4 Mayıs 1938 CUMHURÎYET Modern cerrahide son cereyanlar tktısadî hareket lcr Yeniden bazı maddelerin standardı Fındık ve yumurtaya ılâveten yeniden bazı maddelerin standardı için evvelce verilmiş olan karar şimdi kuvveden fiile çıkmaktadır. İktısad Vekâietinın bu iş:e uğraşan dairesinin üzerinde mesgul olduğu başlıca dört madde mevcuddur: Yapağı, tiftik, buğday ve arpa... Görülüyor ki, bu defa yalnız yurdun bir bölgesinde istıhsal edılen herhangi bir madde değil, bütün memleket müstahsilinin alâkadar bulunduğu maddeler de ele alınmıştır. Tiftik, Ankara mıntakasınm fakat ya pak, buğday ve arpa bütün memleket müstahsilinin emek ve ümidini bağladığı maddelerdir. Şu dört maddenin standardıze edılmesi demek basit bir hesabla vasatî beş milyon tonun ele alınması demek olacaktır. Fakat biz daha ziyade, bunu ihrac olunacak 6,5 milyon lira değerinde yapağı, 5,7 milyon lira değerinde tiftik, 7,8 mı!yon tutan buğday ve 5 milyon liralık arpanın standardı işi olarak telâkki edersek daha doğru hareket etmiş oluruz. Bu rakamlar, geçen seneki ihracatımızm tutar larıdır. Yuvarlak hesab 25 milyon lira olan ve ihracatımızm hemen beşte birine yakın bulunan şu miktarın seneden seneye artacağına şüphe yoktur. Esasen bu maddelerin standardmdan gaye de budur. İyi bir ambalâj içinde standardize edilmiş bir halde dünya piyasalarına çıkarılacak olan eşi hiç bir yerde mevcud olmıyan tiftiklerimiz, hususiyeti olan yapağı larımız, son senelerde yüksek evsafını tanıtan buğdaylanmız ve daima tercih edilen arpalanmızm daha büyük bir rağbete mazhar olacağı ve fiat itibarile de çok fark göstereceği muhakkaktır. F. C. Geçirdiğimiz hayalî tehlike KÖŞg Güzellik ve genclik iade olunur, çünkü... Estetik cerrahî, pelteye dönmüş buruşuk bir yüzü düm düz genc bir insan yüzii haline getirir Yazan: OPERATÖR DOKTOR CAFER TAYYAR KANKAT Güzeüesmek ve gencleşmek, insanlar için en biiyük saadettir. Modern cerrahlıkta yenı doğan «estetik» cerrahısi, bu saadeti insanlara vermeğe başlamıştır. Bu yeni cerrahî Türkıyemizde de tatbik edilmektedir. Modern hekimlik iç ifraı guddeleri hulâsalarile, ve umumî cerrahî de vücude gudde aşılamakla ihtiyarlamış insanların içini gencleştirmeğe savasırken, estetik cerrahi de insanların dışını (yüzünü, göğüs ve karnını... ilâh) güzelleştirmek ve gencleştırmek sahasmda çalışıyor. Çirkinlik ve ıhtiyarlık manzarası in sanların ruhlarına azab zehirleri akıtır, bazan şiddetli bir nevrasteni yapar. Son zamanlarda Avrupada tıb âlimleri çır • kinliği ve ihtiyarlığı bir hastalık telâkki ederek tedavi etmeğe başlamışlardır. Birçok içtimaî hastalıklarda munzam ola rak, insanlann iç uzuvları vaktinden evvel bozulur ve insanlar pek erken ihtiyarlarlar. Burusuk bir yüz, sarkık bir çene, göz altında torba gibi şişlikler, kepçevari kulak, kocaman bir burun, büyük bir ağız, kocaman ve göbeğe kadar düşen kadın memeleri, porsuk ve kasıklara kadar ddşen bir karın hakikaten insanı tabiilıkten çıkanr, acayıb bir mahluk şeklıne kor. Bu kusurların topalhktan ve bir sakatlıktan ne farkları vardır? Görülüyor ki, çirkinlik ve ıhtiyarlık bir hastalıktır. Bunu tedavi etmekle musta • rib insanlar bir azabdan kurtarılmış olur. Avrupada yapılan estetik tecrübelerle beraber İstanbulda da yaptığımız ameliyatlar neticesinde görülmüştür ki, yüzü ve vücudü estetik cerrahî ile zâhiren gencleştirilen bir insanm içi de ferahlanıyor. İçindeki sempati sinirler kuvvetleniyor. Umumî cerrahide olduğu gibi al bümin hastalıklarında, ilerlemiş akciğer vereminde estetik ameliyatı yapılmaz. Estetik ameliyatlarda ölçü almak meselesi nazik bir iştir.. Kesilecek fazla derinin uzunluğu ve genişliği inceden inceye ölçülür. Terzilik gibi patronlar kesilir, ameliyattan evvel neresi kesilecekse işaretlenir. Ülçüde ufak bir eksiklik felâ ketli neticeler verebilir. Bu inceliklerden dolayı estetik cerrahiyi tatbik etmek istiyen bir operatör, bu şubede ihtısas kazanması lâzımdır. Estetik cerrahisinin en büyük muvaf fakiyeti, yüz buruşukluklarını yarım saatIik ve tehlikesiz bir ameliyatla kat'î bir suıette tedavi edebilmektir. Yüz buru şuklukları nasıl belirir? Cildimizin altında, cild adaleleri dedığımiz kırmızı bir et tabakası vardır. İnsanlar hiddetli, heyecanlı, ve yahud yeıs hislerıni gözlerınin çizgilerile gösterirler. Bu çizgiler de cild altındaki kırmızı et tabakasının sıkışmasile her zaman belirir. Artistlerde bu çiz giler daha barizdir. Genclerde cild lâstik gibidir. Hiddet, yeis zamanında yüzleri buruşur. Sükunet zamanında ise dümdüz olur. Fakat ihtiyarlarda ve bazan erken yaşta cild elâstikiyetini kay bettiğinden bu çizgiler daima kalır. Bahusus biraz yağlı ve şişman olanlarda bu çizgiler arasmda yağlar da toplanır. Kırışıklıklar, çene sarkıkhkları da beraber belirmeğe başlar ki bu gibi insanlann yüzleri acayib bir hal alır. İşte estetik cerrahî pelteye dönmüş buruşuk bir yüzü dümdüz genc bir inşan yüzü haline ge tirir. Yüzün birçok yerinde çizgiler husule gelir. Alında uzunlamasına buruşukluklar husule geldiği gibi iki kaşın arasmda da kırışıklıklar görülür. İki kaş arasındaki çizgiler keder hissini gösteren çizgilerdir. Alın buruşukluklarındaki buruşmuş cildi iki nevi ameliyatla düz hale getirmek mümkündür. Alnın uzunlamasına giden buruşuklukları gıdermek için saç ların içinden fazla deri oyulup çıkarılır ve alın yukarı gerilir. Kaşların arasındaki buruşukluğu gıdermek ıçın de iki yandan fazla cild saçların içinden oyulup çıkarılır ve alın iki taraftan gerilir. Estetik cerrahısi sayesinde kocaman bir ağız ufak bir ağız haline getirildiği gibi, kocaman dudaklar küçültülmekte ve ufak bir ağız daha büyük bir hale konulmaktadır. İğri bir burun düzeltilebilir. Yassı bir burun kaldırılabilir. Velhasıl estetik cerrahisinin bıçağı heykeltraşın kalemi gibi insanı oyarak istenilen güzel ve genc şekli ka zandırır. Sişman ve yağlı karınlar, artık estetik cerrahisi sayesinde güzelleştirilebilir. Yapılan bu ameliyatlann yerleri kalmaz. Estetik cerrahinin bütün ustalığı ve sırrı ameliyat lekesi bırakmamaktadır. Estetik cerrahî Avrupada süratle ilerliyor. Bu fen, bir Avrupalıyı Çinliye benzetebildiği gibi, bir Çinliyi de Avrupalıya benzetebilecek kudreti haizdir. Iki düşman hava filosu şehre bombalar atmıştı Bu bombalarla Istanbulun iki semtinde büyük yangınlar çıkmıştı. İtfaiyemiz ateşi sür'atle söndürmeğe nasıl muvaffak oldu ? PENCERESİNDEN Bilmem anladı ve beğendi mi ? İ olonez bir bayanla tanıştım. Yurdunda liseyi bitirmiş, felsefe tahsili icin Londraya gelmiş. Dil ebesi bir yavrucaktı. Türkçeden başka hemen hemen bütün Avrupa dillerini biliyordu, yahud öyle görünüyordu. Universiteyi bitirince aşk üzerine bir tez verecekmiş. Şimdiden bu mevzu için notlar hazırlıyor, incelemeler yapıyor. Daha ilk tanışmamızda bana plâtonik, sokratik, mecazî, hakikî, ilâhî, hayvanî asklar hakkındaki bilgisini dinletti. Eski ve yeni filozofların birbirine uymıyan telâkkilerini, hükümlerini sayıp döktü ve sonra sordu: Sizın filozoflar arasmda aşkı oriji* nal biçimde tarif ve tahlil eden var mı? Ne cevab vereceğimi düşünürken ak > lıma meşhur bir manzume geldi: Var amma, dedim, bu tarif ve tahlil masa basında anlatılamaz, çünkü şiirdir. Müsaade ederseniz size türkçe olarak yazayım, dilimizi bilen bir gence tercüme ve izah ettiriniz. Sevindi, kâğıd ve kalem getirtti. Ben de Enderunlu Fazılın şu manzumesini yazdım: Âsık oldur ki deruni ola saf Husnu ahlâk ile kutsi evsaf Hubbı dunyadan ola sinesi pa/t Ola çeşmınde beraber zeru hâk Ne geda fark ide dünyada ne şah Ana yeksan ola zıllet ile cah Eylese Hakka dua vaktı seher Yedi eflâki ider ziruzeber Olmıya yani zebuni şehvet Ana hicran ola ayni vuslet Yanına gelse biıtizibası Başlıya tttremeğe azası Ruhı canana nıgâh eyliyemez Aşıkâra dahi ah eyliyemez Gızlice ah ola herdem nefesi Nutka gelmez tutulur ince sesı Hafazallah nice çok üftade Fuceten can virup ol esnade Çeke bir ah çu âvazı kelim İde bir lâhzada ruhun teslim Rehberi âlemi balâdır aşk Nerdubanı deri mevlâdır aşk Ateşi ask ile âhen zer olur Aşk ile hâki siyeh gevher olur Aşk ile puhte olur âdemi ham Aşktır haddi bulugı ecsam Hüsne meyl eylemiyen nadandır Düşmiyen aşka! beli hayvandır. 4 İtfaiye neferlerinin zehirli gaz maskeleri muayene olunuyor Dün öğleden sonra, bardaktan boşa nırcasına yağan yağmur altında Istanbul, kimsenin farkına varmadığı, bir tehlike atlattı. Bu tehlike vakıâ hayalî idi. Ve yalnız kâğıd üstünde kaldı. Fakat, saat 14 sularında, Fatih itfa iye grupunun merkez bınası önünden geçenler, tehlikenin hayalî olduğuna kolay kolay inanmazlardi. Verilen tehlike işaretile, bütün ko ğuşlarda hep birden ziller çalmağa başlamıştı. Yataklarından ok gibi fırlıyan itfaiye erleri, çizmelerini ayaklarına, ceket lerini sırtlarına geçirerek ve kimi direk lerden kayıp, kimi merdivenlerden dörder beşer athyarak, tam yirmi saniyede kendilerini garajda bulmuşlardı. Burada herkesin, otomobilini bulup içine atlaması ve bütün grupun harekete geçebilmesi için de ancak on saniye kâfi geldi: Demek yarım dakikada herşey tamamdı! Teknik vasıtalar itibarile bizden ileri olan memleketlerde bile, sanmam ki (hazej) den (sefer) e bu kadar bsa bir zamanda geçmek mümkün olabilsin? Bu yazıyı okuyanlar, Istanbulun, hayalî de olsa, nasıl bir tehlike geçirdiğini merak edeceklerdir. Haber verelim ki, vaziyetin hiç de şakaya gelir tarafı yoktu. İlk ciddî hareket olarak, kırmızı ve mavi memleketlerde ayni zamanda seferberük ilân edilmiş, iki tarafın hava kuvvetleri faaliyete geçmişti. Mavi kuvvetlerin on ikişer tayyareden mürekkeb olan ıki hava filosu, EminönüFener Eyüb hattını tutarak, şehrin üzerine birçok yangın bombaları attıktan sonra, marmara istikametinde çekilıp gitmişlerdi. Atılan bombalardan Zeyrekte müthiş yangınlar başgöstermış bulunuyordu. Mahallî tertibatla bu yangınları sön dürmeğe imkân yoktu. Ateş, birkaç kola ayrılarak, her tarafı sannak istıdadında idi. Ayrıca Atpazarı civarına da birkaç bomba düşmüştü. Orada da yangın çık tığı bildiriliyordu. Fatih itfaiye grupu ih mes'ul makamlar arasmda telefon hattı kesildıği için muhabere yapılamıyordu. İtfaiye grup âmiri, şimdi nasıl bir tedbir almalıydı?... İşte, Istanbul yangın söndürme teşkilâtını küçük bir imtihandan geçirmek için ortaya atılan mesele, bundan ıbaretti. Dün, bu lıayalî tehlikf karşısında, itfaiyemizin, nasıl yıldırımiarı kıskandıra cak bir süratle faaliyete geçtiğini mes'ul şahsiyetlerle birlikte adım adım takib ettik. Yüzlerinde zehirli gaz maskelerile bir anda, toparlanıp, emre hazır vaziyete geçen, itfaiye erlerinin bircr makine adam şaşmazlığile. nasıl, saniyesi saniyesine vazife gördüklerini; yangına, nasıl gittiklerini, yangın mıntakasında, nasıl ça hştıklarını, başından sonuna kadar tesbit ettik. Grup, talimatı alır alnıaz, hemen kendıliğinden iki kola aynldı. Biri Zeyrek, öteki Atpazarı istikamet:nde bütün hızile gözden uzaklaştı. Zeyrek mıntakasında 5 yalancı yangın bütün şiddetile devam ediyordu. Hararet cok fazla! ttfaiye erleri, ateş alan binaya yak'aşamadılar. Zaten, tutuşanları kurtarmaktan ümid yoktu. Düşman, yangın bombaları akabinde içi zehirli gazle dolu bombaları da atmış olabilirdi. Göze görünmiyen bu korkunc kimyevî düşmanlara karşı en kuvvetli silâh ise maskelerdi. Erlerın hep^i yüzlerine son kabul edilen şekilde maskeler takmışlardı. Fakac, yangın sahası gitgide genişli yordu. İş uzadıkça, maskelerle çalışmak da güçleşmekte idi. Fakat, erlerde, kü çük bir yılgınlık eseri görülmedi. Hava komutanlığı mümessili Mecid, Seferberlik şubesi müdürü Hüsameddin, İstanbul İtfaiye müdürü İhsan ve müdür muavini Hamdi, yağmur altında, yangmm tahri batına karşı aldıkları tedbirlerin nasıl tatbik edildiğini gözden geçiriyorlar. Bu sırada yüreklere ferahhk veren bir haber geldi: Atpazarındaki yangın, sönmüştü. Bu haber üzerine, orada işi kalmıyan itfaiye kolunun Zeyrek yokuşuna hareket etmesi için emir verildi. Erler, hakikî bir harb sahnesinde imişjer gibi, canla başla çahşıyorlardı. Maskeler içinde güçlükle nefes ala rak, böyle bir saat kadar çalıştıktan son ra, Zeyrek yokuşundaki yangının etrafını çevirmeğe muvaffak oldular. i İnönü şehidliğinde Pazar günü büyük merasim yapılacak Bozöyük (Hususî) Her sene mukaddes ve aziz şehidlerimizin hatırasını tebcil etmek üzere İnönünde yapılagel mekte olan merasim bu sene 8 mayıs pazar günü tekrar edilecektir. Merasime her taraftan gelecek heyetler istirak edeceği gibi bu esnada tayyare filoları mezarlann üzerlerine çiçek ve,, çelenkler atacaklardır. O gün oradan geçecek bütün trenler abidenin karşısında durarak düdük çalmak suretile şehidle rimizi selâmlıvacaklardır. Askı kitabdan okumak istiyen felsefecî bayan bilmem ki bu tarifin ihtiva ettiği incelikleri anladı ve beğendi mi?.. Eğer anlamadıysa benim kendisine ikinci bir tesadüfte vereceğim öğüd, aşkı bizzat sınamasına aid olacaktır. O vakit mevzuun azametini yana yana anlar ve yana yana da anlatır!... M. TURHAN TAN Kazalara karsı Trabzon Belediyesi esash tedbirler aldı Trabzon (Hususî) Son feci kamyonet kazası üzerine belediye bazı mühim kararlar vermiştir. Bu kararlar vi lâyetçe derhal tatbik mevkiine konul • muştur. Bundan sonra büyük küçük kamyon ve kamyonetler 18 den fazla yolcu almıyacak ve şoför yanında yalnız iki kişi bulunabilecektir. Yolcu ve yük ayrı arabalarla nakledilecekrir. Bundan baska herhangi vilâyetten verilmiş. olursa olsun ehliyetnameler Trabzon Belediye heyeti fenniyesince tetkik edilecek ve şüpheli görülenler tekrar imtihana tâbi tutulacaklardır. Gayrinizamî yapılan geniş ve uzun karoserli kamyonetlere yolcu bindirilmi yecek, yalnız eşya alacaklardır. Geceleri saat 24 ten sonra seyrüsefer, yasak edilmiştir. Bu hususlar Trabzon valiliğinden bütün civar ve arka vilâyetler valiliklerine, yüksek askerî makamata bildirilmiş ve ayni makamlar da bu kararları tasvib ve kabul etmişlerdir. Bütün münakale yollarındaki jandarma karakolları, fren kâğıdlarını, şoför ehliyetnamelerini, yolcu adedini ve seyrüsefer saatlerini kontrol edeceklerdir. Güzel bir duvar takvimi f Ahlâksız babalarıh yaraladıkları kizlar j Yukarıda yaralı Zeliha. aşağıda Enıine Izmir, (Hususî) Fuad nammda elli yaşında bir ihtiyar üvey kızı 20 yaşlarında dul Zelihayı yaraladığını bildirmiştım. Hâdisenin akabinde kaçan Fuad, henüz bulunamamıştır. Genc kadınm tehlikeli olan vazıyeti iki gündenberi salaha doğru gitmektedir. Geza, bir gencle konuştuğu için babası Şerif tarafından yaralanan Emine namında ve 17 yaşında genc kızın hayatı da kurtarılmıştır. Her kisi de şimdi hastanede bulunmaktadır. Yeni bir genclik teşekkülü Polonyadaki Rus ekalliyetleri Varşova 3 Başvekil Polonyadaki Rus ekalliyetlerinin bir heyetini kabul etmiştir. Heyet, Başvekile Ruslann metalibatına dair bir muhtıra vermiştir. Ingilterede yeni bir askerî hizmet projesi Londra 3 Harbiye Nezareti, 6 seneden 21 seneye kadar gıden bir hizmet için asker toplamak hususunda yeni bir proje hazırlamıştır. Mezkur asker lik müddeti askere alınacak genclerin yaşına bağlıdır. Askere alınabilecekle rin azamî yaşı 35 e çıkarılmıştır. Harbiye Nazırı bir gazeteciye beya natında bu sene orduya yeniden 53 bin kişi lâzım olduğunu ve bu rakamı doldurmak için de daha 22 bin kişiye ihtivac bulunduğunu söylemiştir. İhtiyat kuvvetleri için de 40 bin kişi almacaktır. Tecrübe sona erınce, geniş bir nefes aldık. Seferberlik şubesi müdürü, Hava komutanlığı mümessili, İtfaiye müdürü, grup âmirleri hepsi, hepimiz alınan neti ceden memnunduk. Bu memnuniyet bilhassa, Türk deli kanlısının, yüksek kabiliyetine, geniş feTürk Hava Kurumu Zonguldak ragatine, eşsiz ve ölçüsüz itaatine, yeni şubesinin takvimi bir örnek elde etmiş olmaktan ileri geliZonguldakta Türk Hava Kurumu tayordu. Maske ile bir saat çalışmak itfa rafından bir duvar takvimi neşredilmiş iyeci erlerin, kuvvetli bir disiplin altında olduğunu gördük. çok iyi yetişmiş olduklarına şüphe bırakBu takvim birçok hususiyetleri bir amamakta idi. rada toplamış çok muvaffak bir eserdir. İstanbulun, kimse haber almadan at Takvim, madenî bir levha üstünde, maattığı bu hayalî tehlikenin Allah koru denî plâkalarla kullanılmakta olduğundan her sene kullanılabilir. Takvim, Asun, bir gün gerçeği başımıza gelecek o tatürkün güzel bir resmile ve Zongul lursa tam teşkilâtlı itfaiyemizin, vazifesi dak hakkındaki iltifatlarmı muhtevi ni hakkile başaracağından emin olalım! cümlelerle, Türk bayrağı ve tayyare reSALÂHADDM GÜNGÖR simlerile süslenmiş olup bunun orta smda yurd coğrafyası vardır. Bu coğ rafyada yurdun nüfusu. iktısadî, ziraî, idarî mamulâtmı kolaylıkla bulmak mümkündür. Ciddî ve esash bir şekilde çalışan Zonguldak Hava Kurumu şubesi yur dun diğer şubelerine örnek olacak bir muvaffakiyet göstermektedir. Şebinkarahisarda zehirli gaz konferansı Şebinkarahisar 3 Dün Öğleden sonra oıta okulda jandarma komutanı tarafından zehirli gaz hakkında bir konferans verilmiş ve müteakıben Halkevinde Dikmenspor kulübünün kongresi yapılmış ve heyeti idare seçildikten sonra Parti Kızılay heyetleri de toplanarak bir has bıhalde bulunmuşlardır. Antalyahlar ve Antaıya Lısesınden yetişenler, Eminönü Halkevinde bir cemıyet kurmak için toplanmışlardır. Toplantıda «Türk Akdeniz Gencler Birhği » ismile kurulacak olan cemiyetin müteşebbis heyeti tarafından hazırlanan nizamname müzakere edilmiş ve kanunî muamelenin yapılması için hemen faaliyete geçilmesine karar verilerek idare heyeti intihab olunmuştur. Yıldınmlan kıskandıracak bir sür'atle hâdise yerine koşuş