CUMHURIYET 18 Nisan 1938 Istanbuldaki spor hareketleri Mühtelif sahalavda futbol maçlavı, bisiklet ve yürüyüş yarışlan yapıldı IBastarafı 1 inci sahitede] Taksim stadyomundaki dünkü maçlar bir müddettenberi federe olmıyan kulübler arasında devam eden lık, turnuva ve kupa maçlarının sonuncularını teşkil ettiği için çok hararetli olmuştur. Öğleden evvel A takımlan maçlarında şampiyonluğu ka zanan Şişli kulübüne büyük bir kupa verilmiş, B takımlan şampiyonu olan Arnavudköy kulübü de bir kupa almışür. Kupa tevzii merasimi stadyoma getirilen bir bandonun İstıklâl marşımızı çalmasile başlamıştır. Först Viyana takımı, dün Ankara muhtelitini 5 0 mağlub etti Ankara 17 îstanbul muhtelitile yaptığı karşılaşmayı 3 1 kazanarak şehrimize gelen Avusturyanın Först Vienna takımı bugün ilk karş:laşmasını Şehir stadmda yapacaktı. Fakat, sabah başlı yan ve bir aralık şiddetini artıran yağmur günlerdenberi beklenen bu büyük maçı görmek için hazırlanan merakhlan derin bir sukutu hayale uğratmış bulunuyordu. Hızını kaybetmekle beraber saat 12 ye kadar devam eden yağmura rağmen stadyoma giden büyük cadde kesif bir meraklı ile doluydu. Maç saati yaklaştığı vakit kapalı tri bünler tamamen dolmuş, açık tribünlerin de büyük bir kısmı meraklılar tarafından işgal edilmiş bulunuyordu. Bundan bir müddet evvel şehrimize gelen Rumenleri büyük bir sayı farkile yenen muhtelitin, bugünkü kuvvetli ra kibi karşısmda alacağı netice hakikaten tribünleri dolduran 25 bine yakın seyirci tarafından merakla bekleniyordu. Saat 16 da, evvelâ Viyanalı futbolcular, mavi pantalon, beyaz zemin üzerinde mavi bir kuşağı taş;yan formalarile sahaya çıktılar. Ve halkı nazı usulile selâm Iıyan Viyanalı misafirler çok alkışlandılar. Kısa bir fasıladan sonra yeşil renklerile Ankara muhtehti sahada göründü. Ve şiddetle alkışlandı. Mutad merasimden sonra takımlar karşılıklı sıralandıklan zaman Ankara muhtelitini şu kadrosile görüyoruz: Fuad Saffet, İhsan Keşfi, Cihad, Celâl Mücahid, Hasan. Rıza, îzzet, Mustafa. Buna mukabil Viyana takımı da §u şekildeydi: Havliçe Kaller, Şmavs Lodvnon, Hofmann, Mahu Molzer, Arımann, Fişer, Baryli, Kadner. Hakem îzmirli Saim Seymenin idaresi altında başlıyan oyun şiddetle esmekte olan rüzgâra karşı oynamağa mecbur kalmalarına rağmen top Viyanalılann ayaklarmda ve bir an içinde kalemiz önlerinde göründü. Ankaradaki mac Şişli: 4 Arnavudköy: 1 Merasimden sonra Necib kupası tur nuvasmda üçüncüliikle dördüncülük için Şişli ile Arnavudköy takımlan karşılaş mışlardır. İki hafta evvel Arnavudköy, Şişliyi yenerek şampiyon namzedlerini tehlikeli vaziyete sokmuşlardı. Bu sebebJe dünkü müsabaka adeta bir intikam maçı mesabesindeydi. Birinci devreyi Şişli Nubann attığı golle 1 0 galib bitirdı. İkinci devrede vaziyet bir aralık 1 1 berabere oldu. Fakat Nubar penaltıdan Şişlinin ikinci golünü yaptıktan sonra Arnavudköy gevşedi. Bundan istifade eden Şişli de iki gol daha attı ve maçı 4 1 galib bitirdi. Beyoğlu Halkevinin tertib ettiği yürüyüş müsabakasına iştirak edenler hareket yerinde üzerinden yapıldı. Mecidiye köyünden hareketle Tarabya yokuşundan inen müsabıklar Boyacıköy asfalt yolunun sonundan geri dönerek Büyükdere tayyare han ganna ve oradan da Tarabya yokuşunu tırmanarak Mecidiyeköy likör fabrikası önünde yanşı bitirdiler. Neticede bir saat 14 dakika ile Sü leymaniyeden Lâmbo birinci, Feneryılmazdan Torkum ikinci, Galatasaraydan Muhsin üçüncü oldular. Dün Ankara muhtelitile yaptığı maçta da galib gelen Först Viyana takımı rağmen, Güneşlilerin bu maçı kazanma lan ihtimali muhakkak sayıhyordu. Çünkü bir iki istisnasile, oyuncular birinci takım kadrosuna dahil elemanlardı. Oyun tahmine uygun bir seyir takib etti. Fakat netice ne tahmine, ne de oyunun cereyan tarzma uygun düşmedi: Güneşliler her iki devrede de hâkim oynadılar. Fakat birinci devreden 32 Galatasaray: 1 Anadolu: 0 mağlub çıkbkları gibi ikinci devrede de Öğleden sonra, Taksim stadyomunda, vaziyetlerini kurtaramadılar ve sahadan ilk maçı Galatasarayla Anadolu takım 45 mağlub olarak çıktılar. lan yaptılar. Galatasarayda, birinci ta Fenerbahçe: 9 î. Spor: 0 kımdan yalnız Bülend, Salim, Musa ve İkinci maç Fenerbahçe ile İstanbulspor Mustafa vardı. Diğerleri B ve gene ta arasında idi. Fenerliler sahaya şu kadro kımlarından alınmiş oyunculardı. Ana ile çıktılar: dolu takımı da tam kadrosile oynamıyorHüsameddin Faruk, Lebib Reşad, du. Birinci devre iki taraf gol yapama Ali Rıza. Necdet Niyazi, Naci, Ya dan berabere bitti. İkinci devrede Musa şar, Bülend, Orhan. frikikten Galatasarayın tek golünü yaptı İstanbulspor takımı da şu kadro ile ve maç 1 0 Anadolunun mağlubiyetile oynadı: bitti. Mecdi Hayn Hasan Enis, Tarık, Yedek Subay: 4 B. Gücü: 1 Faruk Kemal, Adnan, Bahri, Nejad, Dün Bakırköy Barutgücü sahasında İsmet. Yedek Subay ve Barutgücü takımlan Oyun tamamen Fenerlilerin tazyikı alçok hararetli bir maç yaptılar. Havanın tında geçti. Birinci sayıyı Niyazinin bir muhalefetine rağmen sahada iki binden ortalayışını kafa ile Bülend yaptı. İkinci fazla seyirci vardı. Birinci devrede rüz golü de Naci, yirmi beş metreden yolla gârı arkalanna alarak oynıyan Yedek dıgı bir şütle kazandı. İstanbulsporlular Subaylar elde ettikleri üstünlükten istifa canlı bir oyun çıkardılar. Bu gayret sa de ederek üç gol attılar. İkinci devrede yıların artmasma mâni oldu ve ilk devre oyun nisbeten mütevazin bir şekilde cere 20 bitti. yan etti ve iki taraf birer gol yaptı. NetiFenerliler ikinci devrede tam bir nalcicede maç Yedek Subay takımının 4 1 miyetle oynadılar. Dördüncü dakikada galebesile bitti. Maçtan sonra Barutgüç Yaşarın attığı üçüncü golden sonra dokulüler kulüblerinde misafirlere bir çay zı zuncu dakikada Yaşar dördüncü, 13 ünyafeti verdiler, • cü dakikada Naci beşinci golü çıkardı Anadoluhisar: 5 Güneş: 4 lar. Dün Kadıköy stadyomunda hususî İstanbulspor müdafaası bütün gayretimahiyette iki maç yapılmıştır. Bunlardan Ie çabalıyor, fakat birbirini takib eden birincisini önümüzdeki hafta millî küme Fener hücumlarına karşı koyamıyordu. deplâsman maçlarım yapmak üzere An İyi bir anlaşma ile oynıyan Fenerliler on karaya gidecek olan Güneşle Anadolu yedinci dakikada Nacinin ayağile altıncı hisan takımları yapmışlardır. Güneş bu golü de attılar. maça Cihad, Faruk, Reşad, Ömer, YuFenerlilerin tazyikı İstanbulsporlulan suf, Rebii, Niyazi ve Selimden mahrum nefes aldırmıyacak hale getirmişti. Yaşar olarak fakat bununla beraber oldukça yedinci, Naci sekizinci golleri de kuvvetlı kıymetli olan şu tertibdeki bir kadro ile şütlerle attılar. Devrenin sonlarına doğru iştirak ettiler: Bülend de dokuzuncu golü attı ve maç Safa Yusuf, Celâl İsmail, Rıza, 90 Fenerlilerin lehine bitti. ırahim İlyas, Necdet, Salâhaddin, Bisiklet yarşı Jurad, Canbaz. İstanbul bisiklet seri yarışlannın dör Millî küme maçlarında kulüblerini temsil eden tam takunla oynamamalanna düncüsü dün 40 kilometrelik bir mesafe 14 iincü dakikada Yürüyüş müsabakası Beyoğlu Halkevinin tertib ettiği yürüyüş müsabakası dün yapıldı. Beyoğlu Halkevinden hareket eden 25 müsabık tramvay caddesini takıben Taksim meydanına geldiler. Orada bir tur yaptıktan sonra gene tramvay caddesinden Şişh Mecidiyeköy Maslaka kadar gittiler ve oradan dönerek Şişli tramvay deposunda yanşı bitirdiler. 25 kilometre mesafe tutan bu yarışı Beyoğlu Halkevinden İbrahim bir saat 57 dakikada birinci gelmek suretile kazandı. Akmspordan Remo ikinci, Peradan İzak üçüncü, Beyoğlu Halkevinden Hakkı dördüncü, Kurtuluştan Lipyadis beşinci, Beyoğlu Halkevinden Mehmed altıncı oldular. Takım itibarile 5 puvanla Beyoğlu Halkevi birinci, 9 puvanla Akınspor ikinci, 14 puvanla Pera üçüncü, 15 puvanla Kurtulus dördüncü oldular. Basketbol turnuvalan Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edilen basketbol turnuvalanna dün de devam edilmistir. Bu turnuvalar, nihayete ermek üzeredir. Üç kategori üzerinden yapılan bu müsabakaların bir kısmı bitirilmiştir. Büyüklerde Kuıtuluş şampiyonluğu kazanmıstır. Ortancaların final maçı dün yapılmış ve neticede Galatasaray 30 a karsı 31 le Barkovayı yenerek şampiyon olmuştur. Kücükler arasındaki şampivonaya pek çok kulüb istirak ettiğinden bunlar üç seriye ayrılmıslardı. A serisinde Galatasaray, C serisinde de Mühendis birinciliği kazanmıslardır. B serisinin final maçı dün Robertkolej ve Kabataş takımları arasında yapılmıştır. Neticede Kabataş 1 7 25 ile seri birinciliğini kazanmıstır. Kücukler kategorisinin şampiyonluğunu ortaya çıkarmak üzere Galatasaray, Kabataş ve Mühendis takımları birbirlerile karsılasacaklardır. için çizdiğim yolda yürüyor, kendi hayatımı, kendi dılediğim şekilde tanzim ederim. Tekrar ediyorum, Mukbile Hanım, bu dakikadan itibaren serbestsiniz. Son sözünüz mü bu? Başka söylivecek sözüm yok. Beni, tesiri altında bıraktığınız vahşî tehdidden kurtarsanız daha âlicenab hareket etmiş olurdunuz. Sözlerimin, ne ilâveye ne eksilmeğe ihtiyacı yoktur. Bir iki saniye kadar kapmın yanında durdum. Elimde olmıyan bir tereddüd, ayaklarımı yere çiviliyordu. Yusuf Haddad yanıma geldi. İki elini yavaşça omzuma koydu. Korsajımın ipekli kumaşından geçen, parmaklarının hummalı hararetini, cildimde hissettim. Yolunuz açık olsun, Mukbile Hanım, dedi. Bahtınızın çizdiği yolda, mes'ud ilerleyin ve geriye dönüp bana bakmayın. Sizi kendime bağhyamadım... Aramızda, çok elim dakıkalar geçti, bunları tekrar etmiyelim. Rica ederim, Yusuf Bey, biraz insafh olun! Yusuf Haddad, son söylediğim sözden incinmiş gibi, beni, kapıdan dışan doğru kuvvetle itti: Kalemize, birbiri arkasına akın yap maktan hali kalmıyan Viyana takımı, ikinci golünü 14 üncü dakikada sağiçleri vasıtasile yapmağa muvaffak oldu. O yun bu suretle daha ziyade Viyanalılann baskısı altında ve büyük bir süratle devam ediyordu. 25 inci dakikada muhtelitimizin Viyana kalesine yaptığı bir inişi de henüz pek genç ve tecrübesiz olan ve böyle temsili maçlarda oynalılması doğru olmıyan küçük Mustafanın ayağında ziyan oldu. Söndü.. Birbiri arkasına yediği iki golden sonra biraz kendini toparlar gibi görünen kaleci Fuadm yaptığı birkaç güzel müdahale gollerın ziyadeleşmesine mâni oldu. 30 uncu dakikada muhtelitin tekrar sağdan inkişaf eden hücumunu Viyana müdafaasınuı hatalı durdurması üzerine hakem frikik cezası verdi. Bu suretle frikikten gelen top kale önlerinde takımımız lehine güzel bir vaziyet ihdas ettise de Hasanın havadan bir vuruşu meseleyi halletti. Muhtelitin, Viyana kalesini sık sık ziyarete başladığı sıralarda kalecbin bloke edemiyerek elinden kaçırdığı toplara çok batî bir surette hareket eden muhacimlerimiz yetişemediklerinden istiBirinci gol fade edemediler. Bu şerait altında devam Merkez muhacimin :oliçe geçirdiği etmekte olan maçın ilk kısmı bu suretle top, soliçin anî bir şütile Ankara ağlarına 2 0 Vıyanalıların lehine neticelendi. takıldı. Bu suretle 1 0 1 2 saniye kadar İkinci devre çok kısa bir zaman zarfında ve büyük bir İkinci devrede Ankara takımında umeharetle yapılmıştı. Derhal Viyananın fak bir iki tadilât yapılmıştı. hakimiyetine geçen oyunun kalemiz için Sol müdafaaya Sabri, sağ muavin yeoldukça tehlikeli olacağı aşikârdı. rine de Nihad getirilmişti. İlk akınımız soldan oldu. Ankaranm Bu devrede Ankaralılar Viyanalılann yaptığı bu çok sıkı inişi Viyana müdafaası oyun tarzlannı kabul ettıklerinden ve şidbüyük bir zorlukla ve ancsk komerle dur detini arttıran rüzgârın da aleyhlerinde durabildi. Fakat atılan korner bir netice olması Viyanalılann işini kolaylaştınyor vermedi. buna mukabil de müdafilerin yükünü bir Viyanalılar kabul ettirdikleri oyun sis kat daha ziyadeleştiriyordu. temlerile kalemizi adamakıllı tazyika k Ankaranm devam etmekte olan bu başladılar. Buna mukabil de Ankara bozuk oyunu karşısında çok iyi istifade ş müdafaası muvaffakiyetsiz ve bozuk bir etmesini bilen Viyana takımının şütör ve oyunla bocahyarak topu uzaklaştırmakta fırsatçı soliç sıkı bir vuruşla 7 nci da kikada takımına yeni bir gol daha kazanmüşkülât çekiyor. dırdı. 9 uncu dakikada tekrar Viyana kalesi Dördüncü gol nastl oldu? önlerine gelen akıncılanmız, soliçin 9 uncu dakika: Viyanalı muhacimler ofsayd vaziyetine düşmesi yüzünden elde ettikleri mükemmel gol vaziyetinden isti gene Ankara kalesi önlerinde.. Merkez muhacimin çok uzaktan çektiği şut, ka fade edemediler. Lâf söylemek kolaydır. Hele, insanm, Haydi, haydi! dedi, Allah selâkaldırması met versin! Artık ıstırab çekmek istemiyo kendi vücudünü ortadan mevzuu bahsolunca, işin lâftan öteye rum! kuvvetlidir. Yusuf Haddad, arkamdan kapıyı ka geçmemesi ihtimali çok Hem, Yusuf Haddad, tehdidini yerine parken, ben, ateşler içinde yanan