arası açılmış bulunur. Bozuşmamak için onlann saygı kıratını anlayıp ona göre fedakârhk etmekten başka çare yoktur. La Roşfuko bir vecizesinde: «Biz, kendimiz, azametli olmasak başkalarının azatnetli olduklarınm farkmda olamayız» der. Kendini beğenmekle alınganlık arasmda bir münasebet bulunduğuna bu vecize ile hükmedebiliriz. Bununla beraber alınganın mutlaka azametli olması lâzım gelmez. Hiç azametli olmıyan munis alınganlar da vardır. Çok ince, çok hassas olanlar da bazan alıngan olurlar. Bu gibilerin hassasiyetıne hürmet etmek, incinmelerine meydan vermemek için nekadar dikkat etsek o, bakarsınız, gene buluttan nem kapmış, olmadık bir sözden binbir mana çıkarmıştır. Arada sebebsiz bir anlaşmamazlık, bir geçimsizliktir gider. Geçimsizliklerin bir istatistiği çıka rılsa yüzde doksanınm yanlış anlaşmadan ileri geldiğine hayretle muttali oluruz. Yanlış anlamak hazır tarafı olan alıngan ise doğru anladığına o kadar inanmıştır ki aksini ona isbat için boşuna yorulursunuz. Zaten suitefehhümlerin başlıca şiarı somurtkan bir sessizliğe gömülmektir. O, gömülür ama ölmez. Ne zaman olsa şu veya bu şekilde hortlayıp kendini gösterecektir. Gömüldüğü şekilde görünse işin aslı meydana çıkar, gene bir çaresi bulunabilir. Hayır! O, başka şekilde hortlar, ne olduğunu anlıyamazsınız... Fenalık şurada ki onun bu hareketi sizde de bir reaksiyon yapar, siz de somurtursunuz. Sonra pirincin taşını kim ayıklar, bilemem. Garibdir ki bu alınganlıklar birbirini tanımıyan ve seyrek görüşenler arasında olmaktan ziyade sık sık görüşenler, sevişenler arasında olur. Demek ki insanlar sık da görüşseler birbirini kolay kolay İHEM NALINA MIH1NA Çorab derdi 1 Şanghay 5 (a.a.) Japon kuvvetleri Çinlileri Loşan dağı öniinde mağlub etmiştir. Çin mukavemeti, sağ cenahların dan çevirmeleri üzerine kırılmıştır. Bu suretle Japonlar bir çevirme hareketi neti cesinde Nahuliling'i ele geçirerek Çin lilerin geriye olan muvasalasını kesmiş lerdir. Japonlar, Çinlilerin muvasalastnı sız imtiyaz mıntakalarmı terketmeğe kestiler başlamışlardır. Bu mıntakalardaki ecnebiler arasmda sükunet hüküm sürmekte ise de bunlar Japon makamlannın istihzaâmiz muamelelerine hedef olmaktadırlar. Japonya namına söz söylemeğe saiâhiyettar bir zatın geçende söylediği gibi burada çıkan büyük bir Çin gazetsi de Avrupada bir harb vukua geldiği tak dirde Japonyanın Almanya ve İtalya ile Japonya emniyet mıntakası akdettiği itilâflar mucibince harbe iştirak teklif ediyor edeceğini yazmaktadır. Bu takdirde Ja Tokyo 5 (a.a.) Japonya, başlıca ponya ecnebilerin kontrolu altında buîudevletlere bir nota g'5ndererek Hankovnan mmtakaları işgal etmeğe teşebbüs da vücude getirilecek olan bir «emniyet edecektir. mıntakası» na riayete âmade olduğunu Tokyo 5 (a.a.) Domei ajansı bilbildirmiştir. Bu notada Çin kuvvetlerinin mukavemetleri için bu emniyet mmtaka diriyor: Hariciye Nezaretînden bildirildiğine sını bir istirangâh olarak kullanmalarını men'e matuf tedbirler tâdad edilmekte göre, Tientsin'deki Japon konsolosu dir. Fransız ve îngiliz imtiyazlı mıntakalarınTiyençin'de imtiyaz mıntakaları da bulunan Japon tebealarına