3 Kasım 1937 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

3 Kasım 1937 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3 İkinciteşrin 1937 CUMHURlYET Filistin Lübnan Erdün Suriye • Hatay f fBİR JEY\HATİM 1 NOTLARI İktısadî harehetler Büyük Şefin ekonomimiz hakkındaki direktifleri Büyük Millet Meclisinin açılışı mü nasebetile hararetle beklenen nutkunu söylemiş bulunan Atatürk bu tarihî sözlerinin yarısını ekonomi hayatımıza tah sis etti. Hayat pahalılığında hususî idarelere düşen vazifelerden başlıyarak (ekonomik hayat) ı gözden geçiren Büyük Önder, bu umumî çerçeveye soktuğu ziraat, ticaret, sanayi faaliyetlerini ve bütün nafıa işlerini gözden geçirdi ve Kamutay kürsüsünden millet vekıllerine tavsiyelerde bulunurken bütün millete de yüksek ve kıymetli direktiflerini verdi. Büyük davalü] Fas'daki karışıklıklar Merakeş ve Meknes hâdiselerinden sonra vukua gelen Port Lyautey ve Kümeyse vukuatı, Fas üzerine tekrar dıkkati celbetmiş ve şimalî Afrikanın umumî vaziyetini haklı olarak endişe ile karşılıyan efkârı gene karıştırmıştır. Bu hâdiseler, nasyonalist adı verilen yüz kadar gencin, birkaç senedenberi yaptıkları devamlı tahrikâtın neticesidir. Bunlardan, Kü meyse iğtişaşlarından en fazla mes'ul addedilen yedisi tevkif edilmiş ve yapılan tahkikat neticesinde, müşevviklerin, 18 martta lâğvedilen Fas komitesini tekrar teşkil ettikleri, halkı hükumet aleyhine ayaklandırmak ve memleket dahilinde vahim iğtişaşlar tevlid etmek maksadile hakikî bir suıkasd teşkilâtı vücude getirdikleri tebeyyün etmiştir. J PENCERESİNDEN Muhib Efendi Mösyö Desaint Quent evdet Tarihi yazıyor: «Elçi Muhib Efendi 1221 (1806) yılı başmda Parise vardı. Fakat îstanbulda kurulan hulyalar da bu varışla beraber inkisara uğradı. Çünkü güler yüz göremedı, tatlı söz işitemedi, bir aralık başına «nutuk» derdi de çıktı. Hariciye Nazırı Taleyran ondan Imparator Napoleon'un huzurunda okuyacağı nutkun suretini istemişti, verdi. Bu surette Napoleon sadece «Fransa İmparatoru» diye anılıyordu, halbuki Korsikalı cihangir o sırada İtalyayı işgal ederek kendisini «Roma Kralı» da ilân ettiğinden Taleyran nutku eksik buldu, Roma Kralı unvanmın da ilâvesini istedi. Muhib Efendi Üçüncü Sultan Selim tarafından Napoleon'a hitab edilerek yazılıp beraberinde getirdiği mektubdaki unvanlardan başka bir unvanı ve sıfatı nutkuna sokamıyacağını söyledi. Taleyran, îstanbula elçi olarak gönderilmesl kararlaştınlan ve henüz Pariste bulunan General Sebastiyanı'yi göndererek Mu* hib Efendiyi tehdide girişti, nutka «Roma Kralı» unvanı sokulmadığı takdird* Napoleon'un kendisini kabul etmiyeceğini, hatta Dalmaçyadaki Fransız ordusuİstanbul üzerine sevkolunacağını nun söyletti. Muhib Efendi korku göstermedi, fikrinde sabit kaldı. Bunun üzerine General Sebastiyani başka bir ağız kullandı, nutka hiç olmazsa «Garbın yıldızı, bütün milletlerin kudretli hamisi Napoleon Bonapart» cümlesinin sokulmasını rica etti. Muhib Efendi gene aldırış etmeyince öc almak kaygusuna kapıldı. lmparatorun (lutfen) kendisini huzura kabul edeceğini, fakat alayla gidiş sırasında Fransız teşrifat memurunun arabada sağ tarafa oturması lâzım geldiğini söyledi. Muhib Efendi bu tebliğe karşı şu zarif cevabı verdi: Alay bizim için yapılıyorsa arabamızda teşrifat memurunun yen yoktur. Biz yalnız gideriz, teşrifat memurlarile sarayda karşılaşınz. Eğer alay o memur için tertib olunuyorsa bizim, arabada yerimiz olamaz. Pek merak edersek seyre çıkarız. General Sebastiyani bu sefer başka bîr teklifde bulundu: Haydi, dedi, teşrifat memuru meselesini ben, bertaraf edeyim. Fakat siz huzura çıkınca üç yerde temenna edeceksiniz. Bunu kabul etmezseniz herşey biter. imparatoru görmenize imkân kalmaz. Muhib Efendi gene kayıdsız göründü, o güne kadar Parise gelen elçilerin riayet ettikleri merasimden gayri hiçbir rasime kabul edemiyeceğini anlattı ve dediğin den de dönmiyerek Napoleon'un yanına sellemehüsselâm girdi. Lâkin Fransa Imparatorluğunun resmî gazetesi olan Monitör'ün ertesi gün çıkan nüshasmda elçinin büyük hükümdara: «Fransa İmparatoru, Roma Kralı, Garbın yıldızı, bütün milletlerin hamisi» diye hitab ettiğini yazmaktan çekinmedi!.. Ajans Havasın tebliği üzerine gazeteler yazıyor: «Fransanın Roma sefirliğine tayin edilmiş olup bir yıldanberi vazifesi başına gidemiyen M. Desaint Quent'in bu sırada azimetine ihtimal verilmemektedir. Çünkü Roma, bu zatın getireceği itimadnamede Sa Majeste îtalya Kralmın Habeşistan împaratoru olarak da yadedilmesini istemektedir.» Tarih zaman zaman nasıl tekerriir ediM. TURHAN TAN yor? KCŞE Türke düşman olmıyan Suriye kızları Yazan: KANDEMÎR 29 Yazan: ROBERT POULA1NE sızca ve arabca bir takım gazeteler neşrine başlamışlardır. Bugün, tahrikât bu vesaitle devam etmektedir. Bu gazeteler, her fırsatı nimet bilip tahrik vesilesi ittihaz ediyorlar. Müşevviklerin yegâne düşüncesi haricden aldıkları emri tatbik ederek her ne pahasına olursa olsun iğtişaş uyandırmaktır. Merakeşte, halk, El Biaz hilâfeti aleyhine daimî bir galeyan halindedir ve hergün, memleketten tardedilen muharriklerden Muhtar Susi'nin geri getirilmesini istemektedir. Mekneste belediye tarafın dan yaptırılacak bir havuz, henüz tasavvur halinde mevcud bir proje gibi ehemmiyetsiz sebeblerle ayaklandırılmıştır. Kümeysede, cuma namazından sonra, cemaat isyana teşvik edilmiştir. Hükumet murakabesinden azade hususî medreseler açmak için her tarafta ianeler toplanıyor; müslüman kçşşaf kolları teşkil ediliyor ve bazı siyasî partiler gibi, şubeler ve ocaklar tesis ediliyor. Ve nihayet, ordudaki yerli anasırın elde edilmesine çalışılıyor. «Biz Türkü, dünyanın en asil, en medenî bir milleti olduğu için, anlıyarak seviyoruz» îktısadî ve malî mehafilde dün bu büyük nutkun ihtiva ettiği direktiflerin tahlili yapıLmaktaydı. Toprak servetimiz den başlıyarak, sanayi ham ürünleri ve ihrac maddeleri hakkında müspet tavsiyelerde bulunan Ulu Şefin sözleri önü müzdeki devrenin çizilmiş bir programı Fas komitesi, Rif harbi ferdasında, addedilmektedir. Bilhassa dış ticaret poharicden gelen teşvıkler üzerine teessüs etlitikamızın kısa bir hamle ile ifade edilen veciz hususiyeti bundan sonrası için de mişti. Hancdeki bu müessirlerin başında, ğişmez bir sembol mahiyetinde telâkki o Abdülkerime maddeten ve manen yar dımlarda bulunduğu malum olan üçüncü lunmaktadır. enternasyonal vardı. Ondan sonra, Suriîhrac mallarımız için satış kooperatifye Filistin komitesi geliyordu. Bu komiFakat, artık iş çığırından çıkmış ve leri yapılması, mevcud gümrük tarifele tenin başında bulunan Şekıb Aslan ve mes'ul makamat, zecrî tedbirler tatbikına rinde icab eden tadılâtın icrası, küçük esmuavini Cabiri, Suriyeden ihrac edildıkkarar vererek müşevvikleri tevkif etmiştir. nafa kredi temini işinin başarılması hakten sonra, propaganda merkezlerini Ce Temenni edelim ki iş işten geçmiş olma kındaki tavsiyeler bu sene içinde yerine nevreye nakletmişlerdi. On sene zarfında, sın ve türlü siyasî cereyanlara mensub getirilmesinde şüphe edilmiyecek bireı bir yandan dünya ihtilâl hareketi ajanlaajanların caniyane propagandalarile zemesele telâkki edilmektedir. rının diğer taraftan panislâmizm ajanlahirlenen şimalî Afrika, bu dersi anlamış Fakat, üzerinde en ziyade durulan rının faaliyeti, bu hareketleri tenkile azolsun. Fransa hükumeti tarafından, kendi nokta Cumhurreisimizin Türk parasınm \\v\vsX. metmiş mahallî idarelerle veya bu faalinamına idarei umur etmeğe memur edikıymeti hakkında söylediği sözler olmuş, yetlere taraftar hükumetlerle karşılaştıkŞam sokaklarından manzara lenlerin mesaisini, mahallî rakiblerinin biz bilhassa «samimî bir bütçeye ve hakikî bir larına göre muhtelif sahneler geçirmiştir. Telefonda, tellerîn ve mesafelerin bile rek, beni iki defa çileden çıkaran o terte tediye muvazenesine dayanan paramızın zat Paristen aldıkları cesaretle akim bı Misal olarak, Fasta, 16 mayıs 1930 rakmalan artık tahammül edilmez bir haberraklığını bozamadığı billur gibi bir ses, miz sesini duyurdu: filî istikrar vaziyetini kesin surette muha İşte sizi kaçırryorum.. Istanbul kız faza edeceğiz» şeklindeki cümle öte da ayaklanan mücadeleyi zikredebiliriz. le gelmişti. fransızca söylüyordu: ları da böyle yaparlar mı? Yarm gece serbest misiniz? denberi iman edilmiş olan bir hakikatin Bu mücadele o tarihte başlamış, fakat teFransız mandası altındaki topraklara Şakaya bürünerek cevab verdim: Şaşkın şaşkın: tekidi olarak, umumî sevinci mucib ol sirleri, ayni senenin eylul ve teşrinievvel sığman Kudüs Müftisi gibi islâm dininin îstanbul kızlarınm dkıllarını kaçıraylarında, Kahireden ve Cenevreden Evet, diyorum. muştur. naşirlerinden olan bir kimsenin, kendi din emirler verildikten ve Şekib Aslan, Ra kardeşlerini, Fransız boyunduruğundan O halde §u meşhur defterinizi çı dıklarını size kim söyledi? F. G. Hırçm bir hareketle bir an başını bana bat, Sale ve Fas genclerile temasta bu kurtulmağa, açık açık teşvik etmesi de aykarın ve güzelce not edin; bize davetli çevirdi, sonra tekrar öniine bakarak kolunmak üzere Tetuana geldikten sonra ni derecede tahammülü güç bir vaziyettir. siniz! Fransanm bize verdiği nuştu: görülmüştür. Fakat slz kimsîniz? Fas yerlilerinin elinde mevcud 1525 Bize, şimdi de deli diyorsunuz oykontenjan Yarım düzine Şamlı kız namına Hatırlardadır ki, 1930 senesi sonba tane radyo makinesinin, 1 kânunusani le mi?.. Sizden herşey beklenir.. Ancak.. gîzi davet eden bir Şamlı kız. Fransa hükumeti bu senenin son dört hannda, müteveffa Cumhurreisi Gaston 1936 dan 5 nisan 1937 ye kadar olan Gülüyordum: ayı için Türkiye hissesine düşen kon Doumergue Fas seyahatine çıktığı za Ve rappadak telefon kapanıyor. zaman zarfında 3588 i bulduğu gözönü Görüyorsunuz ki, dedim, gidece tenjanı ayırmıştır. Bu kontenjan me man, o vakit mahallî işler direktörü buluKendi kendime; Güneşin işi, diyorum, ne getirilecek olursa, mebzul arabca radğimiz yere varmadan, ateş püsküren şo yanında 1200 kental muhtelif şekil ve nan M. Nogus tarafından, genc ve mutakimbilir hangi dostun masum kafacığmda yo neşriyatı yapan bir siyasî partinin, işiförümüzün himmetile rahmeti rahmana cinste yumurta, 75,000 kental arpa, assıb müşevviklerin tertib ettikleri şiddetli Güneşin fazla müsaferetinin doğurduğu tilmesini istediği şeylerin hiçbirinin, Faslı kavuşacağız.. Hem bu sabah, pn saat son; 7,500 kent,al mısır, 20,000 kental bakla, tezakürata mâni olmak üzere ciddî ted bir muziblik... radyo sahiblerinin kulağından kaçmadığı 1500 kental fasulye, 1675 kental taze ra herşeyi söyleyeceğinizi vadetmemiş Ertesi salbah Suriye parlâmentosu remeyva, 230 kental şekerli mevad, 133 birler almmıştı. Birkaç ay sonra, Fas Sul kolayca anlaşılır. miydiniz? ton kereste ve 2000 çift terlik vardır. jtanmm arabası etrafına toplanan halk îsi Faris Hori ile görüşmeğe gidiyordum. Şu anda, vaziyetin çok endişeye değer Âni hiddeti geçmiştî, o da gülüyordu: «Yaşasm Kral! Yaşasın Kralımız!» diOtelden çıkarken garson arkamdan koştu: mahiyette olduğu şüphesiz olmakla bera Söyleyeyim o halde... Hesab ver Türk kızlarınm şerefine! ye bağırarak nümayişler yapmıştı. Sizi telefonda istiyorlar. ber, henüz nevmid olmağa mahal yoktur. meğe gidiyorsunuz.. Kadehlerimizi masanın üzerine bıraO tarihe kadar, nasyonalist hareket Yeter ki, her önüne gelenin istediği şeyi Birden aklıma Hatay geldi; acaba ye Ne hesabı? kırken, dayanamadım: şeflerinin faaliyeti, yalnız şehirlere mün söylemesine veya yazmasma müsamaha ni bir hâdise mi var? Antakyadan mı tele Siz, üç gece evvel, bir doktorun e Hepinizin hürmet ettiğinden emin hasır kalmışken, Fransada «Halk cephefon ediyorlar? vindeki aile toplantısmda Şam kızların olduğum üç gece evvelki ev sahibesi ya si» kabinesinin iktidar mevkiine gelmesi edilmesin ve yeter ki, şimalî Afrika FranElime mikrofonu aldım ve birden irkilsızlan, kendi aralarındaki siyasî kavgaladan bahsederken ne dediğinizi hatırhyor lancı mıdır? üzerine kasabalara ve köylere yayılmıştır. dim, kulağımda diinkü o billur ses titren, kendi vesayetleri altındaki milletlerin musunuz? Çünkü Fas komitesi liderlerinin, bu kabi Nasıl? yordu: gözü önüne sermesinler. Ve düşünmeme, söz söylememe mey Bana, Şam kızlanmn Türke düş ne azası meyanında bir çok kuvvetli dost Bonjur Bay Kandemir.. dan bırakmadan, ajay taşan bir sesle, de man diye bağırdıklarını söyleyen o idi. lan mevcud bulunuyordu. Bonjur... Amma kim... Madam Hem suçlu, hem güçlü vam etti: Hep bir ağızdan: Bunun neticesinde, 1937 martında, mı, matmazel mi, adı ne, kimin nesi, söy« Şam kızlan mı.r. Aman Alla Geçen gün, Küçükçekmecede toplu Doğru söylemiş, dediler, ve ağır Fas komitesine pek çok kimseler yeniden leyin Allah aşkmıza kimsiniz siz? hım, bırakın §u ummacılan.. Burada er agır, birbirlerinin sözlerini tamamlaya aza kaydedilmeğe başladı. Yeni aza, olarak yapılan bir köy eğlentisinde, Gevrek bir kahkaha ile büsbütün gükeklere bakarken, günün birinde bu kız tamamlaya anlattıları tahlif edilirken, millî harekete sadık ka kendini bilmiyecek derecede sarhoş ozelleşen ses: lan İsmail isminde birini, jandarmalar lardan birile elele vermek felâketine uğ« Biz, sizi tanımadan büyümüş bir lacaklarına ve onun uğrunda öleceklerine Tam on saat sabredeceksiniz. O alıp karakola götürmek istemişlerdir. rıyacakları için onlara acıyorum..» nesiliz. Ve biz Türkü fena göstermek için yemin ettikleri için, hükumet, bu yemin zaman her şeyi öğrenirsiniz. Şimdi yal İsmailin babası Ahmed, buna mâni olGene başını çevirdi, hırçm fakat müs kurulmuş bir ağın içinde terbiye almış, onız şunu bilin: Bu akşam saat yedide otarzını, hükümdann otoritesini ihlâl eder muş ve oğlunu karakola götürmek üzetehzi bakışlan gözlerimi bularak, sordu: kumuş, düşünmüş ve şaşırmış bir neslin telde bulunun, gelip sizi alacağım. mahiyette telâkki etmiş ve 19 martta kore yakalıyan jandarma İbrahim onbaşı Daha, daha neler söylediniz?.. kızlarıyız. Evet şaşırmış.. Çünkü günü • Kızmış göründüm: miteyi dağıtmıştı. Komitenin feshini müte yı tabanca ile sol ayağınm üzerinden yaHepsini biliyoruz. Hakkımızdaki bu bü müzün yarısında fenadır diye tanıtılan Böyle esrarengiz bir daveti kabul akıb, Parise yağdınlan protesto telgraf ralamıştır. yük iltifat ve teveccühünüze teşekkürler Türklerden, evimize döndüğümüz zaman edemem. larından, dost siyaset adamlanndan yarGümüşsuyu hastanesine kaldırılan ederiz. t sevgi ve hasret dolu bir sesle bahseden dım istemek için dört tarafa koşan murahSb'zümü kesti: îbrahim onbaşı, Adliye tabibi Enver Fakat bırakmıyor ki cevab vereyim. ana ve babalarımız vardı. Biz bu iki zıd Kadın sesindeki sır tatlıdır Bayım.. haslardan başka, nasyonalist liderler, sa Karan tarafından muayene edilmiştir. Elleri direksiyonda ve gözleri ileride söy cereyan ortasında yolunu bulamıyan inBen de acele onu kesrim: hib olduklan hürriyetten bilistifade işi İbrahimin yarası tehlikeli değildir. Ahsanlara döndük. Aramızda yuvasının se matbuat propagandasına dökmüşler, fran med yakalanmıştır. Hayır... O saatte kdt'iyyen otelde lüyor: Bunlan size içki söyletseydi, ma sini mukaddes bilenler yok muydu? Öyle bulunmıyacağım. zur görünürdünüz, fakat ev sahibesi bu olmasaydı, siz, bu gece, burada buluna Bulunacaksmız bayım.. ihtimali reddediyor. O halde? bilir miydiniz?» Mümkün değil... Nihayet ben de ağzımı açabildim: Bulunacaksmız... Unutmayın ki Onlara bu noktadaki merakımı hisset Neden yalnız genc kızlar hakkm tirdim. Gülüşerek izah sttiler: gazetecisiniz... Tekrar ediyorum bu akd? bu kanaatteyim de meselâ büyükler şam yedide otelde bulunacaksmız. Hakhsmız, iyi ailelere mensub için böyle düşünmüyorum, merak etme müslüman ve hıristiyan Arab kızlan, hiç Sinirli sinirli çıkıştım: diniz mi? Gazeteci emir kulu mudur ki?.. tanımadıklan bir Türkü bu şekilde bir Neden? Ses birden yumuşadı, bir başka türlü davetle aralarına nasıl alabilirler. Bakm, Bizi sevmiyorsunuz. güzelleşerek: sizin o gece komşularırmzdan birinde sÖy Yanhş.. Fakat haydi öyle olsun, Iediğiniz sözler duyulunca annelerimiz Hayır, dedi, merakm kulu.. ve sizi her sevmiyen, fena insan mıdır? sustu. fena halde müteessir oldular; davet edin, Bize düşmansınız.. Bu derin sessizlik içinde beyhude dübaşbaşa kalın ve onu yanlış kanaatten Aldanıyorsunuz... şündüm, durdum. kurtarm, dediler. Keşke öyle olsa.. Sonra dalgın dalgm otelden çıktım, Ya babalannız? Büyük bir evin kapısı önünde dur îşime gittim. Bu fikre onlar da memnuniyetle işduk. Projektörlerimiz söndü ve orada Fakat akşam, beşe doğru, karşı durutiıak ettiler. kaldırımm üstünde bir demet çiçek gibi lamaz bir kuvvetin elinde otelin yolunu Genc kızlar, derdlerini dökmenîn se muattar başmı sallayarak tekrar etti: tutmaktan başka birşey yapamıyordum. vinci içinde, gittikçe coşarak söylüyor Hem bilseniz nasıl aldanıyorsunuz.. Kimdi, ne istiyordu, şaka mı ediyordu? Gelin, anlaşıldı, biz size hesab vereceğiz. lardı: Saat tam yedide kapm vuruldu. « Biz damarlarında bir zerre Türl Ve bunu, arkadaşlarımla, memnuniyetle İşte itiraf ediyorum: Meraktan çat \anı olmıyan Arab kızlarıyız. Fakat Tür yapacağız. lıyarak yerimden fırladım. Bizi, üç kız karşıladı. Dar, loş, serir 'ui seviyoruz. Onu sade yuvalarımızın te' Sizi, kapıda, otomobilde bir mat biı karidor, aydınlık bir havuzun başmda kinine kapılarak değil, fakat bu telkini mazel bekliyor. sevkile düşünerek, araştırarak, onu dür bitti. Babayiğitliğe toz kondurmamak için, Burada kurulmuş olan mükellef bir yanın en merd, en asil, hele kadınına pr amma bilseniz nasıl kendimi zorlıyarak, sofranm başında son hazırlıklan ikmalle restiş eden en medenî bir millet olduğ merdivenleri ağır ağır, lâkayd indim ve uğraşan iki arkadaşlarını da tanıştırdı için artık bilerek, tanıyarak, anlıyarak s büyük kapının b'nünde bol ışık altındak lar. viyoruz.» pınl pırıl otomobilin açılan ön kapısma Yarım düzine genc kızm karşısında bir Hep birden, jen, şakrak ayağa kalk doğru ilerledim. güzellik müsabakasınm başhakemi gibi tılar: Şoför yerinde oturan ve bana gülüm bıı şeydim. İşte, dediler, karşınızda mukadd^ siyerek, buyurun, diyen bu genc kızı hiç Şarab kadehleri, nadide bîr avizenîn satına yemin etmeğe hazır altı şahid! tanımıyordum. tepemizde ışıldayan yakutları gibi havada Bu şahidlerin önünde hürmetle eğil Cumhuriyet bayramı Hatayda çok büyük coşkunluklarla tes'id edilmiştir. Res nimiz 29 teşrinievvelde, Antakya BaşYanına oturdum. Arabayı harekete altı bakir kaynağm, birbirinin içinde eri dim. getirdi ve elleri direksiyonda, gülümsiye yerek. yaptıeı cazlayanuı sesi: konsclosluğumuz önünde toplanan binlerce Türkü göstcr mektedüv KANDEMlR Hatay'da Cumhuriyet Bayramı

Bu sayıdan diğer sayfalar: