CUMHURIYliT Istanbul sporuna müspet îşi tetkik eden komisyon, son toplantıbir veche nasıl verilîr? ilk vesını yaptı Bu, herşeyden ziyade bir irşad ve terbiye meselesidir Artık itiraf etmek zamanı gelmiş olmak itibarile münakaşasmda bir mahzur olmasa gerektir ki tstanbul spo runda senelerdenberi devam edegelen gayritabiî vaziyetin izalesine, bu vaziyetin idamesinden mes'ul olanlan ya bu işlerden uzaklaştırmak, yahud da onlara tek durmalarını tenbihle baş lanmak üzeredir. îstanbul sporcularını pek yakmdan tanımak itibarile diyebiliriz ki bunla nn ayrı ve haşan bir zümre olarak tanınması çok yanlış bir telâkkidir. Bu gencler, Ankaramn, îzmirin, yahud da Konyanm genclerinden farklı de ğildirler. İçlerinde birkaç fazla şımar mış varsa bunun mes'ulü evvelâ onların mensub olduklan kulübler, sonra da tatbik edüen cezalarm birkaç ay sonra affedilmesi keyfiyetidir. İstanbul sporundaki gayritabiiliğin şekil ve mahiyeti şu suretle hulâsa edilebilir: 1 Kulüblerde disiplinsizlik, 2 Sporcular arasında disiplinsizlik. 3 Muhtelif spor şubelerinde ve bilhassa futbolda her sene değişik tarzlarm muayyen bir programa tâbi olmaksızın tatbikı, 4 Kulübculük hlslerinin hertürlü mülâhazalardan ileri götürülerek bu uğurda sporun yüksek menafiinin ayak altına abnması, 5 Yüksek murakabeye karşı kafa tutmak istiyen zümrenin menfi faali yetleri, 6 Sporculanmıza spor terbiyesi yerine arkadaşları arasmda düşmanlık hislerinin aşılanmış olması, 7 Sporda hakkma razı olmak yerine türlü türlü kombinezonlarla üste çık mak arzulan. Kötülüklerin esaslanm yukanya şöyle sıraladıktan sonra bunlan şimdi teker teker inciliyelim. 1 ve 2 Kulüblerde ve sporcularda disiplinsizlik meselesi, sporda başlıba şma tetkik edilecek bir derddir. Hangi memlekette olursa olsun o memleketm karakterine göre bir disiplin yaratmak şart olduğuna göre bizde yaratılması icab eden disiplinin şekli tesbit edilmek ve bundan inhiraf etmemek lâzımdır. Halbuki derecelerine göre bizdeki ku lübler ve sporcular, (bazan sporcu lar disiplinsizliğe kulübleri tara fmdan doğrudan doğruya değilse bile zımnen teşvik olunmaktadırlar.) disiplinsiz hareket etmeyi iftihar e dilecek bir iş telâkki etmektedirler. Başta gelen kulüblere bakarak onları taklide yeltenmek suretile spor disiplinini ihlâl eden ikinci kategori kulübleri bu işte biraz mazur görmek İcab eder. Baştaki kulübler kendilerlnde, mevcud nizamları ihlâl kudretini bu lurken, İkinci derecedekl kulüblerin bu ihlâl işine yeltenmeleri tabiî görülmek lâzımdır. Disiplinsizlik işinin önüne geçmek büyük bir mücadeleyi istilzam edecek mahiyette bir iş telâkki edilmemelidir. Hüsnü niyetle çalışacak anasın bir araya toplamak ve mevcud ni zamları kat'iyetle ve büyük kücük bütün kulüb ve efrada seyyanen tatbik şartile disiplin işi üç beş ayda başanlacak mahiyettedir. Esasen disiplini bozan ekseriyet değil. ekallikalil ve üç beş kişiye inhisar eden bir zümre olduğun dan bunların menfi faaliyetlerinin önüne geçilmek. maksadın husulüne kifayet edecektir. dan mülhem olarak tatbik edilen programlar gerek tatbik. gerekse verim bakımından mahzurlan ihtiva etmekte dir. Meselâ, millî küme yapayım der ken İstanbulun çok eski kulüblerinin mağduriyetine sebeb olmak ve geçen sene kararlaştırılan esasları bu sene tatbik etmemek suretile ekseri kulüb lerin haklı olarak memnuniyetsizliğini celbetmek gibi hatalar ivi bir program çizememekten ileri gelmektedir. Ge çen sene millî küme yapılırken, geride kalan sekiz kulüb arasında, en büyük teşvik merkezi sıkletini teşkil edecek bir karar verilmişti. Bu karara göre, İstanbulun millî küme sonuncusile sekiz kulüb birincisi arasmda otomatik su rette yer değiştirilecekti. Bu kararın tatbikı bu sene tehir edileceğine dair duvduğumuz haber doŞruvsa bir hata işlenmiş olacaktır. Çünkü gelecek sene ne gibi bir karar verilecegi hakkında şüpheler uvanmasını mucibdir. Sık sık değişmek ihtimali olan gayrimuayyen ve programsız hareketlerin de İstanbul sporundaki gayritabiilikte âmil olduğu muhakkaktır. İstanbulda bir daimî sergi binası yapılmasınm doğru olup olmadığı hak kmda sorulan sualler üzerine Ticaret Odasında teşekkül eden komisyon dün sabah ilk toplantısmı yapmıştır. Belediye komisvondan, daimî bir serginin hangi makam tarafından idare edilmesi lâzım geldiği, serginin ne şekilde idare edilebileceği ve ne kadar bir masrafla idare edilebileceğini sor muştu. Komisyon, bu sualler karşısın da hiçbir müzakerede bulunmağa lü zum görmemiş ve sergi binasmm nerede, kimin tarafından, varidatı nereden temin edilerek yapılacağı bilinmedikçe bunlara cevab verilemiyeceğini tesbit ederek dağılmıştır. Bu suretle bu ilk içtima ayni zamanda son içtima da olmustur. Diğer taraftan İstanbulda bütün vi lâyetlerin iştirakıle daimî bir sergi binası yapılması hakkında îktısad Vekâ letinin yaptırdığı tetkikler ilerlemektedir. Daimî sergi binası meselesi 67 ay uyuyan gene bir kız Amerikalı bir daktilo 67 ay uyuduktan sonra 67 ay süren u zun bir hastalıktan sonra eylulün sonuncu gecesi ölen Şi kago'lu Mis Pat ricia, bu hazin a kıbetile bütün Amerikayı derin surette müteessir etmiştir. Mis Patricia Mac Guire, Amerikanın bütün ruhiyat müte hassıslarını şaşırtan^ GuİTe ve Amerika efkârı umumiyesini heyecana düşüren bu misli görülmemiş derecede uzun uykuya 15 şubat 1932 akşamı, işinden avdet ettikten sonra yatmıştı. Patricia, 25 yaşında, uzun boylu, ince, esmer, çok güzel bir kızdı. Bir licarethanede daktilograf olarak çalışıyor, Şikago'nun tenha bir mahallesinde, gü zel bir köşkte, annesi ve kızkardeşile birlikte oturuyordu. O akşam, işinden yorgun dönen gene kız, biraz istirahat etmek üzere hemen yatağına uzanmış, ertesi sabah saat dokuza geldiği halde uyanmadığını görüp meraka düşen annesinin bütün gayretine rağmen gözlerini açmamıştır. Bu hal 3 ay sürmüştür. Bir ölüden farkı, yalnız kalbinin çarpmasmdan ibaret olan güzel Patricia, bu üç ay zarfında en ufak bir hareket yapmadan, bir tek söz söylemeden, gözleri kapalı, mütemadiyen yatmış uyumuştur. Üçüncü ay nihayetinde, bir akşam birdenbire gözlerini açan Patricia, annesile kızkardeşinin sözlerini anladığını, fakat konuşmağa, cevab vermeğe kudreti olmadığını par maklarmı hafifçe oynatarak anlatmıştır. Güzel kızı tedavi eden doktor, bu uyanışı bir iyileşme alâmeti olarak karşılamış ve Şikago'nun en meşhur ruhiyat mütehassıslarını çağırarak hastasını muayene ettirmiştir. Fakat, bu meşhur üstadlar da, Patricia'nm hastalığını, mes lektaşları gibi, son derece şayanı hayret bir uyku hastalığı olarak teşhis etmekten başka birşey yapamamışlardır. İş, matbuata aksetmiş, meşhur Freud'un bir şakirdi, hastayı, üstadmın tatbik ettiği tedavi usulü ile iyi etmeğe çalrçmış ve hastanın, müthiş bir buhran neticesinde, tamamile hususî mahiyette bir nevroz haline müptelâ olduğunu söyle miştir. Bunun üzerine yapılan tahkikat îşin esasını meydana çıkarmrçtır. Hastalığın sebebi, Patricia'nm, 15 şubat 1932 de, nişanlısile çok şiddetli bir münakaşada bulunduktan sonra, «Artık aramızda her şey bitmiştir» diyerek ondan ebediyyen ayrılmış olmasıdır. KANSIZUK îdn En muntahip etibba tar=f ından tertlp edümistir. 5 Birincitesrin 1937 Norasteni, zaflyet vc Chlorose Çifteler Harası Direktörlüğünden: 1 Hara için 32862 kilo bakla ile 45 bin kilo mısır 25 eylul 937 den itibaren 15 gün müddetle açık eksiltmive konulmuştur. 2 Baklanın muhammen bedeli 3286 lira 20 kuruş olup muvakkat teminatı 246,5 liradır. Mısırın muhammen bedeli 2700 lira olup muvakkat teminatı 202 lira 50 kuruştur. 3 thale 11 teşrinievvel 937 pazartesi günü saat 14 te Eskişehir Veteriner Direktörlüeünde yapüacaktır. 4 îsteklilerin 2490 sayılı kanunun 2 ve 3 üncü maddelerindekl şartlan haiz olmaları ve teminatlarını keza bu kanunun 17 nci maddesine göre vermeleri lâzımdır. 5 Bu işlere aid şartnameleri görmek istiyen isteklilerin pazardan maada hergün İstanbul ve Eskişehir Veteriner Mahmudiyede Hara Direk törlüklerine müracaatleri ilân olunur. (6485) BERLITZ 373 istiklfll caddesi Akşam lisan kurları FRANISCA INGiLiZCE Y. s. Haftada 3 ders Ayda 4 liradır. Amelî rt tatölkl kamblyo Kr. 35 Venl monasebe usıüü 122,50 Ticari nıalumat ve bankacılık 105 îktısad ilmi 87^0 Ihtısaa muhasebelerl (şlrket, sanayl, zlraat, banka) 175 Ticarî ve malî hesab 1 inci kısun 70 Zihnl hesab kaidelerl 20 Logaritma cetvelleri (yeni rakam) 56 Yeni hesabı ticari (muıassal eser) 200 Malî cebir (Lstikraz ve sigorta hesabları) 100 Başlıca satıs yerl: tkbal Kltabevi Profesör K, Kömürcan'ın Tıb Fakülte*inde tayinler Tıb Fakültesi ikinci dahiliye hasta lıkları kliniği röntgen mütehassıslı&ma doktor Hekmann ve geçen sene ölen Fen Fakültesi zooloii profesörü Na vil'in verine de profesör Kosswig ge tirilmistir. kâğıd üzerinde değil, müspet sahalar üzerinde çalışma imkânlarını bulacak lardır. Hulâsa, tstanbul sporunun hayrına olarak alınmakta olan tedbirleri yalnız kulübler ve sporcular değil, bütün ts tanbullular canügönülden alkışlamak tadırlar. Seneler var ki tstanbul sporu kombinezonlara, zümrevî menfaatlere kurban edilmiş ve arada ne olduysa spora olmuştur. Bilhassa futbolda bocalamaktan kurtulamayışımızın başlıca sebeblerini bu kombinezonlarda arar sak güçlük çekmeden, buluruz. Sporu yükseltmek için alınan ve alınacak bütün tedbirler ihtiyacdan doğ duğuna göre, bunların muvaffakiyetini temin için hepimizin elbirliğüe çalış mamız bir vazifedir. NÜZHET ABBAS Arabkir Şarbaylığından: 1 Kasabaya altı kilometre mesafeden getirilecek içme suyuna aid keşif ve projenin yapılması 13/9/937 gününden itibaren aradaki tatil günleri sayılmamak üzere yirmi gün müddetle eksiltmiye konulmuştur. 2 Yapılacak proje ve keşif içme suları projelerinin ne suretle hazırl?nac&ğma dair olan talimatnamenin 6 ncı maddesinin bütün fıkralarına göre ihzaı ve ikmal edilecektir. 3 Gene bu talimatname mucibince yapılması icab eden diğer hu • susat dahı tamamlanacaktır. 4 Bu işi yaDmak istiyenler tekliflerini birincitesrin ayının altına çarşamba günü saat 16 ya kadar Arabkir Belediyesine bildireceklerdir. 5 Edilen teklif Komisyonca muvafık görüldüğü takdirde istekliye malumat verilecek ve icab eden teminat almdıktan sonra kat'î ihalesi ya • pılacaktır. Bu işi yapacakların ehliyet kâgıdı ibraz etmeleri mecburidir. 6 Eksiltme kapalı zarfladır. Teklif mektublarının ihale saatinden bir saat evvel yetişmesi lâzımdır. 7 Bu hususta fazla izahat almak istiyenlerin Belediyemize müracaat etmeleri üân olunur. (6375) 4 Müfrit kulübculük hislerinin a leyhine nekadar söz söylense yeridir. Biz bunu gerek haricde, gerekse teşki lâtta vazife gördüğümüz günler pek yakmdan tecrübe ettik. Dünyada gözünü kulübculük hisleri bürümüş, körletmiş bir insanla, değil münakaşa etmek konuşmak dahi zordur. O herşeyi kulübünün gözlüğile gördüğü için ne istekle rinde, ne de itirazlarında mantıkla ha reket edemez. Bu itibarla müfrit ku lübcüler işe karıştırılmadıktan başka, Türk sporu üzerinde menfi tesirler vücude getiren bu halin önüne geçmek de farzdır. Bunun da bizce en kestirme yolu herşeyden evvel irşad ve dürüst iş gören heyetleri iş başma getirmektir. 5 Yüksek murakabeye karşı kafa tutmak istiyen zümrenin iş başmdan uzaklaştırılmaları prensip noktasmdan hal ve tatbik mevkiine konmuş olmak itibarile bu vadide fazla söz söylemeği zaid görmekteyiz. Ancak bu zümrenin Türk ve istanbul sporuna zarar vermiş olduklarını da burada tekrardan kendimizi alamıyoruz. 6 Sporcularımıza spor terbiyesi aşılamak meselesi de kulüb disiplini ve müfrit kulübculük hisleri taşıyanların faaliyetlerine, meydan verilmiyerek bu faaliyetlere kat'iyetle nihayet vermek suretile halledilecek bir meseledir. Spor meydanı bir^er meydanıdır. Orada rakiblerle çarpışıldığı zaman bu rakibleri hakikî düşman telâkki etmek ahlâk düşğünlüğünden başka birşey ifade etmez. Ancak sporcularımıza bu hissi aşılamak istiyenler gene o muayyen zümre olduğuna göre, onların işten el çektirilmek suretile bu işin de halledileceği muhakkaktır. Sporcularımıza. rekabetin gayriahlâkî hadlere kadar götürülmesindeki mahzurlan göster mek uzun bir iş değildir. Hem öndeki suimisaller kalkmca tabiî hale avdet bir gün veya ay meselesidir. Zannedildiği gibi senelerce mücadele meselesi değildir. 7 Spor meydanlarında halli lâzım gelen işlerin masa başma intikalı hep hakkma razı oîmamak hastalığmdan doğan bir iştir. Bu derdi de kat'iyyen eminiz ki sporculardan ziyade kulüb cülük hastaları körüklemekte ve yarat3 Muhtelif spor şubelerinde ve bil maktadırlar. Bunların faaliyetleri ber hassa futbolda her sene değişik ve ek taraf edilir edilmez, masa başı münakaseriya gene bazı kulüblerin arzuların şaları da bertaraf edilecek ve heyetler Dişlerlne tablf beyazlığı vermek için BAYAN AYTEN, ARKADAŞLARININ NELER YAPTIKLARINI ÖGRENIYOR. Nihad, artık benl sevmiyor. EHşle • rim çirhln ve •ararmiftır. Artık difletlm d«hm beyaıdtr. Eskîşehire gidecek güreşçiler Pazartesi Eskişehir Demirspor kulübü tarafın dan davet edilen Galatasaray güreş takımı yedi sıklet üzerinden tesbit edil miştir. Teşrirrievvelm onunda Eskişe hirde müsabaka yapacak olan Galata saray güreş takımı için aşağıda isimleri yazıh güreşçiler seçilmişlerdir. 56 kilo Çakır Ahmed, 61 kilo Kenan, 66 kilo Şevket, 72 kilo Faik, 79 kilo Hüseyin, 87 kilo Adnan, ağır sıklete de Çoban Mehmed. KOLYNOS1 hcrtta ıtam. Mev8İmin son yüzme müsabakası Şlmdl de cidden par* lak ve tehhardıriar. Salı r Beyoğlu Halkevi tarafından tertib edilen mevsimin son yüzme müsabakaları pazar günü Heybeliadada yapılacaktır. Mevsimin son yüzme müsabakalarına Hastalığın, sebebi keşfedilmiş olmasıîstanbulun bu sporla alâkadar bütün na rağmen ilâcı bulunamamış ve Patri kulübleri davet edilmiştir. Müsabaka cia, tam 67 ay uyanmadan uyumuştur. lara pazar günü saat ikide başlanacakBu müddet zarfında, bir defa zatürrietır. ye, bir defa da dimağ uru hastalığına yaHakem kursu açılıyor kalanan Patricia, iki ameliyat geçirroiş T. S. K. Güreş Federasyonu Hakem ve ikinci ameliyattan sonra ölmüştür. kursu başkanlığmdan: Güzel Patricia'nm bu harikulâde ma Güreş hakemi yetiştirmek mak sadile tstanbulda 1 ikinciteşrin 937 cerasını gazetelerde okuyanlar ve resmiden itibaren bir ay devam etmek üzere ni görenler arasında pek çok kimseler oaçılacak olan hakem kursuna her mü nun vaziyetile alâkadar olmuşlardır. seccel sporcu iştirak edebileceğinden Patricia'ya gıyaben âşık olanlann gön bugünden itibaren kursa devam ede derdiği irili ufaklı hediyeler sayısızdır. ceklerin Cağaloğlunda C. H. Partisi merkezindeki Güreş Federasyonuna Zavallı hasta kızm, bir tanesini bile açıp müracaat ederek keydolunmaları teb okumadığı ilânıaşk mektubları yirmi bej liğ olunur. bini bulmuştur. Düş önüme! Metrdotelin odasmda araştırma baş ladı. Fakat hiçbir netice alınamadı. Frankl ve memurlan odadan çıkacaklan sırada, bir aralık aşağı inmiş olan kapıcının koşa koşa geldiğini gördüler. Metrdotelin avdet ettiğini haber vermeğe gelmişti. Miralayın evinde kullandığı sofra ve mutfak takımlarını aşağıya bırakmış, odasına çıkmağa hazırlanıyordu. Frankl: Bekliyelim, gelsin! dedî. Birkaç dakika sonra, 24 numaralı ajan, odasına giden koridora girmiş, ilerlemiş, oda kapısını açınca polis memurlarile burun buruna gelmişti. Memurlar dan ikisi onun kollarını yakalamışlar, Frankl, alaycı bir tavırla: Dişlerlnize tabiî güzelliği vermek için yeni ve emin bir usul vardır. Bu usul, donuk ve sararmış dişleri hemen bir lâhzada beyazlatır. Eski diş macunlarım kullanan binlerce kişi, KOLYNOS namı verdikleri bu yeni ve müessir diş macununu kullanmağa başlamışlardır. Onun şayanı hayret tesiri, tamamen başka fennî bir nazariyeye müsteniddir. KOLYNOS vakit kaybehneksizîn dişleri çirkinleştiren san tabaka KOLYNOS CREME DENTIFRICE yı giderlr. KOLYNOS terkflbin'de kıymetli maddeler mevcuddur. Tesiri seridir. KOLYNOS kullanarak tabiî beyazlığa kavuşan dişler sa» yesinde cazib ve sehhar bir tebessüm temin edilmiş ve arkadaşlarınızm takdir nazarlarını celbetmiş olursunuz.KOLYNOS'u kullanınız. Hayrette kalacaksınız. SEHER VAKTİ Yazan: Çeviren: şam, miralayın köşküne gÖnderilen Pa lasotel metrdoteli hâlâ köşkte mi acaba? Hayır, gitti. Bu münasebetle, ben de size birşey haber vermek istiyorum. Telsiz telgraf muhaberatı için tertib edilen yeni şifre anahtarını bu akşam çalmağa teşebbüs ettiler. Miralay, bu gece köşke, hizmet etmeğe gelen Palasotel metr dotelini derhal tarassud altına almanızı sizden rica ediyor Bu adamı gözden kaçirmamak çok faydalıdır. Çünkü üzerinde el'an mühim evrak bulunnıası ihtimali vardır. Şayed bir haber olursa, bize Belve derestrasse'ye lutfen telefon edersiniz. Maurİce Dekobra 38 Hamdi Varoğlu XIII Öyle mi? Akşammız hayır olsun binbaşım. Birşey soracaktım... Bu ak Yeni bir oyun verdi. Otel kapıcısına telefon edildi ve Palace'da, hakikaten Groener isminde bir metrdotelin bulunduğu anlaşıldı. Bu adamm, miralay Pennwitz'in evine, hiz| met etmek için kendi arzusile gidişi Frankl'ın şüphelerini takviye ediyordu. Binbaşı Herzenin telefonda söylediği sözler işi büsbütün vahimleştirmişti. Polis Müdürü: Polis Müdürü Herr doktor Sigmund Frankl, telefonu elinden bıraktı. Karşısındaki masada, Avusturya Alman hududu hususî komiseri Schlesinger oturuyordu. Arkasmda, yeşil bir yün pardesü, ayağında kalm kunduralar vardı. Ekspresle, biraz evvel, Pragdan Viya naya gelmiş ve derhal âmirini ziyarete koşmuştu. Topladığı bazı malumatı ona bildirmek istiyordu. Getirdiğim malumatı çok kuvvetli bir membadan topladım, dedi... Alman gizli zabıtasına mensub Hüsgen'le dün sabah görüştüm... Berlindeki arkadaşlar, Palace oteldeki metrdoteL Groener'in, Ingiltere hesabına Viyanada çalışan en tehlikeli casuslardan biri olduğunu tesbit etmişler... Bu adamı tarassud etaıek lâzım. Frankl, adamlarma derhal talimal Hay, hay binbaşım. Ben de bu a damı takib ettirmeğe hazırlanıyordum zaten... Şüphelerimi takviye ettiniz.. Der hal icabına bakılacağına emın olabilirsi • nız. Azizim Schlesinger, dedi. Zannederim ki kaybedilecek vaktimiz yok. Groener denilen bu adamı tarassudla vakit geçirmek tehlikeli bir iş olur. Ben, memurlarımı yanıma alıp otele gideceğim ve herif orada değilse, odasmda bir araştırma yapacağım. Şüpheli birşey görürsem derhal tevkif ettiririm; aksi takdirde sıkı bir tarassudla, kat'iyen eminim ki, herifi kırk sekiz saate kalmaz ele geçiririz. Groener, hapı yuttun! demişti. Bir çeyrek saat sonra, Polis Müdürü24 numaralı ajan, sükunetini muhafaza nün otomobili Palace otelin önüne gel ederek cevab verdi: mişti. Frankl, kapıcıya sordu: Anlamıyorum... Beni tevkif mi e Metrdotel Groener nerede? diyorsunuz?.. Sebebi nedir? Sebebi, Avusturyanın düşmanı o Arzettiğim gibi, bu akşam mîralay Von Pennwitz'in evine akşam yemeği lan devletler hesabına casuslukl Aldanıyorsunuz, mösyö... Ben cavermeğe gitti. sus değil, Palace otelde altı aydanberi Odası nerede? Beşinci katta, avluya bakan 46 çalışan bir metrdotelim. Hiçbir zaman, hakkımda en ufak bir şikâyette bulunulnumaralı oda. mamıştır. Ben casus ha? Bunda bir yanlıjlık var! Hakikati şimdi anlanz. Üstünü arayın! Polis memurlan, metrdotelin elbise sini inceden inceye muayene ettiler. Şüpheyi celbedecek bir kâğıd çıkmadı. 24 numaralı ajan, karyolasının kenanna o turmuş.; kendisinden emin bir adam tavrile onlara bakıyordu. Frankl, adamlan na, metrdotelin esvablarını iade etmele rini söyledi ve kendisine: Giyin bakalım! dedi. Teşekkür ederim, efendim... îs terseniz odamı da baştanbaşa arayınız, gizliyecek hiçbir şeyim yoktur. Evet, vakıâ burada birşey bulamadık... Fakat daha işimiz bitmedi... Bu akşam, Palace otel tarafından gönderi len akşam yemeğini vermek üzere miralay Von Pennwitz'in evine gittiniz değil ortasında iskambil oynamakla meşguldü* ler. Frankl haykırdı: Herkes ayağa kalksın!.. Ben Polis Müdürüyüm... Ahçıbaşı nerede? Şişman, kırmızı yüzlü bir adam, askerlik ettiği zamandan kalma bir itiyadla, Frankl'ın karşısında esas vaziyeti aldı ve cevab verdi: Ahçıbaşı benim efendim. Bu akşam miralayın evinde kullanılan mutfak takımlarını göster bana! Ahçıbaşı, metrdotelin getirdiği kirli takımlan gösterdi. Frankl masaya yak laştı ve memurlarla birlikte, tabakları, tencereleri muayeneden geçirdi. Birdenbire, memurlardan biri, gümüş bir salata tabağının altmda, üzeri rakamlarla dolu bir iki yaprak beyaz kâğıd gördü. Kâğıdları Frank'la gösterdi. Polis Müdürü, yüzünde memnuniyet alâmeti belirerek 24 numaralı ajana döndü: Bunlar ne? Evet efendim. Hiç.. öyle bir rakam.., Yeni bir Pekâlâ... Şu adamın ellerine keRulet oyunu tertib ediyorum da... lepçe vurun... Tamam.. Şimdi, bir de Frankl, onun lâkırdısını yarıda kesti. mutfaga inelim! Kâfi.... dedi. Anlaşıldı, yürü baFrankl önde, hepsî beraber aşagı ka kalım. ta indiler. Ahçı yamakları, bulaşıklarm (Arkası var)