24 Haziran 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

24 Haziran 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 24 Hazlran 1938 OKUYUCULARIMIZ Diyor k i : Nevyorktaki maç Zenci boksör, Şmeling'i ilk ravundda nakavut ederek galib geldi Yunan takımı dün berabere kaldı Pera ile yapılan maç 2 2 neticelendi Geçen hafta Fenerbahçeye 2 0 yenilmiş olan Atinanın Panatinaikos Enosis kulübleri muhteliti dün de Taksim stadında Pera (Beyoğlu Spor kulübü) takımile karşılaştı ve 2 2 berabere kaldı. Mac, iki bine yakın seyirci önünde oynandı. Rüzgârı lehlerine alan Atina lılar, daha ilk dakikadan itibaren oyunu rakib kale önüne inrikal ettirmislerdir.. Ve bu bariz hakimiyetlerinin ilk semeresini 9 uncu dakikada görmüslerdir. Solaçığm güzel bir ortasına, sağaçık yetişerek kalenin yakınından sıkı bir şütle ilk golü atmıstır. Nevyork sergisi ve propaganda Cumhuriyet gazetesı; 1939 yılında Nevyork'ta yapılacak buyuk dunya sergısme iştirak edeceğımızı ve bu sergmin devamı muddetince bir gun de butun Amerık&da Turk gunu yaşatacağını mujdelıyor. 60 milyon ınsanın goreceği sergıye iştirakle beraber yuz yırmı milyonluık muaz zam bir ınsan kutlesı memleketınde bir gunun Turkıyeye tahsıs edıLmış olması, memleketin on altı yıllık emek ve muutcsebatmı butun dunyaya tanıtmak fırsatını hazırlamış olmak ıtıbanle mukemmel bir zemın ve v&sıle teşkıl eder. Turkıye ıçın boyle b:r gun para ile alınmak ıstensejdı, acaba nekadar milyon vermek lâzım gelırdı? Gorunuşe gore bu sergı bugune kaaar gorduğumuz ve ısıtüğımız sergüerm hıçbırıle kıyas kabul edecek gıbı değıl; her ışı başaran muktedır buyuklerımızın bu ışe de gereğı gibı sarılacaklarından emınız. Ancak bu azametlı ış ıçın zamanın pek daralmış olduğu da bir hakıkattır. Bu arada bu fırsatın bir daha ele geçmıyeceğı de dusunulurse bu ışe nasıl bir kuvvetli gorus ve sanlışla gınşmemız gerektığını takdır ederız. Bu sergıde ve 24 temmuz 939 gunundc on altı yas.mdakı terutaze gurbuz Tark Cumhurıyetı Amerıkada tam manasıle yaşatılmalıdır. Dığer bir soyleyışle üugun genc Tunkıyenın kuçuk bir maketı Amerıkaya mtıkal ettırılmelıdır. Bu maket memleketin her bakımdan çalısmasını en canlı bir şekilde gosterır mukemmel bir program ve duzen ve vasıtalarla hazırlanmahdır. Bu arada harf, kultur, ekonomi ınkılâb ve kalkınmalarından tutarak memleketin bayındırlık, sağlık durumu, sanayi tesislerı ve randunanlarma varıncıya kadar elle tutacak gibi canlı gosterecek portrelerle: 1 Koyde, tarlası basında Turk. 2 Memleketin mudafaasında Turk. 3 Kultur işlerinde Turk. 4 Ticarette Turk. 5 Sanayide Tıirk. 6 Memleketin imar ve ihyasında Türk. 7 Guzel san'atlarda Türk. 8 Denizcilikte Turk. 9 Madencilıkte Turk. 10 Sağlık korumada Türk. 11 Ve nihayet içtimai durumda bütün merdliğı, çalışkanlığı, temızliğı, misafır perverlıği ve sulhperverlığile Turk, canlanmalıdır. Bunlar uzun yazılar ve radyo konferanslarmdan zıyade basit çızgılerden ibaret buyuk temız portreler, rakamlar, grafıkler, harıtalarla Amerıka şehırlerınin en buyuk meydanlarmda, zamanında gosterılmelıdır. Abidın Daverın Galatasaray