9 Mayıs 1938 CTJMHURÎYET Kelimelerîn harbi Dünyayı altüst eden ideolojilere bir bakış Yazan: DOROTHY THOMPSON Almanya denizde de gittikçe kuvvetleniyor ASKERÎ BAHİSLER PENCERESiNDEN Bizans İmparatorluğu tarihi Nazîzmin şimdiki şekli faşizmden az farklıdır. Bu iki şekildeki hükumetlerin ikisi de diktatörleri ve partinin hâkim olduğu bir bürokrasi tarafından idare olunurlar. Yalnız nazizm şu itibarla hiçbirine benzemez ki onda ırkî bir felsefe vardır. Nazizme göre dünya Arien olan vc Arien olmıyan diye ikiye aynlır. Bütün Arien'lerin içinde Nordik'ler şimallilerakıl, cesurluk ve yarahlışça hepsinden üstündür. Töton'lar Almanlar ise Nordik ırk ve ruhunun en yüksek mümessilleridirler. Hitler demiştir ki: «Irk herşey de mektir.» Bu sebebden Arien olmıyanlar, bilhassa Yahudiler Almanlarla evlene mezler. Hükumette hiçbir iş göremezler. Bu fikirle aleyhlerine şiddetli bir kam panva acılmıştır. Nazist Almanyada seçme bir Alman nesli yetiştirmek için mektebler açıldı. Hitler'in «gelecek yüzyılda Almanyayı ayrı yetiştirilmiş yüksek bir sınıf idare edecektir» dediği sınıf işte buralarda yetişecektir. Bu mekteblere yalnız nesillerdenberi saf Alman kanından gelmiş olduklarını ispat edebilenler girebiliyorlar. Nazi felsefesine göre başka ırklarla melezleşmek bütün kütleyi bozacağı için herşeyden evvel Almanlar kendi ırklannı temizlemelidirler. Nazi felsefesi rasizmi ırkçılığı bir dünya felsefesi olarak telâkki ediyor ve nazi ajanları bunu kendilerininkile beraber bütün dünyaya da tavsiye ediyorlar. Oünyanın tanınmış antropoloji âlimlerinin fikirlerini sorarsanız bunlar Alman rasyalizminin tamamile manasız birşey olduğu fikrindedirler. 2 [*] Sosyalizm Sosyalizm, komünizmden birçok noktalarda aynhr. Herşeyden evvel sosyalistler Moskovanın liderlerini reddediyorlar ve Rusya partisini takibden imtina ediyorlar. Birçok sosyalistler Rusyanm kat'iyyen sosyalist bir parti olmadığına ve onun faşizmin bir başka nev'i olduğuna kanidirler. değildir, bu, bir hayalden ibarettir. U mumî tasarruf hakkı, servetin hükumetin eline geçmesinden başka bir mana ifade edemez. Hükumet ise halk demek de ğildir. Memleketi idare ve müdafaa eden siyasî teşkilâttır; siyasî teşekküller ve partiler vasıtasile halk tarafından murakabe edilir. Bunlarda rekabet yoktur. Yalnız zecrî vasjtalan ellerinde tutarlar ve yalnız kendilerini devam ettirmek maksadile bütün mekanizma üzerinde faaliyette bulunurlar; Sovyet Rusyada insanlann henüz çalışması ücret ve hem de pek az bir ücret içindir. Bu sebebden komünizmde ve sosyalizmde insan değeri ve insan liyakati siyasî itibarlann köleliğini yapmakta işe yaramaktadır. Bugün liberal olarak ortaya atılanlar hakikatte ya sosyalist, yahud şu veya bu türlü kolîektivistlerdir. Halbuki tarih bakımından liberalizm ile kapitalizm birbirine pek sıkı bağhdırlar. Sosyalist olmıyan modern bir liberal, âmme menfaati için kapitalizme biraz gem takmak lâzım geldigi fikrindedir. Birçok konservatuarlar da ayni fikirdedirler. Fakat bunlar daha ihtiyatkârdırlar. lngiliz konservatuarları ise lngiliz amele partisinin bundan Hasılı, hep âmme menfaati gözetile 10 sene evvel bulunduğu noktada dururek konmuş olan bir çok muhtelif kanun yorlar. larla hususî tasarruf haklan haylice tahSon on beş senelik tecriibe içinde bu did edilmiş ve istihsal semereleri onları müddet zarfmda bütün yeni (izm) ler kazananların açık rekabetle kazanıp ka vücud bulmuş ve birçok yeni ütopiler zanmadıklarına bakmadan içtimaî işlere meydan almıştır evvelden sosyalist olan tevzi etmek gayesi gözetilmiştir. Vakıâ, birçok kimseler durgun ve düşünceli bir ayni memleketlerde servetin büyük bir hal almışlardır. Uzun zamanlar hususî ışkısmı hususî ferdler elindedir. Fakat, letmelerle siyasî demokrasi elele yürii hükumetler varidatlarının büyük bir kıs müşlerdi. Bunlardan birinin ortadan kalkmını ücret ve maaş şeklinde umuma da tığı veya sıkı bir kontrol altına ahndığı ğıtmakta ve hususî teşebbüsler de bir ta yerde öteki de ortadan kalkmıştır. Garb raftan yeni servetler kazanmaktadır. dünyasında hangi memleketlerde ilim ve bazan hiç kâr ilâve edilmeksizin, bazan da miktarı kanunla tayin edilmiş pek cüz'î bir kâr ilâvesile evler ve apartımanlar yaptırmışlardır. Yüksek iradlara ve büyük miraslara ağır vergiler konmak suretile hem âmme menfaati için varidat temin etmişler, hem muazzam servetler biriktirilip babadan evlâda intikal etmesinin önünü almışlar dır. Bakımsız ve yersiz kalanlar için ma sarifi umumî bütçeden ödenen parasız hastaneler. sığınma ve yetim evleri yaptırmışlardır. Tramvay ve saire gibi âmme istifadesine mahsus ve henüz hususî ellerde işletilen müesseselerin halktan aldıklan ücret kontrol altına alındığı gibi toprak sahiblerinin topraklannı ne tarzda kullandıklanna da hükumet murakabesi uzanmıştır. Bir çok memleketlerde sahibi tarafından muayyen müddet zarfmda yerine başkaları dikileceğine dair teminat verilmedikçe ağac devirmek yaiak edilmiştir. Toprağı kemirip yiyecek surette kullanmak memnudur. Şehirlerde vapı yaptırma ve hudud çekme hakkındaki kanunlar, ferdleri bu islerde istedikleri gibi hareketten menetmiştir. Alman donanması bugünkü programına göre 1942 de 5 zırhlı, 3 ceb zırhlısı, 2 tayyare gemisi, 14 ağir ve hafif kruvazör, 40 muhrib ve en az 23000 tonluk denizaltı gemisinden mürekkeb olacak 3 Alman deniz kuvvetleri hakkında, bundan evvelki yazılarımızda ismi geçen propaganda kitabında hayli tafsilât vardır. Çünkü, Almanya Ingiltere ile bir deniz anlaşması yapmış olduğu için, deniz kuvvetlerini gizli tutamamaktadır. Alman donanması Büyük Harbder evvel ve Büyük Harb içinde dünya ikm cisi idi. Fakat, harb sonunda, Almanya 26 muharebe gemisi, 4 sahil muhafız zırhlı, 4 zırhlı kruvazör, 19 küçük kruvazör, 21 mekteb ve sair hususî hizmet gemisi, 83 muhrib ve torpidobot, 315 deniz alt: gernisini tahrib etti. Versay muahede süe Almanyaya 6 eski zırhlı, 6 eski knı vazör, 12 torpidobot bırakıldı. Almanyanın deniz hava kuvvetleri ve denizalt gemileri bulundurmağa hakkı yoktu. Almanya, sonra bu gemilere ihtiyat olarak iki eski zırhlı ile birkaç torpidobot daha ilâve etrirdi. Fakat. bu 100.000 küsur tonluk eski donanmanın bir talim filosu olmaktan başka bir kıymeti yoktu. Modası geçmiş gemilerin sulh muahedesile tayin edilmiş olan yaş müddetleri dolunca Almanya, donanmasını yenilemeğe başladı. 8 senedenberi Alman donanmasının başında bulunan Amiral Raeder, Alman deniz ordusunu yepveni ve kudretli gemilerle techize muvaffak olmuştur. Mekteb gemisi haline konulmuş olan eski zırhlılan, küçük kruvazörleri ve 191112 yıllannda yapılmış olan yardımcı hizmetlerde kullanılan torpidobotlar bir tarafa bırakarak yeni Alman donanmasını gözden geçirelim. Zırhhlar Almanyanın donanmaya dahil 3 zırhlısı vardır. 6 tane 28 likle mücehhez ve on bin tonluk olan ve ceb zırhlısı denilen bu gemilerden Admiral Graf Spee Amiral getnisidir. Yapılmakta olanlara gelince 2 tane 26.000 tonluk (9 tane 28 likle müceh hez), 2 tane 35,000 tonluk zırhlı (8 tane 38 likle mücehhez). Bunlardan 26,000 tonluk olanlar bu yıl içinde filoya iltihak edeceklerdir. 35,000 tonluklann biri 1936 da. öteki 1927 de tezgâha konulmuştur. Bu sene denize indirileceklerse de filoya iltihaklan hayli zamana muh tacdır. Tayyare gemileri Almanya tayyare gemilerini yeni yapmaktadır. Bunlar 19,250 tonluktur. Bu sene denize indirileceklerdir. 14 tane 15 lik top ve 4060 tayyare taşıyacaklardır. Ağır kruvazarler 10,000 tonluk 3 kruvazör yapılmakta olup 1936 da tezçâha konulmuşlardır. Bunlar 8 tane 203 lük top taşıyacaklardır. İki tanesi bitmek üzeredir. Hafıi kruvazörler Beş tanesi 6000 tonluk, bir tanesi 5400 tonluk (mekt^S gemisi Emden) otmak üzere altı tanesi hizmettedir. 10,000 tonluk iki tane hafif kruvazör de 1936 da tezgâha konulmuştur. Bunlar 10,000 tonluk olmalarına rağmen, 15 lik toplarla tsrhiz edilecektir. Muhribler ve lorpidobotlar 1625 tonluk ve 36 süratinde 16 muhrib mevcuddur. 6 tane de 1811 tonluk muhrib yapılmaktadır. 800 tonluk ve 3334 mil süratinde 12 torpidobot vardır. 600 tonluk 12 tane bot da yapılmaktadır. Denizaltı gemileri 250 tonluk 24, 2 tane 712 tonluk, 10 tane de 500 tonluk denizaltı gemisi vardır. 8 tane 740 tonluk ve 4 tane de 517 tonluk denizaltı gemisi yapılmaktadır. Fakat Almanyanın yeni deniz inşaat programı bundan ibaret değildir. Aralarındaki anlsmaya aöre, Almanya, İngiliz donanmasının yüzde 35 i kadar gemi yaptırabilir. Denizaltı gemilerinde mü=avat esası kabul edilmişse de Almanya, îngdtereyi memnun etmek için, Ingilizlerinkine nazaran, yüzde 45 ten fazla denizaltı ?emisi yaptırmıyatağını bevan etmiştir. Bu muahede. Almanyaya daha 1935 senesinde 420,000 tonluk gemi yapmak hakkını vermiştir. Almanya 1937 ye kadar 260,000 tonluk gemiyi tezgâha koymuş. baki 160,000 tonu da 1942 ye kadar yapmagı kararlaştırmıştır. Fakat îngiliz donanması mütemadiyen arttığı için Almanlar da donanmalarmı yüzde 35 ve 45 nisbetleri üzerinden artırabile ceklerdir. fen serbest kalmışsa, san'at kontrola tâbı Hususî teşebbüslerle istihsal edilen ser tutulmamışsa, nerede insanlar istedikleri vete (kapitalizm) deniliyor. Gözden ge gibi yazmışlar, söylemişler ve düşünmüşçirmekte olduğumuz (izm) lerden birine lerse ve her nerede vatandaşlar hükümde( kapitalizm) demek doğru olamaz. süz hapis ve tevkif edilmekten, muhakeÇünkii, kapitalizm, asla bir akide değildir mesiz, ilâmsız mahkum olmaktan masun ve hiçbir sosyolog veya filozof tarafından kalmışlarsa o memleketler kapitalist icad edilmemiştir. Kapitalistler de ken memleketlerdir. Bunlar ötekiler gibi başSosyalizmin bir çok nevileri ve grupla dilerine bu adı vermemişlerdir. Kelime, tanbaşa militarist de olmıyanlardır. Bir n vardır. Fakat hepsi de şu noktayı kabul nefret ettikleri şeyi tarif için sosyalistler leşik Amerika, Ingiltere, Fransa, Holanda, îskandinav memleketleri, îsviçre ve etmişlerdir ki istihsal vasıtalan ham mad tarafından icad edilmiştir. daha birkaç memleket bu cümledendir. de, toprak, endüstri ya bir bütünlük olaKapitalizm, bir servetin daha büyük rak milletin malı olmalı ve yahud onlar* servetler kazanmak için hususî eller tara Bütün bu memleketlerde kapitalizm, senelik kazancının daha büyük bir parçadan alman temettü umumun menfaatine fından kullanılmasıdır. Yani, insan sâyi sını serbest hizmet şeklinde malullere da olarak tevzi edilmek şartile idare edilme kullanarak menfaat aramakta muhtar olğıtmağa vergi ile icbar edilmiştir. Fakat, li. Sosyalizm, halk kütlelerinin menfaati mak üzere istihsal ve ticareti hususî işlethususî teşebbüsün memnu olduğu ve yane olarak içtimaî heyetin kollektif teşki melerle teşkilâtlandırmanın bütün dünyahud tamamile hükumet kontrolu altına alâtmda tasarruf üzerindeki kontrol hak da tatbik edilen modern şeklidir. Kapitalındığı yerlerde sivil hürriyetler de ortakının umuma aid olması fikrindedir. Iizmi müdafaa edenler bunun, tarihin ilk dan kalkmıştır. çağlarındanberi şimdiki kadar hiçbir vaHıristjyan sosyalistler, içtimaî heyetin Birkaç senedenberi sivil hürriyetin in tanınmış sınıflara ayrılmış bir mahiyette kit tam bir müsavat ve mükemmel bir asanlann çoğu için hiçbir manası olmadıolmasını ve içtimaî tesanüdün dinî esaslar henk altında işlemediğini ve eski devir ğını ve onlar için hürriyet demek açhktan üzerine kurulması lâzım geldiğini ister * lerde satmalma işinin daima bir kuvvet ölme hürriyeti demek olduğunu söylemek ve mümarese işi olduğunu, eski Mısır ve ler. moda oldu. Fakat şunu unutmamalıdır ki Esnaf sosyalistler îngilterede çoktur Babilde, eski Yunanlılarda ve eski Ro işçi smıfının en iyi karnı doyduğu yerler tasarruf ve kontrol hakkının hükumetten mada, tarihin malum olan bütün devirle gene kapitalist memleketlerdir. zivade isciler smıfmda, belediyelerde, rinde zenginler ve fakirler bulunduğunu Birçokları diyorlar ki şimdiki dünyakooperatiflerde ve azçok umumî manevî ve zamanımızdaki modern teknoloji ile da fasizmle komünizm arasında büyük bir şataiyet hükmündeki teşekküllerde olma serbest talebin ve yükselmiş sosyal fikir harb devam edip gidiyor. Faşizm, bütün sı lâzım geldiğine inanırlar. tngiliz sosya lerle yürüyen kapitalizmin şimdiki dün heybetile hükumeti kontrol ettiği zaman yayı yarattığını ve insan maişetinin vasalizminin yakın bir nev'i olan fabyanizm tisi alınacak olursa tarihin hiçbir devrinde kapitalizmin en yüksek ve en son derecesi idarei maslahatçılar ise tedricî bir sosvasatî refah derecesinin şimdiki seviyeye olarak tasvir ediliyor. Komünizm ise, deyalizm arar. Yani maksad, servetin daha mokrasinin en son şekli olarak gösteriliçıkmadığı anlaşılacağını ileri sürüyorlar. muvazeneli ve daha geniş bir surette isyor. Fakat bu tkbirleri icad edenler faşistYüzbinlerle insana varidat temin eden bü rihsalini ve onun hakkaniyete daha mulerle komünistlerdir. Bir demokrat dikyük isletmelsrin çoğu bir dimağdan ve çok vafık bir tarzda tevziini teminden ibaret katle bakacak olursa ?örür ki bu harb çok yarım düzine dimağdan fışkırmıstır; olduğuna göre. sosyalizmin sınıf mücayalancıktan bir harbdir. Çünkü bir takazanc ümidile girişilen tecrübelerin, meyraftan, Rusyanm e;ayet kuvvetli bir merdelelerinden ziyade sosyalist fikirli partidana gelen ihtiraların, bu uğurda dökülen keze bağlı, yüksek derecede nasvonalist lerin mevcudivetine müsaade edip sosyaparaların ve elde edilen ilerlemelerin müve şiddetle militarist bir hükumet halinde lizmin tedricî bir tekâmül takib ederek said bulduğu hürriyet sayesindedir ki inkişaf ettiğini ve nasyonalist ve militarist yürümesi fikrindedir. milyonlarla ihtısas sahibi zekâlar binlerle gayeleri âmme refahma tercih eylediğini Her ne türlüsü olursa olsun sosyalist mesele üzerinde tekâsüf edebiliyorlar: fikirler bugiin bütün dünya hükumetlerini gene kazanc ümidile girişilen hususî işlet görüyoruz. Öbür tarafta görüyoruz ki her vakitkinden ziyade düşündürmekte melerin ve hususî teşebbüslerin tam bir Mussolini işletme müesseselerini gittikçe dir. Halbuki bu fikirler dünya kadar da serbesti icinde çalısabildikleri içindir ki millilestiriyor, hususî teşebbüsleri gitlikce eskidirler. Dünvanm bütün içtimaî he be$er tarihinde şimdiye kada görülmemis tazyik ediyor ve Almanyanın ekonomi yetleri artık iman etmislerdir ki ka servetlerin meydana gelmesi mümkün o diktatörlüğüne kapitalizm mümessili Dr zanclardaki büyük mikyasta müsavat labiliyor; eger bu müteselsil cereyanı dur 5aht getirilmiyor da Mareşal Görin? gesızlıklar gayet büyük zenjrinliklerin ya duracak ve herşeyi hükumete terkedecek tiriliyor. Tayyareci bir asker ki nazarınnında büyük fakrü zaruretler tecviz edi olursanız bu muazzam faaliyet başaşağı da kapitalizmden beklenen bütün iş daha cok miktarda top yapmaktan ibarettir. lir şey deeildir. Bu sebeblediı ki bütün inmeğe başlıyacak, icad kudreti kesilecek îspanyada bir halk cumhuriyeti haredünya milletleri kanunlarına her çocuğun ve o zaman insanlar zenginlikte değil, faketi görüyoruz ki bir fasist hücumunun ilk terbiyesinin devlet masarfile yapılmakirlikte müsavi olacaklardır. mümanaatına uğruyor ve Rusyada terbisına, fabrika ve iş sahiblerinin kullandıkBu müdafaada devam edenler ilâve ediye görmüş komünist kumandanlar memlan isçilerin mesaisini sıhhî şeraite göre yorlar ki artan bu servetin artmakta olan leket kuvvetlerile birlik olarak memleket tanzim ermelerine, çocuklan calışhrmanın varidatından isçilerin de payı artmıştar ve ordusunu tensike çahşıyorlar ve onu kenmrmnuiyetine, îşcilerin kendi aralannda varidat yekunu aıtmakta devam ettikçe dilerine âlet etmek istiyorlar. Korkanz ki teskilât var>maea haklan olmasma ve bu onlar da paylannı artıracaklar ve hürriyet iki taraftan birinin muzafferiyeti Ispanya vasıfa jle is saatlerinin ve çalısma tarzlaniçinde çalışabildikçe içtimaî servislerin ge için uzun zamanlar merhametsizce milinm âdilâne olmasını temîn edrHilmelerine nişlemesi jçin daha ziyade istihsal yapa tarist bir diktatörlük demek olmasın. d»<r hükürr>Ur kovmıniardır. Van yo§'J calısmaktan ibaret olan işçinin işsîzliŞe. caklardır; kapitalizm eşyanm tabiati icaBu sebeblerden, ideoloı'iler arasında hastalığa ve ihtiyarl'^a karşı emniyet altı bından, insan fıtretine ve biyolojik müsa hakikî bir harb varsa onun da söylenüen na alınmasi icin tedbirler almışlar ve umu vatsızlıkiara istinad eden içtimaî bir ka iki (izm) arasında değil, hürriyetle esamî masanften bnn'ara pay ayirmıslardır nun olduğuna göre içtimaî vicdanın ve ret arasında, sivil nizamla militarist dikH*li vakti verinde olmıvanlara diner hal çtimaî zekânın yükselmesile bundaki tatörlük arasında vukua gelmekte oldu)r> r>,ktl. Jk a nr\i7 bir icar b«*deli ile haksızhklar da gittikçe azalacaktır; ta düşünenler haklıdırlar. sarruf hakkının umuma verilmesi demek, BİTTİ F*J İlk yazı 2 mayıs tarlhll sayımızda servetin bütün halkın eline geçmesi demek i çıkmı§tır. Kapitalizm aris Üniversitesi profesörlerinrinden «Şarl Dil Charles Diehl» in bu adı taşıyan ve on dokuz yıl önce yazılıp basılmıj olan eserini türkçeye çeviren Tevfik Bıyık lıoğlu, lutfedip bir nüsha da bana gönderdiğinden bir gecemi seve seve feda ettim. Eseri haz ala ala okudum. Ger çekten müstefid oldum. Malum olduğu üzere Bizans tarihi 17 nci asnn son yıllarındanberi garb âlemini kuvvetle işgal eden bir mevzudur. O tarihi kapayan ve Bizansta oturan Türklerden tarihle uğraşanlar henüz lara göre 1942 de şu kuvvetlerden mü hurafelere değer verip kitablarına bir rekkeb olacaktır: takım masallar kaydederlerken ve mese3 tane 35,000 tonluk zırhlı, lâ Evliya Çelebi İstanbulun Beni lsrail 2 tane 26,000 tonluk zırhlı, peygamberlerinden Davud oğlu Süley 3 tane 10,000 tonluk ceb zırhlısı, man tarafından yapıldığmı, Yanko ibni 2 tane 19,250 tonluk tayyare gemisi, Madyan tarafından yenileştirildiğini ya14 ağır ve hafif kruvazör, zarken garbîılar 36 cildlik Bizans Tarihi40 muhrib ve torpidobot, ni kaleme alıyorlar, Luvr şehrinde bas 23,000 tonluk denizaltı gemisi. tınyorlardı. (1711). $imdi Almanyanın 12,424 tonluk ds Dü Kanj Du Cange, o başlangıcî nizaltı gemisi vardır. 15 tanesi de teztekemmül ettirdi. «Historia Byzantina» gâhtadır. 10 tanesinin de plânları hazır lanmaktadır. Almanya, 250 tonluk kü adlı ve pek mühim eserini neşretti. Löbo çük denizaltı gemilerinden fazla yaptır ile Jibon onun kitabından istifade ede dığı için, 1942 de kaç denizaltı gemisine rek pek meşhur olan eserlerini vücude sahib olacağı meçhuldür. 1942 de bu cin getirmişlerdi. Sonra Şarl Teksiye, Brone gemilerin umumî tonajı takriben 23,000 dö Prel, Alber Lönuvar, Salçen Berg, olacaktır. Maamafih denizaltı gemileri Labart, Laybayer, Ebersolt, Grelo, nin de, bütün Alman donanmasının da Hammer, Bülen, Parmatiye gibi tarih çiler bu geniş ve mühim mevzu üzerine daha ziyade takviyesine imkân vardır. çalışmışlar birbirini tamamhyan eserler Sahil müdafaası neşretmişlerdi. Alman sahillerinin müdafaası, gaye Bizim yurdumuzda da Cenabî ve Cemakul bir düşünce ile bahriyeye verilmişnabizade Ibrahim, Karamanlı Şemsed tir. Bu maksadla biri Baltıkta, diğeri Şi mal denizinde olmak üzere iki deniz istas din, Şehrizade Said, Kâtib Çelebi, Lutyon kumandanlığı teşkil edilmiştir. Sahi. fi, Balıkesirli Yusuf muhtelif devirlerbataryaları, bahriyelilerden mürekkeb de ve muhtelif münasebetlerle Bizans topçu alaylan tarafından idare edilir tarihine temas eylemişlerdi. Lâkin hiçVersay muahedesi Almanyanın bütün sa biri, isimlerini yazdığımız garb tarihçi hil tahkimatını Heligoland adasmdaki ve leri gibi ilmî cepheden ve mehazlara dadiğer adalardaki kuvvetli bataryalar yanarak o mevzuu inceliyememişlerdi. kâmilen tahrib ettirmişti. Böylece Alman Ancak Meşrutiyetten sonra Celâl Esahilleri, denizden gelecek bir taarruza sad, İhtifalci Ziya gibi üstadlar Bizans karşı açık bırakıîmıstı. Ş'mdi, Alman sa tarihinden fakat İstanbulun tahlili, teşhilleri ve adaları eskİMnden daha mükem rihi maksadile Avrupakâri bahsederek mel olarak tahkim edilmiş, buralarda ye bizîeri tenvir hizmetinde bulunmuşlardır. ni deniz ve hava üsleri vücude getirilmi? Rahmetli Ahmed Refik de Umumî Tatir. Baltık denizi istasyonu kumandanhğı rihini yazarken Bizans tarihini Lavis'Ie Kil'de, §imal denizi istasyonu kumandan Rambo'dan tercüme ederek bize olduklığı Vilhelmshafen'dedir. ça mufassal olarak okuttu. Halbuki bu mevzuun en son müte hassısı Şarl Dil'di. Bu zat eğer aldanmıyorsam Etudes Byzantines adlı eserile başlıyarak otuz yıldanberi Bizans tarihi üzerinde mühim incelemeler yapıyor ve çok müfid eserler yazıyordu. Şu halde bizim Bizans tarihini bilhassa ondan okumamız gerekti. İşte Tevfik Bıyıkhoğlu bu gereği gözönünde tutarak onun en yeni eserini tercüme ediyor ve tarih meraklılarına sunuyor. Yukanda da söyledim: Frenkçede iki yüz >*, ervîl yazılmış 36 cildlik Bizans tarihleri var. Şarl Dil'in şimdi önümde bulunan eseri ise 200 sahifelik bir kitabdır. Fakat hacmin küçüklüğü kıymetin büyüklüğünü sarsmış değildir. Müverrih, kitaba koyduğu mukaddemede eserini bir el kitabı (Manuel) olarak yazdığuıı söylemek suretile tevazu gös termekte ise de hakikat bambaşkadır ve bu küçük eser, o büyük mevzuun bütün ana hatlarını ihtiva etmektedir. Çünkü kitabda Birinci Kostantin'den başlıya rak ilk hükümdarlar; Trakya, Jüstin • yen, İzorya, Makedonya, Komnen sü lâleleri, Lâtin devri, Paleolog ve Kantagüzen hanedanlan canlı şekilde gösterilmekte ve o tarihi Türklerin nasıl kapattıkları da anlatılmaktadır. Bizans tarihini, topluca ve esaslı surette öğrenmek istivenler için ise bu kâfidir. Tevfik Bıyıklıoğlunu candan tebrik ve eseri okuy^ıculanma tavsiye ederim. Alman donanmasının mürettebat mevcudü 1936 da 1700 zabit. 38.000 neferdi, 1937 de, yeni gemilerin filoya iltihakı üzerine, bu miktar 3000 zabit ve 45,000 nefere çıkmıştır. Mürettebatın onda do kuzu gönüllülerden seçilmektedir. Hiz met müddeti 4, gedikliler için 12 senedir. Mecburî hizmete tâbi olarak da donanmaya almanlar, sahil bataryalarına veril mekte ve iki yıl hizmet görmektedirler. Alman donanması, yeni 26,000 tonluk zırhhları biter bitmez, yani bu sene içind Baltık denizine hâkün olacaktır. Çünkü Sovyet Rusyanın üç eski drednotuna mukabil beş yepyeni zırhlı gemiye sahibdir. 1942 de yeni Alman donanma programı bittiği zaman, Almanya denizde hayli mühim bir kuvvete sahib olacaksa da. Şimal denizi ve Atlas Okyanusu hakimiyetini Ingiltereden alamıyacağı gibi, Ak denizde de yalnızbaşına Fransanınkinden üstün bir donanması olamıyacaktır. Hatta, deniz silâhlan yanşında, bugünkü programla Italyayı dahi geçemiyecektir. 1942 de Alman donanması, sırasile Ingılte, Amerika, Japonya, Fransa ve İtalyadan sonra gelecektir. Fakat bu yepyeni donanma, Alman yaya Baltık hakimiyetini kazandıracağı gibi, öteki denizlerde de ticaret gemilerine karşı, şiddetli bir korsan harbi yapmak imkânını verecektir. Alman ceb zırhMan da, yeni Alman kruvazörleri de, hep uzun müddet denizde kalabilecek ve çetin bir korsan harbi yapabilecek kudrettedirler. M. TURHAN TAN ABtDIN DAVER 1] Bundan evvelki yazılar 27 ve 28 nisan tarihli sayılarıınızdadır. Türkiye Almanya ticarî münasebatı İzmir (Hususî) Berlin Ticaret Odamızın verdiği malumata göre, nisan ayı içinde Türkiye Almanya ticare tinde ^ 3 bir noksanlık daha kaydedil miş, piyasa çok durgun geçmiştir. Son ayîarda Almanya piyasalarında İran 0zümlerine karşı epeyce alâka görülmüştür. Türkiye mahsulü kuru kavısıya karşı da istek coktur. Maamafih. Berlin Odamız yaş kayısı sevkiyatı üzerinde alâkadarların nazarı dikkatini celbetmekte ve hatta konserve halinde ihracı da tavsiye eylemektedir. Oda, konservenin şeklini de formüle etmiş ve bildirmiştir. Maarif Vekâletinin mühim bir tamimi D. Maarif Vekâleti, Kırşehirde zelzele felâketine uğrıyanlara yapılacak yar dım için bütün mekteblere birer tamim göndermiştir. Bu tamimde denüiyor ki: « Orta Anadoluda tabiatm geceyansından sonra bir baskınma uğrıyarak çatılan başlarma yıkılan vatandaşlann 'niltileri bütün bir milletin yüretinde akisler yaparken iniltilerin geldiği ta rafa yardım ellerimizi uzatmak hepimize borç olmuştur. Azlık, çokluk mevzuubahsolmadan elimizden geleni yapmak suretile felâket görenlere derd ortağı olduğumuzu belli etmeliyiz. Talebelerimizin birçok vatandaşlann acısı karşısında hassasi yetlerini imtihan etmeğe hacet kalmadan temiz duygularla bu yardıma koşa1942 de Alman donanmast caklarmı umarak kendilerini harekete Alman donanması bugünkü program getirmenizi tavsiye ve rica ederim.» îzmirden bir vapur getiriliyor İzmir (Hususî) Körfezimizde işliyen Suvak vapurunu İstanbula gotür mek üzere Akay İşletme şefi Nasuhi Özok, kaptan ve tayfalarile beraber, ehrimize gelmiştir. Suvak, İstanbulda Adalar arasında işliyecektir. Seri ve denize mukavemetli bir vapurdur. Maa mafih, bir tamirden geçmesi de muh emeldir.