20 Ağustos 1937 CUMHURÎYET ASKERÜK BAHİSLERİ Iktısadî hareketler Yunanistan, haricî ticaretimizde sekizinci mevkii işgal etmektedir. 1936 senesi zarfmda Yunanistana ihracat 2,026,208 lira, yaptığımız ithalât da 574,027 liradır. Bu suretle 1936 senesi zarfında Yunanistanla yaptığımız ticarette lehimize 1,452,101 lira bir fark olmuştur. 1935 senesinde bu fark 1.486,450 lira idi. Diğer taraftan Yunanistan, bizden aldığı mallara yüzde yirmiden fazla döviz de verdiği için, bizim en iyi muşterilerimizden biri olmuştur. Yunanistana ihrac ettiğimiz başlıca mallar şunlardır: Canlı hayvan 844,157 lira, balık 371,985 lira, maden kömürü 261,116 lira, palamut 176,708 lira, fidan, çiçek, mevaddı nebatiye ve döküntüleri 123,370 lira, yumurta 109,972 lira, zahire 86,572 lira, mevaddı hayvaniye ve mamulâtı 24,864 lira. Yunanistandan ithal ettiğimiz başlı ca mallar ise şunlardır: Müstahsalâtı nebatiye 186,094 lira, kımyevî ve tıbbî maddeler 63,584 lira, cam 62,779 lira, nebatî yağlar 60,263.lira, her nevi demir ve çelik 42,953 lira, boya 24,620 lira. makine 20.535 lira, mevaddı hayvaniye ve mamulâtı 18,985 lira, muhtelü taşlar 17,505 lira, deniz ve hava nakliye vesaiti 11,104 lira. Japon dretnotlanndan birisi Gazeteler, Yunanistanla aramızdaki tayyareler ise mekteb ve tecrübe tayyareBundan evvelki yazılarmızda (21 ve ticarî münasebetleri daha ziyade getemmuz tarıhli Cumhuriyet) J aponya leri haric olmak üzere 472 tanedir. Her nişletecek yeni bir ticaret muahedesiÇinin kara ordulanm hulâsa etmiştik. ikisi 800 tayyare eder. Bu rakamların nin imzalanmasının takarrür ettiğini, ı yazımızda da ıki tarafın deniz kuv 1931 yılına aid olduğunu ve o vakitten bunun için yakında bir heyetimizin Aberi tayyare sayısının mütemadiyen artı tinaya gideceğini ve yeni ticaret mua tlerinden bahsedeceğiz. rılmakta olduğunu kaydedelim. Japon donanmcuı hedesile iki memleket arasmdaki ticarî Japonya donanmasını ve deniz kuv münasebetlerin daha ziyade inikşaf eJaponya, dünyamn en büyük denizc: •vletlerinden biridir. Umumî tonaj iti vetlerine bağlı tayyarelerini artırmak için deceğıni yazdılar. Yukarıki rakamlardan da görüldüğü ırile İngiltere ve Amerikadan sonra ge 1934 ten 1938 e kadar 124,000,000 İn. Japonya donanmasımn asıl muhanb giliz lirası sarfına karar vermiştir. Deniz veçhile biz Yunanistana canlı hayvan, ıvvetleri inşa edilmekte olanlarla bera hava kuvvetleri, 1938 de en seri ve en balık, madenkömürü, palamut, fidan, büyük tayyarelerle mücehhez 31 bölük yumurta ve zahire ihracatmı pekâlâ • r şöyle hulâsa edılebüir: arttırabilecek bir mevkideyiz. Çünkü 10 Muharebe gemisi : 291,570 ton ten mürekkeb olacaktır. 1934 te Yunanistana canlı hayvan ih Donanma mürettebatile deniz hava 6 Tayyare gemisi : 88,470 » racatımız 1.350.285 lira, madenkömürü 44 Kruvazör : 304,805 » kuvvetlerinin insan mevcudü, 1932 de ıhracatımız 693,470 lira, fidan ihraca 28 Muhrib : 151,619 » 86,849 muvazzaf ve 52,839 ihtiyat ol tımız 203,247 lira. yumurta ihracatımız 147,331 hra, zahire ihracatımız da 172.106 37 Denizaltı : 93,779 » mak üzere 139,688 kişi idL Japonyanın millî müdafaa bütçesi lira idi. Şimdi gene bu rakamları bula 55 Gemi : 920,243 » Bu muharebe donanmasında 75 mili 193637 senesinde 1 milyar 159 milyon bileceğimiz gibi pekâlâ onları aşabili letrehğe kadar 1595 top ve 1575 torpi 400 bin yendi. Bunun 507 buçuk milyo riz de. Çünkü iki memleketin coğrafî nu orduya, 552 milyonu da donanmaya vaziyeti bunu emretmektedır. Diğer tao kovanı vardır. raftan Yunanistana pamuk, yün ve tifBu muharib gemiler haricinde binlerce tahsis edilmiştir. tik de satabiliriz. Çin donanmast jnluk büyük küçük mayin dökücü, maBütün mesele Yunanistandan yapacaÇinin deniz kuvvetleri, Japonyanınkile ğımız ithalâttadır. Çünkü bizim Yunain tarayıcı, gambot, denizaltı anagemisi, enizaltı muhrıbi, nehir gambotu, raekteb kıyas kabul etmiyecek derecede ehemmi • nistandan satın alabilecek eşyamız yokyetsizdir. emisi ve «aire vardır. tur. Bu meyanda cam, kimyevî ve tıbbî Çinin en büyüğü 4300 ton, en küçüğü maddelerin ithalâtını arttırabıleceğimiz Japon donanmasımn gerek gemiler, erekse mürettebat itıbarile dünyamn en 1650 ton olmak üzere 9 kruvazörü var gibi yapacağımız en mühim iş, Yüna leri gelen deniz kuvvetlerinden biri ol dır. Bu gemilerin süratleri de 24 ile 19 nistanm da istihsal ettiği tütün, kuru üzüm. kuru incir, zeytinyağı gibi mad luğunu ve bütün Japon gemilerinin Ja mil arasındadır. Toplan da 203 milimetdeleri harice bizim satmamız olacaktır. »on tersanelerinde yapıldığını kaydede re ile 152, 140, 120, 102 mihmetre ara Bu vaziyet karşısında bu Yunan mal im. 1900 senesinde küçük hafif kruva sında tehalüf eder. Bazıları 1897 de, larının paralarım haricden biz alacağız örler yapan Japon tersaneleri, 19,700 en yenileri 1932 de yapılmış olan bu 9 ve buna mukabıl de Türk malı satacaonluk ilk büyük zırhlıyı 1905 te Yoko hafıf kruvazörün Japon donanmasma ğız. Şımdilık kuru üzüm ve kuru incir uka tersanesinde denize indırmişler ve karşı koymalanna imkân yoktur. üzerinde böyle bir anlaşma yapılmak ü aponya ile Çinin deniz kuvvetlerine bir bakış Yunanistanla ticarî münasebatımız Bozcaadada torpillenen ikinci Ispanyol gemisi Gene meçhul bir denizaltı gemisinin attığı torpille yaralanan Armuro vapuru hemen sabile teveccüh ederek karaya oturdu Para farkı arrafların en özlü sermayelennl teşkil eden para farkı değil. Maliyecilerin yuvarlak hesab yürütmek ve bu vürütüs sırasında ufaktefek kesirleri s;elir sütununa koymak suretıle hiç yoktan yarattıkları para farkı da değıl. İstanbuldan şuraya buraya çil altın götürüp ve bu altınlann saf gözlerde yaratbğı saskınlıktaL istifade edıp sudan ucuz denilecek bir paha ile kâğıd para toplıyan açıkgözlerin ceblerini şişiren para farkı dahi değıl. Ben eski ve yeni ne1 siller arasında düsünce bakımından husule gelen para farkı üzerinde bir nebze durmak istiyorum. ıponyanın 255 son sistem gemiden mürekkeb ve r milyon tona yakın müthiş deniz kuvvetine ukabil Çinin yalnız 26 bin tonluk 15 gemisi vardır 1909 da ikmal etmişlerdir. Bugünkü Ja)on dretnotlan içinde 1912 de inşasma >aşlananlar da olduğuna göre, Japonyaun, 12 sene gibi nisbeten kısa bir zanan içinde harb gemisi inşaatı bacımından en yüksek mertebeye çıkacak cadar bir tekâmül göstermiş olduğu anlajilır. Çinin 1912 yılmda yapılmış 390 tonluk ve 32 mil süratinde 2 tane yeni torpitobotu ve 1907 de yapılmış 4 tane 96 tonluk ve 23 mil süratinde küçük torpi dobotu vardır. Böylece Çin filosu umumî tonajı 26,034 olan 15 gemiden ibarettir. Bunlar 97 top ve 38 kovanla mücehhezdir. Çinin hiç denizaltı gemisi yoktur. Bunlar haricinde 53 tane gambot, şalopa, avizo gibi yardımcı gemisi vardır. Gambotlar, 20 bin küsur tonluk 25 gemidir. İçlerinde 1895 te yapılmış eskileri olduğu gibi, 1930 da yapılmış yeni leri de vardır. Tonajları, en büyüğü 1900, en küçüğü 425 olmak üzere muhteliftir. Süratleri de 10 buçuk mil ile 20 mil arasında tehalüf eder. Toplan 102. 120, 140, 152 milimetre çapındadır. Japon donanması ise 1595 top, 1575 kovanla mücehhez 920,000 tonluk 255 zeredir. Bu anlaşma, şayet tütün, zeytinyağı gibi maddelere de teşmil edile bilirse Yunanistanla olan ticaretimiz fevkalâde artmış olacaktır. İfade çaprasık düstü galıba. Oyleyse izah edeyım: Eski devırlerde bir kaleme on kuruş aylıkla çırağ olmak, vırmi yıl ;cinde bes yüz kuruş maasa ermek büyük bir nimet savıhrdı. Gerçi bir memura ilk ağızda verilen on kuruşun geçim muvazenesınde sıfırdan büyük bir tesiri olamazdı. Fakat beş yüz kuruşla üç dört nü« fusun hayatı temin olunurdu ve o miktar maaşla geçinen aileler ortahalli sayılırdı. Böyöle az miktarda aylığa nail olmak» Geçenlerde cenubî Akdenizde torpillenerek batırılan Campeador tan duyduklan bahtiyarlığı parlak neşivapurunda müthiş infilâk d?ler, tantanalı kasidelerle terennüm eden (Baştarafı 1 m« sa/ıı/ecieı İhtilâlciler ilerliyor şairler bile var. Dünkü fıkramda münarılmıştır. Denizaltı gemisi, Armuro karaSantander 19 (A.A.) Cephe: sebet düşürerek kendisinden bahsettiğim ya vururken dahi onu takib etmiş ve bir Reisona'nın şimalınde icrayi harekat defa daha torpillemek için fırsat aramış etmekte olan nasvonaiıst kolu, bu şehrı tarihçi Süruri de onlardan biridir. Sadı« razam Yeğen Mehmed Paşanın lutfedip tır. 25 kilometro geçmiştir. kendisine on ıki kuruş aylık bağlaması Franco ordumna iltihak eden üzerine o zeki ve bilgin şair, bakınız, neŞehrimize gelen malumata göre Ar milisler ler söylüyor: muro'nun kurtarılması mümkün görül Bilbao 19 (A.A.) Radio Espamektedir. Fakat kardan kurtulduğu tak na tebliğ ediyor: Kapudan ayda on iki kuruş etti bana tayin dirde denizaltı gemilerinin tecavüzü deNasyonalistlerin kıtaatı, dün Reino Yeğen Paça ki nakdi lutf ile tabh lebaleb* dir. vam ettiği takdirde İspanyaya nasıl gidesa'nın 18 kilometro şimalınde, Santan Diremdari huruf ile muayyen oldu tarihım ceği şüphelidir. der'e 45 kilometro mesafede kâin Orena Süruri babı âsaftan vazıfc aldı ensebdir. tngilterenin verdiği karar mevkiini işgal etmişlerdir. Gene bu Süruri, bir memuriyette istihGeçen gece 1700 milis nasyonalist Londra 19 (A.A.) Bundan böyle kakindan fazla olarak aldığı elli kuruşu herhangi bir ıngiliz ticaret gemisine açık lere iltihak etmiştir. geri vermek zorunda kalınca şu kıt'a ile denizde taarruz edecek olan bütün gemiMadrid cephesinde asabiyet yanık yanık inlemişti: lere Ingiliz harb gemileri, birguna ihtarMadrid 19 (A.A.) Bütün gece ve da bulunmaksızın ateş edecektir. Salâ sabahm ilk saatlerinde Madrid cephe Mansibımdan bana zaid olarak elli kuruş hiyettar bahriye mehafiline nazaran salı lerinin çoğunda asabiyet görülmüştür. Geçmiş idi geri red olsa gerek besebelli Şimdıden fartı teessufle dedım tarıhim: günü neşredilmiş olan ve bazı iphamlara Bu asabiyet bilhassa Universite mahal Dustu hayfa ki Sururinin elinden elli! yol açmış bulunan tebliğin bu suretle tef lesinde fazla idi. Tüfek ve mitralyöz güGelişigüzel seçtiğim şu örnekten anlasir edilmesi muvafık olacaktır. rültüleri bütün gece devam etmiştir. şıldığı üzere eski nesil, on iki kurus aylığı nimet ve elli kuruş cereme ödemeği felâket sayıyordu. Bugün mektebden çıkar çıkmaz yüz lira ve mümkün olursa iki yüz lira aylığa konmayı, sekiz on yıl içinde de barem cetveli dışında bir aylık elde etmeği ülkü edinen gencler var. Nitekim Deniz Ticaret mektebinden bu sene şehadetname alan (13) gene kaptandan sekizi veya dokuzu Denızyollarında mülâzim olarak kırk lira aylıkla çahşmayı heder saymışlar ve mesleklerini bırakıp ba$ka işler bulmağa teşebbüs etmislerdir. Havayollarmın tayyareleri geldi Işte eski ve yeni nesil farkı,.. arasındaki para M. TURHAN TAN Af. TEZEL Vapur tenezzühii Galata Çocuk Esirgeme kurumu, muhtac yavrular menfaati için 21/8/937 cumartesi günü saat 15 te tertib ettiği vapur gezintisine hayırsever halkı davet etmekle şeref duyar. Biletler, Galata Nahiyesi binasmda Çocuk Esirgeme kurumunda ve o gün vapurda satılmaktadır. Devlet Havayollan idaresi tarafından yeni açılacak hava servisleri için hazır hklara devam edılmektedir. Eylulde Izmir ve Adana havayolu da seyrüscfere açılacaktır. Bu hatlarm şimdiye kadar açılama masma sebeb tayyarelerin azlığile em gemiden mürekkebdir. Bu vaziyette Çin niyet meydanlarının ikmal edılmemiş olfilosunun Japon gemileri tarafından ya masıydı. Şimdi İngiltereye ısmarlanmış kalanır yakalanmaz, imha edıleceği mu olan ve saatte 235 kilometro sürate malık hakkaktır. bulunan yedi tayyarenin de inşaatı bit A. D. miş ve bunlardan bir tanesi evvelki gün nin içine baktı: Nasıl şüphe, sevgilim? Melike, başını geriye çekti: Seni, burada tanıyanlar çıktı. Nasıl tanıyanlar? Hem de eskiden tanıyanlar. Ve gene kadın, gene hasta kızı, onun bütün söylediklerıni kocasına anlattı, anlatırken göğsünün genislediğini, kalbinin sızılarının dindiğini hıssediyordu; sonunda: Oh! şimdi, ferahladım, dedi. Şekib, acıyarak gülüyordu: Boşuna üzülmüşsün, sevgilim... En küçük bir şüphen olsa, gene söyle. Ben, bu kızı tanıdığımı da hatırlamıyo rum. Ziya, belki tanıtmıştır; fakat Ziyanın o kadar çok tanıdığı vardır, ve o kadar çok ınsan tanıtır ki... Hem, ortada, şüphe edecek birşey de yok... Melike, kocasınm ellerini avuclan içine alarak sıktı: Böyle söyleme... Burada, şüphe, en korkunc bir yılandır. Buradan, bir yere gidemiyorsun. Evinde de oturursun amma, içinde; istediğin zaman, istedığin yere gidebilmek hürriyetinin emniyeti vardır. Burada, o, yok... Bir yere gidemezsin, kimseyi göremezsin, kimse ile konuşamazsın... Elin, kolun bağlıdır. Elin, kolun bağlıdır amma, hayalin, bir Yeşilköye gelmiş ve dün sabah Anka raya hareket etmiştir. Diğer tayyareler pazartesi günü ge lecektir. Bunlar 4 motörlü olacak ve 14 yolcu alacaklardır. Havayolları idaresi tarafından ingiltereye ısmarlanmış olan çift kumandalı mekteb tayyaresi de dün Yeşilköye gelmistir. İki kişilik olan bu tayyarede Ha vayollannın pilotlarile yeniden mesleğe girecek gencler talim göreceklerdir. Sarıyer kaymakamı Sarıyer kaymakamı Recai mülkiye müfettişliğine tavin edilmiştir. Japon donanmasımn kuvvetleri hava Halk Opereti Halk opereti bu ay sonuna doğru îz mire gıdecek ve fuarda temsiller vere • cektir. Karadeniz Boğazı sabık topçu kumandam emekli mirliva General Fuad, dün Anadoluhisanndaki evinde Alla hın rahmetine kavuşmuştur. Cenazeal bugün kaldırılarak ailesi makberesine defnedılecektir. Melike, susmuştu, başını kocasınm di* zine dayadı, gözlerini kapadı. Şekib, onun saçlarını okşuyordu; karısmın, kendı dizinde uyumasını istemi « yor değildi. Melikenin sıcaklığmı, vücudünde duymağa, nekadar zamandanberi hasretti. Fakat, o, bu kısa ve daracık tahta kanape üzerinde, yan yatmakla, çok rahatsız olacaktı: Melike, uyuyacak mısın, sevgilim? Gene kadın, uyku dolu bir sesle ce vab verdi: ; Dizinde uyumak istiyorum. Fakat, burası hiç rahat değil, çocuğum. Ben, öyle rahatım ki... . • Kür zamanı geldi, sevgilim. Burası, öyle iyi ki... Haz ve keyif içinde kendini bırakı veren gene kadının kapalı gözleri, yan açık dudaklan, saadetle gülümsüyordu; Şekib de ayni saadetin huzurunu, ferahlığını kalbinde duyuyordu, her ne pahaya olursa olsun, bunu bozmamak iitiyordu. Fakat onu, odasında bulamayınca, doktorlar, hemşireler merak etmiyecek ler miydi? Melike, doktora karşı da ayıb! Seni, odanda göremeyince, cam sıkıhr. Sonra, ben de vakitli vakitsiz gelemem. İArkası var) Japonyanın kara ordusundaki hava kuvvetlerinin bir hesaba göre 1025, diğer bir hesaba nazaran da 1300 tayyareden mürekkeb olduğunu yazmıştık. Deniz ordusundaki hava kuvvetleri ise ikiye ayrılır. 1 Donanmadaki gemilerde bulunan tayyareler, 2 Sahil kaleleri em rindeki hava kuvvetleri. Donanmadaki tayyarelerin yekunu 329 dur. Sahil kalelerinde ve deniz üslerindeki Edebî tefrika : 46 Yazan Bu, Şekibin sesi idi. Melike, çarpın tısını durdurmak için elini boğazına gö türmüştü. Şekib, ince ara yoldan, etrafma bakmarak iniyordu; gene kadın, çarpmtısını yenmişti; parola ıslığı çaldr, çamlann arasmdan Şekibi gözetledi. Etrafına dalgın bakınan Şekib, bu ıslık sesile birden ürpererek canlanmıştı; eğildi, çamlann arasında Melikeyi gö rünce koşmağa başladı. Onun yanma yaklaştığı zaman, bir an durdu; yepyeni, harikulâde birşey görüyormuş gibi, sevinerek, şaşarak baktı; sonra, kollarmı a çarak karısını kucakladı, ve havaya kaldırdı. Bir an süren havaya kalkıp yere basma, göklerde aylarca dolaşmış kadar Mehkenin başını döndürmüştü. Gene kadın, kocasınm koluna girdi, üşüyen bir çocuk gibi ona sokuldu, sığmdı: Koruya inelim. Kür zamanı gelmedi mi? Daha yanm saatimiz var. Sen bilirsin sevgilim. On bahçenin kenarından sarkarak ko Mahmud Yesari ruya indiler. Melike, kocasınm koluna asılıyor; gözlerini onun yüzünden, gözlerinden ayırmadan konuşuyordu: Sana, çok söyliyeceklerim var, Şekib... Bu birkaç gündür, seni çok özledim. Amma, nekadar özledim bilsen... Hain, sen, benim mevkiimde değılsin. Daima, bunu söylüyorum, bunu tekrar ediyorum mu? diyeceksin. Bu, bir ha kikat, sevgilim. Senin, etrafın var; senı meşgul edebilir, ve nihayet, sen de meşgul olabilırsın. Bir boşluk, yalnızlık içinde, kafanla ve gönlünle basbaşa kal da, sevmek, ne demekmiş! Düşünmek, ne demekmiş! Beklemek, ne demekmiş! Şüphelenmek, ne demekmiş! Sen, o zaman anlarsın. Fıstıklığın karşısında, yol üstündeki badem ağacmın altma konmuş tahta sı raya oturdular. Gene kadın, elini, kocasınm omzuna koydu: Kaç gündür, kelbime kara bir benek gibi yapışan bir şüpheyi artık söyliyeceğim. Saklamak boşuna. Şekib, onu çenesinden tuttu, gözleri yarış atı gibi koşmaktadır. Onu, durdu Ve kulağına fısıldadr. ramazsın. Hayaller, vehimlerle de karı Yakında mikrobum kalmıyor. şınca, cehennemî bir yarış başlıyor. DizŞekibin gözleri parlamış, yüzü ışık gınler ellerinden kaçıyor, gem vuramı lanmıstı: yorsun. Durgunluk ve sessizlik, bu ya Kim söyledi? rışa, daha hız veriyor. Geçen gün, mikrob muayenesi ya Neler söylüyorsun? pılıyordu; ben de, hani o, ara küçük soMelike kocasınm ellerini bırakmıştı, fada, röntgene girmek icin sıramı bekliyordum. Işte, o zaman öğrendim. sesi yorgundu: Cok ivi, Melike... Çok sevindim. Bırak... Beni, süphelendirtme... Melike, kocasmın koluna sarılmışt:; Senden, başka bırşey istemıyorum. Anlıyor musun? Başka birşey istemiyorum. yüzünü, gözünü, onun omzuna sürüyor, Şekib, onun başını göğsüne doğru çek bir çocuk sokulganlığı, şımarıklığıle söytı, saçlarından öptü: lüyordu: Benden şüphelenmiyeceksin, yav Mikrobum kalmıyor... Doktor da, rum. Başkalannın sözlerıne değil, bana, röntgende yaramın küçüldüğünü ve kainanacaksın. Ne duyarsan, ne düşünür panmak üzere olduğunu söylüyor. De sen, herşeyi bana, açıkca söyliyeceksin. mek ki, birkaç günlük iş... Artık evimize O zaman, boşuna üzülmekten kurtulur dönebileceğim... Hiç çekinmeden seni ösun. pebileceğim... Senden şüphelenmiyece Melike, başını kaldırdı, kocasına uzun ğim... Öyle değil mi, kocacığım? Niçin. uzun baktı: birşey söylemiyorsun ? Neye, evet, demiyorsun ? Bunu söylemek de kolay değil... Bugün, niçin söyledim, biliyor musun? Seni dinliyorum, karıcığım. Şekibin cevab vermesini beklemedi, Sabah rüzgân... Sabah serinliği... onu omuzlarından tuttu: Çamlann taze kokulan... Korunun aşa Yakında, beraet kararı alıyorum! ğı eteği ortasından geçen suyun şırıltısı... Ellerini ağır ağır aşağıya indirdi; ko Ağackakanlann, hiç bitmiyen tıkırtılan... casının anlamadan bakışına güldü, güı Tarladan tarlaya sürü halinde konup dü: kalkan kargalann paslı çıghkları... Aradabir duyulan bir motör hmltısı..« Beraet kararı alıyorum.