başımı ellerimle tutmuş, kalbimi bir mengene getirecek bile olsa, benim bu işe zihin gibi sıkıştıran şeyin, kulaklarımda hâlâ yormama ne lüzum vardı. Gerçi, beni çınlıyan tüyler ürpertici tehdidden mi, bu adama bağlıyan birşey mevcuddu. yoksa, onun bakışlannda okuduğum ü Fakat, geceki kahbece hareketinden sonmidsizlikten mi ileri geldiğini düşünüyor ra, ona karşı en ufak bir merhamet hissi duyabilir miydim? Kendisine bir vaidde dum. bulunmuş mıydım? Hayır. Ona karşı XXIII Öğle yemeğine inmiyeceğimi, Yusuf herhangi bir taahhüde girmiş miydim? Haddad'a bir hizmetkârla söyletmiştim. Hayır. O halde? Bütün iddialannda, Kocamla tekrar karşılaşmak cesaretini bütün tehdidlerinde haksız ve manasız kendimde göremiyordum. Bu evden bir olan Yusuf Haddadı düşünmeğe borclu an evvel uzaklaşmaja karar verdiğim için, değildim. en doğru hareket, aramızda tekrar bir münakaşa sahnesi yaratmamaktı. O, benim yüzümden artık azab çekmek istemiyordu. Ben de, son görüştüğümüz dakikaların korkunçluğunu bir kere daha yaşamak cesaretini bulamıyordum. Bilhassa, kendini öldüreceği tehdidini, onun ağzından tekrar işitmeğe tahammülüm yoktu. Gururu, belki de, bu dediğini ona yaptıracak kadar kuvvetliydi. Lâkin, ne de olsa, mübalâğa ettiğine, işi bu kadar divanece bir neticeye götürmek istemiyeceğine hükmediyordum. Yanıma alacağım bir iki parça eşyayı bavuluma çabucak yerleştirdim. îçinde bulunduğum debdebeli hayata aid en ufak bir eser götürmek istemiyordbm. Paramı sakladığım çekmeceyi yokladım. îçindeki paranın, bu eve geldiğim zamankinden daha fazla miktarda ol madığını görünce sevindim. Para çan tam, beş on ufaklık müstesna, Mısıra ayak bastığım günkü ağırlıktaydı. Acaba, evinizde geçirdiğim şu kısa misafirlik devresmi, ileride hatınnıza getirdiğiniz zaman, benim hakkımda ne leci Fuadm ofsayd düdüğü çalındıgına zahib olarak durması neticesinde top kolayhkla dördüncü defa ağlara takıldı. Dördüncü golü de bu suretle yiyen Ankaralılarm esasen yüksek bir oyun çıkaran Viyana takımının karşısmda, kuvvei maneviyesi sarsılmış olarak bocalamağa başladı. Öyle ki, kale yakmlarmda hrsatçı olarak tanman Rıza bugün en beccriksiz bir oyuncu gibi ayağına gelen fırsatlan kaçırmakta sanki ısrar ediyordu. Maç yeniden başlamıştı, fakat... 15 inci dakikada sol açık bariz bir ofsayd vaziyetinde aldığı pasla takımının beşinci golünü sıkı bir köşe vuruşile yaptı. Bu gol halk tarafından ıshkla protesto edıldi. Fakat, olan olmuş ve maç yeniden başlamıştı. Fakat büyük bir enerji ile yeniden taı lihini denemeğe kalkan takımımız misline ender tesadüf edılen çok güzel bir gol fırsatı daha kaçırdı. K. Mustafa, kendisine atılan bir pasî kovalıyarak, karşısına çıkan müdafii do atlattıktan sonra Viyana kalesine doğru süzüldü. Kaleci muhakkak olan bu gola mâni olmak içfn yerinden fırladı. Fakat küçük Mustafa bunu da meharetle geçe* rek henüz yerde yatan ve kaleciye ragmen boş kalan kaleye yaptığı vakitsiz va isabetsiz bir vuruşla takımının yegâne şe< ref sayısını kaçırmış oldu. Bugün teşkil olunan nuıhtelit on birin* nin en iyisi bulunan İzzetin her defasmda da Viyana kalesine kadar sürükleyip ortaladığı top muhacimlerimizin ayakla « rında netice vermekten uzak kalıyordu. Netİce Oyunun sonlarına doğru gene, K. Mustafanın Viyana kalesine gönderdiği top gol posta çarparak geri geldi. Fakat güzel oynıyan Viyana müdafilerinin u * zun vuruşlarile kaleden uzaklaştınldı. Oyunun bundan sonraki kısmmda netice üzerinde bir değişiklik olmadığından maç bu suretle 5/0 Viyanalılann galibiyetile nihayetlendi. Yarınki maç Viyanalı futbolcular, yann, Ankaragücü Genclerbirliği muhtelitile bir maç yapmayı kabul etmişlerdir. Bu maç saat 14,40 ta Ankaragücü sahasında yapıla « caktır. (a.a.) düşüneceksiniz, Yusuf Haddad Beye * fendi? Belki de, ati bunu bana öğretecektir. Muhakkak olan birşey var ki, evinizde, sizin yanınızda yaşadığım müddetçe, yüreğimi en ufak bir menfaat endişesi bîle yoklamamıştır. Bununla iftihar ediyoı rum. Şimdi, buradan ayrılırken de, bütün servetinizden, bütün ihtişamınızdan ve debdebenizden, elimde hiçbir şey kalmıyor. Buradan giderken, buraya gel * diğim zamanki kadar fakirim. Odamı bir kere daha gözden geçir * dim, birşey unutup unutmadığıma bak * tım. Hayır, hiçbir şey unurmamıştım. Hayır, artık, buradaki eşyadan hiçbirisi bana aid değil; bunlarm hepsi, mevcudiyetinden kaçtığım adamın malı. Kendisine darbe vurmağa hazırlandığım kimseden, herhangi birşey almağı kendime yakış tıramıyorum... Bu düşünce, kalbimde gene ufak bir çarpıntı uyandırdı. Yusuf Haddad, aramıza, bu tehdidi niçin soktu sanki? Metin olayım, diyorum; bu tehdid, kuru lâftan ibaret; beni korkutmaktan başka bir maksadla söylenmiş değil, diyorum. (Arkast var) Aşk ve macera romanı : 4 8 KOCAM Nakleden: Hamdi Varoğla Sizi zengin edecek olan bu serveti niçin reddediyorsunuz? dedi. Ben, size elzem olan serbestiyi temin etmek için hayatrmı fedaya hazır bulunduğum halde, siz benden hiçbir şey kabul etmiyorsunuz. Neden? Fakat, bu mevtaî projeyi daha fazla dinlemek istemediğim için ayağa kalktım ve birdenbire, sanki bütün bu sahnenin çirkin bir şantajdan ibaret olduğunu, benim de bu şantaja kapıldığımı anlayıvermiş gibi, gözyaşlarımı sildim. Anî bir aksülâmelle: Simdi de siz beni dinleyin, Yusuf Haddad Bey, dedim. Demindenberi, korkunç tehdidinizle, azmimi sarsmağa çalışıyorsunuz. Sizi dinliyecek olsam, bütün hayatım, ikama kendinizde kabiliyet gördüğünüz bu tehdidin günün birinİe tahakkuk eder^i korkusile dolu ebelî bir işkence haline gelecek. Sözlerinize inanmıyorum, inanmak istemiyorum! Nasıl isterseniz öyle yapm. Ben, son sözümü söyledım. Bir daha bu mevzua kat'iyyen avdet etmiyeceğım. Yani, kararınızı tatbik edeceğinizi mi söylemek istiyorsunuz? Hiçbir karanmdan dönmüş adam değilim. Hoş, bunda da sizi alâkadar edecek cihet yok! Haklısınız. Bir delinin hareketini düşünüp tasalanacak değilim. Yann, faraza ayni tehdidi bir baskası savursa, hayatımı o divanenin de hatırı için değiştiremem ya! Hayır. Siz ve ben, ikimiz de, kendi yaptıklanmızdan kendimiz mes'ulüz. Bildiğiniz gibi harekette serbestsiniz. Zaten, bu kadar divanece bir işe teşebbüs etmenize imkân yoktur. Mantığınız, akli seliminiz buna mânidir. Ben de, üzerimde müessir olmak için başvurduğunuz bu menfur şantaja kıymet vermeden, kendim