icabmda oraları tahliye etmeleri emrini verecek meselesi Tientsin 5 (a.a.) îmtiyaz mınta tir. Şimdiye kadar böyle bir emir henüz kalarını terketmeleri hakkında Japonlara verilen emir üzerine Japonlarla küçük verilmis değildir. Tramvay şirketi de Frankist taarruzu satın alınıyor inkişaf ediyor Elektrik şirketi iki sene Dün Fransız hududunu aşan 5 tayyare top sonra Belediyeye devredilecek ateşine tutuldu Ankara 5 (Telefonla) îstanbul Elektrik Şirketini devren alan Nafıa Vekâleti, şirketin bozuk ve tamire muhtac bir halde bıraktığı bütün şebekenin ısla hile esaslı surette meşgul olmaktadır. Nafıa Vekâleti, İstanbul belediyesinden şehrin elektrik ihtiyacına aid bir proje iste mişti. Belediye bu projeyi hazırlıyarak Vekâlete göndermiştir. Vekâlet iki seneye kadar İstanbul elektrik tesisatını, İs tanbulluların ihtiyaclar.ni tamamen kar şılıyacak hale getirecektir. İstanbul Belediyesi hükumete müra caat ederek halen şehirde faaliyette bu lunan ve nakil vasıtalan aydınlatma ve ısıtma gibi umumî işler yapan şirket ve müesseselerin belediyeye devrini rica et miştir. Hükumet bu düeği esas itibarile kabul etmiştir. Nafıa Vekâleti İstanbul Elektrik şebekesini hazırladığı programla iki senede tamamen ıslah ettikten sonra belediyeye verecektir. îstanbul tramvay şirketinin de Nafıaya geçmesi için bu ay içinde alâkadarlar}a Vekâlet arasmda müzakerelere başlanacaktır. Bu hususta şimdiden faaliyete geçilmiş bulunmaktadır. Alâkadarlardan mürekkeb bir komisyon tramvay arabalarının miktar ve evsafını tesbit etmek için çalışmalara başlamıştır. Burgos 5 (a.a.) Frankist'lerin Ebr mıntakasındaki taarruzları evvelki gün lerdeki taarruzlar tarzmda devam etmektedir. İskenderiye spor sahasında tabancanın kazaen Kaymakamlar arasında patladığı anlaşıldı yeni tayinler Ankara 5 (Telefonla) Manavgat kaymakamlığına Gülköy kaymakamı A. Rıza, Çumra kaymakamlığına maiyet memurlarmdan Feyzi, Tosya kayma kamhğına Bulanık kaymakamı Cemil, Çorlu kaymakamlığına Bor kaymakamı Niyazi, Bor kaymakamlığına Beytüşşebab kaymakamı Eşref, Beytüşşebab kaymakamlığına Ürgüb kaymakamı Yümni, Erbaa kaymakamlığına Çorlu kaymakamı Nedim, İskilib kavmakamlığma Darende kaymakamı Memduh. Turgudlu kaymakamlığına Kırkağac kaymakamı Salâhaddin, Kırkağac kaymakamlığına Geyve kavmakamı Hamdi, İnebolu kavmakamlı&ma Pınarbaşı kavmakamı Fa'k tavin edildiler. Izmirde bir kızın çadırmî bastılar İzmir 5 (Telefonla) îzmire yakm Gumaovasından Hüseyin, iki arkadaşie elbirliği ederek sevdiği Ayşe kızın payladaki çadırını geceleyin basmıştır. Tahdidler savuran haydudlara karşı, bü:ün aile seferber olmuş, kızı müdafaa eierken kanlı bir boğuşma ceryan etmiştir. >Jeticede Ayşe ile kardeşi Hüseyin ağır ^aralanmışlardır. Kızın diğer kardeşi Mustafa ölmüştür. Mütecavizler teslim jlmuşlardır. Telâviv'de ölen yahudiler Paris 5 (Hususî) Telâviv civarında 3İr bomba patlamış, 2 yahudi memuru jlmüş, birçokları da yaralanmıştır. Di*er taraftan bildirildiğine göre Kudüs ;ivarında bir tren hat:an çıkmıştır. • « • Barselona 5 (a.a.) Millî Müdafaa Nezaretinin bir tebliğinde, Frankocuların Ebr mıntakasında şiddetli taarruzları