9 Mayıs 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

9 Mayıs 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

9 Mayıs 1938 CÜMHURtYET SON italyada bayram günleri Hitler'in önünde büyük hava manevrası yapıldı Italyan ve Alman gazeteleri evvelki gece Romada söylenen nutukları sitayişle tefsir ediyorlar Fasist gencliğinin tarafı 1 inci sahitede) Hatayda seçim başladı! [Başmakaleden devam] Başvekilimiz Belgrad'a hareket etti Celâl Bayar dün gece büyük tezahüratla teşyi edildi IBaştarafı 1 inci sahifede) İHEM NALINA MIH1NA tezahüratı Hitler ve Mussolini, saat 19,45 te yanlarında Alman ve Italyan nazırlan olduğu halde, Forum Mussolini'ye gitmişler ve orada faşist gencliğinin muazzam tezahürlerini seyretmişlerdir. Akşam Madama sarayında büyük bir ziyafet verilmiş ve Roma bütün gece havaî fişeklerle aydınlanmıştır. Italyan gazeteleri nutku nasıl tefsir ediyorlar? Roma 8 M. Hitler'le M. Mussolini'nin dün akşam söylemiş olduklan nutuklar münasebetile Ciornale Ditalya başyazısmda bu nutukları Führer'in îtalya seyahatinin tevlid etmiş olduğu hissi yatı doğrudan doğruya aksettireceğini ve iki millet ve bütün dünya için iki müstesna adamm ve onlann aded, irade ve vesait itibarile satvetli olan milletlerinin telâkisinde mündemiç bulunan siyasî cev heri irae edeceğini yazmaktadır. Bu nutuklann iki şefin ve milletlerinin düşün celerini yeni ve büyük bir vuzuhla tenvir etmiş olduğuna muhakkak nazarile bakılabilir. Bu iki millet, yeni hayat ve me deniyet tarzlan ibda etmeğe ve dünyadaki âdilâne imkânlar dahilinde terakki etmeğe çalışmak istemektedirler. Bu iki millet, kendilerinin yeni ve daha ileri olan medeniyet şekillerini hâlâ kendisini göstermekte olan ecnebi teca vüzlerinin tehdidine karşı müdafaayı da kendilerine gaye edinmişlerdir. Bu se bebden dolayı iki milletin, inkılâblarının bizzat esası dolayısile, diğer milletlere karşı hiçbir temas ve teşriki mesai yolunu kapatmaksızın beraberce yürümekte be dihi bir hayatî menfaatleri vardır. Hitler'in siyasi vasiyetrtamesi ttalyada memnuniyet uyandırdı Roma 8 Siyasî mahfıller, Hitler'le Mussolini'nin mütekabil dostluk ve tesanüd sözlerile iktifa ederek Roma görüşmelerinin esasını teşkil eden meselelere temas etmediklerini bildirmektedirler. Bu mahfiller, bu meselelerin henüz kat'î şekillerini almadıklarını ve bu hususta henüz Roma ile Berlin arasmda noktai nazar teatisinde bulunulması lâzım gelece ğini beyan etmektedirler. Iyi haber alan mahfillerde söylendiğine göre, Avusturyanm Almanyaya ilhakı neticesinde ortaya çıkan siyasî ve iktısadî meselelerin halledilmesi yapılacak işlerin başmda gelmektedir. Ayni mah filler, Mussolini'nin faşist Italyanm Almanyaya olan tükenmez dostluğu ve herkes için daha müessir adalet ve emniyet teminatı verebilecek muhtemel yeni bir beynelmilel teşriki mesai sistemi ihdasına dair olan beyanatına bilhassa ehemmiyet vermektedirler. Hitler'in anşlus neticesinde Italyan efkân umumiyesinde hasıl olan endişeyi izale etmek hususundaki arzusu diplomatik mahfillerde bilhassa memnuniyetle kavdedilmektedir. Bu mahfiller, Hitler'in söylediği nu tukla bin bu kadar senedenberi şimal Cermanlığile Italyan romantizmi arasmda mevcud ihtilâfa kat'î surette nihayet venniş olduğunu tebarüz ettirmektedir ler. Führer'in beyanatı ve bilhassa Alman milletine iki memleketi birbirinden ayı ran Alp hududunu geçilmez addetmesini tavsiye eden siyasî vasiyetnamesi îtalyan mahfillerinde memnuniyetle karşı lanmaktadır. muhtelif ırk ve dinlere mensub cemaatler vardır. Ekseriyet olan Türklüğü orada bir cemaat saymağa yer yoktur. Biz Hatayda bir Türk ekalliyeti davası gütmüyoruz. Muahedeler zaten hakikate de mutabık olarak orada Türk çokluğunu esasen kabul etmiştir ve bu çokluk esasında da mahallî ve hususî bir Türk idaresinin kurulmasım zaten kararlaştırmış bulunuyor. Şimdiye kadar Hatayda görülegelen gayritabiî gayretler acaba şu Türk ekseriyetini şüpheye düşürebilir miyiz diye müracaat olunan binbir doIambaclı yollardan ileri geliyordu. Bu yoldaki gayretler beyhudedir, muahedelerin kabul ve vaziyetin teyid ettiği bir hakikati iptal etmeğe imkân yoktur. En sonunda öyle sun'î bir neticeye biz Türkiye Cumhuriyeti halkı müsaade edemeyiz de onun için. Hatay isinin makul ve âdil bir neticeye götürülmesinde herkesin menfaati doğru yolda yürümekte ve doğru iş görmektedir. Fransız Türk dostluğunun devamı dahi buna bağlı olunca Hatay işinde doğruluğa nekadar ehemmiyet verilmek lâzım geleceği kendiliğinden anlaşılır. Hatayda iki çeşid Türk vardır: Biri ötedenberi Türk bilinen mezhebce Sünnî Türkler, diğeri şimdi adlarına Eti Türkleri dediğimiz Alevî Türkler. Bu Eti Türklerinin hikâyesi, istinad ettiği öz mılliyeti bile ihmal eden Osmanlı Imparatorluğunun binbir faciasmdan bir tanesidir. Osmanlı împaratorluğunu ayakta tutan kuvvet Türklükten ibaret olduğu halde başında hilâfet bulunan hükumet dinî bir mahiyeti haizdi, ve mezheben Sünnî olan bir islâm hükumeti. Binaenaleyh Sünnî olan bu hükumetle onun Sünnî olan tebaası Alevî Türklerine bir nevi husumet gözile bakmışlar, ve hususile Hatay taraflarında bu Alevî Türklerini adeta cemiyet harici insanlar derekesine düsürmüşlerdir. Halbuki mezhebleri ne olursa olsun bu çalışkan insanlar ırkan halis muhlis Türklerden ibarettir. Bir ideal umartesi günü, Kuleli Askerî Lisesini bitirerek Harbiyeye geçen 500 gencin uğurlanma töreninde bulundum. Kuleli Askerî Lisesi müdürü kurmay albay Tevfik Topçuya, beni bu güzel ve ferah verici merasi me davet ettiği için teşekkür ederim. Askerî bir törende, Türk ordusunun, Türk milletinin kuvvet tezahürünü görüp de sevinc, iftihar, itimad ve ferahlık duymamak kabil değildir. Cumartesi günü, güzel bahar havasının da muntazam bir şekilde cereyanma yardım ettiği o merasimde, yarının subay namzedlerini yakından gördüm. En hoşuma giden şey, bütün askerî okullarda olduğu gibi, Kuleli Lisesinde de, beden terbiyesine dimağ terbiyesi kadar ehemmiyet verildiğini görmek oldu. Askerî liselerde, her talebenin bir atlet olmasma itina ediliyor. Sınıf geçebilmek için atletizmde muayyen dereceleri başarmak şarttır. Sivil liselerde ve mekteblerde olduğu gibi, yalnız kafaya ehetn miyet verilerek kol ihmal edilmiş değildir. Hedef, hem bilgili hem sağlam adam yetiştirmektir. Gerçi, muvazzaf subay olacak genclerin sivil hayata atılacaklara nazaran, daha atletik meziyetlere sahib olması lâzımsa da, bu, sivillerin çürük çarık olması demek değildir. Herhalde, gencliğin ve neslin sağlığı bakımın dan askerî Jiselerdeki terbiye sistemi sivil liselerdekine müreccahtır. ras ve refakatlerindeki zevat, dün akşam saat 10 da semplon ekspresile Yugos lavyaya müteveccihen Sirkeciden hareket etmislerdir. Başvekilimiz, Sirkeci istasyonuna 9,40 ta gelmişler ve Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağ, İtalyan büyük elçisi, Yugoslavya ve diğer sefaretler er kânı, kordiplomatiğe mensub zevat, Maliye Vekili Fuad Ağralı, Müfettisi Umumî Kâzım Dirikle Tahsin Uzer, İstanbul kumandanı Korgeneral Halis Bıyıktay, İstanbul Bahriye kumandanile sair as kerî erkân ve ümera, şehrimizdeki meb uslar, İstanbul Üniversitesi Rektörü, İktısad Fakültesi dekanı ve diğer Üniversite erkânı, İstanbul Emniyet Direktörü Salih Kılıc, Denizbank Müdürü Yusuf Ziya, diğer millî bankalanmız erkânı, matbuat mümessilleri ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından karşılanmışlardır. Başvekilimiz istikbal ve teşyie gelenerle istasyonda bir müddet hasbıhalde ulunmuş ve asker ve polis müfrezelerini eftiş etmiş ve kendilerine tahsis olunan vagona geçmiştir. Başvekilimiz, «uğurlar olsun, dost ve kardeş memlekete selâm» esleri arasmda hareket etmiştir. ğiz, bu da ziyaretimize aynca bir kıymet vermektedir. Daima ahenktar yürüyen siyasetimizde memleketlerimizin refah ve saadetini Balkanlarda sulh ve mesai teşrikini ve alelumum komşulanmızla dostça geçinmekte görmekle yanılmadığımızı senelerdenberi devam edegelmekte olan vakayi cok beliğ olarak ispat etmiş bulunmaktadır. 3u seyahatimizin de günden güne kuvvetlenen sarsılmaz Yugoslavya Türkiye dostluk ve ittifakının yeni bir tezahürü olacağım kaydetmekle çok bahtiyanm.» Başvekilimizin Yugoslav beyanatı ajansına Başvekilimizin beyanatt Berlin gazetelerinin tefsirleri Berlin 8 Alman matbuatı, Hitler'le Mussolini arasmda teati edilen nutuklardan büyük bir heyecanla bahsetmekte dir. Gazeteler, Roma Berlin mihverinin sağlamlığını tebarüz ettirraek için uzun sütunlar neşretmektedirler. Völkişer Beobahter, diyor ki: «Bu nutuklar iki memleket arasmdaki mücadele devresine kat'î surette nihayet vermiştir. Hitler'le Mussolini, bütün nesillerin hatalarını tamir etmek cesaretini göstermişlerdir. Bunun neticesi olarak Sen Jermen muahedesi yıkılmıştır.» İstanbul 8 Başvekil Celâl Bayar Belgrada hareketinden evvel Anadolu Ajansına aşağıdaki beyanatta bulunmuşardır: « Balkanlı şimal müttefikimiz Yuoslavyanın büyük devlet adamı Başvekil doktor Stoyadinoviç'in kıymetli hatıraları zihnimizde menkuş olan ziyaretini iade etmek üzere Hariciye Vekili Dr. Arasla beraber bu akşam Belgrada ha reket ediyorum. Dost ve müttefik memlekete Sefimiz Atatürkün ve Türkiyenin candan sevgi ve selâmlarını götürmek benim için cidden büyük bir saadettir. Yugoslavya tahtının çok değerli Naibi Altes Prens Pol'a saygılarımızı sunmak fırsatını bulmaktan çok seviniyonım. Memleketlerimizi birbirine bağlıyan çoksağlam ve samimî dostluk ve ittifak münasebatı içinde inkişaf eden si yaset muayyen ve mukarrer hattı hareketimizin nisanesidir. Balkan Antantı müttefikimiz Yugoslavyanın dahil olduğu Küçük Antantın son iç tima eden konseyi mukarreratmm geçenlerde Ankarada toplanan Balkan Antantı konseyinin mukarreratma ne dederece uyduğu gözönünde tutulacak o ursa iki memleketin siyasetlerinin neka dar hemahenk olduğu bir defa daha görülmüş olur. Bu seferki seyahatimiz çok enteresan ve anlasma yolunda birçok memleketlerin sarfettikleri faaliyet ve teati ettikleri ziyaretler zamanına tesadüf ediyor. Tabiatile