Yerlı Mallar sergisi için vaki temennilerınin en yakısacak yerı Nevyork. sergısi olacağmı sanırım. Bu maket ve grafık ve harıtaların gayet temiz bir tabı guzellığıle kuçuk bir kıtab ıçinde"ttiHiye.turlerı hazırlanarak Amerıka şehirlerinde ve sergiyi gezeceklere dağıt mak zannıma gore sergıde gosterılecek şeylerın en onemli kLsmını teşkıl eder. Sergiye Cenubî Amerikalılar da geleceğme gore kataloğun ıngılızce, fransızca ve ıspanyolca yazılması yerınde olur. Bundan baska sınemalar ve radyolar da Turkiyeye tahsLs edıleceğıne gore hazırlana ıak fılimler ve radyoda verılecek konfe ransların esaslarını şimdklen hazırlamak lâzım geldığı kanaatmdeyım. Turkıye için gosterilecek filimlerin maksad ve gaye ıtıbanle bir güne (24 temmuz 929 gunune) sığacak şekilde eserlerimizın en lyılerıni bir araya getırerek ve bunları guzel bir sıraya koyarak senaryosunu hazırlamak o kadar basit bir ış olmasa gerektir. Gerek radyo konferansları ve gerek fılimler için bir gun tahsıs edıldığme gore bugunu en kıymetli eserlerımizle doldur mak gaye olmalı ve Amerikanın hangı şehirlerinde kaç sınema salonunda gosterılecekse o kadar aded teksir edılıp hazırlanmalıdır. Bu hazırlıklar şuphesiz ki hayli masraflı olacaktır. Fakat duşunmemiz lâzım ki bu propaganda, yeni Turk Cumhuriyetinm en kısa zamanda Şimali ve Cenubî Amerıkada noksansız tanmmasma hizmet edecektir. Siird LÛTFİ Erciyas eteklerinde bir demir hazinesi yatıyor Yirmi otuz yıl önce iptidaî şekilde işletilen bu madenin, Türkiyenin 50 senelik demir ihtiyacına tekabül edeceği söyleniyor Kayseri (Hususî) Erciyasın şimal cephesi eteklerinde Kayseri, ve bu yüksek sivriliğin cenub tarafnda da Develi kazası vardır. Develiye girmek için Kayseriden kalkan otomobil; eğer kıssa İncesu kazası üzerinden ve yepyeni bir şoseden, yazsa Tekir yaylasından ve Erciyasın böğründen aşarak gider. Bırinci yol 86 kılometredır, ikinci yol bunun yarısı kadar bir şey!.. En kısa yol tepeden tepeye aşan yoldur. derler. Bu, hendese bakımından doğru. Fakat bir tarafma Develiyi, öbür tarafma Kayseriyi alan yüksek Erciyas, sırLndan ancak iki üç ay geçid verdiğı iğrıcık büğıücük ve ârızalı Tekir yolile bu iki şehrı bir terazi gibi yalnız bir tepe ile birbinne bağlıyor. Bu tarafta Kayseri fazla nüfusu, iktisadî sahadaki oynaklığile ağır basan bir sıklet, o tarafta Develi Kayseriye göre daha genc, daha körpe olduğu için yükselişe daha âşık bir varlık. Kayseri ağır olduğu için Erciyasın ovasına düşmüş, denizden yüksekliği 1050; öteki hafif olduğu için Erciyasın bağnna tırmanmış, irtifaı 1350 metredir. Ağırbaşlı Kayserile, dilber çehreli Develi tarihin maçhuliere karıştığı devirden bu zamana kadar daima sırt sırta vermiş, Tekir yolu, gelişi güzel boyna atılmış bir eşarp gibi bu iki şehrin mukadderatını daima birbirine sanp düğümlemiştir. Kayserinin beş kazası içinde Develinin kendine has bir pozu var: Muntazam caddeleri, iki üç kdtlı evleri, bol ağaclı ve bembeyaz taşlı yapılarile Erciyasın boğazında altın bir madalyon gibi parlayıp durur. Uzakîardan bir hayal gibi uzanıp giden Toroslara yüksekliğile böbürlenen Erciyasın kökündeki bu dilber belde, üç yıldır ka\uştuğu elektrik ziyalarile, geceleri Torosun yamaclarmdan duvara asılı bir ayna şeffaflığile parlak görülmektedir. Kayseriden çok azametli göründüğü için korkulan, merkezî Anadoluda yükseklikte bir coğrafya ve harita kahramanı olduğu için sevüen zavallı Erciyas; Develiden, bir harmanlık kar yığını kadar küçük ve zayıf görünüyor. Kayseride azametinden ürktüğüm Erciyasa, Develide aczinden acdım. Orada uzakta olduğundan büyük, burada yakmda olduğu için küçük görünen iki yüzlü ve iki pozlu Erciyas, yaz'k sana!.. Bol suyunu Erc'yasın eriyen karlarından, sağlam havasmı Erciyasla Torosun semalarda çarpışan serin ve dalgalı rüzgârlarından alan bu şehir, genc bir idarecile çalışkan bir Belediye reisinin el ele veren şuurlu ve programlı hamlelerile her gün biraz daha bilerek ve anlıyarak serile serpile büyüyüp genişliyor. Vaktile Develi ojjullannın at oynattıklanndan dolayı «Develi« adı verilen bu şehrin asıl soyadı «Everck» tir. Etraf, çevre, ve hinterland manasına gelen bu Türk şehri, Eti kühürünün bir sel gibi akıp geçtiği Tekir yolu üstünde bulunması dolayısile yüzlerce asrın tarihî cereyanlarma şahid olmuş ve aldığı soyadile kendini hem tarihin sahifeelrine, hem de Erciyasın bağnna mıhlamıştır. Gerek i çinde ve gerekse etrafmdaki değerli eski eserler o şehadetin bütün kıymetli birer höccetidir. Bulvarımsı bir caddenin sağında ve şehrin göbeğinde onurlu duruşile göz alan büyük bir orta mekteb binası var. İçine girildiği zaman Kültür Bakanlığının Bütün gece düşündü. Sessizlikte, yal nızlıkta, hele biraz da uykusuzluğun verdiği bitkinlik içinde insanın aklına neler geliyor!.. En büyük güclükler bile kolaycacık devrilecek gibi görünür; insan elinden gelmiyecek şeyleri bile göze alır... Perihanın da gözünün önüne ilk gelen kocasından ayrlmak oldu. Böyle adamla, nasıl geçinilir, diyordu. Bereket versin, günün birinde basına gelecekleri bilmiş gibi hepsini düşünmüş, aynlmanm yollannı da ilkönceden açık bırakmıştı. Yann, karşı karşıya gelince, bunu böylece, kocasının yüzüne çarpacak; o da, kendisini istemiyen bir kadmm yakasmı, elbet, bırakacaktı. Feriduna bu kadarcık olsun güveniyordu. Bu adam, ne de olsa sırnaşık yaradıhşh değildi. Peki, ya bunda da aldanmışsa?.. Şimdiye kadar ondan hiç umulmıyan neler görmüştü. Ya bu sefer de, boşanırken güclük çıkarmağa kalkarsa?.. Perihan bu kadarmı aklına bile getirmek istemiyordu: Belki benden evvel kendisi, artık ayrılahm, diyecek... Belki bu akşam birdenbire otelden çıkıp gitmesi de gene bunun içindir... O zaman, nedense, derinden derine içi sızladı: Yazık değil mi, diyordu. Pekâlâ vereceği tahsisata avuc açan içli durumile iç sızlatan bir tamire muhtac!.. Şu birkaç yıl içinde tamir edilmezse harab olur gider. Yeni yapılan Belediye binasile belediye gazinosu, etrafmı çemberliyen geniş bir bahçenin crtasında yüze gülüp duruyor. Sokaklar parkelerle döşeniyor, caddeler ağaclarla süsleniyor.Şehri «Yavaş» istasyonuna bağlıyan muntazam şose, işi gücü çiftçilik olan bu şehrin işliyen kan damarıdır. Fakat Saimbeyli üzerinden Adanaya doğru açıîan ve üzerinde faaliyetle çalışıaln yeni yol, bu şehre yepyeni bir hayat ve faaliyet aşılıyacak ve merkezî Anadoluyu cenub vilâyetlerimize bağlıyan yegâne yol olması dolayısile askerî ve iktisadî bakımından çok mühim roller oynıyacaktır. Memleketin belli başlı ve en meşhur ihracatı içinde kitre en başat geir. Erciyasın kumsal toprağında yetişen bu «Kenen püşü» nden şehre on binlerce lira girer. Yalnız üzerinde durulması lâzungelen mühim bir meseleyi burada yazmak isterim. Evereğin Bakırdağı nahiyesine bağlı «Faraşe» denilen bir köyü vardır ki bu köy zengin demir msdenîerile meşhurdur. Yirmi otuz yıl önceye kadar köylüler tarafından iptidaî bir şekilde işletilmiş olan bu demir madenlerinin ocak yerleri hâlâ açık duruyor. Bir ucu Torosların en derin noktasına kadar uzadığı tahmin edilen ve kilometrelerce geniş bir sahyaı kaplıyan bu ocaklardan vaktile çıkarılan demirler, iptidaî bir surette tasfiye edilerek bu civarlarda çok kullanılmış ve «Faraşe demiri» diye şöhret bulmuştur. Çok kıymetli bir salâbetin hususiyetlerini taşıyan bu Faraşe demirinden yapılan at nallan, araba tekerlekleri, çift sabanları diğer demrilerın zaman ilibarile dayamşmdan mutlaka bir misli fazla kullanıld;ğı ve metanet gösterdıği içindir ki bu havalide engin ve geniş bir şöhreti ve diğer demrilere göre fiatça da epey bir farkı var. Türkiyenin ağır sanayideki demir ihtiyacını 50 yıl ferah ferah verecek' derecede bir vüs'afe malik olduğu da musırrane söyleniyor. Hükumetin yakında burada sondaj ameliye^ine başlıyacağı ihtimali kuvvetîidir. Öyle zannederim ki güzel Evereğin Faraşı, istikbalin ikinci bir «Karabük» ü olacaktır. Oyunun 14 üncü dakikasmda, Atinalı soliçin on sekiz metre mesafeden çektiği sıkı bir şüt, sol köşeden rakib kaleye girmis ve ikinci gol olmuştur. Şmeling Joe Lui Fakat, 28 inci dakikada, rakib kaleciNevyork 23 (Hususî) Zenci bok kaybetmiştîr. Bu vaziyet üzerine Şme nin yanlış bir çıkışından istifade eden Pesör Joe Lui ile Alman boksörü Maks ling'in menecerleri ringe sünger atarak ra orta muhacimi, kaleye girmiş olan AŞmeling arasındaki maç dün gece 22,30 boksörün abandone ettığini bildirmişler da «Amerika saatile» yapılmışbr. Aylar dir. danberi dedikodusu devam eden bu karHakem, maçı durdurmuş ve zenci şılaşma, şimdiye kadar yapılan boks maç boksörü galıb ilân etmiştir. Bu suretle larmdaki hasılat rekorunu kınnış ve satı Şmeling hükmî olarak nakavt olmuştur. Maçtan sonra Şmeling, boşböğrüne bir lan biletlerin yekunu bir milyon doları yumruk yediğini ve bu sebebden dolayı bulmuştur. yenildiğini ve bir talihsizliğe kurban ol Maks Şmeling, dün maçtan birkaç saat evvel, çalışmakta olduğu kamptan tay duğunu söylemiş ve zenci boksörle bir yare ile Nevyorka gelmiştir. Maçm neti üçüncü maç yapılmasını istemiştir. Şmeling hastaneye nakledilmiş ve vü cesi hakkında milyonlara varan bahsi cudünün muhtelif mahallerinden alman müşterek tutulmuştur. radyografiler kalçasmda ufak bir kemiğin Maçtan evvel, her iki boksör de, netikırılmış olduğunu meydana çıkarmıştır. ce hakkmdaki düşüncelerini, gazetecilere Bu suretle, Şmeling'in, zenci boksörün şu sözlerle bildirmişlerdir. böbreklerine vurduğu hakkmdaki iddiası Şmeling demiştir ki: sabit olmamıştır. « Rakibimi geçen seferkinden daha Zenci boksörün bu galibiyeti Nevyorçabuk yeneceğime eminim. Geçen sefer kun zenciler mahallesi olan Harlem'de 12 ravundda yenmiştim. büyük bir sevinc uyandırmış ve bir çok Bir çokları bu iki sene zarfında benim yerlerde halk balolan tertıb edilmiş, bü gerilediğimi, Luiz'ın terakki ettığini söy tün gece sokaklar adam almamıştır. YaDünkü maçtan bir görünüş lüyorlar. Halbuki ben kendimi onu yen pılan nümayişler esnasında birkac, dığim zamanki kadar, hatta daha iyi hıs de yaralanmıştır. tinah sağ müdafiin müdahalesine rağmen, sediyorum ve eminim ki Joe Lui terakki Almanyada teessürrt .,, , jakımma ilk golü kazandırmıştır. İlk devetmiş değildir. Onun hâlâ bir çok zayıf Berlin 23 (Hususî) Maks Şme re böylece bıtmiştir. noktaları vardır.» İkinci de\Tede rüzgâra karşı oynamaling'in, Nevyorktaki mağlubiyeti burada Zenci boksör de şunları söylemiştir: büyük bir teessür uyandırmıştır. Şme ğa bashyan Atinalılar ilk devredeki ha« Şmehng'i iki ravundda nakavt e ling'in bu maçı kazanacağına muhakkak kımiyetlerini idame ettirememişlerdir. Bueğim. Çünkıi oyunda hücuma çok geç nazarile bakılmakta idi. Halkın, maçın na mukabil Peralılar daha düzgün oynaır. Bu hücuma geçmesi için de kendi neticesini radyodan öğrenebilmesi için, mağa baslamıslardır. 25 inci dakikada Pera merkez muhafırsat vermiyeceğim. Onunla ilk kar polis müdıriyeti, umumî mahallerin mu cimi sıkı bir şütle beraberlik sayısım yap.tığımız zaman mağlub oldum, bunu ayyen olan saatten sonra da açık kalmasımıstır. <ul ediyorum. Fakat bu sefer mesele na müsaade etmişti. Bu aolü müteakıb Atinalılar, büyük Şild maçının finali Fener ^aşka, o gecedenberi ben çok şeyler öğbir enerji sarfederek nisbî bir hakimiyet rendim. Bugün o zamankinden çok iyi stadında oynanıyor tesis etmişlerse de oyun 2 2 berabere bulunuyorum.» T. S. K. İstanbul bölgesi futbol ajan bitmistir. Boksörler ringe çıktıklan vakit çok sa lığmdan: Atinalı futbolcular yann da Galata 26/6/938 pazar günü yapılacak şild kin ve ciddî görünüyorlardı. Hakem, sarayla karşılasacaklardır. kendılerine icab eden şeyleri söyledikten maçı: Fenerbahçe stadı: Pazar günü yapılacak sonra kong vurmuş ve zenci boksör, bir Fenerbahçe (B) Kasımpaşa (A) saok gibi yerinden fırlıyarak Şmeling'in güreş müsabakaları at 15.30 hakem Samim Talu. üstüne atılarak rakıbini bir yumruk yağ Pazar günü saat 16 da Taksim sta Fenerbahçe Beşiktaş saat 17,30 hamuruna tutmuştur. Alman boksörü, bu kem Adnan Akın. dında, Eminönü Halkevi tarafından terhiç ümid etmedıği yumruk sağnağı altında Yan hakemleri: Feridun Kılıç, Fah tib edılen güreş müsabakaları yapılacakşaşırmıştır. Şmeling bu arada iki defa reddin Somer. tır. Not: Maç beraberlikle neticelendiği nakdavn olmuş ve hakem beş sayıncıya Bircok basaltı güresçilerinin de iştirak kadar yerde kalmıştır. Şmeling, ayağa takdirde 15 er dakikalık iki devre tem edecekleri bu müsabakaların en ehemmikalktığı vakit, zenci boksörün yumrukları dıd olunacaktır. yetlileri Mülâyimle Tekirdağlı Hüseyin Boğaziçi sahasındaki Davudpaşa klübünün kongresî durmadan Şmeling'i dövmeğe devam etve Kara Ali ile Yeni Zelândalı Corc maçlar Davudpaşa Gencler BırLği umumî miştir. Zenci boksör ilk ravundun 124 ünModri'nin yapacakları müsabakalardır. sekreterliğınden: Pazar günü Arnavudköy Boğaziçi sacü saniyesinde kuvvetli bir sağ yumrukla Mülâyim Tekirdağlı maçını, eski 3/7/938 pazar günü saat (10) da birMaks Şmeling'i üçüncü defa yere sermiş lik merkezimizde senelık kongremiz dünya şampiyonlarından olup Bele hasmda şu maçlar yapılacaktır: Galata Gencler Boğaziçi Spor genc tir. Alman boksörü, bu yumruğu yedik yapılacağmdan ilişik üyelerin gelme diye tarafından festival müsabakalanna ten sonra tamamen sersemlemiş bir hale leri, ve gelmiyenler yazı ile salâhiyet girmek üzere getirtilen Cek Şesi idare takımları saat 14,30, B. takımlan saat 16, A. takımları saat 17,30. gelmiş ve dövüş kabiliyetini büsbütün vermeleri ehemmiyetle rıca olunur. edecektir. Haydi gidelim ar^k, dedi. Sıkıl dım. Feridun: Bunu biliyordum zaten, demek ister gibi karısının yüzüne baktı. Bara doğru yürüdüler. İlk günleri, sık sık, birlikte dolaşmağa çıkıyorlardı. Çamlı dağlara tırmanmak, sevişen, koşuşan çiftlere bakmak, Perihanın da, Feridunun da hoşuna gidiyordu. Biraz ileride Kralm sarayı vardı. Bir gün de onu gezdıler. Böylece sekiz on gün geçti. Sonra sonra, ikisine de yenibaştan bir can sıkıntısı çökmeğe başladı. Artık gene eskisi gibi, hiç bir yerde eğlenemez oldular. Bir akşam, geceyarısmdan sonra ote le dönmüşlerdi. Herkes kendi odasına çekildi. Bir aralık Perihan nedense işkillenmis gibi yatağından kalktı. Bitişik odada kocası yatıyordu. Dinledi. Hiç ses yoktu. Kapıyı tıkırdattı. Gene ses çıkmadı. Hemen hizmetçilerden birini çağırdı. Kocasını arattı. Otelin hizmetçisi gitti; beş on dakika sonra gene geîdi: Kapıcıya sordum; biraz önce so kağa çıkmış!.. Perihan ilkönce şaşaladı. Feridun bu •;atten sonra nereye gitırr'ş olabilirdi. Fakat çarçabuk kendiri topladı. Belli etmek istemedi: Gitmiş mi?.. Ben de onu soruyordum. Ben gönderdim de... Yalnız kalınca, olduğu yere çöktü: Olur şey değil, diyordu. Gece yarısı, beni herkesin önünde küçük düşür dü. Haber bile vermeden başını alıp gitmiş!.. Zaten haber de varmiş olsaydı, ne olacaktı. Saat birde, nereye gidilir?.. Olsa olsa kazinoya, kumar oynamağa gitmiş olabilirdi. Zaten kocasınm hayatmda bir takım karanlıklar olduğunu, ne zaman danberi sezmişti. Demek ki bir tanesi de bu imiş; bu adam gizli bir kumarbazmış. Kaç gecedir karısının yanmda oynamağa çekinmiş, şimdi işte ondan gizli talihini denemeğe gitmişti. Küçük bey benden aldığı paralan götürüp kumarda yiyor ha... Kim bilir, belki üstelik borca da girıyor. Günün birinde bir de beyefendinin kumar borclarını ben ödiyeceğim öyle mi?.. İkide birde duyardı: Birçok erkekler karılanndan para çekerler, onunla kumar oynarlarmış. Böyle kadınlarm aklına şaşanm, diyordu. Onlar kocalarını seviyorlarsa haydi neyse... Ya ben?.. Bana ne olu yor?.. Bü adama bunun için mi vardım?.. SAHİR ÜZEL ŞEHÎR tŞLERt Otel ve banyo fiatları fazla! İktısad Vekâletine bağlı olarak te şekkül eden Turizm Ofısi, İstanbula 7 günlük bir seyahat tertıbine karar vermiş ve İstanbul Belediyesinden otel ve banyo fiatlarını sormuştu. Gönderilen fiatlan fazla bulan ofis, bunlann indirılmesi esbabmın araştırılmasmı îstanbul Belediyesine bildirmiştir. Çöpçü aylıkları çoğaltıldı Bir aralık Belediye reis vekilliğini ifa eden Emniyet İşleri Umum müdürü Şükrü zamanında tezyid edılen çöpçü aylıkları, bilâhare bütçenin müsaade sizliği yüzünden indirilmışti. Bu kere, Belediye, on beş lira olan çöpçü aylık larmı yirmiye çıkarmağa karar ver miştir. Çöp kongresi Viyanada toplanacak olan beynel milel çöp kongresine davet edilen Belediye, bu davete bu defalık icabet edilemiyeceğini bildirmiştir. geçinip gidiyorduk, işte..« Şu iki aya yaklaşan zaman içinde, hemen hemen hiç birbirlerini incitmemişlerdi. Aralarında geçen ufak tefek hırçın lıkları hiç saymryordu. Düşünülecek olursa, zaten onlarda da suç gene kendisinindi. Yoksa Feridun, geçinilmiyecek gibi bir adam değildi. Nitekim Perihan bile kendi kendine: îşte istediğim gibi bir adam bul dum, istediğim gibi bir koca!.. diye az mı seviniyor, az mı öğünüyordu. Şimdi ondan boşanacak olursa hem Feridun Şevket gibi görünüşü, gösterişi eksiksiz bir adamdan, hiç olmazsa böyle bir arkadaştan ayrılmış olacak, hem de evli lik için ortaya attığı bütün yenilikler boşa çıkmış olacaktı... Bütün geceyi, yatağmın içinde kıvranmakla geçirdi. Ertesi sabah da ilk işi kocasını çağırtmak: Dün gece nereye teşrif buyuruldu? Diye sormak oldu. Feridun, hiç telâş göstermedi: Uykum kaçtı; şöyle biraz dolaşmağa çıktım. Ne uzun dolaşma!.. Nereye kadar gittiniz?.. Sabaha ^adar dağlarda mı dolaştmız?.. lArkast vari Tefrika: No. 48 Hıç oynadınız mı?.. Her zaman... Avrupaya her gi dişimde... Pek mi sevsrsiniz!.. Eğleniyorum. Biraz kazanıyorum da... Masaların birine Perihan geçti. Feridun arkasmda, ayakta duruyordu. Genc kadın oyuna başlar başlamaz, üst üste kaybetti. Sinirlendi, kocasına döndü: Siz şöyle biraz dolaşsanıza, dedi. Bir kadın oyun oynarken, kocası yanmda durursa mutlaka kaybedermiş... Feridun gülümsedi; Perihanın kula ğına eğildi: Evet amma bu, sevişen kan kocalar için... Yoksa ben, size daha iyi uğur getireceğimi sanıyordum.. Maremki böyle emrediyorsunuz... Nakleden: Kemal Ragıb Dedi; çekildi. Taşı gene gediğine koymuştu. Bunu Perihan da anladı. Biraz daha oynadı. Kaybettiklerini kazandı. Sonra gene verdi. Gittikçe oyun büyüdü. Oyuncuların çoğu, kendi oyunlarını bı raktılar, ona bakmağa başladılar. Arkasmdan bir fısıltı duydu: Kim bu kadın, bu kadar çılgmca oyun oynuyor... Bu kadar güzel, hem de yalnız... Sorulur mu artık?.. Belli kı burada kaybettiğini başka yerde, hem de pek kısa bir zaman içinde kazanan, kazanacağını bilen kadınlardan birisı olacak... Perihan bunu işitti. Kıpkırmızı oldu. Kulakları uğuldadı. Önündeki fişleri çantasına koydu. Masadan kalktı. Feridun, köşedeki maruken k^ltuklardan birine gömülmüş, piposunu çekiştirıyordu. Onun yanına koştu:

Bu sayıdan diğer sayfalar: