26 Haziran 1938 CUMHURtYET Hâdiseler arasında SON I Gene bir talebe vak'ası n zmir muhabirimiz gene bir talebe II vak'ası haber verdi: Gene bir talebe, sokakta, gene bir kadın öğretmenin üstüne bıçakla yürümüş ve meslektaşını müdafaa eden başka bir öğretmenle de boğuştuktan sonra kaçrruş; gene polis, her tarafta, şiddetle bu küstahı aramış ve nihayet yakalamış. Bunca vak'adan sonra, acaba, atom kadar insafı ve muhakeme kabiliyeti olup da şu bedahetleri inkâr edebilecek adam kalmış mıdır? Şu bedabetler: 1. Talebe serkeşlikleri ve bıçkınlıklan, polis ve adliye dosyalannda, hiçbir kaza ve tesadüfle izah edilmiyeoek kadar muayyen vasıflar ve şekiller gösteren açık bir seri teşkil ediyor. 2. Ardı arkası kesilmiyen bu vak'alar, talebelerde, küstahhğı son kertesine çıkaran bir terbiye ve disiplin kıtlığının açık neticesidir. 3. Bu olanca siddeti ve ehemmiyetile bir maarif davasıdır. 4. Matbuatın neşriyatı bir gazeteci şamatası telâkki edildikçe mekteb sıralannda çocuktan çocuğa bir veba gibi sirayet eden bu küstahlık zımnî bir teşvik görmüş olacaktır. 5. Terbiye ve disiplinden evvel, talebelerde bu kadar şiddetli bir isyan ruhu uyandıran sebebler tayin edilmelidir. 6. Gene terbiye ve disiplinden evel, maarif ve mekteb bünyelerinde, tedris, imtihan usullerinde ve talimatnamelerindeki eksikler, yahud istikrarsızhklar tetkik edilmelidir. 7. Düne kadar millî ruha işlemiş olan din ahlâkı yerine koymağa mecbur olduğumuz lâik ahlâkın temelleri, mekteblerde, daha esaslı terbiye prensipleri üzerine atılmalıdır ve ahlâk terbiyesine verilen ehemmiyet, mekteb idarelerine tamim şekrinde gönderilen varakalarla direktif vermek ten ibaret kalmamalıdır. 8. Kuvvetli bir ahlâk terbiyesile bir hizada ve bir ayarda kuvvetli bir disiplin tesis edilmelidir. Bunun için, mekteb bünyesini ifsad eden ve salâh bulmasmdan ümid kesilmiş bir talebeyi koğmak, adam asmaktan çok daha güc bir iş olmamalıdır. (Mekteb Vekâlete soracak, Vekâlet Talim ve Terbiyeye havale edecek, müfettişler tahkikat üstüne tahkikat yapacaklar, fezlekeler yazılacak, şubeden şubeye gidecek, müdiranın reyleri alınacak, Talim ve Terbiye reisi düşünüp taşınacak, delilleri kâfi bulmıyacak, tahkikatı derinJeştirecek, Vekilden istizan edecek ilâh..) Bir çocuğun yüzde doksan koğulmamasile neticelenen koğulma muamelesi bu kadar uzun sürmemelidir. 9. Disiplin noktasında mekteb idarelerinin, dahiliye şeflerinin ve muallimlerin salâhiyetleri çok genişletilmeli, mahallî zaruretlere göre, talimatnamelerin dar çerçevelerini aşmalarına izin verilmelidir. Bizim şimdiye kadar mekteblerde filen tedris ve terbiye ile meşgul olan ihtısas sahiblerile istişareden sonra da edindiğimiz kanaatlerin hulâsası budur. « r«» .,„«.. Meclis encümenlerinde dünkü çalışmalar Matbuat kanununda yapılacak tadilât ve spor kanun lâyihaları görüşüldü, Dahiliye Vekili de ictimalarda bulundu IBaştarait 1 incl sahitedei 5 Adliye Vekaleti Cezaevleri Umum Müdürlüğünün vazife ve teşkilâtı. Meclisin pazartesi günkü içtimaında bu lâyihalar müzakere edilecektir. sından başka delil ve vesika gösterenler tabiiyetleri usulen sabit oluncıya kadar icab ederse polis nezareti altma alınır. Türk vatandaşlığı bu veçhile sabit olmıyanlar, pasaport ve vesikalar ibraz etseler bile Türkiyeye giremiyecek ecnebiler de lâyihada zikredilmiştir. Bunlar ara sında dilenciler, serseri takımından olanlar, delilik veya bulaşık hastahklarla maIul bulunanlar, Türk vatandaşlığmdan iskat edilenler, fahişeler, ve beyaz kadm ticareti yapanlar da vardır. ZEYTINDAĞI Yazan : Falih Rıfkı Kıymetli muharrirlerimizden Falih Rıfkt Atayın vaktile neşretmiş olduğu «Zeytindağı» büyük bir rağbet kazanmıştı. Eserin mevcudu tükendiği için bu defa yeniden basılmıştır. Arkadasımız Peyami Safanın ayrıca tenkidini yapacağı kitabdan bir pasajı neklediyoruz: IHEM NALINA MIH1INIA Sakın aldanmayın! 1 Musa oğulları Kudüs kelimesi, hıristiyanlığı hatıra getirir. Fakat ne Kudüste, ne de Filistinde hıristiyanhk diye bir mesele yoktur. Kudüsün hıristiyanlığı, ortodoks Petersburg, protestan Berlin, dinsiz Paris, katolik Roma ve Anglikan Londranın politika meselesidir. Kudüsün yerli meselesi Yahudi Arab meselesidir. Bir avuc Yahudi, altı yüz bin Arab! Yafadan Kudüse kadar Yahudi Filistini birkaç defa dolaştım. Filistinin yeni kasabaları ve kö'yleri Yahudi eseridir. Bu, yeni değil, yepyeni bir Filistindir. Köylerinde akşamları smokin giyen İngiliz Yahudisi muhtarlık eder, kırmızı yanaklı Alman Yahudi kızları dilijanslar üstünde şarkı söyliyerek bağdan kb'ye döner. Müslüman Arablar ise bu efendilerin hizmetindedirler. Uzümü Arab gündelikçi sıkar ve şarabını semiz Yahudi içer. Eski Filistinde Arab kb'yü bir toprak yığınıdır, bahçeler harab, insanlar çıplak, gözler hastalıklıdır. Yahudi Filistinde kasabalar, portakal korularile, muntazam şoseler frenk incirlerile çevrilmiştir. Şubat ayında göğüsleri ve enseleri açık kadınlar, keskin kokulu gül demetleri ve olmuş portakallarla süsledikleri zengin otel salonlannda, büyük denize dalmış harbsonunu bekleşmekte dirler. Göz yaşının hiçbir faydası olmadığmı anlamak için, Yahudilerin Kudüste yüzlerce senedenberi her cumartesi günü başlarını dayayıb ağladıkları taşı ziyaret ediniz. Yüzlerce neslin gözyaşı bu ağlama duvarını bir santim aşındırmamıştır. Paranın ne büyük kuvvet olduğunu anlamak için ise, Filistin kıyılarını ve içlerini Yahudileştiren ve büyük Arab adedini çöle doğru süren Siyonist müstemlekeciliğini görünüz. Yüzlerce senelik göz yaşı, bir külçe altına değmez. Balfur'un bir nutku, Davudun bütün mezmurlarından daha müessirdir. Yahudiler tethiş kasırgasını üzerlerinden defetmek için hiç bir gösterişi esirgemediler. Köylerinde bize her zaman portakalların en olmuşunu, şarablann en eskisini ikram ettıler. Bir gün ayni yaşta biri oğlan biri kız, iki güzel Yahudi yavrusunu al beyazla süslemiş bir smokinli köy muhtarı bana diyorduki: Kumandan paşaya bu akşam şiir okutmak istiyoruz. Acaba hangisi okusa paşa hazretlerinin hoşlarına gider? Yeni Filistinde almanca, ingilizce, fransızca, bütün lisanlar konuşulur: Yalnız Yahudi dili olan ibranice, devletin dili olan türkçe ve ekseriyetin dili olan a rabca görüşülmez. Köylüler, orta halli bir dans salonundan boşaltılmış çiftlerle doludur: Ve çıplak Arab, kapı eşiklerinde yemek artığı ve yarı yenmiş portakal kemirip durur. Fakat Filistin, çölde harbeden orduyu besliyecek buğdayı vermiyordu. Bilâkis ta aşağılardan, Haleb, Hama ve Hu mustan gelen buğdayı hem ordu, hem de Yahudi yiyordu. Dördüncü ordu düşünüp taşındı: Acaba, dedi; buğday yiyen Ya hudileri harbin sonuna kadar buğdayın çıktığı yere göndermek daha doğru olmaz mı? eçen gün, bir müessesede bir müdürü ziyarete gitmiştim. Biz konuşurken içeriye elinde büyükçe bir bavul bir adam girdi. Hemen müdüre hitaben almanca bir şeyler söylemeğe başladı; sanki kırk yıllık ahbabı imiş de, odasına girdıği zatın almanca konuştuğunu biliyormuş gibi... Seyahatler ve almanca filimler sayesindeki kulak dolgunluğile bildiğim bir kaç almanca kelimeden, gelen adamm bavulunda okazyon İngiliz kumaşlan olduğunu ve bunlan satmak istediğini anladım. Kendisile mühim bir meseleyi konuştuğum müdür, damdan düşer gibi odasına girerek sözümüzü kesen bu seyyar kumaş tacirine kızdı ve onu kapıdışan etti. Bir müddet sonra, müdürün ısmarladığı dondurmalan getirdiler; onlarla beraber, seyyar satıcı gene içeri daldı. Pasaport kanun lâyihası Pasaport kanun lâyihası encümenler den geçti ve Meclis ruznamesine alındı. Yeni lâyihadaki hükümlerin başlıcalarını bildiriyorum. 1 Türk vatandaşları ve ecnebiler ancak hükumetçe tayin olunan yejlerden ve usulüne uygun ve muteber pasaporl veya vesikalarla Türkiyeye girip çıkarlar. 2 Pasaportsuz veya vesikasız usulüne uygun veya muteber olmıyan pasaport veya vesikalarla Türkiyeye gelerek Türk vatandaşhğı iddia edenlerin nüfus hüviyet cüzdanlarını veya hüviyet varakalarını ibraz ettikleri ve b.unlann kendilerine aid olduğu tahakkuk eylediği ve memlekete girmelerine baskaca mâni bulunmadığı takdirde, Türkiyeye girmelerine müsaade edileceği gibi, nüfus hüviyet cüzdanı veya hüviyet varakasmı ibraz edemeyip de Türk vatandaşı olduğuna dair baska delil ve vesika gösterenler için bu delil ve vesikaların kıymeti polisçe takdir edilerek, Türk vatandaşı olduklarına kanaat hasıl olduğu takdirde Tür kiyeye girmelerine müsaade edilİT. Nüfus hüviyet cüzdanı veya hüviyet varaka Eski bir emniyet âmirinin cezası affediliyor 1934 senesinde Edirne Emniyet mü dürlüğünde bulunduğu sırada kaçakçılıktan maznun ve siyasî şaibelerle dolu Vladimir admda bir Bulgar papasını döğdüğü iddiasile zan altma alınarak Edirne Ağırceza mahkemesince bir ay hapis ve üç ay müddetle memuriyetten mahrumiyet cezasına mahkum edilmiş olan Ah med Demirin cezasının afh talebile Meclise verdiği arzuhal tetkik edildi. Arzuhal encümeni meslekî ehliyet ve kabiliyetini bir kat daha artırmak maksadile son zamanlarda Viyanada da tahsil ettirilmiş genc ve güzide bir eleman olan Demirin af ricasmı nazan dikkate almağa lâyık bulmuştur. Meclise teklif edilen bir kanun teklifile bu cezanın tesir ve neticelerine de şamil olmak üzere, affı teklif edildi. Daha ertesi gün, bırakınız Paris ve Londra gazetelerini, Viyana ve Berlin Bite şön Her Direktör, diye söze gazeteleri bile hep bir ağızdan cevab verbaşladı; bir taraftan kumaşlann halis îndiler: Asla! giliz malı olduğunu söylerken diğer taBir Yahudi tehciri haber alınır ahn raftan bavulunu açtı, içindeki kumaşlan maz, birbirile muharebe eden devletler masanın üzerine döktü. Bir Alman tiyatbize karşı birleşiverdiler. Protestan, Kato ro arristi gibi konuşuyordu. Tatlı ve garib' lik, Anglikan, Ortodoks, bütün hıristiyan sesi insanın kulağını okşuyor, istemeksizin ları birbirile çarpıştıran ve 1914 1918 hoşuna gidiyordu. Ben, renkleri ve desenhamursuzunu hıristiyan kanile yuğuran leri güzel olan kumaşlan şöyle elimle bir Yahudi bankası, bütün kiliseyi havra tuttum. Bu defa hemen bana döndü, bümenfaati için camiye doğru çevirmeğe tün belâgatile ve adeta büyüliyen sesile muvaffak oldu. kumaşları methetmeğe başladı. Her cümYafa konaklarını, otellerini, portakal lede mutlaka geçen «halis İngiliz kumaormanlannı, bunca senedir kurulan Ya şı» sözü bu methiyelerin ruhunu teşkil ehudi yurdunu bırakıp Hama ve Humus diyordu. Kumaşlardan birine biraz daha kasabalarının kerpiçleri ve buğday tarlası dikkatlice bakınca, bir de pertevsiz çıkarıp elime verdi. Ben de sanki pertevsizle içine atılmak: Asla! bakınca bir kumaşın îngiliz, Çekoslovak, Fakat Cemal Paşa çiy bir politikacı değildi. Siyonistlerin başlan kimler oldu veya yerli olduğunu anlarmışım gibi alıp ğunu da biliyordu. Reisleri çağırdı; dedi dikkatle muayene ettim amma hiç birşey, anlamadım. ki: Ikiden biri: Ya sizi Ermenilere yapıldığı gibi tehcir ederim. Evlerinizi, bağlarınızı, bahçelerinizi bırakıp yaya olarak buğdaya doğru gidersiniz. Yahud evlerinize, bağlarınıza ve bahçelerinize sizden heyetleri bekçi yapanm ve emirlerine jandarma ve asker veririm. Bir portakala dokunanı idam ederim. Sizi de trenlerle yollarım. Ancak bu ikincisi olmak için yarın sabah bütün Viyana ve Berlin matbuatı susmalıdır. Yahudilerin akılsız olduklarını ispat etmek için fırsat beklemedikleri muhak kaktı. Karargâh telgrafhanesine gittiler. İki satırla iki büyük şehri, ondan başka Londrayı ve Paria susturdular. Hakikaten Yafayı boşaltıp burunları kanamaksızın Hama ve Humusa gittiler ve geride Arablar onların bir portakalla rını bile ağız tadile yiyemediler. Tehcirin bir sebebi de, Yahudi Filistinin mükemmel bir casus yuvası olması idi. Hama devesile çöl üstünden Bağdad karargâhma istatisrik yetiştirmek, şüphesiz Filistin kıyısından sandalla İngiliz torpidosuna haber yollamak kadar kolay olmadı. Nihayet kumaşların fiatmı sorduk. En pahahsınm metresi sekiz lira idi. Tabiî şüphelendik. Bunlar, ya kaçaktır; yahud da îrn giliz kumaşı değildir, dedik. Çünkü, İngiliz kumaşlarından aşağı yukarı, yalnız bu kadar gümrük resmi alınıyor. Adam, yüksekten atan bir tavırla kaçak mal sati mağa tenezzül etmiyeceğini söyledi. T a i biî biz, «tenezzül» sözünü «cesaret» kelii mesile değiştirdik. Satıcı, bu kumaşlan. hemen ertesi günü seyahate çıkacağı için acele satmak mecburiyetinde olduğunu, onun için yok pahasına verdiğini söyledu İngiliz kumaşı olduğunu ispat için de kuponların kenarlarmdaki ingilizce kumaş isimlerini ve her parçanın ters tarafına, meşhur İngiliz firmalannın san boyalarile vurulmuş büyük damgalarını gösteriyordu. Kumaşlar güzeldi; fakat seyyar satıcınm teklif ettiği ve daha da ineceği mu • hakkak olan fiatlar, İngiltere veya îskoç. * yanın yanından bile geçmediklerini gösteı riyordu. Müdür, mağazası yakınında bulunan kendi terzisini çağırttı. O da, bir süi rü tetkikten sonra kumaşlardan bazıları . nın İngiliz, bazılarının yerli olduğunu söyledi. Fakat ben onun İngiliz dediklerile yerli dedikleri arasında, renklerinden başka hiçbir fark görmedim. Nihayet henüz kanun çıkmadığı için pazarlığa başladık. En beğen diklerimizin 3 metrelik kuponlarını 19 liraya bıraktı. Müdür iki parça aldı; ben de bir tanesini, rengi ve deseni hoşuma gittiği için, İngiliz kumaşı olmadığına emin olduğum halde, aldım. Çünkü, seyyar kumaşçı, ertesi günü seyahate çıkacağmı söylemişken orada bulunan terzinin adresini aldı ve dalgınlıkla pazartesi günü size başka kumaşlar getiririm; dedi. Kumaşi dün terzime götürdüm. Hikâyeyi anlattım. Bu kumaşlar, dedi, yerli mensucat fabrikalarında yapılıyor; dört buçuk beş liraya maloluyor. İngiliz kumaşlanndan nümune vererek aynini, yalnız biraz daha hafif, yaptıran bazı büyük kumaş ticarethaneleri, böyle çenesi kuvvetli bir takım adamlar tutmuşlar, onlar vasıtasile İngiliz kumaşı diye bunlan tutturabildikleri fiata satınyorlar. Siz bir kostümlük kupona 19 lira vermekle çok aldanmışsınız. Fiat itibarile herhalde bir miktar aldanmışız. Ben aldandım; hiç olmazsa okuyucularım aldanmasın diye İngiliz kumaşı diye yutturulan bu yerli kumaşların macerasmı yazmağı münasib gördüm. Böyle teklifler karşısında kalırsanız, yerli kumaş aldığmıza kat'iyyen emin olunuz ve ona göre fiat veriniz. Beynelmilel müba Enternasyonal hava dele komitesinde kongresinde intihab Döviz tahdidatile klering Delegemiz, 44 reyle ikinci reisliğe seçildi sisteminin kaldırılması Berlin 25 Berlinde toplanan Entavsiye ediliyor Lüksemburg 25 Enternasyo yonal Mübadele Komitesi dördün cü senelık toplantısınm bugünkü cel sesinde maliye ve para meselelerini tetkik eylemiş ve heyet, yapılan müzakerelerden sonra aşağıdaki hususları devletlere tavsiyeye karar vermiştir: 1 Amerika Birleşik Devletleri, îngiltere ve Fransa arasındaki üç tarafh 25/9/936 para anlaşması, bütün memleketler arasında bir iş birliği için hareket noktası teşkil eylemelidir. 2 Mümkün olduğu kadar cabuk bir zamanda döviz tahdidatı kaldınlmah ve klering hesabları yerine doğrudan doğruya tediyat sistemi ikame olunmalıdır. ternasyonal Hava kongresi bugünkü intihabatmda Romanya delegesi Prens Bibesko*yu birind reislikte bırakmış ve Türk delegesi Şükrü Koçakı ikinci reisliğe seçmiştir. Diğer namzedlerden Isveç 11, Ar İantin 1 rey almış ve Türkiye 44 rey kazanmıştır. Südetler meselesi hallediliyor Teklif edilen şartlar müşkülât cıkarmıyor Prag 25 Dün öğleden sonra Krofta ve Hodza, âyan ve meb'usan mec lisleri reisleri, hükumet koalisyonu parti şefleri ve ayni partilerin parlamento grupları şeflerile saat 15 ten 18,30 a kadar devam eden bir mülâkatta bulunmuşlar dır. Hodza, milliyetler statüsüne aid müzakereler hakkında arkadaşlanna malu mat vermiştir. Bu müzakereleri tacil ve hükumet partilerini de bunlara teşrik et mek üzere koalisyon partilerinin her birine mensub âyan ve meb'usan azasından ikişer kişiden mürekkeb bir parlamento komitesi teşkiline karar verilmiştir. Bu komite, kanun lâyihalarını tetkik ederek milî mecliste bu hususta müzakere başladığı zaman mezkur lâyihaların parlamentoca tetkikini kolaylaşhrmağa çalışacaktır. Bursada bir üfürükçü yakalandı Bursa 25 (Telefonla) Bursada halk arasında asrî hoca namı altında üfürükçülükle maruf Ahmed Hilmi admda biri bugün cürüm delâili olan arabca rmıskalar, dualar ve diğer vesaikle biri Bandırmalı olmak üzere beş kadının falma bakarken cürmü meşhud halinde 3'akalanmıştır. Asrî hoca yakalandıktan sonra karakolda üç polise yirmişer lira rüşvet vermek isterken aynca ikinci bir cürmü meşhud yapılmıştır. Ahmed Hilmi, Adliyeve verilmiştir. Tabanca ile kardeşini vurdu Prag 25 Nazırlarm Südet Alman ları murahhasları ve hükumet koalisyonu fırkalannm mümessillerile yapmış olduk Ankara 25 (Telefonla) Beyrut ları iki mülâkattan bahseden ve Hodza Üniversitesi profesörlerinden ve katolik ile alâkası malum bulunan Slovenske gaArablardan M. Jorj D. Shahla maarif zetesi şöyle yazıyor: sahasında tetkiklerde bulunmak üzere «Hükumetle Südetler tarafından teklif Ankaraya geldi. M. Shahla Irak Maarif edilen müzakerat esasları arasında bir taTeftiş heyeti reisi Cemalin bir sene evvel Ankarada yaptığı tetkikler neticesinde kım farklar vardır. Fakat bu farklar, ikhazırladığı raporla alâkadar olarak mem tihamı mümkün olmıyan müşkülât nev'inleketimize gelmistir. den değildir. Halihazırda psikolojik bir Irak Maarif Nezaretince neşredilen bu esas vücude getirmek ve tamamile ideoloraporda maarif sahasındaki hareketleri jik mülâhazalarm tesiri altında kalmamak miz büyük bir sitayişle kaydedilmekte mevzuubahs değildir.» (a.a.) dir. Bursa 25 (Telefonla) Orhangazide bugün bir cinayet olmuştur. Geyveli Mehmed oğlu Hasan adında biri kar deşi Hakkıyı tabanca ile öldürmüştür. Kardeş katili kaçmak istemişse de ya kalanmıştır. Bir Arab profesörü Ankarada Fransa ttalya hududunda hastalık yokmuş Paris 25 Umumî Sıhhat Nezaretinin bir tebliği, şayi olan haberlere rağ rnen, Fransız İtalyan hududunda hali hazırda hummai tifoidi salgım yoktur. Yalnız gıda maddeleri yüzünden bazı zehirlenme vak'alan' kaydedilmiş ve fbirkaç kişirün telef olmasıııa sebebiyet rermiştir. Nevyork sergisine hazîrhk Ankara 25 (Telefonla) Öğrendiğime göre, Amerikalılar tarafından yapılan bir müracaatle Nevyork sergisi dolayısile bir filomuzun Amerikaya ziyareti arzusu izhar edilmiştir. Henüz bu hususta buraca bir karar verilmis değildir. Sergide kurulacak pavi yonlarımız için yapılan hazırlıklara hararetle devam olunuyor« Tarih Bu yazıyı neşrettikten sonra Cevdet tarihinde şu satırlan okudum: Fransız ihtilâlinin âsari garibesinden biri dahi budur ki bir esnada Yahudi ağzından bir beyanname kaleme alınarak tabı ve neşir ile Kudsî Şerifte bir Yahudi PEYAM1 SAFA Yahudi garbın parası, Arab şarkın pa hükumeti teşkil olunmak üzere her tarafta zısını kıvırmış, güneşi en güzel olan ve olan Yahudiler ittifaka davet olunmuştoprağı meyvalann en asillerini veren bu tur. Vaşington 25 Cumhurreisi Ruz memlekette bir bankalar müstemlekesi Zehey tasavvuru batıl, zehey hayali velt, dün akşam söylediği bir nutukta kurmaktadır. muhal. hâdiselerin cereyanına kapılmamak hu susundaki kat'î kararmı söylemiş ve son kongrenin mesaisini takdirle yad ettikten sonra şunları ilâve1 etmiştir: « Maamafih birçok işler yapılmamıstır. Beklenmiyen hâdiseler zuhur etmezse ikinciteşrinde intihab edilip gelecek ikincikânunda toplanması icab eden yeni kongreden evvel hiçbir toplantı olmıya caktır.» Cumhurreisi amele ve iş adamları gibi hükumetin de hatalar işlediğini ve bu hataların buhranlı vaziyeti husuîe getirdiğiMoskova 25 Şlagovesçensk'ten bilAnkara 25 (Telefonla) îç Ticani kabul etmis, bundan dolayı bu üç undirildiğine göre, 8 haziranda Sovyet hu ret Umum Müdürii Mümtaz Rek ve sur arasında istikbalde dahj büyük bir dudu muhafızları Serguevka köyü civa Standardizasyon müdürii Faruk bu akisbirliği yapılmasını istemistir. rında Amur nehri üzerinde Sovyet sahi sacıki ekspresle îstanbula hareket ettiler. Ruzvelt, nutkunun sonunda demokrat partisinin iptidaî intihablarında liberaller line yakın bir yerde içinde 29 Koreli ve Tiftik, buğday, yapag ve arpa ihracat ve reaksiyona namzedler arasında reka Çinli bulunan bir Mançuri dubasını tev cılarının iştirakile İstanbul Ticaret Odasınm toplantı salonunda pazartesi günü betler vuku buldukça müdahale etmek ni kif etmişlerdir. Duba tevkif edilirken bu 29 kişinin 8 i saat 15 te bir toplantı yapılacaktır. Mümyetinde olduğunu sb'vlemistir. Sovyet sahiline çıkmış bulunuyordu. Ü taz bu toplantıyı Iktısad Vekâleti namma KISA HABERLER zerlerinde Japon silâhları, fotograf ma açacak ve bu münasebetle kontrol mev* BUDAPEŞTE 2$ Katolik papazları kinesi ve diğer birçok levazım bulunmuş zuu üzerinde etraflı izahatta bulunacaksosyal haftasınm küşadı münasebetlle bir tur. Mevkuflar Sovyet topraklarına çe tır. îç Ticaret Umum Müdürü kontrolun nutuk söyliyen papaz Glatfelder, nasyonal tecilik yapmak için gönderildiklerini ve maksad ve gayelerini, kontroldan alınan sosyalizme şiddetle hücum etmiştir. * BELGRAD 25 Nevyork'tan bildİTİl Japon altın madenleri direktörünün ayni neticeleri ve bundan sonra da kontrola digine göre Yugoslav bahriyesine mensub maksadla müsellâh çeteler teşkil ettiğini nicin devam edilecesini anlatacakbr. Bu mekteb gemisi Jadran, Nevyork limanuıa itiraf etmişlerdir. varmıştır. ilk toplantıda muhtelif komisyonlar se Jadran, Nevyork'ta İkamet eden 60,000 Bu haber halk arasında derin bir infial çilecektir. den fazla Yugoslavyalı tarafından selâm uyandırmıştır. Bu hâdisenin de Sovyet lanmıştır. Evvelce de bildirdiğim gibi, tiftik, * BELGRAD 25 Maliye Nazın iki mil Mançuri hududu üzerinde diğer yapılan yar dinarlık istikrazuı birinci kısmmın te tahrikâtlar gibi bu mıntakada vaziyeti buğday, yapağ ve arpa ihracahnın da min edildiğini bildirmiştir. Bu suretle hü gergin kılmak istiyen Japon askerî meha kontrol altına alınması mukarrer oldu kumet, yeni yollar ve demiryolları inşası, ğundan, bunlar için 6c nizamname probataklık arazinin ıslarn ve saire gib^hu filinin eseri olduğu zannedilmektedir. İeleri hazırlanacaküTj ~ ~ > suslarda birçok kararlar vermiştir, ,• Roosevelt'in bir nutku Mançuri Sovyet Ihrac mallarının hududunda hâdise kontrolu meselesi Amur nehri üzerinde 29 Yapılacak içtimalardan kişi taşıyan bir duba sonra nizamnameler tevkif edildi hazırlanacak c Sarıkamış Halkevi Ankara 25 (Telefonla) Buraya gelen haberlere göre, Sankamış Halkevi binasî tekrar Halkevine iade edilmiştir. Bü bina küçük bir macera geçirmiş ve Evkafa aid olduğu ileri sürülerek Halkeyinin e§yası tahliye çttirilmişti,