CUMHURİYET 25 Hazîran 1937 Izmir kulüblerinin vaziyeti bu hafta belli olacak Pazar günü öğleden evvel kongreler toplanacak, öğleden sonra da güreşler yapılacak Izmir (Hususî) Şehrimiz kulüb Ierinin birleşmeleri hâdisesinde kulüb kongrelerinin toplanması vaktin darlığı ve derhal millî küme maçlarına girilmesi hasebile, sona bırakılmıştı. îzmir bakımm dan, artık millî küme maçı kalmamıştır ve îzmir, kat'î derecesini anlamıştır; en sondadır. tzmirliler, bu nerkeyi hem tabiî görmekte, hem müteessir olmaktadır lar. Fakat gelecek sene için, muntazam bir çahşma ve yapılacak ıslahatla iyi netıceler alacaklannı da ümid ederek te selli duymaktadırlar. İlk faaliyet, kongrelerle başhyor. Bu pazar günü, Halkevi salonlannda eski Göztepe, İzmirspor ve Egespor kulübleri azalan, Doğanspor heyeti umumiyesi halinde toplanarak vaziyeti tetkik edecek, eski kulüblere aid formaliteleri tamam lıyacak ve yeni idare heyetlerini seçeceklerdir. Bunu, Üçok Sporun, eski Altay lılar, Altmordu ve Bucahlar şeklindeki toplantısı takib edecektir. Bu kongrele rin neticesi alâka ve merakla beklenmektedir. Bu kulüblerin bazı azalan ya birleşmeğe muhalif, yahud da kulüb adedinin azlığma kanidirler. Diğer taraftan, mıntaka reisi doktor Hasan Hulkinin istifa ettiği hakkmda bh İstanbul gazetesinde çıkan haberin aslı yoktur. Bilâkis, doktor, yeni ajanlarla müstakbel mesai programmı hazırlamaktadır. desine göre, Amerikah pehlivan 8 x 8 minderlerde güreşmeğe alışık olduğu halde Bursada 6 x 6 genişliğinde ve ipleri fena gerilmiş bir ringde güreşmeğe mecbur kalmış. Bu sırada Mülâyimin ken disini bir çapraza almak hareketine karşı ringin kenanna atıhrken ayağı incinmiş, doktorlann ısran üzerine müsabakadan çekilmiştir. Yani şimdi bir nevi revanş maçı seyredilecektir. Türkiye Şempiyo nu Tekirdağh Hüseyin de kendisine Bursaya gelip karşılaşmağa hazır bulundu ğunu bildirmiş. Fakat bu güreşmenin en sonraya bırakılması muvafık görülmüş tür. Görünüşe nazaran Tekirdağh ile, Ankarada karşılaşacaktır. Sigorta bedelini kim verecek? Vapurcular Vekâlete müracaat ediyor Milletlerarası işlerlnde büyük bir hassasiyet [Ba$makaleden devam] sebebden dolayı İngıltere ile Fransa Valans hükumeti aleyhine yapılacak bir nümayişe iştirakte doğrusu haklı olaraktereddüd etmişlerdir. Böyle bir nümayiş Almanya ile İtalyanm işlerine gelebilir. Çünkü bu muamele asi Franco tarafını takviye ettigi kadar Valans hükumetini küçük düşürecek ve zayıf kılacaktır. Böyle bir hareket îspanyada adına dahüî denilen kargaşahğa Almanya ile İtalyanın arkasmdan sürüklenen diğer iki devletçe de bir istıkamet vermiş olmanın kabulü mahiyetinde sayılabılırdi. Işin en fenası Avrupa efkânnda derhal yukanki izahların üstünde bazı şüphelerin belirmiş olmasıdır. Bu şüphelere nazaran Lâypzig hâdisesi doğru veya değil, acaba Almanya ve onun arkasmdan İtalya Avrupa vaziyetine istedıkleri şeklin verileceği müsaid zamanın geldiğine mi hükmettiler suali bir anda bütün dudakları dolaşmıştır. Eğer böyle ise yaklaşmakta olduğumuz sonbahan bile beklemeden yeni bir Avrupa harbinin çıkacağına inanmak lâzım gelir. îşte vaziyetin en vahim tarafı buradadır. Eğer Almanya ile îtalya Ispanyol işinin behemehal istedıkleri şekilde bıtmesini temin etmek isterlerse vaziyetin gene bu vahim safhaya inkılâb edeceğinde şüphe yoktur. Almanyanın biraz fazla cür'etli olan hareketini şu üç sebebe istinad ettiriyorlar: 1 : Rusyadaki dahilî icraat, orada işlerin karışık olduğunu göstenniştir. 2: Bilbao'nun Franco kuvvetleri tarafından zaptı İspanyol işlerini azçok asiler lehine çevirmiştir. 3 : Fransız buhranı Fransayı mefluc kılacak bir mahiyette farzolunabilir. O halde kılıcin terazi kefesine atılacağı zaman gelmiş sayılarak Almanya ve onun arkasından İtalya harekete geçmenin en muvafık zamanı olduğuna hükmetmiş olurlar. Bu takdirde Lâypzig hâdisesi sadece bir vesiledir. Eğer iki devlet, Almanya ile italya, hakikaten bu düşüncelerle hareket ediyorlarsa yeni bir Avrupa ve belki de yeni bir dünya harbinin arifesinde olduğumuza şüphe yoktur. Böyle bir harbin îngiltere ile Fransa için 1914 harbinden daha kuvvetli sebeblere istinad edeceğini izaha hacet görülmez ve Avrupa milletlerinden hiçbirinin böyle bir harbe karşı lâkayd veya kenara çekilmiş vaziyette kalması da imkân dahilinde değildir. Kuvvetlerin muvazenesini bu kadar müthiş bir tecrübeye sokacak olan böyle bir harb küçük büyük bütün AvTupa milletleri için pek haklı olarak bir ölüm dirim hâdisesi sayılacaktır. Onun içindir ki asıl bu korkunc ihtimalden dolayı bir iki gündür bütün Avrupanm havasmda kutublardaki kadar soğuk veya hattı üstüvadaki kadar sıcak bir rüzgâr esmeğe başlamışür. Sulhu bozmanm cinayetten büyük bir cinnet olacağı şimdi daha açık görülmek Maslak yolunda dün bir facia daha oldu Jak isminde bir motosikletçi, yeni bir arabayi tecrübe ederken ağaclara çarptı ve beyni patlıyarak öldü Aralarında ihtilâf çıkan Denizyollan müdürü Vapurculuk şirketi Sadeddin müdürü Mustafa Devlet Denizyollan îdaresile Vapurculuk Şirketi tasfiye heyeti arasında satılan vapurların müterakim sigorta paralannın hangi tarafça ödenmesi icab ettigi meselesile gene bu vapurlara aid bazı işlerden dolayı anlaşamamazhklar çıktığını yazmıştık. Vapurculuk şirketi tasfiye heyeti bunun üzerine, iki idare arasmda yapılmış olan devir ve satış mukavelesindeki sarahat mucibince bu anlaşamamazlıkları Deniz Ticaret Müdürlüğünün hakemliğine tevdi etmek kararmı vermiştir. Fakat, söylendiğine göre, Denizyollan Idaresi hakeme gitmeğe de taraftar görünmemektedir. Denizyollan Idaresinin noktai nazanna göre, sigorta paralarını bu sigortalan yapmış olan şirketin vermesi lâzımdır. İdare vapurlann takdir ve kabul olunmuş bedelinden fazla para veremez. Tasfiye heyeti ise, yapılan mukavele mucibince bu gemileri almış olan Denizyollan İdaresinin sigorta paralannı mal sahibi sıfatile ödemesi lâzım geldiğini ileri sürmektedir. Denizyollan Idaresince alman vapurların son taksiti olan 300 küsur bin liranın temmuz ayınm ilk haftası içinde ödenmesi lâzım gelmektedir. İki taraf arasında çıkan bu ihtilâfın müddeti mükavele ile tayin edılmiş olan son taksitin tediyesini geciktirmemesi icab etmektedir. Vapurculuk şirketi tasfiye heyeti reisi Mustafa Sadıkzade, dün, Deniz Ticaret Müdürlüğünde Deniz îşleri Müsteşan Sadullah Güneyi ziyaret ederek bu anlaşamamazlıklar üzerinde kendisine izahat vermiştir. Öğrendiğimize göre, Vapurculuk tasfiye heyeti bu ihtilâfların mahkemeye intikal etmeden Vekâletçe hallini arzu etmekte ve bunu istemektedir. Deniz sporları faaliyet programı Mevsimine girdiğimiz su sporları faaliyet ve müsabakaları için İstanbul bölge since bir program hazırlanmıştır. Programm yüzmeler kısmı Moda deniz hamamlarrada, kürek kısmı da Yenikapı sahil lerinde tatbik edilecektir. Yüzmeler için 28 ve 29 ağustosta teşvik müsabakalan, 11 ve 12 eylulde seçmeler, 18 ve 19 eylulde de istanbul şampiyonluğu müsabakalan yapıîacaktır. Kürekte 1 ve 15 ağustos tarihlerinde iki teşvik müsabakası yapıldıktan sonra 12 eylulde İstanbul şampiyonluğu mü sabakalan yapıîacaktır. Şampiyonluk Günün diğer bir hâdisesi, Doğanspor müsabakalan dört tek, dümencisiz iki ve Üçok kulüblerindeki tanınmış eleman tek ve iki çifteler olmak üzere üç yanşlardan bazılaruım on beş kişilik bir kadro tan ibarettir. ile bir kulüb teşkil edecekleri hakkmda Ajanlık, istanbul festival eğlenceleriortaya çıkan şayiadır. Ciddiyerten uzak, ne denizcilerimizin azamî mikyaslarla günün bir spor şakası halinde dolaşan bu iştirakini karar altına almış ve bunlar için şayia, gündelik dedikodulann üstünde bir de yanş programları tesbit ermiştir. eğlence mevzuu şeklinde konuşulmaktaGalatasaray futbolcuları Rodır. manyaya gidiyor Yan profesyonel mahiyerte olacak bu müstakbel ve muhayyel kulübe, meselâ, 17 ve 18 temmuzda otuz üçüncü yıl Hakkı, Said, Cemil, Nurullah, Adil, dönümünü tes'id edecek olan GalatasaNamık, Adnan, Enver, Fuad, Nejad, ray kulübü îstanbulda yapacağı bay Fethi, Zihni gireceklenniş,. Oyunculardan ramı takib eden hafta Romanya şam bazılannm vaziyetlerine göre hakikat sa piyonu Venüs takımile maç yapmak üzehasma intikal etmiyeceği aşikâr olan bu re Bükreşe gidecektir. fikri, içlerinden bazılan, hem de hiç is Galatasarayın Bükreşte ikinci bir maç tiflerini bozmadan ve ciddî imiş gibi yapması da muhtemeldir. konuşmaktadırlar da.. Bundan maksad, hem kulüb adedini bu suretle artırrp şehirde daha fazla te maslara ve şimdiki kulüblerinde kendi yerlerine diğer oyunculann girmesine imkân vermek, hem de Izmirin spor şerefini daha esaslı şekilde koruyabilecek bir takım teşkil etmek imiş.. Merkezî ve garbî Avrupa muhtelitlerinin maçı Olen Jak'ın karısı Eliza, muhüıTİrimize derd yanıyor [Baştarafı 1 ind sahıfede] başlamışlardrr. Azabkapıda İskender caddesinde 25 Zavalh Jakın kansı Eliza da faciayi numarah evde oturan Jak, Taksimde sa haber almış ve kaza mahalline gelereh hibi bulunduğu birkaç motosikleti kiraya ağlamağa, dövünmeğe başlamıştır. Bu sı* vermekte ve bu suretle hayatını kazan rada oradan geçen Vali Muhiddin Üs « maktadır. tündağ da jandarmalardan kaza hak • Daha 26 yaşında olan Jak, ayni za kında izahat almış ve çok müteessir ol « manda şehrin tanmmış sporcularındandır muştur. ve motosiklet yarışlannda daima iyi deKazazedenin karısı Eliza vak'a ma • receler almıştır. hallınde bulunan muharririmize: Evvelki gün Kirkor Karakaş adında « Ah!.. Jakım daha dün akşam bir adam Jaka müracaatle 197 numaraîı radyo başında şarkılar söylüyordu. Ne motosikletini satmak istemiş, Jak da momes'udduk. Allah saadetimizi çok mu töre binerek Maslak yolunda bir tecrügördü» diye derd yanmağa başlamış, ve be yapmıştır. hüngür hüngür ağlamıştır. Dün akşam saat 17 raddelerinde Jak Nöbetçi Müddeiumumî muavini geç gene bu motosiklete binmiş ve son tec vakit vak'a mahalline giderek tahkikata rübesini yapmak üzere Maslak yoluna başlamıştır. Facianın hangi sebebden ileçıkmıştır. Fakat motosiklet asfalt yolun ri geldiği tahkikat sonunda anlaşılabile <ı Ayazağaya yakın bir yerinde virajı döcektir. nerken henüz malum olmıyan bir sebebden dolayı birdenbire sola doğru direk Kadıköyünde bir tramvay siyonu kıvrılmış ve olanca süratile sol takazası raftaki ağaclardan birine çarpmıştır. Dün. Kadıköyde Altıyol ağzında vatBu çarpışma çok şiddetli olmuş ve man Abdullahm idaresindeki 142 sayılj motosiklet muhtelif parçalara ayrılmış ve tramvay yol üzerinde gitmekte olan 41 parçalan yolun üstüne dağılmıştır. Jakın yaşlarında Naciye adındaki kadına çarp« da beyni patlamış, ayakları ve amudu mıştır. Kadın bu çarpma sonunda kolla» fikarisi kırılmış bir halde hendeğe yuvar rından yaralanmıştır. lanarak derhal ölmüştür. Çatalcada odun Bu saatlerde yol kalabalık olduğu kesilmiyormuş halde kazayı kimse görmemiş, yalnız Geçenlerde Orman kanunu nasıl tat» Tramvay şirketinin bir kamyonu oradan geçerken hâdiseyi görerek jandarmaya bik olunuyor serlevhasile yazdığımıa şikâyet üzerine Çatalca orman mühen» haber vermiştir. Kaza mahalli jandar disliğmden aldığımız mektubda denili < • malar tarafından kordon altına alınmış ve vor ki: «Kanun mer'iyet mevkiine gir • keyfiyet Müddeiumumiliğe haber veril diğmdenberi bir odun parçası bile kesmiştir. tirılmemektedir. Taşmdığı ve kömür Bu feci kaza hayret edilecek bir sür yapıldığı mevzuu bahsolanlar kanun atle şehirde şayi olmuş, ve bütün moto dan evvel kesilmiş olup zabıtlarla tesbit sikletliler Maslak yoluna akın etmeğe edilenlerdir.» Doraspor futbol takımı şehrimize geliyor Güreş müsabakast Izmirde günün diğer spor hâdisesi de, Amerikan Boğası namile maruf ve İstanbulda, Bursada muhtelif maçlar yapmış olan Cenubî Amerika şampiyonu Joe Bull Komar'ın bazı müsabakalar için buraya gelişidir. Amerikah pehlivan, Türk pehlivanlanndan hepsile göreşmeğe hazır bulunduğunu ve Izmirde mevcud olan lan azamî dört dakikada yenebileceğini söylemektedir. Vaktile maruf Kurddereli pehlivanla güreşmiş ve berabere kalmış olan Amerikan Boğasmm meneceri Zıbesko Balıkesirden geçerken Kurddereliyi köyünde ziyaret etmiş ve onu hasta bulmuştur. Bul Komar ilk karşılaşmasmı Mülâyimle yapacaktır. Çünkü, Bursada Mülâyimle yaptığı maç yarıda kalmıştır. Kendi ifa tedir. YUNUS NADl lnönü vapuru yangını tahkikatı tnönü vapurunda yangın çıkan iki numaralı ambardaki enkazm boşaltılma sma başlanmıştır. Yapılan tahkıkatta, ambarda iştıal edıci madde bulunmadığı anlaşılmıştır. Yanan eşya mobilya, kahve, bazı edevat gıbi şeylerdir. Yangının neden çıktığı aradan günler geçtiğı halde henüz anlaşılamamıştır. Bodrum Müddeiumumiliği bu husustaki tahkikatma devam etmektedir. Müddeıumumî ambarda yanan eşyalardan nü muneler aldırmıştır. Bunun üzerinde fennî tetkikler yapıîacaktır. İnönü vapuru iki güne kadar tamir edilmek üzere Halice girecektir. nımadığı bir adam. Bu odaya nasıl girmiş, niçin girmiş, ne istiyor? Pek yavaş ve pek yumuşak, biraz müstehzi bir sesle: Beni tanımadın mı Feride? Diye sordu ve ona doğru eğilir gibi yaparak: Kocanı arıyordun. Ben senin ko can değil miyim? Hem de asıl kocan... Dikkat et. Dikkat etti; ah, bu adamın Süleyman Rahimle hiç alâkası yoktu. Ona hiç benzemiyordu. Fakat boyu ve vücudü, biraz sesi, gözleri, ağzı onu ancak hatırlatı yordu. Acaba o mu? Beklediği ve korktuğu da o değil miydi? Sami Beyin sözlerinden sonra Ayşe kadının katili o olduğuna kanaat getirmişti. Şimdi karşısına dikilen ve «ben senin kocan değil miyim?» diyen adamm Süleyman Rahime benzemese bile başka birisi olmasına nasıl ihtimal verir? Feride gözlerini kapıyarak tekrar yatağa düştü. Vücudü bir yaprak gibi titriyordu. Ne istiyorsun benden? Çekil, git... Şimdi kocam gelecek... diye haykırdı. Meçhul adam iki adım attı: Gelirse ona söyliyecek çok şeyle Garbî Avrupa muhtelitıle merkezî Avrupa muhtelıtı arasmda Amsterdam'da yapüan maçı, merkezî Avrupa muhtelitinin 3 1 kazandığını yazmıştık. Yukarıki resim, 50 bin seyirci önünde oynanan bu mühim maçtan heyecanlı bir enstantanedir. Aman yarabbi, aman yarabbi sen beni kurtar. Ne yaptım, ne günahım var?.. Diye mınldandı. Hıçkınyor, fakat gözlerinden yaş akmıyordu. Korku ve telâş kadıncağızı sanki hertürlü hislerden ayırarak birdenbire donduracak, bir heykel haline koyacaktı. Dışarıda, aşağıda, hatta sokakta bir ses işitmek ihtiyacile karyoladaki vaziyetini değiştiremiyor, kıpırdıyamıyordu. Bir aralık kin ve ıstı rabla ateşler püskürür gibi dişlerini gıcırdatarak: Kocam nerede kocam? Diye mınldandı. Omzuna bir el do kunur gibi oldu ve tanımadığı bir ses: Buradayım kancığım! Dedi. Feride Hanım, bir anda ne olduğunu şaşırarak ve hiçbir şey düşüne miyerek başını çevirdi. Karyolanın a yakucunda, uzun boylu, çember gözlüklü, siyahlar giyinmiş bir adam beyaz dişlerini göstererek kendisine bakıyordu. Gözlerini onun parlak camlar altındaki gözlerinden ayıramıyarak doğruldu. Ayağa kalktı ve karyolanın öbür ucuna kaçıp büzülerek: Siz kimsiniz, ne işiniz var burada? Diye haykırdı. Asla görmediği ve ta Bursanın Doraspor takımı Bursanm Doraspor kulübü futbol takımı bu hafta şehrimize gelerek Karagümrük sahasında., Karagümrük takımile bir müsabaka yapacaktır. rim var, konuşuruz. Feride Hanım, birdenbire doğruldu. Nemli ve ürkek gözlerini dikerek: Ne söyliyeceksin? Fakat... Seni tanımıyorum. Gür ve alaycı bir ses: Hâlâ tanıyamadın mı? Dikkat et... Süleyman Rahim değil miyim ben? Seneler belki biraz beni değiştirdi. Seni olduğu gibi... Bak, o güzel saçlarm be yazlanmış, yüzünde kırışıklar görüyo rum. Amma, hâlâ nekadar güzelsin Feride!.. Ben seni çok sevdim, fakat bahtiyar edemedim. Nıhad Bey de benim kadar seviyor mu? O seni bahtiyar edebildi mi bari?.. Feridenin artık şüphesi kalmadı. Karşısındaki adam sabık kocasıydı. Bir haydud, bir katil olduğuna aid hertürlü delâile sahib olduğu bu adamm önünde şimdi ölüm korkusile kocasının gelip onlan bir odada ve kilidli olarak bulması korkusu kadıncağızı birdenbire öyle müthiş bir heyecana uğrattı ki iki ellerini kıpkırmızı kesilen yüzüne kapadı: Git, rica ederim, ayaklarını öpeyim git... Ne istersen yap, fakat beni rahat bırak... Şiddetli bir buhranla yatağa düşmüş tü. Meçhul adam ona doğru bir adım a« tınca Feride kudurmuş gibi fırladı, oda« nın pencere taraf ma sığındı: Gelme, yaklaşma... Camı kırarak haykıracağım... Çünkü kendimi kaybe • • diyorum... Herşeyi göze alacağım. Diye bağırdı. Gözlüklü adam bir lâhza durdu ve karyolanın ucuna ilişerek oturdu. Son derece lâkayd ve soğukkanlı, pantolonun dan bir tabaka çıkardı, bir sigara yaktı. Sonra Feride Hanıma: Ben buraya seni mahvetmeğe gelmedim Feride... Konuşulacak bazı şey* ler vardı. Benim hayatıma ve senin ıs « tikbalıne aiddir. Onları konuşup gideceğım. Geldığimden kimsenm haberi ol • madığı gibi gttiğimden de olmıyacak. Feride perdeye yaslanarak ayakta: Simdi kocam gelecek!.. Dedi. Öteki ayni soğukkanlılıkla de * vam etti: Hayır gelmez.. Çünkü daha yanm saat evvel bir dostile Beyoğlunda bir birahaneye girdi. Feride birdenbire: Nasıl dostu? Kimdir bu? Yalan söylüyorsun! (Arkast var) HACI RAŞİD «Camhuriyet» in milli sergüzeşt romanı : 3 4 . Mahmud başmı eğerek emirlerin harfiyyen ifasına hazır olduğunu anlattı ve merdiveni indi. Feride Hanım odasmda yalnız kalınca komodin üstündeki saate baktı. Saat on buçuktu. Nihad Bey, on bire on ikiye kadar gelmiyebilirdi, fakat bu gece geç kalması Feride Hanımın canını sıkıyordu. Bu sıkmtı ile bir müddet odasmda ne yapacağını bilemiyerek dolaştı. Yatağının kenarında çorablarını çıkarırken kulağına bir ses gelir gibi oldu. Bir ayak sesi mi, bir çıtırtı mı? Belli değil... Şüphe ve telâşla: Mahmud! diye seslendi. Cevab alamadı. Bir ayağı çorabsız olduğu halde oda kapısına kadar yürüdü. Kapıyı aralık etti. Daha hızlı bir sesle: Mahmud! Mahmud!... Diye haykırdı. Gene cevab alamaymca aşağıyı dinledi. Mahmud şu dakikada alt katta olacaktı. Sofanrn lârab*uı yanmak Iâzımdı. Ziyayı merdiven ba şmdan farkedebilirdi. Halbuki karanhk görüyordu. Merdiven başına kadar ge lerek eğildi ve titredi. Alt katta ne aydınlık, ne bir ses vardı. Ortalık derin bir sükun içindeydi. O dakikada Feride Hanımı ürküten bir da kika evvel işittiği ayak sesi değil, evin bu sükunu, Mahmudun cevab vermeyişi oldu. Bütün sinirleri gergin olduğu için he men etrafmda bir felâket dolaştığını sandı, iblisin ruhu etine dokunuyor gibi geldi, ürpererek geri çekildi. Odasma kaçtı, kapıyı kilidledi ve kendini yatağma attı; bütün vücudü buz kesilmişti. Ellerini yüzüne kapamış, yatağın üstünde yüzükoyun, yan soyunmuş bir halde uzanmış kalmıştı. Ağlamak istiyor, ağlıyamıyor, kâh titriyor, kâh bütün vücudü ateş kesiliyor, kalbinin göğsünü parçalıyacak gibi attığını hissedi yordu.