2, .ıcıkânun & KüçUk hikâye Evden taşınırken G. Rodenbach'dan birkaç kişi ile birlikte balkona çıktı. Hepsınin gözü yaşlıydı. Ellerindeki çelenkleri. serinlikte muhafaza edilmeleri için olsa gerek, balkona bıraktılar. Demek ki evlerinde bir ölü vardı. O zaman, zihnim altüst oldu. Karşıki evde bir ölü vardı ve biz, o geceyi, o ölü ile bir mahallede, karşı karşıya geçirecektik. Evden taşınmam çok aksi bir zamana tesadüf etmişti. Ya cenazeyi, tam bizim eşyanm taşınacağı dakikada kaldırırlarsa? Seneler senesi içinde yaşadığım ve hayatımdan büyük bir parçasını içinde bıraktığım mahalleden, böyle kasvetli bir his altında aynlmak çok fena olacaktı. O geceyi uykusuz geçirdim. Başucumda yanan kandil, bana, karşı evdeki ölünün başında yakılmış gibi geliyor, cılız fitilin ucunda yanan alev, tavanda, iri bir heyulâyı oradan oraya sıçratıyordu. Katırcıoğlu hanında çıkan yangm Tahkik heyeti, dün de tahkikatla meşgul oldu Katırcıoğlu hanı yangınının tahkikatına devam edilmektedir. Dün sabah tahkıkatı idare eden Müddeiumumî muavini Reşad Saka, Emniyet âmiri Ali Kıral, Belediye mühendisi Hüseyin Azerman ve zabıt kâtibi Hilmi Cebeci ile yangm mahalline giderek yeniden tahkikat ve keşifte bulunmuştur. Yangın hanın üst katındaki İtalyan tebaasmdan Munçeri'ye aid çuval ima lâthanesinden çıkmıştır. Ateş, ilk defa mezkur imalâthanedeki soba borusunun çıktığı pencerenin yan tarafile, buranın altına isabet eden döşeme üzerinde gö rülmüştür. Dünkü keşifte yangının bir kasd eseri mi, yoksa soba borusundan veya soba borusunun ön tarafına isabet eden kalo rifer bacalarından mı husule geldiği tetkik edilmiştir. Geç vakte kadar devam eden tahkikatta bir neticeye varılamamış tır. îfadeleri alınan kimseler umumiyetle yangmın başlangıcmı görmediklerini söylemişlerdir. Yangına ilk koşanlar alevleri kısmen ahşab duvarda ye kısmen de döşeme üzerinde görmüşlerdir. Zan altına alınan kimse yoktur. Ayni katta bulunan Osmanlı Bankası emtia deposuna birşey olmamıştır. Yalnız çerideki eşya tamamen ıslanmıştır. Katırcıoğlu hanı, heyeti umumiyesile yüz yirmi bin liraya sigortalıdır. Sigorta vaziyeti de tahkikatta gözönünde tutuluyor. RA D Y O «Karmen» yeniden filme çekiliyor İspanyol dansözü Argentina almanca ve ispanyolca kopyaların her ikisinde de baş rolü oynuyor Berlin (Hususî) Meşhur «Karmen» in yeniden filme alındığını işitince doğru kordelânın iç sahnelerinin çevrilmekte olduğu Froelich stüdyosuna gittim. Kapıdan girer girmez karşıma Sevil şehrinin garb cihetini gösteren bir dekor çıktı. Çatpat almanca konuşan bir zat en uc noktayı göstererek: Kışla burada olacak! Diyordu. Bu zat, ispanyol rejisörü Florian Rey imiş. Her tarafta bir îspanya havası esiyor.. Musiki, dekor, kastenyet, kavun, portakal.. Fakat filmin ismi «Karmen» değil «Endülüs geceleri» dir. Bu mevzu operadan değil, doğrudan doğruya Prosper Merime'nin hikâyesinden alınıyor. Başrolü meşhur ispanyol şarkıcisı, dansözü ve aktrisi împerio Argentina oynamaktadır. Almanca versionda da bu vazifeyi kabul etmiş ve Alman artisti Lucie Höflich ile birlikte roüne aid icab eden tetkikatı yapmıştır. îspanyolcasını idare ve her iki versionun umumî esaslarmı tesbit edecek olan rejisör Florian Rey de, Argentina'nın kocasıdır. Almanca versionu rejisör Herbert Maisch idare etmektedir. Işte ilk sahne alınıyor. Aktörler, akrisler kışlanın önünde. Rejisör Herbert Maisch de iskemlesinde. Almanca versionun aktörlerinden Edvvin Jüngersen'in bazı hareketleri tesbit ediliyor. Rejisör: Jüngersen bir sigara içmeniz lâzrm! Diyor. Aktör sigarayı ağzına sıkıştırrp yakıyor, ortalığı kesif bir duman kaplıyor. *** Froelich stüdyosunda sade ispanyolca olarak bir de «Sevil berberi» filmi yapıl O evden taşınma giinünü imkânı yok unutamıyacağım. Sık sık ev değiştirenleı bu aynlık ve veda acısını hissetmezler. Oturdukları muhite bağlanacak zaman bulamamışlardır. Halbuki ben, orada on senedenberi oturuyordum. Buradan ay rJırken, hayatımdan bir parçası ortadan kayboluyor, ebediyetin derinliklerine yuvarlanıp gidiyor gibiydi. Şu duvarlarda, solmuş çiçekler gibi, nice hatıralar asıl mış, kalmıştı. Burada, nice genclik hulyaları, salonun şu rengi uçmuş yaldız larile beraber, azar azar sönmüş, kay bolmuştu. Bu aksamki orogram j İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musikisi 12,50 hava<iis 13,05 plâkla Türk musikisi 13,30 muhtelif plâk neşrlyatı 14,00 SON 18,30 çocuklara masal: Bayan Nine tarafmdan19,00 Bayan İncl: Şan keman ve piyano refakatile 19,30 memleket şarkıları: Malatyalı Fahri Kayahan tarafından 19,55 borsa haberleri 20,00 Rifat ve arkadaşları tarafmdan Türk musikisi ve halk şarkılan 20,30 hava raporu 20,33 Ömer Rıza tarafından arabca söylev 20,45 Belma ve arkadaşları tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları, (saat âyarı) 21,15 radyo fonik temsil stüdyo orkestrası refakatile (Manon) 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçalan 22,50 son haberler ve ertesi günün programı 23,00 SON. VİYANA: 17,10 kanşık yaym 18,35 PİYANO KONSERİ: Schubert'in eserleri 19,05 karışık yaym 20,40 SENFONİK KONSER: Brahms ve Mozart'm eserleri 21,45 gülünc fıkralar 22,20 halk şarkıları 22,50 EĞLENCELİ MUSİKİ 23,15 haberler ve salre 23,40 EĞLENCELİ KONSER, istlrahatlerde haberler. BUDAPEŞTE: 18,35 MACAR ŞARKILARI VE ÇİNGENE MUSİKİSİ 19,40 kukla 20 EĞLENCELİ KONSER 21,10 konuşma 21,35 eski Macar musikisi 22,50 haberler 23,15 DANS MUSİKİSİ 24,05 haberler, gramofon, son haberler. BÜKREŞ: 18,05 gramofon, havadis 19,20 KON SER 19,55 konferans 20,10 KORO KONSERİ 20,50 PİYANO MUSİKİSİ 21,20 konferans 21,35 ORKESTRA KONŞERİ22,35 haberler 22,50 HAFIF MUSİKİ 23,50 haberler. LONDRA: 17,40 KONSER 18,35 varyete, çocuklan n zamanı, Org konseri 20,35 EGLEN CELİ KONSER 21,05 haberler, gramofon22,05 MASSENET'NİN «MANON» OPERASI24,05 haberler 24,30 DANS MUSİKİSİ 1,35 gramofon, haberler. PARİS tP.T.T.]: 18,05 Org musiklsi, şarkılar, konuşma ve kıraat 20,35 KONSER 21,05 haberler 22,05 AKORDEON KONSERİ, ŞARKILAR 22,35 radyo fantezlsi 23,05 ODA MUSI KİSİ VE ŞAN 24,05 radyo fantezisi, ha berler, piyes. Temmuzun en sıcak günlerinden bi rlydi. Fazla olarak biraz hasta ve teessüre çabuk kapılmak istidadmdaydım. Bu evden taşınma, bana, bir nevi ölüm, bir nevi gömülme tecrübesi gibi geldi. Eşya toplanırken, fırsattan istifade, yıllardanberi çekmelerde • yığılıp kalan Sabahleyin uyandığım zaman, karşıki evrakımı tasnif etmeğe karar verdim. evde cenaze hazırlığı başladığını ^gör Bunların içinde, bilhassa mektublar, dal düm. îçim biraz ferahlar gibi oldu. Ölü ga dalga gelen bir deniz gibi birikmişti. ile ben, ayni zamanda taşınmıyacaktık. Onları baştanbaşa okumak, bir kısmını Benim eşyamm nakli esasen ertesi gün imha etmek, bir kısmını da ayırıp kaldır için kararlaştınlmıştı. mak lâzımdı. Ah! Yenibaştan okunan *** bu mektublar; dirilen bir mazinin, soluk Öğleye doğru, cenaze arabasmm, karrenkler içinde görünüşü! Sararmış mek ş:ki evin kapısı önünde durduğunu gör tub kâğıdı, gözüme bir eski çamaşır gibi düm. Adamlar, çarçabuk işlerini gördüfSriinüyor. Rengi kaçmış mürekkeb bi ler ve beş on dakika içinde, ev, öteki evle, yokluğa avdet etmek ister gibidir. lerden farksız oldu. Cenaze memurlan, ö l ü bir çocuğun kundak bezi, dul bir t;pkı eşya yükliyen hamallar gibi, lâkayd kadının, evlendiği gündenberi sandıkta ve el çabukluğile işlerini bitirmişlerdi. saklı duran çeyizinden başka birşey ol Evet, ölüm de bir nevi taşınma idi.... rr.;yan o eski mektublar! Taşınma da, yan yanya ölüm! Ertesi Onları tekrar okuyordum... Okuduk gün, uykudan kalktığım zaman, bunu ça, o zamanlar beni heyecan, öfke veya kuvvetle hissediyordum. O gece de u y sevincle dolduran nice hâdiseler, şimdi kusuz kalmıştım. Şafak sökerken, haki gözüme, sanki hiçbir zaman mevcud ol katten tefrik edilemiyen rüyalarla dolu mamışlar gibi uzak ve silik görünüyor yan uyku halinde çırpınırken, ayak sesdu. Hele aşk mektublan, hepsinden ma leri işitmiş, bu seslerle, bir gün evvelki nasızdı. O zaman, sevgiyi bir saadet zan manzaradan dimağımda kalan hayali kanedivermişim. Sahifeler, teessür, keder, nştırarak, cenaze taşıyıcılarla yük ha sitem, endişe dolu... Meselâ, şu satır si mallarını ayırdedememiştim. Hamallar, lik görünüyor; galiba gözyaşı damlamış. karşıki evden cenazeyi kaldırmağa gidiAcaba, hakikaten böyle bir aşk mı ge yorlar, ölü taşıyıcılar, eşyamı toplayıp çirmiştim? Acaba bütün aşklar böyle mi götürmek için bizim eve giriyorlardı. dir? Ayni kutunun içinde, garib bir taSıçrıyarak uyandım. Kalbim çarpıyor k.m ufaktefek eşya buluyorum. Bir kor du. Yüzümü ve ruhumu dolduran kâ delâ parçası, bir yüzük, bir kurumuş busu, sabahın serinliğile silip dağıtmak gül... Sonra, gene mektublar, mektub için, pencereyi açtım. Aşağıya baktıgım lar... Mütemadiyen okumak, ve sanki zaman, yük arabalannın hakikaten ka bu mektublar sayesinde mazimi yeniden pmınjjnünde durduğunu gördüm. Bir kurmak istiyorum.. Kâğıd parçasmdan dakika sonra da, hamallar içeri girdiler. Hir mazü Bu güçlü kuvvetli insanlar, koltuklan, isÇekmelerden birinde, aileme aid teltkemleİeri, tabîoîarı, yatak denklerinî, Hrr.il hatıraları, ve tekmil çocukluğumu tabları, bibloları, bütün Jıatıralanmı, bübuldum. Resımler de vardı, yedi yaşıntün hayatımı, birer birer yakalayıp bir ca, sonra on beş yaşında çekilmiş re hamlede merdivenlerden aşağı sürükleyip sımlerim.. Bunlar, bambaşka çehreler, götürdüler. çocuk çehreleri ve tabiatıle başka ruhlar, Karşıki evden cenazeyi alıp, birkaç çocuk ruhları. dakika içinde arabaya yükliyerek götü Sonra, daha başka resimler buldum. ren adamlan düşündüm. Onlar, ölüyü Babamm ve annemin resimlerini! Bir nasıl götürdülerse, bunlar da benim hakere daha ölmüşler gibi, matemim tazeyatımı teşkil etmiş olan şeyleri öylece gölendi. Hayattaki hallerile gözümün ö türüyorlardı. Demek benim hayatım bunnüne geldiler. Kendimi de, onların or dan ibaretti! Demek ki o bu kadarcık tasmda, çocuk kıyafetile görür gibi ol dum. Bütün bu mazi, şimdi, şirin bir ka bir yer tutuyordu! Ya şu eşya, benim eşsaba kenarındaki mezarlıkta, bir mezar yam mıydı? Örtülere sarılmış, denk hataşı üzerine mahkuk aile isminden ibaret line getirilmiş, tozlanıp topraklanmış bu kalmıştı. Resimlerin yanında, birçok da eşya, gündüzün çiy ışığı altında nekadar evrak vardı. Bütün bir sülâlenin zevkle da çirkin görünüyordu. Evet, bu da bir cenaze merasimi idi. rini, saadetlerini, acılarını, gözyaşlannı Hayatımın bir parçasmın tedfin merasiîfade eden bu bir yığın kâğıdı, bütün bir hayatı dolduran şu bir avuç kâğıd parça mi! Kapının önünde yığılı duran şu eş6inı, günün birinde oğlum da kanştıra ya, cenazeye gelen gözü yaşlı akraba gicak, bizzat benim hayatımı da, bu kâğıd bi duruyordu. Biraz sonra, iş bitti. Apartıman bo yjğınına ilâve edilmiş üç beş yaprak halinde görecekti. Çekmelerden çıkarıp a şalmıştı. Bu boş odalan tanıyamadım. yırdığım ve bir bavula yerleştirdiğim kâ* Orada, benden hiçbir eser kalmamıştı. ğıdların o bavulu ancak doldurabildiğini Karşıki ev, cenaze çıktıktan sonra, ondan görünce, hayatm nasıl bir hiçten ibaret nasıl bir eser muhafaza etmediyse, benim olduğunu bir kere daha anladım... Ve ıvimde de, benim hayatımdan bir iz kalmamıştı. bavul, bir çocuk cesedi kadar hafifti. Ben bu hazırlıkları yaparken, bir a ralık, gözüm karşıki evin balkonunda ağlıyan bir kızcağıza tesadüf etti. Onu, daha evvelden de orada görürdüm. Fakat o zaman mütebessim, neşeh, mes'ud gö rünüyordu. Gözyaşlannın sebebini, ak şama doğru anladım. Ayni evde oturan \e aılesinden olduklarını tahmin ettiğim Ve, eşyamı yüklenen araba yola çıktıktan, sokağın köşesini dönüp kaybol duktan sonra, onun arkasından, o evde yaşadığım on senelik hayatm ölüsünü götüren bir cenaze arabasını takib eder gibi baktım. Çeviren: tmperio Argentina «Karmen» rolünde maktadır. Ispanyanm Berlindeki sefiri Marquese de Madaze de bu faaliyetle alâkadar olmaktadır. Başrolleri İspanyol aktörlerinden Fernand Granda, Raquel Rodrigo, Tina Gasco, Roberto Rey oynamaktadırlar. Bunlar Ispanyanın çok sevilmiş ve takdir olunmuş artistlerindendir. Birkaç noktada operanın esas musikisi muhafaza edilmekle beraber filmin musikisi yeniden Walter Sieber tarafından tanzim olunmuştur. Bu filimler sade îspanyada değil tabiî, cenubî Amerikanın ispanyolca konuşan muhtelif memleketlerinde de gösterilecektir. Bir taraftan dahilî harble uğraşan îspanyolların ayni zamanda bu gibi san'at hareketleri!e de meşgul olmalan doğrusu takdire şayandır. Gemlik sorgu hâkimile Belediye reisi arasındaki dava Bursa (Hususî muhabirimizden) emlik sorgu hâkimi Tevfiğin, Gemlik Belediye reisi Eşref aleyhine açtığı hakaret davasma Ağırcezada devam edilmiştir. Bu celsede şahid olarak Paşanın Nureddin, Paşanın Kemal ve Ali Parlak isminde üç kişi dinlenmiştir. Şahid lerin üçü de hâdiseyi aşağı yukarı birbirine benzer şekilde anlatmışlardır. Şahidler, sorgu hâkiminin angaje ettirdiği yerlere oturanları jandarma mari fetile kaldırmak istediğini, fakat Gemlik Müddeiumumisi Ekremin jandar maya hitaben (sen karışma! Bu semnvazifen değil! > diye müdahale etmesi üzerine sinemadaki halkın (yaşa umhuriyet Müddeiumumisi, yaşl Cumhuriyet) diye bağırdıklarını söylemişlerdir. Şahidlerden Paşanın Kemal, bu vak'adan sonra sinemanın holünde Müddeiumumî Ekremin polis komis'erine hitaben (cürmü meşhud yapalım) dediğini, buna karşı sorgu hâkimi Tevfiğin de (ben hâkimim. Yapamazsmız!) cevabını verdiğini ilâve etmiştir. Reisin bir suali üzerine şahid, sorgu hâkiminin Müddeiumumî Ekrem ve Belediye reisi Eşrefle aralarmm çoktan beri açık olduğunu bildirmiştir. Sorgu hâkimi Tevfik de, meselenin haddi zatmda basit bir sinema hâdisesi olduğunu, fakat Belediye reisi lâmbalan yaktırmak suretile halkı kendi aleyhlerine heyecana verdiğini, bu sebeble hakarete uğramış bulunduğunu, şahidlerden ikisinin hâdiseyi tamamen tahrif etmekte, birinin de karıştırmakta olduğunu anlatmış, diğer şahidlerin dinlenmesini istemiştir. Belediye reisi Eşrefin açtığı mukabil bir dava arzuhali okunmuş, bunda: Sorgu hâkiminin kendisi için ötede beride (Belediye reisine medeniyet öğrettim) diye hakarette bulunduğu zikredilerek akibat icrası ve (2) bin lira tazmina a hükmolunması yazılmaktadır. Sorgu hâkimi buna karşı: t Ben böyle hakarette bulunmadım. Yaptığım hareketleri biliyorum. Hare ketlerim tamamen normaldir> demiştir. Heyet müzakereyi müteakib hukuku umumiye şah'di olarak Orman mühendisi Kemal, jandarma Hüsevin, banka müdürü Kerim, şube reisi Sabri, eksoer Osman, polis komiseri Necati. Parti kâtibi Mehmed, mu>>asebe kâtibi Necib, sinemacı Necati, Necatinin eşi Suzan, Fahri. asker Ali, Belediye çavuşu Mus afa, Sahin oğlu Lutfi, hukuk hâkimi Vefik Sami, polis Kâmil. ahçı Hüsevin. kunduracı Osmanın celblerine ve mu hakemenin 9 şubata talikma karar vermiştir. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece şehrimizin muhtelif semtlerlndeki nöbetçi eczaneler şunlardır: İstanbul clheti: Eminönünde (Salih Necati), Alemdarda (Esad), Kumkapıda (Cemil), Küçükpazarda (Yorgi), Şehzadebaşında (Hamdi), Fenerde (Emilyadi), Karagümrükte (Fuad), Şehremlninde (Hamdi), Aksarayda (Sarım), Samatyada (Rıdvan), Bakırköyde (İstanbul), Eyübde (Hikmet Atlamaz) eczaneleri. Beyoğlu clheti: Şlşll Osmanbeyde (Şark Merkez), Tak slm İstlklâl caddeslnde (Kemal Rebül), Beyoğlu Tünel civarında (Matkoviç),. Yüksekkaldırımda (Vinikopulo), Galata Top çular caddesinde (Yiçepulos), Kasımpaşada (Vasıf), Halıcıoğlunda (Barbud), Be şiktaşta (Süleyman Receb), Ortaköy, Ar navudköy, Bebek eczanelerl. Kadıköy Iskele caddeslnde (Sadık), Yeldeğlrmeninde (Üçler), Üsküdarda (İtti had), Büyükadada (Halk), Heybelide (Tanaş), Beykoz, Paşabahçe, A.HLsar eczanelerL Bir ilci satırla Holivud stüdyolarında birçok garib ve tuhaf san'atlarla uğraşanlar vardır. Meselâ örümcek yuvası imalini deruhde etmiş olan mütehassıs.. Bunun adı Donald Harrison'dur. Bir vantilâtör ve bir bardak mayi kauçukla en büyük kapıları beş on dakika içinde örümcek ağile &. .Küçük hayvanlar âmili Charles Mac Cormick ise gene kauçuktan sinekler, arılar ve sair böcekler vücude getirerek görünmez ipliklerle istenilen yere asar. Gemi ve bina maketleri yapanlar ise istenilen binanın küçük bir nümunesini birkaç saat içinde hemen kuruverir. Bunların her biri hiç de fena para kazanmazlar. Ayda onar bin dolardan aşağı ücret almazlar. Büyük artistlerin yerine kendilerini tehlikeye atanlar için ise ayrıca bir tarife vardır. Meselâ kazaya uğnyacak bir otomobilin içinde bulunmak bizim paramızla 350 liradır. Tayyareden sukut bunun iki mislidir, yani 750 lira.. Dehşetli ihtiyatlı bulumılmasına ve kat'î tedbirler ittihaz edilmesine rağmen ölümü intaç eden tehlikeli vaziyetler bile hâsıl olabilir. O zaman faaliyet durur sanmayın, yerlerine yenileri konularak ayni sahne tekrar çevrilir. 'A' Carole Lombard yeni filmini Co lumbia şirketi hesabına çevirecektir. Edvvard. G. Robinson'u da ayni şirket angaje etmiştir. Jack Holt da onun hesabına bu sene dört filim yapacaktır. Dinamitin kâşifi ve «Nobel» mü kâfatının müessisi Alfred Nobel'in hayatmı hikâye etmek üzere yapılmakta olan filmin idaresi rejisör Robert Riskin'e havale etmiştir. •jf Fox kumpanyası tarafından sahne vâzıı Gregory Ratof'un idaresi altında «Devin yumruğu» namında bir filim vücude getirilmektedir. Bu kordelâda başrolleri Barbara Stanvvyck ile George Sanders ovnıyacaklardır. •jf Cary Grant'la Jean Arthur yeni bir filrm çevireceklerdir. Grace Moore'un yapacağı yeni filmin henüz ismi konmamıştır. JlF HAMD1 VAROĞLU Bu akşam S A K A R Y A sinemasmda Hararetli ve canlı bir mevzuda olan CASUS MART RiŞAR Büyük aşk ve casusluk Fransız tilmi başlıyor. Kapıyı açmadılar diye.. Kumkapıda oturan Ali Rıza, dün sarhoş bir halde eve donmüştür. Kendisine kaoı acılmamıstır. Bundan muğber olan Rıza. ellerile odanm camlarını kırmak isterken sağ bileğinden ağır surette yaralanmış. fazla kan kavbetti§inden Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Baş rollerde : EDW:GE FEUıLLbRE ERiC von STROHEiM ve JEANE GALLAND L Elyevm hayatta bulunan ve Fransız casus armın en müthış ve esrarengizi "^ARTHE RiCHARD,, ırı harikulâde maceralarla dolu havatının sincmava a!ınmı$ muhteşem tanhçesi "^T Fransız rejisörü Jaques Feyder almanca ve fransızca iki versionda olmak üzere Münih'te «Seyyar cambazhane» isminde bir filim çevirmiş ve bu kordelâda rejisörün kansı Francoise Rosay vahjj hayvanlar mürebbiyesi rolünü oynamıştı. Fransoise'in rol icabı kafeslerinin içine Tekirdagında millet girdiği vahşi hayvanlardan bir kaplan, mektebleri filmin o sahneleri bittikten birkaç gün Tekirdağ (Hususî) Tekirdagında sonra asıl mürebbileri Petersen'in karısını ısırıp pençelemiştir. Kadın hastane okuma ve yazma bilenlerin sayısını arttırye nakledilmiş ve tedavi altına alınmış mak gayesile Halkevinde millet mektebi kurslan açılmıştır. A ve B dershanelerintır. den,terekküb eden bu kurslara şimdilik 'jf «Bir balo hatırası» filminin sahne 140 kişi kaydolunmuştur. Hafta içinde vazu Fransız rejisörü Julien Duvivier A ceza evinde de bir kurs açılacak ve merikalılar tarafından angaje edilerek ümmî mahkumlara ders verilecektir. Holivud'a götürülmüştü. Fransız artisti Fernand Gravey de orada Carole Lombard ile birlikte «Rezaletin sebebi» isminBeyoğlu Halkevinden: de bir filim çevirmekte idi. Bu kordelâYarın akşam saat 18,30 da nın yapılması bittiği için Fernand bir pebaşındaki merkez binasında Evimizin TeSemih Mümmüddet dinlenmek için Parise gelecek ve taz tarafından (Adabı muaşeret seri 3) tekrar Holivud'a avdetinde Julien Du adlı bir konferans verilecektir; * • * vivier'nin idaresi altında bir filim çevireEminönü Halkevinden: cektir. Julien Duvivier şimdilik Norma Dil, Tarih ve Edebiyat şubemizin tertib Shearer ile John Barrymore'un başrolleri ettiği (İstanbul hakkında konferanslar) seoynadıklan «Marie Antoinette» korde rlsinden (Türk fethinden sonra İstanbul) lâsını idare eden rejisör Van Dyke'e yar mevzulu olan dördüncüsü Üniversite tarih doçenti Mükrimin Halil tarafından yarm •Jç Fransada «Prensin geceleri» is d<m etmektedir. akşam saat 20,30 da Evimizin Cağaloğlun•jf «Evlenme zamanı değil!» filminin daki merkez salonunda verilecektir. mindeki filrr! çevirerek muvaffakiyet ka• > zanmış olan Marina Schubert «lmpara başrollerini Richard Arlen, Mary Astor r torun ziyafeti» namında yeni bir filim ve Lionel Stander oynıyacaklardır. EseFransızcayı rin mevzuu Paul Gallico'nun Amerikan yapacaktır. En müsaid şeraitle çok kısa bir za•Jf M. G. M. sirketi meşhur muharrir mecmualarından birinde çıkan hikâyesinmanda öğrenmek için M. Ataker, lerden Kennath Roberte'in «Şimali gar den almmıştır. Havuzbaşı 6, Çengelköy adresine yabi geçidi» ismindeki romanınm filme çe^ Amerikada yeni parlamağa başlı zınız. kilmesi hakkını satm almıştır. yan küçük artist Tommy Kelly çevirmekj{ Eloria Stuart, Lyle Talbot ve te olduğu «Tom Sawyer'in maceraları» Usküdar Hâle sineması Cichael Whalen, Fox kumpanyası hesa kordelâsını bitirmek üzeredir. Sonra «Bir Türkçe sözlü (Maceralar Kralı) bına «Gazete muhbirleri» isminde bir fi düzine, adamın marifetleri» adındaki korBufalo Bil delâda vazife alacaktır. lim yapmaktadırlar. ŞEHZADEBAŞI TURAN TİYATROSU sonra San'atkâr Naşid ve arkadaşları, okuyucu işte size bUyük bir film daha küçük Semiha ve Mişel varyetesi Halk gecesi: Localar 100, her yer 20 paradi 10, (Rahmetli) vodvil 3 perde Konferansîar, kongreler) ATEŞ BOCEGİNDEN Bir çuval patates çalmış Galatada Mandıra sokağında oturan Hasan, dün sırtında bir çuval patatesle yolda giderken şüphe üzerine yakalanmıştır. Yapılan tahkikatta Hasanm bir çuval patatesi Karabaşta Mehmedin sebzeci dükkânından çaldığı anlaşılmıştır. BİR KADIN TALii Fransızca sözlü AŞK ve İHTİRAS filmi J O A N W i L i AM Bu akşam 1937 PARİS SERGİSİNİN götermek SAKARYA sıneması CRAWFORD POWELL Çarşamba akşamı |\f| E L E l \ sinemasmda Bütün harika ve güzelliklerini z«vkini duyacaksınız. ERTUĞRUL SADİ TEK Tiyatrosu Bu gece (Kadıköy Süreyya) Yarın gece: (Bakırköy) Çarşamba: (Üsküdar) sinemalarında (Hanımlar terzihanesi) Vodvil 3 perde