neticesinde bu kuvvetlerin Gandesa ve Cerbera mıntakalannda iki yüksek mevkii ele geçirmiş oldukları bildirilmektedir. îspanyol kıtaatı kahramanca mukavemet etmekte ve düşmana ağır zayiat verdirmektedir. Londra 5 (Hususî) Bugün Rozas şehrini bombardıman eden beş Frankist tayyaresi Cerbere'de Fransız hududunu aştnışlardır. Fransa hava defi toplarının ateşine maruz kalan tayyareler geriye dönerek deniz istikametinde kaybolmuş lardır. Valansiya 5 (a.a.) Bu gece saat 23,15 te ikinci defa olarak Franko'cu Sofya (Hususî) Geçen aym 25 intayyareler, şehri bombardıman etmişler dir. Bilhassa Mestavla mahallesi botn de Belgrada ge'en îngiliz sanayi ve ticaret erbabından kalabalık bir heyet, Yubardımandan müteessir olmuştur. goslavyadan başka, Macaristan, Ro manya ve Bulgaristanı da ziyaret edecektir. T.una devletlerinin istihsal ve ticaret vaziyetini bir ay kadar tetkik edecek olan heyet, Yugoslavyadaki tetkiklerinde mısır istihsalâtile fazla alâkalı görünmüştür. Gazetecilere seyahat edecekleri memleketlerin toprak mahsulleri ve alışveriş kabiliyeti hakkında malumat Kahire 5 (Hususî) Pazar günü topladıklarmı söylemişlerdir. İskenderiyede Sporting kulübde Krala aAnkara, Sofya, Atina ve Belgradı zitıldığı zannedilen kurşun hakkında çıkan yaret edeceği bildirilen Alman İktısad bir resmî tebliğ bu kurşunun atıldığı za Nazırı doktor Funk'un da bugünlerde man Kralın zaten spor sahasını terketmiş Belgrada geleceği bildiriliyor. Gene Belbulunduğunu, yakalanan Suriyeli talebe graddan bildirildiğine göre, Alman iktınin de tabancayı yerde bulup alırken ka sadiyatçılarından mütehassıs bir heyet zaen patladığını, binaenaleyh hâdisenin tayyarelerle Yugoslavyaya gelerek Yubir suikasd olmadığmı bildirmektedir. goslav sanayi müesseselerile iktısadî münasebet ve iki devlet arasında ithalât ve ihracat işlerinin daha dostane bir şekle İzmir 5 (Telefonla) Hariciye konulması üzerinde tetkiklerde buluna Vekili Tevfik Rüştü Arasla Hariciye caktır. Bulgaristan Tuna üzerinde Umumî kâtibi Numan Menemencioğlu, tedbirler alıyor bugün şehrimize geldiler, hararetle karşıSofya (Hususî) Bulgar hükumeti landılar. Gündüz bazı ziyaretlerde bulunan Vekil şerefine, gece ziyafet verilmis Tuna ticaret filosunu kuvvetlendirmeğe karar verdiği gibi, Rusçuk sahilinde sertir. Vekil, yann îstanbula dönecektir. best bir ticarî mıntaka ayrılması için de §imendiferler Nazırı General Yovof tetîzmir 5 (Telefonla) Donanmamız, kikat yaptırmaktadır. yann sabah müşterek talimlerde bulun Serbest ticarî mmtakanm Rusçukta mak üzere limanımızdan ayrılacaktır. ayrılmasmdan sonra Tuna yolile merkeHarb gemilerimiz, 9 eylulde tekrar bura zî ve orta Avrupadan gelecek malîar ya döneceklerdir. Bugün Amiralle su Varnadan Karadeniz yolile şark memîebaylar, fuan gezmişlerdir. ketlerine kolaylıkla sevkedilebilecektir. Ehven gümrük şartları sayesinde en büKültür direktörleri arasmda Ankara 5 (Telefonla) Hüsnü Söy yük Avrupa firmaları serbest mıntakada lemezin yerine Muş kültür direktörlü depolar vücude getirebilecek, Lehistan ğüne Antalya ilk tedrisat müfettişi Hil ve Romanyadan Bulgaristan ve diğer mi, Rize kültür direktörlüğüne de Muş memleketlere ithal ve ihrac edilecek bükültür dırektörü Hüsnü Söylemez tayin tün ticaret eşyası Rusçuktan diğer memleketlere svkedilecektir. edildiler. Balkanlarda ticarî rekabet artıyor İngiliz ve Alman sanayicileri geniş tetkiklere giriştiler Suikasd değilmiş Macaristan Küçük Antant itilâfı şarta muallak! Budapeşte 5 Macar Ajansı bildiriyor: Başvekil İmredi Kaposvar'da söylediği büyük bir nutukta Macaristanın haricî siyasetinde hiçbir değişiklik olmadığmı ehemmiyetle kaydetmiş ve demiştir ki: « Bu siyasetin temeli adalet ve sulhtur. İtalyan Macar dostluğu kuvvetlen miştir. Kral Naibinin Almanyaya yaptığı ziyaret, Almanların ötedenberi Macaris tana karşı olan muhabbetlerini halk küt leleri arasında da tarsin eylemiştir. Küçük Antantla anlasmalarımız bu memleketlerde bulunan Macarların va ziyeti düzeldikten sonra tahakkuk edebilir. Sonbaharda meclise tevdi edilecek kanun lâyihası ile umumî ve mecburî askerlik hizmeti tesis olunacaktır. Bundan maksad kılıcları şakırdatmak değil, be den kültürüne ve disipline hizmet etmektir.» Başvekil İmredi, saydığı bir çok sosyal tedbirler meyanında büyük çiftliklerin topraksızlar arasında tedricen taksimine başlanacağını bildirmiştir. Başvekil, sözlerini şöyle bitirmiştir: « Makasdım kumanda etmek değil, milleti sevk ve idare ve icabında şiddetle müdahale etmektir. Bu, benim vazifem ve kat'î azmimdir.» tanıyamıyorlar. Zaten bir filozof dünyavet, muhterem çorab sanayicileda birbirini hakkile tanımış iki kimse bu rimizin himmetile bir çorab derlunmadığı iddiasmda bulunmuştur. «Indi çıktı. Başka bir sütunda okusana se\"mediğinin değil, sevdiğinin sözü yacağınız üzere, Sanayi Umumî müdürii batar» denmesi de bundan ileri gelse ge Reşad Bener de, halk gibi çorablardan ve rek. çorabcılardan şikâyetçidir. Yerli kadm Insanın her vakti bir olmaz. Meselâ çorablarının meşhur olan çürüklüğüne, bir kederiniz, bir düşünceniz var, değil şimdi erkek çorblarının dayanıksızlığı da mi? Alıngan eşiniz veya arkadaşınız he inzımam etti. men bundan kendi aleyhine bir mana çıkarır. Alıngan oknasaydı bu manayı çıUmumî Harbin son yılında Almanlakarmadan evvel gelip samimiyetle dur rın meşhur ersatz çorabları çıkmıştı. Ham, gunluğunuzun sebebini sorar, derdinize madde yokluğundan Almanlar, odun ortak olmaya çalışırdı. Böyle olmayınca dan kâğıd, kâğıddan bir sürü öteberi yasuitefehhüm başlamış ve geçimsizliğin meçhul tohumu, bir müddet sonra filiz pıyorlardı. İşte bu neviden ipek taklidi lenmek, belki de dalbudak salmak üzere, bir çift çorab almış, ayağıma giymiştim. O gün Kadıköyündeki kunduracıma gitoprağa atıhnıştır. derek ısmarladığım iskarpinleri prova etNekadar dikkatli olursanız olunuz, amek istedim. Çırak ayağımdaki kunduralıngan kimseye her zaman yaranmanın ları çıkardı; sonra, yenilerin içindeki çiimkânı yoktur. Hem onun bir günü bir vileri temizlemeğe gitti. Ben de gazete ogününe uymaz ki! Bugün bakarsınız, bir sözünüze, bir lâtifenize güler.. Sonra ay kumağa başladım. Karşımda oturan kani ayarda bir sözünüze, bir lâtifenize dınlar gülüşüyorlardı. Neye güldüklerini yanlış mana vererek gücenir. Sabit kaide anlamak için gazeteyi bıraktım. Bayan lere bağlanamadığmız için yüreğiniz ha ların ayaklarıma bakarak güldüklerini lecanda, içiniz tetikte olacaktır. Alıngan görünce ben de ayaklarıma baktım. Her la geçinmek doğrusu çok zordur. Çünkü ki çorabımm da burunları ve topuklari güzel güzel geçinirken, bakarsınız, çar yok olmamış mı? Parmaklarım ve topukpılmış, hava bozmuştur. Ne oldu? Kim larım dışarı çıkmıştı. Bir hayli utandım. ne söyledi? Belli değil. Sorsanız da söy Kunduralanmın içinde çorabın parçalalemez. «Hiç!» der. Evet, hakikaten de nnı bile bulamadım. Yalnız renkli bir toz vardı. Alman kimyagerleri ve sanayicilehiçtir: Fakat o hiç «hep» tir. Şaşılacak tarafı şudur ki alıngan baş ri, galiba bu ersatz ipekli çorabı tozdan kalarını bu kadar dikkate mahkum ettiği yapmışlardı. Gerçi şimdi bizim çorablanhalde kendini hiçbir kayıdla bağlamak mız bu kadar çürük değilse de, erkek istemez. O sıkmtıya gelemez. Kendisini çorablan içinde de birinci giyişte, insanm tenkid etmeye de gelmez. Tenkide ta parmaklarım meydana vuranları ve yahammülü yoktur. Fakat, kendisi, iğnele hud daha giyerken konçlan kopanlarî rini batırmaktan hiç çekinmez. Müsama vardır. Kadm çorabları ise, ayak görür hakâr olmadığı halde başkalanndan hu görmez korkudan akıveriyorlar. dudsuz tesamüh bekler. Bununla bera ber o hiç kötü huylu değildir. Sevilecek Geçen gün bir refikimiz erkekler arahalleri daha çoktur. La Brüyer (La Bruyere) in bir sözü sında yerli çorablar hakkında bir anket vardır: «Meziyeti, fazileti, kusursuz ta yapmıştı. Bu anketin serlevhası şuydu: «Çorabların çürüklüğünden erkeklef vır ve hareketile beraber çekilçnez bir | kimse olmak mümkündür» diyor. Alın de şikâyetçi.» Çorabların kötülüğünden erkekler iki ganlar ise şu kusurlarile beraber pekâlâ çekilir ve sevilir kimseler olabilirler. El kat müştekidir. Çünkü kendi çorablarımız verir ki çeken olsun! dayanmadığı gibi; kadınlanmızm aldığı, ömrü bir güne bile vefa etmiyen çorablaŞu çizdiğim portre üzerine kendilerinde alınganlık olduğu şüphesine düşen ço ra da para yetiştiremiyoruz. cuklar, gencler azmederlerse bundan kurtulabilirler. Bunun için güclerine giGeçenlerde muhterem îktısad Vekili • * den herhangi bir hâdise karşısında hetnen miz Şakir Kesebir, «Türk malını herkes hüküm vermiyerek: «Dur bakalım! de gözü kapalı almalıdır» diye Türk mallameli, belki iş benim zannım gibi değildir. rinın mükemmel ve sağlam yapılmalarını Belki alınganlık ediyorum.» avsiye etmişti. Türk çorabları ise gözü Hüsnü zanna, hüsnü tevile alışmak kapalı değil ya gözümüzü dört açarak' suretile alıngan olmaktan kurtulabiliriz. alsak dahi dört gün dayanmıyor. Böyle yapacak olursak hadisat aldandıSanayicilerin geçen günkü toplantî ğımızı çok kere bize kendi kendine gös sında çürük çorablara konulan cezalanri terir. Eğer bindebir olduğu gibi tekerrür kaldırılmasını Sanayi Umumî müdürüneden hâdiseler zannınızı tekzib değil, teden istiyen çorabcıya verilecek cevab şır yid edecek olursa sizi bile bile incitmekdur: te devam ve ısrar eden bir kimse dostunuz Siz çürük çorab yaptıkça cezaların olamaz. Onunla anlaşma teşebbüsleriniz de boşa çıkarsa o zaman kendinizi çek kaldırılması değil, bilâkis artırılması lâ ı mekten başka çare kalmaz. Çünkü zorla zımdır. Çorabcılarımıza sağlam çorab yaptıragüzellik olmaz. madığımız takdirde, sırf onlan himaye ALl KÂMİ AKYÜZ çin gümrüklerde ecnebi çorablarından a« lman yüksek resimleri indirmekten başkal çore yoktur. Zaten çorab sanayiine lü • * zumlu olan iplikleri haricden getirtiyoruz, Çürük çorablar dayanmadığı için, çorab imalâtı da, iplik ithalâtı da artıyor. Çorab» [Başmakaleden devam] ipliği yerine mamul çorab getirtirsek bı dikkate alınmıyorlar vatandaşlar arala yüzden harice çıkacak olan paramız, herrında, istedikleri dili serbestçe kullanabil halde çok artacak değildir; fakat buna mukabil kadm erkek yırtık çorab giy " melidirler. İçinde ekalliyet kütleleri bulunan mekten kurtulacağız. Avrupa çorablarımemleketleri, diğerlerinden ayıran bariz nın en fenaları bile bizimkilerin en iyisinsosyal farklar vardır. Ve bu hal yalnız bi den sağlamdır. Türkçemizi lâyık olduğu hürmet mevkiine yükseltmeğe çalışalım Hariciye Vekili geliyor Donanma talime çıkıyor ze değil, bütün Balkan milletlerine şamildir. Bizde rum ekalliyeti bulunuyorsa, Yunnistanda, Bulgaristanda, Sırbistanda ve Romanyada da hatırı sayılır Türk ekalliyetleri yaşıyor. Burada rumların olduğu gibi oralarda da Türklerin mektebleri var, içtimaî teşkilâtları var, gazeteleri var. Balkan milletlerine aid bir hususiyet olan bu beraber yaşamayı müsamaha ile hatta memnuniyetle karşılamalıyız. Çünkü Balkan anlaşması, istikbal için daha büyük ümidler vadeden bir teşekküldür ve bu da bilhassa onu kuran milletlerin kaynaşmalarile tahakkuk edecektir. İspanyalı olmadığı halde ispanyolca, Fransız olmadığı halde fransızca konuşan insan kalabalığına gelince, onun şimdiye kadar olduğu gibi yaşamakta devam etmesi, bize zarardan ziyade fayda temin eder. Bu hakikate iyice inanmalıyız. Türk kadar türkçe bildiği halde ya* bancı bir ruh taşımak, dili damgalı olarak yabancı kalmaktan daha zararlı değil midir? O halde netice: Hususî hayata karışmiyalım. Umumî hayatta türkçemizi lâyık olduğu hürmet Bir tayin mevkiine yükseltmeğe bütün gayretimizle Ankara 5 (Telefonla) Cerrahpaşa hastanesi baş eczacısı Feridun üçüncü çalışalım. NAD1R NADt smıf sıhhat müfettişliğine tayin edildi. Memleketin istediği kalitede çoraS yapmıyan veya yapamıyan bir endüstriyi himaye etmekte mana mı vardır? Maresal Antebde Fevzi Çakmak teza hüratla karşılandı Anteb 5 (a.a.) Genel Kurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak bera berlerinde Orgeneral Asım Gündüz, Korgeneral Galib Deniz, Tümgeneral Muharrem Mazlum olduğu halde bugün şehrimize gelmiştir. Mareşaîimizi vali vekili, yüksek memurlar, Parti, Belediye ve Halkevi heyetleri Narh istasyonunda selâmlamışlar, subaylar, memurlar ve onbinlerce halk da şehir methalinde coşkun sevgi tezahürlerile karşılamışlardır. Mareşal, ikametine tahsis edilen Hal kevi önündeki meydanlığa toplanmış bulunan binlerce halk tarafından da (Yaşa, var ol) diye selâmlanmıştır. Mareşal şerefine C. H. P . tarafından yüz kişilik bir ziyafet verilmiştir. .|