21 Afustos 1937 CUMHURIYET Çocuk Masalları Ejderhalar kralınm sarayında, Japon efsanesi Çok eski zaman rda Japon adala aın en küçükle nden birinde Matınaga isminde genc r balıkçı vardı. u zavallı delikanh > k fakirdi. Malu ülkü bir çatlak ndal, bir yırnk ağ, r de kamıştan ya11 m ı ş kulübedcn aretti. Tek ba na olsa neyse.» tza kanaat edip oıracaktı. Fakat ih yar ve alil annesile ibasma, son gün rini rahat ve siikun erisinde geçirtmek tiyordu. Onun için :reden beş para ızla kazanabilirim, ıye her an, her daka kafa yoruyor, hin patlatıyordu. Sanki bu sıkıntısı etmiyormuş gibi m günlerde çıkan üthiş fırtına ve orıhğı kasıp kavuran tayfun hep oturduğu danın civannda dolaştıklan için balığa kmak maksadile deniz ortalarına açıl lasını da imkânsız bir hale koymuştu. lalbuki evde de iki üç tutam çayla bir ise pirincden başka, yiyecek içecek, çbir şey kalmamışü. Onun için Matsunaga o gün, ne olurı olsun, diye küreklere yapışıp biraz zaklara gitti ve ağım denize atıp saat rce bekledi. Ağın her çekişte boş ol uğunu gördükçe kızıyor, sinirleniyor, ıkat mutlaka annesine, babasma bir gıa götürmek mecburiyetinde olduğu için rar ediyordu. Nihayet son atışında ağın enannın hareket etmekte olduğunun farına vardı. Yukan kaldınnca örgülerin rasmda şirin bir gümüş balığının çırpınıakta olduğunu gördü. Sevinc ve mem uniyet içerisinde tam elini uzatıp da bağı alacağı vakit, sevimli gümüşün dile elip söz söylemeğe başladığına şahid ouıca şaşıp kaldı. Balık: Kardeşim, diyordu, tek balıktan e zengin olur, ne de fakirleşirsin.. Bana cı, canıma kıma!. Şurada kaç dirhemlik tim var, onu yemesen ölmezsin ya.. Haluki benim için can pazarı.. Bir daha [ünyaya kabil değil gelemem. Eğer bei tekrar denize sahverirsen elbet, ben de cizane sana bir iyilik ederim.. Matsunaga bu tatlı lâkırdılara şöyle evab verdı: Dostum.. Eğer tek başıma ölsaylım, senin kat'iyyen canına kıymazdım. lele konuşan bir balığa insan acımaz tıı?.. Fakat kulübemde ihtiyar ve alil anlemle babam aç ve biilâc bekliyorlar.. îabahleyin oradan çıktığım vakit ancak >ir iki tutam çayla bir kâse pirinc var !ı. Tabiî onu da şimdiye kadar yiyip biirmişlerdir. Gümüş balığı îse hayat kaygusile herecanlı heyecanh sözüne devam etti: Annenle babanm bir günlük de de;il, bir öğünîük yiyeceğini tedarik etmiş OBUR Kimisl yer çok yemek, Yani aç gözlü olur!... Bu huy ayıblanır pek, Onlara denir: Obur!• Perhîz, buna mukabil, En iyi bir ilâcdır!... Oburun karnı değil Çünkü gözleri açtırL • Ziyafette bir adam Saldırmış yemeklere; Yirmi tabak yemiş tam, Bayıkp düşmüş yere!... Zorla açılmış gözii, «Nasılsınız?..» demişler.. Obur demiş şu sözü: «Biraz peynir ekmek ver!. • Gültinc olurlar bövle tşte bütiin oburlar!.. Sismanlavınca hele Pek çabuk vorulurlar!... Ne fazla ye. ne de az; ; Gövde bövle beslenir!... Yemek icin yaşanmaz, Yaşanmak için yenir!... FAYDAU BtLGÎLER { Dünyanın en büyük kömür parçası Amerikada Pıttsburgh civarmdaki maden ocaklarında çalışan amele 7 ton sikletinde bir kömür parçasını kırma • dan, parçalamadan olduğu gibi çıkarmağa muvaffak olmuşlardır. Bu parçanın şimdiye kadar ihrac edılen komur par« çalarının en büyüğü olduğu zannedıl • mektedır. Kömür parçası yakındaki büyük şehirlere götürülerek 10 cent duhulıye mukabilınde halka gösterilmekte • • • |merakh Garib bir müsabaka! Amerikada ormanlardan kesilen ağaclar, dunyanın birçok yerlerinde olIngılterenin Shirley Templ'ı ismini taşıyan küçük artist Binkie Stuart'ın haline bakın! Ne ciddî cıddî kürek çekiyor. Bilmeceyi çözenler dir. Toplanan para, bu parçayı çıkar • ma uğrunda canlarım dişlerme takarak çalışan ameleye verılecektir. Bu işçilerin neticede büyük birer servete konacakları zannedilmektedir. Çünkü duhu» lıyeden hâsıl olan yekun günden güne kabarmaktadır. Argentine Cumhuriyetinin kadın polisleri Amerikada Argentine Cumhuriyeti • nin en güzel plâ]i Mar del Plata'da her sene annelerını, babalarını kaybeden binlerce çocuk bulunmaktadır. Bazılan pek küçük oldukları için adreslerini tarıf edememekte, ebeveyinlerini söyli yememektedırler. Bu işte bir kolaylık olsun diye Ar gentine Cumhuriyeti bir kadın polia sin ne çıkar.. Onlara ömürlerinin sonuna kadar sefalet yüzü göstermemenin kola yım bulmak lâzımdır. Bakıyorum ki kalbin bana acıyacak kadar merhametli.. Benliğin ise, bugün şu fırtınalı, tayfunlu havada balığa çıkacak kadar cesaretli.. Gel seni Ejderhalar Krahnın sarayına götüreyim.. Oradan istediğin kadar altın alabilir, zengin olursun.. Kendin de 5 lünciye kadar rahat eder, anneni, baba duğu gıbı nehırler vasıtasıle sevkolu nur ve çok kere suya bırakılan kütük nı da mükemmel yaşatırsın! lerln üzerine bakır derili yerlıler bineEvet, gümüş balığı bu Japon delikanrek tıpkı bir kayık üzerinde imiş gibi lısının karakterini çok iyi keşfetmişti. bu kütükleri idare ederler. Son günlerMerhametli olduğu kadar da gözü pekti. de bu çeşid işe alışmış yerliler arasında Kendisinde bu meraklı maceraya atala bir müsabaka tertıb edilmiş, on metro cak derecede kuvvet ve kudret buluyor uzunluğunda kütükler üzerine binen du. Oh.. Küçüklüğündenberi bu saray müsabakacılar 2 kilometroluk bir mesave oradaki servet ve haşmet hakkında fede suya hiç düşmeden gıtmek mec neler işitmemişti.. Fakat şimdiye kadar burıyetmi kabul etmişlerdir. Müsabaoraya gidenlerden hiç kimse sağ ve salim kaya giren 22 kişiden F. Gurgelo ismındönüp gelmemişti. Peki.. Ne olacaktı.. de bir melez birinciliği kazanmış ve 1000 liralık mükâfatı almıştır. Açlıktan annesinin babasının gözü önünde kıvrandığmı seyre devam etmek daha Fatinin kurnazlığı mı iyi idi.. O halde ya ölecek, yahud da Küçük Fatinle annesi bir gün acele zengin olacaktı. eve dönmek mecburiyetinde idiler. OMatsunaga bir dakika daha fazla te tomobile bindiler. Kapmın önüne gel reddüd göstermeden gümüş balığını de diği zaman taksimetre 96 kurus. yaz nize fırlattı. Arkasından kendi de siyah mıştı. Fatinin annesi çantasını karış dalgaların arasma dalıp kayboldu. tırdı, 80 kuruştan fazla para çıkmadığrnı Epeyce yüzüp de denızın dıbine vâsıl görünce müşkül vaziyette kaldı. Fatin olduğu vakit ayaklan ince bir kum taba hemen: Zarar yok anneciğim, dedi, şoföre kasının üstüne serpilmiş rengârenk çakıl taşlannın üstüne bastı. Diğer taraftan be rica edelim, bizi 16 kuruşluk geri gö yaz mercanlann arasında o vakte kadar türsün! hiçbir balıkçının görmediği çeşid çeşid balıklar yüzüyorlardı. Matsunaga bu kalabalık içinde arkadaşı gümüş balığını güçlükle seçti. Küçük balık ona bağın yordu: Hoş geldin kardeşim, hakikaten çok cesur bir insanmışsın.. Korkma, eğer benim sözlerimi dinliyecek olursan ailenin yanına sağ, salim dönersin. Hem de istediğin kadar altmı da beraber götürmek şartile.. §imdi, arkamdan gel.. Bu yol doğru Ejderhalar Krahnın sarayına gider. Yalnız evvelce Namazu denilen dev balığm hâkim olduğu araziden ge çeceğiz.. Vakıâ, korkunc bir hayvandır amma, karşısında fazla cesur görünürsen fenalık yapmağa cür'et edemez. Gümüş balığı bir ok hızile ilerledi, balıkçı da onu takib etti. Artık kumlar, mercanlar kaybolmuş ve yerlerind büyük kayalara, acayib taşlara terketmişlerdi Suyun rengi de gittikçe koyulaşmış ve iki metro ilerisi görülmez bir hale gelmişti. Genc balıkçı ile rehberi ilerliye ilerliye dar bir geçide geldiler. îşte burası Na mazu'nun karargâhı idi. Yavaş yavaş kendısi de bizzat göründü. Kocaman bir kayanın üzerine kıvnlrp yatmıştı. Vücudü bir balinadan daha büyük olan bu ejderhanın yüzü tamamile insana benziyordu. Matsunaga'yı görünce ejderha başmı şiddetle kaldırdı, kuyruğunu hid detle salladı ve bu hareketler suda köpük ler ve büyük dalgalar husule getirdi. Sonra korkunc bir homurdanma ile: Sen kimsin, dedi, ne cesaretle gelip beni rahatsız ediyorsun. Bilmiyormusun ki şimdiye kadar burada nice insan evlâdlan son nefeslerini teslim efcmiştir. Çocuk portreleri Bandırmada Fahir Tekelinin deniz safası Bümeceyı doğru çozenlerden bıze fo Okyay. 8 istanbul Lisesi 945 Cemal. toğraf göndermiş olanların resimlerini basmıya devam edıyoruz. Fakat burada 9 Adapazarı ilk okul Hüseyin oğld resmi çıkmak mutlaka hediye kazanmış Hahd. olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka 10 îstanbul Erkek Lisesi Necib Ezananlarm isimleri her ayın ilk hafta senbel. sında neşrolunan listeye yazılır. Sol 11 Kasımpaşa orta okul 103 Niyazi dan sağa sıra ile: 12 Havza Merkez ilk okul 22 Na 1 Afyon Yenice köyünde Perihan ciye. 13 Çemberlitaş Meşrutiyet han Aslan. 2 Çorlu Mecıdeddin mahallesinde Hüseyin Işıl. No. 3 Ahmed Cenger. 14 Çorlu ilk okul 353 Süreyya 3 îstanbul 24 üncü ilk okul 741 Dinçer. Oğuz. 15 Ankara Gazi ilk okul 151 Cahid 16 Hereke Mensucat fabrikasında 4 Paşabahçesi încir köy bakkal 261 Hasan. Mustafa kızı Melıha Gürsulu. 17 Çanakkale Cevadpaşa mahal 5 İstanbul Davudpaşa orta okul 532 Haberin yok mu ki ben bir babşta kim Ahmed. lesi Rıhtım caddesi 110 No. da Nüket. olursa olsun onu bir iskelet, bir kadavra 18 Kadıköy orta okul 194 Hatice 6 Beyoğlu 11 inci ilk okul 639 Kadir haline getirebilirim.. Sana buraya gel 7 Ankara 10 uncuyıl Gazi okulu Uzdil. mek için cesaret veren kimdir, nedir? Balıkçı da sesin* gürültülü bir eda vererek haykırdı: Bana buraya gelmek için cesaret veren anneme babama karşı olan sev gimdir. Ben fakir bir balıkçıyım. Onlara son günlerini iyi geçirtebilmek için biraz paraya ihtiyacım var.. Onu Ejderhalar Kralınm sarayındaki hazinelerin birinden tedarik etmek isüyorum. Bu sözler karşısmda Namazu'nun hiddeti geçer gibi oldu: Açık kalbliliğin hoşuma gitti de likanlı, dedi, onun için sana birşey yapmıyacağım. Hem de vücudün o kadar etli ve yağlı değil.. Binaenaleyh ancak dişimin kovuğuna gidersin.. Sana karşı iştiham kabarmadı. Müsaade ettim, geç, yolun açık olsun. Yalnız saraym asıl kapısındaki muhaftz ejderhalan kandıra bilecek misin bilmem.. Ejderha balık lâkırdısım bitirdikten sonra gene kayanın üstüne sükunetle kıv rılıp yattı ve genc balıkçı da gümüş balığını takiib ederek ilerledi. Biraz sonra her taraftan garib bir yeşil ziya hücum ederek iki arkadaşın gözİerini kamaşurmaya başladı. Kırmızı ve beyaz mercanlar, zebercedler, yakutlar tekrar her tarafı kapladılar. Sağlı sollu kesme billurdan yapılmış köşkler göze çarpıyordu. Bunlardan her biri ejderha lar saltanatıran ileri gelenlennin köşkle riydi. Baba • Oğul: Yenl zengmler 7İrfzasi Ue iöm 'getecek 2efa > teşkilâtı vücude getirmiştir. Bu kadın polisler annelerini, babalarını kaybetmiş çocukları buldukları vakit onları hususî bir müesseseye götürecekler, e« beveyinleri meydana çıkıncıya kadatı orada muhafaza edecekler ve bakacak* lardır. , Ağustos bulmacası j Yukarıkı levhadakı maın şekillerınm sol taraftaki en aşağıya tesadüf eden kalm siyah çizgıliden başlıyarak her birinin içine öyle harfler yerleştiriniz ki neticede sıra üe aşağıya yazdıgımız kelimeler meydana çıksın. Her kelimenın son harfi çıft çizgıli mainlerin içine isabet edecek ve ayni harf kendisinden sonra gelen kelımenin ilk harfini teşkil edecektir. Bir kumaş, nazik olmıyan, bir coğ • rafya tabiri, cakalı, bir malı hile ile kıymetmden fazla satmaklık, elbise, uzuv» larımızdan ikisi, vücudümüzde dolaşan su, şeref ve haysiyet, her zaman içtı ğimiz. Bu bulmacayı doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye iki lira, üçüncüye münasib kıymetli bir hediye takdim olunacak ve diğer yüz kişiye de muhtelif mükâfatlar verilecektir. Ce vablann ağustos sonuna kadar «Cum • huriyet Gazetesi Çocuk Sahifesi> adresine gönderilmesi lâzımdır. Geç kalanlar hediye alamazlar. Bilmeceyi doğru çozenlerden bize fotoğraf gönderenlerin resimleri de sıralan geldiği vakit gaze« teye basılır.