4 Temmuz 1937 ÖUMHURİYE1 SAGLIK BAHiSLERİ Iktısadî hareketler Frangı kurtaran sterlin Frank yüzde 15 sukuttan sonra, iki gündenberi bütün borsalarda artık istik rar peyda etmiş bir halde görünmektedir. Bu istikrann nekadar devam edeceği ve evdet Paşa, Yıldız sarayrna frangın yeniden sukut edip etmiyeceği sunduğu uzun bir muhtırada meçhuldür. Fransız kabinesi hâlâ daha münasebet getirerek şu sahrlafı frangın kıymeti hakkmda bir karar vereyazıyor: memekte ve frank kursunun serbest ola «O zaman Boğaziçi cennetten bir nürak borsalarda takarrür etmesini bekle Yazan : Selim Sırrı Tarcan muneydi. Hele mehtab geceleri denizin Bu, yalmz bizde değil, Fransada da muş ve devlet hizmetlerini altrnışla mektedir. Yani işi olacağına bırakmak yüzü seyirci kayık'.arile resmi alınacak bir günün meselesi veya her günün mese tahdid etmiştir. Fakat (Marin) muzaf tadır. biçime girerdi. Maluma. En güzel mehlesi... Arasıra Figaro'da hayatın bu kış feriyetini elde eden (Joffre) bu hariBu da bize gösteriyor ki frangın kurtabı olan Bebek koyu ile Büyükdere kodevrine tahsis edilmiş yazılar gözüme kulâde kudretini kaç yaşında göstermiş suna artık Fransa hükumeti hâkim değilyudur. ilişiyordu. Fakat bu yazılarm hepsi de ti? Son zaferi kazanan Mareşal (Foch)un dir, bu iş çoktan onun elinden kaçmış «Madem ki herşeyin doğrusunu söybir erkek imzası taşıyordu. îlk defa ola yaşı kaçtı? tır. Ve bugün frangın kursuna İngiltere lemek iltizam olundu. Artık kendi haliroi rak «Les Annales» mecmuasında bir Ne olursa olsun, ihtiyarlık siyah kan ve Amerika ve bahusus İngiltere daha zide olduğu gibice arzetmeliyim. îstanbulkadının ihtiyarlıktan bahsettiğini gör damarlarınm, kalbin ve iradenin yaşını yade hâkimdir. Hatta vaziyet İngiliz da böyle zevküsafa rüzgârlan esmeğfediim ve bu kadm kırk seneye yakmdır ifade eder. Devlet Bankasının elindedır. Bu banka Ffansada olduğu kadar Avrupanm her başlayınca kullan da bütün bütün haric İhtiyarlık bir lâftan ibarettir. Ona yerinde .edebiyat âleminde büyük bir mütevekkilâne boyun iğmeli, ondan iki gündenberi borsalardan mütemadiyen kalmadım. Şairlikten fariğ olmuşken güşöhret sahibi olan (Mm. İvonne Sarcey) korkmamalı, gelmesini pek tabii kar frank satm almakta ve bu suretle frangın müş servi mazmunile şiir söyliyerek gedir. şılamalı ve büyük âlim, büyük filozof çok daha aşağı düşmesine mâni olmaktane şairlere ve bazan mehtabcılara kanş«Lumiere» in nasihatlerini dinlemeli: dır. îngiliz Devlet Bankasının böyle fevBakınız ne diyor: maktan geri kalmadım. kalâde haller için 300 milyon Ingiliz li «İhtiyarlık!.. İhtiyarlık!.. Bu da ne Sâyla delicesine eğlenmek. «O yıllarda zendostlar çoğalrp ralık bir ihtiyat akçesi vardır. Şimdi bandemek?.. Bugün kimin ihtiyarlamağa İşte genc kalmanın hakikî sebebi!» bublar azaldı. Kavmi Ldt sanki yere yakti var?.. (Madame îvonne Sarcey) in bize ihti ka bu muazzam ihtiyat akçesile mütematı. îstanbulda ötedenberi maruf ve raıi' Hâdiseler durmadan koşuyor. Onlarla yarlığa karşı bir deva gibi sunduğu diyen Fransız frangı alarak frangın fiatını Derleme DirektörlüğUnün dahilinden bir görünüş tad olan aşku alâka hali tabiisi üzere kız! (Lumiere) hapını, yani delicesine sâyle yüksek tutmaktadır. îngiltere şimdi Franberaber koşmak lâzım.. Bir memleket içir dimağ faaliyetinin Diğer oda da bir nevi depo haline koHem zaten bizi ihtiyarlatan kim? Bir eğlenmeyi genc kalmak için ben kâf; sanın hâmisi gibi ortaya atılmakta ve bir makesi demek olan neşriyat hayatı nulmuştur. Buradaki raflarda tekmil ga lara müntekil oldu. Kâğıdhanede, Beya zıd meydanında arabalara işaretlerle mu« kanun!.. Bir takvim!.. Birkaç yüz buru bulmuyorum. Belki bu fasılasız didinme Fransayı açık bir iflâstan kurtarmakta nın tanzimi şüphe yok ki çok mühim ve zete ve mecmua kolleksiyonlan munta insana uzviyetinin yıpranmakta oldu dir. şüğu mu?.. aşaka usulü hayli meydan aldı.» mühim olduğu kadar da lüzumlu bir iş zam ciltler halinde durmaktadır. Şunu (Clemenceau) Büyük Harbde siperler ğunu unutturur. Fakat günün birinde Bu satırları, son mehtabın gökte y\ıŞuna emin olabiliriz ki Fransanın za tir. îşte bu lüzum ve ihtiyac üzerine Ma da ilâve edeyim ki burada mümkün merarasında dövüşen efradın bizzat gidip fazla yorgunlukların akibeti olan ihtivarlak bir tebessüm gibi parıldayıp duP hatırlarım sorarken seksen yaşında idi. yarlık bütün ağırlığile yüklenir. İhti yıflamasında, iflâs etmesinde ve karga arif Vekâleti tarafından Türk neşriyatı tebe elde edilen eski gazete ve mecmua yarlamamak için benim zannımca yal şalıklar içerisinde yuvarlanmasında İn nın en büyük merkezi olan îstanbulda te lar da bulunmaktadır. Bu arada gazete duğu gecelerin birinde hatırladım. Beİhtiyar mıydı? bekteydim, Cevdet Paşanın zamanma «Daha dün bana: Vaktile olup biten mz çalışmayı değil, dinlenmesini de bil gilterenin kat'iyyen menfaati yoktur. İn sıs edilen «Basma Yazı ve Resimleri mizin de ilk nüshasmdan itibaren muntagöre dilde sadelik sayılacak bir üslubla ler, hiç olmamış gibi, koskoca mazi ba mek lâzımdır. Durmamasıya işliyen bir giltere kendi siyasî gayeleri için yanıba Derleme direktörlüğü» üçüncü faaliyet zam bir kolleksiyonu mevcuddur. ve esküerin servisimin tabirine sırtım çfr na o kadar yakin geliyor ki...» diye ya makinenin çarkları çabuk aşınır. Genc sında kuvvetli bir Fransanın bulunmasını senesini bitirmiş oluyor. Bu münasebetle Müessesenin direktörünü bu inrizam zan ve dün doğum gününü kutluladık liği uzun müddet idame eden itidal ve istediği içindir ki bugün en elzem bir za değerli ve âlim bir direktör tarafından ve mükemmeliyetten dolayı tebrik eder vire çevire ifade ettiği gümüş serviyi seyre dalmıştım. ları seksenlik şair ihtiyar sayılır mı? muvazenedir. Etrafımıza bir göz atarsak manda Fransanın yardımına koşmakta idare edilen bu çok faydalı müesseseyi ken sordum: Hayır, (Haraucourt) siz ihtiyar değil vücudü ihtiyarlamış, ruhu genc kalrmş « Mevcud tekmilrisalelerinizinmik Mehtabın gökte ilk belirdiği, Boğazın dır. İngiltere ile Fransanın menfaatleri . iyaret etmek, bu güç işin ne şekilde basiniz. Gözünüz okşayıcı muziblikler dü veya bunun aksine ruhu ihtiyar, vü ilk vücud bulduğu gündenberi bu gr" tan nedir?» bugün birbirine o kadar karışmıştır ki za şarıldığını görmek istedim. şünerek kırpışıyor. Sesiniz genc, kalbi cudleri genc pek çok kimselere tesadüf servi var. N^ mehtab ihtiya o. Derleme direktörü Selim Nüzhet bu « Altı binden fazla.» yıf bir Fransa, zayıf bir İngiltere ve kuvniz sıcak, müfekkireniz daima uyanık.. ederiz. vetli bir Fransa da kuvvetli bir îngiltere arzumu çok güzel karşıladı ve beni gez « Tebarüzü lâzım bir arzunuz, bir Boğazın suyu azahyor, ne de gümüş St. ( Ya (Lumiere) şan, şerefle ve muvafÖyle ise genc kalmak için ruhan ve dirdi. ihtiyacınız, daha doğrusu bir temenniniz vi yıkılıyor!.. îlâhe îyo, inek kılığına gifakiyetle dolu olan hayatınm daha ge cismen genc kalmıya bakmalı. Sâyi bir demek vaziyetine gelmiştir. rip Boğazı yüzerek geçtiği gün, eğc Tertemiz, gıcır gıcır cilâianmış. yerler, var mı?» çende jübilesi yapılarak kendisine bü zevk telâkki etmeli, buna bir diyeceğim Bu düşüncelerle İngilterenin Fransa kamerî aym ondördü veya onbeşi ise, tün alimlerin hürmetini ve milletin min yok. Fakat, zevk, neş'e sağlıktan doğar, ya yardımda devam edeceğine ve Fran çok muntazam bi şekilde yapılmış do « Vekâlet mümkün mertebe, elin hiç şüphe yok ki bu gümüş servi geııe net ve şükranmı sundukları bu büyük sıhhati yerinde olmıyanların yüzü gül ?ayı bu müşkül vaziyetten kurtaracağına lablar ve b " dolablarla gene ayni inti den geldiği kadar bize yardım ediyor. suyun içinde titreyip duruyordu. Meşhur zamla dizilmiş türkçe ve diğer dilden ki Bundan şükranla bahsetmek isterim. Eğer deha ihtiyar mıdır? mez. Yapılacak şey çok kolaydır. Yal emin olabiliriz. Dâra, Anadoluhısarından karşı yakaya tablar, mecmualar, gazeteler... Sinemayı yaratan bu büyük kâşifin mz onu itiyad haline getirebilmek hü mutlaka bir temennimi kaydetmemi isti M. TEZEL irfan dehasına karşı hayranlıklarını ifa nerdir. Önce vücude bakmalı ve bakmaBurada iki üç oda ve salon içinde tek yorsanız bunu kitabcılardan yapacağım. Sisamh mühendis Androkles'in kurduğu de ettikleri zaman bu mütevazı üstad ne sını bilmeli. Havadan, ziy'adan, sudan, mil neşriyat hayatımızı takib etmek ko Bize maalesef kitablarının daima iyi ba köprüden geçmekte olan ordusunu bir cevab verdi bilir misiniz? hareketten hakkile istifade etmeli, yani laylıkla kabildir. Zeki ve muntazam kı sılmamış daha doğrusu kötü nüshalarını kaya içinde oyulmuş tahtından seyreder"« Hayır, hayır, benim böyle mezi vücud makinesini muntazaman yağla ken gene şüphe yok gümüş servi suyun IBajtarafı l ind sahifedei yafetli bir ?enc kız bana çalışma tarzla gönderiyorlar. Bu yersiz hasedlerinden yetlerim yok. Eğlencesini sâyda bulan malı. Sonra bu makineden azamî randıkoynundaydı. nnı izah ediyor: vazgeçseler çok iyi olacak. îşte biricik zabitimize iltifatta bulunmuştur. ye bütün hayatını delicesine çalışmakla man almalı. Ben bu sebeble o serviye pek bel bağ« Bu gördüğünüz fişler gazete ve temennim budur. geçiren bir ihtiyar talebeyim. Yaşım Saat birde vapurun hareket zamanı lamadım, Boğazın hakikî şiirini aradım. SELİM S1RR1 TARCAN mecmuaları muntazamar. takib etmek yetmiş ikiyi bulduğu halde daha bir Şunu da kaydedeyim ki önümüzdeki gelmiş olduğundan İsmet înönü Dahiliye içîndir. Gazeteler sabahleyin gelir gel sene yeni harflerin onuncu yıldönümünü Bu şiir onun mehtabında değil kendinmüddet bu suretle eğlenmeğe devam eVekilile öpüşmüş ve kendisine iyi seya mez derhal bu fislere birer işaret koyarız. kutluluyacağız. Bu büyük inkılâbımızın deydi. Çünkü şurada havuz, beridedif. debileceğimi ümid ediyorum.» hatler terrîenni ederek vapurdan ayrıl Mecmualar geldiği vakitse fişlerindeki onuncu yıldönümünü lâyık olduğu şekil Daha ötede göl ve biraz ileride deniz oGörüyor musuzu? îşte ihtiyarlama mıştır. Teşyie gelenler de Dahiliye Veyerlerine numaralafını da ilâve ederiz. de kutlulamak, yeni harflerle yazılan e lan bu kıvrak geçid, hakikatte bir dantelınak için şayani hayret bir reçete daha: kiline ve arkadaşlarına iyi yolculuk te Delicesine çalrçmayı eğlence telâkki etKitab ve diğer risaleler için de ayn fişle serlerden büyük bir sergi kurmak ve bu di. Tabiat, Avrupa ile Asyanın dudak menni etmişlerdir. mek. dudağa geldiği bir noktaya şu danteli asrimiz var. şekilde harf inkılâbımızın azametini gösBaşvekil vapurun hareketine kadar Böyle geçen bir hayatla dünyayı almak istemiş ve bütün kudretini o esen Bundan bışka kitab müellifleri ve mü termek için şimdiden çalışıyoruz.» Galata rıhtımında beklemiş ve Dahiliye tüst edecek yeni keşiflerde bulunup lâhutî bir güzellik vermek için kullan tercimleri için de aynca fişler tutarız. Çok çalışkan, çok dirayetli ve ayni zaVekilimizi dost bir memlekete götüren bulunmıyacağını bilmem; fakat böyle Bunların arasında son üç sene zarfmda manda çok mütevazı olan üstadı yalnız mıştı. bir hayatın ne kafada, ne çehrede burugemi halkın alkış ve tezahüratı arasında intişar eden tekmil kitab ve risale muhar bırakarak Derleme direktörlüğünden çık Beynime böyle bir mülâhaza yapıştık şukluklar yapmıyacağmı ve bu gibi kimKaradenize doğru açılmıştır. tan sonra gözlerimi mehtabın veya gi' ri r "e mütercimlerinin isimlerini; yazdıkselerin daima genc kalacaklarını iddıa Şükrü Kaya ve arkadaşlan Kösten Ian veya tercüme ettikleri kitablann ad rrm. müş servinin üzerlerinde tutamadım, Bo edebilirim. MURAD SERTOĞLU ce, Prag yolile gidecekler ve Hariciye lannı, neden bahsettklerini, kaç sahife ğazın iki kıyısı üzerinde dolaştırmağj Şimdi neden meşhur Fransa Kralının Vekili Dr. Rüştü Arasla Moskovada bu olduklarmı ve fiatlannı bulabilirsiniz. başladım. Zaten bulunduğum yerde yüz '(Talleyrand) Taleyran'a söylediği sözü Balıkesirde bereketli yağ lerce mehtab kucak kucağa, yüzlerce gi' luşarak yirmi gün kadar kalacaklardır. Rejet Tahsin Şu sol taraftaki gözlerde bulunan kihatırladım: murlar ve bir yıldırım Kadtn meb'uslarımız müş sen'i göğüs göğse gelmişti, gülerek \ tablar sıra ile 1934, 1935 ve 1936 yılla« Hayır Mösyö (Talleyrand) siz ih Fenerde Haydar mahallesinde Arablar sokağında 15 numaralı evde oturan konuşarak dansediyorlardı. Bu canh A tiyar değilsiniz, ihtiras ihtiyarlamaz.» kazası Romanya vapurile kadın meb'uslan nnda ve 1937 yılının ilk altı ayı zarfmKâmilenin oğlu 11 yaşlannda Tahsin Ben bu sözleri kendi telâkkime göre şu mızdan üçile diğer bazı meb'uslarımız da da intişar eden kitablardır. Bu büyük Bahkesir 3 (Hususî muhabirimiz heyecanh mehtabların süzülüşünü, t 51 gündenberi esrarengiz bir surette şekle koymak isterim. gözlerdeki risaleler de îstanbul, Ankara den) Üç gündenberi 38 derecei hara neş'eli ve hareketli gümüş servilerin y Avrupaya gitmişlerdir. Hayır siz ihtiyar değilsiniz, çünkü kaybolmuştur. ve İzmirde intişar eden gazete ve mec retle kavrulan Balikesir, dün akşamdan rüyüşünü bir yana koyup da gökteki ö Romanyadan gelen muhacirler Tahsin 63 üncü ilkmektebde birinci sısizin mahiyetinizde olan insanlar mümualardır. Bunlan her sene veya altı beri devam eden yağmur sayesinde se süz mehtaba, denizdeki cansız gümüş se nıfta okumaktadır. Çocuk akşam üstü Romanyadan şehrimize kendi vasıta ebbeden taze bir kalbe maliktirler. rinlemiştir. Bu suretle yazlık mahsuller viye bakmak düpedüz hata idi. Fak. ayda bir ciltletiriz.» Ondan başka ihtiyarlık bir bar değil, evine gelmşi, «anne! Sınıfta kalıyorum» larile gelen bazı kadm muhacirlerin Ga de kuraklıktan kurtulmuştur. Halk çok Boğazın şiirini aramak zevki, canh mel Genc memuru takiben aşağıya indim. bir şereftir. Onun da kendine mahsus diyerek biraz ağlamış, sonra evden çı lata rıhtımında beklemekte olduklan Başsevinmektedir. tablan ve canh gümüş servileri temaş. Burada yanyana iki oda var. Birincisi güzellikleri vardır. Bilmem ki herkes kıp gitmiştir. vekilin nazarı dikkatini celbetmiş ve bunDünkü şiddetli yağmurda Bahkesirin daki hazdan üstündü. Onun için gözlc sevkiyata tahsis edilmiştir. Beşer nüsha ondan neden bu kadar çakiniyor ve korBir gaib daha larla alâkadar olmuşlardır. 20 kilometro şimalindeki Yeniköy nami uzun uzun kıyılarda dolaştırdım. olarak alınan gazete, mecmua ve kitabkuyor. Karagümrükte Karabaş mahallesinde hiyesinden 18 yaşlannda Süruri isminde Adliye Vekili de ödemişe gîtti lardan birer tanesi alıkonduktan sonra Acaba ne buldum ve ne gördum Beyaz saçlar, onun başının çelengi 26 numaralı evde oturan gazete müvezbir genc tarladan evine dönmekte iken Bir müddettenberi şehrimizde bulunan geri kalan dört nüshadan biri Ankara yıldırım düşmüş, zavallı genc derhal öl Bilmem ki bunu söylemeğe hacet v & ve kıymetli hatıralar kuvvet ve kudre zii Ahmedin oğlu 12 yaşlarındaki Refet Adliye Vekili Saracoğlu Şükrü dün İz Umumî kütübhanesine, biri İstanbul Üni müştür. tidir. Ah o kıymetli hatıralar. her biri geçen pazardanberi kaybolmuştur. mı?.. Kelimeleri ekseriyetle silinmiş, b'te maziden alınan birer bayük ders değil Her iki kayıb çocuk hakkmda Emni mir vapurile Izmire gitmiştir. Şükrü Sa versitesi kütübhanesine ve biri de îstanYanmda bulunan 60 yaşındaki annesi si berisi kopup düşmüş yırtık bir şiir!.. nıidir? yet ikinci şube müdürlüğü tarafmdan racoğlu Ödemişteki çiftliğinde bir ay ka bul Umumî kütübhanesine gönderilmek ve üç yaşındaki kardeşi de ağır surette Bu da gerçi okunuyor, lâkin güclükle v« Kanun, faal ihtiyarlığa bir had koy tahkikata başlanmıştır. dar kalacaktır. tedir. yaralanmışlardır. elemle!.. M. TURHAN TAN NE YAPMALI? İhtiyarlamamak için Türk neşriyat hayatınm hazinesini ziyaret Maarif Vekâleti Basma Yazı ve Resimleri Derleme Direktörlüğünün üç sene zarfında başardığı işler hertürlü takdirin fevkindedir Boğazın şiiri Sadece sây ile delicesine eğlenmek kâf i değil, insan çalışmakla beraber dinlenmeyi de bilmelidir! Dost memleketi ziyaret İki çocuk kayboldu Anita'ya pek yabancı gelmemişti. Adam kafamı yoruyorum.. Anita kendisini, uzaktan uzağa götüren I şamış gibiydi. Şimdi oyuyordu. Anib hafifçe güldü: Thaya.. : büyük dalgalar üzerinde nihayetsiz bir birdenbire Keith'i görmek istedi. Kendi Burada buluşmamız ne garib tesa Öyle ya. Elbette. Thaya. Siz pen yolculuğa çıkmış zannediyordu. sine hakikati söylemediğine pişmaa^o' düf değil mi? dedi. cerede ayakta duruyordunuz. Ellerinizi Beraber çıkalım, dedi. muştu. Vestiyerden evvelce bıraktığı t Birbirimize nerede tesadüf ettiği göğsünüzde kavuşturmuştunuz, değil mi? Hayır. Görürler. Seni sonra bula ki elbisesini aldı. Bahşiş vermek için çar mizi hatırlamağa çahşıyorum.. yım. Nerede oturuyorsun? Yazan: Çeviren: Belki.. tasını açtığı zaman Anita paralann ara 5 Ben size söylerim.. Anita şaşkın bakındı. «Hiçbir yerde» sında sert birşey farketti. Eline küçüi Cemil Fikret Vicki Baum Biliyor musunuz o an ben ne düBu arada meçhul adamın koyduğu fiş şünmüştüm? diyecekti; fakat: bir paket geçmişti. Açtı: Bir inci ger Genc adam: Grand Hotel'de dedi. Gelin diye tekrar etti. Bana şans ler toplanmış ve olduğu gibi Anita'nın ödanlık. Bir makine gibi gerdanlığı boy Hayır, ne düşündünüzdü? nüne atılmıştı. Fakat yabancı genc o Odanın numarası? Beni dinleyin, diyordu, bütün bu getireceksiniz. Ve Anita'yı dar bir mernuna geçirdi. Fakat nereden geldiğin Yazık, demiştim. Ne yapıyordu yunla hiç alâkadar görünmüyor; masaya 589. heriflerin size anlattıklarına inanmayın. divene doğru sürükledi. anlıyamiyordu. Başını çevirdiği zamal nuz orada? Bu rasgele aklında kalmış bir vagon Keith'i karşısında buldu. O bunların her zaman yaptıklan şeydir. İkinci katta üç Rulet masası vardı. bakmıyordu bile. Şef dö gann kansıydım. Bir dakika bara gidelim. Size söyHepsi evlidirler. Tekliflerini ciddiye al Anita eldivenlerini geçirdi ve oturdu. numarasıydı. Ben burada oturmuyorum, dedi. Ya.. Demek sonra boşandımz. Ve liyeceklerim var. mayın. Zengin ihtiyar yanındaydı: Biliyorum. Fakat benim buradî Viyanada... Beni ne zannediyorsunuz? dedi A Yan yarıya oynıyalım, dedi ve fişBarda dans salonunun uzak çalgısı Geriye döndüğü zaman Anita M. Os odam var. Anita dinlemiyordu. Birdenbire yannita, hem siz de evli misiniz? leri Anita'nın gösterdiği yerlere koyma işitilebiliyordu. îskemlesinde uyuya kalten'in masasmda çok durmadı. Anita istemiyerek bir entrikaya girmî lış bir yola saptığmı anlamıştı. Evet; ve ben mes'udum. ğa başladı. Küçük top bir çılgın gibi dö mış bir sarhoştan başka kimseler yoktu. Ben kendimi iyi hissetmiyorum, gi gibi: Hayır.. diye başını salladı. Anita: nüyordu. Bir an gülüşmeler oldu; Ani Yüksek iskemlelere yanyana oturdular. deceğim, dedi. Masada bir harekettir Nasıl? dedi. ' Keith gülerek: Ben de mes'udum dedi. Ve kendi ta'nm önünde birçok fişler toplanmıştı. Anita şimdi tamamile uyanmıştı. Zira o başlamıştı. Ressam: Evet ben burada guya kanmla kendine yalan söylediğini düşündü. Anita bir sairi film'enam gibi yaşıyordu. ana kadar başına böyle bir macera gel Nasıl; hayır, diye sordu ve ilâve Bırakın çok içti, diyordu. turuyormuş gibi yaptrm. Sen şimdi b' etti: Birbirimize daha çok anlatacak şeyDanstan döndükleri zaman M. Osten: Geceleyin Thaya'dan hareketi, Viyana memişti. Genc kendini takdim etti: Fakat M. Osten'le zengin ihtiyar ona etme. Ve asansöre beraber binelim. Gelin, dedi, ikinci kata çıkıyoruz. ya gelişi, cenaze merasimi, vasiyetname Benim ismim Keith'dir. Şimdi bir lerimiz var. refakat etmek hakkını kazanmak için çaAnita'nın elinden paketi alarak bir nin açılması, trenin kaçışı, mavi elbise, bu birimizi nereden tanıdığımızı bana anlaAnita sinirli sinirli: Anita bir daha eve hiç dönmiyeceğini lışıyorlardı. Neticed; zengin ihtiyar ve şağa verdi. Anita sürüklendiğini duyu Hayır, diye cevab verdi, ben çıkgece toplantısı... Bütün bunlar okunmuş tacaksınız.. düşünüyordu. Hiç.. Kat'iyyen. Nekadar M. Osten Anita ile beraber çıktılar. Oyor, fakat itiraz edemiyordu. Asansö gibi, rüyada görülmüş gibiydi. Küçük mıyacağım. kalmışlardı, nekadar içmişlerdi. Genc nu otelin kapısına kadar götürdüler. DörAnita bir an düşündü ve: Birdenbire bütün bu komedyadan bık top döndükçe fişler küçük sütunlar ha Hatırladım, dedi, siz bir gün is kadm bunları bilmiyordu. Ancak Keith düncü gün için bir takım vaidler alarak bindiler, uzun bir koridordan geçtil Kendilerine odayı açan hizmetçiye K mıştı. O harikulâde elbisesinin içinde ken linde önünde birikiyordu. tasyondan geçtiniz. Trenin penceresinden kendisine «sen» le hitab ettiği zaman aynldılar. " dini çok yorgun hissediyordu. İlâve etti: biraz dirildi: Bir an Anita üzerinde bir bakışın ıs sarkıyordunuz.. Anita otelin döner kapısmdan geçip ith emretti: Zaten niçin çıkıyoruz? Nerede rarını hissetti. Gözlerini kaldırdı. Filha Keith de hatırlamıs gibi oldu: Bize meyva ve naadensuyu gön<J Dinle, diyordu o, yanınızdaki he kendini salonda bulunca ne yapacağım viz> kika bir geac duia bir dikkatle, adeta su Evet.. Evet.. Tamam, dedi, istas riflerle münakaşa etmek istemiyorum. Se düşündü. Salondaki büyük M*t ikiyi götM. Osten: al sorar gibi kendisine baVryordu. Bu yüz yonun ismini bulmak için ne zamandır ni sonra nerede görebilirim? teriyordu. Geceyarısmdanberi seneler ya(Arkast var) G®ıniDinı ÇollcpınıİD Büyük Hikâye