Hariciye Vekilimizle Belsradda bulunduğumuz müddet zar fında müttefikimiz Yugoslavyanın cok kıvmetli hükumet şefi dostumuz M. Stoyadinovic'le müteamil usulümüz veçhile dünva ahvalini bir kere 2Özden secirece Ingiliz Kralının Parisi ziyareti Buna aid program dün nesredildi Londra 6 İngiltere Kralı Jorj ile Kraliçe Elizabet'in Parisi ziyaretleri programı bugün neşredilmiştir. Bu programa göre, Kral ve Kraliçe 28 haziranda Parise geleceklerdir. O akşam büyük bir ziyafet verilecek, ertesi gün Kral ve Kraliçe Paris belediyesi tarafından kabul edilecektir. Kral, 30 haziranKonseyin ilk içtimaı yarın saat 11 de da Satori'de büyük bir askerî geçid res akdedilecek ve bilhassa ruznamenin tesminde bulunacak ve Versay saraymı ge bitine hasrolunacaktır. zecektir. Ertesi gün de Avustralyalı harb Konsey toplantısınm cuma akşamı ve» b'lüleri abidesinin küşad resmi yapılacak va en çok cumartesiye kadar temdid o tır. (a.a.) lunacağı tahmin edilmektedir. Dini dünyadan ayırarak itikadda vicdan hürriyetini başa geçiren Cumhuriyet inkılâbı Hatay Türklerinin dahi gözünü açmış olmakla beraber asırlarm yığdığı fenalıkları birdenbire ortadan kaldırmak mümkün olamıyor. Onun için Hatayda bu Alevî Türklerin diğer kardeşleri Sünnî Türklerle beraber yürümeleri ve yürümemeleri, Hatay seçimini kanştırmak istiyenlerce canla başla uğraşılacak bir mesele teskil etmiş bulunmaktadır. Iskenderunun kanlı hâdiseleri Hatay Alevî Türkleri Sünnî Türklerle beraber hareket Bu gazete, bu nutuklann Amerika etmesinler diye çıkarılmış gürültülerden Harbiye Nazırı Vudring'in otoriter devbaşka birşey değildir. letlere karşı yaptığı beyanata bir cevab Muhtelif tesir ve hatta tazyikler altmteskil ettieini ilâve evlemektedir. da Hataydaki Alevî Türklerinin bu defa tamamen Sünnî Türklerle beraber yürüyemiyecekleri anlaşılıyor. Bununla beraber öyle de olsa Hatay seçiminin neticesi muhakkak bir Türk çokluğuna müntehi olacaktır. Onun için zaten ne olsa neticesiz kalmağa mahkum fuzulî gayretleri kısa kesmek, seçime nezaret eden otoritenin haysiyeti icabıdır. İlâve edelim ki Hatayın Alevî Türklerinin vaziyetini ergeç tamamile Türk ırkı çokluğuna bağCenevre 8 tngiltere Hariciye Na lamak Hatay Türklerinin birinci derecezırı Lord Halifaks, buraya gelmiştir. Na de ehemmiyetli millî bir vazifeleridir. zır, öğleden evvel M. Avenol'le görüş Bugünlerde Hatayda mahallî otoritemüştür. Ve öğleden sonra Milletler Ceye terettüb eden vazifelerin ehemmiyet miyeti konseyinin bazı azasile, bilhassa ve nezaketi üzerinde nekadar ısrar etsek Londradaki Şili sefiri Edvards'la götüş yeridir. Mahallî otorite, yani Fransız mek tasavvurundadır. Suriye ve daha doğrusu Fransız idaresi İstanbul 8 Başvekil Celâl Bayar, Avala ajansı muhabirini kabul ederek kendisine şu beyanatta bulunmuştur: «Müttefik memleketin mümtaz devlet adamı, Başvekil M. Stoyadinoviç'in çok mücamelekârane olan ziyaretini ia de etmek maksadile arkadaşım Dr. Arasla Yugoslavyaya gitmekle bilhassa bahtiyanm. Memleketinize, bütün dost ve müttefik millete Şefim Atatürkün ve bütün Türk milletinin dos'ane ve muslihane selâmlannı götürmeğe gidiyorum. Dr. Arasla beraber Naibi hükumet Prens Pol'a tekrimatımızı arzedeceği mizden ve krallığın niyabet meclisinin ekselâns azalarile tanışacağımızdan dolayı daha şimdiden mahzuziyet duymakta yım. Şefim Atatürkle olan biraderane dostluğu Balkan Antantımızın temeltaşı nı teşkil eden, doslluğumuzun ve itttifakımızın esası olan kahraman Kralın liyakatli verisi Kral Piyer'in memleketine gitmekle ne derece mes'ud olduğumu si ze söylememe hacet yoktur. Sizin vesatetinizîe bütün asil Yugos lav milletine en muslihane selâmlarımı gönderiyorum.» Milletler Cemiyeti bugün toplanıyor İlk içtimada ruzname tesbit edilecek Kuleli lisesinde ihmal edilmîş hiçbir spor yoktur, denilebilir. Boks, o hasmını bir anda tepeüstü yere vuran Japon güreşi, yüzme, eskrim, GrekoRomen ve serbest güreş, futbol, ragbi, voleybol, basketbol, hendbol, daha birçok sivil liselerde mevcud olmıyan sporlar, müzikle beden harekâtı, Alman jimnastiği ve saire, yannm zabitlerini, askerliğin ve harbin bütün meşakkatlerine tahammül edebilecek sağlam ve kuvvetli birer vü cude sahib kılmağa çalışıyor. Mektebin jimnastik ve spor öğretmeni, B. Hüsa meddin üç sene, Almanyada Yüksek Beden Terbiyesi mektebinde okumuştur Celâl Bayarın dünkü tenezzühleri ve hakikaten vazifesinin eri bir mütehasBaşvekil Celâl Bayar, dün saat 15,30 sıstır. da Perapalastan çıkarak yanında istanGenelkurmay, Türk subaylarını çe bul Vali ve Belediye Reisi Muhiddin Üslik gibi birer yiğit olarak yetiştirmek,«yn,, tündağ olduğu halde, şehirde bir gezinhiçbir şeyi ihmal etmiyor. Mütehassıs ti yapmışlardır. Bu tenezzühün İstanbuöğretmen, spor malzemesi, herşey, hex§ey lun imarile alâkadar oduğu ve Başvekivar. Ayni sistemin bütün sivil mektebrer1 limizin Valiye yeni direktifler verdiği de ve Üniversitede de tatbik edilmesi, anlasılmaktadır. münevver Türk gencliğinin sağlığı bakıTürk gazetecileri Belgradda mından bir idealdir. Belgrad 8Buraya gelmiş olan Türk gazetecilerinden mürekkeb bir grup, dün şereflerine Spriski Krali'de matbuat bürosu tarafından verilen öğle ziyafetinde hazır bulunmuşlardır. Bu ziyafette Avala ajansı müdürü M. Yovanoviç'le Yugoslav matbuatının [Bastaraft 1 inci $ahlfe3e\ bir çok mümessilleri hazır bulunuyorlarDelege, Arabca Elurube gazetesini de dı. Ziyafetten sonra Türk gazetecileri, kapatmaktadır. Yenigün kapatılmakla beraber verdiği «muhtelif asırlarda İtalyan portresi ser haberlerin tekzib edilmemesi dikkate gisi» ni ziyaret etmislerdir. lâyıktır. Yugoslav Başvekili Belgradda Yenigün'ün yerine yarından itibareıi Belgrad 8 Başvekil ve Hariciye imtiyazı evvelden almmış olan Hatay Nazırı M. Stoyadinoviç, Sinaya Küçük yolu gazetesi çıkacaktır. İtilâf konferansından burava dönmüştür. Hataydaki Türk aleyhtarlığı ölen jandarmalar Türktür Belçika Hariciye Nazırı Pariste Cenevreye gidenler Brüksel 8 Hariciye Nazırı M. Spak ve Ekonomi Nazırı M. Smet, Fransız frangmm devalüasyonile alâka dar olarak yapılacağı evvelce söylenen görüsmelere devam etmek üzere Parise hareket etmislerdir. M. Spak, daha bu akşam M. Bonne'nin Cenevreye hare ketinden evvel kendisile bir görüşmede bulunacaktır. Stokholm 8 Letonya Hariciye Nazırı Munters Cenevreye gitmek üzere buradan aynlmıştır. Isveç Hariciye Nazırı Sandler de Cenevreye hareket eylemiştir. îki Hariciye Nazırının bitaraflık meselesile Milletler Cemiyeti işlerini görüştükleri tahmin ediliyor. bugünlerde Hatayda yapılan işlerde yalnız adalet gayesini güden bir hakimiyet idame etmek ve bunun haricinde en ufak asayişsizliğe meydan vermemekle Fransız yüksek menfaatlerine de uygun güzel bir is görmüs olacaktır. Böyle yapılmıyarak Hatay meselesinin şaşırtılıp karıştınlmak suretile baska türlü bir neticeye, yani Türk çokluğuna dayanan idareden sayri bir şekle götürülebileceği umudları tamamile beyhudedir. Tekrar edelim ki o takdirde sadece Hatay meselesinin halledilmemiş, belki karıştırılmış olmasından ibaret bir sonunca varmış oluruz. O halde işe yeniden başlamak lâzım gelir. Bu bahiste Suriyeye hiçbir söz söylemiyoruz. Çünkü bu işte bize mes'ul muhatab olan otorite bugün Fransanın elınde bulunuyor, kullandığı bir kısım vesait Suriyeli olsa dahi. Maamafih kendisile ergeç kardeşçe bir hudud birliği hayatı yaşıyacağımız Suriyeye bu Hatay isinde dostane bir basiretle hareket etmesini bütün hulus ve samimiyetimizle tavsiye ede biliriz. Bir aralık Suriye ile Türkiye arasmda bir ihtilâf mevzuu eibi ileri sürülmüs olan Hatay bilâkis Türkiye ile Suriye için bir kardeşlik tredünuyonu teşkil edecektir. 14 yaşında bir çocuğun cinayeti Siverekte bir kahveci çıragı ıkı kısıyı oldurdu Siverek (Hususi) Siverekte bir kahvehanede çalışan on dört yaşında Ahmed oğlu Esad Sivereğin Hasançelebi mahallesinden belediye memurlarından Omer oğlu Bekiri öldürmüş ve gene belediye tellâllarmdan Alişiri yaralamıştır. Vak'a şöyle olmuştur: Esad, elinde hazırladığı iki tarafı keskin kamaya benzer bıçakla ansızm gelip bunlardan Bekirin üzerine atılmıs ve bıçağını onun kaburgaları üstüne saplamış ve bu sırada arkadaşı Alisirin müdahale edeceğinden ürkerek onu da kolundan yaralayiD savuşmuştur. Yaralılardan Bekir hemen kaîkarak Kanlıkuyu karakoluna doğru yola çıkmış ve cok zorlukla yürüyerek oraya varmış ve fakat karakolun önüne yaklastığı sırada son nefesini vermiştir. Arkasmdan da diğer arkadaşı Alisir gelerek vak'ayı anlatmıs, vakalanan suçlu Esad; bir gün önce Bekirin çiçek getirmek bahanesile kendisini evine götürerek ırzma gecmek istediğinden muğber olarak bu işi tasarlayıp Bekiri öldürdüğünü söylemiştir. Tevkif edilen suçlu hakkmda tahkikat devam etmektedir. Müreftede bağ ve bağcılık işi Filoksera ile mücadele sür'atle devam ediyor Mürefte (Hususî) bu yıl üzümlerimize ârız olan mildiyö hastalığı yüzünden bağlardan tam randıman alınamadığmı ve şarab rekoltesinin bir milyon. 700 kilo kadar olduğunu evvelce bildirmiştim. Müreftenin 11/11/937 tarihinden 23/4 938 tarihine kadar şarab ihracatı 14001500 bomba arasmdadır ki bu, 900 bin kilo şarab demektir. Bu seneki satış fiatı 15 ile 18 arasmdadır. Bundan beher kilo için inhisar resmi altında alman 6 kuruş tenzil edilirse hakikî fiat 9 ile 12 kuruş arasında demektir. ^ Türkiye şarabcılığının merkezi sik letini teşkil eden Müreftenin bağlarmda fıloksra hastalığile mücadele devam e divor. Bir kısım bağcüar kıştan hazır ladıkları kirizmelerine Amerikan çu buğunu yabani olarak dikmekte, diğer bir kısım ise bunlara îngiliz aşısı yaparak kızma tabir edilen usulü tatbik etmektedirler. Bağcıların giriştikleri bu bir kaç senelik tecrübe devresi kendilerine ileride ne suretle hareket ede cekleri hakkmda tam bir kanaat verecektir. Bu yıl malî vaziyeti müsaid olan bazı bağcılar aşı yaptırmak için Değirmen dere ve sair yerlerden yüksek yevmiyelerle aşıcı ustaları getirtmişlerdir. Malî vaziyeti müsaid olmıyan bağcılarımız, getirilen aşıcı ustalarından azamî istifade temini için dikkat kesilmişlerdir. Antakva 7 Dün bildirdiğim Akîepe vakasmda ölen iki jandarmanm Türk oldukları anlasılmıştır. Bunların kimler tarafmdan öldürüldükleri henüz meç •• huldür. Bu \akadanberî yeni mühim hâdise kavdedilmemiştir. Dağ, kır, ova, gözün erişebildiği yere kadar, gökün, sulann, ağaçların kızıl] çelincik tarlalarile yeşil buSday saha ; lannın renklediği ve şimdi Türkten baş ; ka unsurlarla meskun olan bazı köyleriri bile en zarif Türk isimlerile çağırıldığı11 bu güzel Türk ülkesinde nisbî ve forse^ bir siiVm hüküm sürmektedir. Türk aleyhtarlarının vaziyeti Yunan Kralı memleket dahilinde seyahata çıktı Atina 8 Kral, memleket içinde çıkBura salâhiyettar mehafilinde tebarüz tığı seyahatin ilk merhalesi olmak üzeettirildiğine göre Belçika frangmm devalüasyonu hiçbir suretle mevzuubahs de re Kondriotis torpidosu ile Vola'ya gelmiştir. Şehir baştan başa donatılmıştır. ğiM'V (a.a.) Halk Kralı muazzam tezahüratla kar Belgradda açılan Italyan şılamıştır. resim sergisi Belgrad 8 Şimdiye kadar cmuhtelif asırlarda İtalyan portresi sergisini> zi Vaşington 8 Hariciye Nazırı Hul, yaret edenlerin tescil edilen miktarı 66 gazetecilere beyanatmda, Fransaya gönbın kişiden fazladır. Yalnız dünkü gün derilmek üzere bulunan 29 tayyarenin sergiyi takriben 4.000 kişi gezmiştir. tevkif edildiğini çünkü bu tayyarelerin Çin Japon harbi İspanya hesabma olduğunun anlaşıldı ğını söylemiştir. Tokyo 8 Domei ajansından: Şanghsydan bildiriliyor: Askerî maHul, Amerikanın Alman silâhlanmakamat tarafmdan neşredilmiş olan bir sına yardım ettiğine dair bazı mahafiltebliğe nazaran Japon kuvvetleri, dün den çıkanlan kaberleri kat'î olarak tekSunghay demiryolunun münteha nok zib etmiş ve Almanyanm kendine lâ tası olan Haiçeu'ya 130 kilometre me zım olan levazımı fazlasile yapabilecek safede kâin Funning'e girmişlerdir. vaziyette bulunduğunu ilâve eylemiştir. Amerika, Fransaya sattığı tayyareleri göndermiyor Bununla beraber tazyik hareketlerinin j doğurduğu heyecan ve sabırsızlık, mahj süs bir şekilde görülmekte ve Türk a levhtarlsrmın bazı kimseleri silâhla dıkları ısrarla söylenmektedir. Zabıta, silâh taşmmasma karşı şiddetli] bir mücadele açmış görünüyor. Sehir ve j köv kapılarından giren ve çıkanlarmj üstleri aranmaktadır. Sehrin mühim bazı | mevkileri müfrezelerle tutulmustur. Buj münasebetle bazı şiddet hareketleri ha| ber verilmektedir. Türkler, hükumetin alacağı tedbirlerij heyecanla, fakat sükun ve vakarla bekj lemektedir. Atatürkün valideleri için türbe İzmir (Hususî) Atatürkün validej leri Zübeydenin Karşıyaka Osmanpaşal camii avlusundaki türbelerinin etrafm| da bir park tesis edileceğini bildirmiş 1 tim. Civardaki arsaların istimlâk mua 1 melesi bitirilmiştir. Mezar, türbe halinej ifrağ edilecek ve merhumenin heykelij konacaktır. Plânlar hazırlanmıştır. Be1 lediye ve Vilâyet MeclLslerince tahsi j satı da konmuştur. YUNUS NADt Jan Dark için... Paris 8 Jan Dark'ın hatırasına yapılan tezahürler dolayısile bugün Başvekil M. Daladye'nin huzurunda garnizonu Pariste bulunan bütün kıt'alar büyük bir geçid resmi yapmıştır. Bir Fransız âlimi Belgradda Belgard 8 Meşhur Fransız fizik â limi ve Ulum Akademisi reisi M. Eme Kotton, Belgrad'a gelmiştir. Burada bir kaç gün kalacak ve üniversitede konferans vedecektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: