CUMHURtYET 10 Dün gece yapılan Güreş müsabakaları Millî takım güreşçilerile serbest güreş şampi yonları arasındaki müsabakalar heyecanlı oldu Kimya endüstrimizin üç mühim fabrikası Bugün İzmitte temeli atılacak olan Sudkostik ve Klor fabrikasından başka bir Asid Sülfürik bir de Süperfosfat fabrikası kurulacak, hepsi için iki milyon 350 bin lira sermaye konacaktır Makineler ve tesisat Arazi ve binalar İşletme sermayesi Yekun ': 380,000 : 70.000 : 100.000 : 550,000 lira > > > Tatbikı esas itibarile Sümer Banka tevdi edilmiş olan birinci be? yıllık endüstri plânmın bitmesi için, yalnız kimya sanayiinin üç fabrikasile diğer birkaç fabrika daha kalmıştır. Bugün İzmitte temeli atılacak olan Sud kostik ve Klor fabrikasile kimya endüstrisine de başlanmış oluyor. Dünkü sayımızda, bu ilk kimya fabrikamız hakkında kâfi malumat vermiştık. Sümer Bankın programına dahil bulunan diğer kimya fabrikaları hakkında da dokMersinli Ahmedle Ismail Teker tor Said Emin Özbekin kıymetli eserinMillî takım güreşçilerile Türkiye ser rasında yapıldı. ilk. dakikalarda hücuma den naklen biraz malumat vermeği fay>est güreş birincileri arasındaki müsaba geçen Mustaaf derhal hasmını altına a dalı buluyoruz. ;alar dün gece Taksim stadyomunda ya larak 2 dakika 3 saniyede tuşla kazandı. Asid sülfürik fabrikası nlmı?tır. 72 kilodan milî takımdan Ankaralı Türkiyede endüstrileşme hareketi başBu müsabakaların gayesi, millî takıma Hüseyinle Ankaralı Celâl Atik arasında layıp da fabrikalar kurulmağa başlayın•eni elemanlar yetiştirmek ve eylul ayın idi. Daha üstün güreşen Ankaralı Hüsela şehrimize gelecek olan Fenlandiyalı yin 15 dakikada hükmen galib addedil ca asid sülfürik, asid azotik ve asid kloridrik sarfiyatı günden güne artmağa başara karşı çıkacak ekipi teşkil etmek oldu di. amıştır. Bu asidlerin ithalâtı 1927 den ;undan çon enteresan bir manzara arze79 kiloda gene Mersinli Ahmed, Adil 1932 ye kadar $öyİ€ bir seyir takib et liyordu. Yenerle ikinci güreşini yaptı. Mersinli miştir: Güreşlerin kısa bir zamana sıkıştırılan Ahmed Adili kolaylıkla altına almıştı. Miktar Kıymet eklâmı dün gece sahaya ancak bin, bin ve sıkı bir çalışmadan sonra üç dakikada (lira) YÜ (ton) 1927 475 65,000 >eş yüz kişi toplıyabilmişti. Güreşlerde hasmına tuşla galib geldi. 57,000 1928 629 nhisarlar Vekili Rana Tarhan da hazır 87 kiloda millî takımdan Büyük Mus99,000 944 1929 ulunuyordu. 121,000 tafa da ikinci güreşini Samsunlu Ahmed904 1930 116,000 929 1931 Müsabakalara saat 21,30 da başlandı. le yaptı. İlk devre beraberlikle bitti. Fa 134,000 1490 1932 Ik müsabaka 56 kiloda millî takımdan kat ilk üç dakikada kur'a ile üstte gü1932 senesinde yalnız asid sülfürik it^hmed Çakır ile îstanbuldan Mustafa reşen Mustafa anî bir fırsattan istifade ile halâtı takriben 800 ton olmuştur. Gerçi Mckır arasında idi. İlk devre beraberlik Ahmedin sırtını yere getirerek 6 dakika 800 veya 1000 tonluk asid sülfürik istih• neticelendi. İkinci üç dakikada Ahmed da tuşla kazandı. âki bir fabrika tesisini icab etrirecek kajlakır altta güreşiyordu. Üstte güreşen Son güreşi Çoban Mehmedle Samsundar mühim değilse de, beş senelik birinci 4ustafanm bir iki kafakolunu Ahmed lu Ahmed yapacaktı. Fakat son idmanplânda bir süperfosfatlar fabrikası meveticesiz bıraktı. ikinci üç dakikada Ah larda Çobanın elı sakatlandığından bu gücud olduğu gibi diğer asid sülfürik müşıed Çakır üstte daha fazla çalıştı. Ayak reş yapılamadı. akkatmın ithalâtı da bir hayli yekuna baı yapılan son kısımda daha enerjik güBu güreşlerin sonunda 56 kiloda millî lığ olduğu düşünülürse, memleketimizin Sşen Mustafa Akkır millî takımdan Ah takımdan Ahmed Çakıra hükmen galib bir asid sülfürik fabrikasım yaşatacak kaıed Çakıra ittifakla galıb ilân edildi. gelen Mustafa Akkır millî takıma terfi dar istıhlâk yaptığı ve yapacağı anlaşılır. îkinci güreş: 61 kilodan millî takım etmiştir. Memleketin asid sülfürik ihtiyaclan ş.u lemanlarından Ankaralı Ahmed Işıkla Dün yapılan ok atma suretle hesab edilmektedir: slanbuldan Türkiye serbest güreş birinSüperfosfat imali için ': 1580 ton müsabakaları psi Halil Yüzer arasında yapıldı. Yaşar Sulfatlar ve sulfur de sodyom ıçln ? 420 » Okspor kulübü tarafından tertib ediihatsız olduğundan bu güreşlere iştirak Sulfat do kuıvr için : 230 > len müsabakaların beşincisi dün Okmeydememişti. Sulfat d'aluminyom için : 250 > Dencılık, mensucat ve İlk dakikalarda Ahmedin güzel bir danında menzil ve hedef atışları olarak barut için T 1500 > kvrayışmı Halil nefis bir köprü ile ber yapılmıştır. Müsabakalara kulüb başkanı Vasıf ve umumî kâtıbi Safi nezaret et Yekun : 3980 > ıraf etti. İlk devre berabere neticelendi. mişler, İbrahim ve Bahir de hakem olaSenede yuvarlak hesab 4000 ton asid fç dakikalık üstte güreşmelerde Ahmed rak bulunmuşlardır. sülfürik ihtiyacı var demektir. Türk enıha verimli idi. Ayakta yapılan son kıMüsabıklardan Nevzad, Celâl, Sadi, düstrisinin, bilhassa pamuklu, yünlü ve m çok sıkı oldu, neticede Ahmed Işık Batıl, Adnan ve Mehmed güzel dere keten mensucat sanayiinin seri inkişafı yuifakla galib ilân edildi. celer almışlardır. Ok sporuna yeni başlı karıki tahminde isabet olduğunu gösterÜçüncü güreş, 79 kiloda millî takımyan Ismail, Sadi, Aydın, Hüseyin, Ci mektedir. ın Mersinli Ahmedle, serbest güreş bi4000 tonluk bir asid sülfürik fabrikası had ve Tevfik de muvaffakiyetler gös ıcisi Edirneli Ismail Teker arasında idi. termişlerdir. îçin şu kadar sermayeye lüzum görül aha ilk dakikalarda şimşek gibi bir müştür: Pentatlon müsabakası ıvrayış yapan Mersinli Ahmed hasmmı neticeleri hna alarak 33 saniyede tuşla galib gelBarutgücü kulübünün ikinci Bu senenin İstanbul Pentatlon şamplyıldönümü Dördüncü güreş, 66 küodan Izmirli Fe yonunu ayırd edecek müsabaka büyük bir Barutgücü kulübünün ikinci yıldönü Kın Akkınal ile millî takım elemanla kalabalık önünde Kadıköy stadında yamü bugün saat 14,30 da Güc sahasında pıldı. ıdan İstanbullu Sadık Soğanlı arasınyapıldı. Karşılasma çok heyecanlı geçti. Alınan utlulanacaktır. Merasime, bayrak çekme ve îstiklâl marşile başlanacak ve Güc İlk devreyî Sadık baştan sona kadar teknik neticeler şunlardır: kim güreşerek galib bitirdi. Üçer dasporcuları bir keçid resmi yapacaklardır. Birinci: Pulatkan (Galatasaray). ;alık kısımlarda Sadık gene hâkimdi. İkinci: Şerif (Güneş), Bundan sonra îstanbulspor Barutgücü ireşin en heyecanlı kısmı, ayakta yapıtakımları arasında voleybol maçı yapıîa Üçüncü: Neriman (Haydarpaşa), ı son üç dakika idi. Neticede Ahmed Dördüncü: Üçtek (Fenerbahçe), cak, Harbiye Yılmaz Güc güreşçileri fakla galib ilân edildi. Beşinci: Refik (Fenerbahçe). ırasında güreş maçlan, boks maçlarmdan 87 kiloda; millî takımdan Büyük Müsabakaların sonunda galiblere ku onra îstanbulspor Barutgücü takımları ustafa ile Amasyalı Hüseyin Yener a pa ve madalyalar tevzi edilmiştir. ırasmda bir futbol maçı icra edilecektir. da yalvarıyordu: Ne olursa sizden olur. Bu adamm nerede olduğunu bu'unuz, ben gidip yalvarayım. Gelsin artık, barışacaklar mı ne olacaksa olsun, yoksa kızcağız, günün birinde üzüntüden hasta olacak!.. Necib Nasuhi, pek inanamıyormuş gibi: O kadar seviyor mu?.. Diye sordu. Sonra: Bu da yeni bir huysuzluk olma sın?.. Demek ister gibi başını salladı. Dadı kalfa, dudağını büküyordu: Seviyor mu, sevmiyor mu, bilin mez ki... Yalnız, çok üzülüyor, hem de pek çok... Zaten sevmemiş olsa bile kocasının kaçıp gittiğini görünce gene öfkelenir, gene üzülür. Onun yaradılış: böyle... İçyüzü kolay kolay anlaşılmaz ki... Gönül bu... Belki de sevmiştir. Şimdiye kadar durdu, durdu; hiç kimseyi beğenmedi de, belki bugün buna kapılmış olabilir. El oğlu bu, o da kendini satmanm yolunu biliyor. Baktı ki karşısındaki kız, öyle görmüş geçirmiş kadmlardan değil... Zavallıyı kendi arkasından koşturuyor. Avukat Necib, elinden gelenî yapacağını söyledi. Hemen ertesi günü de Fe Süperfostat fabrikası Süperfosfatlar, kimyevî gübrelerin en mühimidir. Yukarıda bahsettiğimiz asid sülfürik fabrikası istihsalâtının dörtte üçü, süperfosfatlar imali için kullanıla caktır. Bu kimyevî gübreler, bilhassa şeker fabrikalarımızın ham maddesini teşkil eden pancar tarlalarında kullanılacaktır. Sark vilâyetlerimizde kurulması düşünülen şeker fabrikaları haric olmak üzere, mevcud dört şeker fabrikamız için pancar ekilen tarlalar, şimdi takriben yanm milyon dönümdür. Bu tarlalar için her sene 500 ton süperfosfata ihtiyac vardır. Birinci beş senelik endüstri progra mı tanzim edilirken, 1927 den 1932 ye kadar memlekete ithal edilen kimyevî gübrelerin miktan nazarı itibara alınmıştı. Bu küçük istatistikte şu rakamları görürüz: 1927 1928 1929 1930 1931 1932 KAŞE NEVROZİN Sizi günlerce ıstırab çekmekten kurtarır. En şiddetli baş, diş ağrılarını, üşütmekten mütevellid bütün sancı ve sızıları keser. Nezleye, romatizmaya, kırıklığa karşı çok müessırdir. lcabında günde 3 kaşe alınabilir. Ismine dikkat : Taklidlerınden sakınınız ve Nevrozin yerine başka bir roarka verirlerse şıddetle reddedimz. Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz! \ 921 791 882 828 1455 575 73,0OJ 76,0(R) 94,000 134,000 195,000 67,000 Diyarbakır Nafıa Müdürlüğünden: Fakat bu kimyevî gübrelerin çoğu fosfattır; onun için kimyevî gübre ithalâh, bir süperfosfat fabrikası tesisini teşvik edecek mahiyette değildir. Yalnız şu var ki, pancar ziraati ve bağlarımız için süperfosfat imal etmek üzere bir fabrikaya muhtaciz. Sümer Bank, ilkönce, senevî istihsa lâtı 3000 ton olacak bir fabrika kurmak fıkrindedir. Sonra, ihtiyac arttıkça bu fabrika tevsi edilecektir. 3000 tonluk süperfosfat fabrikası şu kadar sermaye ile kurulabilecektir: Makineler ve tesisat Arazi ve^&iaajar ...^ işletme sermayesi Yekun •«... ': 220 000 lira : 100,000 > : 80.000 > : 400,000 > 1 İhaleye konulan i ş : Urfakapı İzzetpaşa caddesi parke yolunun 26109,96 liralık inşaatı kapalı zarfla ihaleye konmuştur, 2 Bu işe aici evrak şunlardır: A Eksiltme şartnamesi, B Mukavele projesi, C Hususî, fennî, bayındırlık işleri genel şartnameleri, D Bu evrak Nafıa dairesinde görylebilir ve ıstenebilir. 3 Bu işin ihalesi 20 temmuz 938 çarşamba günü saat 11 de kapalı zarf usulile Nafıa Mudürlüğünde yapılacaktır. 4 Eksiltmiye gırebilmek için 1958,25 liralık muvakkat cari sene ç Ticaret Odası vesıkası, Nafıa Vekâletinden alınmış 10,000 liradan yukarı ehliyet vesikası. 5 Taliblerin zarfları cuma günü ihale saatinden bir saat evvel Komisyon Reisliğıne makbuz mukabılinde vermeleri, postada gecikmeler kabul edilmez. (4320 ) I Suların Kireç ve Sertliğini Alan ""nUiQ & Dünkü yazımızda bahsettiğimiz ve bugün temeli atılacak olan Sud kostik ve Klor fabrikası, kimya endüstrimizin en fazla paraya ihtiyac gösteren müessesesi olacaktır. Bu fabrika için $u kadar sermayeye lüzum vardır: Makineler ve tesisat Arazi ve binalar işletme sermayesi Yekun 850,000 lira 350,000 > 200,000 > Sudkostik ve klor fabrikası 1,400,000 > Kuyularınızın, musluklannızın en kireçli ve sert sulannı nefis tatlı suya çevirir. Evinizde sıhhat, güzellik, lezzet, rahatlık ve iktısad, imalâthanenizde yüksek nıenfaatler temin eder. Saatte 300 litreden 500,000 litreye kadar. Zürich'de Webbolite A. G. Türkiye ve Şarkı Karip vekili : TATLI SU YAPICI CİHAZLARI VEBOLİD VEBOLİD LİMİTED ŞİRKETİ T E M İ N A T L I *r Böylece Sümer Bank, bu üç fabrikaya 2,350,000 lıralık bir sermaye koymuş oIacaktır. Etüdleri yapılmakta olan ve yarım milyon liraya çıkacağı hesab edilen porselen fabrikası ile kimya sanayiimizin diğer iki fabrikası, yani asid sülfürik ve süperfosfat fabrikaları da kurulduktan sonra birinci bes senelik endüstri plânmın beş esash şubesi başanlmış olacaktır. Plâna, sonradan ilâve edilerek inşası takarrür etmiş ve plânlan tetkik edilmekte bulunmuş fakat henüz temelleri atılmamış diğer fabrikalar şunlardır: Bir İki İki Bir Bir porselen fabrikası, kimya fabrikası, kenevir fabrikası, Sıvas çimento fabrikası, Iğdır pamuklu fabrikası. Merkezi: IstanbulGalata Voyvoda cad No. 4042. Tel: 44507 P.K. 1094 Şubesi : Ankara, Bankalar caddesi No. 22, Tel. 2681. P.K. 45 S« İstanbul 28/7/938 tarih perşembe günü saat 11 de İstanbulda Nafıa Müdürlüğünde (7941 22) lira keşif bedelli İstanbul Gümrük Başmüdürlüğü Çinili Rıhtım han kalorifer tesisatile kalorifer kazan dairesi tadilâtı açık eksiltmiye konulrr.uştur. Mukavele, eksiltme, bayındırlık işleri genel, hususî ve fennî şartnameleri, proje, keşif hulâsasile buna müteferri diğer evrak dairesin^ görülecektir. <£ Muvakkat teminat ( 596 ) liradır. İsteklilerin en az (5000) liralık bu işe benzer iş yaptjğma dair idarelerinden almış olduğu vesıkalara istinaden İstanbul Nafıa Müdürlüğünden eksiltme tarihinden bir hafta evvel alınmış 938 yılına aid ehliyet VÎ Ticaret Odası vesikalarile gelmeleri. (4316) Dadı kalfa, gene kadının göderinden korktu: Ne yapacaksın? diye sordı. Boşanacağım!.. Boşanacak mısın?.. Böyle önvümün sonuna kadar hep onu bekliyecek değilim ya... Bıktrn artık!!.. Ne olacaksa olsun!.. ' Hemen o gün, giyindi, sokağa çıktı. Avukat Necibin yazıhanesine gitti. Feridunun yerini, yurdunu sordu: Arıyacak olsanız, nerede buluısunuz?.. Dedi. Necib Nasuhi, ne diyeceğini Klmiyor, hiç durmadan ellerini uğuşturu yordu. Dadı kalfa ile konuştuktan sonri sormuş, soruşturmuş, Feridunun nereds olduğunu bir türlü anlıyamamıştı: • Üç aydır gelip parasını almıyor, onun için ben de merak ettim. Aradun, bulamadım. Diyecek oldu. O zaman gene kadın büsbütün köpürdü: Beğendim, doğrusu... Kendi eli nizle bulup getirdiğiniz adamm adresini bile öğrenmemişsiniz!.. Bu kadarı pek parlak!.. Avukat Necib, lâkırdıyı değiştirmek ıçın: ZArkasi var] Prospektüs isteyiniz Tediyatta kolaylık. Nafıa Müdürlüğünden: îfrika: No. 61 16 D ay geçti; ikinci aym da ortalarına Jiler. Hâlâ hiç ses yoktu. Perihanm gi uçmuş, gözleri gölgelenmiş, sanki îon bir ay içinde birdenbire çöküverti. Görenler hep öyle söylüyor, hep ; fısıldaşıyordu: Hasta mı, nesi var acaba?.. Cocaya vardığını bilenler, uzaktan ua duyanlar, arada bir Feridunu da ıcak oldular. Perihan, onun bir iş için •upaya gittığini söylüyor, hemen lâiyı kapatıyordu. Hiç kimse ağzını aıa: Nasıl olur, ben geçenlerde filân le gördüm!.. )emiyordu. Demek ki Feridun, sahiîstanbulda değıldi; kim bilir o öfke lereye gitmişti. lon günlerde dadısile bile konuşınaz Nakleden: Kemal Ragıb oldu. Onun yanında bile sanki artık her şeyi unutmuş gibi görünüyordu. Fakat ne de olsa emektaı dadı, elinde büyüyen bu hırçm kızın ne yaradılışta olduğunu biliyordu; el altından ona bir yardım etmek, onu bu üzüntüden kurtarmak istedi. Bir gün gitti, Avukat NecibIe konuştu. Perihan bütün bu olup bitenleri Necib Nasuhiye anlatmamıştı. A damcağız, dadı kalfanın ağzından du yunca şaşırdı; uğunmağa başladı: Olur şey değil!... diyordu, ben de niçin gfılip çekleri alan olmuyor; diye merak ediyordum. Meğerse işin içinde iş varmış!.. İhtiyar dadı, bir yandan: Aman, Allah aşkına, söz aramızda... Benim buraya geldiğimi duyma sın, yoksa hepimizi kapı dışan atar!.. Diye üst üste and veriyor, bir yandan ridunu aramağa başladı. Fakat ikinci ay geçti, ondan da hiçbir ses çıkmadı. Perihana simdi de baska türlü bir sinir, başka türlü bir hırçınlık gelmişti; artık kime çatacağını bilmiyordu: Feridunun dediği kadar varmış: Bütün kabahat hep o para denilen kokmuş pacavralarda... Beni sımartan hep o oldu. Hep ona güvendim. Para ile her şey olur, her şey yapılır sanıyordum. 01muyormus işte... Bak, aldı başını, gitti; ne parayı düşünüyor, ne de beni... Haydi, parayı düsünmüyor, diyelim. Zaten lâkırdısından bile hoşlanmazdı. Beni de sevmiyormuş, demek... Bir kerecik olsun arayıp sormadı... Ne diyeyim ben o dadıma!.. Haniya, parası bitince gene bana muhtac olacaktı?.. Gelmedi, işte... Izini bile bulamadık!.. Beni şımarttılar; ne dedimse peki dediler; ne yaptımsa hiç kimse sesini çıkarmadı. Kendimi bildim bileli böyle alıştırdılar. İşte şimdi olan oldu... Demek ki, üç beş hizmetçiden başka hiç kimse nazımı çekmiyormuş... Konudan komşudan yüzüme gülenler ^arsa onlar da arada bir, hoşça vakit geçirmek için gelip gidiyorlarmış; kim bilir hepsi de içinden ne söylüyor; arkamdan nasıl eğleniyorlar. Hepsini anladım amma, iş işten geçti. Aylardanberi para, para diye zavalh kocamm kalbini kırdım..* Gene kadın, kocam, derken içi titri yordu. Simdi artık Feridunu adile anmıyor, ikide bir kocam demek ona pek tatlı geliyordu: Para dediğim de neydi sanki?.. Kocama verdiğim paranm birkaç katını her ay kendim için harcıyordum. Kendi üstüme, başıma, evdekilere, garajın masrafma daha çok para gidiyordu. Bunları unuttum da kendi kocam için aydan aya beş yüz lirayı çok RÖrdüm. Gelsin, bir daha para lâfını ağzıma bile almıyacağım. Hepsini ona bırakacağım, kendisi alsın, kendisi harcasm, kocam değil mi, ne yaparsa yapsın, çeksin çevirsin!.. Fakat gelmiyordu işte... Arasıra dadı kalfa onu yumuşatmak, yatıştırmak için bir iki söz söyliyecek olmuştu. O zaman ona da çıkışıyordu: Senin aklın ermez, sen karışma... Bak, gelecek dedin; ne gelen var, ne giden?.. Sen işte bu kadar anlarsın!.. Senin her söylediğin buna benzer!.. **# Günün birinde: Ben kolayını buldum!.. Dedi.