CüMHTJRÎTEl 29 Temmtıt 1937 POff Umumî çeşmeler Bütün çeşmelerden terkos suyu verilecek Hıfzıssıhha Meclisi, gerek Sıhhiye Vekili Refik Saydamm riyasetinde yaptığı ilk içtimada, gerekse Vekâlet Hıf zıssıhha Dairesi Umum Müdürü Asım Arann başkanlıgmda yaptığı ikinci içti mada tifo vaziyetini tetkik ve hastalığın amillerini araştınrken şehirde bir su epi demisi mevcud olmadığına karar vermiş ve gazetelere de o suretle beyanat ve rilmişti. Bununla her iki içtimada da Istanbulun muhtelif semtlerinde mevcud 150 yi mütecaviz umumî (Kırkçeşme) çeşmelerinin kapatılması ve yerlerine Terkos çeşmesi yapılmasına karar vermiş, müstacel kaydile bu karann tatbikı Be lediye Sular idaresine tebliğ edilmişti. Şehrin umumî sıhhati mevzuu bahsoldu ğu için Belediye Sular idaresi de derhal faaliyete geçerek bu 150 çeşmeden mühim bir kısmını, düne kadar Terkos çeşmesile değiştirmişh'r. Duymadıklarımız ve bilmediklerimîz Galatasaray kulübünün ooncu yıldonumu şampiyonu Admira ve Avusturya Yunan güreşçileri ve atletleri şehrimize geliyorlar Talâksız hafta Tek, fakat kat'î çare Bazı memleket ler, iktısadî buhrana çare bulmak maksadile, etsiz hafta, balıksız hafta, şekersiz hafta, yahut meselâ patates haftası, üzüm haftası gibi, muay yen bir gıda maddesinin yenmeme si veya yenmesi esası üzerinden bir takım haftalar tesis ettiler. Amerikanın İndiana eyaletinde, Benjamin isimli bir hâkim de, kendi dairei kazası içinde, bir «talâksız hafta> usulü koymuştur. Muhterem hâkim Benjamin'in, belki, kendisi için de istirahat vesilesi olur diye koyduğu bu usulün, Amerikada en korkunç salgın hastalıklar kadar tehlikeli bir hale gelen boşanma iptilâsının önüne ne dereceye kadar geçeceğini bilememekle beraber, teşebbüsünün asıl hedefi, her şeyden evvel, halka, evliliğin kutsiyetini öğretmek olduğunu söylüyor. Amerikada, talâk salgını yüzünden anasız ve babasız kalan çocukların sayısını, hâkim Benjamin 100,000 olarak bulmuştur ve boşanma illetinin asıl sebebini, evlilerin malî muzayakasma atfediyor. Hâkim Benjamin, evlilik bağlannın çözülmesi yasağını tatbik için tayin ettiği bir hafta zarfmda, boşanma fikrine saplananların intibah hâsıl edebileceğini de hesab ediyor. îşin asıl şayani dikkat tarafı, bu muhterem hâkimin, meseleyi para lâfına getirip tatlıya bağlamasıdır. Diyor ki: «Federal hükumet, zaruret çeken ailelere, az faizle ikrazatta bulunmahdır.> Az kurnazca çare değil. Şayed federal hükumet, M. Benjamin'in teklifini kabul eder de sarraflığa başlarsa, bu tedbir, boşanmak istiyenleri bu kötü niyetlerinden vazgeçirtmekle kalmaz, belki, tek başma zaruret çekenleri bile dünya evine sokar. Para neye kadir değil ki! Tecrübe edenlerden sorunuz! Baş, diş, adale ağrılarile üşütmekten mütevellid butün ıstırablara karşı yegâne müessir tedbir bir kaşe Admira takımının mühim oyunculan: Yukanda sağdan sola: Vogla, Urbanek, Schall, altta Marisehk, Phatzer Galatasaraym 33 üncü yıldönümü münasebetile İstanbula gelecek olan Avusturya şampiyonu Admira takımı 1928, 1932 ve 1934 senelerinde Viyana kupası maçlannı kazanmıştır. 7 kere merkezî Avrupa kupasma iştirak etmiş, 1928 de dömifinale ve 1934 te de finale kalmıştır. Geçen mevsim yaptığı turnede Iskenderiyede 102, 40, 74 galib, Kahirede 60, Port Saidde 42, Suriye millî takımına 82 galib gelmiştir. Malta adasında yaptığı 5 maçı da kazanmış, 7 gole karşı 42 gol yapmıştır. 1934 merkezî Avrupa kupasında Rapidi 80 mağlub etmiştir. Ingilizlerin meşhur Huddersfield Tovn takımile yaptığı maçı 30 kazanmıştır. Polonya millî takımma karşı 40, Olimpik dö Marseille takımına 112, Danimarkada 91, Romanyada yaptığı maçlan 62, 72 kazanmışnr. Admira takımı beyaz pantalon, siyah beyaz çizgili forma giymektedir. neşten İbrahim ve Ismaile de 6 şar ay boykot cezası verilmiştir. Bu tahkikatla meşgul olmak üzere şehrimizde bulunan umumî merkez ikincı reisi Adnan, umumî kâtib Nizameddin dün akşam Ankaraya avdet etmişlerdir. Ereğli ve Zonguldak limanlarının ıslahı IBaştarafı l incl sahifede] Ingiliz mühendkleri Zoguldak ve E reğli limanlarında, bu limanların tama • men asrî bir hale konulması, nhtımlannm inşa ve yeni tahmil ve tahliye vesaiti ile takviyesi, menderekler yapılması gibi işleri mahallen etüd edeceklerdir. Deniz Müsteşan Sadullah, bu tetki kata nezaret edecek ve tekrar şehrimize dönerek neticeyi îktısad Vekiline bildi recektir. Hükumet bilhassa, kömür havzamızm bu iki limanını süratle irtşa ettirmek ka rarındadır. Çünkü, kömür ihracatımız seneden seneye arttığı halde sırf yükleme vesaitinin iptidailiğinden ve Zonguldak ile Ereğli limanlarının mahfuz bir halde bulunmamalanndan dolayı yükleme ve sevkiyat işi, kömür istihsalâtrmızla uygun bir şekilde yapılamamaktadır. Bina* enaleyh Ingiliz miihendislerinin tetkiklerinden sonra bu limanların biran evvel yaptmlması işine girişilecektir. Bunlann inşaatına muktazi tahsisat 938 senesi içinde fevkalâde bir surette temin edilmiş olacaktır. ALM AKİlR Mideyi bozmaz, kalbi ve böbrekleri yormaz icabında günde üç kaşe alınabilir. Istanbul Telefon Direktörlüğünden: 13/7/937 tarihinde kapalı zarfla eksiltmesinin yapılacağı ilân ettirilen ve mezkur tarihte ihalesi yapılamıyan 12,000 lira muhammen bedelli 5 kalem fonci borunun pazarlığı 12/8/937 tarihinde yapılacaktır. İlk teminat 900 li radır. Eennî şartnamesi hergün Levazım Daıremizde görülebilir. Taliblerin yukarıda yazılı günde saat 15 te ilk teminat paralarile Direktörlüğümüz Alım Satım Koınisyonuna müracaatleri. (4219) Bulgar güreşçileri kasden mağlub oluyorlarmış Sofya (Hususî) (Zora) gazetesinin yazdığına göre Bulgar Maarif Nezareti Türkiyeye giden profesyonel Bulgar güreşçilerinin Türkiyede daha fazla para alabilmek için kasden Türk güreşçilerine mağlub olduklarını, bunun İz mir, Bursa, Konya gibi yerlerde vuku bulduğunu ve bu suretle Bulgaristanm haysiyetini ayaklar altma aldıklarını nazan itibara alarak bundan böyle Türkiyeye profesyonel Bulgar güreşçilerinin gitmesine müsaade etmiyeceğini ilâve et miştir. Yunan güreşçilerile yapılacak maç Galatasaraym 33 üncü yıldönümü münasebetile İstanbula davet edilen Yunan güreş şampiyonlanndan mürekkeb altı kişilik takım cuma günü Yunanistan Güreş Federasyonundan Vekusis'in idaresi altında şehrimize gelecektir. Yunan güreş takımında 56 kiloda Biris, 61 kiloda Sallis, 66 kiloda Mikroplos, 72 kiloda Marku, 79 kiloda Kampoflis, ağır sık lette de Çardis bulunmaktadır. Yunan güreşçilerile 31 temmuz günü müsabaka yapılacaktır. Karşılaşacak pehlivanlar şunlardır: 56 kiloda Kenan (Galatasaray) Biris, 61 kiloda Basri (Kasımpaşa) Sallis, 66 kiloda Faik (Galatasaray) Mikroplos, 72 kiloda Kandemir (Kasımpaşa) Marku, 79 kiloda Rızık (Kasımpaşa Kampoflis, ağır sıklette Çoban Mehmed (Galatasaray) Çardis. İsveç ve Finlândiya turnesinden sonra hiçbir ciddî maçını seyretmediğimiz gü reşçilerimizin Balkan oyunlarından bir ay evvel Yunanlı rakiblerile boy ölçüşmeleri Türk takımının bugünkü kuvveti hakkında esaslı bir fikir vermiş olacakhr. Bulgarlar teklifimizi reddetmişler! Sofya (Hususî) Bulgar Spor Federasyonunun Bulgar gazetelerine ver diği resmî bir tebliğe nazaran Türkiye Futbol Federasyonu, Belgraddan dönerken, Türk ve Bulgar millî takımları arasmda bir maç yapılmasını Bulgar Federasyonuna teklif etmiştir. Futbol mevsi minin geçmesini ve Bulgar millî takımı nın eylulde mühim maçlar kabul etmesini ileri süren Bulgar Federasyonu Türk Federasyonunun bu teklifini reddetmiştir. Uzun ömrün sartları ömür uzunluğu için insanlann vahidi kıyasî olarak neden dolayı 100 seneyi aldıklanm bilmiyorum. Neden doksan dokuz veya yüz yirmi değil de yüz. Belki yuvarlak hesab olsun diye. Arasıra, bu yüz rakamı etrafında kehanetler savuranlar; bir asır yaşamamn sırrmı guya haber verenler, hatta re çete tertib edenler çıkar. Bu reçetele rin derecei tesirini, reçete sahiblerinin bizzat kaç sene yaşadıklarını araştır makla anlamak pek kolaydır ya, o da ayrı bahis. Şimdi yeni bir rivayet var. Saçsız adamlar yüz sene yaşayamazlarmış. Sebebi? Belli değil. Fakat istatistikler böyle gösteriyorlarmış. O halde, saçlılar yüz sene mi yaşarmış? Hayır, öyle değil amma, uzun ömür, saçı çabuk dökülenerin nasibi değilmiş. Olabilir; fakat iş bununla bitmiyor. Dişlerin de bu meselede mühim rolü varmış. Hele kulak, yani işitme kabiliyetinin, yaşla beraber fazla azalma ması keyfiyeti, uzun ömür bahsinde pek büyük bir ehemmiyet arzedermiş. Al kol kullanmanın rolü kabili inkâr de ilmiş amma, ömründe alkol almıyan nice kimseler kırkmda tekerlenip git iği halde, alkolsüz yaşayamıyan niceeri de asra çeyrek kalaya kadar yaşarmış. Tütün istimali hususunda keyfiyet buna makis. İrsiyetin tesirini inkâra imkân yokmuş. Şimdi bir bütün bu hakikat! leri, bir de, saçsız insanların asırdide olamıya cakları iddiasmı gözönüne getirin; «yüz sene yaşamanın sırn> diye bir şey mevcud bulunmadığına kanaat getirmez misiniz? Bir Ingiliz gazetesi satılık Londra 28 (A.A.) Evening Standardm bildirdiğine göre, «Daily Tele graph» gazetesim'n sahibi Lord Cam Rose, «Morning Post» gazetesini sann almak arzusundadrr. «Morning Post» iki yüz bin Ingiliz lirasına satılacaktır. rak yarışı ismi verilen ve 50 metro sırtüstü, 100 metro kurbağalama ve 50 metro serbest yanşlanndan mürekkeb bayrak yarışı teşkil edecektir. Halkevi derece alacak sporculara madalyalar ve puvan hesabile birinci gele cek kulübe de bir kupa verecektir. Su s p o r l a n hakemlerini davet Galatasaray Denlzcilik Şubesinden: 31 temmuz ve 1 ağustosta yapılacak olan su sporlan müsabakalarında hakemllk etmek üzere Su Sporlan Federasyonu Reisi C€İâl, dfiniz binbaşısı Abdurrahman, Rıza Suerl, İstanbulda su sporu ajanı Behzad, deniz zabiti Sıfckı, Beykoz kulübünden İs mail ve Nedim Arifin cumartesi günü saat 14 te Bebektekl lokalimize teşriflerinl rlca ederiz. GRİpBAŞveDîŞAĞRILAPI NEVRALJİ ARTRİTİZM ROMATİZMA Konya Belediye Reisliğinden: Konya Belediyesi için aylık 150 lira ücretli bir mühendis veya fen memuruna ihtiyac vardır. Talıb olanlarm Nafıa Vekâletine inha edilmek üzere veskalarile birlikte Konya Belediye Riyasetine müracaat eylemeleri ilân olunur. (4591) îngilizler atletizmde Fransızları yendiler Pariste Ingiliz ve Fransız atletleri a rasında yapılan millî karşılaşmayı İngi lizler 54 puvana karşı 66 puvanla kazanmışlardır. SEFALİN Ankarada yapılacak yüzme müsabakaları BASDİS NEMCRİP Kavgalı maçın müsebbibleri cezalandırıldı Galatasaray Güneş maçında çıkan kavga üzerine alâkadarların yapbklan tahkikat sona ermiş ve bu kavgada mes'uliyeti görülenler hakkında verilen cezalar kulüblere tebliğ edilmiştir. Öğrendiğimize göre Galatasaraydan Ekreme bir sene, Lutfiye 9 ay, Reşada 7 ay, Necdete 3 ay, Gündüze 3 ay, Gü Ankara Su Sporlan Ajanhğı üç hafta devam etmek üzere yüzme teşvik mü sabakaları tertib etmiştir. Müsabakaların ilkile üçüncüsü Halkevi namma, ikincisi de mmtakanın teşvik müsabakası olacaktır. \\\ müsabaka 1 ağustos pazar günü saat on dörtte Karadeniz havuzunda yapılacaktır. Bugünün programında 100 metro serbest, 100 metro sırtüstü, kadmlar arasmda 50 metro serbest, 100 metro kurbağalama, 400 serbest yanşlarile atlama müsabakalan yapılacaktır. Atla malarda kırlangıç, ceknayf ve geriye bir perende numaralan mecburî olarak konulmuştur. Günün son müsabakasmı Ankara bay Dağcılık kulübünün bayramı Bursa (Hususî) Dağcılık kulübü nün yaz bayramı bu hafta Uludağda yapılmıştır. Bu bayrama şehrimizin ta nınrnış ve güzide aüelerile tstanbullu ve Ankaralı birçok aileler katılmışlardır. Dağcılann bu seneki bayramı Ulu dağda hakikî bir bayram manzarası doğurmuştur. Çünkü elliden fazla otomobille otobüs buraya, şimdiye kadar görülmemiş büyük bir kalabalık taşımıştır. demdeki sancı çekilmez bir hal aldı. Hele şükür doktor bey yetişti de..^ Başkomiser sordu: Hangi doktor Atıf Bey? Bilmem... Ve etrafına bakındı. Sonra: Bilmem ki. lçinizden biri olacak. Ben inlerken imdadıma yetişti. Allah razı olsun... Şimdi biraz kendimde hafiflik hissediyorum; sancım kalmadı. Başkomiser, muavinine bakarak gül dü: Atıf Bey, ne vakit geldi bu dok tor? Onu da bilmem. Amma herhalde daha gündüzdü. Zile basıp yeğenimi çağırtacaktım.Lüzum kalmadı, meğer o da bana bir doktor bulup göndermiş. Oda dan içeri girince: «Aman doktor, yetişin. Mahvoluyorum, ölüyorum. Sancım gene tuttu!» dedim. Hemen yanıma geldi: «Merak etmeyiniz; şimdi bir enjeksiyonla geçer!» dedi. îşte o kadar. Üst tarafını bilmiyorum.... ve üşütmekten husule gelen ağrıları romatizmayı derhal geçiren eşsiz ilâcdır. man heriflere düştük. Bugün bize yapılan oyun değme babayiğitlerin kârı de ğildir. Düşünmeli ki bizim onları basacağımız akıllarında yoktu. Otele onlar içerideyken gireceğimizi tabiî tahmin etmıyorlardı. Fakat otelcinin dediği doğruysa herifler bizim merdivenden yukan çıktığımızı işitir işitmez nasıl birer oyunla elimizden yakayı sıyırdılar. Bu ne cür'etkârlık... Cür'etkârlıktan ziyade meharet... Tecrübe ve meleke... Bunlar feleğin çemberinden geçmiş iki sabıkalıdır, azızım. Ertesi günü Leylâ, gazetede bu hâdiseyi bütün tafsilâtile okurken çıldıracaktı. Gözleri doldu ve havadisi okuyup bitirdikten sonra dayanamadı. Hüngür hüngür ağlamağa başladı. O halde idi ki yanına gelen Fıtnat Hanımı duymamış, omzuna dokunan elini hissetmemiş ve: Leylâ elile «Gedikpaşa cinayeti» havadisini gösterdi. Fıtnat Hanım hayretle, endişeyle, heyecanla bu havadisi okur* ken gene birşey anlıyamadı: Rica ederim Leylâ, senin bu haber" le ne alâkan var? Bu kadını ve bu erkeğı tanıyor musun? Leylâ elemle başını salladı: Evet! dedi. Sonra ilâve etti. Sami Bey; dedi. Sevdiğim gencin babası... Fıtnat Hanım o zaman her şeyi anhyarak: Ah... dedi. Ne yazık... Vah zavallı adam... Leylâ birdenbire sustu. Gözlerinin yaşını sildi: Hayır anne; dedi. Yalnız yazılt demekle bu işi bırakamam. Artık acıya tahammülüm kalmadı. Ben bunlann intikamım alacağım..r HACI RAŞİD «Cam/inriyef» in milli sergüzeşt romant • 61 ' Belki adamcağızın parasına tama velâ teneffüsü sıklaştı; sonra vücudünün harareti yerine geldi. Bir ara otelcinin: an... Atıf Bey, Atıf Bey... Parasına tamaan bir pansiyon kiSesine kulak asar gibi oldu ve nihayet ralarken öldürür, sonra gelip burada o dasmı basarlar mı? Buna akıl erer mi gözlerini açtı. Su ve yoğurt verdiler. Kalhiç? Adamcağız tesadüfen gittiği evde kıp biraz oturdu. Esasen hasta ve son bir kadm elile öldürülüyor, sonra iki derece bitab olduğu için bir de bu takatmeçhul adam odasında para aramağa ge sizliğe inzimam eden baygmlık adamcağızı büsbütün harab etti. Karşısında üç liyorlar. Ya onun para sahibi olduğunu bi yabancı görünce bunlann doktor oldu lerek geldilerse?.. Ya bütün bu oda hi ğunu zannederek: Ne oldum? Çok fenalaştım değil kâyesi mürettebse? mi doktor beyler? Tamam. Bu da olabilir. Biz de oDiye sordu. Başkomiser: nu anlamak istiyoruz. Fakat akla en ya Merak etmeyin, hiçbir şeyiniz yok. km ve cinayetin tertibine nazaran en muhtemel olan şu bir ay içindeki cina Yalnız bir kaza geçirdiniz. İhtiyar hasta başını salladı, öksürdü: yetlerle gözümüzün önündeki hâdisenin Evet, biliyorum, dedi. alâkadar olduğudur. Onu birdenbire yormamak için sesle Mutlaka «yoktur!» demem; amma rini çıkarmıyorlardı. Neden sonra gene o cihete saplanıp yanlış yoldan gitmiyekendisi devam etti. lim. Biliyorum; birdenbire bunaldığı Doktorun dediği gibi geceyansına doğru hasta yavaş yavaş kendine geldi. Ev mı hahrlıyorum. Gözlerim karardı, mi Neden böyle çırılçıplak yanrdmız? Entarim, hırkam nerede? Doktor çıkardı; temizleniyor. Gene giyeceksiniz... Başkomiser, yanmdakilere baktı ve 6telciye yavaşça: Kendisine son derece sükun ile muamele et. Meseleyi anlatmağa lüzum yok. Dedi ve kapıdan dışan çıktılar. Yolda Başkomiser: Haydudun biri kadınm elbisesini gîyip savuştu. Öteki de benden izin al dı, gitti. Anladınız mı işi şimdi?.. Herif o kadar kurnaz ki birden kendisini hastanm odasma atmış. Onun bir doktor beklediğini anlaymca cebindeki narkotikle biçareyi uyuttuktan sonra soymuş. Entarisini, hırkasını, takkesini giyip yatağa uzanmış ve galiba perdeleri de sıkı sıkıya kapadıktan sonra bizi beklemiş. İnliyen, sızlıyan bir adam görünce, hele otelciden: «Bu odada bir hasta yatıyor!» malumatını aldıktan sonra ona hiç ehemHasta bir müddet durdu. Sonra yor miyet vermedik. Bir kere karyolanın alganın altından elini çıkararak başma gö tma baksaydık mesele ortaya çıkacaktı türmek istedi. Hayretle göğsüne, yorga elbet.., nm altma baktı: Muavin başını sallıyarak: A, dedi. Beni neden soydunuz? Yahu, dedi. Şaka filân değil, ya Fıtnat Hanım: Leylâ ne oldun kızım? Fakat kızım, dedi. Baksana senin Sualine cevab verememişti. zannettiğin gibi değil. Gazete ne diyor? Fıtnat Hanım, Leylânın elinden ga zeteyi alarak evirdi, çevirdi. Onu bu de Okumadın mı? rece müteessir eden havadisi bulamayınca Dedi. Sonra gazetedeki yazınm bir gazeteyi uzath: kısmını okumağa başladı: Leylâ ne okudun, göster b a n a ! . ^ iArkatı vcr\