7 Temmuz 1937 CUMHURİYET SON HABERLER... TELEFON TELGRAF v« TELSiZLE HSdiseier arasında SON HATIRALAR: Belçika Başvekili Van Zeeland Brüksele döndü «Amerikadan ne bir mukavele, ne bir proje getirdim. Sadece Avrupanın hüsnü niyet sahibi adamlarına büyük teşvikler getiriyorum» [Sajfara/ı 1 inci sahitede] Aşıya, tifoya, imtihanlara ve yuvalara dair ünün kelimesi aşıdır. Hatır sorulurken bile, «nasılsı nız?» yerine «aşılandınız mı?» diye söze başhyanlar var. Dün birisi: Ah, diyordu, şu sıcaklara karşı da bir aşı olsa ve sonbahara kadar hiç terlemeden, sıkılmadan, gevşemeden, bayılmadan gitsek... Başka biri: Benim çocuk aşıya dayanamazmış, dedi, tifo hapları aradım. Bit miş. Gümrüğe gelen haplar da piya*aya çıkabilmek için on gündür An karadan emir bekliyormuş. Nedir bu? Dudak boyası mı, tırnak cilâsı mı ki gümrüğe takılıp kalmasında mahzur görülmüyor? Bir muallim dedi ki: Tifoyu unutturan bir felâket var: tmtihanlarm neticesi. Dün siz yazdınız. Mubalâğa yok. Çok fena. Fakat saydığınız on bir sebeb arasında düzineyi tamamlıyacak bir tanesini unutmuşsunuz. Bu felâketin bir sebebi de tatillerin çokluğudur. İşte, bir akşam gazetesi de yazmış. Bakı nız: Talebenin ders gördükleri gün lerin sayısı senede yüz elliyi geçmi yor. Yani tam 215 gün tatil!.. İmti hanlarda talebenin çoğu sapır sapır döküldü. Bu illet tifodan da beter, çünkü aşısı yok. Muallim söylerken, odadan içeriye muharrir arkadaşlardan biri girdi ve İstanbul Belediyesinin festivaller için neşrettiği resimli broşürü göstererek: Müsaade et. dedi, sana bunun içinde iki satır yazı göstereceğim. Parmağının işaret ettiği şu satırlan okudum: «Güzel tstanbulda her yer, her geçid, her meydan, her ev, her ağac dibi, her koltuk birer aşk yuvasıdır.» Arkadaş, kahkahamın bitmesini bekledikten sonra, ilâve etti: Tertib hatası var galiba... Son iki kelime, ashnda «tifo yuvası» olsa gerek. SARAY ve ÖTESi Hatta biraz daha şatafla: Damadı Hazreti Şehriyarî. Sizden bahsedilirken bu suretle anılmak, imzanızı atarken üzerine bu mutantan unvanı koyabilmek elbette pek ziyade hoşa gidecek birşey! Yalnız bu kuru süsten de ibaret değü. Meşhur damad gibi Baltalimanında, yahud diğer birçok emsali gibi Ortaköyde, Kuruçeşmede, Çemberlitaşta sultanla beraber birer saraya malik olmak, altmızda yepyeni, pırıl pırıl parlıyan, yazın bir iayton, kışın bir kupa, iri, nallan tstanbulun harab sokaklarının bozuk kaldırımlarına çarptıkça etraftan kaçışan fakir halkm yüzlerine kıvılcımlar saçan, Macar hayvanlarla, mes'ud ve müteazzım geçeceksiniz. Mir'de yapılmış elbiseleriniz, Collaro'dan alınmış ipek çamaşırlarınız olacak, cebinizde bol para, hele onu düşünmiyeceksiniz... Daha? Daha?.. Belki de vezaretle paşa olacaksınız, âyan azasmdan olacaksınız, milletin başına türlü belâlar getirdikten sonra nihayet onların en püsküllüsünü Sevres'de örmeden evvel orada bol bol öreceksiniz, Şurayı Devlete, bir nezaret sandalyesine geçe ceksiniz... Daha? Daha?.. Bilirmiyim neler... Bir sultanla evlenmek! Bu hulya beşikten başlıyarak, ninnilerin arasından, daha sonra masallann içinden süzüle süzüle bütün mesamattan ruha işlemiştir; onun için vezir ve müşir oğullarından Darüşşafakanm yetim çocuklarına kadar hep Damadı Hazreti Şehriyarî olmak ve onun arkasından gelen bütün nimetlere konmak ve hususile onlann arasında güzel olmasa bile bir hayal hâlesile süslemeniz pek kolay olan bir sultanın eteklerine ermek zihinlerde hâkim olan bir emeldir. Meşrutiyet, sayısı belli olmıyan hanedan azasile birçok damadlara tevarüs etti, ve bunlann padişahla, onun kesesile irtibatlarmı keserek herkesin mevkiini, sınıfını, muhtelif bakımlardan, tesbit ederek o esaslara göre muvazenesinde şehzadelere, kadınlara, sultanlarla kocalanna derecelere göre tahsisat bağladı; damadlara ayda otuz Iirayı pek kâfi bir para olarak kabul etti. Onlann beş para bir masrafı olmamakla beraber, her ihtiyaclan sultanlann umumî tahsisatı arasında tesviye edilmekle beraber bugünün parasile üç yüz lira demek olan bu para kendilerine kâfi görünmedi, elbette. Somurtanlar pek çoktu, hele daima aczinden, zaruretinden şikâyet ederek hiç olmazsa bir vilâyet istiyerek zamanın padişahmdan hükumetin ricaline kadar mütevali müracaatlerde bulunanlar da eksik değildi; ve bittabi matlablannın tervicine imkân bulunamaymca bütün o payeyi ihraz etmiş olanlar yeni padişahm saltanatına küskün durdular. Bunlardan saraya gelen ve yeni hünkâra tazim borcunu ödiyen olduğuna vâkıf değilim, tek bir müstesna vardı: Meşhur damad Ferid. O da Ittihad ve Terakkinin, sönmek bilmiyen bir husumet ateşile düşmanı ve o zeminde refiki olan has eniştesi Vahideddinin siyaset dolablarında ortağı olmak itibarile sarayla münasebetlerini devam ettirmeğe lüzum gördüğünden ikidebirde vesile icad ederek zülüflerini Dolmabahçede göstermekfcen ve yumşak Sultan Reşadı çileden çıkarark sinirlendirmekten hâli değildi. Bu mühim damad, Aliosmana damad olanların tarihteki sergüzeştlerini, ikballerini kıskanmaktan hâli değildi. lcabmda kellelerinin uçurulmasına kadar varan idbarları nı da düşünür müydü? O kendi idbannı kendi tertib etmiş oldu. Meşrutiyete birçok damadlar intikaî etmişti, demiştim. Bunlar arasında Pilevne kahramanı Gazi Osman Paşanın, Derviş Paşanın, Germeyanoğullarından muhterem Abdurrahman Paşanın oğulları olduğu gibi, Kâmil Paşanın arkasında onun bir gölgesi gibi dolaşarak elbette kendisinin de bir nezarete geçmesi miadını bekliyen (nitekim bu miad İttihad ve Terakki Cemiyetinin muvakkat sukutundan sonra teşekkül eden mahud büyük heyete dahil olmak suretile hulul etti) Şerif Paşa vardı. Bunlann içinde Damadı Şehriyarî sıfatile âsude bir izdivac hayatı geçirdikleri mervi olanlar yok değildi: Misal olarak Abdurrahman Paşazade Arif Hikmet Paşayı zikredeceğim. Onun talihine Abdülhamidin pek vakur, pek ciddî bir fıtrat sahibi olan büyük kızı Naile Sultan isabet etmişti. Kendisi de mensub olduğu ailenin asaletinden, ve babasının mevrus nezahetinden bir nebze kaybetmemiş olduğu için bu izdivaclar içinde onlarınkine pek iyi bir nümune olarak bakmak mümkündür. Meşrutiyete birçok damad intikal ettiği gibi yeni hünkâra da birçok evlendirilecek sultan ve seçilecek müstakbel damad intikal etmiş oldu. Güneş gene Şarktan doğuyor Avrupanın vaziyeti karanlık orta zamanı andınrken Tahrandan, Bağdaddan kalblerimizi gurur ve sevincle dolduran berrak haberler geliyor: İran Irak hudud ihtilâfı halledildi. Şark misakı imza ediliyor. Hakikaten Şehinşah Pehlevî Hazretlerinin devri sulh sahasmda nekadar şerefli muzafferiyetlerle dolu. Bağdadda, 19 haziranda, Iran Irak ihtilâfının halledümesinden bütün Iranlılar büyük bir sevinc duydular. Ihtilâf, 29 eylÛl 1934 te. Irak hükumeti tarafından, Milletler Cemiyeti misakının 11 inci maddesi 2 nci paragrafına istinaden, Milletler Cemiyetine arzedildi. Konseyin 84 üncü içtimaında, taraflar noktai nazarlannı bildirdiler ve o celsede italya murahhası Baron Aloisi raportör tayin edildi. 25/5/35 tarihinde Baron Aloisi, kat'î bir hal çaresi bulunmadığını bildirdi ve meselenin tetkikinin gene tehir edilmesini teklif etti ve taraflar bunu kabul ttiler. Fakat Iran ve Irak murahhaslan 27. nisan 1936 ve 4 mayıs 1936 tarihli meitublarile tarafların bilâvasıta müzakereye giriştiklerini, doğrudan doğruya anlaşma yolu aradıklarını ve binaenaleyh meselenin konseyde müzakere edilmesini bildirdiler. Ve Konsey de 21 ikincikâmın 1937 de ihtilâfın tetkikini tehir etti. O tarihtenberi iki komşu memleket Ba;\ekilleri vasıtasile dost bir hava içinde samimiyetle tetkik edilen ihtilâf nihayet dürüst, lamimî ve kat'î bir surette haüedilmiş bulunuyor. Damadı Şehriyarî Halid Ziya Uşaklıgil Van Zeeland bundan sonra Amerikahlardan kredi istediği hakkmdaki haberi tekzib ederek Amerikanın iktısadî engellerle gümrük mânialarmın düşmanı olduğunu söylemiştir. Basvekil beyanatını şu sözlerle hulâsa etmiştir: « Eşyamm arasmda ne bir muka vele, ne hazırlanmış bir proje, ne de yeni bir randevu vardır. Fakat, eski Avrupa nın hüsnünivet sahibi olan adamlanna büyük teşvikler getiriyorum. Yapılacak şeyler tabiî güç olacaktır. Amerikahlar ticaretin ve istihsalâtm serbest olmasını is tiyorlar. Bir kelime ile yeni Amerikaya eski kıt'amızın şimdi evrensel harb ha zırhkları yerine umumî sulh aletleri ikame etmiş olduğunu gösterecek bir hale gelmekligimiz lâzımdır.» Gazetecilerden biri muhavereyi îspanya işlerine, sonra hava silâhlannı terketme meselesine intikal ettirmek istemişse de Van Zeeland cevab vermemiştir. Van Zeeland'ın bir teklifi Londra 6 (A.A.) Dolaşan bir şayiaya göre van Zeeland, ttalya ile Almanyanın üç taraflı para itilâfına iştirak etmelerini teklif etmiştir. Portekiz suikasdi Transatlantik hava ticaret seferleri kimlerin eseri Zabıta birkaç kişiyi tevkif etti. Yeni tevkifler de bekleniyor Paris 6 (A.A.) Figaro ve Action Française gazeteleri, Portekiz Başvekili Salazar'a karşı yapılan suikasdin, ıspanyol komünistlerile münasebette bulunan Portekiz ihtilâlcileri tarafından hazırlandığı kanaatini göstermektedirler. Ingiltere ile Amerika arasmda doğru tayyare seferleri başladı NewYork 6 (A.A.) Garbden şarka ilk ticarî transatlantik hava seferine çıkan Panamerican Ainvays'a aid Clipper ismindeki deniz tayyaresi dün akşam TerreNeuve'den îrlanda'ya hareket etmiştir. / Londra 6 (A.A.) împerial Air vvays'in Caledonia ismindeki devcüsse deniz tayyaresi dün akşam Foynes İr landa dan hareketle şarktan garbe Atlantık üzerinden ilk ticarî hava seferine başlamıştır. Damadı Şehriyarî tabirinin mutlaka tahta calis olan padişahın kızlanna koca olanlara verilen bir unvan olmadığını bilmek lâzımdır. Hanedanı saltanat kızlanndan sulben gelenlerin kocaları hep zamanın padişahına damad addolunurdu. Hanedan azasının malî vaziyetleri Meclisi Meb'usan tarafından tesbit edilmiş olmakla beraber yeni padisahın yeni izdivaclara karşı tamamile yabancı kalmasına da imkân yoktu. İşte bunun içindir ki Sultan Reşad zamanında vukua gelen bütün sultan izdivaclan Dolmabahçe sarayında, Hünkânn riyasetinde, mabeyn erkânı ve Sadnazamla Şeyhülislâmın huzurunda icra edilir; düğün masrafı Hazinei Hassadan görülür; hatta yeni çiftler için hükumetçe tedarik olunan konaklar Mefruşat Idaresince tefriş ve ihzar olunurdu. Bu zeminde Herekenin büyük bir hizmeti olurdu. Zaten saraylann halı ve kumaş ihtiyaclannı tesviye eden bu müessese evlenecek sultanlann da bu neviden istihzaratını tekeffül etmiş bulunurdu. Hazinei Hassa müesseseye borclanır ve yavaş yavaş fırsat zuhur ettikçe bu borcu itfa edecek tediyatta bulunurdu. Lizbonda tevkifler Lizbon 6 (A.A.) Polis Salazar'a yapılan suikasde iştirak ettikleri zanne dilen birkaç kişiyi tevkif etmiştir. Içlerinde ecnebiler de bulunan miktan mahdud bazı kimselerin bu suikasdi hazırladıklan zannedilmektedir. Yolda karşılaşma înfilâktan sonra topallıyarak uzakla NewYork 6 (A.A.) Bu sabah jan bir şahıs aranılmaktadır. erkenden Caledonia ile Clipper tayya releri Atlantik denızinin ortasmda karşılaşmışlardır. Tayyarelerin arasmda 100 kilometroluk bir mesafe vath. Saat 4 e doğru aralarınja telsiz tel graf muhaberesi tesis ederek birbirlerini uğurlamışlar ve hava bültenleri teati et mişlerdir. Ankara 6 (Telefonla) Bugün PEYAMt SAFA Hazin bir kaza Charles Maurras Meşhur Kral taraftarı dün hapisten çıktı Ankarada îki amele toprak altmda kaldı • Berlin 6 (A.A.) Anadolu ajansıCharles Maurras nın hususî muhabiri bildiriyor: Türk Alman klering müzakerelerine Paris 6 (A.A.) Kralcı «Action dün Hariciye Nezaretinde başlanmıştır. Française» gazetesinin sekiz aydanberi Tahran 6 (A.A.) Pars ajansı bil ilk ağızda aryere işlerinin halli karar al mahpus bulunan müdürü Charles Maurras, bu sabah tahliye olunmuştur. tına almarak iki komite teşkil olundu. diriyor: *** Doktor Rüştü Aras dün saat 11 de Ankara Hukuk mektebine Charles Maurras Fransada kraliyet Iran parlamentosu reisi Esfandiariyi zi dair bir karar taraftarlarının HderlerİBden ve en kuvvetyaret ve Esfendiari bu ziyareti bu sabah Ankara 6 (Telefonla) Ankara Huli mücahidlerinden biridir. Blum mevkii iade etmiştir. kuk mektebinde iki sene bir sınıfta kaSovyet kadın tayyarecileri lanların haklannı kaybetmeleri ve an iktidara geldiği zaman çok kuvvetli ya cak birinci sınıftan tekrar okumağa zılar yazmış ve bilhassa bunlann bir tairtifa rökorunu kırdılar Cephesi» başlamaları hakkındaki karara vaki o nesinde umumiyetle «Halk Moskova 1 (A. A.) Tas ajansı lan itirazlar üzerine iki sene kalanlann meb'uslarını ve hükumetini İtalya H a bildiriyor: ayni sınıfta dersleri takib edebilecekleri beşistan davasmda Fransayı hiç menfaa23 yaşmda Bayan İrina Vişneskaya şeklinde bir karar verilmiştir. ti olmıyacak bir harbe sürüklemekle it ile 20 yaşmda Bayan Katia Menikova 4 ham ederek bu adamlara «ekmek bıça temmuzda bir spor tayyaresile 6,518 Paris Ticaret Borsası komite ğile» hücum edilmesi lâzım geldiğini kaysinin bir kararı metroya kadar yükselerek bugünkü beydetmişti. nelmilel kadın rökorunu kırmışlardır. Paris 6 (A.A.) Paris Ticaret Müddeiumumilik tarafından mahke Bu iki genc kız, Sovyetler Birliği Mer Borsası komitesince kabul edilen bir kameye verilen Charles Maurras'm muha kez Hava kulübü muallimlerindendir. rar sureti mucibince piyasalann tekrar akemesi o zamanlar büyük bir alâka ve Menikova ayni zamanda Moskova fab çıldığı tarihten iş'an ahara kadar ancak heyecan uyandırmıştı. Mahkumun fikir rikasmda tornacı olarak çahşmaktadır. müşterilerin meslekî ihtiyacları dolayısi ve edebiyat sahasmda mevkii itibarile birBir Türkkuşu f ilosunun uçuşu le muhakkak görülebilecek muameleleri çok muharrirler ve meb'uslar affedilmesi kabul edilebilecektir. için makaleler yazarak, takrirler vererek Ankara 6 (Telefonla) Türkkuşu Fransız Başvekilinin görtişmeleri çalışmışlarsa da Action Française müdükumandanı yüzbaşı Zekinin kumanda Paris 6 (A.A.) Chautemps, Ma rünü kurtarmağa muvaffak olamamışlarsında tayyareci Vecihinin de bulunduğu ^ ^ ^ ^ liye Müsteşarı Rene Brunet ile malî mu dı. iki Türkkuşu tayyaresinden mürekkeb bir vazene projeleri hakkında görüşmüştür. filo dün Ankaradan hareketle Divrik, Meb'usan ve âyan meclisleri salı güZonguldak, Ereğli, Adapazan, Geyve üzerinden ucarak İnönüne gitmiş ve bu nünü çarşambaya bağlıyan gece içinde sabah da İnönünden Ankaraya dönmüş tatil devresine gireceklerdir. Fakat son hükumet projelerinin tasdiki için iki mectür. Marsilya 6 (Hususî) Çok muvafSovyetler Amur adalarmı ta lis arasında daha birçok gidip gelmeler fakiyetli geçen bir Avrupa turnesinden olacağı tahmin edilmektedir. sonra Türk süvari ekipi yarın (bugün) mamile tahliye ettiler Londra faşist tezahüratmda Providance vapurile Marsilyadan hareTokyo 6 (A.A.) Domei Ajansıket edecek, 13 temmuz salı günü saat 18 tecziye edilenler nın salâhiyettar bir membadan öğrendide İstanbulda bulunacaktır. ğine göre Senfua ve Şanamubu'yu işgal Londra 6 (A.A.) • Trafalgar SquMünih üzerinde uçmak etmekte olan Sovyet kıt'alan bu adalan are üzerine yapılan faşist yürüyüşü netimemnu 4 temmuz akşamı kamilen tahliye etmiş cesinde 25 erkek ve bir kadın Londra lerdir. mahkemeleri huzuruna çıkanlmışlardır. Münih 6 (A.A.) Münih'le civar Birkaç Sovyet gambotu Amur ada Mahkemeler yollan tıkama ve darb mıntaka üzerinden uçmak 16 temmuz ları açıklarında dolaşmağa devam etmek cürümlerile 12 kişiye muhtelif para ce dan 26 temmuza kadar yasak edilmiş 'tedirler. zalan vermişlerdir. tir. Ankarada iki vatandaşm ölümile neti celenen çok feci bir kaza oldu. Belediye civannda harita yarbayı Cemale aid inşaatta temel kazıldığı sırada iki amele birdenbire üzerlerine düşen toprak yı ğınlanmn altında ölmüştür. Bunlardan b:ri iskân edilmiş muhacirlerden Mustafa Said diğeri Sındırgılı Hasan Cemaldi. İtfaiye ve jandarma vak'a yerine gelmiş ve diri diri mezara girmiş vaziyette olan iki işçiyi çıkarmağa çalışmış, daha sonra Müddeiumumî ve nihayet belediye doktoru gelerek kazaya uğrıyanlan tesbit etmişlerdir. Tayyarelerin muvasalatt Botwoods «Terre Neuve» 6 (A. A.) împerial Ainvays'm Caledomia ismindeki tayyaresi saat 6,06 da mahallî saat buraya gelmiştir. Londra 6 (A.A.) Panamerican Airvvays'm Clipper deniz tayyaresi At lantik denizini 12 saat 40 dakikada geçtikten sonra saat 10,47 de Foynes adası açıklarına konmuştur. Burada hatıra olarak kaydermeliyim ki bu izdivaclarda ekseriyet üzere başmabeynci sultanlann, başkâtib de damadların vekili olurlardı, ve Hünkâr onlann bu zahmetine mukabil kendilerine al atlas keselerle, velev o zamana göre küçük, fakat beklenmiyen bir atiyye olmak itiNe garib, fakat ne güzel bir tesadvf barile büyük denebilecek bir ihsanda butür ki bu ihtilâf, tam dost Tü'rfaj^.. lunurdu. kudretli ve sevgili Hariciye Vekili Dr. Diğer bir noktayı kaydetmek isterim: Rüştü Arasın Bağdada muvasalabnın İki kardeşin, Abdülmecidle Abdülâ arifesinde hallediliyor. zizin arasmda mevcud olan zıddiyet yaSulhu, Iranı ve Irakı seven Vekile vaş yavaş bir derin husumet ve adavet bundan temiz ve kıymetli bir hediye ola* şiddetini alarak onlann evlâdına intikal bilir mi? etmişti. Abdülhamid, Sultan Reşad, ve, Artık bütün ihtilâflar halledilmiştü Vahideddinle kardeşleri Abdülâzizin o Şimdi Iran tarafından teklif edilip iki seğullan olan Yusuf İzzeddin, Mecid ve ne evvel Cenevrede dört komşu ve kardeş Seyfeddin Efendilori hiç «evmezlerdi. memleket delegeleri tarafından parafe Bunu, birbirini severlerdi manasına alan olunan Şark misakına engel olacak hiçelbette bulunmaz. Kardeşler sevişmeyin bir mesele kalmamıştı. ce onların çocuklarının da sevişememe Bu anlaşma ile şarkın dört dost devlelerine intizar etmelidir. ti Türkiye Iran Irak Efganistaıj Abdülhamid böyle aile arasında mev tarihte ilk defa olarak sıkı, sağlam ve sacud olan ve İtalya tarihinde Capuletti ve mimî bağlarla bağlanacaklar. Montecchi ailelerile Fransa tarihinde Şüphesiz ki bu anlaşma, beynelmilel Valois ve Bourbon, yahud Guize ve hukukun mıntakavî misaklar bahsinin en Cande hanedanı arasmda asırlarla süren kuvvetli bir misali, en temiz bir nümunemünaferete müşabih beynuneti izale etsi olacaktır: Çünkü sevgi, samimiyet ve mek için amca çocuklan arasında izdi müşterek menfaatler üzerine kurulmuî vaclar tertibini siyasete muvafık addetmiş imiş. Ilkönce, çocukluğunda pek güzel ur. Bugün, Efganistan Hariciye Naziriolan Reşad Efendinin büyük oğlu Ziyanm Tahrana muvasalatmdan sonra, imeddin Efendi ile kendi sultanlanndan birinin izdivacını düşünürken biraderinin bu za edilecek olan bu ademi tecavüz mina meyil göstermemesi üzerine o tasavvur sakile şarkm tarihi, sulh ve refahla dolu akim kalmış, ve daha sonra oğullanndan bir yola giriyor. Abdurrahim Efendi ile Abdülmecid evDünya, ehemmiyetle nazan dikkate lâdından Süleyman Efendinin, hane almak mecburiyetinde kaldığı bir kuvdan kızlan arasmda güzelliğile tanılan vet karşısmda kalıyor ve sulhta kendisini kızı, Naciye Sultanın izdivacını tasmim müdafaa edecek çelik bir bilek görüyor. etmiş. M. Taheri Bu son tasavvur öylece yeni Hünkânn saltanat devresine de intikal etti. Fakat... Fakat, bir gün Sultan Reşad haremden mutad olan saatten çok evvel çıktı ve hemen beni istetti. Onu elinde bir kâğıdla, ayakta, pek sinirli buldum. Kâğıdı bana uzattı. Bu fena bir kâğıda kötü bir yazı ile yazılmış imzasız bir mektubdu ki Naciye Sultanın biraderi olan ve o zaman Harbiye mektebinin zadegân sınıfına devam eden Abdülhalim Efendiye hitaben yazılmıştı. Meali: «Siz, nasıl oluyor da müstebid, zalim, hunhar padişahın oğluna kızkardeşinizi vermeğe muvafakat ediyorsunuz» dan ibaretti. Bu meali türlü ilâvelerle genişletirseniz mektubu okumuş olursunuz. Hünkâr benden rey sordu. «Harbiye Nazınna veriniz, tahkik etsin!» demekten başka bir çare yoktu. Öylece yapıldı, fakat bir netice çıkmadı. Kimse de arkasmı aramadı, yalnız Abdurrahim Efendi ile Naciye Sultanm izdivacı bahsi de bir daha açılmamak üzere kapanmış oldu. Derken... Evet, masallarda olduğu gibi derken, bir gün sarayı baştanbaşa hayretle istilâ eden bir haber almdı: Naciye Sultana Enver Bey talib oluyordu. O zaman galiba daha Paşa olmamıştı. Ona da çocukluğunda «sultan alırsın!..» diye ninni söylemiş olacaklardı. «Benim oğlum paşa olacak!..» kehaneti de hakikat olmamışsa bile olmağa pek yaklaşmıştı. Ona Kahramanı Hürriyet unvanı kâfi değildi, nitekim sonra Damadı Hazreti Şehriyarî olmak, Müşir payesine yükselmek, Harbiye Nazırlığma çıkmak, Cihan Harbini keyfine göre idareye kal kışmak, nihayet Sarıkamışta bütün marifetini göstermek kâfi gelmemişti. Hüküm vermek bana aid değil. Tarih hükmünü vermiştir v« yerecektir. Onun bugün ha Türk Alman klering müzakereleri ilerliyor Dr. Aras, Iran Meclisi Reisini ziyaret etti Van civarında bulunan petrol ve mazut madenleri Ankara 6 (Telefonla) Van civarında Muradiye kazasımn Beşparmak ve Görzüt köylerinde bulunan petrol ve mazut madenleri üzerinde tetkiklerde bulunuluyordu. Bu köyledeki madenlerin 3 şubat 1328 tarihli fermanla Emil Mayel isminde bir Fransıza devredilmiş olduğu anlaşılmış, fakat adresinde dahi bulunmıyan bu adama aid imtiyaz feshedilmiştir. yali memleketi dolaşsa belki kendi kında kendisi de bir hüküm verir. İlk s^örünüşte pek halim, hatta pek mahcub sevimli bir genc olan bu adam bir söze muhatab olunca derhal kızanr, simasını pembe bir renk kaplardı: O kadar utangacdı. Ekseriyet üzere utangaclık, çekingenlik hadden aşırı kibre, tamaha ve hırsa delâlet ettiğine vâkıf olanlar bu pembeleşen mahcub simanın altmda acaba neler saklıdır diye soruştururlardı. Süleyman Efendinin vefatından sonra oldukça büyük fakat pek kanşık'bir mirası çıktı. Bunu idare etmek ve ayıklamak lâzım geldi. Her müşküle cebinde bir çare getiren Sadrıazam Hüseyin Hilmi Paşa bir gün huzura bu iş için de bir çare ile girdi. Süleyman Efendi ço cuklannın işlerini tesviye etmek üzere Selânikten tanıdığı ve işbilirliğini gördüğü Ismail Bey isminde bir zatı tavsiye ediyordu. Bu zat benimle temasa geldi ve derhal, görüştükten sonra anladım ki, Hüseyin Hilmi Paşanın bu defa intihabmda isabet vardır. İsmail Beyin idaresinde bu kanaatimi değiştirmeğe sebeb olacak bir emareye hiç tesadüf etmedim. Bir gün bu zat bana Naciye Sultan ILutfen sahifeyi çevirtnizl Süvarilerimiz salı günü şehrimizde olacak