2 Mart 1938 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

2 Mart 1938 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURÎYET 2 Mart 1938 { Şehir ve Memleket Haberleri Tarihî roman: 22 Yazan: M. TURHAN TAN İkinci bir zorba daha! 9 günlük yavrujru Esnaf cemiyetleri sokağa bırakmış! heyeti umumiyeleri Siyasî îcmal Avrupada salâh ve Türkiye vrupanm gayet gergin ve tehlikeli olan vaziyetinde esaslı bir salâh belirmiştir. Bu salâhta, A\Tupanm cenubu şarkisinde ve Asya nm garbında mühim ve kuvvetli bir amil olan Türkiyenuı de büyük bir rolü vardır. Aralannda çarpışma vukuu çaresiz bulunan Sov'yet Rusya ile Berlin Roma mihverini teşkil eden büyük devletler arasında belli başlı iki mühim devlet bun lunuyor. Bunlardan biri Lehistandır ki karadan iki büyük devlet arasında sed vazifesini görmektedir. Diğeri de Türkiyedir ki yalnız karadan değil; denizden de sed mevkiinde dir. Binaenaleyh Türkiyenin Avrupa ve hatta dünya politikasmdaki ehemmiyeti gayet büyüktür. Lehistan gibi ve ihti mal daha ziyade, devletler muvazenesinde her zaman ağır basabilir. Fakat Türkiye bu ağırlığını, en büyük gayesi olan sulh ve müsalemeti muhafaza uğrunda kullandığından Avrupa ahvalinde ahiren görülen salâha büyük bir yardımda bu unmuştur. Bu büyük muvaffakiyet Türkiyenin merkezi olup sulhperver lik havasile meşbu bulunan Ankarada toplanan Balkanlı dört devletin haricî politikalan başındaki devlet adamları arasmda aktedilen meclisin karan şeklinde tecelli etmistir. Avrupadaki gerginlik büyük devlet ler arasındaki maddî meselelerden ziya de manevî zıddiyetten tevellüd eden itimadsızlık yüzünden devam edip duru yordu. Ayni zamanda büyük devletlerin rruhtelif zümrelere ayrılmış bulunmalan bu küçük kıt'ada büyük büyük cepheler teşekkülüne sebeb olmuştu. İngiltere, Akdenizdeki îngiliz Impa ratorluğunun muvasala yollannı ve Fransa dahi şimalî Afrikadaki ikinci Fransa saydığı muazzam müstemleke imparatorluğunun hem mevcudiyetini hem de Avrupa ile irtibat hatlannı îtalyanm tehdidi altında ve ltalya ise, bir taraftan Akde rize münhasır bütün yurdunu bu iki büyük devletin tehdidi ve diğer taraftan Ispanyaya sollar hükumetine yaptığı yardımlarla Sovyetler tarafından bu denizin yalnız şarkından değil, garbından da abluka edilmek tehlikesi karşısında zanne diyordu. ' * '**;Zecrî tedbirler kaldırıldığı ve malum centilmen anlaşması ve Nyon muahedesi aktedildiği halde, Habeşistanın îtalya ya hukukan ilhakının ve lspanyanın beşte dördünü eline geçiren Generul Franko hükumetinin yalnız hukukan değil filen de tanınmamasını, ltalya, kendisine karşı garazkârhk ve husumet telâkki ediyordu. Milletler Cemiyetine aza bulu nan devletler ise bir kısmı, iş başında îskandinavya devletlerinde olduğu gibi faşist düşmanı sosyalistlerin bulunmala nndan ve diğer bir kısmı CenevTe mües sesesine karşı yaptıkları taahhüdlerden dnlayı îtalyanm şüphelerini izale edecek olan tanıma kararına gelemiyorlardı. İtalya ile devletler arasındaki gerginlik bunların Almanya ile olan münasebetlerini de müteessir ediyordu. Siyasî mukadderatı birbirine bağlı bulunan bu iki devletten her biri yekdiğerine reva görülen herhangi muameleyi aynile kendisine tevih edilmiş addetmektedir. İspanyadaki gönüllü meselesinde olduğu gibi, Sovyetler Birliğinin, münferid kaldığı halde diğer devletlerin anlaşmalarına engel olması. Almanya ile Îtalyanm bolşevizme karşı olan kin ve husumetlerini teşdid edi yordu. Vilâyet bütçesi kabul edildi Tornacı Ömer başbbaşına bir beliyye olmakla beraber Nakilciye nisbetle ikinci derecede sayılan zorbalardandı Bu nefesi ben böyle duydum, boyle belledim. Ne Ali için yapıldığını bilirim, ne Seheri tanınm. Bilmezlikle suç •işledimse kusura kalmayın. Yalana alışmıyan bu temiz ağız, Seherin adına ve aşkına kir bulaştırmamak kaygusile ilk günahı işliyordu, hakikati saklıyordu. Fakat beceriksizliğini hissettirmekten de uzak kalamıyordu. Nakilci, saklanmak istenilen gönül sırrını sezememekle beraber saklanamıyan ıstırabı apaçık gördü ve yere, göke kars.ı himaye etmeği kararlaştırdığı delikanlıyı sıkmtıdan kurtarmak istedi. Üzülme babayiğit, dedi, ortada suç yok. Yalnız bir tuhaflık var. Haydar Baba, nefesteki (Ali) nin «Seher» oluguna şaştı. Ben de o adı yadırgamadığım için belinledim. Şimdi anladık ki bu ad ideğişikliğini yapan sen değilsin. Sıkılmayı bırak da tatlı tatlı öt!..« Onun terennümü, kahvedekilerin te heyyücü geç vakte kadar sürdü. Baklava safası yapan Yeniçeriler de lokmalarının bir kısmını güzel sese agızlarını açarak midelerine indirmişler ve hazan saatlerini eşik önünde üstüste kümelenerek ge çirmişlerdi. Ancak ikindiden sonra Hüseyne susmak hakkı verildi, nişan getiren cemaat gene çalımlı bir alay halinde dağıldı. Baba lar, onunla çok candan vedalaşmışlardı. Hele Haydar Baba, belki on kere «lâhmike lâhmi, cismike cismi etin etimdir, cismin cismimdir» diyerek kendisile Hüseynin artık zarfla mazruf, sütle şeker, çiçekle koku gibi birleşik bir durrnna girdiklerini anlatmaktan kendini alamamış.tı. Babalara büyük bir saygı gösteren Nakilci, onların bu yılışıkhklarından si nirleniyordu ve sert bir hamle yapma mak için nefsini zorlayıp duruyordu. Haydar Babanm delikanlıyı bağnna bastırıp da bir takım tekerleme ler savurduğunu görünce gözlerini kan bürüdü, burun delikleri hızla açılıp kapanmağa başladı. Bu vaziyette onun ters bir iş yapması adeta tabiî görünü yordu. Fakat kahve sahibi Tornacı Omer sezisji davrandı, yavaşça arkadajma sokuldu, fısıldadı: Aklını başma devşir. Gözün kı zarıyor. Bu öğüd onu soğukkanlılıga çevirdi ve hoyrat adam gülüm&iyerek ömere cevab verdi: Korkma, tel kırmam. Fakat herifleri yürütmezsen kendimi tutamamaktan korkarım. Bu fiskos, sikkeye karşı silâhm ho murdanması demekti. Silâh, kendi me ramına ram olan taca veya sikkeye kavuk sallar. Yahud öyle görünür. O merama saygı gösterilmediğini sezer sez mez kudretini hissettirmekten çekinmez. En koyu taassub günlerinde ve haçın taca hâkim göründüğü bir devirde îngiltere krallarmdan İkinci Hanri'nin iki kardinal, üç metropolid, on sekiz piskopos, altız yüz papaz asması, asabilmesi işte bu yüzdendir. Daha doğrusu göze gö rünen, elle tutulan ve varlığı üzerinde hiçbir suretle münakaşa edilemiyen kuvyetlerle jekli tesbit, sesi tayin, eb'adı tevsik edilemiyen kudretlerin yeryüzünde çarpışmalarından çıkacak netice daima birincinin lehinedir. Bunu bir za manlar Bağdadda yaptıklarile Türk Vasif, Boga, Tozun ispat ettikleri gibi a sırlarca imparatorlara pabuclarını Öptüren Papalardan birini Romadan kaldırıp Fransada hapsetmek suretile Birinci Napolyon da velveleli surette vesikalandırmıştır. Sık dokuyun ince elemeğe lüzum yok. Dünya var olalıdanberi hak kavinindir, kuvvet ise şuura istinad eden silâhtadır. Bu hakikati hayata yerde, gökte ve denizde kabul ettiren tabiattir. Demek oluyor ki Nakilci, için için homurdanmakla tabiatin sesini veriyordu. Fakat onu sikkeye karşı harekette pervasız yapan silâh meş'ur bir kuvvet olduğu için sinirli kabadayının hiddeti şimdilik peçeli kaldı ve bu gizli homurdanışı Tornacı Ömeroen başka sezen olmadı. belki tecrübelerinden ilham alarak, ba baların bu ruhî sendeleyişlerine de mim koydu, kuvvetli elini Tornacınm omzuna yerleştirerek mırıldandı: Haydar Babaya artık göç borusu caldırrmak gerek. Bugün çok ileri gitti, yolsuzluk etti. Ömer, sesini nefes haline koyarak sordu: Ne yapmak istiyorsun? Padişaha onu kurban vereceğim. Ayıb olmaz mı? Bizden olduğu anlaşılmaz ki ayıb olsun. Ve zeki bir tebessümle ilâve etti: Gülhaneîi Hüseyni saraydan çı kartmakla Hünkârı gücendirdik. Hay dar Babayı kurban vermekle onu sevindirmiş oluruz. Teraziyi denk tutmak, işimizi tartılı yürütmek için de böyle yapmak münasibdir. Tornacı Ömer başlıbaşına bir beliyye olmakla beraber Nakilciye nisbetle ikinci derecde sayılan zorbalardandı. Birçok işlerde ondan öğüd alırdı, onun emrile hareket ederdi. Bu sebeble itiraz etmedi, münakaşaya girişmedi, kulağım ustanın ağzına vererek talimatını dinledi. Nakilci susunca ocaklıvari bir reverans yaptı: Başüstüne yoldaşım. Şimdi gide dediğini yapanm. Nakilci, Hüseyne göz lcoyan Haydar Babanın gözlerine toprak doldurmak çaresini bulmaktan dogma hazla sinirlerini yatıstırdıgından gene eski durumuna büründü, Tornacı ömere veda etti: rim, Neredeyse gün batacak. Artık ayrılalım. Canımız sağ kalırsa yarın görüîürüz. Ve Gülhaneîi Hüseyne de yeni hayatın ilk merhalesini gösterdi: Haydi can, evimize gidelim. Evimiz?... Bu kelime Hüseyne ilkin manasız görünmüştü, yüzüne bir belinleme getirmişti. Uç beş saniye sonra o şaşkınlık geçti, idrakine açıklık geldi ve Enderundaki koğuşla Nakilcinin evi ara smda talihinin bir mübadele yaptığmı kavradı, zarurî bir tevekkülle mırıldandı: Peki aga, gidelim. Saraydan onun omzuna yükletilen yatak henüz kahve kapısı dışında duruyordu. Hüseyin, saffetli bir ilgi ile eğildi, Enderun ağalığı günlerinden yadigâr kalan yükü sırtlamak istedi. GUvercin tarassud eden şahin gibi onu gözlerinin ışığı içinde tutan Nakilci bu hareketi görünce gülümsedi: Ne o, dedi, bu pıhpırtıyı bize mi götüreceksin? Evet aga. Vazgeç çocuk, vazgeç. Bizim kulübede konuk açıkta kalmaz, içine uzanılacak döşek bulur. Kaldı ki sen konuk degilsin, evin çocuğusun. Bu paçavraları Ömerin uşaklarına bırak. Suçunu itiraf eden ana, Şoförler, dün münaka Şehir Meclisi, Belediye dün sorguyu müteakıb şalı, bir toplantı yaptılar bütçesini nisan devresinDün öğleden evvel fırıncılar, öğleden tevkif olundu de müzakere edecek Teşvikiyede oturan 16 yaşlarmda Hatice, bundan bir sene evvel vatman Naille metres hayatı yaşamağa başlamış tır. Fakat üçüncü ayda Nailden hâmile kalan Hatice, doğum evinde bir çocuk doğurmuştur. Evvelki gün dokuz günlük çocuğile hastaneden çıkan Hatice, doğruca Sü leymaniyeye giderek yavruyu bir evin kapısma bırakmış, fakat pek az sonra vak'a anlasılarak Hatice yakalanmıştır. Dün, Adliyeye getirilerek Sultanah med birinci sulh cezada sorgusu yapı lan Hatice şunları söylemiştir: « Çocuğu Naile göstermek isîeme dim. Hastaneden çıktığım zaman ona bakamıyacağımı anladım. Darülâceze de hatırıma gelmedi.> Bu işi beraber yaptıklan iddia edilen Şerife ismindeki kadm da demiştir ki: « Ben beş çocuk anasıyım. Haticeye nasıl olur da böyle bir akıl verebilirim. Maamafih kendisile beraber gittik. Çocuğu kapıya bıraktıktan sonra kose başmda güzetledik. Evin kapısı açıldı. Oradan uzaklaştık.» Sorgu\tı müteakib Hatice tevkif edilmiş, Şerife serbest bırakılmıştır. sonra da otomobilciler cemiyetleri heyeti umumiyeleri yapılmıştır. Otomobilciler cemiyeti heyeti umumiyesinde çok kala balık bir esnaf kütlesi bulunmuş, müza kereler çok münakaşah olmuştur. Toplantıya muvakkat reis Mahmu dun reisliği altmda başlanmış ve bundan sonra ikinci reis Sadık, idare heyeti raporunu okumuştur. Raporda idare heyeti nin taksilerin muayenesinde esnafa yaptığı yardımlar, plâka ücretlerinin kaldı nlması için vaki çalışmalar, kırılmaz cam meselesinin safhaları bildirilmiş, kasa vaziyeti de hulâsa edilmiştir. Raporun okunmasını müteakıb aza dan bir çoğu birbiri arkasına söz alarak idare heyetini şiddetle tenkid etmişler, bu meyanda bu bir sene içinde 500 otomobilin hurda mezarlığına gömüldüğünü, idare heyetinin bu iş için vaktinde tes,ebbü satta bulunmaması dolayısile mes'ul ol duğunu, bazı idare heyeti azalannın içtimalara bile gelmediklerini, çalışmıyan umumî kâtibe maaşlannın verilmemesinin icab ettiğini söylemişlerdir. Bu esnada bir hatib şu suali sormuştur: « Bütün bu vaziyetler karşısında bizim idare heyetimiz var mi, yok mu?» Buna salonda bulunan aza hep bir den: «Yok!» diye cevab vermişlerdir. Kürsüye gelen Ticaret Odası esnaf işleri şubesi müdürü Kâzım Yorulmaz, idare heyetinin bir senelik müddetini ikmal ettiğini, on beş gün sonra yapılacak intihabda istedikleri gibi rey verebileceklerini söylemiştir. İkinci reis Sadık, idare heyetinin kütle halinde çekileceğini söylemesine rağmen münakaşalar devam etmiş, nihayet zabıt sureti kabul edilerek içtimaa nihayet verilmiştir. Şehir Meclisi dün birinci reis vekili Necib Serdengeçtinin riyasetinde toplandı. Vilâyetin 938 senesi varidat ve masraf bütçeleri okunarak kabul edildi. Muallimlerin kıdem zamlart Masraf bütçesinin müzakeresi sırasın da Maarif müdürü Tevfik söz alarak 935 ve 936 senelerinde terfi eden yedi yüze yakm ilkmekteb mualliminin kıdem zamlarının henüz verilemediğini, bu vaziyetin muhasebenin bir formalitesi yü zünden tahaddüs ettiğini söyliyerek bu hususta tedbir alınmasını istedi. Muha sebeci, kıdem zamlarının formalite yü zünden değil, vaziyeti maliyeden dolayı verilememiş olduğunu, bununla beraber biran evvel verilmesi için icab eden tedbirlerin alınmakta bulunduğunu bildirdi. Kasablar için ceza Et nevileri için tayin olunan azamî fiatlara riayet etmiyen kasablar için maktu para cezalan listesine ilâvesine lüzum görülen fıkraya dair teklif, Kavanin ve Mülkiye encümenlerine gönderildi. Bunda Zabıtai belediye talimatnamesi ahkâmına tevfikan kasablara verilecek ceza, bugünkü ihtiyaca kâfi gelmediğinden derhal tahsil olunmak üzere yirmi beş lira rtaktu para cezası tayin olunması isten mektedir. Kaçak olarak tutulan etlerden alınacak resim hakkındaki teklif de Mülkiye enrümenine verildi. Deri depolarının tâbi olacaklan sıhhî şartlara dair olan talimatnamenin tadilen uygun görüldüğüne dair Sıhhiye ve Mülkiye encümenlerinin müşterek mazbatası kabul olundu. MÜTEFERRtK Yeni yüz liralıklar Yeni yüz liralıklar dünden itibaren tedavüle çıkarılmıştır. Bunlar çok güzel bir şekildedir. Eski yüz liralıklar da ağustos sonuna kadar tedavül mevkiinde kalabilecek tir. Bu müddet bittikten sonra 1,5 sene müddetle Cumhuriyet Merkez Bankası gişeleri eski yüz liralıkları alarak ye nilerini verecektir. Mülkiye tef tiş heyeti reısı gıttı Otobüs işinin tahkikile meşgul olan kooperatifinde mülkiye teftiş heyeti relsi Tevfik TaYazma ve Dokumacılar kooperatifi lât, tahkikat fezlekesini ikmal etmiş ve heyeti umumiyesi de dün kooperatifin dün akşam Ankaraya dönmüştür. Zembilli handaki merkezinde yapılmış Esnaf hastanesi için bina tır. Esnaf cemiyetleri müşterek yardım Kooperatif müdürü Yahya Yılmaztürteşkilâtı, esnaf hastanesi yapılmak ürekün açtığı top.lantıda muvakkat reisliğe re Cağaloğlunda müsaid bir bina bul AKmecl Nuri seçîldikten sonra idare hemuştur. Dün, müşterek yardım teşkilâtı komitesi toplanarak binanın kiralan yeti raporu okunmuş, raporun kabulün ması işi üzerinde müzakerelerde bu den sonra kâr ve zarar hesabları ve bi lânço tetkik edilmiştir. Kooperatifin ge lunmuştur. çen sene sermayedar vaziyette olanları îç Ticaret müdürü Şehrimizde bulunan îç Ticaret U çıkarması dolayısile zarara girdiği anla mum müdürü Mümtaz Rek dün akşam şılmış, buna rağmen muhtaclara yardım için 300 liralık bir paym ayrılması kabul Ankaraya dönmüştür. GÜMRÜKLERDE olunmuştur. yapılan întihabda Yahya Müteakıben Kaçak eşyayı çıkarırken.. Yılmaztürk Yusuf Aydın, Cemal Baş Avrupadan Zonguldağa gelen bir helvacı, Abdullah, Ismail, Rakım AteşTürk şilepinden aktarma suretile şeh türk ve Ismail Malgirik idare heyetine rimize kaçırılmak istenilen beş muhte seçilmislerdir. lif parça ipekli kumaş, ipekli kadm çorablan ve ipekli eşarplar, Beşiktaşta HajTeddin iskelesine çıkarılacağı sırada gümrük muhafaza teşkilâtı tarafından yakalanmıştır. Kacakcılık suçlula rmın lostramo Hakkı ile bir sandalcı olduŞu tesbit edilmiştir. Yazma ve dokumacılar Bina ve arazi vergilerinin taksit müddetleri Bina ve arazi vergilerinin taksit müddetleri hakkındaki Mülkiye encümeni mazbatası münakaşayı mucib oldu. Bunda bina vergisi ve ona munzam buhran vergisinin taksit aded ve zama nilc tanzifat ve tenviriye vergileri taksit ve zamanlarının tevhidi ve dört taksitin İiçe indmlmesi istenmekte idi. Bu hususta "sö'z alân bir kısınî aza" îtîrazda bulunarak bu şekle ve bilhassa taksit müddetlerinin dörtten üçe indirilmesine halkın kudreti maliyesinin müsaid olmadığını söylediler. Neticede vergilerin tevhidine ve fakat taksit müddetlerinin eskisi gibi gene dört olarak bırakılmasma karar verilerek mazbata encümene iade edildi. Belediye vergi ve resimlerinden borclu olup zamanında borclannı vermiyen bir kısım mükellefler hakkmda tahsili emval kanununun tatbikı karar altına alındı. Yılın son içtimaı Maksadı ne idi? Kalemlerde işler açır mî görülüyormuş ? Gümrük komisyoncularmdan mürekkeb bir heyet, Basmüdürlüğe müracaat ederek gümrük kalemlerindeki bazı bati hareketlerden şikâyet etmişlerdir. Başmüdür bu müracaati nazarı dikkate almış ve icab eden tedbirlerin ittihaz edileceŞini bildirmiştir. Yeni tedbirler den bir kısmınm tatbikma girişilmiştir. Hareketi şüpheli görülen bir adam yakalandı Bugün içtima edilmek üzere celse kapandı. Meclisin bugünkü içtimaı bu devrenin sonu olacaktır. Belediye bütçesi zarurî bazı esbabdan dolayı geri kaldığından nisan devresinde müzakere oluna caktır. Simdi yanyana yürüyorlardı, Sultanahmed camiine doğru Çemberlitaş karşısındaki sokaktan kıvrılarak iniyorlardı. Arkalarında derecelerine göre ka demeli nizam alarak bir Kullukçu çavuşu, iki Harbeci, iki Keçeli Yeniçeri, üç Acemioğlanı vardı. Bunlar, şöhretli zorbanın günlük mevkibini teşkil ediyorlardı ve onu herhangi bir taarruza karşı korumak için daima izinde koşarlardı. Hüseyin, ömründe ilk defa olarak böyle renkli bir cemiyetin arasına katılmış bulunuyordu. Onun için sık sık ba?ını sağa, sola ve geriye çevirerek Nakilcinin rikâbında yürüyen ocaklıları gözden geçiriyordu. Delikanhnın şaşkın bir meraka kapılmakta hakkı da yok değildi. Çünkü başmda kahverengi astar (1), arkasında kırmızı salta ile siyah miltan, ayağında beyaz tozlukla kırmızı yemeni, belinde pirinç paftalı kemer bulunan Karakullukçu çavuşu, o pirinç kemere soktuğu çifte bçakla ve madenî levhacıklarla süslü Önlüt;üne asıh zillerle, çanlarla tema şasına doyulmaz bir manzara teşkil ettiği gibi kaplan postuna bürünmüş, beline balta takıp eline de harbe almış olan mavi şalvarlı, kırmızı çizmeli Harbeciler; dar şalvarlı, çifte tabancalı, bir eli değnekli ve bir eli yalınkılıclı keçekülâh Yeniçe riler; tepesi si\Tİ börk, kırmızı cübbe ve Babalar da umumî gaflette müşterek mavi şalvar giyinen gürbüz Acemiler soolduklarından deve kini güden cesur bir kaklardan gelip geçenleri de yürümekten yürekte nasıl bir buhran uyandırdıklarmı alıkoyan göz kamaştırıcı bir renk kümefarketmeden kahveyi terketmişlerdi. Lâsiydı. kin ayaklarında geri geri giden adımlar (Arkan var) görülüyordu ve başları sık sık kahveye (1) Astar, ocaklı kavuklarmdan blrinin dönüyordu. Zavallılar Hüseyni arıyor adıdır. Buna «Nefer Kalafatı» denir ve lardı ve aralannda gene onu konuşarak Astar adı da verilmesinin sebebl kavuğun üstüne açık kahverenginde bir astar saistemiye istemiye uzaklaşıyorlardı. rılmasıdır. Bu astar, toplu iğnelerle kavuğa N*kilcibelki nefsinc kıya* ederek, tutturulurdu. SEHtR tSLFRİ Valide hanı ihtilâfı nihayet halledildi Valide hanının istimlâk bedeli yüzünden Evkaf idaresile Belediye arasmda çıkan ihtilâf, Belediye mehafilinden verilen haberlere göre, halledilmiş, bu hususta anlaşma yapılmıştır. Hanm iradı gayrisafisi yirmi altı bin lira olduğuna nazaran iki yüz altmış küsur bin lira istimlâk bedeli tesbit edilmiş, Evkaf idaresi de bunu kabul etmistir. Bu vaziyete göre on güne kadar han yıktırıl mağa başlanacaktır. İzmirde bir tevkif îzmir (Hususî) Müddeiumumilik esas masası memuru Salih, suç delillerine aid eşya ve paradan bir kısmını, Emanet dairesine teslim etmiyerek zimmetine geçirdiği için, Müddeiumumi likce tevkif olunmuştur. Sinobda üç metro kar var Sinob 1 (Hususî muhabirimizden) Sinob ve havalisine bir haftadanberi kar yağmaktadır. Karadan yapılan nakliyat her tarafta inkıtaa uğramıştır. Posta servisleri sırtta taşınmak suretile temin edilmektedir. Karm irtifaı Sinobda bir, Ayancıkta üç, Gerzede iki metroyu bulmuştur. Deniz sakindir. Tipi yüzünden vapurlar limanlarda kalmıştır. Yarası kapatılan Aksu vapuru hareket için iyi hava beklemektedir. îstanbul Maarif müdürlüğünün bu seneki bütçesinde barındırma odaları tesisi için tahsisat kabul edilmiştir. Buna göre, şehrin muhtelif mahallerinde on kadar barındırma odası vücude getiBu halin devamı bir Avrupa harbine rilecek, anneleri işe giden çocuklar bu sebeb olup sonunda bütün dünyayı ateralarda yanndırılacaktır. Bilhassa bu şe verecekti. Bu tehlikenin önüne geçe odalarm evvelâ çift tedrisat yapan mek tek sulhu kurtarmak için ilk harekete geBoş dükkânda bir araştırma yapılmış, döşeme üzerine petrol döküldüğü görü teblerde tesisi düşünülmüştür. çen îngiliz Başvekili oldu. Arkasından lerek izler takib edilmiştir. Petrol sızın Resmî mekteb muallimleri hu Fransa dahi ayni yola döküldü. Bu iki tıları sokağın karşısındaki keresteci Ah susilerde de çalışabilirler mi? büyük devlet, îtalya ile anlaşmak için müzakereye hazırlandılar. Habeşistanın mede aid dükkâna ve oradan da gene Bazı gazeteler, resmî mekteblerde Ahmedin evine kadar gittiği için tekrar dersi olan muallimlerin hususî mekteb bir îtalyan împaratorluğu olduğunu ve bir araştırma yapılmış, boş evde iki petrol lerde hocalık yapamıvacaklarmı yaz Franko hükumetini tanımağı hesaba kattenekesile petrol döküntüleri görülmüş, mıslarsa da îstanbul Kültür direktör mıslar demektir. bir kibrit, teneke açmağa mahsus bir a lüğünde bu hu=usta ademi malumat beîtalya, Fransa ve îngiltere kadar Aknahtar ve keresteci Ahmedin şapkasile yan edilmektedir. paltosu da bulunmuştur. MAUYEDE denizde mühim mevkii ve hayatî menfaatî Meçhul adamm takibinde bulunan bulunan, ayni zamanda îngilterenin dostü Uç aylıkların verilmesine olan Türkiye ve Balkan itilâfına dahil bekçi ve polisler, firarinin eşkâlini kerestecinin eşkâline benzettikleri için Ahmed, başlanıyor diğer üç devlet, Ankara konferansında, yakalanmıştır. Tahkikata devam edili Malmüdürlükleri, mütekaid, eytam Habeşistanın Îtalyanm olduğunu huku « yor. ve eramile üç aylıklarm tediyesine bukan tanımağa ve Franko hükumetinin de ^ün başlıyacaklardır. Emlâk ve Evtam Söke Halkevi reisi öldü Bankası, ayhklarmı kırdırmak istiyen mevcudiyetini filen tanıyarak bununla Söke (Hususî) Söke gencliğini lere dün de tevziat yapmıştır. münasebette bulunmağa karar vermeleri Halkevi çatısında samimî bir ahenkle üzerine Akdeniz gerginliği büsbütün gevAOUYEDE toplıyan kıymetli diş doktorumuz Halşemiş ve bütün Avrupa ahvalinde ciddî kevi başkanı ve sayılı sporcularımızdan Hastanede öldü bir salâh belirmiştir. Nebil Tevfik Çobanoğlu gripten öldü. Sirkecide otomobil altında kalarak aNebil Tevfik açık nasiyesi gibi kal ğır surette yaralanan Parotan isminde Muharrem Feyzi TOGAY binin temizliği, samimiliğile büyük kü ihtiyar bir adam, dün sabah kaldırıldığı çük bütün Sökelilerin saygı ve sevgi Bulgar hastanesinde ölmüştür. Adliye lerini kazanmıştı. Memleketini seven, tabibi Enver Karan ölüyü muayene ememleket işleri için kalbi kuv\retle çar derek defnine ruhsat vermiştir. Nüshası 5 kuruştur pan temiz ve pürüzsüz Türkçü idi. CeTürkiye Haric Şüpheli ölüm nazesi bütün gencliğin iştirakile ve için için Kemerburgaz nahiyesinde ölen Hatidostlannm omuzlarmda taşmmış ve Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. gömüldükten sonra mezarına Parti ve cenin ölümü şüpheli görülmüş, cesedi Altı aylık 750 > 1450 » Halkevi tarafından çelenkler konulmuş Morga getirilmiştir, Adliye tabibi, muÜç ayhk 400 » 800 » ve genclik namına hitabe söylenmiştir. ayeneden sonra raporunu verecektir. Bir ayhk 150 * Yoktur Evvelki gece saat 24 raddelerinde Aksarayda Horhor caddesinde devriye gezen bir bekçi, bundan 1015 gün evvel yangın çıkan bir dükkânda bazı sesler duymuş, bekçi dükkâna doğru giderken bir şahıs fırlıyarak kaçmıştır. Bekçi ve polislerin sıkı takibine rağmen tutulamı yan meçhul adam firara muvaffak ol muştur. KÜLTÜR İŞLERI Çocuk barındırma odaları Cumhuriyet Abone şeraiti

Bu sayıdan diğer sayfalar: