29 Temmuz 1937 CUMHURİYET SON ıngıliz müdafaa çesi kabul edildi büt Trakya manevraları Ecnebi misafirler için hazırlıklar yapılıyor [Baftaraft 1 inci sahifedel MESELELER Descartes'a niçin muhtacız? Peyami Safa Bilgi için iki yol vardır: Akıl ve seziş. Bu iki yoldan iki büyük felsefe doğ muştur: Akıl felsefesi ve seziş felsefesi. Bergson'a göre, bu iki büyük felsefe metodunu Onyedinci asırda iki filozof temsi! eder: Descartes ve Pascal. Descartes, yeniden kurduğu akıl fel sefesile, muasır fikir dünyasına sıkı bir kafa disiplini getirmiştir. Bu disiplinin temelleri, onun 1637 de yazdığı «Usul Hakkında Nutuk» adlı küçük kitabmda izah edilmistir. (Türk çeye İbrahim Etem tarafından çevrildi.) Birçoklan tarafından modern tefekkürün İncili olarak ele alınan bu kitabın 300 üncü yıldönümü vesilesile 31 tem muzda, Pariste bir Descartes kongresi toplanıyor. Bu vesile ile Cumhuriyette Mehmed Kara Hasanın, Her Ay mecmuasında Mustafa Şekib Tuncun ve Hilmi Ziya Ulkenin Descartes hakkında etüdleri çıktı. Bütün dünya matbuatı, yeni zaman tefekkürünün «Usul Hakkında Nutuk» müellifine neler borclu olduğunu tesbit etmekle meşgul. Descartes'm zekâsı menfiden müspete giden iki yol üstünde çalıştı. Evvelâ menfi yol: Kendinden evvel gelen bütün fikirleri topyekun silmek ve düsünceyi bütün bunlardan tahliye et mek. Sonra müspet yol: Hakikate varmak için önüne çıkan bütün engelleri devirerek hakikiyi sahteden ayıran prensipleri or taya koymak. Bu iki yoldan ikincisi üstünde her filozof yürümüştür. Fakat Descartes'dan evvel hiç kimse, şuurunu maziden gelme bütün fikirlerden temizliyerek bomboş bir düşünce tahtası üstüne yepyeni bir felsefe olânı çizmeği düşünmüş değildir. Yani birinci yolu açan Descartes, kendinden evvelki filozoflarda bir mizac halinde kalan şüpheyi bir metod haline soktu. Usulünün benzersiz yeniliği budur. Kafasından bütün eski fikirleri silen Descartes, varlığı ikrara kendi şuurundan başlar. Varlığı idrak edebilmemiz için şuurumuzun bedihî delâleti kâfidir: «Düşünüyorum, öyleyse varım.» Hakikatin peşine düşmek için üstünde zekâmızın atını koşturabileceği ilk meydan da kendi nefsimizdir. Hakikati bulmak, bizden evvel gelenlerin fikirlerini tekrarlamakla mümkün değildir. Birşeyi anlamak için onu başkasından öğrenmek kâfi gelmez onu bizzat kendimizin keşfetmemiz şart tır. Descartes'ın dünyası mekaniktir. Ya ni muayyen hareketler içinde, bütün buudları ve riyazî nisbetleri sabit, makin< yapılı bir dünya. Onu her şeye kadi Allah çevirir, (mekanizmin bütün haki kati Allahtan gelir.) ve «sırf kemiyet» âlemile madde ve mesafe âlemi arasında tam bir ahenk vardır. Descartes'm bu makineci ve riyaziyeci dünya görüşü, sonraları tekâmülcü ve sezişçi felsefelerin şiddetli mukaveme tine uğramakla beraber, yeni zaman tefekkürünü idare eden büyük prensipler den biridir. Bütün muasır akıl felsefeleri döne dolaşa ona dayanır. Descartes, bir makine disiplinile çalı şan Avrupa kafasını başlıbaşına temsil eder. Bu kafanın Türk omuzlan üstüne iyice oturması ve yerleşmesi için Descartes'ı sevmeğe ve anlamaya şiddetle muhtacız. İki bakımdan. Bir: Kafa terbiyesi olarak. Türk gencliği, hakikati felsefe tari hinde ve kendinden evvel gelmiş felsefe sistemlerinde değil, kendi kafasında ara mayı öğrenmelidir. (Böylece yabancı politika telkinlerinden de zekâsını kurta' nr.) İki: Kafa sistemi olarak. Şark kafası ya skolastik tesiri altında, kör ve surî mantıkla çalışır; yahud cezbe halinde dağınık ve derbeder bir sezişle. Bu, Ortaçağ skolastiği ve mistiğidir. Şarkm derin ilham ve seziş kabiliyetini körletmemek şartile, bu kafayı riyazî bir disipline sokmak için Descartes'a elimizi uzatmalıyız. Pascal insanda iki türlü zekâ bulur: İncelik zekâsı (esprit de finesse), riyaziye zekâsı (esprit de geometrie). Şarkta birincisi bol, ikincisi kıtbr. Descartes bu kıthğın önüne geçecek Avrupa kafalarının en önünde gelir. Nitekim Rönesanstan doğan ve bizim diyara pek uğramıyan Avrupa ruhu da bu kafadan fışkırmış ve etrafa yayıl mıştır. |HEM N ALIN A MIHINA Viva Atatürk! omanyadan Yugoslavyaya geçmek üzere Turnu Severin'den itibaren, Tuna boyunu takib etmiştik. Asfalt olmamakla beraber yeni tamir edilmiş güzel bİT şose, Tuna kenarını takib ederek hududa doğru gidiyor. Karşı tarafta da, Yugoslavya arazisi uzanıyor, orada da bir yolun, yer yer Tuna kıyısını takib ettiği görülüyor. Buralarda Tuna iki taraftaki münhat araziyi müsamahakâr bulduğu için, Rumen ve Yugoslav topraklarının sinesindc istediği kadar yayılmış, genişlemiştir. Fakat sonra, her iki kıyı, nehrin bu taşkınlığma kızmışlar gibi birdenbire yüksel • meğe ve Tunayı göklere baş kaldıran korkunc ve dimdik yarlar arasına sıkış tırmağa başlamışlar. Tuna, bu sarp dağların mengene gibi kendini saran kayalık kucağı arasında, kıvrılıyor, eziliyor, büzülüyor ve nihayet gene genişliyerek rahat bir nefes alıyor. Sdhilin darlaşmağa ve genişlemeğe baş • ladığı yerlerde, kayaların üzerinde, ec • dadımızdan kaldığına ve bir zamanlar buralardan yalnız dostu geçirdiğine şüphe olmıyan eski hisarlar var ki şimdi ha» rab olmuşlar, fakat hâlâ, mağrur ve dimdik duruyorlar. Tunanın ortasında yıllarca hilâle sa • dık kalan ve bugün de bir avuç halkı hâlâ Türk olan Adakale, Tunanm ortasında yükselen güzel yeşil yuvalardan biridir. Adakaleyi ziyaret edemedik; karşı dan kayıkla Romanya kıyısma gelmiş olan soydaşlarla konuştuk. Onlann elin den birer bardak Tuna suyu içtik; Adakale Türklerinin hamalhk ve balıkçılıkla geçindiklerini öğrendik. Sonra yolumuza devam ettik. N/.ıayet, akşamüstr Romanya ile Yugoslavya arasında küçük bir hudud istasyonu olan Basias kasabasına geldik. Burada pasaport ve triptik vizeleri yapıhrken istasyondaki zabıta, gümrük ve demiryolu memurlan bizi çok samimî ve dostça karşıladılar. O gün Rumenlerin millî bayramlanndan biriydi. Romanya Kralınm tayyare ile Paristen Bükreşe avdet ederek tekrar Rumen tahtına oturduğu gün. Basias demiryolu istasyonunda, bü yük bir sofra kurmuşlar, kadın erkek, ihtiyar genc, sivil asker hep başına geçmişler, şarab içiyor, şarkı söylüyor, mızıka çalıyor, eğ!eniyorlardı. Rumen dostları mız, bizi de sofraya davet ettiler. Akşam olduğu ve o gece Belgrada varmak istediğimiz için acele ediyorduk. O kadar ısrar ettiler ki pasaport ve triptik vizeleri yapılırken biz de oturmağa mecbur ol duk. İstasvon memuru: îstanbuldan gelen bir Türk ga zetecisi misafirimizdir. Türkiyenin ve Türklerin şerefine içelim; dedi. O zaman, bir genc, iskemlesinin üstüne fırladı ve kadehini kaldırarak fransırca ve rumence bağırdı: Dünyamn en büyük adamlanndan biri olan büyük dostumuz, Türkiye Cumhurreisi Atatürkün şerefine! Sofradaki 200 kişi ve etraftakiler hep birden ayağa kalktılar, kadehlerini kaldırdılar; sesleri Tuna kıyılarım inletti: Viva Atatürk! Viva Turkiya! Kıpkırmızı bir güneş batıyor, Tunanın sularında kızıl bir sütun bize kadar uzanıyordu. «Yaşasın Atatürk», «yaşasm Türkiye» temennileri ta karşıdaki, Yu goslav kıyıl'arına kadaı gitti; oradan bir akis halinde bize kadar tekrar geldi. Biz, dört Türk de Rumenlere muka bele ettik: « Yaşasın Romanya Kralı, yaşasm Romanya!» diye bağırdık. Oynadıklan millî Rumen havalanna iştirak ettik. Geceyi Basias'ta geçirmemiz, istasyonda misafir olmamız hususundaki temennilerini nazikâne reddederek takriben 10 kilo metro ötedeki Yugoslav hududuna doğru, refakatimizde bir jandarma olduğu halde, yola çıktık. Seyahatimizin en güzel hatıralarından biri, Tuna boyunda, bir köşeye sıkışmış bir Rumen kasabacığında yükselen: Viva Atatürk, Viva Turkiya! Temennileridir. Tuna, bu dostça sesleri, kaç yıldır, duymamıştı. Avam Kamarasmda bazı meb'uslar millî müdafaayı takviye edecek bazı yeni tedbirler * alınmasını ileri sürdüler Londra 28 (A.A.) Avam Kamarasında millî müdafaa tahsisatına müteallik müzakereler esnasında liberallerden M. Archibald Sinclair, müstakil bir lanzim nezareti ihdas edilmesi teklifinde bulunmuştur. M. Lee Amith, amele fırkası namına orduda geniş mikyasta ıslahat icrası için zarurî olan otoriteye ve vesaite malik bir tanzim nezaretinin ihdasını istemiştir. Nihayet M. Wintson Churchill, müdafaa meselesile olan münasebetlerinde askerî ve sivil idareler üzerinde bir kontrol icra edecek ve bütün müdafaa işlerını merkezileştirecek bir nezaret ihdasını iltizam etmiştir. Bütün bunlara cevab veren M. İnskip, hususî müstakil bir nezaret ihdasmın mevsimsiz olacağını söylemiş ve servislerin tanzimini hem de müstakil bir nezaretin yapabileceğinden daha iyi bir şekilde temin eden müdafaa komitesinin icraatmı müdafaa etmiştir. Mumaileyh, komitenin müdafaa için bir plân tanzim etmiş olduğunu ve bu plânın tatbikına devam edeceğini beyan etmiştir. Harib, tayyarelere karşı müdafaa için en ufak teferruata kadar herşeyin derpiş edilmiş olduğunu ilâve etmiştir. Ispanyol nasyonalistlerinin Cebelüttarık civarındaki topları hakkında izahat ve tasrihatta bulunmasını taleb eden M. Churchill'e cevab veren M. İskip, her türlü itminanbahş teminat vermiş ve gerek sahilde ve gerek Algesiras limanında bulunan bu toplann ne Cebelüttarık için ne de deniz ticareti için bir tehlike teşkil etmemekte olduğunu ve Cebelüttarık bataryalarının icabmda bu toplara kolay • lıkla hâkim olacağını söylemiştir. Avam Kamarası, ordu bütçesini 7 reye karşı 325 ve donanma bütçesini 8 reye karşı 325 reyle kabul etmiştir. Amele fırkasının büyük bir ekseriyeti müstenkif kalmıştır. lngilizler hava zabit ve efradt arıyorlar Londra 28 (A.A.) Hava Nezareti, hava ordusu efradının çoğaltılması için, halen izinde bulunan bütün efradı, asker toplayıcısı sıfatile harekete davet etmiştir. Nezaret bu suretle yazdırılacak her muallim asker için 5 şilin, her acemi asker için de 2,5 şilin mükâfat verecek • tir. Ingiliz parlamentosunun tatiti Londra 28 (A.A.) Kabine parlamento tatilinden evvel muallâkta bulunan bazı meseleleri daha halletmek üzere yarın bir kere daha toplanacaktır. Kabine azasınm tatil devresi hakkın daki projeleri, beynelmilel vaziyette salâh vukua gelmis olduğuna birer işaret gibi telâkki edilmektedir. Filhakika öğrenildiğine göre, Nazırların etserisi eylulün 15 inden evvel Londraya dönmek niyetinde değildir. Diğer taraftan parlamento mahafili, dünkü Chamberlainin Grandi mülâkatının Ingiliz Italyan münaseba tında bir iyileşme ümidi vermiş olduğunu da tebarüz ettirmektedir. muhtelif tarihlerde gelecek olan delege ler ağustosun 17 sine kadar Istanbulda toplanmış bulunacaktır. Kendileri res men karşılanacak ve hükumet tarafından misafir edilecektir. Bunun için, Perapalas otelinin hemen bütün daireleri misa firlere tahsis edilmistir. Manevralarda bulunacak ecnebi mümessillerin 50 den fazla olacağı anlaşılıyor. Bu arada Yugoslav, Rumen ve Yunan Genel Kurmayları tarafından gönderilmiş heyetler, İran, Efgan ve Irak devletleri Genel Kurmay reisleri de vardır. Komşumuz Bulgaristan da Trakya manevralannı takibe davet edilmistir. Bulgar mehafilinden öğrendiğime göre, memnuniyetle telâkki edilen bu davet üzerine Bulgar ataşemiliteri hükumeti tarafından manevralarımızı takibe me mur edilmistir. Ecnebi misafirler, manevra sahasına gitmek üzere Istanbuldan deniz tarikile hareket edeceklerdir. Denizyollarının îzmir vapuru rükublanna tahsis edilmiş ve kendilerinin gerek vapurda ve gerek manevra sahasındaki istirahatleri için tertibat alınmış, emirlerine verilecek otomobiller hazırlanmıştır. Mareşal Fevzi Çakmak, misafirlerimizi vapurda kabul edecektir. Genel Kurmay Asbaşkanı General Asımın da mnevralar dolayısile önümüzdeki hafta sonuna doğru İstanbula hareket edeceği anlaşılıyor. îzmir vapunı lstanbuldan ağustosun 18 inci çarşamba günü Tekirdağına hareket edecektir. Manevralardan sonra ağustosun 24 ünde büyük geçid resmi yapılacaktır. Gerek misafirler, gerek matbuat mümessilleri ve gerek halk için tribünler hazırlanmaktadır. Geçen seneki manevralar kahraman ordumuzun yenilmez kudretini, yüksek talim ve terbiyesini, değerli ku mandanlarının sevk ve idare kabiliyetle rini göstermişti. Bu sefer hemen bütün devletlerin müşahidleri önünde tekrarlanacak olan önümüzdeki manevraların da ayni neticeyi vereceğine emniyetle itimad kat'î ve tamdır. Almanların aldığı yeni bir tedbir Nafıa Vekili Ali Çetinkaya Hükumet tekmil hubu Berlinde şerefine verilen bat istihsalâtını kontrol büyük bir ziyafette hazır bulundu altına alıyor Berlin 28 (A.A.) Ziraat Nazın, hububat ihtiyacınm teminine matuf bir kararname neşretmiştir. Bu kararnameye göre, bütün çavdar ve buğday mahsulü ekmek imaline tahsis edilecek ve Almanyada bütün hububat müstahsilleri, zatî ihtiyaclan müstesna olarak, bütün rekoltelerini satmağa mecbur olacaklardır. Kararname, hububatın hayvan yiye ceği olarak kullanılmasını menetmektedir. Buna mukabil, Ziraat Bakanhğı, bütün sene dahilden ve haricden hayvanat için tedarik edilecek olan hububatın ihtiyaca pöre tevziine ve ihtiyaca kâfi gelmesine itina edecektir. Berlin 28 (A.A.) D. N. B. ajansı bildiriyor: Alman Münakalât Nazırı Dr. Dorpmüller, Alman hükumeti namına Tür kiye Nafıa Vekili Ali Çetinkaya şerefine, tayyareciler evinde bir ziyafet ver miş ve bu ziyafette refikaları ile birlikte, Türkiye Büyük Elçisi Hamdi Arpag, İktısad Vekâleti Müsteşarı Faik Kur cioğlu, Vekil Ali Çetinkayanın maiye tındeki zevat, Türk ekonomik heyeti azaları ve Türkiye Büyük Elçiliği erkânı ile Alman hükumeti nasyonalist partisi ileri gelenleri ve Alman ekonomi alemi mümessilleri hazır bulunmuştur. PEYAMt SAFA MEKKl SAtD Harekât kumandanları mihmandarlar ve Türk sporunda kutlu bir inkılâb başlıyor [Başmakaledbn devam] Irlandada Krallık aleyhine tezahürler IBaştaralı l inci sahHede] Murad dağında yangın Üşak 28 (A.A.) Uşak Gediz ılıcasmm bir sayfiye ve mesire yeri olan büyük çam ormanlarile muhat bulunan Murad dağında bir yangın çıktı. Yangınm söndürülmesi için icab eden tedbirler alınmıştır. Sovyet tayyarecileri §erefine ziyafet Moskova 28 (A.A.) Tayyareci Çikalof, Baidukof ve Beliakof şereflerine dün Kremlin'de tertib edilen resmî kabulde Stalin, Molotof, Voroşilof, Kaganoviç, Kalinin, Mikoyan, Çabur ve Ejof da hazır bulunmuşlardır. Hamidiye Tekirdağında Tekirdağ 28 (A.A.) Hamidiye Lehistanda iki casus limanımıza gelmiş, Vali, Tümen Komuyakalandı tanı gemiyi ziyaret ederek toplarla selâmVarşova 28 (A.A.) Express lanmışlardır. Halk büyük bir alâka ile Hamidiyeyi gezmiştir. Hamidiye gece Poranny gazetesine göre Leh tabiiyetinde bulunan iki Alman «komşu bir dev Tekirdağından aynlmıştır. let »hesabma casusluk töhmetile Byd Ingilizlerin yeni Filistin coszoz'da tevkif edilmistir. kumandanı Londra 28 (A.A.) General Amerikan filosu Dill'in yerine, Filistin ve şarkî ÜrdünMoskova 28 (A.A.) Tas Ajansı deki Ingiliz kuvvetleri başkumandanhğına General Wanel tayin edilmiştir. Ge bildiriyor: neral Wanel ağustos sonlanna doğru FiAugusta kruvazörile 4 destroyerden listine gidecektir. mürekkeb bir Amerika filosu bugün dostça bir ziyaret yapmak maksadile Vila Lehistanda son suikasd divostok'a gelecektir. Filo, Amerikanın hareketinin faili Asya filosu kumandanı Amiral Yarnell'in Varşova 28 (A.A.) Neşredilen bir kumandasındadır. Filoyu selâmlamak ü resmî tebliğ, miralay Koc'a karşı yapılan zere, Amerikanın Sovyetler Birliği nez suikasd esnasında ölen şahsm, Krotoşin dindeki ataşemiliteri Faymonville Vila eyaletinin Rozopol köyünden ve sabıkalı divostok'a gitmiştir. Pasifik denizindeki eşhastan Wojcisek Bieganek olduğunu Sovyet filosu kumandanlığının mümessilteyid etmektedir. Wojcisek'in suikasd ü leri bir destroyerle Amerika filosunu zerine derhal tevkif edilen kardeşi Jan karşılamağa çılmuşlardır. Bieganek de vak'ada methaldardır. Tebliğ, suikasdin siyasî sebebleri hakkında hiçbir şey söylememektedir. Paris 28 (Hususî) Paris borsasının Brükselde bir tayyare kazası bugünkü kapanış fiatlan şunlardır: Londra 132,88, Nevyork 26,70 1/2, BerBrüksel 28 (A.A.) Holanda taylin 1075, Brüksel 449,62 1/2, Amsterdam yaresinin sukutu üzerine dördü tayyare mürettebatı olmak üzere 15 kişi ölmüş 1472,75, Roma 140,50, Lizbon 120,80, Cetür. Kazanın vukuu sureti hakkındaki tah nevre 612,50, bakır 64 . 65, kalay 262,15, kikat, gayet güç olacaktır. Zira tayya altın 139.09, gümüş 20, kurşun 22,14,4 1/2 renin bütün aksamı yanmıştır. çinko 22,15,7 1/2. Viladivostok'a gelen bir PARİS BORSASI Idman Cemiyetleri İttifakından arta kalmış ve bu cemiyetin mütereddi idaresinin bütün kusurlarına sahib idarecilerle Türk sporunun ilerlemesine kat'iyyen imkân yoktur. Kulüblerinin sahte ve mu vakkat parlaklığı için, Türk sporunun yüksek menfaatlerini çiğniyenlerden sporumuz daıma zarar görmüştür. Halbukı spor ırhmızı kuvvetlendirmek, ruhlara civanmerdlik aşılamak ve yurdun müda faası için sağlam Türkler yetiştirmek gibi çok yüksek, hayatî gayeler takib ediyor. Bu gayelere varabilmek için sporu, Avrupa memleketlerinin ekserisinde ol duğu gibi devletleştirmek lâzımdır. Türk gencliğinin dimağî terbiyesi, nasıl gayrimes'ul ellerde değil de, devletin resmî bir dairesinin, Maarif Vekâletinin mes uliyetli elindeyse, gencliğin bedenî ter biyesini de ayni suretle mes'uliyetli bir ele, bir devlet dairesine emanet etmek kadar tabiî ve makul bir hareket olamaz. Bu devlet dairesi, dünkü ve bugünkü dar ve zararlı kulübcülük zihniyetinden ta mamile uzak, hakikî mütehassıslar elin Manevraya İcra Vekilleri Heyeti ve de, şu veya bu kulübün şampiyonluğu Büyük Millet Meclisinden bir heyet ile için değil; yalnız Türk gencliğinin sporÂli Askerî Şura azaları ve ikinci ve ü da yükselmesi için çalışır. çüncü ordu müfettişleri, Trakya umum Her fenalıktan bir iyilik çıkar; der müfettişi, İstanbul, Ankara, Trakya va ler. Son çirkin döğüşler de, Başvekilin lileri ve bir mafcbuat heyeti davet edil bizzat spor işlerimizle meşgul olmasını inmişlerdir. Bu zevat için Çorluda ikamet tac etmek gibi, Türk sporu için çok hayerleri ihzar edilmektedir. yırlı bir devrin acılmasına vesile teşkil etOn yedi ve on sekiz ağustos günîeri miştir. Uğurlu elile her tuttuğu işi başamanevra küçük harekâtla geçecek, asıl ran Başvekilimizin tebliğinde müjdeledibüyük harekât on dokuz ve yirmi ağus ği gibi, spor artık çok esaslı bir mevzu, tosta olacaktır. Ağustosun yirmi birinci mühim bir memleket işi olarak ele alın günü istirahat günü olarak ayrılmıştır. mıştır ve lâyık olduğu büyük ehemmiyetle ıslah olunarak sade, yurda hizmet eder Yirmi iki ağustosta beş piyade, bir süvabir şekle sokulacaktır. Onun içindir, ki ri fırkası, bir motörlü ağır topçu livası ve temiz ve merd sporu seven, her Türk bir tayyare alayı tarafından büyük bir Başvekilin tebliğini, Türk sporunda yeni geçid resmi yapılacaktır. Bu geçid res ve kurtancı bir inkılâbın müjdecisi addemini görmeğe memleketin her tarafından derek sevinmektedir. birçok heyetler gelecektir. Halk geçid resAB1D1N DAVER mini temaşa için trenle Çerkesköy istasyonuna çıkarak oradan Saray cenubunAlmanyaya gidecek da hazırlanan meydana gidecektir. Çer Avusturyalılar kesköye 15 kilometro mesafede bulunan Viyana 28 (A.A.) «Vatansever bu meydana halkı götürmek üzere hususî cephe» Breslav'a gitmekte bulunan 500 otobüsler temin olunmuştur. Bununla beraber Istanbuldan Silivri ve Çerkesköy kişiden mürekkeb koro heyeti azasına Almanyada ikameti müddetince mezkur yolile otomobille de 3 saatte gidilebilir. cephe alâmetini taşımayı emretmiştır. İntizamın temini için Tekirdağ VilâyeAksi takdirde bu alâmeti taşımıyacak otince komiserler ve zabıta memurlan ta lanlar cepheden tardedileceklerdir. Alyin edilecektir. Geçid resmi meydanmmanyaya giden Avusturya otomobilcileda kadınlar için ayrıca hususî yerler harine de Avusturya flâmasmı taşımaları zırlanmaktadır. emredilmiştir. ı Mareşal Fevzi Çakmağm nezareti altında bulunacak olan bırınci ordu manevralan Tekirdağı vilâyetinin Saray kazasında yapılacaktır. Manevra kumandanı birinci ordu müfettişi Orgeneral Fahreddin Altay, baş hakem Korgeneral Salih Omurtak, kır mızı taraf kumandanı Korgeneral Nafiz Gürman ve mavi taraf kumandanı Korgeneral Sabit Noyondur. Manevralara bazı ecnebi erkânıhar biye heyetleri ve bütün ataşemiliterler davet edilmişlerdir. Bunlara Genel Kurmay îkinci Başkanı Korgeneral Asım Gündüz nezaret edecektir. Erkânı har biye heyetlerinin mihmandarlığmı Tümgeneral Veysel, ataşemilıterlerin mihmandarlığmı da Tümgeneral Mustafa Sabri yapacaklardır. Bunlar on sekiz ağustos günü saat on yedide lstanbuldan îzmir vapuruna binerek Tekirdağına gidecekJer ve yirmi iki ağustos akşamına kadar orada kalarak manevraları takib edeceklerdir. Ecnebi heyetler yirmi üç ağustos sabahı İstanbula döneceklerdir. Hududun her iki tarafmdaki gümrük barakalarında yangın çıkanlmış ve Dundellok demiryolu köprüsü hemen hemen tamamile berhava olmuştur. Tyrone ve Armach Kontlukları dahilinde müsellâh 4 kişinin tevkif edilmiş olduğu bildiril mektedir. Frankfurt Kontluğu dahilinde bir poIis devriyesi taarruza uğramıştır. Diğer taraftan tüfek ve mitralyözle müsellâh 7 kişi, Dublin Belfast yolu üzerinde gümrükçülere ateş etmişler ve gümrük bürosunu yangın bombalarile tahrib eylemiş lerdir. Bu suikasdler, Kral ve Kraliçenin Belfast'ı ziyaretleri münasebetile Serbest îrlândadan Ulster'e ziyaretçilerin teha cüm etmelerine mâni olmak istiyen müfrit cumhuriyetçilere isnad edilmektedir. Hükümdarlar ayrılırken hâdiseler yeni Londra 28 (Hususî) Şimalî îrlandayı ziyaret eden Kralla Kraliçe bu akşam saat 5 te Belfast'tan aynlmışlar dır. Hükümdarların hareketinden evvel, geçecekleri yolda, Akademi sokağmda bir antrepoda bir bomba patlamıştır. İnfilâkın şiddetinden civardaki binalann camlan kırılmıstır. Bu bombanm infilâkına antrepodaki havagazinin iştial etmesi sebeb olarak gösterilmektedir. Pariste mavnacılar ihtilâfı hallediliyor Paris 28 (A.A.) Denizcilerin 40 saatlik hafta kanununu protesto etmeleri üzerine tahaddüs eden gemiciler ve mavnacılar ihtilâfı halledilmek üzeredir. Seine nehrinde mavnalarla yapıl mış olan barajlar bozulmuştur. Rakı şişelerine yapıştırılacak bandrollar Ankara 28 (Telefonla) Rakı şişelerine İnhisarlar tarafından konulan bandrol numara ve tarihlerinin şişe boğazlıklarının genişliği yüzünden okunamadığı görülmektedir. Bu mahzuru önlemek üzere hususî âmillere aid boğazlıkların 15 santilitre likler için bir ve yirmi beş ilâ 100 santilitrelikler için de bir buçuk santim olması ve bu ölçüyü tecavüz edecek boğazlıklara müsaade edilmemesi ka rarlaştırılmış ve alâkadarlara bildiril miştir. Meksikada şiddetli bir zelzele Meksiko 28 (A.A.) Temmuzun 25 inci günü mahallî saatle, saat 22 dî bir zelzele olmuştur. Bu sarsmtı Meksiko'da hafif hissedilmiştir. Orizaba, Jalapa ve Veracruz'de ciddî hasarlar ika etmiştir. Maltrata köyü harab olmuştur. 17 kişi ölmüş, 30 kişi yaralanmıştır. Bu zelzele on senedenberi vukua gelenlerin en şiddetlisidir. Zagrebde şiddetli bir kasırga Belgrad 28 (A.A.) Zagrebde çok şiddetli bir kasırga olmuştur. Hasarat mühimdir. *