24 Haziran 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

24 Haziran 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

24 Haziran 1938 CUMHURİYET SON Mühim kanunlar Millet Meclisi, encümenlerden çıkan 15 lâyihayı bugün müzakere edecek Ankara 23 (Telefonla) Meclis encümenleri bugün de geç vakte kadar çalışarak ellerindeki kanun lâyihalarını tetkik ve müzakere ettiler. Muhtelit en cümen hazinenin sattîğı gayrimenkullerin satış bedellerinin tahsili hakkmdaki lâyihayı görüştü. Adliye encümeni yabancıların Türkiyede seyahat ve ikametleri hakkmdaki kanun lâyihasım müzakere etti. Millî Müdafaa encümeni ihtiyat zabitleri ve ihtiyat askerî memurları kanununun dördüncü maddesini değiştiren lâyihayı tetkik etti. İktısad encümeni îngiltere ile imza edilen müzeyyel klering anlaşması ve tesli mat anlaşmalarile eksport kredi garanti departımanı ile imza olunan anlaşmanın tasdikı hakkmdaki kanun lâyihasım müzakere ve kabul etti. Meclis yarın 15 te toplanacaktır. Ruznamesinde birinci müzakeresi yapılacak 15 kanun vardır. Hamidiye Payas'a hareket etti Magosa limanındaki istikbal çok samimî oldu Genc neslin en güzel hikâyeleri Yazan: PEYAMİ Yaşar Nabi ilk eserlerini Cumhuriyetin ilânından sonra vermiş muharrirlerin yazılarını «Genc neslin en güzel hikâyeleri» adlı bir ontolojide topladı. Kanaat kütübhanesinin çıkardığı bu kitabda, «genc nesil» tabirinin geniş olduğu kadar dağınık çerçevesine sığdırılmış muharrirler, bü yük ve küçük kardeş değil, hatta baba evlâd a'asındaki yaş farklarile bir araya gelmişler. Eğer «genc» ve «nesil» kelimelerinin manalarını, çocuklukla ihtiyarlık arasında içine her yaşı ve her çağı alan cörnerd bir genişliğe izafe edersek, bu eserde, Sadri Ertem gibi kırk yıllık bir kâhille, Peride Celâl gıbi, onun kızı yerinde bir nevcivanın isimlerini yanyana görmekten gelen hayreti biraz tadil ederiz ve anlarız ki Yaşar Nabi, seçtiği muharrirlerin değil, eserlerinin yaşına göre bir tasnif yaparak Cumhuriyetten sonra doğan yazılan bir tek neslin mahsulleri farzetmiştir. Kitabdaki bütün hikâyeler arasında ona hak verdiren öyle bir hassasiyet ve ifade benzerliği göze çarpıyor ki bu yazıları bir tek neslin değil, hatta bir tek muharririn mahsulleri farzedeceğimiz geliyor: Hemen hepsinde günlük gazete veya popüler mecmua kalıplarına göre kısa yazmak zaruretinden doğmuşa benziyen ve bazan derinliği nisbetinde güzel bir sadeliğe gittiği halde bazan da tamtakır bir kuru boşluğa dönen ayni muhteva darlığını görüyoruz; hemen hepsinde kelime ve siga tekrarlarile ayni üslub kekelemesi ve ayni ibare derbederliği var; hemen hepsinde bir tek tahlilden bile mahrum kalış ve onun yerini ekseriya sembolik ihsaslarla doldurmak istiyen şairane vizyonlar arama gayreti belli oluyor. Bir iki istisnasile hepsinde realist görünen teferruatın birdenbire fanteziye ve romantık bir sona düşüşü göze çarpıyor. Gene bir iki istisnasile hepsinde kahraman, bir tipi ötekinden ayıran hususî farklarile kendi kendine değil, müşterek sınıf ve zümre karakterlerile herhangi bir insana benziyor. Bu yazılarda hiçbir tip ve çehre olgun ve sarih değil: Ya loş bir muhayyilenin duvarına vurmuş romantik bir karaltı, yahud umumî karakterlerin mubalâğasile ortaya çıkarılmış birer vodvil kahramam. Bu hikâyelerin pek çoğuna bakılınca, Yaşar Nabinin önsözde yazdığı gibi «Bugünkü hikâye san'atımıza realizmın» değil, bilâkis çok açık bir fantezi ve romantizm temayülünün hâkim olduğunu söylemeliyiz: Said Faik, Fikret Adil, Bedri Rahmi, Necib Fazıl ve Yaşar Nabi, bu kitabdaki hikâyelerile, yaşanmış, müşahede ve tahlil edilmiş olmaktan ziyade, sadece hulyası kurulmuş vak'aların fantezist birer hikâyecisidirler. Bugüne kadar okuduğum yazılarında her köylüyü mazlum ve hükumetle beraber her jandarmaya zalim göstererek, iki nevi karakter içinde birbirinin ayni tiplerden mürekkeb iki insan serisi çizen Sabahaddin Ali, bu kitabdaki iki hikâyesini dolduran kan davalarile, mezarı deşilen ölülerile ve hep kendi ideolojisine göre muttasıl burjuva kini aşılıyan keskin mubalâğalarile halis bir ihtilâlci romantizmin müjdecisi olmağa çalışıyor. Bu yüzden, vak'aları ve insanlan da, telkinine uğraştığı dava kadar yeknesaktır. Buna benzer bir romantizm de, Peride Celâlin bir palto için adam öldürülmesini anlatan hikâyesinde karşımıza çıkıyor. Necib Fazılın ayni neviden hemen her yazısını dolduran cin, peri, hortlak, ölü, cinnet, intihar gibi kaba fantastik unsurlar, bu kitabda, karşısına bir hayalet çıkınca kedi gibi dolabın tepesine zıplıyan, sonra «bu dolabın keskin ucu göğsüne saplanmış» olarak yerde bulunan kızın hikâyesinde de, teşrih masasından fırlayıp canlanan ölünün hikâyesinde de var. Şimdiye kadar saydığım muharrirlerin yazılarında insanlar pek çabuk seviyor, soğuyor, kızıyor, deliriyor, vuruyor, öldürüyor ve gene diriliyorlar. Artık bu kadarına «realizm» diyemeyiz; fakat mutlaka bir isim takmağa mecbur olmadığımızı Yaşar Nabi de muk^ddemesinde söylüyor. Eğer tam manasile bir realite aramak lâzımsa bunu daha ziyade Cahid Sıtkının «Bir kış gecesi» ve lhsan Devrimin «Evimiz» hikâyelerinde buluyoruz. Hatta bu yazılarda dümdüz ve dımdızlak realiteden başka birşey yoktur. Fakat kendi kendine bol bol yeten ve insan hayalini kat kat geçen derin, yaygarasız, ebedî realite. İhsan Devrimin hikâyesinde Cahit Sıtkının muhkem, mazbut ve kitabın içindeki yazılarda benzerine kolay tedüf edilmiyen sıhhatli üslubu yoksa da hiç aldatmıyan sade ve samimî bir hakikat şivesi var. Bunu Samed Ağaoğlunun, Sadri Ertemin, Kenan Hulusinin, Nahid Sırnnın ve Umran Nazifin hikâyelerinde, IHEM NALINA MIH1NA Boğaziçi I SAFA Erzurum 23 İran hudud heyeti mihLondra 23 Hava İşleri Nazırı, în mandarlığma tayin edilen vilâyet Em gilterenin harb tayyare filolarının şu niyet müdürü hareket etmiştir. Misafir suretle terekküb etmekte olduğunu tasler ayın 24 ünde Trabzonda bulunacak rih eylemiştir: lardır. Heyet şerefine her konak yerinAnavatan tayyareleri 123 filo, de ve bu arada Erzurumda büyük bir Müstemlekât tayyareleri 29 filo, ziyafet verilecektir. Deniz tayyareleri takriben 20 filo dur. (a.a.) Magosa 23 Hamidiye mekteb gemisi 20 haziranda Magosa limanına gelmiştir. Ekseriyetini Kıbrıs Türkleri teşkil eden binlerce halk mekteb gemisinin bu ziyaretini kutlulamak için adamn her Avukatlık kanun lâyihası da Adliye tarafmdan Magosaya gelmiş bulunuyorencümeninde tetkiki bitirildiğinden, ya lardı. nnki ruznameye alınmıştır. Hamidiye rıhtım ve sivarındaki kale Toprak mahsulleri ofisi kanun lâyihası, lerin üzerinde biriken bu kesif kalabalı adliye harc tarifesi kanununa ek noter ğın sürekli alkışlan arasında limana gireharc tarifesi, hava subaylanna ve denizal rek rıhtıma yanaşmıştır. Gemi komutanı h sınıfı mensublarına verilecek zamlar ve kurmay yarbay Necati Özdeniz tarafm tazminler hakkmdaki lâyihalarla maktu dan resmî ziyaretler yapıldıktan sonra fiat üzerine satış mecburiyetine dair ka Hamidiyenin subay ve talebeleri saat 1 7 nun lâyihasının müzakeresi de yarm yapı de Magosa İngiliz kulübünde bir çay ziyafetine iştirak ettiler. Akşam da Magolacaktır. sa kaymakamı tarafmdan gemi erkânının ve Türk konsolosunun hazır bulunduğu bir ziyafet verilmiştir. Ayni akşam Magosa Türkocağı tarafmdan da diğer gemi zabitleri şerefine bir akşam yemeği verildi. Salı günü de gemi subay ve talebeleri hususî bir trenle adanın merkezi olan Lefkoşaya gitmişler ve ayni sevinc ve heye canlı tezahüratla karşılanmışlardır. Kıb rıb valii umumisi gemi komutanı Necati Özdenizle zabitlerimizi ve Türk konsoBükreş 23 Bulgaristanın komşu Bükreş 23 Maarif Nazırlığını ifay losunu öğle yemeğine davet etmiştir. başlıyan Dahiliye Nazırı M. Kalinesko devletlerle olan münasebatı meselesi, A5,30 da konsolos Ekrem Arar taraşu beyanatta bulunmuştur: tatürkle Kral Karol arasında vuku bulan fından misafirler şarefine 250 kişilik çok « Maarif bütçesi, Romanya devleti mülâkat münasebetile tekrar mevzuu parlak bir gardenparti verilmiş ve gardennin masarifi yekununun beşte biri mik bahsolmaktadır. tannda olduğundan bu şerait dahilindı Bulgaristan, Balkan yarımadası mil partide Hamidiyenin mu'.ena cazı büyük müesseselerimizin istikranna muhaliı letleri içinde, Balkan Antantına dahil ol bir muvaffakiyet kazanmıştır. Akşam mihattı hareket takib eden ve bu kabil te mıyan yegâne memlekettir. Bir ademi te safir zabit ve talebeler Lefkoşa Türkleri mayüllere sahib olan memurların va tarafmdan izaz edüdikten sonra gene huzife başında bulundurulması bir gafle cavüz anlaşmasına iştirak etmeğe her zaman amade bulunduğunu söylemiş, fakat, susî trenle Magosa'ya dönmüşlerdir. olur.> Kruvazör Payasa hareket etti M. Kalinesko, evvelce yapmış olduğu adaletsiz telâkki ettiği hududları silâhla ihtarlardan mütenebbih olmamış olan müdafaa etmeğe onu sevkedebilecek olan Magosa 23 Bugün Hamidiyede bir profesörlerle talebeyi teyakkuza dave hiçbir taahhüde girişmemiştir. öğle yemeği verilmiştir. Hamidiye bu aketmek istemektedir. Türkiye ile Yunanistan arasında ahi şam saat 6 da Payasa müteveccihen buProfesörlerle talebenin demir muha ren imzalanan anlaşma, bu iki memleke radan ayrılmıştır. Mekteb gemimizin bu fızlar teşkilâtı tarafmdan yapılan protin, statükoya hürmet edilmesi hususunda kısa ziyareti burada fevkalâde iyi intibapagandanın tesiri altmda kalmış olduk lar bırakmış ve adada çıkan her dilden ki azimlerini göstermektedir. ları zannedilmektedir. Diğer taraftan, Romanya, arazi bakı gazeteler bu ziyaretten uzun yazılarla Prens Kantaküzen trenden kaçt mından müsaadekâr davranmağa kat'iy bahsermekte ve bilhassa gemi komutan Bükreş 23 Eski Demir muhafızlaı yen taraftar değildir ve Bulgar ekalliye heyetile subay ve efradının vakar ve cidrüesasından Prens Aleksandr Kanta tine, kendi topraklannda oturan diğer diyetini sitayişle kaydetmektedirler. (a.a) küzen'le Kristesku kendilerini Bütsa res'e götürmekte olan trenden atlıyarak ekalliyetlerin tâbi olduğu muameleyi aykaçmışlardır. Kendilerini bulmak için nen tatbik etmek fikrindedir. îyi haber alan mehafil, Atatürkle yapılan araştırmalar boşa gitmiştir. Kral Karol'üu bütüı. Balkan yarımadaDemir muhafız şeflerinden 20 ilâ Atina 23 îstanbul valisi Muhiddin 30 unun davası cumartesi günü divanı sında sükun ve huzur temin edecek çare Üstündağ, Katimerini gazetesine aşağı harbde başlıvacaktır. (a.a.) leri aradıklan zannındadırlar. daki beyanatta bulunmuştur: « Sizin vasıtanızla Atinalılara hi tab etmekten çok mes'udum. Hergün bana karşı gösterilen bu derece samimî kardeslik tezahürleri karşısmda hevecanımdan hissiyatımı bildirmek için kelime bulamıyorum. Atinayı nasıl sevmem? Atina, yüksek ve haşmetli mazisile bugünün zamanını birbirine çok iyi adapte etmiş tir. Bu keyfiyet, daimî müşahedelerimin ve tetkiklerimin mevzuunu teskil eylemekLondra 23 (Hususî) Almanya ve Londra 23 Hava İşleri Nazırı M. tedir. Her görüştüğüm insanda Atinalı Avusturyadan Ingiltereye iltica etmek Kingsley Vut. neşretmiş olduğu bir be ların asaleti ve güzel etvarı göze çarpı istiyen Yahudilerin miktarı çoğaldı yanname ile İngilterede şimdiye kadar yor. İstanbula döndüğüm zaman, şahsı ğmdan, îngilterenin Berlin ve Viyana misli görülmemiş olan bir tayyareci ma karşı gösterilen bu nezaketin tstanbul konsoloshaneleri memurlarmm mik kavdetme mücadelesi açmıştır. halkını istihdaf eylediğinden îstanbul tarı iki misline çıkarılmıştır. Geçen bir Nazır, şimdiki malî sene içinde 31,000 halkını haberdar edeceğim.» hafta zarfmda yanız Viyanadaki İngikişi kaydetmek istemektedir. liz konsoloshanesi 750 kişiye vize ver Vali Üstündağ, Detfi ve Mistra'yı Nazır, beyannamesinde bilhassa binmiştir. Konsoloshaneve her gün yüz lerce tayyare imalinin hayatî bir zaru gezdikten sonra, pazartesi günü îstan lerce kişi müracaat etmektedir. bula dönmek üzere Atinadan hareket ret olduğunu söylemektedir. İran hudud heyeti geliyor edecektir. Tayyare filoları miktarı Trenden kaçan maznun prens Balkanlarda sükun ve Bulgaristan Romanyada üniversite Komşu devletin vaziyetidemir muhafızların tesir nin yeniden konuşulduğu lerinden temizleniyor Bükreşten haber veriliyor Valimizin Atina halkına samimî hitabı Boğaziçi, bir müddet, unutulmuş bir sevgili gibi, bir hüzün ve elem devri geçirdıkten sonra, şimdi tekrar sevilmeğe başladı. Akıntıların, anaforların durma dan temizledikleri suları, kıyılara, kokulan mide bulandıran çürümüş süprüntüler, sazlar, yosunlar, leşler yığmaz. Yaz günlerinde, Boğaz havası insanın canına can katar. Hakikat, temmuz ve ağustosun boğucu sıcak günlerinde, İstanbulun hiç bir sayfiyesinde, Boğazın limonata gibi esen, karpuz kokulu serin rüzgârını bulamazGenc neslin hikâyeleri bu halile kabul smız. edilince, Yaşar Nabinin seçtiği yazılar aBu cennet sayfiyenin tekrar moda olrasmda, hiç değilse birer parçasile beşerî masında, Şirketi Hayriyede bugün hâkim duygularımızdan bir veya bir kaçını ha olan zihniyetin de büyük tesiri vardır. Borekete getirmekten âciz bir tanesi bile ğaz, başta Büyük Harb olmak üzere, yoktur. Onları, bir defacık için bile olsa, muhtelif sebeblerle metruk bir hale gelirıçimizden geçirdikleri kısa ve sıcak bir he ken Şirketi Hayriye zarar ediyor ve bu yecan çizgisinin delâletile seviyoruz. Bu zararını kapatmak için mütemadiyen bilet kitabda okuduğum yirmi kadar hikâyenin ücretlerini artırıyordu. Bu, yanlış bir dühepsinden bende güzel birer intıba parça şünce idi. Çünkü tarife arttıkça, biletler sı kaldı. Nekadar yaşıyacağını tahmin et pahalandıkça, Boğaza rağbet azalıyor, miyorum, fakat şimdilik onlan olanca vu yolcu sayısı azalıyor, varidat azalıyordu. zuhile hatırlıyorum: Said Faikin, admı Dünyanın bütün hayatında, bugün, ikunuttuğum Balıkçı hikâyesinde canavar tısad prensipleri hâkimdir. Bu prensiplere görüp görmediğini kendi kendine soran uymıyan, bu prensiplere dayanmıyan işler adamın cevabı; Fikret Adilin Muallime yürümez. Şirketi Hayriyeyi, bugün idare hikâyesinde bir çocuğun kendinden pek edenler bu hakikate uygun bir yol turtubüyük bir kadına karşı duyduğu merha lar. Onun içindir ki hem Boğaz şenlenimet ve geçirdiği buhran; Samed Ağaoğ yor, hem Şirketi Hayriyenin yaz talunun hikâyesinde Çinlilerin portreleri ve rifesi adi günlerde Harem Salacak mektubdan alınan satırların çizdiği deh hattile beraber yarısı gitme, yarısı gelme şet; Sabahaddin Alinin Kanal hikâyesin olarak 281, pazar günleri ise 226 seferi de iki Mehmedin yüz elli metre mesafe ihtiva ediyor. Ayrıca Üsküdarla Beşiktaş den birbirine bakışlan; Peride Celâlin arasında, adi günlerde 58, pazar günleri hikâyesindeki aç adamın paltolu adamla 78 sefer var. Araba vapuru adi günlerde ilk temasları; İhsan Devrimin hikâyesinde 34, pazar günleri 44 sefer yapıyor. çocuğun ev sahibine kini ve pembe kapının görünmez oluşu; Reşad Enisin hikâyesidnde Ömerin îstanbulda karşısına çıkan ilk çocuğa söylediği meşru yalan sahnesi; Sadri Ertemin hikâyesinde Hacıbaba portresinden bazı çizgiler; Bedri Rahminin hikâyesinde bir kokunun bir insan gibi vazife alışı; Kenan Hulusinin hikâyesinde kulaksızın bir çok hususiyetleri; Necib Fazılın gece bekçisi hikâyesinde sağ taraftaki üçüncü ölünün üç ay evvelki hayatından bir safha; Bekir Sıtkının hikâyesinde bir hediye beklemenin heyecanı; Yaşar Nabinin Portre hikâyesinde kahramanın portre sahibine tesadüfü; Nahid Sırnnın hikâyesinde Mihrimahın Hayreddini mahremiyetine kabul etmesi; Cevdet Kudretin hikâyesinde yalnızlık atmosferi; Cahid Sıtkının Bir kış gecesi hikâyesinde kapı çalınmcıya kadar geçen anlar; Umran Nazifin hikâyesinde mezarcının yüzüne aid tas\ar parçası. Şirketi Hayriye, geçen sene cumartesi günleri öğleden sonra Karadeniz ağzına kadar uzattığı tenezzüh seferlerini, bu yıl ikileştirmiştir. Vapurun birinde saz, ötekinde caz var. Şirket, bu sene bir yenilik daha yapmış, Tokatliyan oteli ve Canlı Balık lokantasile anlaşmış, kombine biletler yapmış, gidip gelme, yiyip içme, dans hepsi içinde, Salacak plâjına da gidip gelme ve banyo için gene kombine biletler var. Ayni kombine biletler ve ayni günde mükerrer gidip gelme hakkım haiz aylık kart abonmanlar, sizi Köprüden alıp Çamlıcaya kadar vapur ve tramvayla ucuzca götürüp getiriyor. Bu sayede, istanbulun en güzel yerlerinden biri olan Çamlıca da şenleniyor. hatta daha güzelleşmiş olarak, fakat parça parça bulmak müm'kün. Umumiyetle hikâye san'atının daima yadırgadığı bir fevkalâdelik hasreti, bu yazıcılarımızı ya fanteziye, yahud da mevzularına aykırı, komik ve romantik mubalâğalara götürüyor. Bu hal, komik tarafıle, Bekir Sıtkının halâya atılan tesbih hikâyesinin sonunda bazı ulvî hislerimizi incitecek dereceye varıyor; romantik tarafile, Reşad Enisin Talkm adlı hikâyesinde, imamın başında uçan yarasalarla pek basmakalıp bir santimantal sahneye çevriliyor. Genc neslin en güzel hikâyeleri bunlarsa, Türk hikâyesinin, doğduğu tarihtenberi, benimsemeğe çahştığı garb kalıbı içinde şark an'anesine sadık kalmağa devam ettiği görülür: Tam bir kompozis yon beceriksizliği içinde, hayata ve tabiate karşı kayıdsız, müşahedesiz ve tahlilsiz, gözleri dışanya baktığı zaman bile nefsindeki hâdise âlemine dönük ve çoğu nesre çevrilmiş birer şiir gibi şahsî hassasiyet ifadelerinden ibaret, hatıra, intıba ve illüzyon hulâsaslan... oğaziçi İstanbulun, yalnız îs" tanbulun mu, dünyanın en güzel yerlerinden biridir. Geçen sene, Cumhuriyette Boğazın, yeryüzünün yazlık cenneti olduğunu yazmıştım. Ben, onun mamur, rağbette ve şen olduğu günlere yetiştim. Çocukluğumun ve ilk gencliğimin en güzel anlarını Boğazda yaşadım. Onun için Boğazı severim. O vakitler, Kuruçeşmenin talihi böyle kararmamıştı. Yıkık duvarlar arasında kara suratlı kömür yığınları yerine, yeşil bahçeler arasmda beyaz yalılar vardı. Boğazın iki kıyısı boyunca yangın yerleri bu kadar bol değildi; bugünkü çökmüş, ihtiyar yalılar, o zaman yeni ve gencdi. Yahudi muhacereti ingiliz hava kuvveti tekrar basladı sür'atle artıyor Almanya, Avusturya Yahudileri Ingiltereye Akın ediyorlar Bu sene içinde 31,000 tayyareci daha askerî kadroya alınacak îki heyet, halk türkülerini toplıyacak Sefir Suriç'in vaziyeti Moskova 23 Sovyetler Birliğinin Paris büyük elçisi Suriye için ec nebi memleketlerde dolaşan bazı ha berler hakkında şurası tasrih edilebilir ki, Amerikan büyük elçisi Davis şere fine Hariciye komiseri Litvinof tara fından yapılan kabul resmine iştirak etmiş ve bir hafta kadar kalmak üzere Moskova civanndaki bir sanatoryoma gitmistir. Yunan sefiri, Dahiliye Vekilimizle görüştü Ankara 23 (Telefonla) Yunan sefiri, Dahiliye Vekili ve Parti Genel KISA HABERLER Sekreteri Şükrü Kayayı bugün Parti de ziyaret etti ve nezdinde bir saat ka* NEVYORK 23 Alman casusluk işinde medhaldar olan ve Amerikada mevkuf dar kaldı. c Ankara 23 (Telefonla) Memleke tin muhtelif yerlerinden halk şarkıları toplamak üzere Maarif Vekâletince tavzif edilen iki heyet bu ayın 25 inde seyahate çıkacaklardır. Gruplardan biri İzmir, Manisa. Aydm. Kütahya, Balıkesir ve Çanakkaleyi, diğeri de Adana, Anteb, Urfa, Diyarbakır havalisini gezecektir. Prag'da ekalliyet müzakereleri Prag 23 Nazırlar meclisi, dün muhtelif milliyetlerin statüsü hakkmdaki mesaisine devam etmiştir. Bu mesai, hayli ilerlemiştir. Çünkü M. Hodza, bugün Südetlerle nazırlan karşı karşıva getirecek olan bir içtima tertib etmiştir. ' îlk defa olarak M. Henlein'in murahhasları hükumet koalisyonunun erkânile karsı karşıya geleceklerdir. Prag'a giden Yugoslav Sokollarî Belçrad 23 1,000 Yugoslav SokoFu Slavlararası Sokol'lannın müsabakalanna iştirak etmek üzere bugün Prag'a gideceklerdir. Gazeteler, bu münasebetle Prag'da vapılacak başlıca müsabakalar esnasında 6,000 kadar Yugoslav Sokol'unun bulumcağını yazmaktad:rlar. Berlin 23 Bir kararname, Brüning Belgrad 23 M. Stoyadinoviç, be kabinesinde nazırlıkta bu'unmuş olan M. "iberinde hususî kalem müdürü M. Pro Treviranus ile kansının, iki kızının ve bir ' c olduğu halde dün İtalyadan dönmüş >ğlunun artık Alman tabiiyetinde olma iür. lıklarını ilân etmektedir. M. Stoyadinoviç îtalyadan döndü Almanlıktan çıkarılan eski nazır bulunan 18 kişiden dordü serbest bırakılmışlardır. Kendilerinden yirmi beşer bin dolar kefalet akçesi alınmıştır ve dava tarihi olan 1 ağustos 1938 tarihlne kadar serbest kalacaklardır. * LONDRA 23 Hind kongresi fırkasinın eski reLsi M. Nehru, Paristen buraya gelmiştir. * KAVNAS 23 Bir Alman gemisinin Kleypeda'ya gelmesi yüzünden bir takun hâdiseler vukua gelmiştir. Bu geminin yolcuları nazi marşları terennüm etmekteydiler. Ahali, polis komiserliğinin camlarını kırmış ve iki polLs neferini yaralamıştır. * PARIS 23 Umumiyetle iyi malumat almakta olan mehafile göre bu sabah beyan edildiğine gbre Fransızlarla Almanlar arasında cereyan eden müzakereler esnasında Davs ve Yung istikrazlan faizlerinin tenkLsi hakkında Fransız heyeti tarafın dan hiçbir teklif yapılmamıstır. * VARŞOVA 23 Yarıresmî İskra a iansı, Polonyalı halkın Danzig'deki nazi memurları tarafmdan zulüm gönnekt€ olduğunu haber vermektedlr. Şirketi Hayriye, Celâl Bayar kabinesinin, hayatı ve eğlenceyi ucuzlatmak siyasetine uygun olan bu çalışmalarile çok geçmeden Boğazı eski mamur, neşeli ve canlı haline getirecektir. Boğazın yalnız bir eksiği var ki onu da başka bir gün yaBütün bu saydığım hatıra, intıba, buhzacağım. ran, k anlan ve tasvirler, edebiyatımızın oryantal ve santimantal an'anesini devam ettiren tarihî istidadlarıdır. Hikâyecilerimizden ve romancılarımızdan beklenen şey, bu kalitelere, insan ruhunun karanlık taraflarına dalabilecek birer tahlil huzmesi katabilmeleridir. Bu antoloji bize henüz garb hikâyesinin en büyük vasfını teşkil eden bir tahlil istidadı müjdelemiyor. Acaba hikâyelerin seçilişinde bazı isabetsizlikler mi var? Nitekim bize Anadolu hikâyelerinin en halis birer örneğini Kahire 23 (Huveren Feridun Osman unutulmuştur. Fasusî) Başvekil kat o da ilâve edilseydi ve daha dikkatli Mehmed Mahmud bir intihab mümkün olsaydı, bitaraf bir Paşa bir millî birmüşahidin gözünde, bütün Türk hikâye lik kabinesi kur ciliğinin umumî kıymeti, isti'mak üzere dört fır kanm kabineye işv e na sibi değişebilir miydi? tirakine muvafa Zannetmiyorum. kat etmiştir. Yeni PEYAMt SAFA kabine listesi bu gün Kral Faruğa takdim edilmiştir. Bir kasabayı tayfun tahrib Salâhiyettar meha Başvekil Mehmed etti filde temin edildi Mahmud Paşa Portland 23 Aragon'un garbında ğine göre, yeni kabineye Vefd fırka smdan beş nazır alınmıştır. kâin olan ve 300 sekenesi bulunan PilotAhmed Mahir Paşanın Maliye Nezarok kasabası bir hortum istilâsına uğra retine, Nekasti Paşanın da Dahiliye Nemıştır. zaretine getirileceği söyleniyor. Suların irtifaı, birkaç dakika içinde bir metreyi bulmuştur. Ahali, vaktinde kaç Bir Fransız tayyaresi düştü Tur 23 Bir askerî tayyare, dün mağa rnuvaffak olmuş ve yalnız maddî gece Tur yakınında yere düşerek parçahasarat vukua gelmiştir. Bu hasarat, 50,000 dolar tahmin edil lanmıştır. Mürettebatından altı kişinin telef olmuş olduğu söylenmektedir. mektedir. i Mısırda millî birlik kabinesi kuruluyor Hükumete, dört fırka da iştirak edecek

Bu sayıdan diğer sayfalar: