11 Haziran 1938 CUMHURİYET Kimler geliyor? Meseleler Umumî affın teşmiline aid müracaatler artıyor Bu müracaatlerin Meclis Parti Grupunun sah günkü içtimaında gözden geçirilmesi muhtemeldir Ankara 10 (Telefonla) Büyük Millet Meclisine memleketin birçok taraflanndaki ceza evlerinden mektublar ve telgraf arzuhallerile ricaları havi müracaatler, bugün de tevali etti. Bu arada Is tanbul, Balıkesir, Burdur, Aksaray, Manisa, Urfa, Tokad, İzmir, Erzincan, Elâzığ, Diyarbakır, Gerede, Bursa, Malkara ve Adana hapisanelerinden telgraf, mektub ve arzuhaller alındı. Gene mah kumlardan birçoklarının aileleri tarafından Meclise müracaatler yapıldı. Sayısı bini geçen müracaatler, af kanun lâyihası üzerinde müzakereler yapmış olan Meclis Adliye Encümenine havale edildi. Bunlardan başka avukat Saffet Nezihi ve Fuad Omer imzalarile de Büyük Mil let Meclisi başkanlığına bir arzuhal verildi. Bunda son defa 15 sene ağır hapse mahkum edilen ve bu cezası 28 mayıs 1938 de tasdik edilmek suretile kat'iyet kesbeden şair Nazım Hikmetin de affe mazhariyeti niyaz edilmektedir. Bu arzuhalde Nazım Hikmetin mahkumiyetine sebeb olan hâdise izah olunmakta ve kendisinin vaziyeti uzun uzadıya tahlil edil mektedir. Saffet Nezihi ve Fuad Ömerin arzuhali şu satırlarla bitmektedir: « Nazım, memlekette münevverler tarafmdan sevilen bir adamdır. Fakat sevilen tarafı şair tarafıdır. Binnazariye cezada nasıl âmmenin nefret ve heyecanı cezanın sebeblerinden biriyse, afte de âmmenin şefkat ve sempatisi affın sebeblerinden biridir. Binaenaleyh, milletin ile lebed menfuru kalacaklar affedilirken, mahkumiyeti halinde dahi âmmenin sempatisine mazhar olan ve hakikette adlî bir hatanın kurbanı olan bir vatandaşın boynunun bükük bırakılması hazin olur. Türk milletinin vicdanmı temsil eden Yüksek Meclisin bu mülâhazalan dikkat nazarından uzak tutmiyacağına eminiz.» Af lâyihasının teşmili üzerinde vâki olan müracaatlerin bir kere de Meclis Parti Grupunda tetkik edilmesi muhtemeldir. Bu takdirde Parti Grupunun önümüzdeki sah günkü içtimaında bu ciheti konuşacağına ihtimal verilebilir. Maamafih, Meclis mehafilinde şimdilik bu müracaatler üzerinde tevakkuf edilmemektedir. Şair Behçet Kemal Çağlar, evvelki gün Ankara Radyosunda Yüzelliliklerin affma dair küçiik bir musahabe yapmışür. Bazı gazetelerin bu mesele etrafmdaki neşriyatma da temas eden musaBazan «münevver» kelimesini «okuhabeyi aşağıya dercediyoruz: muş adam» diye tercüme ediyoruz. SanTürkiyede kök salan Atatürk rejimi, ki bu tabirde, zamanımız münevverlerinartık hiçbir düşmandan korkmıyacak ka den bazılarının hususî bir halini ima eden dar kuvvetli, emin ve bütün memlekete mahrem bir istihza vardır: Okumuş, bimal olmuş bulunuyor. tirmiş, artık okumasına hiç lüzum kalmaMustafa Kemalin akidelerini artık her mış gibi; sanki bunun için «okuyan» gibi Türk bir Mustafa Kemal gibi benimse devamlı bir hal ifade eden kelimeler dururken, «okumuş» gibi mazi, hem de rimiştir. Türkiye, bütün dünya ve bütün insan vayet ifade eden bir mazi sigası kullanılık ortasmda en çetin imtihanlardan en yoruz! büyük başarılarla, alnı ak, çıkmıştır. ArHiç şüphe yok ki bir zamanlar «okutık dalâlete sapanlar, hıyanete sürükle muş», «mekteb görmüş», «mürekkeb yanenler, bütün çarpık umudlarını kaybet lamış» olmak, münevver olmanın kâfi mişler, hatta hainliklerini bile unutarak, şartı zannediliyordu. Bir beraet ilâmı ve belki de sahiden imana gelmişler ve sü bir tahliye kararı gibi mekteb denilen zınrüm sürüm süründükleri günlerdedir ki dandan ve okumak denilen işkenceden ancak Türk olmanın gururunu duyabil kurtulmak için eline bir şehadetname geçirdikten sonra bir daha kitab yüzü görmişlerdir. Onlara kapımızı aralık ediyoruz; yü miyen münevverlerimiz pek çoktu. Bunzü olan gelecek. Fakat bazı gazetelerimi Iar için mekteb dışında okunacak şey, kendilerine alâka veren gazete haberlerize ne oluyor? Gelen bir kahraman değil, bir eski al le «Monte Kristo» ve «Ekmekçi Kadın» gibi romanlardan ibaretti. çaktır. Onlar, bir fikir ve içtihad uğrunda muhalefet ettikleri için değil; dübedüz hıyanet ettikleri, yurdlarını ve uluslarım yalnız bir iki günlük rahatları uğrunda satmıya kalkıştıkları için sımrlarımızın dışında kalmışlardır. Onların şu bu mezbuhane gayretlerden sonra hidayete gelerek, sınırlarımızm eşiğinde topraklanmıza yüzlerini sürerek sızlandıklannı gördük de bütün tarih boyunca meşhur olan âlicenablığımız, onlara acıdı. Şimdi onlara sanki haksız bir ithamdan kurtulmuş gibi hemen ferih ve fahur, bülbül gibi şakımak değil, biraz daha utanmak, susmak ve hicabla sevincden gözyaşı dökmek yaraşır. Onlardan birinin, mazisinin yalnız iyi günlerini anarak, izcilere doğduğu yerlerde gezerken kendisini anmalarını istiyen bir manzumesini bana Şamda gösterdıkleri zaman şu kıt'ayı ilâve ettim: (Taşın, dolaşın gibi kafiyelerle biten ve vatanda olmanın zevkini tadm mealinde olan bir kıt'anın sonuna) Bir lâhza en büyuk cezayı amn\. Rıza olmamakçin rızayı anın. Çeken ruh derdini akılsız başın! Münevverlerimize dair Yazant PEYAMI SAFA dışında bırakırız; fakat gene münevverlerimiz arasında gayet geniş bir zümre vardır ki okuduğu ihtısas kitab ve mecmualarının türkçelerine düşmandır. Hergün Beyoğlundaki Hachette kütübhanesine uğrar, Babıali kitabcılanndan bir tanesine senede bir kere bile ayak atmaz. Mesleğinin millî tekâmülünü takib etmeğe mecbur olduğundan haberi yoktur. Böyle pek çok doktor, avukat, bankacı, edebiyatçı, iktısadcı v. s tanıyoruz. Bunlar, şahsiyetlerinin dibini sömüren bir «inferiorite» = aşağı kalma utancile, şuurlu veya şuursuz, Türk olmayı bir yaratılış kusuru sanıyorlar. Bunun içindir ki, okumanm geniş ve Türk manasile «Türkiyede münevver, ecnebi dilile yazılmış ihtısas kitabından ve türkçe gündelik gazeteden başka birşey okumaz.» diyebiliriz. Türkçe kitabları ve mecmuaları, mü nevverler değil, umumiyetle genclik ve halk okuyor. Türkiyede türkçe kitab ve mecmuadan fazla garb neşriyatının satış yapması bundandır, sanırım. Kendimi dc türkçeden ziyade fransızca okuyanların zümresine kattıktan sonra, bizim gibilerin hepsi için şu hükmü rahatça verebilirim: Bu hal, kendine münevver sıfatını yaraştıran her Türk için yüz kızartıcı bir ayıbdır! Hem millî kültür tekâmülümüzü takib, hem de onu teşvik etmemiş oluyoruz. Biz, türkçe telif edilmiş aşağı bir ilim ve san'at eserini, yüksek bir ecnebi eserinden daha fazla sevmeği öğrenmemiş olmakta, Tanzimat artığı, kozmopolit münevver bir Beyoğlu züppesinden farksız değiliz. Bütün münevverlerden açık dileğim şudur: Boş vakitlerimizin programma ve bütçemize ilkönce Türk kitabı ve mec muası için sıra ve para koyalım; ondan sonra yabancı kitab ve mecmua için... Bir de, tecessüsümüzü kendi mesleğimi zin dar hududu içinde hapsetmiyelim ve öteki mesleklerin neşriyatma da alâka gösterelim, yardım edelim. Türk kültürünü garb kapılarında tercüme dilenciliği yapmaktan ancak böyle kurtarabiliriz. Yalnız garb neşriyatını ve yalnız kendi mesleğine aid tekâmülü takib eden münevvere «millî kültür haini» damgası yapıştıracak bir âmme şuuru doğuncıya kadar, Avrupanm önümüze doğradığı lolcmalardan başka hu alcılsi7 tafamıro gıda bulamıyacağız! IHEM NALINA M1HINA İstanbulun eksiklerinden nkarada mükemmel bir stadyon vardır. Ankarada paraşüt atla ma kulesi vardır. Ankarade atış poligonu vardır. İzmirde güzel bir stad vardır. İzmirde paraşüt atlama kulesi vardır. İzmirde atış poligonu var mı bilmiyorum. İstanbulda stadyom vardır amma, bu ada lâyık bir yer değildir. İstanbulda paraşüt atlama kulesi yoktur. İstanbulda atış poligonu yoktur. Halbuki bunlarm üçü de spor ve millî müdafaa bakımından üç lüzumlu müessesedir. Stadyom için çok yazdık, çok söyledik; tekrarını lüzumsuz ve faydasız buluyorum. Fakat, paraşüt atlama kulesile atış poligonu yeni mevzulardır. İstanbulda, iyi kötü spor yapacak sahalar olduğu halde, paraşütle athyacak bir yer yoktur; atış yapacak poîigon yoktur. Onun için İstanbul geiicliği bu iki sporda tamamile yayadır. Halbuki, İstanbul Türkiyenin en kalabalık sporcusu ve mektebi en çok olan şehridir. Burada, bir paraşüt atlama kulesi v€ atış poligonu yapılırsa, hiç şüphe yok ki genclik, bunlardan istifade etmek için nöbet ve sıra bekliyecektir. Paraşüt kulesinin, gencliği paraşütçüIüğe ve havacılığa alıştırmak hususundaki kıymet v« ehemmiyeti büyüktür. Atış poligonuna gelince, bu, millî müdafaa bakımından son derece /lüihim ve lüzumludur. Askerin attığını vurması ilk şarttır, Büyük Harbin ilk aylarında, Belçikada, Fransız ordusunun sol cenahında fiarbeden küçük İngiliz ordusu, piyadenüj umumiyetle iyi nişancı olması yüzünden, ^ Almanlara büyük zayiat verdirmiş, AIman kumandanlan o vakte kadar küçük gördükleri îngiliz ordusunun sayıca az olmasına rağmen, hiç de öyle istihfaf edilecek bir kuvvet olmadığmı acı bir surette anlamıçlardı. Bunu Almanlara anlatan en ziyade İngiliz piyadesinin nişancılığı idi. ingiliz piyadesinin nişancılığı da, poligonlarda çok cepane yakmakia atış müsabakalan tertib ederek bu mü sabakalarda kazananlan fevkalâde takdir etmekle elde edilmişti. Çanakkalede de siper muharebeleri esnasında, gerek Türk, gerekse İngiliz pîyarleleri u » ı n d ı n ooçilon iyi mçoriyü Japonlar. dün Kantonu Manda komisyonunda gene bombaladılar başlıyan müzakereler Ingiliz Japon müzake Filistin ve Erdün mandareleri çıkmaza girdi sına aid rapor konuşulu Londra 10 (Hususî) Japon tayya releri bugün de Kantonu bombardıman etmişlerdir. Tayyareler bombardıman dan evvel bir saat kadar şehir üzerinde uçuşlar yapmışlardır. Bugünkü bombardımanm neticesi hakkında henüz malumat almamamıştır. Cenevre 10 Milletler Cemiyeti Mandalar komisyonu, Filistin ve Erdün mandasma aid 1937 raporunu tetkike başlamıştır. İngiliz delegesi Müstemlekât Nazır muavini Şukburg, Filistin vaziyetini tafsilâtile anlatırken, bugünkü karışıklıkların Arablarla Yahudiler arasındaki düş manhktan ileri geldiğini, İngiliz hükumetinin ilk vazifesi asayişi muhafaza olduğunu ve bu maksadla Filîstinde süvari polis kuvvetleri teşkil olunacağmı söylemiştir. • ''""" : ' Artık bu çeşid münevverlerin azalmış olduğunu zannederiz. Fakat bugün de, kendi mesleğine akl eserlerden başka birşey okumıyan münevverlerimiz pek çoktur. Meselâ pek cok doktorlarımız vardır ki, tütüncü dükkânınm camında «Ar» isimli bir mecmuanın kapağını görürler ve üstünde şu kahn yazıları da okurlar: «Plâstik san'atlar, fonetik sanatlar, arkeoloji». Kendi mesleklerine aid olmadığı için, bu mecmuayı karıştırmağa bile lüzum görmeden yürüyüp gidecek lerdir. Pek çok san'atkârlarımız da vardır ki «Poliklinik» isminde bir mecmua ellerine geçer, mündericatma göz gezdirirler, «hâd mafsal romatizması tezahürlerile başlıyan bir tifo vak'ası» veya «dimağ tümörleri» mevzularına karşı hiçbir alâka duymadıkları için mecmuayı derhal ellerinden bırakırlar. Şüphesiz her münevver bir ihtısas sahibidir; fakat kendi ihtısas kitabından ve mecmuasmdan başka birşey okumazsa o kitabın ve o mecmuanın okuyucusu pek mahdud kalır. Yalnız bu mecmuaların sahibleri bir tek noktada birleşirler: Tahsisat istemek için devlet kapısmın eşiğinde! • tngiliz Japon konuşmaları çıkmaza girdi Tam hazzı tadın, tam ezayı anın; Şanghay 10 Salâhiyettar bir membadan öğrenildiğine göre, Yangse nehrinin ecr.ebi ticaret gemilerine açılması için İngılizlerle Japonlar arasmda mahallinde yapılan müzakereler bir çıkmaza sapmıştır. Japonlar, nehrin ec İngiliz delegesi, Filistinin malî vaziyenebi gemilerine açılması teklifini red tinin vahim olduğunu, çünkü ihtiyat akdetmektedirler. çasının sür'atle tükenmekte bulunduğu Şengşov mıntakasında Tokyo 10 Japon kuvvetlerinin nu ilâve eylemiştir. Müzakerelere devam Şangşov civarında bulundukları ve ta olunacaktır. arruza bazırlanmakta oldukları bildi Evlenme çağı hakkindaki rilmektedir. lâyiha Şengşov'un cenubunda şimendifer hattı birkac yerinden kesilmiştir. Ankara 10 (Telefonla) Medenî Çinin yeni notası Cenevre 10 Daimî Çin murahhası Hoo, Milletler Cemiyeti Umumî kâtibi Avenol'a bir nota vermiştir. Notada Japon seferberlik kanununun Cemiyet mukavelenamesinin hilâfına olarak manda altında bulunan Marşal ve Karoline adalarında da tatbik edildiği bildirilmektedir. kanunun evlenme yaşma dair maddesini tadil eden ve erkek için 17, kız için 15 yaşı Türkiyede normal evlenme çağı addeden kanun lâyihası Adliye En cümeninden geçti. Adliye Encümeni, bu tadili memleketin şartlarına uygun görerek aynen kabul etti. Bulgar Yunan hududunda hâdise Çek Ekalliyet konuşmaları Kanlı çarpışmada iki İmtiyazlar diğer unsurlara da tesmil edilecek Yunan askeri öldü Sofya 10 Bulgar Yunan hudu dunda evvelki gün kanlı bir hâdise ol muştur. Bulgar Yunan hudud karakolları arasmda çarpışma olmuş ve iki Yu nan askeri ölmüştür. Bulgarlara göre, hâdise esnasında mezkur iki Yunan askeri Bulgar toprak]?rmda bulunuyordu. Berlin 10 Havas Ajansının muhabiri bildiriyor: Berlinde söylendiğine göre Prag hükumeti, kabahatleri ekalliyetlere atmak için bunlara yaptığı müzakereleri uzatmak ve Slovaklara bazı imtiyazlar vererek bunlarla uyuşmak siyasetini takib etmektedir. Berlinde Slovaklann da Südetler gibi ırkî bir grup teşkil ettikleri ve Slovaklara verilecek her türlü imtiyazlann otomatik bir şekilde Çek olmıyan diğer gruplara da teşmili lâzım geleceği söylenmektedir. Şarab ve rakı fabrikalarına aid lâyihalar Ankara 10 (Telefonla) Gümrük ve İnhisarlar Vekâletince İzmir ve İstan bulda yaptırılacak sarab ve rakı fabrikaları inşaatı için 750 bin liraya kadar taahhüde girişilmesine dair olan lâyiha. Müzakerelerin mahiyeti gizli 1341 vılı muvazenei umumiye kanunu tutuluyor nun 37 ve 1932 muvazenei umumiye Prag 10 Hodza, Südet meb'us kanununun 23 üncü maddeleri yerine kaim olacak lâyiha, Meclis encümenle larından Kundt, Peters ve Soche ile gö'inden geçti ve ruznameye alındı. rüşmüştür. Zannedüdiğine göre bu mülâkat esnasında geçen çarşamba günü Dahiliye tayinleri Ankara 10 (Telefonla) Kütahya Kundt tarafmdan Başvekile verilen muhValisi Sedadın Tunceli Vali muavinli tıra hakkında görüşülmüşcür. Salâhiyct ğine, Hakkâri Valisi Basrinin ikinci sı ıar hükumet ve Südet mahfilleri, cereyan nıf mülkiye müfettişliğine tayinleri etmekte olan müzakereler hakkında bü Yüksek Tasdikten çıktı. yük bir ketumiyef rnuhafaza etmektedirtran Başvekili Mısırda ler. Kahire 10 Prenses Fevziyenin lran Çek mekteblerine devam eden Veliahdine nisanlanması üzerine, ŞahinAlman çocukları şah Pehlevî'nin Kral Faruka mektub ve Prag 10 Südet gazeteleri, çocukdiğer hediyelerini hâmil Başvekilm başkanhğındaki İran heyeti saat dörtte Is ları Çek mekteblerine devam eden Alkenderiveye muvasalat etmiş ve parlak manların isim ve adreslerini gösteren uzun *ıerasimle karşılanmıştır. lısteler neşretmektedirler. Münevverlerimiz arasmda mesleklerine aid ihtısas kitablarım ve mecmuala Onlara sınırlanmızdan içeri bir muharrını bile okumıyanlar varsa, bunları eski rem ayinınde gibi dövünerek girmelerjçi zaman okumuşlarına katarak bahsimizin değilse de, kendilerini istismar etmek için bir bezirgân gayretkeşliği gösteren gazetelere uyarak daha affımız tam içimize sinmemişken göze batmadan, süklüm püklüm gelmelerini tavsiye ederiz. Bilsinler ki: Gazetelerini birkaç nüsha fazla satmak endişesile isimleri etrafında bu alâkayı gösterenler, Türk selim aklına ve yüksek hissine tercüman olmaktan uzaktırlar. Biz Yüzelliliklerden hiçbirinde memAnkara 10 (Telefonla) Donanlekete yarar bir kıymet kalmış olduğuna mamızın denizaltı sınıfı mensublarına vekani değiliz. Onlar kendi kendilerinin bürilecek zamlar hakk:ndaki kanun lâyihası tün kıymetlerini birer birer kendi ellerile bugün Meclise verüdi. Lâyiha hükümleriboğmuş biçarelerdir. Toprak, onları çekine göre: Denizaltı kursu talebelerinden yor; gelsinler... kursu ikmal edip de diploma alan deniBehçet Kemal Çağlar zaltı subayı, gedikli erbaş, erata hizmet seneleri itibarile kanun lâyihasma bağlı cetvele nazaran, her ay denizaltıcılık zammı verilecektir. Denizaltıcılık zamlarının Bir rahatsızlık geçiren Malatya say üçüncü hizmet senesinden itibaren tezyidi lavı İsmet İnönüne konsoltasyon yap mak üzere davet edilen Prof. Fisenje denizaltıcılıkta ilk iki senenin hitamını ile Prof. Mim Kemal ve Prof. General takib eden malî senenin iptidasından başTevfik Sağlam, dün Ankaradan şehri lıyacaktır. Denizaltı kursu talebelerine mize dönmüşlerdir. Profesör Tevfik dahş talimlerine başladıklan tarihten i Sağlam, dün bir muharririmize İsmet tibaren diploma tarihine kadar, her ay İnönünün sıhhati memnuniyte şayan 20 lira tahsisat verilecektir. olduğunu söylemiştir. Yedek kadrosunda bulunan denizalhcılar da denizaltı gemilerinde bilfiil ça Bir tavzih Ankara 10 (Telefonla) Yeni bir ka lıştıkları veya her 6 ayda en az 15 saat rarla Mısır ve Filistinden gelecek bazı dahş yaptıklan takdirde, bu zamlardan ham maddelerin memlekete ithali ser istifade edeceklerdir. best rejime tâbi tutulmuştu. Bu haberGece dahş yapan denizaltıcılardan suden bahsedilirken Amerika ve Suriye baylara beher gece için üçer, gedikli er nin de bu memleketler arasmda ol başlara ikişer, ve erata birer lira ayrıca duğu yazılmıştır ki, doğru değildir. Mı zam verilecektir. sır ve Filistinle ticaretimizde esasen Seyahat ve manevralarda 24 saatten memleketimiz lehine yüzde yirmi fazla herhangi bir limana demirlemeden marj temin edildiğinden, karar bu ve sahilden üç milden daha açık sularda memleketlere aiddir. yapılacak gece dahşlarının beher gecesi için subaylara beşer, erbaşlara üçer ve KISA HABERLER erata birer buçuk lira gece dahş parası * ANKARA 10 Orman kanununda taverilecektir. diller yapan lâyiha Meclisin pazartesi günkü içtimaında görüşülecektir. Bu paralar subaylar için ayda kırk, * LONDRA 10 İngilterenin Meksika erbaşlar için otuz ve erat için 25 lirayı sefiri buraya gelmiştir. * BUDAPEŞTE 10 Dün aksam Buda geçemiyecektir. PEYAMt SAFA Donanmamızın denizaltı Yeni mahrukat lâyihası mensuplan için zam Meclis ruznamesinde Buna aid kanun lâyihası Mahrukata dair fiatları dün Meclise göderildi Etibank tesbit edecek Ankara 10 (Telefonla) Mahrukat kanun lâyihası İktisad, Nafia, Dahiliye, ve Bütçe encümenlerinden geçerek Meclis ruznamesine alındı. Lâyihanın son aldığı şekildeki başlıca esaslannı bildiriyorum: 1 Nüfusu iki binden aşağı olmı yan ve belediye teşkilâtı bulunan yerlerde aşağıda isimleri yazılı binaların teshininde her nevi taş kömürü, linyit gibi maden kömürlerile, kok, yan kok ve briket gibi işlenmiş şekillerinin kullanılması mecburidir. Bu binalarda havagazi, petrol ve benzerlerile elektrik dahi teshin vasıtası olarak kullanılabilir: ardan iki taraf da çok istifade etmişlerdi, Bol cepane ile ağac dalları arasma gizlenen Türk nişancılarınm, tam hedefe yapıştırdıklan kurşunlardan İngilizler çok zarar görmüşlerdir. Yarın, bir harb olursa, her Türk genci silâha sanlacaktır. Bu gencler nekadar iyi nişancı olurlarsa o kadar faydalıdır. Fakat nişancılık, panayır yerlerinde ku rulan atış salaşlarındaki oyuncak tüfeklerin sıhhatsiz atışlarile öğrenilmez. Harb' tüfeklerile poligonlarda yapılan hakikî atışlarla öğrenilir. Onun için İstanbulun bilhassa bu eksiği süratle tamamlanmaiı, şehrin merkezî yerlerinde, bir iki tane atış poligonu açılmalıdır. İsmet İnönünün sıhhati Gencliğin bir atış poligonunu nasıl hasretle beklediğini anlamak için Galatasaray lisesinin bu seneki mezunlanndan Selçuk Koskanın bana yazdıgı bir mektubu okumak kifayet eder. Genclik arasındaki atıcılık hevesinin çok canlı ve ateşli bir delili olan bu mektubu okuduktan sonra, îstanbulda atış poligonlan ve paraşüt atlama kulesinin bir an evvel yapılmasmı alâkadarlardan rica için bu yaA Resmî dairelerin bulundukları zıyı yazdım. bütün binalarla Devletin, Hususî Idarelerin ve Belediyelerin doğrudan doğruya veya iştirak suretile işlettikleri müesseselere mahsus binalar; B Kışla, polis ve şehir içindeki jandarma karakollarile resmî ve hususî mekteb, hastane, sanatoryum ve dispanserler, C Hükmî şahsiyeti haiz şirket ve Mecliste dünkü müzakereler c peşte meydanında takriben 30 nazi ile 30 amele kavga etmişlerdir. * ÇANKIRI 10 Son 24 saat içinde üç hafif zelzele olmuştur. * VARŞOVA 10 Reisicumhur, Polonyanın Ankara büyük elçisi Sokotnüd'yi kabul etmiştir. * SOFYA 10 Birkaç saat süren hararetli müzakereden sonra, Meb'usan meclisi, komünLst meb'us Georgief'in meb'usluktan ihracına karar vermiştir. * LONDRA 10 Anthony Eden, yarm Leamington'da bir ntuk söyliyecektir. * VIYANA 10 Avusturyalı katolik talebe cemiyetleri lâğvedilmiştir. * BELGRAD 10 Dün SarayBosnada Yugoslavyadaki müslümanların dinî şefi Reisülulema Spaho Fehim, vazifesine me rasimle Hariciyede yeni tayinler Ankara 10 (Telefonla) Merkezde dokuzuncu derece memurlardan Pertev Şevki Viyana Başkonsolosluğu muavin konsolosluğuna tayin edildi. Sofya el çiliği Başkâtibi Faik Hüseyin, ikinci kâtibi Kemal Cenani, Tokyo büyük elçiliği Başkâtibi Nureddin Naci, Bükreş elçiliği kâtiblerinden İzzet Tahsin merkeze almdılar. Sofya elçiliği kâtiblerinden Rıdvan Halid Bükreş elçiliği kâ tibliğine, merkezden Kemal Necat Sofya Başkâtibliğine, İlhami üçüncü kâtibliğe, Semih Baran Antakya Başkonso losluğu kançılarlığına tayin edildiler. Ankara 10 B. M. Meclisi bugün müesseselerle, teşviki sanayi kanunundan Hilmi Uranın başkanhğmda yaptığı topistifade eden veya istifade edebilecek va lantıda askerî hastaneler için yetiştirilecek hemşirelere, fabrikalarda meslekî kurslar sıftaki müesseselerin faaliyetlerinde kul açılmasına, kat'î ticaret muahedeleri akdi lanılan binalar; * için müzakereye başlanmış veya başlanaD Borsa, ticaret ve sanayi odalari, cak devletler muvakkat ticaret itilâfları kulüb ve her türlü cemiyetlere mahsus akdi için verilmiş olan saîâhiyetin iki yıl daha uzahlmasına Türk İsveç ticaret ve binalar, klering anlaşmalarına bağlı protokolda E Sinemalar, tiyatrolar, barlar, değişiklik yapılmasına ve Türk Sovyet dansingler, gazinolar, birahaneler ve ticaret muahedesinin 15 inci maddesine meyhaneler. aid olarak teati edilmiş bulunan notalara 2 Etibank aşağıdaki vazifeleri mer'iyeti hakkında İcra Vekilleri Heyetînce alınmış kararın tasdikma dair kanun yapmakla mükelleftir: lâyihalarile mühendis ve mimarlara aid A Mahrukat ihtiyaclarını ve bu kanun lâyihası müzakere ve kabul edilihtiyaclann hangi nevi mahrukatla ve ne miştir. suretle karşılanabüeceğini tetkik ve mahB. M. Meclisi gene bu toplantıda serrukat fiatlannı mahrukaun nev'ine ve mayesinin tamamî devlet tarafmdan ve şekline göre tesbit ederek neticelerini İk rilmek suretile kurulan iktısadî teşekkül tisad Vekâletine bildirmek. lerin teşkilâtile idare ve murakabelerine Bu maddenin diğer fıkralarında bu tütün ve tütün inhisarma aid kanun lâyihizmetler sayılmaktad:r. Kanunun neşrin halarını da müzakere ve kabul etmiştir. B. M. Meclisi pazartesi günü tekrar den itibaren 6 ay içinde tatbikatma dair toplanacaktır. (a.a.) ,^ bir nizamname yapılacaktır.