CUMHURIYET 20 Temmuz 1938 Intikam Esmer, zayıf bir kadmdı. Geniş bir koltuğa yaslanmıştı. Karşısmda uzun zamandır görmediği bir mekteb arkadaşı vardı. Hararetli hararetli konuşuyorlardı. Esmer, zayıf kadın bir aralık sesini yükseltti: Hepiniz beni böyle sessiz sakin bir kadın görerek acıyordunuz. Fakat hiç biriniz bir gün isyan edeceğimi, birşeyler yapacağımı aklınıza getirmiyordunuz. Gözleri kindar, acı manalarla dolmuştu. Konuşurken sesi boğuk boğuk çıkıyordu. Arkadaşı onu hiç bu kadar asabî ve heyecanlı görmediği için hayrette idi. Gözlerini merakla açarak sordu: Zannettiğimizden başka iürlü müydü? Kocan yapmadığını bırakmıyordu. Seni açıkça aldatıyor, metreslerini evine getirdiği bile oluyordu ve sen bir gün ağzmı açıp şikâyet etmiyordun. Çocuklanna merbuttun. Sonra fazla mağrur olduğun için belki şikâyeti küçüklük telâkki ediyordun. Muhakkak bana içinizden budala diye gülerdiniz. Yok mubalâğa ediyorsun. Bu vaziyete nasıl katlanıyor diye, hayret ederdik. Kimseye, en yakm arkadaşm olduğum halde bana bile derdini açmazdın ki reni biraz teselli edeyim. Meselâ bugiin işte ilk defa bu mevzua temas ediyorsun. Hem de hiç beklemediğim bir zamanda. Herhalde onu çok da seviyordun. Sevmek mi? Nefret ediyordum.. Ne diyorsun? Sana daha öyle şeyler söyliyeceğim ki hayretten hayrete düşeceksin. Arkadaşı yerinde heyecanla doğrul muştu. Gözleri merakla parlıyordu: Seni dinliyorum. Ona ihanet etrim. Genc kadın yerinden sıçrıyarak bağırdı: lnanmam. Öbürü acı acı gülüyordu: Herhalde şaka söylemediğime emin olabilirsin. Evet onu aldattım. Hem de en yakın arkadaşlarından birile, adam hoşuma gitmiyordu. Fakat bana bir parça alâkası olduğunu sezmiştim. Bir gece evine gittim. Fakat anlamıyorum. Adamı sevmediğin halde bu garib hareketi niçin yaptın? ~" Anlamıyacak ne var? Kocamdan intikam almak istiyordum. Sen bilmezsin bu ona ne büyiik bir hakarettir. O binbir kadmla düşüp kalkabilir. Fakat benden ayrılamaz. Bu, belki aşktan değil de, daha ziyade alışmaktan, itiyaddan ileri geliyor. Sonra çocuklara da fazla düşkündür. Demek şimdi bir âşıkın var? Dışarda hafif bir gürültü oldu. Zayıf, esmer kadın kapıya doğru baktı. Sonra başını çevirerek omuzlarını silkti: Hayır, onunla yalnız bir gece kaldım. Ayrılırken de bir daha beni görmek istememesini rica ettim. Bir daha görüşmediniz mi? Birkaç kere ziyaretime geldi. Öyle soğuk durdum ki şaşırdı ve bir daha gelmedi. Ne tuhaf şey! Demek sırf kocan dan intikam almak için bu işi yaptın. Hem de onun en iyi bir arkadaşile. Birdenbire kapı açılmıştı. Eşikte uzun boylu bir adam göründü. Esmer zayıf kadının arkadaşı derhal susmuştu. «A kocan!» diye, mirıldandı, adam gülümsüyordu. Gelip, onun elini öptü, oturdu. Şundan bundan konuşmağa başladılar. Genc kadın biraz sonra kalktı ve veda edip gitti. Karı koca yalnız kalır kalmaz adam karısına yaklaştı. Önünde dimdik durdu. Kısık bir sesle: Bütün muhavereyi duydum, dedi. Kadın başını kaldırıp onu süzdü ve dudağını büktü: Peki, ne olacak? Hiç.. Seni affediyorum. Yalnız bana âşıkının ismini söylemelisin, beni onun elini sıkmak azabından kurtarmalısm. Yoksa bütün hayatımca ıstırab çekeceğim. Ne çıkar? Ödeşmiş oluruz. Sen de bana az ıstırab mı çektirdin? Hakkın var. Fakat rica ederim, biraz makul ol. Seni affediyorum, istediğin gibi olmıya çahşacağımı vadediyorum. Yalnız sen de bana şu adamın ismini sövle. Onu tanımalıyım. Düşün, bana en büyük fenalığı etmiş bir adamın elini sıkmak ona ayni dostluğu, muhabbeti göstermek, bu ne müthiş şey? Kim olduğunu muhakkak söylemelisin. Kadın ayağa kalkmıştı. Bakışlan gayet soğuktu. Başmı geriye doğru iterek: İmkânı yok, dedi. Adam sapsarı oldu. Gözleri bulanarak ıırıldandı: Nasıl, söylemiyecek misin? Kadın tekrar ayni kal'ıyetle başını Isalladı: Peride Celâl Bursa Merinos fabrikasında Beş aylık faaliyet çok iyi neticeler verdi RADVO (Bu akşamki program ) Asla.. Uzun zaman mücadele ettiler. Adam onu söyletmek için çok uğraştı. Fakat bütün ısrarlar, yalvarmalar fayda etmiyor. Kadm bir türlü âşıkının ismini söylemiyordu. Adamın hayatında herkesi hayrete düşüren bir değişiklik olmuştu. Sessiz, sakin, adeta münzevi bir ömür sürüyordu. Bütün dostları, ahbablarile alâkasını kesmiş, evine kapanmıştı. Daima düşünceli ve dalgındı. Herkes onun bu haline şaşıyordu. Şaşmıyan yalnız karısı idi. Kadın onun neden dostlarından uzaklaştığmı ve böyle düşünceli, dalgın olduğunu pek iyi biliyordu. Adama gelince eğer eski sefahet günlerine dönemiyorsa bu, duyduğu pişmanhktan ziyade kadınm tekrar bir başkasının kollarına düşmesinden korktu ğundan ileri gelmekte idi. Kafası daima işliyor, hep görüştüğü adamlardan hangisile karısının kendisini adattığını düşü nerek harab oluyordu. Tanıdıklarından kimin elini sıksa gözlerinin içine «acaba bu mudur?» diye, bakıyordu. Sonra kendine sık sık soruyordu: «Yalnız benden intikam almak için mi bu işi yaptı? Yoksa adamı hakikaten sevdi mi, hâlâ seviyor mu?» Kadını göz hapsıne almıştı. O ne yapıyor. Nereye gidiyorsa, hepsini öğrenmek istiyordu. Bununla beraber ona yaklaşamıyordu. Dargın gibiydiler ve adam öyle zannediyordu ki herşeyin düzelmesi karısının kendisini kiminle aldattığını söylemesine bağlıdır. Halbuki günler, ayîar ve nihayet seneler akıp gidiyordu. Kadın söylememekte inad ediyordu. Çocuklar büyüyor, saçlarına aklar düşüyor ve onlar hep öyle birbirlerinden ruhan uzak, küskün, somurtkan yaşıyorlardı. Nihayet bir akşam, bir bahar akşamı kendilerine ziyarete gelen birkaç eski dostu bahçe kapısına kadar teşyi etmiş, beraberce dönüyorlardı. Adam bir aralık kansınm koluna dokundu ve yavaşça mırıldandı: Acaba bunlardan biri miydi? Kadm başını çevirip ona baktı. Bir denbire yolun ortasında durdu. Yüzü biraz sararmıştı. Heyecanlı görünüyordu. Yavaşça sordu: Hâlâ merak ediyor musun? Adam içini çekti: Hem de ayni şiddetle. Halbuki seneler benim sana duy duğum kini.jıefreti küllend\rdi. Ihtiyarladığımı hissediyorum. Mazide geçmiş şeyler bana rüyada cereyan etmiş gibi geliyor, hareketlerimi budalaca buluyorum. Artık herşey bitti. Seni meraktan kurtaracağım. Adamın derhal gözleri parlamış, yüzü gerilmişti. Sesi titriyerek sordu: Kimdi? Kimse değildi: Nasıl? Kadının dudaklanndan mahzun, isteksiz bir tebessüm gelip geçti: Seni hiçbir zaman aldatmamıştım ki.. Adam gözleri büyümüş ona hayretle bakıyordu: Demek.. Demek? diye, kekeledi. Kadın omuzlarını silkti: Senden intikam almak için o masalı uydurmuştum. Hem de o gün, kapınm önünde olduğunu, arkadaşımla ne konuştuğumuzu dinlediğini hissettiğim dakikada. Sustu. Bakışhlar. Şimdi kadm gayet sakin ve lâkayddı. Erkeğin ise gözlerinde kindar bir ışık yanıyordu, kadına karşı nefrete yakın bir öfke kalbini doldurmuştu. Onu, aldatıldığını duyduğu gün af fetmeğe hazırdı, fakat şimdi senelerce boş yere derin bir azab ve merak içinde kıvranmasına sebeb olan bu kadını affedebilecek miydi? Bunun imkânsız oldu ğunu hissediyordu. Kadın hiç birşeyin farkında değil gibiydi. Eve doğru yavaş yavaş yürümeğe başlamıştı. Adam da onu takib etti. Omuzları çökmüş, yüzü kederle kararmıştı. Kadmın karanlıkta upuzun, ince siyah bir dal gibi görünen silüetini görmemek için başını yere doğru eğiyordu. Sümer Bankm birinci beş yıllık endüstri programına dahil olarak şubatta Atatürkün kudretli elile açılan Bursa Merinos fabrikası yünlü mensucat endüstrimizin çok esaslı ihtiyaçlarmı karşılamaktadır. Fabrıka, açılışından bugüne kadar geçen beş aylık çahşma müddetinde bütün teknik evsaf ve mükemmeliyeti haiz Kont Armalya ismindeki bir zengin, muhtelif cins ve numaralarda dokuma ve yüksek barlardan birinde uzun zaman örgü iplikleri yaparak kendini piyasaya eğlendikten sonra Triyeste limanının tanıtmıştır. müşterisi en ziyade gemicilerden müteFabrikanın şimdiye kadar olan imalâtı şekkil olan alelâde kabarelerinden birintamamen müşteri siparişlerine aid olup de sabahı etmek istiyor. Epeyce çakırkebazı kısımlarında iki ekiple çahşmak yif olan Kont orada şarkı söyliyen kızmecburiyeti bile hâsıl olmuştur. lşçilerin lardan birini masasına çağırıyor ve bu günden güne bu yeni işte ihtisas sahibi zavallının hal tercümesini öğrenmek isolmaları ve iş akışının yoluna girmesi do tiyor. Şarkıcı kız evvelâ, hayatının kibar layısile imalâtın randımanı tedricen yük adamı alâkadar etmiyeceğini söylediği selmiş, iş icabı zayi zamanlar en az dere halde ısrar karşısmda dayanamıyor, ancelerine indirilerek makinelerin nazarî ve latıyor ve sonunda da ilâve ediyor: rim kudretlerine yaklaşılmıştır. Görüyorsunuz ki çok talihsiz bir Haziran ayında fabrika elli yedi ton kızım!. Kon cevab veriyor: iplik yapmıştır ki bu miktar vasatî 30 Bu akşam talıhiniz döndü. Tirolmetrik numara olarak kabul edilirse ,710,000 kilometredir. Bugün için fab daki lüks otellerden birinde beş on gün rikada % 55 i kadın ve % 45 i erkek gecirmek istemez misiniz? Kızm tereddüd ettiğini görünce: olmak üzere 1300 işçi çalışmaktadır. En Korkmayın, diyor, ben birlikte düstriyel Avrupa memleketlerinde üzerinde daima ehemmiyetle durulan ve fabri gelmiyeceğim, yalnız başınıza sizin bir kasyonun iş elemanını teşkil eden işçi müddet böyle yaşadığınızı bilmekle zevk ve mütehassıs işçiyi yetiştirmek meselesi duyacağım! Genc kız memnuniyetle kabul ediyor. yüzünden de Merinos fabrikası fazla sıKont; Annie'yc bankada bir hesab açlıkıntı çekmemekte, bilhassa iş esnasında işçiye makinenin ve işin bütün incelikleri rıyor. Elbiseler yaptınyor, kız trene binigösterilmekte, ayrıca açılan kurslarla yor ve Tovreno'ya gidiyor. Fakat istasbunlarm tekâmül etmesine emek sarfe yona çıktığı vakit kendisini otele götürecek araba bulamıyor, Guilio ismindeki dilmektedir. posta müvezziinin arabasma biniyor. GuŞurası muhakkaktır ki Türk işçisi, tez ilio'yu çok sevimli bulduğu için kibar ve kavrayışı, elinin işi tutuşu ve iş üzerinde zengin kadın rolünü oynamak mecburigösterdiği meharetile çok kısa denecek yetinde olduğunu unutuyor, müvezzile zamanlarda kendini işe yarar bir vazi senli benli oluveriyor. yete sokabilmek meziyeti yüzünden bilGenc kız ancak otele geldiği vakit yehassa ecnebilerin hayret ve takdirlerini ni hüviyetini hatırlıyor. Akşam yemek celbetmektedir. Fabrika işçilerin be*den salonuna indiği vakit güzelliği, şıklığı ve dimağ faaliyetlerine de lâzım geldiği herkesin nazarı dikkatini celbediyor. kadar kıymet vermekte, canlı spor ve gösRudi isminde çok zengin bir delikanlı terit hareketlerinin ardıarası kesilmemekAnnie'ye âşık oluyor ve nişanlısı Madetedir. Bursa, Merinos fabrikasile nekadar laine'i ihmal etmeğe baslıyor. iftihar etse yeridir. Annie yolda posta müvezzii Guilio ile teklifsizce konuştuğuna ve ona izdivac hususunda bazı büphem vaidlerde bu unduğuna pişman oluyor, Rudi ile aşk•daşhğt bişhyor. Rudı'nin bütün arkadaşarile, hatta nişanlısile tanışıyor ve hepsinin aziz dostu oluyor. Genc kız, Rudi'nin bilhassa servetine göz dikmiştir ve onunla evlenmek iste Öbür gün açılacak olan Onuncu Yermesi sırf birlikte lüks bir hayat yaşamali Mallar sergisine aid hazırlıklara büyük ğa matuftur. Lâkin, Madelaine'in arkabir faaliyetle devam edilmektedir. Ser daşlarından biri Annie'nin hakikî hüvi ginin bütün tertibatının ikmali için ancak yetini keşfediyor ve bu keşfini bir vesika iki günlük bir müddet kalmıştır. Geceleri le teyid etmek için Kont Armalya'ya bir sabaha kadar çalışılmaktadır. Sergi da telgraf çekerek kendilerini bu hususta hilinde hiçbir boş yer kalmamıştır. Sergi tenvir etmesini rica ediyor. bahçesinde tektük boş kalan yerler de taAnnie bu teşebbüsü haber almıstır. lib olanlara venilmektedir. Konttan gelen ccvabı müvezzi Guilio Millî Sanayi Birliği, Onuncu Yerli kendisine karşı olan zâfı neticesi ele geMallar sergisinde levzi edilmek üzere çiriyor ve telgrafın sahibine gitmesine yerli mallar hareketinde sergilerin rolü ve mâni oluyor. sanayiimizin terakkisi etrafında bir kitab Artık iş yoluna girmiştir. Rudi tertib hazırlamıştır. Ayrıca sergi methalinde ettiği büyük bir ziyafette Annie ile nigrafiklerle sanayi hareketleri de gösterişanlandıklarından bütün arkadaslarını lecektir. resmen haberdar edecektir. Fakat Guilio Almanyadan geiirilen cam adam, pişmis aşa su katmaktan geri kalmıyor. dün sergide vagonu açılarak çıkarılmış ve Kendisinde mevcud mahud telgrafm montaj işine başlanmıştır. «Palas otelin meçhul müşterisi» Joan Crawford ile kocası Franchot Tone ve Robert Young'un çevirmiş oldukları bu kordelâ hafif bir komedidir ANKARA: 14,30 kanşık plâk neşriyatı . 14,50 plâkla Turk musıkLsi 15,15 ajans haberleri 18,30 plâkla dans musikisi 19,15 Türk musiklsi (Hikmet Rıza) 20 saat ayarı ve arabca neşriyat . 20,15 Türk musikisi (Makbule) 21 konferans (Şakir Karaçay) 21,15 stiidyo salon orkestrası 22 ajans haberleri 22,15 son. İSTANBÜL: 14,30 plâkla Türk musikisi 14,50 havadis . 15,05 plâkla Turk musikisi 15,30 muhtelif plâk neşriyatı 16 son 18,30 plâkla dans musikisi 18,50 Nihal Asım ve arkadaşları tarafından Turk musikisi (ferahfeza ve mahur) 19,20 konferans: Beyoğlu Halkevi namına, Cemal Günenç (Halkın belediyeye karşı vazifeleri) 19,55 borsa haberleri 20 saat a y a n : Grenviç rasadhanesinden naklen, Şehir bandosu: Cemil Etolener idaresinde 20,40 hava raporu 20,43 Omer Rıza Doğrul tarafından arabca söylev 21 Şan: Bedriye Tüzün, stüdyo orkestrası refakatile 21,30 Tahsin Karakuş ve arkadaşları tarafından Turk musikisi (hicazkâr faslı) 22,10 müzik ve varyete: Tepebaşı Belediye bahçesinden naklen 22,50 son haberler ve ertesi günun programı 23 saat ayan, son. Yabancı merkezlerden müntehab parçalar Operalar ve operetler 20,35 Stokholm: La Boheme. 22,50 Paris (P. T. T.); Castor ve Pollüs. Büyük konserler v Joan Crawford'un muvaffakiyetle yapılmış bir karikatürü 19,30 20,20 21,05 22 22,05 22,20 22,25 Luksenburg: ingiliz musikisi. Frankfurt: Muhtelif parçalar. Sottens: Beethoven'in eserleri. Prag: Filârmonik konser. Viyana: Senfonik konser. Saarbrücken: Mozart'ın eserleri. Berlin: Glasunov'un «nevsim> lerl Sergide hazırlık Dün Cam adamın montajma başlandı ikinci bir kopyasını getirip Rudi'ye veri18,05 Berlin: Schumann'm eserleri. yor. Tabiatile iş bozuluyor ve Annie 20,05 Brüksel I I : Schumann'm şarkılan. 22,20 Stuttgart: Muhtelif parçalar. herkesin istihzasına maruz kalıyor. Bu 22,25 Konıgsberg: İngiliz oda musikisi. vaziyet karşısmda genc kız bütün şık el22,35 ParLs: Muhtelif parçalar. biselerini ve elmaslarını bir yana fırlata23,35 Kopenhag: Muhtelif parçalar. rak eski entarisini giyiyor, otelden çıkıp Eğlenceli konserler Guilio'nun evine gidiyor. Posta müvez16,25 Laypzig: Piyano musikisi. zii, genc kızı bütün kusurlarına, kaba 16,35 Viyana: R. Strauss'un eserlerL hatlerine ve sahtekârlıklarma rağmen hâ19,20 Hamburg: Muhtelif parçalar. 21,05 Londra (Regional) piyano musikilâ sevmektedir. Ona kollarını açıyor ve si. Annie, servet ve lüks içinde bulamadığı 21,20 Frankfurt: Asrî musikisi. saadete mutavazı bir yuvada kavuşuyor. 21,25 Prag I I : Asrî şarküar. Filmin mevzuu budur. Annie'yi Joan Cravford, Guilio'yu kocası Franchot Tone, Rudi'yi Robert Young temşil etmişlerdir. Rejinin güzel idare olundu Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerinğunda ve artistlerin rollerini iyi oynadık dekı nobetçi eczaneler şunlardur; Istanbul ciheti: lannda Amerikan, İngiliz ve FransıZ Emınonunde (Beşir Kemal), Alemdarda münekkidleri müttefiktirler. (Sırrı Rasim), Kuçükpazarda (Hüseyin Oda musikileri NÖBETÇİ ECZANELER Bir iki satırla ) •+T Fransızlar «Neş'eler revüsü» is minde eğlenceli bir filim çevireceklerdir. ~jc Son zamanlarda büyük bir rağbete mazhar olmuş olan romanlardan «Almar Hanın hazinesi» inden iktibas edilerek bir filım vücude getirilecektir. Bu kordeIânm sahneleri Cenubî Amerikada ve Pariste alınacaktır. Rejiyi sahne vâzn Strijevski idare edecektir. •Jc Amerikalı aktör Eddy Lombard Fransaya gelmiştir. Pariste çevrilecek olan «Jim Bakster'in firarD> filminin temsil heyeti arasında bulunacaktır. Bu korNişan merasimi delânın diğer mümessilleri arasmda bil Merhum Yusuf Reşadın kızı Bayan hassa Jules Berry ile Josselyne Gaee'i zikretmek lâzımdır. Eddy bu kordelâda îönülle Kayseri Emniyet müdürü Fahartık eğlence ve gürültüden bıkt.ğı için i Kemalin nişan merasimi, Fenerbahçebir yere iltica eden, fakat maatteessüf bir deki Belvü otelinde birçok zevatm hu türlü rahata eremiyen bir Amerikalı de zurile yapılmıştır. Genc nişanlıları teb» likanlı rolünü oynıyacaktır. Eddy ingiliz ik eder, saadetler dileriz. ceden maada, fransızca, italyanca, al manca, ispanyolca ve isveççeyi mükem melen konuşmaktadır. Beyoğlu Yerli Askerlik şubesinden: lM,),, KAunk^pıda (Bepcis), Şehzadeba. şında (İ. Hakkı), Karagumrükte (Suad), Aksarayda (E. Pertev), Fenerde (Emilya. di), Sam&tyada~(Rıdvan), Bakırköyde (İstepan), Şehremininde (Hamdi), Eyübde (Hikmet Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu ciheti: Istiklâl caddesinde (A. Cevad), Posta sokakta (Garih), Maçka caddesinde (Feyzi), Parmakkapıda (Kemal Rebül), Galata Topçular caddesinde (Hidayet), Kasımpaşada (Vasıf), Halıcıoğlunda (Barbud), Ortaköy, Arnavudköy, Bebek eczaneleri. Kadıkoy Moda caddesinde (Bahaeddin)', Pazaryolunda (Rifat), Buyıikadada (Şinasİ Rıza), Heybelide (Halk), Üsküdarda (Selimiye), Beşiktaşta (Nail Halid), Beykoz, Paşabahçe, A. Hisar eczaneleri. Askerlik işleri Galatasaraylılar cemiyetinin deniz gezintisi Galatasaraylılar Yurdundan: Yurdumuz, her sene olduğu gibi, bu sene de bütün Galatasar^ylı arkadaşların bir arada toplanıp iyi bir vakit geçirmelerini temin gayesile ağustos ayı mehtabında bir deniz gezintisi yapmağı düşünmektedir. Holivud yıldızlarından bir grup Londraya geldi Emekli deniz guverte yüzbaşısı Halid oğu 1305 doğumlu Giridli Kâzım ve emekli deniz güverte asteğmen Halim oğlu 1323 doğumlu Beyoğlulu Mehmedin, hemen şubeye gelmeleri. Teşekkür Kocam ve sevgili babamız Antalya meb'usu Celâl Mengilibörünün vefatı münasebetile gerek cenazesinde bulu nan ve gerekse mektub ve telgraf yazmak suretile acılarımızı ortaklaşan aziz dostlarına ayrı ayrı teşekkür etmek vaziyetinde olmadığımızm değerli gaze * tenizle iblâğını rica ederiz. Eşi ve çocukları Yeni Eserler Goril Avcıları tngiliz muharrirlerinden Ballantyne'in bu eseri dılimize tercüme edilmiş ve Kanaat Kitabevi tarafından neşredil mekte olan Ankara Kütübhanesi serisinin 8 inci kitabı olarak neşredilmiştir. Afrika ormanları arasmda vahşi hayvan avcılığına çıkan üç İngiliz avcısı nm Afrika vahşileri arasmda kesif Afrika ormanlarmda geçirdikleri sergü zeşti anlatmaktadır. Tavsiye ederiz. Optanlara mutedair ihtar Ankarada 30 mayıs 1926 senesinde imza edilen mukavelenamenin 3 üncü. maddesi ahkâmına tevfikan Suriye le hine hakkı hiyarlarını istimal eden ve şimdi İstanbulda veya İstanbul Fransız eneral konsolosluğumm mmtakasmda ikamet etmekte buhmanlar, evvelce yapmış oldukları hiyar beyannamelerini yeniden teyid etmek için 15 ağustos 1938 tarihinden evvel ayni konsoloshaneye müracaat etmeleri rica olunur. 15 ağustos 1938 tarihinden evvel tecdid edilmediği takdirde bu hiyarm temin ettiği menafi kat'î surette kaybe dilecektir. Peride Celâl Mevlid Devlet Demiryolları Üçüncü İşletme Yolbaşı Müfettişi mühndis Hilmi Belik merhumun ruhuna bağışlanmak üzere kırkıncı günü olan 20 temmuz 938 bu günkü çarşamba günü öğle namazmdan Sümer Bank Bülteni sonra Beşiktaşta Sinanpaşa camiinde Sümer Bank tarafından üç ayda bir Mevlid okunacaktır. neşredilen Bültenin, on üçüncü sayısı da çıkmıştır. 1938 senesinin ilk üç ayıİRTİHAL na mahsus olan bu sayıda 1937 de TürKıymetli oğlumuz, sevgili ağabeyimiz kiyenin ekonomik vaziyeti hakkında Ankara İş Bankası memurlarından Ha kıymetli bir etüd bulunmakta ve bu eşim Senemin çaresiz didinmelerden tüd endüstri, Sümer Bank endüstrisi, sonra bizi çügm acıların devamlı tesi münakalât vaziyeti, dış ticaret vaziyeti, rile ezen ölümü karşısmda yakm dost para ve kredi vaziyeti, emtia fiatları ve ve akrabalarımızm, bilhassa İş Bankası devlet varidatı bakımlarından tahlilleri ailesinin gösterdiği bağlılığa teşekkür ihtiva etmektedir. lerimizi gazeteniz vasıtasile bildirme Bülten, ayni zamanda her defa oldunizi rica ederiz. ğu gibi endüstriel ve ticarî istatistik «Senem» ler namına Yavuz Senem leri de havi bulunmaktadır. VEFAT Bu artistleri şüphesiz tanıyorsunuz. Aşağıdan itibaren Greta Garbo, Joan Cravford, Marlene Dietrich, Loretta Young. Zazu Pitts ve Mae Vest değil mi? Hayır.. Bunlar o yıldızların ikinci nüshalarıdır; yani fevkalâde onlara benzedikleri için ihtiyac olduğu zaman kendilerine vekâleten rol alanlardır. Bu ikinci nüshaları bir Londra kabaresi direktörü temsiller verdırmek üzere toptan angaje etmiştir. îkinci nüshalar, Plymouth limanma yanaşan «İle de France> vapurundan çıkarlarken almmıştır. Şehrimizin tanmmış deri tüccarlanndan NİKOLÂKİ YORDANOPLOS vefat etmiştir. Cenaze merasiminin bugünkü çarşamba günü saat 15 te Beyoğlunda Taksimde Ayatiryada Rum kilisesinde icra olunacağı dost ve akrabalara ilân olunur. Kederli refıkası, hemşireleri ve aile efradı. (Pistof cenaze levazımatı).