CUMHURİYET 25 Birîncitesrin 1937 Osmanlı Rasputini Tarihl tefrika : 65 Yazan : M. Turhan Tan Eminönünde yapılacak istimlâk [ Şehir ve Memleket Haberlerl ) Siyasî icmal Nura kavuşan Trakya köylerî Üniversiteden üç talebe çıkarıldı îspanya ve devletler O spanyadaki dahilî harbin devletler II arasmdaki münasebetlere tesir eden cihetlerinin halli için 27 devletin iş • » u'rak ettiği ademi müdahale komitesinin mahdud azalı idare heyeti olan tâli ko * misyonda cereyan eden münakaşa ve müzakerelerde esas itibarile İngiltere, Fransa, İtalya ve Almanya arasmda anlaşma hasıl olmuştu. Büyük devletlerden yalnız Sovyet Rusya murahhası bu esaslan hükumetine bildirmiş ve talimat beklemişti. Bu tali ^ mat geldiğinden tâli komisyon, umumî heyete yani komiteye arzedeceği karar suretine kat'î bir şekil vermek istemiş; fakat ortaya yeni zorluklar çıkmışür. Sov ^ yet hükumeti tâli heyetin ekseriyetle kararlaştırdığı esaslara iltihaktan istinkâf etmiştir. Sovyet murahhası îspanyadaki ecnebi gönüllülerin çekilmeleri işi tamam olma * dıkça iki tarafın muhariblik hakkmın ta * nınmasını hükumetinin kabul edemiyece* ğini bildirmiştir. Halbuki dört büyük devlet bir remz teşkil edecek kadar mühimi miktarda gönüllülerin çekilmesini müte akıb muhariblik hakkmın tanınması esasj uzerinde mutabık kalmışlardır. Gene bu devletler bir remz olmak ü * zere iki taraftan çekilecek gönüllülerin miktarları yekdiğerine müsavi olmasında anlaşmışlardı. Ancak ileride çekilecek gönüllü miktarlarında beynelmilel komis^ yonun bulacağı nisbet muteber ola * caktı. Sovyet hükumeti ise remzî mik* tarda dahi nisbet gözetilmesinde ve bu nisbetin de Valencia tarafmdan çekile * cek herbir gönüllüye karşı Franco tara * fından da beş gönüllünün yani bir taraftan bin kişiye karşı diğer taraftan beş bin kişinin çekilmesi suretinde olmasında ısraf etmiştir. Sovyet hükumetinin evvelce kararlaş • • tınlan esaslara yaptığı bu itirazlar karşn sında, italya dahi, İngiliz plânının bütüd maddelerini, ancak, diğer devletlerin bi * Iâistisna kabul etmeleri şartile benimsediğini kaydetmiştir. Bundan başka beynel* milel komisyonun bulacağı miktarlarıri kat'î surette kabul edilip edilmiyeceğj noktasmda dahi anlaşmamazlık hasıl olmuştur. İtalya, Almanya ve Portekia kendilerinden herbirine aid gönüllület hakkında beynelmilel komisyonun bula * cağı miktarlan kat'î olarak bilâkayd vo şart kabul edemiyeceklerini ve Sovyel Rusya <Ja, miktarı kabul etse bile ken • * disini buna bağlanmış ve taahhüd altmâ girmiş sayamıyacağını bildirmiştir. Yeni ihtilâflar, tâli heyetin hazırladıği karar suretine yeni teklifler ilâve ve bunlarm da aza hükumetlerin mütaleasına havale edilmesine Iüzum hasıl etmiştir. Bu suretle 27 devlet konferansında işler yeniden sarpa sararken Valencia hüku « metinin Başkumandanı General Miaja» kumandası altındaki Fransız, Rus ve di * ğer ecnebi komünist gönüllülerin teşkil et« miş bulunduklan beynelmilel livaland zabitan ve efradının İspanyayı terket # mekten imtina edeceklerini beyan etmiş * tir. Son zamanlarda askerî ve siyasî va* ziyet Valencia'nm aleyhine dönmüştür. Şimalî tspanyanm Atlas Okyanusu ma* ilesindeki Valencia taraftarlarmm cephe* si tamamile çökmüş olduğundan bu mın i takanın son merkezi Gijon dahi Franco* ya teslim olmuştur. Bu cephedeki bütün Franco kuvvet « lerinin ecnebi gönüllülerle beraber Va * lencia şehrine doğru kama gibi sokulmuj olan Teurel cephesine yığılacağı aşikârdır. Bu tehlikeli vaziyet karsısında hü « kumet, merkezini Valencia'dan Katalom ya'nm merkezi Barselon'a nakletmek » tedir. Sıkışmış olan hükumet taraftan ordunun başkumandanlığı ecnebi gönüllü * lerin yardımmdan kendisini mahrum edemez. Binaenaleyh 27 devlet konferan • sında tam bir anlaşma meydana gelmîş olsa bile, buna aid kararlann tatbikı pefc mümkün olmıyacakhr. Cinci Hocanın ruhşinaslığı! Şişman Vezir, deli efendisinden emir alır almaz kazaskerlerden, kadılardan, şeyhlerden, ocak ağalarından samur ve anber toplamağa girişmişti Nasıl sevmedim Hüma: Seni kendime taç yaptım, taht yaptım. Tesbih çekerken Allahın adını bırakıp senin admı amyorum. Yemeğe otururken Bismillâh demiyorum, Hümacığım diyorum. Elhamdülillâh demeği unuttum, hep sana hamdediyorum. Gözüm senden başka bir şey görmüyor, kulağım senin sesinden gayri ses duymuyor. Can sensin, cihan sensin. Dünya bir yana, sen bir yana. Cennet analann ayağı altında derlerdi. Ben cenneti senin koynunda bulduğum için anamı bile sürdüm, saraydan çıkardım. Telli Haseki onun sözünü kesti: Bunlar doğru amma bana henüz bir saray yaptırmadın. Atmeydamndaki büyük saray senîn için tamir olunmuyor muî Ne bitmez tamir, ne tükenmez tamîr? Yarın Öbür gün biter gülüm, merak etme. Bitmesine biter amma ben gitmem ki. Nîçin gitmezsîn gülüm > • Samurla döşiyemezsin de ondan! Bu sözden hem padişahlık, hem âşıkl;k gururu incinen Deli îbrahim, ayak ları dibindeki Voyvada kızmı sırtüstü uzandıran bir hamle ile yerinden fırladı: Senin sarayını, dedi, samurla dd şetemez miyim?.. Bunu nasıl söylersin Hüma. Ben padişah değil miyim? Her istediğimi yaparım, yapt'rınm. Hele senin için dünyayı altüst ederim. Telli Hasekinin bükülüp açılan du daklarmda müstehzi bir tereddüd belirdi: Görürüz efem. Scn de, ben de bundayız. Saray da Atmeydanında I Şhndi Masalcıbaşıya izin verilmiş ve âşıkhrsevgilisi samur rneseleaini başbaşa münakaşaya girişmişti. Telli Haseki meramına daha kolay ermek için bu işin yapılamıyacağında ısrar ediyordu. Deli Îbrahim de sevgilisinin elini yüzünü öperek, bazan da dizine kapanarak kendinin padişahlık kudretine itimad o lunması için yalvarıyordu. Nihayet aralarında bir uzlaşma oldu, ertesi gün sa rayın samurla döşenmesine emir verilmesi kararlaştınldı ve münakaşa bırakılıp muaşaka faslına geçildi. (1) Telli Haseki, saçının her teline koca sının ağzmdan bir and asmadıkça ve gene o ağızdan dakika başına bir taahhüd almadıkça en küçük bir nüvazişe müsaade etmediğinden bu aşk gecesi samur dedikodusile doldu. Şımank kız, tuttuğunu bırakır takımdan olmadığı için gün doğar doğmaz da ayni mevzuu dile aldı, yorgun eşine içi dışı samur kaplı olan mahud kürkünü giydirdi: Haydı, dedi, taşra çık. Sarayım îçîn samur toplanmasmı tenbih et. Bu iş nekadar çabuk yapılırsa benim de sana sevgim o kadar artar. Deli îbrahim bir köle ruhile, bir köle atile bu emri dinledi ve arz odasına çııp Sadnazamı çağırttı: Beri gel lala, dedi, gayret dayıya düştü. Hayrola padişahım. Acele bir hizmet mi zuhur etti? Telli Hüma Şah Sultana söz verdim, Atmeydamndaki sarayı samurla döşeyeceğiz! Şişman vezirin yüreği hopladı, rengi sarardı. Çünkü yüz odalı bir evi samurla döşemenin imkânsız olduğunu ve bu teklıfi reddetmeninse kelleyi feda eylemek demek olduğunu bir anda duşünmüş tü. Efendisine candan bağlı olan bu ahlâksız köle çok müşkül bir durumda kalmakla beraber yârdan mı, serden mi geçmek doğru olacağı meselesinde mev lâsmı hayata tercih etmeğe mütemayıl görünüyordu. Geçirdiği halecan ve te reddüd, istenilen işin yapılabilmesindeki imkânsızlığı kavramasmdandı. Deli îbrahim, gözlerini süze süze vezirindeki yüz sarartısmı seyrediyordu. Onun yutkunup durduğunu görünce kötü kötü güldü: Galiba, dedi, fermanımı duyma dın. Padişahlar bir söylerler amma ben merhamet edip işte irademi tekrar ediyorum: Telli Hüma Şah Sultanın sarayı samurla döşenecek. Içi dışı samur üstlüğünü göstererek baŞırdı: Bundan, bu mubarek posttan. Anladın mı mavna kılıklı herif? Bir dakika daha devam edecek sü kutun ölüm getirmesini muhtemel gören Ahmed Paşa hemen şişman karnını ha hya ve başmı padişahm ayağına serdi, muvafakatini arzetti: Ferman velinimetimindır. Şimdi dört yana adamlar çıkanr, samur dercine başlarım. Deli İbrahim, fasid dehasının ilhamile ona muvaffak olmak yolunu da gösterdi. Salt adam çıkarmakla bu iş yürümez. Bütün paşalardan, beylerden, ağalardan, hocalardan, tüccardan ferman yazıp, mübaşir yollayıp samur istemeli sin. Bedesteni, çarşılan taratmalısın. Hatta îran Şahına da nams yazıp samur göndermesini bildirmelisın. Yalnız samur değil. Amber de lâzım. Hazır tedbir a lınırken onu da bolca tedarik etmek münasib olur. Ahmed Paşa, kendine yaptınlacak soygunculuğun smır dışına da teşmil edilmek istenildiğini görünce dayanamadı: Padişahım, dedi, iyi buyurursuz, keramet gösterirsiz. Lâkin İran ilinde samur bulunmaz. Şah hazretlerine boş yere name göndermiş oluruz. Ya ne bulunur orada? Halı, kilim, ipekli, fil filân! Vay, İranda fil var mıdır? Vardır, Hindistandan gelir. Oyleyse hemen yaz. Bana birkaç fil göndersinler. Bizim Masalcıbaşı ge çende Hind padişahlarmın file binip gezdıklerini söylemişti. Ben de padişah değil miyim? Niçin filim olmasm? (2) Ve çok konuşmaktan yorulmuş gibi lalasma kapıyı gösterdi: Haydi, dedi, yürü, paçalan sıva. Samur bul, amber bul. îhmal edersen derini yüzdürürüm, yağını, etini tazılarıma yediririm. Işte bu muhavere sonunda Osmanlı Imparatorluğunda garib ve garabeti nisbetinde acıklı. bir vergi yüzgösierdi, her kesteh samur ve amber istenmeğe başland:. Cinci Hoca, böyle bir verginin nasıl bir hoşnudsuzluk doğuracağım tahmin ettiği için Voyvoda kızma o masalı söyletmişti. O, kızıl cahil denilecek kadar kisbî irfandan mahrum olmakla beraber o devir adamlarının ruhunu bütün küçüklük lerile okumuş zekilerdendi. Vatanî felâketlerden tedricî ve çok ağır surette te essür duyan o adamlar, kendi menfaat lerine dokunulduğu zaman hızla müteessir olurlar, yaygaraya koyulurlardı. Ho calar güruhu bu duygu keskinliğinde bilhassa seçkinleşirlerdi, keselerinden bir akçe çıkmaması için en büyük fitneler çı karmakta tereddüd etmezlerdi. Yeniçeri ocağı da aşağı, yukan ayni hissî du rumdaydı, yalnız almayı düşünüp ver meği hatırlanndan geçirmezlerdi. Halbuki padişahla vezir halkta sa mur bulunmadığı için ülema ile ocak ağalarma ve valilere, sancak beylerine çullanmak mecburiyetinde bulunuyorlardı. Şu halde Cinci Hocanın düşündüğü şey olacak, samur ve amber yüzünden kıyametler kopacaktı. Deli İbrahimin bu gibi akıbetleri he sablamasma imkân yoktu. Dumanlı şuuru, delice gururu ve onlara inzımam eden coşkun aşkı yüzünden en basit muhakemelere de kudret bulamıyordu. Lâkin Sadnazam Ahmed Paşa zeki bir adamdı. Bu haysiyetle hocalan ve Yeniçeri ko damanlarını onun incitmemesi lâzım gelirdi. Halbuki şişman adam, efendisinden emir alır almaz fakir köylülerden ça la kamçı tahsil olunan vergiler gibi kazaskerlerden, kadılardan, naiblerden, şeyhlerden, ocak ağalarından samur ve amber toplamağa girişmişti. . lArıtasi var) Belediyece hazırlanan proje Nafıa Vekâletine gönderilmişti. Vekâlet, yıkıla cak binalar hakkında İstanbul Belediyesinden bazı malumatı istemiş, bu malu mat gönderildiğinden istimlâk bedeli olmak üzere Nafıa Vekâletinden alınan yedi yüz bin liranm Belediye emrine verilmesi takarrür etmiştir. Bu para, istimlâk başladıktan sonra bir milyon yedi yüz bin liraya iblâğ edilebilecektir. îstimlâk edılecek binalar esas itibarile taayyün etmiştir. Valide hanı ile yanındaki birkaç dükkân ve karşısındaki şeker ci, berber, yağcı ve Yenicami karşısındaki ufak dükkânlar ve diğer taraftan Bahçekapı istikametinde Arpacıcamisine kadar olan önlü ve arkalı dükkânlar is timlâk sahasına dahildir. Bu binalar arasında Valide hanı gibi Evkafa ve Belediyeye aid olan kısımlar da vardır. Bugünlerde Belediyede teşekkül edecek komisyon hemen istimlâk işine girişecektir. İstimlâk muamelesi kısmen tahrir komisyonlarınm koyduğu kıymet, kısmen de pazarlık suretile yapılacaktır. İstimlâk muamelesinden sonra dükkânlann boşaltılması için kısa bir mühlet verilecektir. Bununla beraber istimlâk için tahsis edilen paranın kifayet etmemesi dolayı sile İş Bankasının karşısına tesadüf eden bir kısım binalarla Balıkpazannda hiç olmazsa Mısırçarşısına kadar olan binaların tamammın istimlâk edilememesinin, arzu edilen güzel manzaranın tamamile elde edilmesine mâni olacağı anlaşılmaktadır. Belediye buralara büyük binalar inşasına müsaade etmiyeceği cihetle geri kalacak küçük ahşab binaların manzarası iyi olmıyacaktır. Diğer taraftan istimlâk sahasına dahil dükkânlarda icrayi ticaret edenleri şimdiden bir telâş almıştır. Bunlar hükumete müracaatle başka yer tedarik edebilmek için hiç olmazsa kendilerine bir sene mühlet verilmesini istiyeceklerdir. İstimlâk muamelesine girişilmesi daha şimdiden burâlardaki emlâk kiralanm 'tırtınrnştBV Yıkılacak dükkânlarda oturanlar kendilerini yerleştirraek üzere Belekhyenuvher hangi bir şirketle uyuşarak Balıkpazarı istikametinde geniş bir sahanm daha is timlâk edilerek buraya muazzam bir hal inşasını istemektedirler. Yıkılacak dük kânların müstecirlerini buraya yerleştirmek suretile böyle bir hâlin karşılığı kısa zamanda temin edilebileceği kanaati vardır. 700 bin lira geldi, istim Üç koyün elektriği Cum Radyo ile nutuk söylendiği doğru değil lâke hemen başlanıyor huriyet bayramında Eminönünde açılacak meydana aid Üniversite talebesinden biri kız olaçılacak Edirne (Hususî) Trakyada süratle ilerliyen baymdırlık hareketleri arasında elektrik işleri bir taraftan kaza merkezlerinde esaslı bir surette halledilip dururken diğer taraftan yavaş yavaş köyleri de sarmağa başlamıstır. Çerkesköy, Muradlı ve Pehlivanköy bu cümledendir. Büyük bir hızla her sahada günden güne gelişmekte olan bu köylerde elektrik tesisatı ikmal edilmiş ve yapılan tecrübelerden iyi neticeler almmıştır. Bunlarm açılışı Cumhuriyet bayramında merasimle yapılacak ve böylelikle bu üç büyük ve güzel köyümüz, medeniyet ışığmm köylerimize girmesinde ilk adımı atmış olacaklar dır. mak üzere üç talebe Üniversiteden çıka rılmışhr. Bunlarm Üniversite talebesi arasmda tahrikât çıkarmağa sebeb oldukları söylenmektedir. Üniversitede inkılâb dersini veren eski Maarif Vekili Hikmet, kürsüden indikten sonra bu talebeden biri kürsüye çıkarak smıfta dönen talebenin hukukunu müdafaa için Ankaraya gönderilecek talebe heyeti masarifine karşılık olmak üzere para verilmesini istemiştir. inkılâb dersleri radyo ile verilmekte ol duğundan akabinde söylenen bu sözler açık bulunan radyo vasıtasile harice de aksetmiştir. ŞEHİR tŞLERÎ 48 kişî cezalandırıldı Son yirmi dört saat zarfmda Fatih ve Eminönü kazaları dahilinde Belediye emirlerine riayet etmedikleri görülen 48 kişi cezalandırılmıştır. Bunlardan beşi tramvaydan, biri vapurdan atla makla; beşi caddeyi işgal etmekle; biri caddeye çöp atmakla; biri vaktinde dükkânım kapamamakla; biri etiketsiz mal satmakla; diğerleri de muhtelif sebeblerle suçludurlar. Ayni mmtakada yapılan teftisat neticesinde bozuk görülen 44 kilo ekmek de musadere edil miştir. Tc Cumhuriyet bayramında çaBursada odun, kömür narkı Havayolları tajryareleri me lışacak işciler çift yevmiye alacaklar rasime iştirak edecekler kaldırıldı Cumhuriyet bayramında Ankarada yapılacak merasime Devlet Havayollarına aid tavyarelerden bir fılonun iştiraki takarrür etmiştir. Haber aldığımıza göre, 3 tane dört, 2 tane iki motörlü tayyareden mürekkeb beş tayyare bu merasimde uçtuktan sonra İstanbul İzmir, kabil olursa Adana uzerinde de bir uçuş yapacaktır. İş kanununun 46 ncı maddesine nazaran Cumhuriyet bayTammda müesseselerini açık bulundurarak işçilerini ça lıştıracak olan müessese sahibleri, müstahdimlerine iki misli yevmiye vermek mecburiyetindedirler. Aksine hareket edenler şiddetle tecziye edileceklerdir. İş Bürosu müfettişleri kanunun bu hükmünü tatbika çalışacaklardır. Akşam gazetelerinden birinde çıkan bu haber üzerine keyfiyeti îstanbul Radyosu Müdürü §ükrüden sorduk, şunları Kız San'at okulu Geçen sene Edirnede açılarak genc söyledi: kızlarımıza ve kadınlanmıza san'at öğ« Haber doğru değildir. Biz radyoreten Kız San'at okulu 937/938 ders yıyu kontrol ediyoruz. Profesör Hikmet lına daha geniş bir kadro ile girmiştir. dersini bitirir, bitirmez memurumuz radTrakvada çok mühim bir boşluğu dolyoyu kesmiştir. Bınaenaleyh yazıldığı duran bu değerli müessesenin bu sene veniden açılan ev îdaresi ve tabahat gibi talebenin bu mevzu üzerindeki nutku kısmından başka bir de biçki, dikiş öğ etrafa verilmiş değildir. retmenile takviye edilen ve geçen seneECNEBt MEHAFlLDE ki talebe mevcudünün arttırılışı, son vıllarda bariz bir farkla artmakta olan îngiliz sefiri Ankaraya gitti Trakyanm kültür hareketleri sırasında Cumhuriyet bayramında Ankarada önemli bir ver alacak mahivettedir. bulunmak üzere mezunen memleketleMÜTEFERRtK rinde bulunan ecnebi sefirler şehrimize dönmeğe başlamışlardır. Evvelki gün Havalar düzeldi îtalya sefiri memleketimize geldiği giBirkaç gün kış vaziyetinde devam e bi dün de İngiliz sefiri Avrupadan dönden havalar dün birdenbire değişerek müş, dün akşam Ankaraya gitmiştir. Digüzel bir sonbahar manzarası arzet ğer sefirler de bugünlerde Ankaraya gideceklerdir. miştir. Karadenizde birçok facialara sebeb oYunan Kralınîn yegeni lan fırtma durmuş, öteye beriye iltica şehrimize geldi eden yelkenliler limanımıza dönmeğe Yunan Krah Majeste Jorj'un yeğeni başlamıstır. ve eski Girid Prensi Jorj'un oğlu Prens Yeşilköy Meteoroloj'i Enstitüsunün Piyer zevcesile birlikte dünkü ekspresverdıği hava vaziyeti şudur: Barometre 763 tür. Hararet en az 9, le şehrimize gelmiş ve istasyonda Yu en fazla 18 dir. Rüzgâr cenubu garbiden nan konsolosile Yunan kolonisinden hafif esmiştir. Sürati saniyede 2 met bazı zevat tarafmdan karşılanmıştır. rodur. Hava kısmen bulutlu geçmiştir. Yunan ordusu subaylarmdan olan Prens mütenekkiren seyahat etmektedir. ŞehYurdun doğu Anadolu ve cenub do rimizde iki gün kaldıktan sonra Gü ğusu. jmntakalarile orta Anadolu, şark mükineye gidecektir. kısmmda havamn kapalı ve yağışlı, di1 I • ğer yerlerinde kısmen bulutlu geçmesi, Saıttsunda odtın, kömür ruzgarîarıri Trakya ve garbî Anadoluda cenubî, diğer mıntakalarda şimalî istifiatlarında ihtikâr kametten orta kuvvette esmesi muhteSamsun (Hususî) Ormanlarda meldir. kat'iyata müsaade edildikten sonra, şehfzmir Adana hava seferleri rimize köylerden odun ve kömür gelDevlet Havayollarınm tayyareleri meğe başlamıştı. Aradan yirmi gün geçCumhuriyet bayramında îzmir ve Ada tiği halde, gerek odun, ve gerekse odun na seferlerine başlıyacaklardı. Buralar kömürü fiatlarında, ilk günlerde görüda yapılmakta olan sahalar henüz ik len yükseklik kat'iyyen tenezzül etmemal edilemediğinden bu seferlerin bir miştir. Bu hal böylece devam edip gitmüddet sonra başlıyacağı anlaşılmak mektedir. Son günlerde riavalarm bîrdenbire tadır. soğuması bu fiatlarm düşmiyeceğini de ihsas etmektedir. Bu vaziyetten gerçi Bir aile kavgasmîn sonu köylü istifade etmekte ise de, halk ve Fatihte Acıceşmede Sulukule cadde bilhassa fakir kısım çok sıkıntı çekmeksinde oturan İbrahimle ayni evde otu tedir. Bu yüzden çürük tahtalarm kiran bacanağı Celâl arasmda evvelki ge losunun iki kuruşa kadar satıldığı da ce bir aile meselesi yüzünden kavga çı görülmektedir. karak büyümüştür. Bir aralık Celâl bıGeçen seneye nazaran gerek odun ve çağını çekerek tbrahimin üzerine hü gerekse odun kömürü fiatlarında %50. cum etmiş, sol kaburga kemiğinden teh 55 nisbetindeki fazlalığm, bir kontrollıkeli surette yaralamıştır. Yaralı Gu dan gecirilerek makul bir hadde indirilreba hastanesine kaldırılarak teda\n al mesi lâzımdır. tma almmıştır. Celâl hakkında takibat yapılmaktadtr. (1) Naıma, bu masal meselesmi şöyle hikâye eder: Eyubde sakin Voyvada kızı derler falcı bir avret var idı. Muntazam soze kadire ve yeniden hikâyeler düzup soylemekte mahire ıdi. H&sekılere duhul idup hikâyesinden haz olunarak Padişah Haz retlerıne takarrub idup her gece hikâye ile eğlendırirdi. Bir gece esnayi neşatlarında zamanı evailde şoyle bir padişah varmış. Libası ve sarayın ferşi ve yastıkları ve perdeleri cumle samurdan imiş. Şoyle imiş, böyle imiş deyu sena ederek tab'ı hümayunu purşevk idüp samur da nefsinde bir cıldi muteber ve beynelhukema cevheri hayvani tâbir olunurmuş. Nasık ve kesafetten muarra bir cevher olmağın Padişah Hazretleri meylidüp cem'ine ihtimam bu yurdular. C: 4. S: 288 (2) «Sultan İbrahim, samur tedarik et tirmek için yalnız vilâyetlere ferman yazdırmakla kalmadı. Aklına Hind hükümdarları gibi fil uzerinde gezmek geldi. Iran Şahına name yazdırdı. İki fil ve beş yüz aded zerbeft (sırmalı kumaş) ve seraser istedi. Mektubu da bir elçi veya haysiyetli bir kimse ile değil, adet hilâfma olarak Bostancılarla yolladı.» Ravzatülebrar zeylinden naklen Kadmlar Saltanau Bursa (Hususî) Belediyenin odun ve kömüre koyduğu narkı, vilâyet kaldırmış ve satısları serbest bırakmıştır. Maamafih buna rağmen şehirde kömür bulmak imkânsız bir hale selmistir. Kömürsüz kalan halk, köy yolları uzerinde bekleşmiye ve gelecek kömür yüklerini oralardan karşılıyarak kapışmıya meebur olmaktadır. Vüâyetin halka dağıttığı bir bevannamede (41) köye kömür yakmak için ruhsat verildiği, ay sonunda Bursanm kömür ihtiyacı karşılan mış olacağı, bınaenaleyh birdenbire gelecek kömürler üzerîne üşüşülmiyerek fiatın yükselmesine meydan verilme mesi bildirilmiştir. Maharrem Feyzi TOGAY Sıvas günden güne güzelleşiyor Kadıköyünde bir tramvay kazası Evvelki gece saat yirmide Kadıko « yünden hareketle Bostancıya gitmekta olan vatman Caferin idaresindeki tramvay arabası Yoğurtçu caddesine geldiği sırada Aram isminde birine çarparak ağır surette başmdan yaralanmasma sebebiyet vermiştir. Yapılan tahkikatta Aramın cadde uzerinde bir sokaktan 5tekine koşarak geçmek isterken tramvayı göremiyerek altında kaldığı anlaşılmıştır. Yaralı Haydarpaşa hastane sinde tedavi altına almmıştır. Vatman yakalanmıştır. Tahkikata devam olunmaktadır. Izmir mühendisleri arasında çıkan ihtilâf tzmir (Hususî) Fuara giden yol üzerinde büyük bir kız san'at enstitüsü binasımn inşa edıleceğini yazmıştım. Arsa temizletilmiş, hazırlanmış, fakat Belediye ile mühendisler arasmda ihtilâf çıkmıştır. Arsanın tam ortasmdan bir yol geçmektedir. Mühendisler plânlarını, bu yolu «yok» farzederek hazır lamışlardır. Halbuki Belediye, bu yolda ısrar göstermekte ve bu suretle binanm, aradan yol geçmek şartile iki parça uzerinde inşası zarureti doğmaktadır. İhtilâfm halli, nihayet Şehir meclisinin toplantısına kalmıştır. Meclis de yakında toplanacaktır. Sıvas (Hususî) Şehrimiz müte madî bir imar faaliyetile gündengüne güzelleşmektedir. Cumhuriyet caddesi baştanbaşa parke ile döşenmiş, etrafmda geniş yaya kldınmlan yapılmıştır. Şehrin her tarafında birçok beton binalar yükselmekte, mahalle aralanndaki yollar yapılmaktadır. Halkımızm istirahati için muhtelif parklar yapılmış olup bunlar dan Belediye ve Halk Partisi parklan bilhassa gönül ferahlatıcı yerlerimiz dendir. Gönderdiğim resim Belediye parkıni göstermektedir. Cumhuriyet Abone şeraiti Nüshası 5 knrnştur. Türkiye Haric için için Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. Altı aylık 750 » 1450 » Üç aylık 400 > 800 » Bir aylık 150 M Yokhır