30 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

30 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

30 Mayıs 1938 CUMHURİYET 5 PAZAR REPORTAJLARI: Yedikule, dün marul bayramını tes'id etti Bir taraftan marullar yeniyor, bir taraftan da Yedikule hastanesinin kuruluş günü büyük neş'e içinde kutlulanıyordu Yazan: SALÂHADD1N GÜNGÖR tktısadî lıareketler Turk tutunu KUDÜS MEKTUBLARI: Dün Yedikulede verilen marul ziyafetlerinden birinde nr Ermeni vatandaşlanmız, Yedikule hastanesinin 106 ncı kuruluş gününü hastane karşısındaki bahçede, vur patlasın, çal oynasın, kutluluyorlardı. Marul, bu umumî eğlenti sofrasının baş yemiş idi. Ağızlarda tatlı bir dedikodu gibi, hep o dolaşıyordu: Yedikule marulu... Satıcılar bile, «ıki zıkkımlanıp bir sa tan» meşhur rakıcı şairimiz gibi, avurd larının içini marul yapraklarile doldur muş, haykırışıyorlardı: Yüz paraya... Vurdu karaya!... Yüz paraya!.. Marul, hastane bahçesinde neşenin ve sağlığm adeta bir sembolü olmuştu. Kimin ehnde marul varsa, yüzü giilüyordu. Sıra sıra ehramlar vardı ki hepsi maruldan inşa edılmışlerdi. Bu yığınlardan birini, işaret eden ar kadaşım: Nasıl, dedi, uzaktan yeşil bir türbeye benzemiyor mu?.. Evet, dedim. Uzaktan bakarsan bir yeşıl türbe.. Sonra, çamurdan rengi kaybolan, araları solucanla dolu yapraklannı göstererek ilâ% e ettim: İçine girersen istağfirullah tövbe!.. Görünürde, bol su olmadığı halde, bu çamurlu marullar, ganimet malı gibi kapışılıyordu. Bahçenin içi de, bir başka âlemdi: Şu köşede, ağırbaşlı bir tanburla arsız arsız öten bir zurna, ses sese vermişler, çiftetelliden ağır aksağa kadar, musiki makamlarınm hiçbirine uymıyan nağmeler icad ediyorlardı. Öteki köşede, bir kötü saksofon, çiftleri hop kaldırıp hop oturtuyor du. Söziin kısası, tam manasile bir curcuna!.. Amma, ne yalan söyleyim, curcunanın tathsı.. Kimsenin kimseye «gözün üstünde kaşm var!» dediği yok! Ağac altında birer gölge kirahyanlar, hemen çimenler üstüne yan gelmişlerdi. Bir giinlük eğlenti için, bir sürü meşguliyet: Kimi cızır cızır köfte pişiriyor, kimi harıl harıl salatalık doğruyor, kimi de bir kenara çekilmiş, tatlı tatlı demleniyor du. Genclerin dudaklarında, gül olup açılmak arzusile kıvranan buseye benzer gonceler peyda olmuştu. Ihtiyarlar, boğaz derdile uğraşırken, onlar da manevî gıdanm peşinde dolaşıyorlardı. Çimenlerin üstünde, papatya sarısından koyu siyaha kadar, çeşid çeşid kadm saçı, nadide çiçekler gibi kıvır kıvır dalgalanıyordu. Hepsi bir başka güzel ve hepsi birbirinden daha şuh olan bu yığın yığm tazeye bakarken, insanm içine «Nedim» in meşhur kıskanclığı giriyor: Genc bir bayan ve marulları bir karı koca var. Hayatta belli ki bütün zevkleri, geçen günleri anarak çene yarıştırmaktan ibaret kalmış. Kocası bitirmeden, söze kansı başlıyor. Arada bir, yoruldukça, başlarmı çevirip, cıva gibi kaynaşan genc çiftleri göğüs geçire geçire seyrediyorlar. Onlar da bir zaman, belki de gene bu hastanenin bahçesinde, kimbilir, ne iştihalı marullar yemiş, şu çayırların üzerinde nasıl koşuşmuş, şu ağacların arasında nasıl kovalamaca oynamışlardı. Tarih, böyle yaman tekerrürlerden ibaret değil mi zaten!.. Yedikule kapısile hastane arasmdaki yol, ikide bir gözümüzden kayboluyor. Her otomobil geçişinde, kalın bir toz bulutunun halkalana halkalana havada dön goruyoruz. Sırtına tozdan ince bir gömlek geçir medikçe kimse bahçeye giremiyor. Uçan delikanlılardan biri, arkadaşına: Bugün, diyordu, biz kadın olmalıydık! Arkadaşı sordu: Neden? Güldü: Fena mı be! Besbedava, pudra lanırdık! Öteki akıl öğretti: Bir marul yaprağı al da temizle!.. Burada marul, enlaşıhyor ki, her derdin devası! Yaprak yaprak kaj^arılıp yeniyor, çimenler üstüne döşenince hasır vazifesi görüyor, sıras'nda fırça, süpürge oluyordu. Marul gününe gelenler îçinde, bu mübarek may.s ctunu, döşek gibi yere Hiç kimseye âcılmaz idim, dâmenin olsam, serip üzerinde gecelemeğe can atanlar biKim goörur idı, slneni pîrahenin olsam! Dooğüîmeğe, sooğülmeğe, kooğulmağa bü le bulunsa gerekti! lâh, Râzı idım amma ki efendim, senin olsam! SALÂHADDÎN GÜNGÖR Saadabad şairi, acaba bugünlere ye tişseydi, sevdiğinin (sîne) sini görmek için, (pîrahen) olmak ihtiyacmı hisse decek miydi? Ve bir marul bahçesinde oturup iki yalancı dolma arasında sevişenleri, bir bülbülün ötüşü kadar kısa süren sevişmeleri gördükten sonra ,bu şıpsevdi gönüllüleri tarafından dövülmeğe, söğülmeğe ve koğulmağa razı olacak mıydı?. Sağımdaki gramafona kulak veriyo rum: Çeşmânı o mehveşin elâdır, Vallahi elâ değil belâdır, Alem bu belâya müptelâdır! Diye haykınyor. Solumdaki gramofonun cızırtısını dinliyorum. O, büsbütün başka perdeden dem vuruyor: Bahçelerde gezelim! Olmaz mı güzelim? Biri dünün aşkı, öteki bugünün sevgisi! Biri, elâ gözlerin sınınndan dışarı çıkamazken, Öteki bir sürtük«gıbi bahçelerde dolaşıyor. Oturduğum masanm karşısında, yaşlı Tayyar Atalın cenaze merasimi Berliftde mühendislık tahsil ederken vefat ettiğini teessürle bildirdiğimiz genc hava subaylarımızdan Tayyar Atalm cenazesi, bugün saat 10,30 da Gülhaneden merasimle kaldırılacak, na mazı Beyazıd camiinde kılmdıktan sonra Edirnekapıdaki şehidliğe defnedile cektir. İmrali hapisanesine gönderilen mahkumlar Bursa (Hususî) Afyon Karahisar Cezaevinden İmrali adasındaki ziraî hapisaneye gönderilmek üzere yeniden 28 mahkum şehrimize getirilmiştir. Mahkumlar İmraliye sevkolunmuşlar dır. İmrali hapisanesinin mevcudü ha:iranda 600 e iblâğ olunacaktır. Mem leketin muhtelif mmtakalarmdan buraya mahkumlar getirilecektir. İhrac maddelerimizin başmda gelen tü tünlerimiz için nekadar çok şey söylenmi ve yazılmış olsa gene azdır. Haricî ticare timizin kırk iki mılyon küsur liralık bir kiymet ifade eden bu kıymetli gelir kaynağımız, iktisadî hayatımızda mühim mevkii olan bu mahsuliimüz hakkında şimdiye kadar yazılanlar ve söylenenler bir ki fayet ifade etmekten çok uzaktır. Bu sa hadaki büyük boşluğun, son zamanlard; doldurulmağa çahşıldığını görüyoruz. Bundan bir müddet evvel «Tütün» isimli bir mecmuanm çıkmağa başladığın görmüştük. Dün de bütün dünyada tek bir isim haline gelmiş. beynelmilel bir şöh • retle; «Türk tütünü» namı altında yen bir mecmuanın çıktığmı :lk nüshasmı rerek öğrendik. Kapağında, dütün yaya şöhreti yayılan Türk tütününü yetiştiren Türk köylüsünü tütün kırma işinde gösteren bir tablo taşıyan, içinde kıymetl kalemlerin tütün ve tütüncülüğümüz mev zuları üzerinde müteaddid kıymetli yazı larını ihtiva eden bu mecmua ile tütün • cülüğümüze aid neşriyatın Inhisarlar îdaresinin daimî istihsal ve istihlâk istatistiklerinin ne de olsa kuru sayılabilecek ma Telâviv'de Arablar tarafından yakılan Yahudi mahallesi nası dışına çıkmış oluyor. • Bu sahada yapılacak teşebbüsler, her recede emin görmüyor. Bu yol ona ikinKudüt, 25 mayıs halde iktisadî bakımdan olduğu kadar ci bir emniyet verecektir. Bütün tedbirlere rağmen, İngiltere *** matbuatımız ve irfan hayatımız için de nin bir müstemlekeyi itaat altında tutAyni bakımdan, fakat, ikinci derecemak için malik olduğu bütün vasıtalaçok faydalı olacaktır. Çünkü tütüncülü ğümüzü neşriyat bakımır.dan hemen he ra ve bunlan mebzulen kullanmakta de ehemmiyeti haiz olan bir teşebbüs men bakir bir kaynak telâkki edebiliriz gösterdiği ısrarlara rağmen, Filistin de Akaba ile Kudüs arasında ayni tarzKapalı bir kutu halinde kalan bu zengin tam bir emniyetsizlik ve asayişsizlik da inşa edilecek olan yoldur. İngiltere varlığın kıymetinin bildirilmesi ve müte içinde bulunmakta devam ediyor. Gün buna da karar vermiştir. Bu suretle Süveyş kanahna müvazi ikinci bir muvahassısları müstahsille efkârı umumiye ö luk vukuatm miktarı artmış, eksilme miştir. Hiçbir taraftan can ve mal em sala vasıtası vücude gelecek ve ayni zanünde konuşmalan zamamnın gelmiş olniyeti kalmamıştır. Tedhişçilerin hü manda bu vasıta Mısır Arabhğile asıl duğu görülüyor. cum etmedikleri yer, sokulmadıklan Arabistan arasmda, İngilterenin elin Dünyanın her tarafında, sigaralan i • köşe yoktur. Bomba, kurşun, her gün de yeni bir kontrol hattı tesis etmiş oçinde, Türk tütünü olduğunu yazarak rek bir düzüneden fazla kurban veriyor ve lacaktır. lâmlar yapıhr, bu sebeb en büyün garan bazan kurbanlarm miktarı birkaç dü Fakat, yapılan ve yapılacak olan şeyti âmili telâkki edilirken ve dünyanın her züneye çıkıyor. Musuldan Hayfaya ge ler bunlardan ibaret değildir. Hayfa lisanından Türk tütünü hakkında yazı len petrol borularmm bir gün bile ra da, Kudüste, Amanda, Bağdadda ve lanlann türkçe olarak yazılanlara kat kat hat aktıkları yoktur; bunlar bir yerde Kuveytte büyük tayyare limanları kufaik olduğunu bilirken bizim susmakta de tamir edilirken öbür tarafta tahrib edi rulmuş veya kurulması takarrür et Kuveyt limanı emri vakidir. vam etmemiz kadar garib bir şey olamaz liyorlar ve yangınların biri sö'nmüşken miştir. bir diğeri bugün başlıyor. A.manda işe başlanmak üzeredir. Bundı. Bu sükutu bozanlar takdire lâyıktır. Bütün bunlara rağmen, îngiltere, Fi dan başka bir liman da Bağdada gide F.G. listini elden bırakmak fikrinde değildir. cek asfalt yol üzerinde, mutavassıt bir «Elbet yorulurlar!> diye asilerin yorul noktada tesis edilecektir. Bu suretle masını bekliyor ve onlarla mücadele i Hindıstanla Basra, Bağdad, Aman, Ku çin ne kuvvetten, ne de masraftan ka düs ve Hayfa arasında büyük bir hava çınıyor. Arada mevcud ihtilâfm halli muvasala şebekesi kurulmuş buluna için muhtelif şekiller bulunduğu veya caktır. bulunacağı hakkında çıkan şayiaların Yapılacak işler bunlardan da ibaret hiçbiri şimdiye kadar teeyyüd etmedi. değildir. İngiltere, Basra körfezinde bir Bunun için bunlan size yazmaya bile de oldukça mühim bir deniz üssü vü artık lüzum görmüyorum. Öyle görü cude getirmeğe karar vermiştir. Bir tanüyor ki, bizzat bu ihtilâf, hakikaten A raftan Basra körfezinin dahilî emniverabların yorulduğu gün halledilecektir. tini temin ve diğer taraftan da Hindis*** tan yolunu, bu yolun şimal mmtaka Ingilterenin burada yerleşmek için sından himaye ve muhafaza edecek onasıl esaslı bir programla çalıştığım an lan bu harb limanının ölçüleri geniş tutulduğundan bahsediliyor. Hatta bulatmak istedim. na «Basra körfezinin Singapuru> ola İngiltere, Arablık âlemini dört taraftan kuşatıp bütün Arabistam avcunun cak denıliyor. İranın küçük bir filo vapiçine almak için geniş programh ve an mak üzere bulunduğu malumdur. İran, Basra körfezinde bir filo yapacak olurcak inadla ve sabırla tatbik edilecek sa, ihtiyatkâr İngilterenin işe daha evbüyük bir siyasetin peşindedir. îngiliz vel başlaması ve Basra körfezine yersermayesi ve İngiliz tekniği elele vereleşmiş bulunması lâzımdır. İşte, bu rek İngiliz siyasetinin muvaffakiyeti harb limanı da hem bu maksadla, hem için kendisine hizmetlerini arzetmiş göde Hindistan yolu için yeni bir emnirünürler. îngiltere, bu kuvvetlerile büKonya (Hususî) Erkek orta okuluyet karakolu olarak kuruluvor. îngil muzun son sınıfı, okul arkadaşlarma ve tün Arabistam fethetmeğe karar ver terenin Basra körfezinde mühim bir öğretmenlerine mahsus olmak üzere miştir. bahrî fırka bulunduracağı bu suretle Bunun size birkaç misalini verevim: tahakkuk ediyor. bir müsamere verdi. İstiklâl marşile Bir kere, îngiltere, Bağdadın Akde başlanan bu müsamere, şiirler, mono İlâve edeyim ki, Kuvevt civarında loğlar, müzik, zeybek oyunları ve <So nizle olan irtibat ve muvasala yolunu petrol madenleri keşfedilmiştir. İngilyulan hırsızı la <Deliler hekimini> de değistirır.eğe karar vermiştir. Hayfa tere bunun için de Emirle anlaşmış buprogramı içine almakta idi. Kudüs Aman Bağdad arasında binlunuyor. Heyeti umumiyesile çok güzel olan lerce kilometre uzunluğunda geniş, fev* * * bu müsamere hem son sınıf talebesinin, kalâde sağlam bir asfalt otomobil yolu Bütün bu teşebbüslerin ehemmi hem de orta okul talim ve idare heyet yapılacaktır. Milyonlarca İngiliz lirasılerinin boş durmayıp çalışmış olduk na mal olacak olan bu asfalt yol, he vetlerini ayrı ayrı izaha lüzum yoktur. men hemen aynen petrol borulan hat İngiltere, bir taraftan Arabistam ku lannı anlatan canlı bir vesika oldu. tının geçtiği yoldan geçecektir. Bu yol şatmak. diğer taraftan birkaç parçaya üzerinde muhafaza karakollan, tamirat ayrılmış olan bu geniş kıt'anm bütün Sıvasta mahsul vaziyeti Sıvas (Hususî) Bu yıl mevsiminde atelyeleri ve saire ve saire, birçok in münakale şebekesini elinde tutmak ve yağan faydalı yağmurdan mmtakamız zibatî ve fennî tesisler vücude getiri nihayet bilhassa bütün Arabistan ve çok istifade etmiştir. Esasen sonbahar lecektir. Yakm zamana kadar bu yolun da da hava, çiftçi lehine yağmurlu ola bir demiryolu mu, yoksa bir otomobil Yakınşarkm, Dicle ve Firat vadilerini rak devam ettiği cihetle rencber güzlük yolu mu olması hakkında tereddüd var takib eden dünya kadar eski yollarını tohumunu tamamile ekmişti. Şu gün dı. Şimdi anlaşıldığma göre, artık oto bozup yeni bir yol vücude getirmek, lerde devam eden bereketli yağmur bü mobil yolu lehinde kat'î karar veril bütün Arabistanm ve Arablığm mu tün mahsulât üzerinde azamî fayda te miştir. kadderatı üzerinde büyük bir tesir yamin etmiş, her taraf yeşil zümrüde dönBu yolun askerî ve iktisadî ehemmi pacaktır. Hindistanın müdafaası bakımüştür. Bu münasebetle yeni yıl mah yetini izah lüzumsuzdur. Bir kere, Irak. mından bu yolun ehemmiyetini bir tasul vaziyetinin şimdiden çok iyi bir Suriye ile olan münasebetlerini çözüp duruma girdiği muhakkatır. Geçen se Filistine bağlanmış bulunacaktır. Şim raf a bırakalım; yalnız Arabistan bakımmdan haiz olduğu ehemmiyet bilneler gibi, bu sene de mıntakamızın bir diden Suriyeliler telâşa başladılar: I hassa bizi de yakmdan alâkadar etmesi çok yerlerinde şeker pancarı zeriyatı yapılmıştır. Bu yıl pancara kiloda on rakla Suriye arasmdaki büyük müna itibarile dikkati celbetmesi için kâ para zammedilmesi pancar ziraatçileri kale münasebetleri ne olacak? îran ve fidir. Irakla Suriye arasmdaki binlerce yolcu mizi çok sevindirmiştir. İngilterenin Füistinde neden dolayı ve eşya münakalelerinin Suriyeye te haksız olduğu kadar anud bir ısrarla Yıldırım bir köy minaresini min ettiği kazanc ne olacak? diye fer mutlaka sözünü geçirmeğe karar veryad edip duruyorlar. Fakat, yolun İn yıktı miş olduğunu şimdi daha iyi anlamak gilizlerce olan asıl ehemmiyeti burada kabildir. Yahudi meselesi bir bahane ve Bursa (Hususî) Buraya şiddetli değildir. Bu yol, Arablığm iki kesif bir vesiledir. Yahudiler, Akdeniz sa yağmurlar yağmış, fırtmada bazı yer memleketini, İngilterenin kontrolu al hillerinde îngilterenin, boğaz tokluğulere yıldırımlar düşmüştür. Vakıf köyünün minaresine düşen bir yıldırım köy tında bulunan şarkî Akdeniz sahillerin na tutulmuş kapı bekçileri olacaklardır. minaresinin yarısmı yıkmıştır. İnsanca de toplıyacak ve İrandan Hayfaya ka Bütün mesele, İngilterenin İmparatordar şarkın tarihî yolunu değiştirip bu luk sisteminin bir taraftan yeniden ge;ayiat olmamıştır. Birkaç gündür fasılalarla yağan yağ nu bir İngiliz yolu haline getirecektir. nişletilmesi ve diğer taraftan da bütün murlar yaz mahsulleri için çok nafi ol Ayni zamanda bu yol Fransanın Ara dünyaya şamil olan bu sistem içinde muştur. bistana sokulmasına mâni olacak bir yeni yeni istinad noktalanndan mü rekkeb büyük bir emniyet şebekesi vüvasıtadır. cude getirilmesidir. Bu suretle, şimdi Bayılmış! Yakmda inşaatma başlanacağı haber daha iyi anlaşıhyor ki, Filistin meselesi Dün, Çeşmemeydamnda Arifin kahvesinde oturan Rizeli Mustafa, Fener verilen bu yolun büyük bir ehemmiyeti ne bir Filistin, ne de bir siyonizm me:addesinden geçerken bayılarak yere de Hindistana doğru ikinci bir yolun selesidir. Daha büyük bir mesele, daha düşmüştür. Mustafa, imdadı sıhhî ile tesisidir. İngiltere, Süveyş yolunu, Hin büyük bir dava: İngiliz İmparatorluğuerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. , distan muvasalası bakunından kâfi de nun hayatî meselesi! Filistin Ingilterenin hayatî bir meselesidir PENCERESİNDEN Şeşibeş görmek! eşi beş görmek bir hastalık ne* ticesi ise acınır. Çünkü uzviyet* teki her kusur, tabiatin bir zul« müdür ve bu bakımdan ancak rikkat ve« rir. Terbiyesi kıt, duygusu donuk insanların bedenî arızalarla istihza etmelerin* den iğrenişimizin sebebi de budur. Fakat şeşi beş görmek bazan insanîann kendi iradelerile yarathkları bir hale olur: Sa* ğını solunu farkedemiyecek kadar içenlerin eşıği tavanda ve tavanı eşikte görmeleri gibi. Bu halet; eğlence vesilesi olma* sa bile, iğrendiricidir. Lâkin şeşi beş görmenin en feci olan kısmı tabir caizse şuurî olanıdır. Yani beyazı kara, karayı beyaz görmek suretinde tecelli eden şuur şaşılığı. Bunun en parlak misali Türk Hatayda Fransızların takındıklan alık durumdur. Onlar çokluğu azlık göstermeğe çalışmakla ve hele bu dıdinmeyi hakikate istinad ettirir gibi davranmakla şeşi beş görme dediğimiz haletin şuurî şaşıhk kısmına gerçek* ten gülünc, yahud iğrenc bir örnek vermiş oluyorlar. İşte o siyasî durumun bence en doğnl bir tarifi!.. *** Bu mevzua temas ederken hatınmal bir fıkra geldi, bunu da M. Garo'nun antipatik hatırasına ithaf etmek isterimj Vaktile köy ağalarından biri hastalanır» başka bir ağa da iki üç uşağmı yanma a« larak onu görmeğe gider. Ziyaretçi ağâ< hatırı sayılır derecede uzun bir sakal sahibi imiş. Çenesine asılı bu kd kümesin! arasıra okşıyarak hasta ile konuşmağa' başlar. Hoş beşten sonra âdete uyaraK şöyle bir sualde bulunur: Dünden bugün daha iyisîniz, değil mi? Hasta cevab verir: Çok iyiyim, çok iyiyim. O halde birkaç güne kadar kalkar* smız, gezinirsiniz. tnşallah, inşallah.. Ziyaretçi bu cevablan dinlerken hastanın haline dikkat eder ve gözlerini fazla mikyasta ölgün gördüğünden sorar: Beni tanıdınız değil mi? Nasıl tanımam. Siz, komşu koyüri papazı değil misiniz? Ne kiliseyle, ne hıristiyanlıkla alâkatt bulunmıyan ziyaretçi bu söz üzerine yerinden fırlar: Bu akılla, bu görüşle, der, sen guç' ayağa kalkarsın ağa! Garo'lar da hakikati işte bu hasta kadar teshis edebiliyorlar. O halde yüzlerî çabuk karanr! Imparatorluk Arab âlemini kuşatmak için bütün varlığile ve geniş bir programla çalışmaktadır Konya orta okulunda güzel bir müsamere M. TURHAN TAN Bursa ovasının ıslahı Bursa (Hususî) Bursa, Karacabey ve M. Kemalpaşa ovalarmın ıslahı işi etrafındaki faalıyet ilerlemektedir. Son günlerde M. Kemalpaşa kanalmın pro jesi tamamlanmış, tasdik için Vekâlete gönderilmiştir. Bu iş yakında bir müteahhıde ihale edilecektir. Küçük Kara dere ve Hanifederenin başlangıç kısmının projesi ikmal edilmistir. Bu mıntakada en mühim mesele olarak ele ah nan iş, seyrüsefer vaziyetidir. Karacabey boğazmm tathiri ve Marmara ile birleştirilmesi üzerinde etüdler yapıl maktadır. Denizden Apolyond gölüne ve gene denizden Manyas gölüne kadar vesait işletilmesi bu havalinin muhtae olduğu ıslah ameliyesile ehemmiyetli surette alâkadar bulunduğu gibi ayrıca bu mmtakanm ekonomik inkişafı için de ön plânda yer almış bulunmaktadır. Bu yaz içinde sevrüsefer projesinin mühim bir kısmı ikmal edilecektir. Karacabey ovasmdaki derelerin ıslahı etüdü üzerinde de hararetle çahşilmakta dır. Bursa mmtakasmdaki Nilüfer kanalı inşaatının geri kalan kısmını eski müteahhid, bir şirkete devretmistir. Nilüfer kanalmın ikmalile Gölbaşı bendinin tamamlanması işi bu şirket tarafından yapılmıya başlanmıştır. Şehirden geçen Gökderenin etüdü de bitmiştir. Bu mmtakada da 5'akında inşaata başlanacaktır. Kanuna aykırı hareket Dün, Halic Fenerinde İğrikapı camil yanında 4 numaralı evde oturan Arnavud tebaasından 55 yaşlarmda Abdurrahman oğlu Salih Şenin küçük san'atlar kanununa muhalif olarak seyyar helvacılık yaptığı görülmüştür. Yaka lanan suçlu hakkında takibata başlan mıstır. Motörü prova ederken... Evvelki gün Adil isminde birisi, tamir ettiği motörü prova etmek için A rabcamiindeki Kalafat yerinden sahile açılmış, bu esnada, Kasımpaşada Mecid sokağında 7 sayıda oturan Tevfik oğlu Sadeddinin idaresindeki sandala çarp mıştır. Sandal devrilmiş, içinde bulu nan bakkaliye eşyasile Süleyman oğlu Akif denize yuvarlanmıştır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: