CUMHURİYET 26 Haziran 1938 Kaza.. Bırkaç gündenberi evin içmde şim şekler çakıyordu. Fırtmanın kopması yakmdı. Her ikisi de gerginliğin ilk defa hangi hâdise ile başladığını pek iyi hatırlıyamıyordu. Kim bilir. istenme den ağızdan çıkan bir kelime, düşünülmeden yapılan bir hareket şüphesiz bu vaziyeti meydana getirmişti. Şakir de, Hadiye de aralarında bir açıklık mev cud olduğunu ve bunun yakında fena bir netice vereceğini pek iyi hissedi yorlardı. Onun için birbirlerile pek az konuşuyorlar, mecburen yekdiğerine hitab ettikleri zaman da her vakitkinden büsbütün başka türlü idarei kelâm ediyorlar, calî ve zoraki bir nezaket gösteriyorlar, bu suretle gürültülü bir kavganın patlamasma imkân verme diklerine kendi kendilerini de iknaa çalışıyorlardı. Hadiye, lüzumundan fazla inceltil miş şefkatli bir sesle: Yemek hazır, dedi, ne zaman istersek sofraya oturabiliriz!. Şakir, o kadar kırılıp dökülmiye hacet görmedi, tokça bir eda ile: Derhal, diye cevab verdi. ben ha zırım!.. Fakat elindeki gazeteyi katlayısmda haksızlıŞa uçramış bir mazlum hali seziliyordu. Okumakta olduğu hikâye tam tatlı yerinde kesilmişti. *** Ertesi sabah korktuklan başlarına gelmekte gecikmedi. Şakir, pijamasile, Hadiye geceliğile karşı karşıva otur muşlar, kahvaltı ediyorlardı. Ortada hâkim olan sükutun yuvalarınm ma nevî havasım çok ağırlaştırdığım an lıyan Hadiye bir şey söylemiş olmak için: Öğle yemeğine geleceksin, değil mi? dedi. Şakir, akşamdan masanm üzerinde kalmış bir iki iş mektubuna göz gezdiriyordu: Tabiî, diye cevab verdi, buraya ılmevip de nereye gidecekmişim!.. Bir yere gideceksin demedim, sen kırdıya çanak tutuyorsun. Sanki şimaıve kadar bana haber vermeden davet kabul etmemişsin gibi böbürleniyor sun!.. Hoppala.. Bu da yeni çıktı. Sana söylemeden ne zaman öğle yemeğini dışarıda yedim.. Defter tutmadım ki, sırasile sayıp dökeyim.. Ha.. Şu, kışın ortasmda bir defa arkadaşlarla.. Pekâlâ canım. Sinirlenme.. Kışm ortasında.. O hiç de sevmediğim sinsi Naci ile... Affedersin.. O kabahatimi birden bire hatırlıyamamıştım.. Bu suretle başbyan mükâlemenin ne birim bir sona müncer olacağı belli idi. Nitekim beş on ciimle daha teatisini müteakib karı koca adamakılh birbir lerine girdıler. Hatta Şakir, Hadiyeye: Böyle sebebsiz hırçınlıklarınla hayatımı zehirledin! Hadiye de Şakire: Senin gibi aksi bir erkekle hırçınlaşmadan oturabilecek bir kadın bul da göreyimL demeğe kadar vardı. *** Şakir iskemleden fırladı. Yatak odasına geçerek giyinmeğe koyuldu. Ha dive, kanapenin bir köşesine çekildi. Gözlerini sigarasınm dumanları arasındaki boşluğa dikmiş mahzun ve müteessir düşünüyordu. Şakir, banyoya gitmek için açık kapımn önünden geçer ken bir an koşup karısını kucaklamak «beni affet, boş yere kalbini kırdım!> demek istiyor, fakat birdenbire vazge çiyor, şöyle düşünüyordu: Hayır.. Bu sefer ilk adımı ben atmıyacağım! ikisi de kendisini teselli etmek için: Sanki bütün kabahat bende mi? Diye mırıldanıyor, sonra da söylen mekte devam ediyordu: Kabahat kimde olursa olsun.. Bu kavganın, bu dargınlığm lüzumu var mıydı, şimdi? Hej'hat!.. Mes'ud aile yuvalarına düş man, o ahlâksız şeytan, o terbiyesiz iblis gene her ikisinin kulağına iğiliyor: Sakın yumuşayayım, yalvarayım deme! Nasihatini veriyordu. *** Şehrin ufuklarına ilk akşam karan • lıkları çökmeğe başladığı vakit, Hadi yenin mevcudiyetini de müthiş bir ye is kapladı. Gözlerinde yaşlar düğümle niyor, göğsünde hıçkırıklar yuvarlanı yordu: Of, dedi. Boğulacağım.. Biraz çıkıp dolaşırsam belki düzelirim!. Acele ve isteksiz hareketlerle giyindi Dalgın ve sallana sallana sokağa fırladı Henüz köşeyi dönmek üzere idi ki sanki yerden bitmiş gibi anide önüne çıkan bir taksi ile karşılaştı. Amraa düşüncesiz ve ihmalci şoför!.. Bövle bir yerde ne korne çalmıya, ne de süratini kesmeğe lüzum görmüştü. Arabanın çamurluğu Hadiyenin kalçasma çarpar gibi olmuş, zavalh kadın «ay!» diye yere yuvarlanıvermişti. Yoldan geçenler hemen koşup etrafmda toplandılar. Vücudünde kırık, çizik hiçbir şey yoktu. Hiçbir ıstırab ve acı duymuyordu. Fa kat ayağa kalkmak için bacaklannda kâfi kuvvet bulamıyor, oturduğu yerde, yeni emelkemeğe başlamış bir çocuk gibi sürünmekten başka bir hareket ya pamıyor, ellerini yüzüne kapamış mü temadiyen ağlıyordu. Fakat birdenbire hıçkırıkları durdu. Sade dursa gene iyi.. Gülmeğe başladı, kahkahalar birbirini takib ediyordu. Deminki o derin hüzün ve kedere mukabil şimdiki bu aşırı neş'e ve sevinc nedendi? Çok düşünmeğe hacet gör meden Hadiye bunu anlamakta gecikmedi. Hemen, davrandı, eve doğru sendeliye sendeliye kosmıya koyuldu. SjC Sfî 3J5 Manisada iki feci kaza oldu Yangından dönen itfaiye otomobili devrüdi, bir kisi öldü Manisa (Hususî) Manisada sehir içinde bir yangın söndürmekten dön mekte bulunan şoför Mustafanm ida resindeki otomobil. şehir içinde bir köşede kazaya uğramış, İtfaiye neferle rinden Gedizli Yaşar otomobildeki portatif merdivenden yuvarlanarak ölmüş şoförle İtfaiye neferlerinden Süleyman Halil ve diğer ücü yaralanmıştır. Hâ diseve sebeb. şoförün dikkatsizliği ve direksivona hâkim olamamasıdır. Mustafa, bir araba içinde ve muhafaza al tmda gelmekte olan mahpuslardan korunmak isterken yanlış mavenra vaparak otomobili yuvarlamıştır. Tahkikat devam etmektedir. Şoför hakkmda takibat başlamıstır. Vazife kurbanı Ya şar merasımle gömülmüştür. RA D Y O Yeni bir Fransız artisti yetişiyor Irene Hilda sonsuz bir san'at faaliyetini 17 senelik kısa hayatı içine sığdırmıştır İrene Hilda 1921 senesinde Amerikada zencilerin hazin şarkılarının akislerile çınlıyan Virginiya havalisinde dogduğuna göre bugün ancak 1 7 yaşındadır. Fakat ilk çocukluğunu orada geçiren kız cağız asıl memleketi olan Fransaya dönmüştür. Bu seyahat İrene'in hayatında büyük bir değisiklik yapmamış ve çocuk gene bir musiki havası içinde büyümeğe başlamıstır. Çünkü aâabeyisi Bernard bir cazband san'atkârı olduğu cihetle aslı zencı havalarından alınmış parcalar gene ona ninni olmuştur. On yaşında iken bir hayir cemiyeti menfaatine verilen bir müsamerede küçük bir dans numarası yapmıs, herkesle beraber bir kabare direktörü bu marifetli kızı o kadar beğenmiştir ki hemen kendisini angaje etmekten geri kalmamıstır. 1931 den itibaren İrene için parlak bir istikbal yolu açılmıştır. Turne turne üstüne.. Muvaffakiyet muvaffaki yet üstüne!. Bugün Holivud'da ehemmiyetli bir şahsiyet sayılan diğer bir gene kız, «Deniz kahramanlaıı» nda gördü ğümüz Fransız artisti Olymp Brodna da o zaman on yaşında.. Birhkte numaralar yapmağa baslamışlar.. Yapılan ilânlar da şu cümle var.. Bu iki mahir artistin yaslarının yekunu 20 yi geçmiyor.. Bir Amerikalı Impresario onu alıp tekrar yeni dünyaya götürmek istiyor.. Annesi, babası buna müsaade etmiyorlar.. Yerine Olymp gidiyor.. Onun bugünkü vaziyetinden yukarıda bahsettik ya.. Aradan iki sene geçiyor, Amerikalı yeni bir teklifte daha bulunuyor.. Onu Nevyork sahnelerinde yükseltmek isti yor.. O vakit îrene on altı yaşına basmış bulunuyor.. Bu seyahati yapmaktan çekinmiyor.. French Casino'nun iki sene mütemadiyen başartisti gibi bir vazieytte kalıyor.. «Birleşik artistler» cemiyerine mensub filim amili Valter Vagner onu orada görüyor ve kendisine «Büyük te akşamki program J ISTANBUL: 12,30 plâkla Turk musikisi 12 50 havadls 13,05 plâkla Turk masıkisı 13,30 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 13,30 plâkla daas musikisi 19,15 Nıhal ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 20 saat ayarı: Grinviç rasadhanesinden naklen, Şehir bandosu: Bay Cemil idaresinde 20,45 hava raponı 20,13 Omer Rıza Doğrul tarafından arabca soykv 21 klâsık Turk musikisi: Nuri Halil ve arkadaşlan 21,45 orkestra 22,15 a jans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23 son. Yabancı merkezlerden müntehab parcalar Operalar 17,35 Floransa: Don Paskaîe (Doni zetti'nin). 21,05 Münih: Sevil berberi (Possini'nin). 21,35 Toulouse (P. T. T.): Âllcenab hükümdar Dagobert (M. S. Rous seau'nun). Büyük konserler Diğer bir kaza Manisa Akhisar yolu üzerinde diğer bir kaza daha olmuştur: Adiloba kövüne gitmekte olan 14 sayılı ve Akhisarın Marmara nahive sinde mukayyed şoför Hüsevnin idaresindeki kamyonet, yol üstünde ansızın başıboş bir tayla karşılaşmış ve şoför, arabayı derhal durdurmuştur. Fakat kamyoneti, otuz, kırk metre mesafede takib eden Adiloba köyünden Mehmedin 6 numaralı otomobili, toz dumandan yolu göremiverek birdenbire kamvonetin vanına kadar gelmiştir. Şoför vaziyeti kavraymca direksiyonu kırmış. fakat araba muvazenesini kav bedip sağdaki hendeğe yuvarlanmıştır. Şoför ve yolcular kâmilen yaralanmış, hastaneye kaldınlmıslardır. 18,20 Milâno: Alman ve İtalyan musikisi. 21 Hllversum: Beethoven'in eserleri. 21,35 Paris (Radio): İngiliz ve Fransıa musikisi. 22,10 Londra: Mozart, Berlioz va Strauss'un eserleri. Oda mu8İkileri İrene Hilda'nın güzel bir pozu 18,25 Brıtısh Natonal: Mozart ve Le • keu'nun eserleri. 20,05 Beromünster: Schubert'in eserleri, 20,15 Vlyana: Haydn ve Volfun eserleri. 22,10 Orta İnglltere: Mozart, Brahms va Franck'ın eserleri. k Türk Tıb cemiyetinde Budapeşteli bir profesör konferans verecek Budapeşte Tıb Fakültesi çocuk has talıkları profesörü Heinss bugün şehrimize gelecektir. Profesör Heinss. yann saat altı buçukta Beyoğlunda Türk Tıb cemiyetinde, çocuk midesinin pratik tababette fiziyolojik ve patolojik tet kikat mevzuu üzerinde bir konferans verecektir. Şakir. öteki sokaktan döndüğü için bütün bu olan bitenlerden kat'iyyen haberdar değildi. Kilidin içinde anahtarm döndüğünü duvunca kaşlarmı çattı, yüzüne lüzumundan fazla ciddî bir ifade vermeğe calıstı. Koridoru hızla geçen Hadiye salondan içeri bir ok gibi atıldı, kollarını kocasınm boynuna dolayarak sanki büvük bir müjde veriyormuş gibi: Şakir. dedi. az kaldı ölüyordum.. Köşeyi dönerken üzerime bir otomobil vüklenmez mi?.. Birden kapaklandım.. Fakat en ziyade teessüf ettiğim, hayata. seninle dargın olarak gözlerimi vumacağım içindi.. Oh. tnsan ancak ölüme yaklaştığı vakit dünyadaki mes'ud zamanlarınm kıymetini daha iyi biliyor. Saçma sebeblerle birbirini incitmenin manasızlığını daha iyi anlıyor.. Yavrucuğum bir daha kat'iyyen seninîe kavga etmiyeceğim.. Amma. sen de boş yere beni kırma.. Olmaz mı, canım!.. Şakir, karısını göğsünde kuvvetle bastırarak gülüyor: Yavrucuğum, divordu. keşke taksinin numarasını alaydın.. Bizi birbiri mize yeniden bu kadar yaklaştırmıya muvaffak olan şoföre bir hediye yollardık! Nakleden Tıb cemiyetinin daveti Türk Tıb cemiyeti umumî kâtibliğinden: Budapeşte Üniversitesi profesörlerinden, Prof. Heinss 27/6/938 pazartesi günü saat 6 30 da cemiyetimiz merke zinde süt çocuğu m:desinin fiziyoloji ve patolojisi hakkmda vereceği kon feransa azanın ve bütün meslektaşların gelmelerini rica ederiz. 1938 39 mevsimi filimlerinden Kulüb açacağız diye para toplamışlar... Akbıyıkta Hamam sokağında 31 nu maralı evde oturan Bürhan, Sultanahmedde Medrese sokağında 2 numaralı evde oturan Ali ve kardeşi Talâtla Kumkapıda Sovanağa mahallesinde Cami sokağında 22 numaralı evde oturan Zeki ve daha birkaç arkadaş, Sultan ahmedde Gencler birliği namı altında bir spor kulübü açacaklarım söyliyerek ötekine berikine bilet satmışlardır. Cemi ianat kanununa muhalif hareket eden gencler yakalanmıslardır. maşa» isminde bir filim çevirtiyor.. Fa kat bir müddet sonra aralarında ihtilâf çıkıyor, gene kız Holivud'dan ayrılıyor ve Londraya geliyor.. 12 hafta London Casino'da oynadıktan sonra Parise dö Operetler nüyor.. 20,35 Stokholm: Şen dul (Lehar'ın). Pariste onu karşılıyan Paramunt mü 22 05 Rçma I: Anî sevişenler. messili hemen teklifatta bulunuyor.. Fa» Askeri bandolar kat Irene birden cevab veremiyor. Uç gün 19,05 Frankfurt: Marşlar. sonra Michel Simon'la birlikte «6 numa21.35 Strassburg: Muhtelif havalar. ralı sincab» ı çevirmeğe başhyor. Bu rol Şarkı konserleri genc kıza tam biçilmis kaftandır. Çünkü 21,05 Münih: M. Perras, K. S. Valter vq istediği kadar dans edip şarkı söyliye P. Anders «Sevil berberi> nde. cek!. Simdi, diğer bir filme daha başla21,05 Berlin: E. Spletter (Soprano) vt mak üzere.. «Casino de Paris» kordelâH. H. Nlssen (bariton). sında Tino Rossi'nin partöneri olacak!. 22,20 Hilversum: K. S. Valter. 1,05 Hüni Vihacsek (Soprano). îrene'e nazaran Avrupa Amerikadan daha sempatiktir! Holivud'da «52 nci sokak» ı çe Ikmal kursu virmektense Pariste «Casino de Paris» Bursa (Hususî) Şehrimizdeki lisa te rol almavı tercih ettim! diyor. ve orta mekteblerde bu sene ikmale kaîanlarm fazla olduğunu ve bunların mekteb tatilinde ders çalışmak için bir rehbere muhtae olduklarmı nazan dikkate alan Bursa Halkevi idare heyeti bir karar vererek, Halkevinde kız ve erkek bütün ikmal talebeleri için bir (ikmal kursu) açacaktır. Bu kurs açılmadan ev^'el mektelberden en çok hangi derslerden ikmale kalan olduğu so rularak bu cihet tesbit edilecek, badehu ona göre, iki veya üç grup ders üzerine ücreÜi muallimler tavzif edilerek ikmale kalan talebenin bu imtihanlara hazırlanmaları temin olunacaktır. Bu nun için Halkevi bütçesinden tahsisaii aynlmıştır. Bu kursa kız ve erkek yüzlerce talebenin devam edeceği düşünülerek hanrlık ona göre yapılmağa başlanmıştır. Halkevinin bütün diğer şehir Halkevlerine ornek olabilecek olan bu hareketi talebe muhitimizde sevinc uyandırmıştır. Elim bir ziya Anadoluhisarı Nahiyesi müdürü Rifat Turgay 25/6/ 938 cumartesi gü nü kalb sektesin den vefat etmiştir. Cenazesi 26/6/938 pazar günü (bu gün) öğle namazı nı müteakib Ana doluhisarı camiin de namazı kılma rak Kandilli mezarlığına defnedilecektir. Kendisini seven ve arzu eden arka daşlarının Köprüden kalkacak (10) vapurile teşrifleri rica olunur. Ailesi Ahmed Hidayet Bir sahtekâr Tekirdağ (Hususî) Eskişehirli Selim isminde birisi kendisine tayyare zabiti 9Üsü vererek sahte bir elbise giymiş ve Eskişehirde. İstanbulda bir müddet bu kıyafetle dolaştıktan sonra Te kirdağa gelmiştir. Bunun bir sahtekâr ve sabıkalı olduğu Tekirdağ polisleri tarafından teşhis edilmiş ve kendisi yakalanarak nezaret altına almmıştır. Selim suçunu itiraf etmiştir. Mahkeme suçlunun sabıkası olup olmadığını Eskişehir ve İstanbuldan sormuştur. Eğe mıntakasında mahsul bereketi tzmir (Hususî) Egenin muhtelif mahallerinden alman haberler ve yapılan ilk rekolte tahminleri, bu sene mıntakamızda bütün mahsullerin be reketli ve çok nefis olduğunu göster mektedir. Çiftçi bundan çok memnundur. Şimdi de iyi satışlar beklenmektedir. Piyasada alivre satışlar üzerinde şimdilik bir tereddüd hüküm sürmektedir. Yapılan satışlar gayet azdır. Maama fih yakında genislemesi muhtemeldir. Katherin Hepburn'la Cary Grant'ın son çevirdikleri «Tatil» filmi Amerikadaki ilk temsilinde münakkidler tarafından çok müsaid bir şekilde karşılanmışür. Yukanda La Dame aux Camelias filmini de çevirmiş olan rejisör George Cukor'u «Tatil» filminde bir sahneye aid izahat verirken görüvoruz. Bir iki satırla ^ Amerikan yıldızlannm para tutamamalannın sebebini Londraya gelen Adolph Menjou şu şekilde izah etmiştir: Birçok artistlerin mütemadiyen kendile rini yolan eski karılan, amcaları, anne eri, babalan vardır. Bunlara yapılacak muavenet aşağı yukarı senede yüz bin doları geçmektedir. Hükumete verilen ergi ise senede 50 bin dolara baliğ ol maktadır. Keza muavenet ve saire sureile bes on bin dolar masraf meydana ıkmaktadır. Radyo, otomobil^e sair üks levazimat vergisi de beş on bin doar tutmaktadır. Eh bir artist senede beş on bin dolar da üstüne başına sarfetmez mi? Kabul edilen davetlere mukabil verilen ziyafetler ve saire için de beş on bin dolar.. Mecburî oynamlan poker, briç ve saire için de beş on bin dolar.. Bütün masrafın yekunu 200 bin doları ;eçiyor.. Zaten Holivud'da 200 bin doardan fazla kazanan artist var mı? •Jc Berlinde Almanların sevilmi? ar tistlerinden Hansi Hnsteck «Alicenab kral» isminde bir filim çevirmektedir. Hansi Knsteck aslen Viyanahdır. E\"velâ sahne temsillerinde kendini gösterdikten sonra birçok filimler çevinniştir. Bu kordelâların baslıcaları «Bataklı damın kızı», «Sherlock Holmes» (bu kordelâ İstanbulda da gösterilmiştir), «Kadınlar susunca», «Elmaslar», «Prenses Sisoy», «Çingene baron» (bu filim de istanbulda gösterilmiştir), «Prens Voronzeff» İstanbulda bu filmin fransızca kopyası gösterilmiştir. •Jc îngiliz üniversitelerinden birinde şu şekilde bir anket açılmıştır: Yalnız bir kadınla tek başına bir adada oturmağa mahkum edilseniz hangi kadını yanınıza almayı tercih edersiniz? Talebenin verdiği cevablarda ekseriyeti sinema artisti Madeleine Carrolle kazanmıştır. Fakat ayni suali bir başka tarzda Madeleine Carrolle'a sormuşlar. Tek başınıza bir erkekle bir adada oturmağa mahkum edilseniz hangi erkegi tercih edersiniz? Artist şu cevabı vermiştir: O erkeğin bir ebe olmasmı tercih ederim. •^T Tanınmış Fransız artisti Pierre Larquey Pariste çevrilecek olan «Mösyö Cocinelle» filminde bajrolü oynıyacak tır. 0 gün Şakir yazıhanede. Hadiye evde, birer heyulâ gibi dolaştılar. Kat'iyyen sakin bir kafa ile çalışamadılar. Mütemadiyen karısı kocasmı, kocası da karısını aklmdan çıkaramıyor, fakat her İzmit zabıtası spora da çahşıyor Malkarada dört muallim Vekâlet emrine alındı Malkara (Hususî) Bir tasdikname meselesinden dolavı kazamız Maarif memuru Selâmi. öğretmen Servet, öğ •etmen İsmail Hakkı ve öğretmen Os man görülen lüzum üzerine Vekâlet :mrine almmışlardır. VEFAT Kırklareli Cumhuriyet Müddeiumumisi Cemal Günay ve Ankarada Eti Bank ekonomi servisi şeflerinden Rıza ünayın babalan, eski Maliye emlâk memurlarından ve Tahlisiye umum müdürlüğü muamelât müdürlüğünden mütekaid Burdur eşrafindan Bay İshak Günay, müptelâ olduğu kalb hastalığından kurtulamıyarak, Beşiktaş Bayatpazarındaki apartımanında vefat et miştir. Cenazesi 26 haziran pazar günü saat 12 de Beşiktaş Sinanpaşa camiin de namazı kılmarak. Ortaköydeki aile kabristanına defnedilecektir. Merhuma Allah rahmet evlesin. Tekirdağda sağlık korucuları İzmıt (Hususî) İzmit Polıs Mudurlüğü, zabıta memurlannın sporla yakından meşgul olmalarmı istediğinden gene polisler muntazaman çalış hnaktadırlar. Gönderdiğim resim, sporcu polislerimizi, Emniyet Müdürü ŞeIjifie beraber göstermektedir. Tekirdağ (Hususî) Halkevinde bir buçuk aydanberi muhtelif hastahklar ve korunma çareleri hakkında doktor • mütehassıslar tarafından dersler a e ~^C Fransız rejisörlerinden Paul Caman sağlık korucularmın bu hafta im bo bu sene iki filim çevirecektir. Bunlarihanları yapılmış ve 14 kişiye sağlık dan biri «Dere» dir. Bu kordelâda başkorucusu ehliyetnamesi verilmiştir. •olleri Fransoise Rosay ile Michel Simon Tekirdağda halk oynıyacaklardır. İkincisi «Colomba» dır. Bu kordelâda basrolü Mireille Balin oydersaneleri ıyacaktır. Tekirdağ (Hususî) Üç aydanberi •£• «Mister Baxter'in firarı» filmi için Halkevinde devam eden halk dersane eri kapanmış ve yapılan imtıhanlar ne ngaı'e edilmis olan Fransız artistleri şunticesinde A kursundan 96 ve B kursun lardır: Jules Berry, Josseline Gâel, Eddy dan 71 yurddaşımıza vesika verilmiştir., Lombard, Marcel Valle. NOVOTNI Mükemmel müzik Zengin program EN BEYOGLUNUN GüZEL BAHÇESi İTİNALI SERVİS