CUMHIİRİYET 24 Mart 1938 Naşid gecesi Büyük halk san'atkârı için yapılan merasîm çok parlak oldu Bir sahtekârlık Başkasına aid olan arsayı Belediyeye satmışlar Atina meKtublan: Turkiki Prezviya Şoför: Türkiki Prezviya!... Malesta!.. On dakika sonra taksi Kralın saraymın Tahtakalede Keresteciler civannda civannda bulunan Türkiye elçiliğinde Ahmed namında birine aid bir arsayı durdu. Biz de Cumhuriyet bayramı daMehmed isminde ihtiyar bir adamı Ah vetlıleri arasında elçiliğe girdık. Salon kamed yaparak ve sahte mühür kullanmak pısınm önünde nezaketi ve güzel sözleri suretile 349 liraya Belediyeye satmaktan ile hepimizi teshir eden Bay ve Bayan suçlu emlâk simsarlığı yapan Anargiros Ruşen Eşref Ünaydınla karşılaştık. Tebve kansı Eftalya, emlâk kumusyoncusu rikâtımızı takdim eyledikten sonra bir İsmail Sıtkı ve «sahte Ahmed» olan kenara çekildik. Pek az geçmeden elçiIBastarafı 1 tnci sahtfedel kar otomobilimle Şişli Maslak yolunda Mehmedin dün Sultanahmed birinci sulh lik Atinanın yerli ve yabancı en kibar Bir müddet orada oturan ve rakı içen b'r gezinti yapanm. Bu sabah da çıktım. cezada sorgulan yapılmıştır. hdkı ile doldu. Büfe açıldı. Cazla bera arkadaşlar, saat sekize doğru havanın Yavaş, yavaş ilerlemekte iken asrî me Sorguyu müteakıb, Anargiros, Eftal ber danslar başladı. Elçi ve Bayan Ru güzelliğinden istifade etmek maksadile zarhğın önüne doğru geldiğim zaman arya ve Mehmed tevkif edilmiştir. ismail şen Eşref ve onlardan örnek alan elçilik Büyükdereye doğru yola çıkmışlardır. kadan sür'atle gelmekte olan bir otomoSıtkı da ikametgâha rapten ve tahliye e kâtibleri ve bayanları misafirlerle teker Asfalt yola çıkılınca, şoför Kemal, oto bilin arabamın ön kısmma çarptığmı gördilmiştir. teker meşgul oluyorlar ve herkesi ellerin mobili süratle sürmeğe başlamış ve Zindüm. Birdenbire sarsıldım. Güç halle aSorgu esnasmda, başlıca rol oynıyan den geldikleri kadar memnun etmeğe ça cirlikuyudaki polis karakolunu geçtikten rabamı durdurdum. Camlann kınlmasınAnargiros ve Eftalye şu ifadede bulun lısıyorlardı. Elçilikte o kadar sıcak ve sa sonra sürati 80 kilometreye çıkarmıştır. dan ve bu sadmeden hafifçe yaralandım. muşlardır: mimî bir hava esiyordu ki Türk olup da Tam bu sırada, Zincirlikuyumın ilerisin Fakat müessif hâdise bununla kalma « Bu ihtiyan biz Ahmed diye ta insanm iftıhar eylememesi, heyecan duy deki az meyilli yolda hususî bir otomobil 6ı. Arabama çarpan bu taksi, olanca nınz ve muamele için Ahmed mühürünü maması imkânı olamazdı. belirmiştir. Bu otomobil, Elektrik şirketi süratile zikzak yaparak 50 metre kadar bizzat kendi getirmiştir. Bize bu ihtiyarı Gencliğim gözümün önüne geldi. U müşteriler dairesi şefi Osman Kemalin daha gitti; orada bir ağaca çarparak Çakmakçılarda büyük Yeni han sahibi mumî Harbden evvel Pariste talebe idim. idare etmekte olduğu 1351 numaralı oyuvarlandı. Derhal arabadan atladım. O Lutfi getirdi.» Orada da bir sefaretimiz vardı. Fakat tomobildir. San'atkâr Naşid jübilesinde civarda dolaşan birkaç kişiyi çağırdım. Bu sırada reis Reşid sordu: maatteessüf mevcudiyetinden yal Sürpik dudu rolünde Taksi otomobilinin şoförü Kemal, ay Taksinin içinde bulunan bu felâketzede Simdi Lutfi nerededir? nız Parislilerin değil, bizim bile haberi ni süratle bu otomobili de geçmek istedi leri çıkarmağa başladık. Manzara fecidi. Kıymetli san'atkâr Naşid için Fransız çok sevdiği oyunlanndan 2 perdelik «Sür Tabiî Çakmakçılarda olacak, ken miz olmazdı. Zaten sefir isteseydi de ne ğinden hızmı azaltmamış ve ilerilemekte Ellerinden, yüzlerinden kan akıyordu. rîyatrosunda tertib edilen jübile pek mü pik Dudu» komedisini cidden büyük bir disini 8 aydanberi görmedik. yapabilirdi. O zamanlar kaç, göç harem devam etmiştir. Fakat taksi, Osman Ke Bunların hemen hastaneye nakillerine çakemmel olmuştur. Jiibilede Vali Muhid muvaffakiyetle ve san'atinin yüksekliği Nasıl olur da haberiniz olmaz. ve selâmlık vardı. Sosyal bakımdan Av malin otomobilinin yanma gelince müt lıştım. Onbeş, yirmi dakika kadar orada dm Üstündağ ile şehrimizin başlıca ma ni herkese tasdik ettirecek meharetle tem Lutfi yedi, sekiz ay evvel ölmüştür.. De rupa dünyasına yabancı idik. Her millehiş bir musademe olmuş, hususî otomo kaldılar. Nihayet Kibrit inhisanna aid ruf zevatı hazır bulunmuştur. Tiyatro sil etmiş ve halkm dakikalarca süren al vam edin. tin bayramı neş'elı ve coşkun, bizimki bilin çarpma neticesinde sol çamurlukları bir otomobil geçiyordu. Bir kısmını ona huıcahmc dolmuştur. Müsamerye muhar kışını toplamıştır. İhtiyarın elinde bir tapu senedi ise tatsız, tutsuz geçerdi. Frenkler de ezilmiş ve yolu kapar bir vaziyete gele bir kısmını da maden tetkik heyetine aid rir Selâmi İzzetin bir hitabesile başlanıl Müsamere esnasmda muhtelif müessc vardı. Lutfi bize Ahmede aid arsanın is hakkımızda yanlış yanlış fikirler yürütür rek durmuştur. Taksi otojr±obili kazayı gcne oradan geçmekte olan hususî bir ornış müteakıben «Bir kavuk devrildi» pi seler tarafından gönderılen çelenkler ar timlâk bedelinin alınacağmı söyledi. Biz lerdi. Çünkü kendimizi tanıtmak için fıryaptıktan sonra yoluna devam etmiş, şo tomobile koyduk ve derhal hastaneye yesile Halk Opereti artistleri tarafından tiste takdim edildiği gibi Halkevi tarafın de cevaben bu işleri yapamayız. İsmail sat bulamazdık... för Kemal fren yaparak durmak istemiş gönderdik. Bu müessif hâdiseye maruz Pipiça'dan bir perde temsil edilmiştir. dan da kendisine bir şehadetname veril Sıtkıya müracaat edelim, belki yapar deBir aralık Atinalı bir bayan yanıma se de muvaffak olamamıştır. kalanlar arasında gazeteci arkadaşlarımBundan sonra kıymetli san'atkâr, en mış ve san'at tacı giydirilmiştir. dik.Sıtkı evvelâ bu işi kabul etmek isteme geîdi.Suvareden çok memnun olduğu îlk musademe mahallinden 57 metre dan Tahiri tanıyordum. Kendisini bu feci di.. Rica ettik, muameleyi yapmağı kabul halinden anlaşılıyordu. Sanki kafaımn kadar zikzak yaparak ilerliyen otomobil vaziyette görünce çok müteessir oldum. etti. Notere giderek bir vekâletname tan içindekini sezmiş gibi «Biz Atinalılar birdenbire kenardaki hendeğe doğru Hâdisenin sebebini bilmiyorum. YaİHiz zim ettik ve İsmail Sıtkı muameleyi yap Türk inkılâbma hayran oluyoruz. Az zadönmüş ve yolun kenanndaki ağaclara öyle zannediyorum ki bu felâketzedele tı. man zarfında o kadar terakki ettiniz ki şiddetle çarparak parçalanmış; otomo rin bulunduğu taksi benim arabama çarReis sordu: gözlerimize inanamıyoruz. Bugün şehıi bilde bulunan, gazeteci arkadaşlanmız pırca şoför korktu ve süratle kaçmak is Belediyede yapılan muamele esna mizin en yüksek sosyetesine ancak sizin dan Tahirle makinist Nihad, Sefik, tedi ve nihayet kaçayım derken oradaki smda vergilere aid işlerde bir takım ka elçilikte tesadüf ediyoruz. Tertib eylediHaydar, Ekrem, ve şoför Kemal de ya ağaca çarparak bu feci hâdiseye sebebirışıklıklar var? ğiniz toplantılardaki muvaffakiyetinize ralanmışlardır. yet verdi.» Muameleyi ismail Sıtkı takib e hicbir diyecek yoktur. Türk diplomatlan Osman Kemal otomobilinden inerek Bu müessif kazada vefat eden arkadadiyordu. Birkaç kere biz de kendisile Be diğer devletlerin diplomatlarını bastırırfacia yerine koşmuş ve 6 kişinin kanlar jımız Tahirin cesedi Morga kaldırılmi}lediveve gittik. lar» dedi. içinde otomobilin içinde yatmakta oldu tır. Cenazesi yarın merasimle defnedileMehmed de ifadesinde: Atinalı bayanın bu sözlerinden çok ğunu görünce hemen zabıtaya haber vercektir. « Ben îsmail Sıtkıyı tanımam ve mütehassis oldum. Bahusus diplomatik miştir. *** kendisini hiç görmedim. Bu muameleden hayata nisbeten yeni atılmış bir milletiz. Kaburga kemikleri kırılmış, kafatası Bu müessif kazada hayata gözlerini Meksika 23 1500 talebe millî sa lik ihtilâfın hal çaresi bulunamaması, de haberim yok» demistir. Şurasını unutmıyalım ki İkinci Mahmu yanlmış bir halde kanlar içinde otomobilkapıyan arkadaşımız Tahir Şükrü, he rayın önünden geçerek reis Kardenas ile Cumhurreısıni müdahaleye ve böyle cezda kadar Avrupada sefaretimiz bile yok de yatan Tahirle ellerinden ve ayaklarınnüz otuz dört yaşlarında idi. Tahir bir Amerika ticaret ataşesi petrol endüstrisinin millıleştirılmesini al rî bir karar ittihazma sevketmiştir. tu. Arada sırada Avrupaya fevkalâde el dan yaralanmış olan Şefiğin hayatlan sene evvel evlenmişti ve baba olmak üzeşehrimize geldi çi göndermekle iktifa ederdik. Bu elçiler tehlikede görüldüğünden derhal hastanekışlamışlardır. Fakat, bu ihtilâf, bir bahaneden ibare bulunuyordu. Tan gazetesi Tahrir Reisicumhura bütün halkın muzahir ret telâkki ediliyor. Asıl sebeb, 1911 den Türkiye ile Amerika arasmda akde meyanında şöhret kazanan yalnız Yirmi ye kaldınlmışlardır. Diğer yaralılar da Müdürlüğünü ifa etmekte olan Tahir, olduğunu tebarüz ettirmek için bugün 1930 senesine kadar devam eden kanlı ih dilecek olan yeni ticaret muahedesi' sekiz Çelebi Mehmed Efendidir. Mu hastaneye sevkedilmişlerse de bunlardan Yedigün, Karagöz, Karikatür mecmua tilâllerin dayandığı esaslı sebebdir. Mek müzakerelerine iştirake memur Ameri maileyh için Düşes Dorlean «Mehmed şoför Kemal ile Ekremin yaralan hafif büyük nümayişler yapılacaktır. lannın da Neşriyat Müdürü idi. Son Sakan elçiliği ticaret ataşesi dün Vaşing Efendi çok kibardır. Bir sefirin nazik ve sikalı nasyonalistler, kendi memleket olduğundan hastanede yaralan sarılmış, at, Vakit, Son Posta gazetelerinde ça İstinaf mahkemesinin karart ton'dan şehrimize gelmiştir. Müzakere zarif olması onu gönderen milletin sevilerinin, ecnebi sermayedarlar tarafından, yatmalanna lüzum görülmemiştir. lışmıştı. istanbul lisesinden ve Hukuktan bekleniyor lere iştirak edecek olan ikinci murahhudud aşırı bir istismar sahası haline ge has M. Birn de bu sabahki ekspresle Is yesinin yüksekliğine delâlet eder» diyor. Şoför Kemal zabıtaca nezaret altına mezun olmuş, topcu yedek subayı ola Londra 23 Meksika hükumeti nezDoğru söz değil mi? tirildiğine kanidirler. 1914 te, Meksika almmıştır. rak askerliğini yapmıştır. dindeki îngiliz ve Amerikan siyasî mü askerlerinin, Tampiko limanından, A tanbula gelecektir. Amerika Ticaret Rivayete göre Birinci Napolyon da Nezareti tarife komisyomı reisi buluKaza Müddeiumumiliğe haber veril15 senedenberi matbuatta kıymetli çamessilleri görüşmelerine devam etmekte merika bahriyelilerini kovmalarile baş nan M. Birn, arkadaşlarile beraber bu bu cihete çok ehemmiyet verirmiş. Polon miş ve Müddeiumumî muavinlerinden lışmasile kendini sevdiren Tahirin bu dirler. Amerika ve İngiliz fükumetleri de layıp Amerika ile Meksika arasında ha akşamki ekspresle Ankaraya hareket yaya gönderdiği sefir Şanuvan Prata: Ubeyd tahkikata başlamıştır. ölümü bütün gazeteci arkadaşlarım ve aralarındaki sıkı teması muhafaza etmek kikî bir harbe müncer olan hâdise, ecnebi edecektir. «İlk işiniz Varşova kadınlarını kazan Yaralılardan arkadaymız Tahirin, dostlannı mateme bürümüştür. Kederli mak olacaktır.» demişti. Dün gibi bugün hastanede yapılan bütün tedavilere rağtedirler. sermayesinin, topraklanna musallat ol ailesine taziyetlerimizi bildirir, arkadaşıAtletizm müsabakalarî de öyledir. Diplomatların bütün hareketİyi haber alan mahfiller, kumpanyala duğunu gören Meksika yerlilerinin iktıT. S. K. İstanbul Bölgesi Atletizm lerini dost, düşman tetkik ederler, ona men hayatmı kurtarmak kabil olmamış, mıza Allahtan rahmetler dileriz. rın satın alınması hakkındaki kararı isti sadî boyunduruktan kurtulmak için yap Ajanlığından: hayata gözlerini kapamıştır. öre mensub oldukları milletler hakkında naf ettikleri mahkemenin vereceği hüküm tıkları bir hamledir. 27/3/1938 pazar günü Kadıköyde FeŞoför kazayı ardatıyor Ogüst'ün vasiyetnamesi hüküm yürütürler. Bu sebebden dolayı belli olmadan Meksika nezdinde bir te Maamafih, Meksika Cumflıurreisi nerbahçe stadında dört sınıf üzerinden diplomatlann vazifeleri ağırdır. Meh $oför kazayı şöyle anlatmaktadır: Ankara 23 (Telefonla) Ankara şebbüs yapılmasının mevzuu bahsolmrya Kardenas'ın son kararında en büyük a atletizm müsabakalarî yapılacaktır. Ü« Sabah saat 8 raddelerinde Zin Belediyesi Hacıbayram civannda istim med Efendi frenklere hem kendini saydırcağını beyan etmektedirler. (a.a.) mil, Meksikanın cumhuriyetçi İspanya çüncü ve dördüncü sınıfların müsaba mış, hem de İstanbula avdetinde Fransa cirlikuyudan ileriye doğru gidiyorduk. lâk ettiği binaları yıktırmağa başladı. Bu kalarî sabah saat 10 da, ikinci ve birinci Petrol arazisinin millileşti nın müdafii olmasına mukabil, petrol ku sınıf müsabakalarî saat 14 te başlıya da gördükleri hakkında bir kitab yazmış Bu esnada karşıda bir otomobil gördüm. suretle Ogüst mabedinin bir duvanm yularını işleten İngiliz ve Amerikan fir caktır. tı. Bence diplomatların bir vicdan borc Nasıl oldu bilmiyorum, müthiş bir sesle boydan boya işgal eden Ogüst'ün vasi rilmesinin sebebi nedir? malarının, nasyonalist Ispanyaya da petları da yabancı memleketleri yurddaş birlikte çarpısma oldu. Direksiyonu zap yetnamesi yıkılan bitişik evlerin sıvalan Meksika hükumeti, îngiliz ve Amerirol vermeleri olmuştur. Kardenas, neş mahal bırakılmaması için, bütün kambiyo lanna tanıtmaktır. Atinada Türkiye el tedemedim. 50 metre kadar ilerledikten altından yavaş yavaş meydana çıkmaktakan kumpanyalanna aid 17 tane büyük rettiği bir beyannamede, amele kütleleri muamelâtı birdenbire durdurulmuş, ser çiliğini saymıyan yoktur. Cumhuriyet re sonra ağaclara çarptığımızı hatırlıyo dır. Yirmi kadar ev yıkıldıktan sonra bu petrol arazisini istimlâk etmiştir. Bu sunin hayatî menfaati mevzuu bahsolduğu mayelerin harice çıkmasına meydan ver jimi millî varlığımızı yalnız yurdumuzda rum.» saha tarihî abidelerile güzel bir park haretle millileştirilen petrollu arazinin kıyYapılan tahkikatta otomobilin o anda line getirilecektir. müddetçe, bütün dünya demokrasilerinin miyecek tedbirler ahpmıştır. Lâkin, Mek değil, dış memlektlerde de hissettirmekmeti Türk parasile takriben 520 milyon Meksika petrolundan istifade edebilece sika maliyesi, ecnebi şirketlerin verdiği tedir. Diplomatlarımızın himmetleri şa 80 90 kilometre süratle gittigi tesbit oliradır. Meksika Cumhurreisi Kardelunmuştur. Otomobilin içinde birçok b o | ğini, halbuki, bugün, petrol kumpanyala vergilere muhtacdır. Memleketin başlıca yanı tebriktir. Ziya Emiroğlu nas'm çıkardığı kararname, Meksikadaki rakı şişeleri bulunmustur. bütün petrol kuyulannı devlete mal etrının, münhasıran kendi menfaatlerini servetini tesk.il eden petrol, Cumhurreisi Osman Kemal hâdiseyi nasü mektedir ve badema, bu kuyular, devlet düşünerek, Franko'ya bile petrol sattık Kardenas'ın, ziraî ve içtimaî ıslahat Bir istasyonun ismi larını ve bu vaziyete bir nihayet verilmesi yapmak üzere tanzim ettiği altı senelik anlatıyor? tarafından işletilecektir. lâzım geldiğini söylemiştir. değiştirildi Elektrik şirketi müşteriler dairesi müplânı tahakkuk ettirecek yegâne varidat Meksika petrolunun bu yeni vaziyeti, Ankara 23 (Telefonla) Adana dürü Osman Kemal vak'a hakkında bir General Kardenas'ın programma gö membaıdır. Petrol istihsaline fasıla verilzâhiren içtimaî sebebler doğurmuş, patmuharririmize şu izahatı vermiştir: ronlarla isçiler arasmda çıkan ve hafta re, bütün millî iktısad seferber hale geti diği takdirde, memleketin inkişafına bü ile Yenice arasındaki Kâhyaoğlu istas « Ben her sabah evimden erken çıyük bir darbe vurulmuş olacaktır. yonunun ismi Yeşilobaya çevrildi. lardanberi devam eden ücretlere müteal rilecektir. Meksika parasının sukutuna Iki otomobil çarpıştı, bir ölü, beş yaralı var Zincirlikuyu yolunda bir facia Tan gazetesi tahrir müdürü Tahir öldü, gazete mürettiblerinden dört kişi de yaralandı Meksikadaki petrollar niçin millileştiriliyor? Petrol kuyulannı işleten İngiliz ve Amerikalıların, milliyetçi Ispanyaya petrol vermemeleri Meksikalıları çok kızdırdı Aylık san'at ve salon mecmuası Yakında çıkıyor Ask ve macera romant : OC/AINİ Nakleden: Hamdi Varoğla O halde? Boşaltmağa ne lüzum var? diye Sabahtanberi kafamda dolaştırdığım düşünüyordum. Nasıl olsa, bavulum ve ben, günün birinde gene İstanbulun yo düşünceyi söylemekten kendimi alama dım. lunu tutacağız. Sahsıma aid olan eşyaya yabancı XIII Yusuf Haddadı ancak öğîe yemeğin el eürülmemesini tercih ederdim. Hiç merak etmeyin, bu işe yabande gördüm. Lâkayd bir tavırla elimi sıkcı eli değmedi... Bavulunuzla bizzat tı ve akşamki hâdiseden hiç bahsetmedi. Zannederim, canını sıkan bir mesele meşgul oldum; hizmetkârlara bırakma vardı ki yemek bitinciye kadar hiçbir şey dım. Kendim meşgul olmağı tercih esöylemedi. Keşke yemekten sonra da derdim. söylemeseymiş! Bu cevabı, bilhassa haşin bir ifade ile Bir aralık: Abdu, bavulunuzun anahtannı si vermiştim. Kasdimi anladı; kaşlarını çattı: ze verdi mi? diye sordu. Evet, zahmet etmiş, bavulumu o Niçin? diye sordu. Bavulunuzun telden almışsınız. Kendim gitsem daha içindeki eşyayı benden başka kimse görmedi. Onu buraya nereden alıp getirdi iyi olacaktı. ğimi bilen de yok. Bir eksiğiniz mi var? Mağrur bir eda ile: Zannetmem. Bakmadım. intihab edip orurmuştu. kendisi eşikte göründü: Gizliyecek birşeyim yoktu, cevabı müstehzi gülüşile yüzüme baktı: Hiçbir mukaddeme yapmadan, birdennı verdim. Nereye gidiyorsunuz? diye sordu. Ne oldunuz? dedi, hasta mısmız? bire sordu: Ortava çıkaracak birşeyiniz de ol Ağzım, fırlamağa hazır acı sözlerle Öfkesi geçmiş, itidali avdet etmiş gö Bir gün sonraya bile bırakamıya • madığı gibi! dolu olduğu halde, kenetlenen dişlerimi rünüyordu. Şüpheli bakışlarını yüzüm cağınız bu alış veriş ne gibi şeylerdir? Yusuf Haddad, hiç hatır, gönül ta gevşetmeğe muktedir olamıyor, yalnız, den ayırmıyordu. Benim cevab verme Sesi ve tavırları son derece nazikti; fa* nımadan öyle uluorta söz söylüyordu ki, sert nazarlarla onun yüzüne bakıyor diğimi göriince sualini tekrar etti: kat, ben, kendi sesimin sertliğini gidere « bu cevabı, esasen sabahtanberi âsabımı dum. Nereve gidiyorsunuz? miyecek kadar heyecan içindeydim: bozan mevzuun, üzerimdeki fena tesirini Öteberi alacağım. O, omuzlarını silkti; ağzında, anlıya Alış veriş daima başka bir güne artırdı. Yüzümün birdenbire, öfkeden madığım bir iki söz geveledi. Fakat, o Hele bir dakika odama giriniz ribırakılabilir. Fakat ben alacağım şeyleri kızardığmı görünce hatasını anladı. andan itibaren, alnmda derin bir çizgi ca ederim. Sonra gidersiniz. bugün almak istiyorum. Size hoş görünmek istiyenlerin söz peyda olmuş, sofraya getirilen yemeklere Odanıza mı? Siz bilirsiniz. Lâkin otomobili niçin lerini ve harekellerini suitefsire çok mü el sürmeden, asık bir yüzle, yemeğin so Evet, buyurun. hazırlatmadmız? temayilsiniz, dedi. nuna kadar, bir kelime söylemeden oturYusuf Haddad bu sözü söylerken ay Arabaya ihtiyacım yok. Biraz evvelki sözünüz iltifat mıy muştu. Yemek, sıkıcı bir sükut içinde bit ni zamanda ilerlemiş, yolunu kesmek is Yusuf Haddadın kansı, dükkân dı? ti. Bu sükutu bozmağa ikimiz de teşeb ter gibi bir vaziyette karşımda durmuştu. dükkân yaya dolaşmaz... Haydi yaya Mazinize aid şeyleri hizmetkârla büs etmedik. Bir saniyelik bir zaman içinde, vaziye yürümek istediğinizi farzedelim; hiç ol rın görmesine lüzum olmadığını anlatmak Odama çıkar çıkmaz, içimde biriken ti muhakeme ettim. «Kocam» m halinde mazsa, Abduyu yamnıza alsanız, bu ya« istiyordum. isyan birdenbire feveran etti. Gayriihti öyle bir azim vardı ki, davetini kabul et bancı şehirde size rehberlik ederdi. Mazim, tıpkı bavulum gibidir. En yarî: memek imkânsız görünüyordu. Beyhude Belki ben tek başıma dolaşmak iskuytu köşelerine vanncıya kadar aran bir mukavemet göstermektense, onu din Bu evde bundan fazla kalamam! tiyorum. sa, beni utandıracak birşey bulunamaz. Yeter artık! diye haykırdım. lemek ve odasına girmek daha doğru o Bunun hiç manası yok. Gizli bir Yusuf Haddad, sabırsızlandığını gösKaçmak, buradan uzaklaşmak için lacaktı. ziyarete, bir randevuya gitmiyorsunuz teren bir hareketle: şiddetli bir arzu duyuyor, bu arzumu ta . Girdim. Yusuf Haddad kapıyı kapa zannederim! Bu münakaşayı keselim, rica ede mamile tahlil edemeden, pürtelâş giyi dı. Bana bir koltukta yer gösterdi: Bu da tuhaf! Ben bu evde raah rim, dedi. Anlaşamıyoruz. Hem beni, niyordum. AleJâcele, şapkamı başıma, Oturunuz. pus muyum, rica ederim? İzin almadan aklımdan bile geçmiyen sözler söylemeğe ceketimi sırtıma geçirdim, eldivenlerimi Dedi. Kendisi de başka bir koltuğa istediğim yere gitmeğe hakkim yok mu? giydim ve odadan çıktım. Merdivenin yerleşti. Tesadüf eseri midir, yoksa bilmecbur ediyorsunuz. Bu evde, her şeye hakkınız var... Tabağımı ittim. Bir lokma daha yut alt başına geldiğim zaman, Yusuf Had hassa mı yaptı bilmiyorum, gene kapı ile Bir §ey müstesna! mağa iştiham yoktu. Yusuf Haddad, o dadm oda kapısı ardına kadar açıldı ve benim arama girecek şekilde bir vaziyet (Arkasi var)